Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
out burst
out burst
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Geçmiş
Cümleler
"out burst"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 74 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
burst out crying
f.
birden ağlamaya başlamak
Tom
burst out crying.
Tom
birden ağlamaya başladı.
More Sentences
2
Genel
burst out laughing
f.
kahkahayı basmak
It was such a nice joke that everybody
burst out laughing.
Öyle güzel bir fıkraydı ki, herkes
kahkahayı bastı.
More Sentences
3
Genel
burst out laughing
f.
kahkahayı patlatmak
Tom
burst out laughing.
Tom bir
kahkaha patlattı.
More Sentences
4
Genel
burst out laughing
f.
gülmekten kırılmak
It was such a nice joke that everybody
burst out laughing.
O kadar güzel bir fıkraydı ki herkes
gülmekten kırıldı.
More Sentences
Phrasals
5
Öbek Fiiller
burst out
f.
patlamak
They all
burst out
laughing.
Onların hepsi gülmekten
patladılar.
More Sentences
6
Öbek Fiiller
burst out into (something)
f.
(bir şeye) boğulmak
On the speaker's saying so, the audience
burst out into
laughter.
Konuşmacının bunu söylemesi üzerine dinleyiciler kahkahalara
boğuldu.
More Sentences
Idioms
7
Deyim
burst out crying
f.
gözyaşlarına boğulmak
She
burst out crying.
O
gözyaşlarına boğuldu.
More Sentences
8
Deyim
burst out laughing
f.
kahkahalara boğulmak
Shay
burst out laughing
when she heard the joke that David told.
Shay, David'in anlattığı fıkrayı duyunca
kahkahalara boğuldu.
More Sentences
General
9
Genel
burst out
f.
patlak vermek
10
Genel
burst out
f.
haykırmak
11
Genel
burst out
f.
birden başlamak
12
Genel
burst out
f.
söyleyivermek
13
Genel
burst out laughing
f.
gülmekten çatlamak
Phrasals
14
Öbek Fiiller
burst out
f.
fışkırmak
15
Öbek Fiiller
burst out
f.
aniden ve hızla akmak/gelmek
16
Öbek Fiiller
burst out
f.
fırlamak
17
Öbek Fiiller
burst out
f.
hızla dışarı çıkmak
18
Öbek Fiiller
burst out
f.
aniden bulunduğu yerden ayrılmak
19
Öbek Fiiller
burst out
f.
birdenbire/aniden (bir şey) yapmaya başlamak
20
Öbek Fiiller
burst out
f.
(giysi) küçük gelmek
21
Öbek Fiiller
burst out
f.
(giysi) içine sığmamak
22
Öbek Fiiller
burst out
f.
karnı/göbeği (giysiden) fırlamak
23
Öbek Fiiller
burst out
f.
birden bağırmak
24
Öbek Fiiller
burst out
f.
aniden yüksek sesle konuşmak
25
Öbek Fiiller
burst out (of something)
f.
fırlamak
26
Öbek Fiiller
burst out (of something)
f.
hızla dışarı çıkmak
27
Öbek Fiiller
burst out (of something)
f.
aniden bulunduğu yerden ayrılmak
28
Öbek Fiiller
burst out (of something)
f.
(giysi) küçük gelmek
29
Öbek Fiiller
burst out (of something)
f.
içine sığmamak
30
Öbek Fiiller
burst out (of something)
f.
karnı/göbeği (giysiden) fırlamak
31
Öbek Fiiller
burst out doing something
f.
birdenbire/aniden (bir şey) yapmaya başlamak
32
Öbek Fiiller
burst out
f.
infilak etmek
33
Öbek Fiiller
burst out with (something)
f.
birdenbire/aniden yüksek sesle (bir şeyi) dile getirmek
34
Öbek Fiiller
burst out with (something)
f.
birdenbire/aniden yüksek sesle bir ses çıkarmak
35
Öbek Fiiller
burst out with (something)
f.
feryadı basmak
36
Öbek Fiiller
burst out with (something)
f.
yaygara koparmak
37
Öbek Fiiller
burst out with (something)
f.
yaygarayı basmak
38
Öbek Fiiller
burst out with (something)
f.
çığlık atmak/koparmak/basmak
39
Öbek Fiiller
burst out with (something)
f.
yaygarayı basmak
40
Öbek Fiiller
burst out with something
f.
birdenbire/aniden yüksek sesle (bir şeyi) dile getirmek
41
Öbek Fiiller
burst out with something
f.
birdenbire/aniden yüksek sesle bir ses çıkarmak
42
Öbek Fiiller
burst out with something
f.
feryadı basmak
43
Öbek Fiiller
burst out with something
f.
yaygara koparmak
44
Öbek Fiiller
burst out with something
f.
yaygarayı basmak
45
Öbek Fiiller
burst out with something
f.
çığlık atmak/koparmak/basmak
46
Öbek Fiiller
burst out with something
f.
yaygarayı basmak
47
Öbek Fiiller
burst out doing
f.
birdenbire/aniden yapmaya başlamak
48
Öbek Fiiller
burst out into
f.
açmak
49
Öbek Fiiller
burst out into
f.
çiçek açmak
50
Öbek Fiiller
burst out into
f.
çiçeklenmek
51
Öbek Fiiller
burst out into (something)
f.
açmak
52
Öbek Fiiller
burst out into (something)
f.
çiçek açmak
53
Öbek Fiiller
burst out into (something)
f.
çiçeklenmek
54
Öbek Fiiller
burst out into (something)
f.
bir anda (bir şey) yapmaya başlamak
55
Öbek Fiiller
burst out into (something)
f.
(bir şey) içinde kalmak
56
Öbek Fiiller
burst out into (something)
f.
bir anda (bir şeye) teslim olmak
57
Öbek Fiiller
burst out of (somewhere or something)
f.
(bir şeyden/bir yerden) fışkırmak
58
Öbek Fiiller
burst out of (somewhere or something)
f.
(bir şeyden/bir yerden) dışarı akmak
59
Öbek Fiiller
burst out of (somewhere or something)
f.
(bir şeyden/bir yerden) bir anda ortaya çıkmak
60
Öbek Fiiller
burst out of (somewhere or something)
f.
(bir şeyin/bir yerin) içinden/arkasından bir anda ortaya çıkmak
61
Öbek Fiiller
burst out of (somewhere or something)
f.
(bir şeyden/bir yerden) bir anda belirivermek
62
Öbek Fiiller
burst out of (somewhere or something)
f.
(bir şeyi/bir yeri) bir hışımla terk etmek
63
Öbek Fiiller
burst out of (somewhere or something)
f.
(bir şeyden/bir yerden) hızla dışarı çıkmak
64
Öbek Fiiller
burst out of (somewhere or something)
f.
(bir şeyden/bir yerden) aniden ayrılmak
65
Öbek Fiiller
burst out with
f.
feryadı basmak
66
Öbek Fiiller
burst out with
f.
yaygara koparmak
67
Öbek Fiiller
burst out with
f.
yaygarayı basmak
68
Öbek Fiiller
burst out with
f.
çığlık atmak/koparmak/basmak
Colloquial
69
Konuşma Dili
ijbol (i just burst out laughing)
kısalt.
gülmekten yarıldım
70
Konuşma Dili
ijbol (i just burst out laughing)
kısalt.
kahkahaya boğuldum
Idioms
71
Deyim
burst out into blossom
f.
çiçek açmak
72
Deyim
burst out crying
f.
göz yaşları sel olmak
73
Deyim
burst out into laughter
f.
kahkahalara boğulmak
74
Deyim
burst out of somewhere
f.
(bir yerden) ortaya çıkmak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of out burst
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy