Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
History
yeri
Meanings of
"yeri"
in English Turkish Dictionary : 1 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
yeri
place of
n.
Meanings of
"yeri"
with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)
Category
Turkish
English
Common Usage
1
Common Usage
birleşme yeri
junction
n.
2
Common Usage
kutsal bir yeri dini sebeplerle ziyaret eden kimse
pilgrim
n.
3
Common Usage
el tutma yeri
handle
n.
4
Common Usage
dikiş yeri
seam
n.
5
Common Usage
ek yeri
joint
n.
6
Common Usage
varış yeri
destination
n.
7
Common Usage
birleşme yeri
joint
n.
8
Common Usage
iş yeri
workplace
n.
9
Common Usage
toptan satış yeri
warehouse
n.
10
Common Usage
yeri doldurulamaz
irreplaceable
adj.
General
11
General
ek yeri
scarf
n.
12
General
yangın yeri
fire scene
n.
13
General
kereste kesme yeri
lumber mill
n.
14
General
geçiş yeri
ferry
n.
15
General
toplantı yeri
venue
n.
16
General
bir kuruma ait iş yeri
premises
n.
17
General
çatal yeri
bifurcation
n.
18
General
kazı yeri
dig
n.
19
General
panayır yeri
fairground
n.
20
General
demirleme yeri
roads
n.
21
General
bagaj yeri
baggage hold
n.
22
General
yara yeri
mark
n.
23
General
park yeri
car park
n.
24
General
kimi müslüman ülkelerde pazar yeri
souk
n.
25
General
bir yeri rüzgardan koruyan engel
windbreak
n.
26
General
satış yeri
salesroom
n.
27
General
kalafat yeri
careening yard
n.
28
General
gezinti yeri (deniz kenarındaki)
promenade
n.
29
General
kazı yeri
diggings
n.
30
General
olay yeri
spot
n.
31
General
kapalı bisiklet park yeri
bicycle shed
n.
32
General
dönüş yeri
turning
n.
33
General
ayak koyma yeri
legroom
n.
34
General
orkestranın yeri
bandstand
n.
35
General
bel yeri
waistline
n.
36
General
yerleşim yeri
settlement
n.
37
General
orkestra yeri
pit
n.
38
General
giriş yeri
inlet
n.
39
General
kapı yeri
doorway
n.
40
General
sikke veya madalyanın arka yüzünün alt tarafındaki yazı yeri veya yazı
exergue
n.
41
General
ek yeri
juncture
n.
42
General
ek yeri
commissure
n.
43
General
giriş yeri
portal of entry
n.
44
General
fuar yeri
fairground
n.
45
General
sığınma yeri
asylum
n.
46
General
basım yeri
place of printing
n.
47
General
pazar yeri
marketplace
n.
48
General
bitişme yeri
abutment
n.
49
General
eğlence yeri
place of amusement
n.
50
General
toplantı yeri
gathering place
n.
51
General
buluşma yeri
trysting place
n.
52
General
ırmağın geçit yeri
ford
n.
53
General
mahkumların gönderildiği sürgün yeri
penal colony
n.
54
General
büyük bir satış yerinde kasa yeri
cash point
n.
55
General
sürücü yeri
cab
n.
56
General
kitapta bakılması gereken yeri gösteren not koyma
keying
n.
57
General
konak yeri
billet
n.
58
General
gemide nöbet yeri
watch
n.
59
General
kozalak istif yeri
cone storage shed
n.
60
General
kazı yeri
excavation site
n.
61
General
önceden tanışılmayan biriyle eğlence yeri lokanta vb'ne gitme
blind date
n.
62
General
gezinti yeri
prom
n.
63
General
karşı tarafta aynı yeri işgal eden kimse
his opposite number
n.
64
General
birleşme yeri
juncture
n.
65
General
varış yeri
destination
n.
66
General
aktarma yeri
transfer point
n.
67
General
olay yeri
setting
n.
68
General
satış yeri
outlet
n.
69
General
kazı yeri
excavation
n.
70
General
oto yıkama yeri
car wash
n.
71
General
duş yeri
shower bath
n.
72
General
ingiltere tyne nehri kıyısında bir yerleşim yeri
jarrow
n.
73
General
kamp yeri
campsite
n.
74
General
ölü yakma yeri
crematorium
n.
75
General
şantiyenin yeri
location of job site
n.
76
General
bir yeri belirli bir faaliyet için ayırma
zoning
n.
77
General
bir belgenin imza yeri
dotted line
n.
78
General
gezinti yeri
esplanade
n.
79
General
dinlenme yeri
rest
n.
80
General
giriş yeri
entrance
n.
81
General
baraj yeri
dam location
n.
82
General
kamp yeri
camp ground
n.
83
General
kat yeri
crease
n.
84
General
dekanın yeri
deanery
n.
85
General
mesire yeri
recreation spot
n.
86
General
gezinti yeri
journey
n.
87
General
buluşma yeri
place of resort
n.
88
General
seçim yeri
poll
n.
89
General
gözetleme yeri
lookout
n.
90
General
terkedilmiş yerleşim yeri
ghost town
n.
91
General
gemi bağlama yeri
moorings
n.
92
General
sökük (dikiş yeri üzerindeki)
split
n.
93
General
eğlence yeri
spot
n.
94
General
konaklama yeri
stopover
n.
95
General
pot yeri
unpleasant side
n.
96
General
mola yeri
halt
n.
97
General
geçiş yeri
crossing
n.
98
General
çarşı yeri
plaza
n.
99
General
dinlenme yeri
resort
n.
100
General
kullanım yeri
place of use
n.
101
General
kilisede rahip ve koronun yeri
chancel
n.
102
General
konak yeri
camp
n.
103
General
gözcü yeri
observation post
n.
104
General
başlatma yeri
promotor site
n.
105
General
ek yeri (kemik)
suture
n.
106
General
dikiş yeri
stitch scars
n.
107
General
damıtma yeri
distillery
n.
108
General
kol dayama yeri
armrest
n.
109
General
olay yeri
scene of accident
n.
110
General
bagaj yeri
rumble
n.
111
General
süzme yeri
drainboard
n.
112
General
konaklama yeri
auberge
n.
113
General
giriş yeri
gateway
n.
114
General
demir yeri
berth
n.
115
General
sürüm yeri
debouche
n.
116
General
sudan'da bir yerleşim yeri
kodok
n.
117
General
kafa dinleme yeri
retreat
n.
118
General
karaya çıkarma yeri
landing site
n.
119
General
bir polonya varta yerleşim yeri
kolo
n.
120
General
demirleme yeri
road
n.
121
General
dinlenme yeri
recreation ground
n.
122
General
atış yeri
target range
n.
123
General
toplanma yeri
agora
n.
124
General
açık havada fuar yeri
fairground
n.
125
General
gizleme yeri
hideaway
n.
126
General
yolcu yeri oranı
passenger space ratio
n.
127
General
park yeri
parking place
n.
128
General
balıkçılların toplu yuva yeri
heronry
n.
129
General
geçme yeri
scarf
n.
130
General
zıvananın birleşim yeri
mortise joint
n.
131
General
kalabalıklardan uzak dinlenme yeri
retreat
n.
132
General
mola yeri
stop
n.
133
General
ingilizler tarafından kuzey amerika'da kurulmuş ilk yerleşim yeri
jamestown
n.
134
General
av yeri
cover
n.
135
General
yeri doldurulamaz olma
irreplaceableness
n.
136
General
arıtma yeri
refinery
n.
137
General
tatil yeri
holiday resort
n.
138
General
kıyıda bulunan tatil yeri
watering place
n.
139
General
seyir yeri
excursion spot
n.
140
General
nöbet yeri
post
n.
141
General
olay yeri
scene
n.
142
General
ikamet yeri
abode
n.
143
General
gezi yeri
promenade
n.
144
General
boşalma yeri
issue
n.
