yemiş - Türkçe İngilizce Sözlük

yemiş

"yemiş" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 5 sonuç

Türkçe İngilizce
Genel
yemiş fruit i.
yemiş dessert i.
yemiş berry i.
Konuşma Dili
yemiş squirrel i.
Mutfak
yemiş dried fruits and nuts i.

"yemiş" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 240 sonuç

Türkçe İngilizce
Yaygın Kullanım
kabuklu yemiş nut i.
Secondly, do nuts fulfil a multifunctional role?
İkinci olarak, kabuklu yemişler çok işlevli bir role sahip midir?

More Sentences
Genel
dayak yemiş beaten s.
My ears were ringing from being beaten.
Dayak yemekten kulaklarım çınlıyordu.

More Sentences
güve yemiş moth-eaten s.
We must replace this moth-eaten carpet.
Bu güve yemiş halıyı değiştirmeliyiz.

More Sentences
zeytinsi yemiş drupe i.
ceviz gibi kabuklu yemiş nut i.
gök yemiş green fruit i.
kuru yemiş snacks i.
kuru yemiş dried fruit i.
kuru yemiş dried fruits i.
sert kabuklu yemiş nut i.
kabuklu yemiş nit [scottish] i.
yemiş toplamak için dalları aşağı çekmeye yarayan kancalı sopa nuthook [obsolete] i.
yemiş toplama eylemi nutting i.
yemiş toplama etkinliği nutting i.
içi çift çıkan yemiş ile oynanan lades oyununda verilen hediye fillipeen i.
yemiş vermek bear fruit f.
dut yemiş bülbüle dönmek become tongue-tied f.
yemiş vermek berry f.
vurgun yemiş smitten with s.
güve yemiş moth eaten s.
kurt yemiş wormy s.
tıka basa yemiş gorged s.
yumruk yemiş battered s.
dayak yemiş larruped s.
kırbaç yemiş whipped s.
sert darbe yemiş slugged s.
sürgün yemiş banished s.
kurt yemiş worm-eaten s.
fırtına yemiş weather-beaten s.
dayak yemiş punchy s.
ceza yemiş fined s.
fırça yemiş rebuked s.
fırça yemiş admonished s.
fırça yemiş reprimanded s.
fırça yemiş scolded s.
kurt yemiş vermoulu s.
güve yemiş mothy s.
kafayı yemiş idleheaded [obsolete] s.
tokat yemiş skelpit s.
kafayı yemiş starkers s.
yafta yemiş stigmatose s.
çatlayana kadar yemiş farctated s.
çatlayana kadar yemiş farctate s.
yemiş anlamı veren ön ek cocci- ök.
yemiş anlamı veren ön ek cocc- ök.
yemiş anlamı veren ön ek cocco- ök.
yuvarlak yemiş şeklindeki organizma anlamı veren son ek -coccus snk.
Konuşma Dili
ayvayı yemiş kimse/şey a goner i.
kuru yemiş squirrel i.
kafayı yemiş olmak be fucked up f.
aklını yemiş olmak be up the pole [old-fashioned] [uk] f.
dayak yemiş gibi olmak be beat f.
boku yemiş durumda olmak be (all) shot to hell f.
kazık yemiş burned s.
kafayı yemiş (stark) raving bonkers s.
kafayı yemiş coo-coo s.
tekmeyi yemiş shot down s.
linç yemiş/edilmiş dragged s.
kafayı yemiş batty s.
kafayı yemiş bats s.
dayak yemiş done to a turn s.
dayak yemiş racked up s.
kafayı yemiş crackers s.
kafayı yemiş porangi [new zealand] s.
kafayı yemiş off (one's) dot expr.
ayvayı yemiş in deep expr.
bir halt yemiş been and gone and done it expr.
iyi halt yemiş/etmiş been and gone and done it expr.
bir halt yemiş he/she has gone/been and done something expr.
Deyim
feleğin sillesini yemiş kişi basket case i.
kafayı yemiş (stark) raving bonkers i.
dut yemiş bülbüle dönmek be tongue-tied f.
dut yemiş bülbüle çevirmek knock the stuffing out of someone f.
kafayı yemiş olmak be/go soft in the head f.
kafayı yemiş out of it s.
(bir şey) yemiş/içmiş/tüketmiş under (one's) belt s.
(bir şey) yemiş/içmiş/tüketmiş under one's belt s.
ayvayı yemiş in the cactus [australia] s.
ayvayı yemiş in a pickle s.
boku yemiş durumda (all) shot to hell s.
tıka basa yemiş (as) full as a tick s.
tıka basa yemiş full as a tick s.
kafayı yemiş off (one's) rocker s.
kafayı yemiş off (one's) head s.
kafayı yemiş off (one's) trolley s.
kafayı yemiş off (one's) nut s.
kafayı yemiş off rocker s.
kafayı yemiş off your nut s.
kafayı yemiş off the deep end s.
kafayı yemiş off your chump [uk] s.
kafayı yemiş off your rocker s.
küçücük yerde kafayı yemiş/sıyırmış stir crazy s.
-den darbe yemiş crushed by something expr.
büyük fark yemiş in the dust expr.
fark yemiş in the dust expr.
(biri) kafayı yemiş (one) is off (one's) rocker expr.
kafayı yemiş out of your tree expr.
kafayı yemiş out of your gourd expr.
kafayı yemiş out of (one's) cotton-picking mind [us] expr.
kafayı yemiş out of your mind expr.
kafayı yemiş out of your skull expr.
ayvayı yemiş up a creek expr.
ayvayı yemiş up the creek (without a paddle) expr.
Konuşma
adam kafayı yemiş olmalı the man must have rocks in his head expr.
kafayı yemiş olmalısın you've got to be out of your mind! expr.
kafayı yemiş olmalısın you're out of your mind! expr.
Hukuk
(kaçak mal) ceza yemiş infectious s.
Teknik
güve yemiş moth-eaten s.
Medikal
kabuklu yemiş alerjisi nut allergy i.
Gıda
yenilebilir kuru yemiş edible nut i.
yenilebilir kabuklu yemiş edible nut i.
meyve, kuru yemiş gibi gıdalardan yapılan ezme butter i.
Mutfak
(malezya mutfağında) kavrulmuş ya da kızartılmış sert kabuklu yemiş kachang puteh i.
mısır'da etlerin üstüne serpilerek veya sos olarak kullanılan öğütülmüş kuru yemiş ve baharat karışımı dukka i.
bal, meyve ve yemiş içeren noel keki figgy pudding i.
kuru yemiş ve meyveli bir kurabiye florentine i.
Biyoloji
kabuklu yemiş veren glandiferous s.
Zooloji
kabuklu yemiş veren ilkel bir ağaç cinsi genus bartle-frere i.
kabuklu yemiş veren bartle-frere cinsi ilkel ağaç green dinosaur i.
kabuklu yemiş veren ilkel bir ağaç cinsi bartle frere i.
Botanik
koca yemiş arbutus i.
yemiş yapraklan ayrı olan dişilik organı apocarp i.
güney abd ve meksika’da yetişen yemiş ağacı pecan tree (carya illinoensis) i.
güney abd ve meksika’da yetişen yemiş ağacı pecan i.
abd ve çin'de yetişen kabuklu yemiş ağaçları cinsi carya i.
güney abd ve meksika’da yetişen yemiş ağacı carya illinoinsis i.
isviçre fıstık çamının verdiği yemiş cembra nut i.
fındık, ceviz benzeri kabuklu yemiş veren ağaç nut tree i.
yemiş ağacı nut tree i.
ceviz ağacının verdiği zeytinsi yemiş tryma i.
badem benzeri yemiş veren ağaç almond i.
koca yemiş strawberry tree (arbutus unedo) i.
koca yemiş irish strawberry i.
kızılcık benzeri yemiş veren avustralya bitkileri australian cranberry i.
orta ve doğu abd'ye özgü, mor yemiş veren büyük bir ağaç sugarberry (celtis occidentalis) i.
orta ve doğu abd'ye özgü, mor yemiş veren büyük bir ağaç hoop ash (celtis occidentalis) i.
koca yemiş madrone (arbutus unedo) i.
koca yemiş madrona (arbutus unedo) i.
koca yemiş irish strawberry (arbutus unedo) i.
koca yemiş madrono (arbutus unedo) i.
adi cevizin verdiği kabuklu yemiş madeira nut i.
kara yemiş black cherry tree i.
kara yemiş black cherry i.
kara yemiş rum cherry i.
kara yemiş prunus serotina i.
koca yemiş may flower i.
koca yemiş mayflower i.
amerika'da yetişen ve yemiş veren çeşitli tropik ağaç ve çalıları içeren bir cins melicocca i.
amerika'da yetişen ve yemiş veren çeşitli tropik ağaç ve çalıları içeren bir cins melicoccus i.
amerika'da yetişen ve yemiş veren çeşitli tropik ağaç ve çalıları içeren bir cins genus melicoccus i.
amerika'da yetişen ve yemiş veren çeşitli tropik ağaç ve çalıları içeren bir cins genus melicocca i.
abd'nin doğusunda yetişen, çay üzümü ve yaban mersinine benzer mavi-siyah bir yemiş huckleberry i.
yemiş kabuğu hud [dialect] [uk] i.
genellikle parçalı gövdeleri ve sarkık dalları bulunan, yemiş benzeri meyve veren ve çiçekleri küçük olan epifit veya lithofit kaktüsleri içeren geniş bir cins rhipsalis i.
genellikle parçalı gövdeleri ve sarkık dalları bulunan, yemiş benzeri meyve veren ve çiçekleri küçük olan epifit veya lithofit kaktüsleri içeren geniş bir cins genus rhipsalis i.
involukrumun içinde bulunan kabuklu yemiş glans i.
güney amerika'ya özgü caryocar cinsinden olan çeşitli ağaçların büyük ve yenilebilir kuru yemiş benzeri tohumları souari nut i.
yağ elde edilen kabuklu yemiş oilnut i.
avrupa'ya özgü, yemiş benzeri kırmızı meyveler veren tırmanıcı bir böğürtlen rubus saxatilis i.
avrupa'ya özgü, yemiş benzeri kırmızı meyveler veren tırmanıcı bir böğürtlen stone bramble i.
koyu renkli yemiş veren bitki inkberry i.
koyu renkli yemiş inkberry i.
yaprak dökmeyen ve zeytinsi yemiş veren bir cins salvadora i.
yaprak dökmeyen ve zeytinsi yemiş veren bir cins genus salvadora i.
tek çekirdekli yemiş veren tropikal ot, çalı ve ağaçları içeren bir familya santalaceae i.
tek çekirdekli yemiş veren tropikal ot, çalı ve ağaçları içeren bir familya sandalwood family i.
tek çekirdekli yemiş veren tropikal ot, çalı ve ağaçları içeren bir familya family santalaceae i.
yemiş kabuğu shuck i.
meyve olarak tohumlu yemiş veren ağaç bean tree i.
yemiş veren bacciferous s.
yemiş şeklinde bacciform s.
kabuklu yemiş veren nut-bearing s.
yemiş veren berried s.
Tarım
kuru yemiş dried fruit i.
kabuklu yemiş veren ağaçların yetiştirildiği alan nuttery i.
amerikan yerlilerinin tükettiği ceviz benzeri bir yemiş potato bean i.
Arkeoloji
meyve, yemiş ya da tohum fosiline verilen ad carpolite i.
Boks
mücadele edemeyecek kadar dayak yemiş (boksör) down-and-out s.
Argo
dengesiz/kafayı yemiş tip whack job i.
kafayı yemiş wack job i.
boynuz yemiş kadın cuckquean i.
çıldırmış/kafayı yemiş/aklını kaçırmış/kafayı bulmuş olmak be out of your tree f.
boku yemiş durumda olmak be shot to hell f.
kazık yemiş screwed, blued, and tattooed s.
kafayı yemiş weirded out s.
kafayı yemiş buggin' out s.
kafayı yemiş bugged out (rap slang) s.
kafayı yemiş off his head s.
yürek yemiş ballsy s.
kafayı yemiş wigged s.
boku yemiş blued, screwed, and tattooed s.
kazık yemiş blued, screwed, and tattooed s.
kafayı yemiş bonkers s.
aklını (peynir ekmekle) yemiş round the bend s.
aklını (peynir ekmekle) yemiş around the bend s.
aklını peynir ekmekle yemiş hit by the stupid stick s.
aklını/kafayı yemiş hit by the stupid stick s.
aklını/kafayı yemiş hit with the stupid stick s.
aklını peynir ekmekle yemiş hit with the stupid stick s.
içi içini yemiş sawed off s.
feleğin/kaderin sillesini yemiş fucked by the fickle finger of fate s.
fark yemiş got pasted s.
kafayı yemiş queer in the attic s.
kafayı yemiş out of (one's) gourd s.
kafayı yemiş stoned out of (one's) gourd s.
çok yemiş/içmiş jammed up s.
çok yemiş/içmiş jammed s.
hançer yemiş pinked [dated] s.
kurşun yemiş pinked [dated] s.
ayvayı yemiş durumda blued, screwed, and tattooed s.
ayvayı yemiş up poo creek (without a paddle) s.
boku yemiş up poo creek (without a paddle) s.
ayvayı yemiş effed s.
boku yemiş effed s.
kafayı yemiş freaked s.
kazık yemiş stiffed s.
kafayı yemiş wigged out s.
kafayı yemiş flooey s.
yarrağı yemiş fucked up s.
boku yemiş cooked s.
boku yemiş bir kıçı kırık a fucked-up pooh-bah expr.
endişeden kafayı yemiş all worried and shit expr.
boku yemiş in deep doo-doo expr.
kafayı yemiş off (one's) gourd expr.
kafayı yemiş out of (one's) tree expr.
ayvayı yemiş up shit creek expr.
ayvayı yemiş up shit creek (without a paddle) expr.
ayvayı yemiş up shit's creek (without a paddle) expr.
İngiliz Argosu
ayvayı yemiş snookered s.
(bir şeyi istemek anlamında) kafayı yemiş mad for it s.
dayak yemiş mullered s.
kafayı yemiş off one's head s.
kafayı yemiş off one's trolley s.
tıka basa yemiş podged s.
tıka basa yemiş pogged s.
kafayı yemiş off one's tree expr.
kafayı yemiş off one's rocker expr.
Modern Argo
ayvayı yemiş all sorts of fucked s.
ayvayı yemiş all jacked up s.
boku yemiş all sorts of fucked s.