load ! - Türkçe İngilizce Sözlük

load !

"load !" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
load i. yük
The administrative load must be lightened, for example, by switching to the 'one fund' principle.
Örneğin 'tek fon' ilkesine geçilerek idari yük hafifletilmelidir.

More Sentences
load f. yüklemek
I have discouraged amendments which loaded other good causes on to our own report.
Kendi raporumuza başka iyi nedenler yükleyen değişikliklerden vazgeçtim.

More Sentences
General
load i. endişe
His success took a load off my mind.
Onun başarısı endişemi giderdi.

More Sentences
load i. yük
I expect this two-stage procedure to lighten the load somewhat, depending on how it is implemented.
Bu iki aşamalı prosedürün, nasıl uygulandığına bağlı olarak yükü biraz hafifletmesini bekliyorum.

More Sentences
load f. yüklenmek
Open a new tab in a web browser and wait a few seconds to load it.
Bir web tarayıcısında yeni bir sekme açın ve yüklenmesi için birkaç saniye bekleyin.

More Sentences
load f. silahı doldurmak
Tom loaded his gun.
Tom silahını doldurdu.

More Sentences
load f. yüklemek
Then, fire up a web browser and load the setup wizard.
Ardından, bir web tarayıcısını açın ve kurulum sihirbazını yükleyin.

More Sentences
load f. doldurmak
Tom told me to load my pistol.
Tom bana tabancamı doldurmamı söyledi.

More Sentences
Colloquial
a load of (something) expr. bir sürü (bir şey)
The truck carried a load of furniture.
Kamyon, bir sürü mobilya taşıyordu.

More Sentences
Trade/Economic
load i. yük
Prohibition of dilution will reduce the overall contamination load of animal feed.
Seyreltmenin yasaklanması hayvan yemlerinin genel kontaminasyon yükünü azaltacaktır.

More Sentences
Common Usage
non-load output voltage i. yüksüz çıkış gerilimi
General
load waterline i. yüklü su kesimi
work load i. iş miktarı
load capacity i. yük kapasitesi
load test i. yükleme testi
movable load i. canlı yük
load i. üzüntü
peak load i. en büyük yük
load method i. yükleme yöntemi
live load i. yararlı yük
load program i. yükleme programı
load i. çok miktar
load i. kaygı
dummy load i. boş yük
subject to load i. yüklemeye tabi
superimposed load i. ilave yük
load impedance diagram i. şarj empedans diyagramı
load extension curve i. yük uzatma eğrisi
rated load i. nominal yük
load and go i. yükle ve yürüt
solid load i. rüsup
load i. ağırlık
load i. sıklet
live load i. canlı yük
load distribution i. yüklerin dağılımı
dummy load i. suni yük
load limit i. istiap haddi
maximum load i. azami yük
line load i. çizgisel yük
useful load i. faydalı yük
excess load i. aşırı yük
load line i. akım yük doğrusu
load i. sorumluluk
useful load i. bir taşıtın kendi ağırlığının yanı sıra taşıyabileceği yük
bather load i. havuz kapasitesi (özellikle kamuya açık olanlar)
load i. sıkıntı
excess load i. fazla yük
load coil i. yük bobini
breaking load i. sınır yük
dynamic load i. dinamik yük
load i. hareketli yük
design load i. dizayn yükü
load displacement i. yük su çekimi
load line i. su kesimi
work load i. iş hacmi
alternate load i. seçenek yük
alternate load i. alternatif yük
vehicle load i. taşıt yükü
half load i. yarı yük
on load operation i. yüklü çalışma
heavy work load i. ağır iş yükü
abnormal load i. aşırı yük
abnormal load i. anormal yük
load i.
load i. şarj
load i. yükleme
mechanical load i. mekanik yük
allowed traffic load i. müsaade edilen trafik yükü
dead load i. hareketsiz yük
dead load i. özyük
dead load i. ölü yük
working load i. proje yükü
work load i. iş yükü
excessive load i. aşırı yük
excessive load i. fazla yük
working load i. normal koşullarda çalışma yükü
full load i. tam yük
fluctuating load i. dalgalı yük
full load speed i. tam yük hızı
full load operation i. tam yükle çalışma
full-load i. tam yük
nonaxial load i. eksendışı yük
nonaxial load i. dışmerkezli yük
superimposed load i. ek yük
stress load i. stres yükü
fuel load i. yakıt yükü (itfaiyecilik)
road load power i. yol yükleme gücü
flow of load i. yük akışı
a truck-load of men i. bir kamyon adam
a truck-load of men i. bir kamyon dolusu adam
load safety i. yük güvenliği
load ramp i. yol rampası
active load i. etkin yük
case load i. iş yükü
case load i. kliniğin belirli dönemde ele aldığı vaka sayısı
case load i. mahkemenin belirli süre aralığında baktığı dava sayısı
abuse load i. suistimalle yapılan yük
unitized load i. birimleştirilmiş yük
unitized load i. bir birim halinde elleçlenebilen paketlenmiş öğeler
head-load i. baş yükü
head-load i. afrikalı hamalların başında taşıyacağı şekilde ayarlamış yük
load i. iş yükü
load i. zihinsel yük
load i. çok büyük sayı
subject to load (sublo) i. taşıyıcının, yer olduğu takdirde yolcuyu taşımayı kabul etmesi
load i. yüklü miktar
load i. (çamaşır
load i. bulaşık) makine dolusu miktar
load f. mal yüklemek
load f. doldurmak (zar)
load f. yük vurmak
load f. doldurmak (silah)
load f. katmak
load with a charge f. görev yüklemek
load f. sıkmak
load f. fotoğraf makinesine film koymak
load up f. yüklenmek
place a load on f. yüklemek
load the dice f. zar tutmak
load down f. yüklemek
load the dice f. hile yapmak
take a load off one's mind f. endişesini gidermek
load with f. yağdırmak (hediye)
load f. yük olmak
load f. çok yemek
load f. yükletmek
load up f. yükletmek
drop load f. yük boşaltmak
dump load f. yük boşaltmak
drop one's load f. yük boşaltmak
dump one's load f. yük boşaltmak
carry load f. yük taşımak
load f. yükleme yapmak
load f. yük yüklemek
take on load f. yük almak
take on load f. yük yüklemek
shed load f. yük boşaltmak
shed one's load f. yük boşaltmak
drop the load f. yükü indirmek
share the load f. yükü hafiflemek
drop load f. yük dökmek
lighten the load f. yükü hafiflemek
shed the load f. yükü indirmek
shed load f. yük dökmek
dump the load f. yükü indirmek
dump load f. yük dökmek
spread the load f. yükü hafiflemek
load a gun f. silah doldurmak
load units f. kontör yüklemek
load (something onto) the ship f. gemi yüklemek
load f. şarj etmek
load on a truck f. kamyona yüklemek
load the bullet into the chamber f. kurşunu namluya vermek
load the bullet into the chamber f. kurşunu namlunun ağzına vermek
be a load off your mind f. sorundan kurtulmuş olmak
be a load off your mind f. problemi çözmüş olmak
load the bullet f. kurşunu namluya vermek
take the load off someone’s shoulders f. (birinin) omuzlarındaki yükü hafifletmek
lighten the stress load f. stres yükünü hafifletmek
off-load f. yük boşaltmak
be on a load of medication f. çok fazla ilaç alıyor olmak
load one's gun f. silahını doldurmak
load a magazine into the gun f. şarjörü takmak
load money f. para yüklemek
load money on the card f. karta para yüklemek
load the dishwasher f. bulaşık makinesini doldurmak
head-load f. (eşyaları) başın üstünde taşımak
load f. sıkıntı vermek
load f. yormak
load f. fazladan anlam veya duygu yüklemek
load f. pozisyona yerleştirmek
load f. istenen cevabı almak için (soru) sormak
load f. sonuçlarla oynamak
load f. olumsuz bir şey yüklemek
load f. (birini) hayali bilgilerle doldurmak
off-load f. (hoş olmayan veya külfetli bir şeyden) kurtulmak
off-load f. (hoş olmayan veya külfetli bir şeyden) başkasına yetki vererek kurtulmak
no-load s. yüksüz
a lorry load of s. bir kamyon dolusu
out load zf. sesli
on load zf. yük altında
Phrasals
load something up with someone f. bir yeri/şeyi birileriyle doldurmak
load someone into something f. bir yere birilerini doldurmak
load into something f. bir şeye doluşmak
load something down with someone f. bir yeri/şeyi birileriyle doldurmak
load someone in f. bir yere birilerini doldurmak
load with f. ile doldurmak/yüklemek
load onto f. -e aynı anda/hep beraber binmek
load onto f. bir araca aynı anda/hep beraber binmek
load onto f. -e aynı anda/hep birlikte bindirmek
load onto f. bir araca aynı anda/hep birlikte bindirmek
load onto f. -e yüklemek
load onto f. araca yüklemek
load onto f. bir yere/yapıya yüklemek
load something onto someone or something f. bir şeyi birine/bir şeye yüklemek
load something onto someone or something f. bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne yüklemek
load something onto someone or something f. bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne kaldırıp yüklemek
load something on f. bir şeyi birine/bir şeye yüklemek
load something on f. bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne yüklemek
load something on f. bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne kaldırıp yüklemek
load up on (something) f. kendini (bir şeyle) doyurmak
load up on (something) f. bol miktarda (bir şey) yemek/içmek
load up on (something) f. tıka basa (bir şey) yemek/içmek
load up on (something) f. doyana kadar (bir şey) yemek/içmek
load (someone or something) down f. (birini/bir şeyi) yüklemek
load (someone or something) down f. (birine/bir şeye) yük bindirmek
load (someone) down f. (birine) yüklenmek
load (someone) down f. (birine) fazla iş bindirmek
load (someone) down f. (birine) fazla görev yüklemek
load (someone) down f. (birine) yapabileceğinden fazla görev/iş yüklemek
load (someone or something) up f. (birini/bir şeyi) doldurmak
load (someone or something) up f. (birini/bir şeyi) bir şeye boğmak
load (someone or something) up f. (birini/bir şeyi) yüklemek
load (something) up f. (bir şeyi) yüklemek
load (something) up f. (bir şeye) yük doldurmak
load (something) up f. (bir nakliye aracını) doldurmak
load (something) with (something) f. (bir şeyi bir şeyle) doldurmak
load (something) with (something) f. (bir şeye bir şeyi) yüklemek
load (something) with (something) f. (bir şeye bir yükü) bindirmek
load (something) with (something) f. (bir şeye) çok fazla (bir şey) yüklemek
load (something) with (something) f. (bir şeyi) çok fazla (bir şeyle) doldurmak
load in f. (içine/içeri) yüklemek
load in f. (içine/içeri) doldurmak
load into f. (içine) doluşmak
load into f. '-e doluşmak
load into f. (içine) doluşturmak
load into f. '-e doluşturmak
load into f. (içine/içeri) doldurmak
load into f. '-e doldurmak
load on f. üstüne yüklemek
load on f. üstüne bindirmek
load on f. üstünü doldurmak
load on f. '-e bindirmek/yüklemek
Colloquial
a load of (old) rubbish, nonsense, etc. i. saçmalıktan ibaret
a load of (old) rubbish, nonsense, etc. i. tam bir çöp
a load of crap i. saçma
a load of nonsense i. saçma
a load of nonsense i. abartılmış
a load of nonsense i. uydurma
a load of nonsense i. sahte
a load of nonsense i. safsata
a load of nonsense i. kocakarı masalı
a load of (old) rubbish/nonsense i. saçmalık
a load of (old) rubbish/nonsense i. zırva
a load of (old) rubbish/nonsense i. safsata
a load of (old) rubbish/nonsense i. çöp
a load of (old) rubbish/nonsense i. palavra
load i. eski araba
load i. hurda yığını
load i. külüstür
load of (something) i. çok fazla (bir şey)
load of (something) i. eşek yüküyle (bir şey)
load of (something) i. yüklü miktarda (bir şey)
bucket-load i. büyük miktar
bucket-load i. kova dolusu miktar
blow (one's) load f. tüm parasını kaybetmek
blow (one's) load f. …'da donunu bırakmak
blow (one's) load f. kendini kaybetmek
blow (one's) load f. deliye dönmek
blow (one's) load f. vitesten atmak
blow (one's) load f. gözü kararmak
get a load of f. aval aval bakmak
get a load of f. mal mal bakmak
lock and load f. şarjör doldurmak
get a load of that! expr. bak şu işe!
get a load of that expr. vay anasını!
a load of (something) expr. bir yığın (bir şey)
a load of (something) expr. bir dolu (bir şey)
a load of (something) expr. yığınla (bir şey)
a load of (something) expr. çok miktarda (bir şey)
get a load of this expr. şuna bak
get a load of this expr. şunu dinle
get a load of this expr. şuna kulak ver
several bricks short of a (full) load expr. birkaç tahtası eksik
several bricks short of a (full) load expr. pek zeki olmayan
several bricks short of a (full) load expr. pek kafası çalışmayan
several bricks short of a (full) load expr. aklı noksan
Idioms
a load of baloney i. saçmalığın daniskası
a load of bunk i. saçmalığın daniskası
a load of nonsense i. fasa fiso
a load of baloney i. saçmalığın dik alası
a load of bunk i. saçmalığın dik alası
a load of nonsense i. boş laf
a load of nonsense i. şişirilmiş balon
a load of nonsense i. kuru gürültü
one brick shy of a load i. aptal
a load of rubbish i. bir dolu/sürü/yığın çöp
a load of rubbish i. bir sürü saçmalık/ıvır zıvır
a load off one's mind i. kafasındaki yük
a brick short of a load i. bir tahtası eksik
a brick short of a load i. aklı noksan
a brick short of a load i. çıldırmış
a brick short of a load i. deli
a brick short of a load i. tahtası noksan
a brick short of a load i. tahtası eksik
a brick short of a load i. akılsız
one brick short of a load i. bir tahtası eksik
one brick short of a load i. aklı noksan
one brick short of a load i. çıldırmış
one brick short of a load i. deli
one brick short of a load i. tahtası noksan
one brick short of a load i. tahtası eksik
one brick short of a load i. akılsız
a few bricks short of a (full) load [pejorative] i. tahtası eksik/noksan
a few bricks short of a (full) load [pejorative] i. aklı noksan
a few bricks short of a (full) load [pejorative] i. kafadan kontak
a few bricks short of a (full) load [pejorative] i. üşütük
a few bricks short of a (full) load [pejorative] i. deli
a few bricks short of a (full) load [pejorative] i. akılsız
a few bricks short of a (full) load [pejorative] i. kaçık
a few bricks shy/short of a load [pejorative] i. tahtası eksik/noksan
a few bricks shy/short of a load [pejorative] i. aklı noksan
a few bricks shy/short of a load [pejorative] i. kafadan kontak
a few bricks shy/short of a load [pejorative] i. üşütük
a few bricks shy/short of a load [pejorative] i. deli
a few bricks shy/short of a load [pejorative] i. akılsız
a few bricks shy/short of a load [pejorative] i. kaçık
a load off (one's) feet i. dinlenme arası
a load off (one's) feet i. oturup dinlenme
a load off (one's) feet i. dinlenme molası
a load off (one's) feet i. ayaklarını dinlendirme
a load off (one's) feet i. ayaklarındaki yükü alma
a load off (one's) mind i. zihnini/kafasını boşaltma
a load off (one's) mind i. zihnini/kafasını rahatlatma
a load off (one's) mind i. zihnindeki/kafasındaki yükü atma
a load off (one's) mind i. endişesini giderme
a load off feet i. dinlenme arası
a load off feet i. oturup dinlenme
a load off feet i. dinlenme molası
a load off feet i. ayaklarını dinlendirme
a load off feet i. ayaklarındaki yükü alma
a load off mind i. zihnini/kafasını boşaltma
a load off mind i. zihnini/kafasını rahatlatma
a load off mind i. zihnindeki/kafasındaki yükü atma
a load off mind i. endişesini giderme
a load/weight off somebody's mind i. kafası rahatlama
a load/weight off somebody's mind i. kafasını boşaltma
a load/weight off somebody's mind i. kafasındaki yükten kurtulma
a load/weight off somebody's mind i. içi rahatlama
lazy man's load i. her şeyi bir seferde yüklenme
lazy man's load i. gidip gidip gelmemek için her şeyi bir kerede yüklenip taşımaya çalışma
lazy man's load i. çok miktarda yük
lazy man's load i. tembellikten bir seferde taşınmaya çalışılan ağır yük
carb-load f. karbonhidrat yüklenmek
carb-load f. bol miktarda karbonhidratlı yiyecekler yemek
carb-load f. şeker dopingi yapmak
get a load off one's feet f. ayaklarını dinlendirmek
take a load off one's feet f. ayaklarını dinlendirmek
lighten one's load f. birinin yükünü hafifletmek
load the dice against f. başarısız olmasına neden olmak
load the dice against f. dezavantaj yaratmak
get a load of f. hayretle bakmak
take a load off one's mind f. endişesini gidermek
get a load off one's mind f. endişesini gidermek
load the dice against f. kösteklemek
bear the load f. sorumluluk üstlenmek
get a load of f. şaşkınlıkla bakmak
take a load off one's mind f. yüreğine su serpmek
get a load of f. (çok ilginç bir şeye) bakmak
take a load off one's mind f. üzerindeki (kafasındaki) yükü atmak
get a load off one's mind f. üzerindeki (kafasındaki) yükü atmak
front load f. bir şeyi ilk döneme ağırlık verecek şekilde planlamak
front load f. bir şeyi planlarken her şeyi başlangıç dönemine yığmak
front load f. bir şeyin başlangıç dönemini yoğun olacak ve giderek yoğunluğu azalacak şekilde planlamak
take the load off (one's feet) f. ayaklarını dinlendirmek
take the load off (one's feet) f. dinlenmek
take the load off (one's feet) f. oturup dinlenmek
take the load off (one's feet) f. oturup ayaklarını dinlendirmek
shoot (one's) load f. her şeyini tüketmek
shoot (one's) load f. tüm parasını harcamak
shoot (one's) load f. ceplerini boşaltmak
shoot (one's) load f. cepleri boşalmak
shoot (one's) load f. tüm parasını bir anda kaybetmek
shoot (one's) load f. bir anda her şeyini kaybetmek
take a load off somebody's mind f. kafasını rahatlatmak
take a load off somebody's mind f. kafasını boşaltmak
take a load off somebody's mind f. kafasındaki yükten kurtulmak
take a load off somebody's mind f. içi rahatlamak
be a load off (one's) mind f. endişesini gidermek/gidermiş olmak
be a load off (one's) mind f. üzerindeki/kafasındaki yükü atmak/atmış olmak
be a load off (one's) mind f. yüreğine su serpmek
be a load off (one's) mind f. zihnini/kafasını boşaltmak
be a load off (one's) mind f. zihnini/kafasını boşaltmış olmak
be a load off (one's) mind f. zihnini/kafasını rahatlatmak
be a load off (one's) mind f. zihnini/kafasını rahatlatmış olmak
be a load off (one's) mind f. zihnindeki/kafasındaki yükü atmak
be a load off (one's) mind f. zihnindeki/kafasındaki yükü atmış olmak
be one brick short of a (full) load f. aklı noksan olmak
be one brick short of a (full) load f. bir tahtası eksik olmak
be several bricks short of a (full) load f. birkaç tahtası eksik olmak
be several bricks short of a (full) load f. pek zeki olmamak
be several bricks short of a (full) load f. pek kafası çalışmamak
be several bricks short of a (full) load f. aklı noksan olmak
carbo load f. karbonhidrat yüklemesi yapmak
carbo load f. çok miktarda karbonhidrat içeren yiyecekler yemek
get a load f. (bir şeye) dikkatle bakmak
get a load of (someone or something) f. (birine/bir şeye) bakmak
get a load of (someone or something) f. (birini/bir şeyi) görmek
get a load of (someone or something) f. (birini/bir şeyi) dinlemek
get a load of (someone or something) f. (birine/bir şeye) kulak vermek
get a load of something or someone f. bir şeye/birine bakmak
get a load of something/someone f. bir şeye/birine bakmak
get a load of something/someone f. bir şeyi/birini görmek
get a load of something/someone f. bir şeyi/birini dinlemek
get a load of something/someone f. bir şeye/birine kulak vermek
load the dice (against one) f. (birine karşı) hile yapmak
load the dice (against one) f. (birine) dezavantaj yaratmak
load the dice (against one) f. durumu (birinin) başarısız olacağı şekilde ayarlamak
load the dice against someone f. birine karşı hile yapmak
load the dice against someone f. birine dezavantaj yaratmak
load the dice against someone f. durumu birinin başarısız olacağı şekilde ayarlamak
load the dice in favour of someone f. birinin lehine hile yapmak
load the dice in favour of someone f. birine dezavantaj yaratmak
load the dice in favour of someone f. durumu birinin başarılı olacağı şekilde ayarlamak
take a load off f. oturmak
take a load off f. uzanmak
take a load off f. oturup/uzanıp dinlenmek
take a load off mind f. endişesini gidermek
take a load off mind f. üzerindeki (kafasındaki) yükü atmak
take a load off mind f. yüreğine su serpmek
take a load off mind f. kafayı rahatlatmak
take a load off mind f. kafayı boşaltmak
take a load off mind f. kafasındaki yükten kurtulmak
take a load off mind f. içi rahatlamak
take the load off f. oturmak
take the load off f. dinlenmek
take the load off f. oturup dinlenmek
bricks shy of a load s. birkaç tahtası eksik/noksan
bricks shy of a load s. aklı noksan
bricks shy of a load s. kafadan kontak
bricks shy of a load s. üşütük
bricks shy of a load s. deli
bricks shy of a load s. akılsız
bricks shy of a load s. kaçık
carrying a load s. sarhoş
carrying a load s. yüklü
carrying a load s. yüklenmiş
few bricks short of a load expr. aklı noksan
two bricks shy of a load expr. aklı noksan
one brick shy of a load expr. bir tahtası eksik
come in and take a load off your feet expr. buyrun (gelin oturun)
three bricks shy of a load expr. dar kafalı
one brick shy of a load expr. kıt zekalı
three bricks shy of a load expr. kalın kafalı
three bricks shy of a load expr. kıt zekalı
two bricks shy of a load expr. tahtası eksik
few bricks short of a load expr. tahtası noksan
few bricks short of a load expr. tahtası eksik
two bricks shy of a load expr. tahtası noksan
Speaking
don't load down my car with too many people expr. arabama bir sürü insan doldurma
don't load down my car with too many people expr. arabamı bir sürü insanla doldurma
what a load of crock! expr. ne saçma!
what a load of old cock! expr. ne saçma!
what a load of old cobblers! expr. ne saçma!
Trade/Economic
back-end load i. yatırımcıya ödeme yapılırken yatırım fonu veya sigorta poliçesi tarafından yapılan harcamalarla komisyondan oluşan nihai masraflar
no-load i. komisyonsuz hisse senedi
less than car load lot i. araba yükünden daha eksik kısım
peak load i. azamiyük
load-to-load i. bir önceki siparişi ödeme yöntemi
less-than-container load (lcl) i. bir konteynerin tümünü doldurmayan parça yük
less than container load i. bir konteynerin tümünü doldurmayan parça yük
working load i. çalışma yükü
back load i. dönüş yükü
starting-load cost i. faaliyete geçme maliyeti
useful load i. faydalı yük
boat load i. gemi yükünün ağırlığı
deck load i. güverte yükü
load i. hamule
cargo load i. hamule
starting-load cost i. hazırlık safhası masrafları
work load i. iş hacmi
work load management i. iş yükü yönetimi
operating load i. işletme yükü
work load i. iş yükü
work-load i. iş yükü
no-load mutual funds i. komisyonsuz yatırım fonları
government load i. kamu kredisi
gross load i. kayıplar dahil yük
full container load (flc) i. komple bir konteynerlik yük
less than container load i. konteynerin tümünü doldurmayan yük
load fund i. komisyon alınan yatırım fonu
no load mutual fund i. komisyonsuz yatırım fonu
no-load fund i. komisyonsuz fon
full container load i. komple bir konteynırlık yük
pay load i. navlunu ödenmiş yük
net load i. net yük
load i. satış gideri
sales load i. satış yükü
load factor pricing mechanism i. satışları geliştirmek amacıyla daha ucuz fiyatlar tespit ederek müşterileri cezbetme tekniği
load fee i. satış gideri
service load i. servis yükü
full load i. tam yük
full load i. tam vagon yükü
tax load i. vergi yükü
production load i. üretim yükü
load management i. yük yönetimi
cargo load i. yük
readiness to load i. yüklemeye hazır olma
readiness to load i. yüklemeye hazırlık
load-shedding i. maddi sıkıntılar nedeniyle daha az önemli faturaları ödemeyi erteleme