145
General
yerleşim yeri içindeki ana yol
thoroughfare
n.
146
General
inşaat yeri
construction site
n.
147
General
taksi durağı taksilerinin bekleme yeri
cabstand
n.
148
General
mihrap yeri
chancel
n.
149
General
motor yeri
nacelle
n.
150
General
eğlence yeri
hot spot
n.
151
General
ihracat yeri
outlet
n.
152
General
bir şeyin doğal yeri
habitat
n.
153
General
trafik vb dönüş yeri
turnaround
n.
154
General
kapak yeri
monk
n.
155
General
park yeri
parking space
n.
156
General
başkasının yeri
stead
n.
157
General
evlerin önüne oturmak için yapılan düz yükselti ve buradaki oturma yeri
terrace
n.
158
General
iş yeri
stand
n.
159
General
görev yeri
station
n.
160
General
en heyecanlı yeri
thick
n.
161
General
bitirim yeri
gambling
n.
162
General
giriş yeri
entryway
n.
163
General
tuvalet yeri (umumi yerlerde bölmelerle ayrılmış)
stall
n.
164
General
kurban kesme yeri
altar
n.
165
General
sürücü yeri
driver's cab
n.
166
General
mahkeme yeri
venue
n.
167
General
mağaraların giriş yeri
mouth
n.
168
General
yanık yeri
burn
n.
169
General
olay yeri
scene of crime
n.
170
General
satış yeri
showroom
n.
171
General
araç park yeri
parking lot
n.
172
General
saklanma yeri
hideaway
n.
173
General
demir yeri
mooring
n.
174
General
park yeri
stall
n.
175
General
büyük yerleşim yeri
city
n.
176
General
yeri ölçen kimse
surveyor
n.
177
General
edep yeri
private parts
n.
178
General
duş yapma yeri
shower
n.
179
General
atış yeri
firing range
n.
180
General
hal (pazar yeri)
marketplace
n.
181
General
dinlenme yeri
vacation place
n.
182
General
palamar yeri
berth
n.
183
General
lordlar kamarası başkanının yeri
woolsack
n.
184
General
olay yeri
locale
n.
185
General
kamp yeri
camping ground
n.
186
General
kamp yeri
camping site
n.
187
General
yabancıların kurduğu alışveriş yeri
post
n.
188
General
harman yeri
threshing floor
n.
189
General
duşlu soyunma yeri
field house
n.
190
General
klozet üstüne tutturulan oturma yeri
toilet seat
n.
191
General
buluşma yeri
rendezvous
n.
192
General
olay yeri inceleme
crime scene investigation
n.
193
General
geçiş yeri
crossover
n.
194
General
parmağın oynak yeri
knuckle
n.
195
General
yeri değiştirilebilirlik
shiftability
n.
196
General
oynak yeri
juncture
n.
197
General
boşaltıra yeri
place of discharge
n.
198
General
ikamet yeri
place of residence
n.
199
General
varış yeri
place of destination
n.
200
General
olay yeri şeridi
barrier tape
n.
201
General
tüccarların toplantı yeri
tolsey
n.
202
General
kutsal kitapları saklama yeri (yahudilerde)
genizah
n.
203
General
pazar yeri kalabalıklığı
nundination
n.
204
General
maori buluşma yeri
marae
n.
205
General
gizlenme yeri
hideaway
n.
206
General
gezinti yeri
ambulatory
n.
207
General
mola yeri
stopover
n.
208
General
kaza yeri
scene of the accident
n.
209
General
iş yeri
place of business
n.
210
General
boşaltma yeri
disposal area
n.
211
General
suç yeri
crime scene
n.
212
General
çalışma yeri
working place
n.
213
General
iş yeri
working place
n.
214
General
konaklama yeri
billet
n.
215
General
makinist yeri
cab
n.
216
General
ibadet yeri
chapel
n.
217
General
birleşme yeri
commissure
n.
218
General
basım yeri
place of publication
n.
219
General
yangın yeri
fireplace
n.
220
General
giriş yeri
gate
n.
221
General
pazar yeri
market-square
n.
222
General
düşük gürültü seviyeli iş yeri
low-noise workplace
n.
223
General
park yeri
lay-by
n.
224
General
oynak yeri
joining
n.
225
General
konaklama yeri
inn
n.
226
General
palamer yeri
berth
n.
227
General
nehrin en akıntılı yeri
cataract
n.
228
General
ödeme yeri
checkout
n.
229
General
kamp yeri
encampment
n.
230
General
kıyıda gezinti yeri
esplanade
n.
231
General
dağıtım yeri
distribution point
n.
232
General
etkinlik yeri
efficiency locus
n.
233
General
çıkış yeri
exit
n.
234
General
geçiş yeri
passageway
n.
235
General
geçme yeri
passing
n.
236
General
oyun yeri parseli
playlot
n.
237
General
halk eğlence yeri
public amusement place
n.
238
General
bir şeyi veya bir yeri yöneten
keeper
n.
239
General
çalışma yeri
workplace
n.
240
General
dikiş yeri
suture
n.
241
General
ikili duvar oturma yeri
twin back-to-back seats
n.
242
General
yangın yeri
fireground
n.
243
General
doğum yeri
place of birth
n.
244
General
sanık yeri
dock
n.
245
General
fuhuş yeri
brothel
n.
246
General
kaynatma yeri
boilary
n.
247
General
kaynatma yeri
boilery
n.
248
General
pazar yeri
agora
n.
249
General
olay yeri inceleme memuru
scenes of crime officer
n.
250
General
güvenlik şeridi (olay yeri)
barrier tape
n.
251
General
kuruluş yeri
site of establishment
n.
252
General
doğum yeri ve tarihi
place and date of birth
n.
253
General
doğum yeri ve yılı
place and year of birth
n.
254
General
dinlenme yeri
resting area
n.
255
General
new york'da bir yerleşim yeri
lake placid
n.
256
General
etrafı parmaklıklı oyun yeri
play pen
n.
257
General
etrafı parmaklıklı oyun yeri
playpen
n.
258
General
arkası kabarık ve yüksek oturacak yeri ise geniş koltuk
winged chair
n.
259
General
pazar yeri
bazaar place
n.
260
General
klozet üzerine tutturulan oturma yeri
toilet seat
n.
261
General
oturma yeri
perch
n.
262
General
çalışma yeri
work place
n.
263
General
park yeri
parking spot
n.
264
General
park etme yeri
parking space
n.
265
General
park etme yeri
parking lot
n.
266
General
park etme yeri
parking place
n.
267
General
park yeri görevlisi
parking lot attendant
n.
268
General
göl üstü/kenarı yerleşim yeri
pile dwelling
n.
269
General
göl üstü/kenarı yerleşim yeri
lake dwelling
n.
270
General
kumluk oyun alanı/yeri
sandpit
n.
271
General
kumluk oyun alanı/yeri
sandbox
n.
272
General
annenizin doğum yeri
mother's birthplace
n.
273
General
gizli saklanma yeri
secret hiding place
n.
274
General
panayır yeri
funfair
n.
275
General
galler'de bir yerleşim yeri
pontypool
n.
276
General
belli bir objeyi/kişiyi/yeri nitelemek için kullanılır
the
n.
277
General
kışlık tatil yeri
winter resort
n.
278
General
görev yeri
place of duty
n.
279
General
yeri ve önemi
the place and importance of
n.
280
General
çalışma yeri (ofis)
office
n.
281
General
kaza yeri
site of the accident
n.
282
General
ayrılmış araç park yeri
reserved parking space
n.
283
General
spiker anlatım yeri
commentary position
n.
284
General
spiker anlatım yeri
commentary box
n.
285
General
duş yapma yeri
shower stall
n.
286
General
duş yapma yeri
shower bath
n.
287
General
(abd'nin güneydoğusunda) yol kenarındaki yemekli danslı mola yeri
jook
n.
288
General
(abd'nin güneydoğusunda) yol kenarındaki yemekli danslı mola yeri
jook joint
n.
289
General
(abd'nin güneydoğusunda) yol kenarındaki yemekli danslı mola yeri
juke house
n.
290
General
(abd'nin güneydoğusunda) yol kenarındaki yemekli danslı mola yeri
juke joint
n.
291
General
bando yeri
bandstand
n.
292
General
arabacı yeri
coach box
n.
293
General
bisiklet park yeri
bike stand
n.
294
General
konak yeri
corral
n.
295
General
kilise apsisinde yükselen sıralar halinde yer alan din görevlilerinin oturma yeri
synthronon
n.
296
General
(tarak vb) tutma yeri
handle side
n.
297
General
kediler için geçici bakım yeri
cattery
n.
298
General
california'da bir yerleşim yeri
big sur
n.
299
General
kaçış yeri
bolt hole
n.
300
General
ibadet yeri
prayer hall
n.
301
General
oy kullanma yeri
polling place
n.
302
General
sanatın yeri
place of art
n.
303
General
yol üstü konaklama yeri
khan
n.
304
General
yeri süslemek
decorate the place
n.
305
General
içme yeri
drinking den
n.
306
General
parti yeri
party scene
n.
307
General
konser yeri
place of concert
n.
308
General
konser yeri
location of concert
n.
309
General
saklanma yeri
cootch
n.
310
General
veriliş yeri
place of issue
n.
311
General
olay yeri girilmez şeridi
crime scene tape
n.
312
General
yangın olay yeri (itfaiyecilik)
fire ground
n.
313
General
son cemaat yeri
porticco courtyard
n.
314
General
ufak depo şeklindeki bisiklet saklama yeri
bike shed
n.
315
General
ufak depo şeklindeki bisiklet saklama yeri
bicycle shed
n.
316
General
istenmeyen bebek bırakma yeri
baby flap
n.
317
General
ibadet yeri
tabernacle
n.
318
General
halat yapım yeri
ropewalk
n.
319
General
stant (sergi yeri)
stand
n.
320
General
dolaşmak (bir yeri)
tramp
v.
321
General
karoyla kaplamak (duvarı/yeri)
tile
v.
322
General
işletmek (bir yeri)
work
v.
323
General
bir yeri karıştırmak
rummage
v.
324
General
açmak (tıkanmış yeri)
unstop
v.
325
General
sular (bir yeri) kaplamak
submerge
v.
326
General
başını sokacak bir yeri olmamak
have no roof over one's head
v.
327
General
bir şeyin içinde çok saygın bir yeri olmak
be enshrined in
v.
328
General
bir yeri neşelendirmek
jolly a place up
v.
329
General
bir yeri terketmek
pack one's bags
v.
330
General
yeri göğü inletmek
roister
v.
331
General
daha güzel ve daha çekici bir hale sokmak (bir yeri)
freshen up
v.
332
General
ek veya oynak yeri yapmak
joint
v.
333
General
bir yeri darmadağınık bir halde bırakmak
leave a place in a shambles
v.
334
General
kısa bir süreliğine bir yeri veya bir kişiyi görmeye gitmek
visit
v.
335
General
yeri olmak
belong
v.
336
General
bir yeri basmak
bust
v.
337
General
bir yeri serbestçe kullanabilmek
have the run of
v.
338
General
şiddetli bir şekilde hücum ederek bir yeri fethetmek
storm
v.
339
General
bir yeri dağıtmak
mess something up
v.
340
General
açmak (bir yeri birine)
throw open to
v.
341
General
bir yeri belirli bir faaliyet için ayırmak
zone
v.
342
General
dal budak salıp her yeri sarmak
run riot
v.
343
General
ölçmek (bir yeri)
survey
v.
344
General
bir yeri kuşatma altına almak
lay siege to
v.
345
General
bir yeri süpürmek
sweep up
v.
346
General
gözetim altında tutmak (bir yeri)
cover
v.
347
General
iskan etmek (bir yeri)
peoples
v.
348
General
bir yeri düzene sokmak
set a place in order
v.
349
General
kontrolü altına almak (bir yeri)
subjugate
v.
350
General
bir yeri alelacele terketmek
hightail
v.
351
General
yeri eşelemek (boğa)
paw
v.
352
General
dumanlandırmak (bir yeri)
smoke
v.
353
General
yeri öpmek
lick the dust
v.
354
General
kiralamak (bir yeri asıl kiracıdan)
sublease from
v.
355
General
bir düzene sokmak (bir yeri)
straighten up
v.
356
General
başköşede yeri olmak
be the honor guest
v.
357
General
yeri olmak
have a place
v.
358
General
özel yeri olmak
have a special place
v.
359
General
özel bir yeri olmak
have a special place
v.
360
General
her yeri süratle aramak
scour
v.
361
General
bir yeri boşaltmak
clear off
v.
362
General
bir yeri tahliye etmek
clear off
v.
363
General
yeri saptanmak
be located
v.
364
General
yeri alınmak
be supplanted
v.
365
General
yatacak yeri olmamak
have no place to sleep
v.
366
General
gidecek bir yeri kalmamak
have nowhere else to go
v.
367
General
bir yeri soymak
rob a place
v.
368
General
her yeri aramak
search everywhere
v.
369
General
(telefonla) birkaç yeri aramak
make a few calls
v.
370
General
önemli bir yeri olmak
have an important role
v.
371
General
bir yeri terk etmek
quit a place
v.
372
General
birine oturacağı yeri göstermek
show one to one's seat
v.
373
General
boş bir park yeri için beklemek
wait for a parking space to become available
v.
374
General
(makine ile) yeri süpürmek
vacuum the floor
v.
375
General
yeri elektrik süpürgesiyle temizlemek
hoover the floor
v.
376
General
(bir felaket yüzünden bir yeri) boşaltmak
evacuate
v.
377
General
bir yeri merkez alarak çalışmak
work out of somewhere
v.
378
General
(bir yeri) basmaya kalkışmak
attempt to storm
v.
379
General
yeri doldurulabilir
replaceable
adj.
380
General
yeri değiştirilmiş
transposed
adj.
381
General
yeri değişmiş
transposed
adj.
382
General
yeri değiştirilebilir
displaceable
adj.
383
General
yeri değiştirilebilir
switchable
adj.
384
General
(ırmak vb) en hızlı akan yeri
rapid
adj.
385
General
yeri değiştirilmez
unsubstituted
adj.
386
General
yeri göğü inleten
earth-shaking
adj.
387
General
yerinden oynamış (bir eklem yeri)
sprained
adj.
388
General
çok yeri gezmiş
well-traveled
adj.
389
General
yeri gelmişken
by the way
adv.
390
General
yeri gelmişken
incidentally
adv.
391
General
bir yeri belirtmek için kullanılır
at
prep.
392
General
gidilecek yeri girin
enter destination
expr.
Phrasals
393
Phrasals
bir yeri birine rezerve etmek/ayırmak
book someone on something
v.
394
Phrasals
bir yeri soymak
stick up
v.
395
Phrasals
bir yeri kokutmak
stink something up
v.
396
Phrasals
bir yeri (pislikten/suçtan) arındırmak
clean up somewhere
v.
397
Phrasals
bir yeri aletlerle donatmak
tool something up
v.
398
Phrasals
bir yeri/şeyi birileriyle doldurmak
load something down with someone
v.
399
Phrasals
bir yeri terk etmek
toddle away
v.
400
Phrasals
bir yeri bir şeyle tıkamak
clog something with something
v.
401
Phrasals
bir yeri duman altı etmek
smoke something up
v.
402
Phrasals
(bir yeri/yerden) hızla/çabucak/hışımla geçmek
steam across (a room)
v.
403
Phrasals
(bir yeri) elleri ve ayaklarıyla kavrayarak tırmanmak
swarm up
v.
404
Phrasals
(bir yeri) terketmek
run along
v.
Phrases
405
Phrases
adanın her yeri
all over the island
n.
406
Phrases
asla geldiğin yeri unutma
never forget where you came from
expr.
407
Phrases
durman gerektiği yeri bil
know where to stop
expr.
408
Phrases
duracağın yeri bil
know where to stop
expr.
409
Phrases
her yeri/yere
whole wide world
expr.
410
Phrases
geldiğin yeri asla unutma
never forget where you came from
expr.
411
Phrases
yeri gelir
if necessary
expr.
412
Phrases
yeri gelir
when necessary
expr.
413
Phrases
yeri geldiğinde
if need be
expr.
414
Phrases
yeri gelmişken
by the way
expr.
415
Phrases
yeri gelmişken
speaking of which
expr.
416
Phrases
yeri geldiğinde
when appropriate
expr.
Proverb
417
Proverb
kadının yeri evidir
a woman's place is in the home
418
Proverb
sürekli hareket halinde olan/göçüp konan/yeri yurdu olmayan kişinin kökü/yeri/yuvası/birikimi olamaz
a rolling stone gathers no moss
Colloquial
419
Colloquial
yeri öptürmek
wipe the floor with
v.
Idioms
420
Idioms
başlangıç yeri
jumping-off place
n.
421
Idioms
başlangıç yeri
jumping-off point
n.
422
Idioms
bir yeri tepeden tırnağa
the length and breadth of somewhere
n.
423
Idioms
dünyanın en berbat yeri
the armpit of the world
n.
424
Idioms
dünyanın en berbat yeri
the armpit of the universe
n.
425
Idioms
gizlenme yeri
place of concealment
n.
426
Idioms
iş yeri
place of business
n.
427
Idioms
kainatın en berbat yeri
the armpit of the world
n.
428
Idioms
uğrak yeri
mecca for someone
n.
429
Idioms
aç bırakarak bir yeri terketmelerini sağlamak
starve someone or an animal out
v.
430
Idioms
bir yeri toparlamak/düzeltmek
get/make something straight
v.
431
Idioms
bir yeri karış karış bilmek
know every inch (of a place)
v.
432
Idioms
bir şeyde rolü/yeri/payı olmak
have a place in something
v.
433
Idioms
başını sokacak bir yeri olmak
have somewhere to hang up one's hat
v.
434
Idioms
bir yeri didik didik aramak
turn some place inside out
v.
435
Idioms
bir yeri didik didik aramak
turn a place upside down
v.
436
Idioms
bir yeri gezip görme isteğinde olmak
have itchy feet
v.
437
Idioms
bir yeri gezip görme isteğinde olmak
get itchy feet
v.
438
Idioms
bir yeri terk etmek
smack the road
v.
439
Idioms
bir yeri haritadan silmek
blow somewhere off the map
v.
440
Idioms
bir yeri yuvası yapmak
take up one's abode
v.
441
Idioms
birisini bulmak için her yeri karış karış gezmek
scour the earth for someone
v.
442
Idioms
her yeri aramak
leave no stone unturned
v.
443
Idioms
gönlünde ayrı bir yeri olmak
enshrine someone in one's heart
v.
444
Idioms
hazırlandığı halde gidecek yeri olmamak
be all dressed up and with nowhere to go
v.
445
Idioms
gönlünde ayrı bir yeri olmak
enshrine someone's memory
v.
446
Idioms
hazırlandığı halde gidecek yeri olmamak
be all dressed up and nowhere to go
v.
447
Idioms
mahşer yeri gibi olmak
burst at the seams
v.
448
Idioms
kaz gelecek yeri bilmek
know which side one's bread is buttered on
v.
449
Idioms
(hırsızlık yapmak amacıyla) bir yeri gözetlemek
case the joint
v.
450
Idioms
(pencereleri vb. açarak) bir yeri buz gibi etmek
play freeze-out
v.
451
Idioms
(mağaza/iş yeri) çok rağbet gören ve kalabalık bir yerde olmak
be in the thick of something
v.
452
Idioms
(bir yeri bulabilmek/bir şeyi yapabilmek için) akla karayı seçmek
have the devil's own job doing something
v.
453
Idioms
(bir yeri) terk etmek
go away
v.
454
Idioms
-de özel bir yeri olmak
be steeped in
v.
455
Idioms
(bir yeri) aniden terk etmek
walk out
v.
456
Idioms
(hastalık) bir yeri telef etmek
cut a swath through something
v.
457
Idioms
yeri olmak
have a place in
v.
458
Idioms
(hastalık) bir yeri kırıp geçirmek
cut a swath through something
v.
459
Idioms
(bir yeri bulabilmek/bir şeyi yapabilmek için) akla karayı seçmek
have the devil's own job to do something
v.
460
Idioms
bir yeri baştan uca
the length and breadth of somewhere
expr.
461
Idioms
her yeri
from hell to breakfast
expr.
462
Idioms
sanki babasının dükkanı/yeri (gibi)
as if you own the place
expr.
463
Idioms
sanki babasının dükkanı/yeri (gibi)
like you own the place
expr.
Speaking
464
Speaking
burası ne yeri ne de zamanı
this is not the time or the place
n.
465
Speaking
bir yeri çözmek
have a place figured out
v.
466
Speaking
ait olduğun yeri unutma
don't forget where you belong
expr.
467
Speaking
hiyerarşideki yeri ne?
where does he rank in the hierarchy?
expr.
468
Speaking
oturduğum yeri nereden biliyorsun?
how do you know where i live?
expr.
469
Speaking
yeri sen seç
you choose the place
expr.
Trade/Economic
470
Trade/Economic
bağlama yeri fiyatları
berth rates
n.
471
Trade/Economic
bağlama yeri fiyatı
berth rate
n.
472
Trade/Economic
banka yeri
banking place
n.
473
Trade/Economic
boşaltma yeri
landing platform
n.
474
Trade/Economic
çıkış yeri
issue
n.
475
Trade/Economic
çıkış yeri
point of exit
n.
476
Trade/Economic
dağıtım yeri ya da noktası
distributive point
n.
477
Trade/Economic
depolama yeri
storage
n.
478
Trade/Economic
denetim yeri
locus of control
n.
479
Trade/Economic
düşük ücretle işçi çalıştıran iş yeri
swearshop
n.
480
Trade/Economic
emanet yeri
depository
n.
481
Trade/Economic
emanet yeri
lodgment
n.
482
Trade/Economic
fob varış yeri
fob destination
n.
483
Trade/Economic
fob çıkış yeri
fob shipping point
n.
484
Trade/Economic
geleneksel olmayan çalışma alanı/iş yeri
non-traditional workplace
n.
485
Trade/Economic
fiziki bir faaliyet yeri olmaksızın internet kanalıyla online hizmet veren işletmelerin aksine belirli bir işyerinden (bina veya dükkan) faaliyet gösteren geleneksel işletmeleri tanımlamak için kullanılan bir terim
brick and mortar shop
n.
486
Trade/Economic
görev yeri
place of duty
n.
487
Trade/Economic
gümrükleme yeri
customs area
n.
488
Trade/Economic
geminin rıhtımda demirleme yeri
berthage
n.
489
Trade/Economic
geminin rıhtımda yanaşma yeri
berth
n.
490
Trade/Economic
görev yeri belgesi
duty place certificate
n.
491
Trade/Economic
geminin rıhtımda demirleme yeri
anchorage
n.
492
Trade/Economic
iş yeri intibak eğitim
induction training
n.
493
Trade/Economic
istif yeri
stowage
n.
494
Trade/Economic
ifa yeri
place of performance
n.
495
Trade/Economic
iş yeri sendikası
company union
n.
496
Trade/Economic
ihraç yeri
place of issue
n.
497
Trade/Economic
iş yeri denetimleri
field examinations
n.
498
Trade/Economic
ihale yeri
place of tender
n.
499
Trade/Economic
istif yeri
stowage place
n.
500
Trade/Economic
iş yeri
work site
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of yeri
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy