Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
halletmek
"halletmek"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 90 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
halletmek
solve
f.
General
2
Genel
halletmek
hurdle
f.
3
Genel
halletmek
dispose of
f.
4
Genel
halletmek
deal with
f.
5
Genel
halletmek
dispatch
f.
6
Genel
halletmek
unriddle
f.
7
Genel
halletmek
arrange
f.
8
Genel
halletmek
lay on
f.
9
Genel
halletmek
dissolve
f.
10
Genel
halletmek
overcome
f.
11
Genel
halletmek
answer
f.
12
Genel
halletmek
finish up
f.
13
Genel
halletmek
work out
f.
14
Genel
halletmek
untwine
f.
15
Genel
halletmek
figure out
f.
16
Genel
halletmek
decompose
f.
17
Genel
halletmek
untangle
f.
18
Genel
halletmek
extirpate
f.
19
Genel
halletmek
sew
f.
20
Genel
halletmek
solve
f.
21
Genel
halletmek
compound
f.
22
Genel
halletmek
manage
f.
23
Genel
halletmek
complete
f.
24
Genel
halletmek
square
f.
25
Genel
halletmek
lick
f.
26
Genel
halletmek
clear up
f.
27
Genel
halletmek
untie
f.
28
Genel
halletmek
resolve
f.
29
Genel
halletmek
untwist
f.
30
Genel
halletmek
surmount
f.
31
Genel
halletmek
dope
f.
32
Genel
halletmek
unthrone
f.
33
Genel
halletmek
sort something out
f.
34
Genel
halletmek
adjust
f.
35
Genel
halletmek
get things done
f.
36
Genel
halletmek
obviate
f.
37
Genel
halletmek
sort
f.
38
Genel
halletmek
sort out
f.
39
Genel
halletmek
polish off
f.
40
Genel
halletmek
wind
f.
41
Genel
halletmek
disenthrone
f.
42
Genel
halletmek
melt
f.
43
Genel
halletmek
settle
f.
44
Genel
halletmek
dethrone
f.
45
Genel
halletmek
pull off
f.
46
Genel
halletmek
settle up
f.
47
Genel
halletmek
tackle
f.
48
Genel
halletmek
figure out
f.
49
Genel
halletmek
transcend
f.
50
Genel
halletmek
unpuzzle
f.
51
Genel
halletmek
master
f.
52
Genel
halletmek
mop (up)
f.
53
Genel
halletmek
dispense
f.
54
Genel
halletmek
concinnate
f.
55
Genel
halletmek
salve [obsolete]
f.
56
Genel
halletmek
outwork
f.
57
Genel
halletmek
pheese
f.
58
Genel
halletmek
put through
f.
59
Genel
halletmek
sus [uk]
f.
60
Genel
halletmek
handle
f.
Phrasals
61
Öbek Fiiller
halletmek
pull down
f.
62
Öbek Fiiller
halletmek
knock off
f.
63
Öbek Fiiller
halletmek
see about
f.
64
Öbek Fiiller
halletmek
see to
f.
65
Öbek Fiiller
halletmek
finish up
f.
66
Öbek Fiiller
halletmek
wrap up
f.
67
Öbek Fiiller
halletmek
get through
f.
68
Öbek Fiiller
halletmek
see about
f.
69
Öbek Fiiller
halletmek
finish off
f.
70
Öbek Fiiller
halletmek
polish off
f.
71
Öbek Fiiller
halletmek
dispose of
f.
72
Öbek Fiiller
halletmek
clean up
f.
Colloquial
73
Konuşma Dili
halletmek
work it out
f.
74
Konuşma Dili
halletmek
be done
f.
75
Konuşma Dili
halletmek
hack
f.
76
Konuşma Dili
halletmek
push past
f.
Idioms
77
Deyim
halletmek
be beyond (someone or something)
f.
78
Deyim
halletmek
settle someone's hash
f.
79
Deyim
halletmek
look past
f.
80
Deyim
halletmek
find a way around
f.
81
Deyim
halletmek
put to rest
f.
82
Deyim
halletmek
settle hash
f.
83
Deyim
halletmek
get a good scald on [dialect]
f.
Trade/Economic
84
Ticaret/Ekonomi
halletmek
clear
f.
Law
85
Hukuk
halletmek
adjudicate
f.
86
Hukuk
halletmek
settle
f.
Technical
87
Teknik
halletmek
settle
f.
Archaic
88
Eski Kullanım
halletmek
chare
f.
Slang
89
Argo
halletmek
nail
f.
90
Argo
halletmek
make with
f.
"halletmek"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 145 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
çabucak halletmek
rush
f.
2
Genel
kökünden halletmek
eradicate
f.
3
Genel
kökünden halletmek
clinch
f.
4
Genel
tarafsız birinin kararına bağlayarak halletmek (meseleyi)
arbitrate
f.
5
Genel
problemini çabucak halletmek
make short work of
f.
6
Genel
bir meseleyi halletmek için karşılıklı ateş etmek
shoot it out
f.
7
Genel
halletmek (bir anlaşmazlığı)
settle
f.
8
Genel
rüşvet vererek halletmek
square
f.
9
Genel
bir işi bir şekilde halletmek
muddle through
f.
10
Genel
işi halletmek
turn the trick
f.
11
Genel
kökünden halletmek
extirpate
f.
12
Genel
bütün işlerini halletmek
settle one's affairs
f.
13
Genel
halletmek (bir meseleyi)
take care of
f.
14
Genel
bir şeyi halletmek
sort something out
f.
15
Genel
hakem kararı ile halletmek
go to arbitration
f.
16
Genel
meseleyi halletmek
treat a question
f.
17
Genel
bir şeyi düzeltmek/halletmek
have something settled
f.
18
Genel
kağıt işlerini halletmek
push paper
f.
19
Genel
geri kalanı halletmek
handle the rest
f.
20
Genel
mahkemede çözmek/halletmek
settle it in court
f.
21
Genel
işini fazla erkenden halletmek
preproperate
f.
22
Genel
problemi halletmek
work out the problem
f.
23
Genel
zor yoldan işini halletmek
twist
f.
24
Genel
hızla halletmek
whip out
f.
25
Genel
(bir işi) üstünkörü halletmek
maul
f.
26
Genel
(bir işi) halletmek
rid
f.
27
Genel
meseleyi halletmek
rid
f.
28
Genel
etkili biçimde halletmek
dispatch [us]
f.
29
Genel
etkili biçimde halletmek
despatch [uk]
f.
30
Genel
bir şeye ihtiyaç duymadan halletmek
dispense (with)
f.
31
Genel
(telefon araması, rica) halletmek
field
f.
32
Genel
sertçe halletmek
fight
f.
33
Genel
önceden halletmek
foreprize [obsolete]
f.
34
Genel
önceden halletmek
foresee
f.
35
Genel
gülümseyerek halletmek
outsmile
f.
36
Genel
apar topar halletmek
precipitate
f.
37
Genel
önceden halletmek
presolve
f.
38
Genel
sorunları halletmek
square
f.
39
Genel
(iş vb.) halletmek
settle
f.
Phrasals
40
Öbek Fiiller
konuşarak halletmek
talk out
f.
41
Öbek Fiiller
hızlıca halletmek
zip through
f.
42
Öbek Fiiller
kolayca halletmek
cruise through (something)
f.
43
Öbek Fiiller
kolayca halletmek
cruise through
f.
44
Öbek Fiiller
son kalan kısmı halletmek/bitirmek
finish off
f.
45
Öbek Fiiller
(bir şeyi) halletmek
dispose of (someone or something)
f.
46
Öbek Fiiller
(bir işi/anlaşmayı) halletmek
seal off
f.
47
Öbek Fiiller
ile arasındaki sorunu halletmek
square with
f.
48
Öbek Fiiller
biriyle arasındaki sorunu halletmek
square with someone
f.
49
Öbek Fiiller
(birinden/bir şeyden bir özelliği, eğilimi) kökünden söküp atmak/kökünden halletmek
stamp out (something) from (someone or something)
f.
50
Öbek Fiiller
uğraşıp halletmek
work through
f.
51
Öbek Fiiller
bir işin son adımlarını yerine getirip halletmek
mop up
f.
52
Öbek Fiiller
rüşvet vererek halletmek
buy way in
f.
53
Öbek Fiiller
(biriyle) halletmek
coordinate with (someone)
f.
54
Öbek Fiiller
(bir şeyi) halletmek
dope out (something)
f.
55
Öbek Fiiller
birinin işini/bir şeyi halletmek
finish someone or something off
f.
56
Öbek Fiiller
birinin işini/bir şeyi halletmek
finish someone or something up
f.
57
Öbek Fiiller
(bir şeyi) halletmek
get after (something)
f.
58
Öbek Fiiller
(bir şey) patlak vermeden önce halletmek
get ahead of (something)
f.
59
Öbek Fiiller
(biriyle) sorununu halletmek
have something out (with someone)
f.
60
Öbek Fiiller
(bir şeyi) halletmek
see about (something)
f.
61
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) halletmek
see to (someone or something)
f.
62
Öbek Fiiller
(birinden/bir şeyden bir özelliği, eğilimi) kökünden söküp atmak/kökünden halletmek
stamp (something) out of (someone or something)
f.
63
Öbek Fiiller
çarçabuk halletmek
fire off
f.
Colloquial
64
Konuşma Dili
kökünden halletmek
set the seal on
f.
65
Konuşma Dili
kestirme yoldan halletmek
cut corners
f.
66
Konuşma Dili
ucuza halletmek
cut corners
f.
67
Konuşma Dili
işini halletmek (tuvalet)
do (duty)
f.
68
Konuşma Dili
tereyağından kıl çeker gibi halletmek
slam dunk
f.
69
Konuşma Dili
kolayca halletmek
slam dunk
f.
70
Konuşma Dili
bir şeyi kolay halletmek
walk it
f.
71
Konuşma Dili
bir şeyi zorluk çekmeden halletmek/yapmak
walk it
f.
72
Konuşma Dili
bir şeyi fazla uğraşmadan yapmak/halletmek
walk it
f.
73
Konuşma Dili
bir şeyi kolaylıkla yapmak/halletmek
walk it
f.
74
Konuşma Dili
bir çatışmayı/anlaşmazlığı halletmek
make nice
f.
75
Konuşma Dili
düzeltmek/halletmek
cinch
f.
76
Konuşma Dili
bir şeyi halletmek
hack something
f.
Idioms
77
Deyim
rüşvetle halletmek
take care of
f.
78
Deyim
işi halletmek
do the trick
f.
79
Deyim
meseleleri halletmek
try conclusions with (someone)
f.
80
Deyim
bir işi rüşvet vererek halletmek
buy one's way in to something
f.
81
Deyim
bir şeyi düzeltmek/halletmek
have something cinched
f.
82
Deyim
bir meseleyi kökünden halletmek
set the seal on something
f.
83
Deyim
bir sorunu halletmek
find a way around someone or something
f.
84
Deyim
güzellikle halletmek
do something the easy way
f.
85
Deyim
kökünden halletmek
set the seal on
f.
86
Deyim
kalkıştığı her işi halletmek/başarmak
turn one's hand to
f.
87
Deyim
önceki sorunları halletmek/aradan çıkarmak
tie up loose ends
f.
88
Deyim
sorunu/problemi çözmek/halletmek
get the kinks ironed out
f.
89
Deyim
sorunu/problemi çözmek/halletmek
get the kinks out
f.
90
Deyim
tereyağından kıl çeker gibi halletmek
be going great guns
f.
91
Deyim
basit bir işi gereğinden fazla çaba harcayarak halletmek
employ a steam engine to crack a nut
f.
92
Deyim
basit bir işi gereğinden fazla çaba harcayarak halletmek
take a sledgehammer to crack a nut
f.
93
Deyim
basit bir işi gereğinden fazla çaba harcayarak halletmek
use a sledgehammer to crack a nut
f.
94
Deyim
tereyağından kıl çeker gibi halletmek
be a slam dunk
f.
95
Deyim
(bazı) göze batan işleri halletmek
send (one) to glory
f.
96
Deyim
(birkaç) göze batan işi halletmek
send (one) to glory
f.
97
Deyim
bazı eksik kalmış işleri halletmek
tie up (some/a few) loose ends
f.
98
Deyim
aciliyeti olan işleri halletmek
fight fires
f.
99
Deyim
aciliyeti olan işleri halletmek krizlerle uğraşmak
put out a fire
f.
100
Deyim
aciliyeti olan işleri halletmek krizlerle uğraşmak
put out the fire
f.
101
Deyim
bir şeyi kendi kendine halletmek
plough (one's) own furrow [uk]
f.
102
Deyim
bir şeyi tek başına halletmek
plough (one's) own furrow [uk]
f.
103
Deyim
bir şeyi kendisi halletmek
plough (one's) own furrow [uk]
f.
104
Deyim
bir şeyi yalnız başına halletmek
plough (one's) own furrow [uk]
f.
105
Deyim
en hızlı, en avantajlı şekilde yapmak/halletmek
get there (the) firstest with the mostest
f.
106
Deyim
(bir şeyi) kökten halletmek
rip the heart out of (something)
f.
107
Deyim
(birini/bir şeyi) hemen halletmek
make quick work of (someone or something)
f.
108
Deyim
(bir şeyi kendisi) halletmek
take (something) into (one's) own hands
f.
109
Deyim
işlerini halletmek/yapmak
settle someone's affairs
f.
110
Deyim
birinin işlerini halletmek/yapmak
settle someone's affairs
f.
111
Deyim
işlerini halletmek/yapmak
settle someone's affairs
f.
112
Deyim
birinin işlerini halletmek/yapmak
settle someone's affairs
f.
113
Deyim
işi halletmek
do the job/trick
f.
114
Deyim
(bir şeyi) bir şekilde halletmek
find a way around (something)
f.
115
Deyim
(bir şeyi) bir şekilde halletmek
find one's way around (something)
f.
116
Deyim
bir şekilde halletmek
find way around
f.
117
Deyim
(bir şeyi) halletmek
get (something) ironed out
f.
118
Deyim
(sorunu/problemi) çözmek/halletmek
get (something) ironed out
f.
119
Deyim
tereyağından kıl çeker gibi halletmek
be going great guns
f.
120
Deyim
(bir şeyi) düzeltmek/halletmek
have (got) (something) cinched
f.
121
Deyim
(birini/bir şeyi) hızlıca/hemen halletmek
make fast work of (someone or something)
f.
122
Deyim
(birini/bir şeyi) kolayca halletmek
make light work of (someone or something)
f.
123
Deyim
bir şeyi kolayca halletmek
make light work of something
f.
124
Deyim
(birini/bir şeyi) kolayca halletmek
make short work of (someone or something)
f.
125
Deyim
bir şeyi kolayca halletmek
make short work of something
f.
126
Deyim
bir şeyi hızlıca halletmek/bitirmek
make short work of something
f.
127
Deyim
(ölmeden önce) finansal/yasal düzenlemeleri halletmek
put (one's) affairs in order
f.
128
Deyim
aciliyeti olan işleri halletmek
put out fires
f.
129
Deyim
(bir şeyi) halletmek
set (something) at rest
f.
130
Deyim
işlerini halletmek/yapmak
settle affairs
f.
131
Deyim
(biriyle) eski bir hesabı görmek/halletmek
settle an old score (with someone)
f.
132
Deyim
(biriyle) eski hesapları görmek/halletmek
settle old scores (with someone)
f.
133
Deyim
(birini) halletmek
take care of (someone)
f.
134
Deyim
işi halletmek
take care of business
f.
135
Deyim
kendisi yüklenmek/halletmek
take into one's own hands
f.
136
Deyim
doğrudan halletmek
come down to
f.
137
Deyim
işleri daha hızlı halletmek
kick it up a notch
f.
138
Deyim
bir siyasi lider için tabu ya da korkutucu bir meseleyi halletmek
only Nixon could go to China
expr.
Trade/Economic
139
Ticaret/Ekonomi
işleri halletmek
straighten affairs
f.
140
Ticaret/Ekonomi
tetkik etmek ve halletmek
examine and handle
f.
Law
141
Hukuk
bir ihtilafı halletmek
settle
f.
142
Hukuk
ihtilafı halletmek
settle a dispute
f.
Archaic
143
Eski Kullanım
(meseleyi) halletmek
redd
f.
Slang
144
Argo
birini halletmek
deal with someone
f.
145
Argo
bir şeyi parayla halletmek
fix something
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of halletmek
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy