Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
be done
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"be done"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 4 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
be done
f.
yorulmak
Colloquial
2
Konuşma Dili
be done
f.
bitirmek
3
Konuşma Dili
be done
f.
tamamlamak
4
Konuşma Dili
be done
f.
halletmek
"be done"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 131 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
the first thing to be done
i.
yapılması gereken ilk şey
2
Genel
be done up
f.
kuvveti tükenmek
3
Genel
be hard done by
f.
haksızlığa uğramak
4
Genel
be done in a hurry
f.
aceleye gelmek
5
Genel
be done for
f.
hapı yutmak
6
Genel
be done for
f.
yanmak
7
Genel
be done with
f.
bitirmek
8
Genel
do everything that needs to be done
f.
ne gerekiyorsa yapmak
9
Genel
do everything that needs to be done
f.
gereken neyse yapmak
Phrasals
10
Öbek Fiiller
be done away with
f.
geçersiz kılınmak
11
Öbek Fiiller
be done away with
f.
lağvedilmek
12
Öbek Fiiller
be done away with
f.
(kurum) kaldırılmak
Phrases
13
İfadeler
let justice be done upon him!
expr.
adalet yerini bulsun!
14
İfadeler
I am doing must be done
expr.
yapılması gerekeni yapıyorum
15
İfadeler
...will be done
expr.
yapılacaktır
16
İfadeler
I am doing what must be done
expr.
yapılması gerekeni yapıyorum
17
İfadeler
and be done with it
expr.
ve bitir şunu/bunu
18
İfadeler
and be done with it
expr.
ve şunu/bunu bitir artık
19
İfadeler
and be done with it
expr.
ve bu/şu tartışmayı kes
20
İfadeler
and be done with it
expr.
ve bu/şu tartışmaya bir son ver
21
İfadeler
and be done with it
expr.
ve bu/şu tartışmayı bitir artık
22
İfadeler
and be done with it
expr.
ve şunu/bunu ertelemeyi bırak
23
İfadeler
and be done with it
expr.
ve şunu/bunu artık erteleme
24
İfadeler
and be done with it
expr.
ve şunu/bunu düşünme artık
25
İfadeler
and be done with it
expr.
ve buna/şuna bir son ver
26
İfadeler
and be done with it
expr.
ve bu/şu konuyu kapat
27
İfadeler
justice must not only be done it must be seen to be done
expr.
adalet maddeten tecelli etmesinin yanısıra, görünürde de tecelli etmelidir
Colloquial
28
Konuşma Dili
be done a runner
f.
sıvışmak
29
Konuşma Dili
be done to death
f.
artık ilginç olmayıp bıkkınlık vermek
30
Konuşma Dili
be over and done with
f.
olup bitmek
31
Konuşma Dili
be done to death
f.
kabak tadı vermek
32
Konuşma Dili
be done a runner
f.
kaçmak
33
Konuşma Dili
be over and done with
f.
tamamen sona ermek
34
Konuşma Dili
be over and done with
f.
tamamen bitmek
35
Konuşma Dili
be over and done with
f.
tamamen unutulmak
36
Konuşma Dili
be done for
f.
başı dertte olmak
37
Konuşma Dili
be done for
f.
sonu gelmek
38
Konuşma Dili
be done for
f.
hapı yutmak
39
Konuşma Dili
be done for something/for doing something
f.
(hız yaptığı için) cezayı yemek
40
Konuşma Dili
be done for
f.
bozulmak üzere olmak
41
Konuşma Dili
be done for
f.
neredeyse çalışmamak
42
Konuşma Dili
be done for
f.
miadı dolmak üzere olmak
43
Konuşma Dili
be done for
f.
ölmek üzere olmak
44
Konuşma Dili
be done for
f.
işi bitmek
45
Konuşma Dili
be done with (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) işi bitmek
46
Konuşma Dili
be done with (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) ilgilenmeyi bırakmak
47
Konuşma Dili
be done with (someone or something)
f.
(biriyle/bir şeyle) olan ilişkisi bitmek
48
Konuşma Dili
be not the done thing [uk]
f.
yapılmaması gereken bir şey olmak
49
Konuşma Dili
be not the done thing [uk]
f.
uygunsuz bir davranış olmak
50
Konuşma Dili
be not the done thing [uk]
f.
yanlış bir davranış olmak
51
Konuşma Dili
be not the done thing [uk]
f.
kabul edilemez bir davranış olmak
52
Konuşma Dili
be not the done thing [uk]
f.
yakışıksız bir davranış olmak
53
Konuşma Dili
be not the done thing [uk]
f.
yakışık almamak
54
Konuşma Dili
be not the done thing [uk]
f.
münasebetsiz bir davranış olmak
55
Konuşma Dili
be done with somebody/something [uk]
f.
biriyle/bir şeyle olan ilişkisini bitirmek
56
Konuşma Dili
be done with somebody/something [uk]
f.
biriyle/bir şeyle ilişkisini kesmek
57
Konuşma Dili
be done with somebody/something [uk]
f.
biriyle/bir şeyle işi bitmek
58
Konuşma Dili
be done with somebody/something [uk]
f.
biriyle/bir şeyle işi kalmamak
59
Konuşma Dili
be done with somebody/something [uk]
f.
biriyle/bir şeyle uğraşmayı kesmek
60
Konuşma Dili
be done with somebody/something [uk]
f.
birini/bir şeyi bırakmak
61
Konuşma Dili
must be done
expr.
yapılması gerekir
62
Konuşma Dili
needs to be done
expr.
yapılması gerekir
63
Konuşma Dili
what is done cannot be undone
expr.
olan oldu
64
Konuşma Dili
what more can be done?
expr.
daha fazla ne yapılabilir?
65
Konuşma Dili
what more can be done?
expr.
daha başka ne yapılabilir?
Idioms
66
Deyim
be done in
f.
çok yorulmak
67
Deyim
be done in
f.
dermanı kesilmek
68
Deyim
be all done in
f.
dermanı kesilmek
69
Deyim
be all done in
f.
çok yorulmak
70
Deyim
be hard done by
f.
haksızlığa uğramak
71
Deyim
be done like a dinner
f.
hezimete uğramak
72
Deyim
be done like a dog's dinner
f.
hezimete uğramak
73
Deyim
be done up like a dog's dinner
f.
kötü giyinmek
74
Deyim
be done up like a dog's dinner
f.
komik giyinmek
75
Deyim
be done up like a dog's dinner
f.
paçoz gibi giyinmek
76
Deyim
be done in
f.
takati kalmamak
77
Deyim
be all done in
f.
takati kalmamak
78
Deyim
be done like a dog's dinner
f.
yenilmek
79
Deyim
be done in
f.
yapacak gücü kalmamak
80
Deyim
be all done in
f.
yapacak gücü kalmamak
81
Deyim
be all done in
f.
yorgun düşmek
82
Deyim
be done in
f.
yorgun düşmek
83
Deyim
be done like a dinner
f.
yenilmek
84
Deyim
be done and dusted [uk]
f.
başarıyla bitirilmek
85
Deyim
be done and dusted [uk]
f.
sonuçlandırılmak
86
Deyim
be done and dusted [uk]
f.
başarıyla tamamlanmak
87
Deyim
be done and dusted [uk]
f.
tamamen bitirilmek
88
Deyim
be done and dusted [uk]
f.
hazır olmak
89
Deyim
be done to a turn
f.
kıvamında pişmiş olmak
90
Deyim
be done to a turn
f.
tam kararında pişmiş olmak
91
Deyim
be done to a turn
f.
iyice pişmiş olmak
92
Deyim
be done to a turn
f.
güzel pişmiş olmak
93
Deyim
be done to a turn
f.
doğru sürede pişmiş olmak
94
Deyim
be done to a turn
f.
doğru/istenen sürede yapılmış olmak
95
Deyim
be done to a turn
f.
gereken şekilde/sürede yapılmış olmak
96
Deyim
be done to a turn
f.
kusursuz bir şekilde yapılmış olmak
97
Deyim
be easier said than done
f.
dile kolay olmak
98
Deyim
be easier said than done
f.
söylemesi kolay olmak
99
Deyim
be easier said than done
f.
söylemesi kolay, yapması zor olmak
100
Deyim
be easier said than done
f.
demesi kolay olmak
101
Deyim
be easier said than done
f.
bekara karı boşamak kolay olmak
102
Deyim
be hard done-by
f.
mağdur olmak
103
Deyim
be hard done-by
f.
suistimale uğramış olmak
104
Deyim
be hard done-by
f.
aldatılmış olmak
105
Deyim
be hard done-by
f.
kazıklanmış olmak
106
Deyim
be hard done-by
f.
kandırılmış olmak
107
Deyim
be hard done by
f.
haksızlığa uğramak
108
Deyim
be done for something/for doing something [uk]
f.
bir şeyden/bir şey yapmaktan yakalanıp ceza yemek
109
Deyim
be done for something/for doing something [uk]
f.
bir şeyden/bir şey yapmaktan dolayı cezayı yemek
110
Deyim
need to be done
f.
yapılması gerekmek
111
Deyim
what's been done can't be undone
expr.
başa gelen çekilir
112
Deyim
there's a whole heap more work to be done
expr.
daha yapılacak çok iş var
113
Deyim
there's a whole lot more work to be done
expr.
daha yapılacak çok iş var
114
Deyim
thy will be done
expr.
oldu bil/baş üstüne/oldu farz et/lord's prayer'da geçen bir cümle
Speaking
115
Konuşma
do what needed to be done
f.
gerekeni yapmak
116
Konuşma
what is the first thing that should be done when a car starts to skid?
expr.
araba kaymaya başladığında yapılması gereken ilk şey nedir?
117
Konuşma
when will you be finished/done?
expr.
işiniz ne zaman biter?
118
Konuşma
when will you be finished/done?
expr.
işin ne zaman biter?
119
Konuşma
do as you would be done by
expr.
kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapma
120
Konuşma
he knows what's got to be done
expr.
ne yapılması gerektiğini biliyor
121
Konuşma
what's done cannot be undone
expr.
olan oldu
122
Konuşma
what's done can't be undone
expr.
olan oldu
123
Konuşma
there must be something can be done
expr.
yapılacak bir şeyler olmalı
124
Konuşma
there is only one thing to be done
expr.
yapılacak bir tek şey var
125
Konuşma
has to be done
expr.
yapılması gerekir
126
Konuşma
do what needed to be done
expr.
yapılması gerekeni yapmak
127
Konuşma
do you think you will be forgiven for what you've done?
expr.
yaptıklarınızın bağışlanacağını mı sanıyorsunuz?
128
Konuşma
there is only one thing to be done
expr.
yapılacak tek bir şey var
129
Konuşma
there's a whole lot more work to be done
expr.
daha yapılacak dünya kadar iş var
Religious
130
Dini
the will of god be done
expr.
tanrının dediği olur
Latin
131
Latince
fiat justitia ruat cælum (let justice be done though the heavens fall)
expr.
ne pahasına olursa olsun adalet yerini bulsun
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of be done
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy