lock in - Türkçe İngilizce Sözlük

lock in

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

"lock in" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 36 sonuç

İngilizce Türkçe
Genel
lock in f. kapamak
lock in f. hapsetmek
lock in f. kapatmak
lock in f. birşeyin içine kilitlemek
Öbek Fiiller
lock in f. kontratla bağlamak
lock in f. kontratla taahhüt ettirmek/almak
lock in f. belli şeyleri kontrat süresince güvence altına almak
lock in f. kontratla güvence altına almak
lock in f. kavgaya tutuşmak
lock in f. tartışmaya/mücadeleye girmek
lock in f. -e kilitlenmek
lock in f. '-e odaklanmak
lock in f. kuşatmak
lock in f. etrafını çevirmek
lock in f. çevresini sarmak
lock in f. içine almak
lock in f. -e sabitlemek
lock in f. içine hapsetmek
lock in f. '-e sıkıştırmak
lock in f. köşeye sıkıştırmak
lock in f. içeri kilitlemek
lock in f. kapıyı üzerine kilitlemek
lock in f. bir yere kilitlemek
lock in f. içeride/bir yerde kilitli bırakmak
lock in f. kontrat süresi boyunca bir şeyi garanti etmek
lock in f. kontratla garanti altına almak
lock in f. kontratla bir şarta bağlamak
lock in f. parayı bir şeye/yatırıma kilitlenmek
lock in f. kolayca nakde çevrilemeyecek bir yatırım yapmak
lock in f. mücadeleye kilitlenmek
lock in f. çarpışmaya kilitlenmek
lock in f. tartışmaya tutuşmak
lock in f. mücadeleye tutuşmak
lock in f. hedefe kilitlenmek
lock in f. bir şeye kilitlenmek/odaklanmak
Bilgisayar
lock in i. kenetlenme

"lock in" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 37 sonuç

İngilizce Türkçe
Genel
lock-in i. barda kanunen yasak zamanda yapılan alkol satışı
lock-in i. değiştirilemez hale gelme
lock-in i. etkilenemez hale gelme
lock-in i. eğilmez hale gelme
lock-in i. kalıplaşma
lock someone in f. birinin üzerine kapıyı kilitlemek
lock someone in f. kapıyı kilitleyerek birini bir yere hapsetmek
lock in jail f. kodese kapatmak
lock in jail f. hapse atmak
lock oneself in the house f. eve kapanmak
lock oneself in one's room f. odasına kapanmak
lock oneself in one's room f. odasına çekilmek
lock in talks with f. görüşmelerde tıkanmak
lock someone up in the attic f. birini çatı katına kilitlemek
Öbek Fiiller
lock in on someone f. kilitlenmek/sabitlenmek
lock something in f. bir şeyi sürekli hale getirmek
lock something in f. bir şeyi kalıcı/devamlı hale getirmek
lock in on f. hedefe kilitlenmek
lock in on f. bir şeye kilitlenmek/odaklanmak
lock in on (someone or something) f. (birine/bir şeye) kilitlenmek
lock in on (someone or something) f. (birini/bir şeyi) hedef almak
lock in on (someone or something) f. (birine/bir şeye) kilitlemek
lock in on (someone or something) f. hedefe odaklamak
lock in on (someone or something) f. (birine/bir şeye) odaklanmak
lock in on (someone or something) f. (birine/bir şeye) gözünü dikmek
Konuşma Dili
in a lip lock expr. öpüşme
Ticaret/Ekonomi
proprietary lock-in i. satıcıya bağımlılık
customer lock-in i. satıcıya bağımlılık
vendor lock-in i. satıcıya bağımlılık
Sanayi
lock-in i. sektör çalışanlarının belirli bir standardı uygulamayı kabul edip üretimlerini buna göre şekillendirerek farklı standarda geçmeyi çok maliyetli hale getirmesi
Teknik
lock pages in memory i. bellekteki kilitli sayfalar
lock-in amplifier i. kilitlemeli yükseltici
İnşaat
key-in-knob lock i. kapı topuzundan anahtarlı kilit
Argo
lock in the sock i. ağır bir cismin çorabın içine koyularak silah olarak kullanılması
in a lip-lock expr. uzun uzun öpüşürken
in a lip-lock expr. yiyişirken
İngiliz Argosu
lock-in i. parti sonrası parti