zorunluluk - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

zorunluluk



"zorunluluk" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 37 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
zorunluluk obligation i.
zorunluluk necessity i.
General
zorunluluk imperativeness i.
zorunluluk exigence i.
zorunluluk ought i.
zorunluluk indispensableness i.
zorunluluk burden i.
zorunluluk requirement i.
zorunluluk inevitableness i.
zorunluluk exigency i.
zorunluluk urgency i.
zorunluluk vis majors i.
zorunluluk necessity i.
zorunluluk indispensability i.
zorunluluk incumbency i.
zorunluluk essentiality i.
zorunluluk imperative i.
zorunluluk obligation i.
zorunluluk compulsion i.
zorunluluk must i.
zorunluluk charge i.
zorunluluk band i.
zorunluluk necessitattion i.
zorunluluk necessitousness i.
zorunluluk necessitude [rare] i.
zorunluluk need i.
zorunluluk enforcement i.
zorunluluk bond i.
zorunluluk obligatoriness i.
zorunluluk right [ireland] i.
zorunluluk distress [obsolete] i.
zorunluluk iou i.
zorunluluk pressure i.
zorunluluk stick i.
Colloquial
zorunluluk a must i.
Idioms
zorunluluk force of circumstance i.
Trade/Economic
zorunluluk compulsion i.

"zorunluluk" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 41 sonuç

Türkçe İngilizce
General
toplumsal zorunluluk social imperative i.
zorunluluk alanı realm of necessity i.
güncel zorunluluk daily necessity i.
iş veya zorunluluk dışında bir sebeple seyahat eden kimse leisure traveller i.
kanuni zorunluluk legal obligation i.
yasal zorunluluk legal obligation i.
gereklilik ve zorunluluk fiilleri modal verbs i.
ahlaki zorunluluk moral imperative i.
resmi zorunluluk formal obligation i.
yerine getirilmemiş zorunluluk unfulfilled necessity i.
resmi zorunluluk formal requirement i.
gelecek zaman için kullanılır/zorunluluk gösterir/niyet gösterir be going to f.
zorunluluk hissetmek feel compelled to do f.
zorunluluk getirmek impose obligation f.
zorunluluk duymak feel the necessity f.
zorunluluk olarak görmek assume obligation f.
zorunluluk olarak görmek consider as an obligation f.
zorunluluk olarak görmek consider something obligatory f.
yasal zorunluluk nedeniyle akıl hastanesine yatırmak section [uk] f.
zorunluluk veya sorumluluk altında bırakılmış encumbered s.
bir zorunluluk olarak as a necessity zf.
bir zorunluluk olarak as a must zf.
bir zorunluluk olarak as an obligation ed.
Phrasals
yasal bir zorunluluk uygulamak/koymak (vergi, ceza) slap on f.
Phrases
zorunluluk halinde in case of emergency zf.
Proverb
zorunluluk hiçbir yasa tanımaz necessity knows no law
Idioms
ekonomi yönünden bağlılık/zorunluluk golden handcuffs i.
ekonomi yönünden bağlılık/zorunluluk velvet handcuffs i.
herhangi bir kısıtlama/zorunluluk olmaksızın no strings expr.
Trade/Economic
ekonomik zorunluluk economic imperative i.
Law
davranışın bir hukuki zorunluluk tescil ettiğinin kanaati opinio juris i.
davranışın bir hukuki zorunluluk tescil ettiğinin kanaati opinio juris sive necessitatis i.
hukuksal zorunluluk legal obligation i.
kanuni zorunluluk statutory obligation i.
yasal zorunluluk statutory obligation i.
yasal zorunluluk onus i.
Politics
siyasi zorunluluk political imperative i.
Logic
zorunluluk, olasılık, olumsallık gibi felsefi kavramların mantık açısından incelenmesi modal logic i.
History
belirli arazilerin kiracılarının, tahıllarını belirli bir değirmende öğütmelerine getirilen zorunluluk thirlage i.
Philosophy
problem çözmede olasılıkların zorunluluk olmadan çoğaltılmaması gerektiğini savunan bir ilke occam’s razor i.
problem çözmede olasılıkların zorunluluk olmadan çoğaltılmaması gerektiğini savunan bir ilke occams razor i.