Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
work out
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"work out"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 43 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
work out
f.
işe yaramak
General
2
Genel
work out
f.
antrenman yapmak
3
Genel
work out
f.
hesaplamak
4
Genel
work out
f.
çözmek
5
Genel
work out
f.
idman yapmak
6
Genel
work out
f.
başarılı olmak veya iyi bir şekilde sonuçlanmak (plan/proje vb)
7
Genel
work out
f.
karar vermek
8
Genel
work out
f.
gelişmek
9
Genel
work out
f.
halletmek
10
Genel
work out
f.
başarılı olmak
11
Genel
work out
f.
tasarlamak
12
Genel
work out
f.
düzenlemek (bir plan vb'ni)
13
Genel
work out
f.
vücut egzersizi yapmak
14
Genel
work out
f.
yerinden çıkmak (makine parçası)
15
Genel
work out
f.
anlamaya çalışmak
16
Genel
work out
f.
sonuçlanmak
17
Genel
work out
f.
çözmek (problemi/sorunu)
18
Genel
work out
f.
hesap etmek
19
Genel
work out
f.
hazırlamak (bir plan vb'ni)
20
Genel
work out
f.
çözümlemek
21
Genel
work out
f.
çözüm üretmek
22
Genel
work out
f.
(makine parçası) yerinden çıkmak
23
Genel
work out
f.
istenildiği gibi olmak
24
Genel
work out
f.
(maden ocağı) işletmek
25
Genel
work out
f.
vücut çalışmak
26
Genel
work out
f.
spor yapmak
27
Genel
work out
f.
vücut geliştirme yapmak
28
Genel
work out
f.
vücut geliştirmek
29
Genel
work out
f.
yoluna girmek
Phrasals
30
Öbek Fiiller
work out
f.
emekle başarmak
31
Öbek Fiiller
work out
f.
silmek
32
Öbek Fiiller
work out
f.
temizlemek
33
Öbek Fiiller
work out
f.
kazımak
34
Öbek Fiiller
work out
f.
ücretle çalışmak
35
Öbek Fiiller
work out
f.
(tazminat veya borcu) para yerine çalışarak ödemek
36
Öbek Fiiller
work out
f.
belirli bir sonuca ulaşmak
37
Öbek Fiiller
work out
f.
belirli bir sonuç elde etmek
38
Öbek Fiiller
work out
f.
başarılı olduğunu kanıtlamak
39
Öbek Fiiller
work out
f.
etkili olduğunu kanıtlamak
40
Öbek Fiiller
work out
f.
yeterli olduğunu kanıtlamak
41
Öbek Fiiller
work out
f.
yatıştırmak
42
Öbek Fiiller
work out
f.
sakinleştirmek
Trade/Economic
43
Ticaret/Ekonomi
work out
f.
hesap etmek
"work out"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 133 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
person out of work
i.
işsiz
2
Genel
work out at
f.
gelmek (belirli bir miktara)
3
Genel
work something out
f.
bir şeyi bir yerden çıkarmak
4
Genel
work out at to
f.
gelmek (belirli bir miktara)
5
Genel
be out of work
f.
işsiz olmak
6
Genel
put somebody out of work
f.
avare etmek
7
Genel
work out at
f.
denk gelmek
8
Genel
be unable to work something out
f.
içinden çıkamamak
9
Genel
work something out of
f.
bir şeyi bir yerden çıkarmak
10
Genel
be unable to work out
f.
içinden çıkamamak
11
Genel
be unable to work (something) out
f.
işin içinden çıkamamak
12
Genel
throw someone out of work
f.
birinin işsiz kalmasına sebep olmak
13
Genel
work something out
f.
hesaplamak
14
Genel
work out the kinks
f.
bir plan veya sistemdeki ufak tefek pürüzleri düzeltmek
15
Genel
carry out a work or a study
f.
çalışmada bulunmak
16
Genel
carry out a work or a study
f.
çalışma yürütmek
17
Genel
work out the cost
f.
maliyet çıkarmak
18
Genel
work out the cost
f.
maliyeti çıkarmak
19
Genel
work out the meaning of something
f.
mana çıkarmak
20
Genel
fall out of work
f.
işsiz kalmak
21
Genel
work out the bugs
f.
herhangi bir sürece ya da ürüne etki eden ufak problemleri çözmek
22
Genel
work out of somewhere
f.
bir yeri merkez alarak çalışmak
23
Genel
try to work a few things out
f.
birkaç şeyi halletmeye çalışmak
24
Genel
work out the problem
f.
problemi halletmek
25
Genel
out of work
s.
işsiz
26
Genel
out of work
s.
bozuk
27
Genel
out of work
s.
boşta
28
Genel
out-of-work
s.
işsiz
29
Genel
well-work-out
s.
işe yaramış
Phrasals
30
Öbek Fiiller
work (something) out of (something else)
f.
uğraşıp (bir şeyi bir şeyden) ayıklamak
31
Öbek Fiiller
work (something) out of (something else)
f.
gayret edip (bir şeyi bir şeyden) gidermek
32
Öbek Fiiller
work (something) out of (something else)
f.
(bir şeyi bir şeyden) uğraşıp çıkarmak
33
Öbek Fiiller
work (something) out of (something else)
f.
(bir şeydeki bir şeyi) uğraşarak/üzerinde çalışarak yok etmek
34
Öbek Fiiller
work out of
f.
-den çıkarmak
35
Öbek Fiiller
work out of
f.
'-den ayıklamak
36
Öbek Fiiller
work out of
f.
'-den gidermek
37
Öbek Fiiller
work out of
f.
'-den uğraşıp çıkarmak
38
Öbek Fiiller
work out of
f.
uğraşarak/üzerinde çalışarak yok etmek
Phrases
39
İfadeler
out of work
s.
işsiz güçsüz
40
İfadeler
out of work
s.
işsiz
Colloquial
41
Konuşma Dili
try to work a few things out
f.
birkaç şeyi çözmeye çalışmak
42
Konuşma Dili
work it out
f.
halletmek
43
Konuşma Dili
work it out
f.
üzerinde çalışmak
44
Konuşma Dili
work your guts out
f.
canla başla çalışmak
45
Konuşma Dili
work your guts out
f.
çok çalışmak
46
Konuşma Dili
work your guts out
f.
canını dişine takarak çalışmak
47
Konuşma Dili
work your guts out
f.
hayvan gibi çalışmak
48
Konuşma Dili
work your guts out
f.
eşek gibi çalışmak
49
Konuşma Dili
work your guts out
f.
canı çıkana kadar çalışmak
Idioms
50
Deyim
lazy and out of work
i.
boş gezenin boş kalfası
51
Deyim
work (one's) soul case out
f.
bedenen yoruluncaya kadar çalışmak
52
Deyim
work (one's) soul case out
f.
canı çıkıncaya kadar çalışmak
53
Deyim
work (one's) soul case out
f.
ayakta duramayıncaya kadar iş yapmak
54
Deyim
work the soul case out of
f.
(birini) strese sokmak
55
Deyim
work someone out
f.
birini çözmek
56
Deyim
work one's guts out
f.
canını dişine takarak çalışmak
57
Deyim
go out to work
f.
çalışma hayatına başlamak
58
Deyim
work one's guts out
f.
canla başla çalışmak
59
Deyim
work one's guts out
f.
çok çalışmak
60
Deyim
work flat out
f.
canla başla çalışmak
61
Deyim
work one's guts out
f.
eşek gibi çalışmak
62
Deyim
work one's guts out
f.
hayvan gibi çalışmak
63
Deyim
go out to work
f.
işe başlamak
64
Deyim
work out for one's own salvation
f.
kendini kurtarmak
65
Deyim
work things out
f.
problemleri çözerek durumu düzeltmek
66
Deyim
work itself out
f.
sorun/problem) kendiliğinden/kendi kendine çözülmek
67
Deyim
work itself out
f.
sorun/problem) kendiliğinden/kendi kendine çözüme ulaşmak
68
Deyim
work things out
f.
sorunları hallederek yoluna koymak
69
Deyim
have one's work cut out
f.
zor bir görevi olmak
70
Deyim
have one's work cut out
f.
yapacak zor bir işi olmak
71
Deyim
work out all right
f.
yolunda gitmek
72
Deyim
have your work cut out (to do something/doing something)
f.
(bir şeyi yapmak) zor olmak
73
Deyim
have your work cut out (to do something/doing something)
f.
(bir şeyi yapmak konusunda) işi zor olmak
74
Deyim
have one's work cut out for (one)
f.
yapacak zor bir işi olmak
75
Deyim
have one's work cut out for (one)
f.
zor bir iş/görev (birini) beklemek
76
Deyim
have one's work cut out for (one)
f.
zor bir görevi olmak
77
Deyim
have one's work cut out for (one)
f.
önünde zor bir iş/görev olmak
78
Deyim
have one's work cut out for one
f.
birinin önünde yapması gereken birçok iş olmak
79
Deyim
have one's work cut out for one
f.
birinin işi başından aşkın olmak
80
Deyim
have one's work cut out for one
f.
birinin işi/görevi zor olmak
81
Deyim
have work cut out for
f.
işi başından aşkın olmak
82
Deyim
have work cut out for
f.
önünde yapması gereken birçok iş olmak
83
Deyim
have work cut out for
f.
işi zor olmak
84
Deyim
have your work cut out
f.
işi zor olmak
85
Deyim
have your work cut out
f.
baş etmesi zor bir işi olmak
86
Deyim
have your work cut out
f.
işi başından aşkın olmak
87
Deyim
have your work cut out for you
f.
işi zor olmak
88
Deyim
have your work cut out for you
f.
baş etmesi zor bir işi olmak
89
Deyim
have your work cut out for you
f.
işi başından aşkın olmak
90
Deyim
have your work cut out (to do something/doing something)
f.
(bir şey yapmak konusunda) işi zor olmak
91
Deyim
have your work cut out (to do something/doing something)
f.
baş etmesi zor bir işi olmak
92
Deyim
have your work cut out (to do something/doing something)
f.
işi başından aşkın olmak
93
Deyim
work out for the best
f.
her şey düzelmek
94
Deyim
work out for the best
f.
sonuçta her şey güzel olmak
95
Deyim
work out for the best
f.
her şey iyi sonuçlanmak
96
Deyim
work out for the best
f.
her şey yoluna girmek
97
Deyim
work out for the best
f.
iyi şekilde sonuçlanmak
98
Deyim
work out for the best
f.
sonucu iyi olmak
99
Deyim
work out for the best
f.
hayırlısı olmak
100
Deyim
things work themselves out
expr.
her şey kendi kendine düzelir
101
Deyim
things work themselves out
expr.
işler kendiliğinden yoluna girer
102
Deyim
one's work is cut out for one
expr.
yapılması gerekenler belli
103
Deyim
one's work is cut out for one
expr.
birinin önünde yapması gereken birçok iş var
104
Deyim
one's work is cut out for one
expr.
birinin işi başından aşkın
Speaking
105
Konuşma
we can work this out
expr.
bunu halledebiliriz
106
Konuşma
we could work something out
expr.
bir yol bulabiliriz
107
Konuşma
we could work something out
expr.
bir çıkış yolu bulabiliriz
108
Konuşma
things didn't work out
expr.
bir şeyler yürümedi
109
Konuşma
everything will work out
expr.
her şey yoluna girecek
110
Konuşma
everything will work out for the best
expr.
her şey düzelecek
111
Konuşma
things will work out
expr.
her şey yoluna girecek
112
Konuşma
everything will work out all right
expr.
her şey düzelecek
113
Konuşma
I'm sure we can work this out
expr.
eminim bunu halledebiliriz
114
Konuşma
everything will work out for the best
expr.
her şey yoluna girecek
115
Konuşma
everything will work out
expr.
her şey düzelecek
116
Konuşma
everything will work out all right
expr.
her şey yoluna girecek
117
Konuşma
things will work out for the best
expr.
her şey düzelecek
118
Konuşma
things will work out
expr.
her şey düzelecek
119
Konuşma
things will work out for the best
expr.
her şey yoluna girecek
120
Konuşma
things will work out all right
expr.
her şey yoluna girecek
121
Konuşma
things will work out all right
expr.
her şey düzelecek
122
Konuşma
you'll have your work cut out for you
expr.
işin zor
123
Konuşma
in the event that things don't work out
expr.
işlerin aksaması durumunda
124
Konuşma
I got out of work late
expr.
işten geç çıktım
125
Konuşma
in the event that things don't work out
expr.
işlerin yolunda gitmemesi durumunda
126
Konuşma
you'll have your work cut out for you
expr.
umudu kessen iyi olur
127
Konuşma
you'll have your work cut out for you
expr.
ümidi kessen iyi olur
Trade/Economic
128
Ticaret/Ekonomi
out cycle work
i.
dış iş devrimi
129
Ticaret/Ekonomi
out cycle work
i.
dış iş hacmi
130
Ticaret/Ekonomi
work out compound interest
i.
faize faiz yürütülmesi
131
Ticaret/Ekonomi
out of work
s.
işsiz
132
Ticaret/Ekonomi
work-out
s.
kesin ihaleler ve teklifler içermeyen
Sport
133
Spor
coaches out of work
i.
boştaki teknik direktörler
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of work out
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy