spur - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

spur

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"spur" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 72 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
spur i. mahmuz
General
spur i. teşvik eden bir şey
spur i. çıkıntı
spur i. dürtü
spur i. güdü
spur i. cumba
spur i. saik
spur i. çıkıntı (iki koyak arasındaki)
spur i. meyve veren kısa dal
spur i. dağ kolu
spur i. teşvik etme
spur i. sırt
spur i. zıpkın
spur i. saat sarkacının hareketini kolaylaştırmak için duvar saatinin arkasına çakılan çivi
spur i. (bas davulun dış çerçevesine takılan) sabitleme klempi
spur i. (kurutulmak üzere asılan) kağıt tomarı
spur i. dağ sırtı
spur i. dağ yükseltisi
spur i. su akışının yönünü değiştiren kanat yapı
spur i. kavşak
spur i. köprülü kavşak
spur f. dehlemek
spur f. dürtmek
spur f. mahmuzlamak
spur f. kışkırtmak
spur f. teşvik etmek
spur f. mahmuzla vurmak
spur f. mahmuz takmak
spur f. klemp takmak
spur f. ayaklık yerleştirmek
spur f. çivi eklemek
spur f. budamak
spur f. kırkmak
spur f. kesmek
spur f. (mahmuz kullanarak) atını hızlandırmak
spur f. acele etmek
spur f. panik yapmak
spur f. iki ayağını bir pabuca sokmak
spur f. tekme atmak
spur f. tekme geçirmek
spur f. kavgaya tutuşmak
spur f. darbe indirmek
Technical
spur i. destek
spur i. payanda
spur i. tırmanma demiri
spur i. çapa tırnağı
spur i. çapa gagası
spur i. fırınlama esnasında seramik gereçleri koruyan ayaklık benzeri aparat
spur i. burgu uçta orta bölüm
spur i. dokuma mekiğinde metal bölüm
spur i. dokuma mekiğinde metal bobin
spur i. düz dişli
Architecture
spur i. (kolon tabanında) pençeye benzer kabartmalı süsleme
Railway
spur i. barınma hattı
spur i. kör hat
spur i. rampa hattı
Marine
spur i. sintine üzerine sabitlenen kereste parçası
spur i. öksüz kemere işlevi üstlenen kavisli kereste parçası
spur i. gemiyi rıhtımdan uzak tutan seren
Mining
spur i. maden damarı dalı
Anatomy
spur i. (böcek/kuş kanadı veya bacağında) sivri uçlu omur
spur i. (horoz ayak kemiği çevresinde oluşan) boynuzumsu deri
Pathology
spur i. topuk dikeni
Zoology
spur i. hayvan izi
spur i. hayvan ayak izi
Botanic
spur i. (yıllık budama sonucu) kısa tutulan dal
spur i. (taç yapraklar veya çanakta gelişen) içi boş çıkıntı
Geography
spur i. teksas eyaletinde şehir
Military
spur i. mahmuz
spur i. silah horozu çıkıntısı
Football
spur i. tottenham hotspur fc ile bağlantılı kimse
Ornithology
spur i. sumru

"spur" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 77 sonuç

İngilizce Türkçe
General
cock's spur i. mahmuz
spur-winged plover i. mahmuzlu kızkuşu
spur [obsolete] i. tahkimata ait çıkıntılı bölüm
spur [obsolete] i. tahkimat üzerinde gerçekleştirilen dış çalışma
spur someone on f. birini teşvik etmek
spur somebody on f. dürtmek
spur of the moment f. anlık karar vermek
spur of the moment f. düşünmeden karar vermek
spur [dialect] [uk] f. desteklemek
spur [dialect] [uk] f. dayamak
spur [dialect] [uk] f. güçlendirmek
spur-gall f. (atı) mahmuz ile yaralamak
spur-gall f. (atı) mahmuz ile çizmek
spur-gall f. (atı) mahmuz ile sıyırmak
spur of the moment s. düşünmeden verilen bir karar
spur-winged s. mahmuz kanatlı
spur of the moment s. hazırlanmamış
spur of the moment s. anlık karar verilerek yapılmış
spur of the moment s. hazırlıksız
spur of the moment s. fevri bir biçimde yapılmış
spur-of-the-moment s. aniden gelişen
spur-of-the-moment s. birden karar verilen
spur-of-the-moment s. doğaçlama yapılan
spur-of-the-moment s. hazırlıksız söylenen
spur-of-the-moment s. birden meydana gelen
on the spur of the moment zf. ha deyince
on the spur of the moment zf. anında
on the spur of the moment zf. evvelden hazırlık yapmadan
whip and spur zf. en yüksek hızla
on the spur of the moment zf. irticalen
on the spur of the moment zf. hemen
on the spur of the moment zf. hazırlıksız
Phrasals
spur on somebody f. cesaretlendirmek
spur somebody on f. cesaretlendirmek
spur on f. cesaretlendirmek
spur on f. teşvik etmek
Idioms
whip and spur expr. derhal
Trade/Economic
spur rial i. (i. james dönemine ait) on beş şilin değerinde altın sikke
spur royal i. (i. james dönemine ait) on beş şilin değerinde altın sikke
spur ryal i. (i. james dönemine ait) on beş şilin değerinde altın sikke
spur-royal i. (ilk olarak iv. edward hükümdarlığında piyasaya sürülen) altın sikke
Technical
spur gear i. alın dişlisi
spur pinion i. dikey ekseni etrafında döndüren dişli
spur wheel i. düz dişli
spur gear s. düz dişli
Mechanic
spur gearing i. düz dişliler sistemi
spur gearing i. paralel dönüş eksenli dişliler sistemi
Automotive
spur gear i. düz dişli
spur differential i. düz dişlili diferansiyel
bevel spur gear i. dişleri konik biçimde açılmış dişli
Railway
turning spur i. lokomotif veya trenin yönünü değiştirmekte kullanılan yan hat
spur track i. sonu yol ayrımına çıkan tren rayı
spur track i. demiryolu kavşak yayı
Marine
bow spur i. eski devirlerde savaş gemilerinin pruvasına takılan metal mahmuz
spur dike i. ırmak akışını kontrol etmekte kullanılan mahmuz
bow spur i. pruva mahmuzu
Medical
scleral spur i. skleral spur
heel spur i. topuk dikeni
bony spur i. osteofit
Pathology
bone spur i. topuk dikeni
Veterinary
spur vein i. mahmuz damarı
Marine Biology
spur-shell i. trochus cinsi tatlı su yumuşakçası
Zoology
greek spur-thighed tortoise i. adi tosbağa
calcar spur i. kireçsi mahmuz
spur-thighed tortoise i. mahmuzlu akdeniz kaplumbağası
spur winged plover i. mahmuzlu kışkuşu
Botanic
spur blight i. monilya hastalığı
spur blight i. mumya hastalığı
spur pepper i. acı biber
Apiculture
spur embedder i. mahmuz yuvası
Forestry
tree climbing-spur i. ağaca tırmanma mahmuzu
Geography
freeman spur i. illinois eyaletinde yerleşim yeri
Ornithology
spur [scotland] i. serçe
spur fowl i. galloperdix cinsinden olan tavuksu
spur-winged goose i. mahmuzlu kaz
Entomology
tibial spur i. böceklerin kaval kemiğinde sıkça bulunan omurgaları
Star Wars
shiritoku spur i. shiritoku çıkıntısı