|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
prementsrüel dönem |
premenstrual phase i.
|
|
2 |
Yaygın Kullanım |
siklus ortası dönem |
mid-cycle phase i.
|
|
General |
|
3 |
Genel |
sıkıntılı dönem |
downturn i.
|
|
4 |
Genel |
yöneticisiz dönem |
interregnum i.
|
|
5 |
Genel |
emzirmeye elverişli dönem |
lactation period i.
|
|
|
6 |
Genel |
ekonomik dönem |
economic cycle i.
|
|
7 |
Genel |
anal dönem |
anal stage i.
|
|
8 |
Genel |
gestasyonel dönem |
gestation period i.
|
|
9 |
Genel |
güvenli dönem |
safe period i.
|
|
10 |
Genel |
en parlak dönem (bir kimsenin/bir şeyin) |
prime i.
|
|
11 |
Genel |
en güzel dönem |
pink i.
|
|
12 |
Genel |
geçen dönem |
last semester i.
|
|
13 |
Genel |
(abd'de 1920-1933 arasında) alkollü içeceklerin üretiminin ve satışının yasak olduğu dönem |
prohibition era i.
|
|
14 |
Genel |
mali dönem |
fiscal period i.
|
|
15 |
Genel |
afet öncesi dönem |
preimpact phase i.
|
|
16 |
Genel |
sıkıntılı dönem |
downswing i.
|
|
17 |
Genel |
latent dönem |
latent period i.
|
|
18 |
Genel |
dönem (bir dinin etkili olduğu) |
dispensation i.
|
|
19 |
Genel |
ileri dönem kambiyo |
foreign exchange futures i.
|
|
20 |
Genel |
ikinci dönem |
second period i.
|
|
21 |
Genel |
afet sonrası dönem |
postimpact phase i.
|
|
22 |
Genel |
dönem başkanı |
term chairman i.
|
|
23 |
Genel |
hükümdarsız dönem |
interregnum i.
|
|
24 |
Genel |
yeni kral göreve geçene kadarki kralsız dönem |
interregnum i.
|
|
25 |
Genel |
ilk dönem |
prime i.
|
|
26 |
Genel |
bin yıllık dönem |
millennium i.
|
|
27 |
Genel |
prodromal dönem |
prodromal stage i.
|
|
28 |
Genel |
ara dönem |
interlude i.
|
|
29 |
Genel |
prodromal dönem |
prodromal period i.
|
|
30 |
Genel |
ileri dönem finansal piyasalar |
financial futures i.
|
|
31 |
Genel |
oral dönem |
oral stage i.
|
|
32 |
Genel |
kritik dönem |
climacteric i.
|
|
33 |
Genel |
tarihi dönem |
historic period i.
|
|
34 |
Genel |
sömürgeci dönem |
colonial period i.
|
|
35 |
Genel |
örnek dönem |
representative period i.
|
|
36 |
Genel |
dönem başkanı |
term president i.
|
|
37 |
Genel |
en güzel dönem (bir kimsenin/bir şeyin) |
prime i.
|
|
38 |
Genel |
fallik dönem |
phallic stage i.
|
|
39 |
Genel |
kabuklularda larval bir dönem |
zoaea i.
|
|
40 |
Genel |
dönem karı |
period income i.
|
|
41 |
Genel |
siyasi kargaşaların olduğu bir dönem |
a period of political unrest i.
|
|
42 |
Genel |
tarihsel dönem |
historical period i.
|
|
43 |
Genel |
dönem sonu |
end of period i.
|
|
44 |
Genel |
acil dönem |
eminent domain i.
|
|
45 |
Genel |
ara dönem |
interregnum period i.
|
|
|
46 |
Genel |
en parlak dönem |
heyday i.
|
|
47 |
Genel |
bir ürün veya hizmete talebin en düşük olduğu mevsim veya dönem |
low season i.
|
|
48 |
Genel |
son dönem |
recent epoch i.
|
|
49 |
Genel |
dönem karı |
income of exercise i.
|
|
50 |
Genel |
ilk dönem |
first period i.
|
|
51 |
Genel |
7 yıldan oluşan dönem |
septenary i.
|
|
52 |
Genel |
7 yıldan oluşan dönem |
septennate i.
|
|
53 |
Genel |
7 yıldan oluşan dönem |
septennium i.
|
|
54 |
Genel |
kısa dönem |
short run i.
|
|
55 |
Genel |
uzun dönem |
long run i.
|
|
56 |
Genel |
erginlik öncesi dönem |
impuberty i.
|
|
57 |
Genel |
yöneticisiz dönem |
interreign i.
|
|
58 |
Genel |
yöneticisiz dönem |
interregna i.
|
|
59 |
Genel |
yöneticisiz dönem |
interregnal i.
|
|
60 |
Genel |
karanlık dönem |
dark period i.
|
|
61 |
Genel |
geçmiş dönem |
previous period i.
|
|
62 |
Genel |
parlak dönem |
bright era i.
|
|
63 |
Genel |
parlak dönem |
shining era i.
|
|
64 |
Genel |
erken dönem |
early period i.
|
|
65 |
Genel |
dönem koşulları |
conditions of the period i.
|
|
66 |
Genel |
aynı dönem |
same period i.
|
|
67 |
Genel |
komünist dönem |
communist era i.
|
|
68 |
Genel |
kısa dönem karı |
short term profit i.
|
|
69 |
Genel |
zor dönem |
a rough time i.
|
|
70 |
Genel |
yeni dönem |
new era i.
|
|
71 |
Genel |
yeni dönem |
new age i.
|
|
72 |
Genel |
yeni dönem |
new period i.
|
|
73 |
Genel |
kısa dönem asker |
short term serviceman i.
|
|
74 |
Genel |
temel dönem |
base period i.
|
|
75 |
Genel |
kısa dönem |
bout i.
|
|
76 |
Genel |
sessiz dönem |
silent period i.
|
|
77 |
Genel |
dönem sonu sınavı |
final i.
|
|
78 |
Genel |
elli yıllık dönem |
semicentennial i.
|
|
79 |
Genel |
yakın dönem |
recent era i.
|
|
80 |
Genel |
önümüzdeki dönem |
upcoming period i.
|
|
81 |
Genel |
yakın dönem |
recent period i.
|
|
82 |
Genel |
önümüzdeki dönem |
forthcoming period i.
|
|
83 |
Genel |
bir yıllık dönem |
one-year period i.
|
|
84 |
Genel |
bir senelik dönem |
one-year period i.
|
|
85 |
Genel |
bu dönem |
this period i.
|
|
86 |
Genel |
karanlık dönem |
dark age i.
|
|
87 |
Genel |
seksen yıllık dönem |
eighty-year period i.
|
|
88 |
Genel |
bütün dönem |
whole/entire period i.
|
|
89 |
Genel |
tüm dönem |
whole/entire period i.
|
|
90 |
Genel |
kritik dönem |
critical period i.
|
|
91 |
Genel |
zorlu bir dönem |
a difficult period i.
|
|
92 |
Genel |
zorlu bir dönem |
a hard period i.
|
|
93 |
Genel |
geç modern dönem |
late modern period i.
|
|
94 |
Genel |
erken modern dönem |
early modern period i.
|
|
95 |
Genel |
savaş sonrası dönem |
post-war period i.
|
|
96 |
Genel |
savaş öncesi dönem |
pre-war period i.
|
|
97 |
Genel |
son dönem |
final period i.
|
|
98 |
Genel |
son dönem |
last period (years) i.
|
|
99 |
Genel |
(kısa/belirsiz) an/dönem |
spell i.
|
|
100 |
Genel |
aydınlık periyot veya dönem |
photophase i.
|
|
101 |
Genel |
karanlık periyot veya dönem |
scotophase i.
|
|
102 |
Genel |
çiçeğin tam olarak açtığı dönem |
anthesis i.
|
|
103 |
Genel |
on yıllık dönem |
decennium i.
|
|
104 |
Genel |
kabuklularda larval bir dönem |
zoea i.
|
|
105 |
Genel |
helenistik dönem |
hellenistic period i.
|
|
106 |
Genel |
orijinal çizim sonrası ile son yayım öncesi arasındaki dönem |
premedia i.
|
|
107 |
Genel |
orijinal çizim sonrası ile son yayım öncesi arasındaki dönem |
pre-media i.
|
|
108 |
Genel |
sonraki dönem |
next period i.
|
|
109 |
Genel |
1. dönem |
1st period i.
|
|
110 |
Genel |
2. dönem |
2nd period i.
|
|
111 |
Genel |
dönem projesi |
term project i.
|
|
112 |
Genel |
revaçta olduğu dönem |
heyday i.
|
|
113 |
Genel |
yoğun dönem |
busy period i.
|
|
114 |
Genel |
yoğun dönem |
peak period i.
|
|
115 |
Genel |
işlem öncesi dönem |
preoperational stage i.
|
|
116 |
Genel |
devoniyen dönem |
age of fishes i.
|
|
117 |
Genel |
geçmiş dönem |
bygone era i.
|
|
118 |
Genel |
geleneksel dönem |
traditional era i.
|
|
119 |
Genel |
bir eylem için belirlenmiş dönem, saat veya tarih |
termtime [scottish] i.
|
|
120 |
Genel |
kültürel dönem |
thoughtway i.
|
|
121 |
Genel |
dönem dönem artıp azalan şey |
tide i.
|
|
122 |
Genel |
çalkantılı dönem |
tide i.
|
|
123 |
Genel |
kritik dönem |
tide i.
|
|
124 |
Genel |
içinde bulunulan dönem |
today i.
|
|
125 |
Genel |
antik dönem insanı |
antique i.
|
|
126 |
Genel |
erken dönem |
early days i.
|
|
127 |
Genel |
2000'den 2009'un sonuna kadar süren on yıllık dönem |
aughts i.
|
|
128 |
Genel |
fikrin taze olduğu dönem |
youth i.
|
|
129 |
Genel |
sonraki dönem |
evening i.
|
|
130 |
Genel |
uzun dönem |
saeculum i.
|
|
131 |
Genel |
altı aylık dönem |
half [obsolete] i.
|
|
132 |
Genel |
beş yıllık dönem |
quinquennial i.
|
|
133 |
Genel |
güzel ve genç olunan dönem |
blow i.
|
|
134 |
Genel |
önü açık dönem |
blue sky i.
|
|
135 |
Genel |
mezoproterozoik dönem |
mesoproterozoic i.
|
|
136 |
Genel |
ingiltere'nin yüksek mahkemelerinin eskiden açık olduğu 2 kasım ile 25 kasım arasındaki dönem |
michaelmas term i.
|
|
137 |
Genel |
90 ila 100 yaş arasındaki dönem |
mid-nineties i.
|
|
138 |
Genel |
yarı dönem |
midpoint i.
|
|
139 |
Genel |
yaklaşık olarak yarı yolda olan dönem |
midpoint i.
|
|
140 |
Genel |
özellikle meksika ve orta amerika'da ormandan temizlenip birkaç dönem ekilip sonra terk edilen küçük arazi |
milpa i.
|
|
141 |
Genel |
altı günlük dönem |
hexahemeron i.
|
|
142 |
Genel |
klasik dönem alimi |
humanist i.
|
|
143 |
Genel |
bir kadının evlenmemiş olduğu dönem |
misshood i.
|
|
144 |
Genel |
belirli dönem |
moment i.
|
|
145 |
Genel |
(bir şeyin gelişmeye başladığı) ilk dönem |
dark age i.
|
|
146 |
Genel |
ilkel dönem |
dark age i.
|
|
147 |
Genel |
uçkur peşinde koşulan dönem |
debauch i.
|
|
148 |
Genel |
on yıllık dönem |
decadence i.
|
|
149 |
Genel |
hayatta belirli bir dönem |
hitch i.
|
|
150 |
Genel |
avlanmaya izin verilen dönem |
open i.
|
|
151 |
Genel |
mevcut olandan daha sıcak ve daha kuru iklimli dönem |
optimum i.
|
|
152 |
Genel |
12 adet kameri aydan oluşan dönem |
common lunar year i.
|
|
153 |
Genel |
354 günlük dönem |
common lunar year i.
|
|
154 |
Genel |
başarının azaldığı dönem |
downcycle i.
|
|
155 |
Genel |
popülerliğin azaldığı dönem |
downcycle i.
|
|
156 |
Genel |
başarının azaldığı dönem |
down cycle i.
|
|
157 |
Genel |
popülerliğin azaldığı dönem |
down cycle i.
|
|
158 |
Genel |
on iki yıldan oluşan dönem |
duodecade i.
|
|
159 |
Genel |
papanın yönetici olduğu dönem |
papacy i.
|
|
160 |
Genel |
kritik dönem |
climacter [obsolete] i.
|
|
161 |
Genel |
erken dönem sanat eseri |
cunabula i.
|
|
162 |
Genel |
ayın görünmediği dönem |
interlunation i.
|
|
163 |
Genel |
ara dönem |
intermean [obsolete] i.
|
|
164 |
Genel |
fiyatların en yüksek olduğu dönem |
peak i.
|
|
165 |
Genel |
gösterinin belirli bir dönem boyunca oynatılması |
playdate i.
|
|
166 |
Genel |
en başarılı olunan dönem |
prime i.
|
|
167 |
Genel |
formunun zirvesinde olunan dönem |
prime i.
|
|
168 |
Genel |
ayaz soğuğu yaşanan dönem |
dead i.
|
|
169 |
Genel |
ölü dönem |
dead zone i.
|
|
170 |
Genel |
ağır dönem |
dog days i.
|
|
171 |
Genel |
hareketsiz dönem |
dog days i.
|
|
172 |
Genel |
rehavetli dönem |
dog days i.
|
|
173 |
Genel |
en verimli dönem |
flower i.
|
|
174 |
Genel |
erken dönem |
forepart i.
|
|
175 |
Genel |
insanın dünyada yaşadığı dönem |
peregrination [obsolete] i.
|
|
176 |
Genel |
ilkel dönem sanatçısı |
primitive i.
|
|
177 |
Genel |
ilkel dönem sanat eseri |
primitive i.
|
|
178 |
Genel |
genellikle mavi renk kumaştan yapılan bir antik dönem elbise çeşidi |
plunket i.
|
|
179 |
Genel |
büyüme öncesi dönem |
pregrowth i.
|
|
180 |
Genel |
erken dönem hominin türü |
prehuman i.
|
|
181 |
Genel |
kısa sürede ani veya fazla değişiklikle karakterize dönem |
roller-coaster i.
|
|
182 |
Genel |
bir mevsimle, haftanın bir günüyle veya başka herhangi bir dönem ile ilişkilendirilen örüntü, değişim veya dalgalanma |
seasonalities i.
|
|
183 |
Genel |
ikinci üç aylık dönem |
second trimester i.
|
|
184 |
Genel |
gebelikte 13. ile 27. haftalar arası dönem |
second trimester i.
|
|
185 |
Genel |
kurumuş dönem |
sere i.
|
|
186 |
Genel |
yüz elli yıllık dönem |
sesquicentennial i.
|
|
187 |
Genel |
erken dönem |
fresh i.
|
|
188 |
Genel |
başarısızlığa giden dönem |
skids i.
|
|
189 |
Genel |
felakete giden dönem |
skids i.
|
|
190 |
Genel |
talihsiz dönem |
skids i.
|
|
191 |
Genel |
(antik dönem yapılarında) çatı katı |
solarium i.
|
|
192 |
Genel |
erken dönem tarihçisi |
protohistorian [obsolete] i.
|
|
193 |
Genel |
belirli dönem |
spurt i.
|
|
194 |
Genel |
stadyal dönem |
stadial i.
|
|
195 |
Genel |
(buzul dönemde) alt dönem |
stadial i.
|
|
196 |
Genel |
buzulların yeniden ilerlediği alt dönem |
stadial i.
|
|
197 |
Genel |
alt dönem |
subperiod i.
|
|
198 |
Genel |
yaz tatilinde okula gidilmeyen dönem |
summer holidays i.
|
|
199 |
Genel |
çalışılmayan dönem |
gap i.
|
|
200 |
Genel |
sıkıntılı dönem |
travail i.
|
|
201 |
Genel |
zor bir dönem süresince dişini sıkmak |
stand the gaff f.
|
|
202 |
Genel |
ileri dönem faaliyetlerinde gücünü pekiştireceği şekilde yeniden düzenlemek |
retrench f.
|
|
203 |
Genel |
(hatları) klasik dönem heykelleri gibi dökmek |
sculpture f.
|
|
204 |
Genel |
dönem sonuna ait |
terminal s.
|
|
205 |
Genel |
yoğun olmayan dönem |
off-peak s.
|
|
206 |
Genel |
dönem sonu |
terminal s.
|
|
207 |
Genel |
uzun dönem |
semipermanent s.
|
|
208 |
Genel |
yedi senelik bir dönem ile alakalı |
septenary s.
|
|
209 |
Genel |
onuncu yıllık dönem |
decennial s.
|
|
210 |
Genel |
mesozoik dönem sonuna ait |
cretaceous s.
|
|
211 |
Genel |
gebeliğin son dönemlerini ve doğumun olduğu zamanı kapsayan (dönem) |
perinatal s.
|
|
212 |
Genel |
geç dönem |
late-term s.
|
|
213 |
Genel |
doğum ve doğuma yakın dönem için geçerli olan |
maternity s.
|
|
214 |
Genel |
et yenilmeyen (dönem) |
meatless s.
|
|
215 |
Genel |
japon imparatoru mutsuhito'nun hüküm sürdüğü dönem ile ilişkili |
meiji s.
|
|
216 |
Genel |
mahşer günü kitabının derlendiği dönem ile ilgili |
domesday s.
|
|
217 |
Genel |
bir dönem popüler olan |
du jour s.
|
|
218 |
Genel |
belirli bir dönem revaçta olan |
du jour s.
|
|
219 |
Genel |
bir dönem ön planda olan |
du jour s.
|
|
220 |
Genel |
boşanma sonrası dönem ile ilgili |
postdivorce s.
|
|
221 |
Genel |
acil durum sonrası dönem ile ilgili |
postemergency s.
|
|
222 |
Genel |
maruziyet sonrası dönem ile ilgili |
postexposure s.
|
|
223 |
Genel |
(hastalık, deneyim) maruz kaldıktan sonraki dönem ile ilgili |
postexposure s.
|
|
224 |
Genel |
yangın sonrası dönem ile ilgili |
postfire s.
|
|
225 |
Genel |
memelilerin sayı ve boyutça büyüdüğü, 10 milyon yıl ile 2 milyon yıl öncesine tarihlenen dönem ile ilişkili |
pliocene s.
|
|
226 |
Genel |
noel öncesi dönem ile ilgili |
pre-christmas s.
|
|
227 |
Genel |
klasik dönem öncesine ait |
preclassical s.
|
|
228 |
Genel |
klasik dönem öncesi ile ilgili |
preclassical s.
|
|
229 |
Genel |
klasik dönem öncesine ait veya ilgili |
preclassic s.
|
|
230 |
Genel |
tatil öncesi dönem ile ilgili |
preholiday s.
|
|
231 |
Genel |
insan öncesi dönem ile ilgili |
prehuman s.
|
|
232 |
Genel |
jura öncesi dönem ile ilgili |
pre-jurassic s.
|
|
233 |
Genel |
masum dönem ile ilgili |
prelapsarian s.
|
|
234 |
Genel |
umarsız dönem ile ilgili |
prelapsarian s.
|
|
235 |
Genel |
bin yıllık dönem öncesinden gelen |
premillennial s.
|
|
236 |
Genel |
bin yıllık dönem öncesi |
premillennial s.
|
|
237 |
Genel |
modern dönem öncesi |
premodern s.
|
|
238 |
Genel |
kayıt öncesi dönem ile ilişkili |
preregistration s.
|
|
239 |
Genel |
belirtilen şey ile dolu (yer, dönem veya olay) |
-soaked s.
|
|
240 |
Genel |
dönem dönem |
from time to time zf.
|
|
241 |
Genel |
bir dönem içerisinde bir gün |
one day at a time zf.
|
|
242 |
Genel |
içinde bulunduğumuz dönem |
today zf.
|
|
243 |
Genel |
her dönem |
termly zf.
|
|
244 |
Genel |
bir aylık dönem içerisinde |
in a month's time zf.
|
|
245 |
Genel |
dört dönem olarak |
on a quarterly basis zf.
|
|
246 |
Genel |
dönem dönem |
still an end [obsolete] zf.
|
|
247 |
Genel |
dönem dönem |
still and anon [obsolete] zf.
|
|
248 |
Genel |
roman dillerinden alınmış kelimelerde bahsi geçen olay, dönem veya kişileri ifade eden son ek |
-ade snk.
|
|
249 |
Genel |
dönem anlamı veren son ek |
-hood snk.
|
|
250 |
Genel |
uzun dönem |
lr (long run) kısalt.
|
|
Phrasals |
|
251 |
Öbek Fiiller |
(bir şey/dönem) geçirmek |
fall upon (someone or something) f.
|
|
252 |
Öbek Fiiller |
(bir şey/dönem) yaşamak |
fall upon (someone or something) f.
|
|
253 |
Öbek Fiiller |
(bir şey/dönem) görmek |
fall upon (someone or something) f.
|
|
254 |
Öbek Fiiller |
(bir şey/dönem) geçirmek |
fall on (someone or something) f.
|
|
255 |
Öbek Fiiller |
(bir şey/dönem) yaşamak |
fall on (someone or something) f.
|
|
256 |
Öbek Fiiller |
(bir şey/dönem) görmek |
fall on (someone or something) f.
|
|
Phrases |
|
257 |
İfadeler |
boyunca (uzun bir zaman/dönem) |
down through (something) expr.
|
|
Colloquial |
|
258 |
Konuşma Dili |
zor dönem |
difficult period i.
|
|
259 |
Konuşma Dili |
zor bir dönem |
a difficult period i.
|
|
260 |
Konuşma Dili |
durgun dönem |
dry spell i.
|
|
261 |
Konuşma Dili |
kesat dönem |
dry spell i.
|
|
262 |
Konuşma Dili |
çalıştığı şirketten ayrılmak üzere olan bir çalışanın çalışmadan maaş aldığı dönem |
gardening leave [uk] i.
|
|
263 |
Konuşma Dili |
harika bir zaman/dönem |
hell of a time i.
|
|
264 |
Konuşma Dili |
felaket bir zaman/dönem |
hell of a time i.
|
|
265 |
Konuşma Dili |
geçici dönem başkanı |
president pro tem i.
|
|
Idioms |
|
266 |
Deyim |
bahtsızlıklarla dolu makus dönem |
bad trot i.
|
|
267 |
Deyim |
verimli bir dönem |
a good spell i.
|
|
268 |
Deyim |
kötü bir dönem |
a lean patch i.
|
|
269 |
Deyim |
zorlu/zahmetli/sıkıntılı dönem |
a rough passage i.
|
|
270 |
Deyim |
talihsiz/şanssız/aksiliklerle dolu/meşakkatli dönem |
a rough trot [nz] i.
|
|
271 |
Deyim |
şansın/talihin yaver gittiği dönem/süreç |
a run of (good) luck i.
|
|
272 |
Deyim |
en parlak dönem |
(one's) moment in the sun i.
|
|
273 |
Deyim |
başarısızlıklarla dolu dönem |
a lean patch i.
|
|
274 |
Deyim |
kısmetin açıldığı dönem/süreç |
a run of (good) luck i.
|
|
275 |
Deyim |
karlı bir dönem |
a good spell i.
|
|
276 |
Deyim |
talihli dönem |
purple patch i.
|
|
277 |
Deyim |
şansın yüzüne güldüğü dönem/süreç |
a run of (good) luck i.
|
|
278 |
Deyim |
bereketli bir dönem |
a good spell i.
|
|
279 |
Deyim |
şanslı dönem |
purple patch i.
|
|
280 |
Deyim |
toplumsal açıdan umut vadeden çağ/dönem |
brave new world i.
|
|
281 |
Deyim |
çorak geçen dönem |
dry spell i.
|
|
282 |
Deyim |
çorak dönem |
dry spell i.
|
|
283 |
Deyim |
fırtınadan önceki sakin dönem |
eye of the storm i.
|
|
284 |
Deyim |
fırtınadan önceki sakin dönem |
eye of the hurricane i.
|
|
285 |
Deyim |
gelecekteki sıkıntılı dönem |
lean times ahead i.
|
|
286 |
Deyim |
güç dönem |
a bed of nails i.
|
|
287 |
Deyim |
güç dönem |
a bed of thorns i.
|
|
288 |
Deyim |
kişinin hayatında en mutlu/başarılı olduğu zaman/dönem |
one's finest hour i.
|
|
289 |
Deyim |
sorunlu dönem |
a torrid time i.
|
|
290 |
Deyim |
yağmursuz dönem |
dry spell i.
|
|
291 |
Deyim |
yağışsız dönem |
dry spell i.
|
|
292 |
Deyim |
zor bir dönem |
tough sledding i.
|
|
293 |
Deyim |
zor zaman/dönem |
bad time i.
|
|
294 |
Deyim |
zorlu bir dönem |
tough sledding i.
|
|
295 |
Deyim |
zor dönem |
a bed of nails i.
|
|
296 |
Deyim |
zor dönem |
rocky road i.
|
|
297 |
Deyim |
zorlu dönem |
a torrid time i.
|
|
298 |
Deyim |
zor zaman/dönem |
hard time i.
|
|
299 |
Deyim |
zor bir dönem |
hard sledding i.
|
|
300 |
Deyim |
zor dönem |
a torrid time i.
|
|
301 |
Deyim |
zor ve problemli dönem |
rough patch i.
|
|
302 |
Deyim |
zor dönem |
a bed of thorns i.
|
|
303 |
Deyim |
zorlu bir dönem |
hard sledding i.
|
|
304 |
Deyim |
aynı dönem içerisinde birçok yere yapılan ziyaret |
a whistle-stop tour i.
|
|
305 |
Deyim |
birçok sorunla karşılaşılan dönem |
a torrid time i.
|
|
306 |
Deyim |
çocuklukla yetişkinlik arasındaki dönem |
awkward age i.
|
|
307 |
Deyim |
sıkıntılı dönem |
awkward age i.
|
|
308 |
Deyim |
tuhaf dönem |
awkward age i.
|
|
309 |
Deyim |
çocuklukla yetişkinlik arasındaki dönem |
the awkward age i.
|
|
310 |
Deyim |
sıkıntılı dönem |
the awkward age i.
|
|
311 |
Deyim |
tuhaf dönem |
the awkward age i.
|
|
312 |
Deyim |
en iyi dönem |
a golden age i.
|
|
313 |
Deyim |
sıkıntılı dönem |
a hard time i.
|
|
314 |
Deyim |
başarılı/şanslı/talihli bir dönem |
a hot hand i.
|
|
315 |
Deyim |
şansın açık olduğu/yaver gittiği bir dönem/süreç |
a hot hand i.
|
|
316 |
Deyim |
üst üste başarıların elde edildiği bir dönem/süreç |
a hot hand i.
|
|
317 |
Deyim |
yönetimin/kontrolün şiddetle sağlandığı dönem |
a reign of terror i.
|
|
318 |
Deyim |
inişli çıkışlı bir süreç/dönem |
a roller-coaster ride i.
|
|
319 |
Deyim |
yer yer iyi yer yer kötü bir süreç/dönem |
a roller-coaster ride i.
|
|
320 |
Deyim |
zor bir dönem |
a rough patch i.
|
|
321 |
Deyim |
problemli bir dönem |
a rough patch i.
|
|
322 |
Deyim |
can sıkıcı bir dönem |
a rough patch i.
|
|
323 |
Deyim |
sıkıntılı bir dönem |
a rough patch i.
|
|
324 |
Deyim |
zor/rahat dönem |
a rough ride i.
|
|
325 |
Deyim |
zor/rahat dönem |
an easy ride i.
|
|
326 |
Deyim |
şanslı bir dönem |
run of luck i.
|
|
327 |
Deyim |
talihli bir dönem |
run of luck i.
|
|
328 |
Deyim |
şansın/talihin yaver gittiği dönem |
run of luck i.
|
|
329 |
Deyim |
kısmetin açıldığı dönem/süreç |
run of luck i.
|
|
330 |
Deyim |
şansın yüzüne güldüğü dönem/süreç |
run of luck i.
|
|
331 |
Deyim |
şanslı bir dönem |
run of bad luck i.
|
|
332 |
Deyim |
talihli bir dönem |
run of bad luck i.
|
|
333 |
Deyim |
şansın/talihin yaver gittiği dönem |
run of bad luck i.
|
|
334 |
Deyim |
kısmetin açıldığı dönem/süreç |
run of bad luck i.
|
|
335 |
Deyim |
şansın yüzüne güldüğü dönem/süreç |
run of bad luck i.
|
|
336 |
Deyim |
şanssız bir dönem |
a run of bad luck i.
|
|
337 |
Deyim |
üst üste şanssızlıkların yaşandığı bir dönem |
a run of bad luck i.
|
|
338 |
Deyim |
bir dizi talihsizliğin yaşandığı bir dönem |
a run of bad luck i.
|
|
339 |
Deyim |
başına gelmeyenin kalmadığı bir dönem |
a run of bad luck i.
|
|
340 |
Deyim |
şansın yaver gittiği dönem |
a streak of (good) luck i.
|
|
341 |
Deyim |
şanslı dönem |
a streak of (good) luck i.
|
|
342 |
Deyim |
üst üste şanslı olayların gerçekleştiği dönem |
a streak of (good) luck i.
|
|
343 |
Deyim |
talihin yüze güldüğü dönem |
a streak of (good) luck i.
|
|
344 |
Deyim |
talihsiz/şanssız bir dönem |
a streak of bad luck i.
|
|
345 |
Deyim |
üst üste şanssızlıkların yaşandığı bir dönem |
a streak of bad luck i.
|
|
346 |
Deyim |
şansın yaver gittiği dönem |
a string of (good) luck i.
|
|
347 |
Deyim |
şanslı dönem |
a string of (good) luck i.
|
|
348 |
Deyim |
üst üste şanslı olayların gerçekleştiği dönem |
a string of (good) luck i.
|
|
349 |
Deyim |
talihin yüze güldüğü dönem |
a string of (good) luck i.
|
|
350 |
Deyim |
talihsiz/şanssız bir dönem |
a string of bad luck i.
|
|
351 |
Deyim |
üst üste şanssızlıkların yaşandığı bir dönem |
a string of bad luck i.
|
|
352 |
Deyim |
başarının yakalandığı dönem |
an indian summer [uk] i.
|
|
353 |
Deyim |
başarının zirvesine ulaşılan dönem |
an indian summer [uk] i.
|
|
354 |
Deyim |
parlak dönem |
an indian summer [uk] i.
|
|
355 |
Deyim |
başarının yakalandığı dönem |
an indian summer [uk] i.
|
|
356 |
Deyim |
başarının zirvesine ulaşılan dönem |
an indian summer [uk] i.
|
|
357 |
Deyim |
parlak dönem |
an indian summer [uk] i.
|
|
358 |
Deyim |
2010'ların sonunda televizyon programlarının yaygınlaştığı/zirveye çıktığı dönem |
peak tv i.
|
|
359 |
Deyim |
televizyon programlarının patlama yaptığı dönem |
peak tv i.
|
|
360 |
Deyim |
televizyonun zirve yaptığı dönem |
peak tv i.
|
|
361 |
Deyim |
(bir şeye) doğru giden/uzanan zor dönem |
rocky road (to something) i.
|
|
362 |
Deyim |
-e doğru giden/uzanan zor dönem |
the rocky road to i.
|
|
363 |
Deyim |
hayatında en mutlu/başarılı olduğu zaman/dönem |
your finest hour i.
|
|
364 |
Deyim |
zirveye çıktığı dönem |
your finest hour i.
|
|
365 |
Deyim |
çok başarılı bir dönem yaşamak |
be on the crest of a wave f.
|
|
366 |
Deyim |
güç bir dönem geçirmek |
have a rough time f.
|
|
367 |
Deyim |
şanssız bir dönem yaşamak |
be down on one's luck f.
|
|
368 |
Deyim |
(belirli bir dönem) talihi yaver gitmemek |
be down on one's luck f.
|
|
369 |
Deyim |
zor bir dönem yaşamak/geçirmek |
have a rough time of it f.
|
|
370 |
Deyim |
(bir dönem) bitmek/sona ermek |
the curtain comes down on something f.
|
|
371 |
Deyim |
(dönem/çağ) bir şeyi başlatmak |
ring the curtain up f.
|
|
372 |
Deyim |
(bir dönem) bitmek/sona ermek |
the curtain falls on something f.
|
|
373 |
Deyim |
zor bir dönem yaşamak/geçirmek |
have a tough time of it f.
|
|
374 |
Deyim |
sıkıntılı/zor bir dönem geçiriyor olmak |
go through/hit a sticky patch f.
|
|
375 |
Deyim |
güç bir dönem geçiriyor olmak |
go through/hit a sticky patch f.
|
|
376 |
Deyim |
sıkıntılı/zor bir dönem geçiriyor olmak |
hit a sticky patch f.
|
|
377 |
Deyim |
güç bir dönem geçiriyor olmak |
hit a sticky patch f.
|
|
378 |
Deyim |
kötü bir dönem yaşamak |
go through a lean patch f.
|
|
379 |
Deyim |
zor bir dönem geçirmek |
go through a rough patch f.
|
|
380 |
Deyim |
problemli bir dönem geçirmek |
go through a rough patch f.
|
|
381 |
Deyim |
can sıkıcı bir dönem geçirmek |
go through a rough patch f.
|
|
382 |
Deyim |
sıkıntılı bir dönem geçirmek |
go through a rough patch f.
|
|
383 |
Deyim |
zor bir dönem yaşamak |
go through a rough patch f.
|
|
384 |
Deyim |
problemli bir dönem yaşamak |
go through a rough patch f.
|
|
385 |
Deyim |
can sıkıcı bir dönem yaşamak |
go through a rough patch f.
|
|
386 |
Deyim |
sıkıntılı bir dönem yaşamak |
go through a rough patch f.
|
|
387 |
Deyim |
zor bir dönem geçirmek |
go through a sticky patch f.
|
|
388 |
Deyim |
problemli bir dönem geçirmek |
go through a sticky patch f.
|
|
389 |
Deyim |
can sıkıcı bir dönem geçirmek |
go through a sticky patch f.
|
|
390 |
Deyim |
sıkıntılı bir dönem geçirmek |
go through a sticky patch f.
|
|
391 |
Deyim |
kötü bir dönem geçirmek |
have a lean patch f.
|
|
392 |
Deyim |
başarısız bir dönem geçirmek |
have a lean patch f.
|
|
393 |
Deyim |
performansının düşük olduğu bir dönem geçirmek |
have a lean patch f.
|
|
394 |
Deyim |
zor bir dönem geçirmek |
have a rough patch f.
|
|
395 |
Deyim |
sıkıntılı bir dönem geçirmek |
have a rough patch f.
|
|
396 |
Deyim |
sorunlu bir dönem geçirmek |
have a rough patch f.
|
|
397 |
Deyim |
zor bir dönem yaşamak |
have a rough trot f.
|
|
398 |
Deyim |
inişli çıkışlı bir dönem yaşamak |
have a rough trot f.
|
|
399 |
Deyim |
şanssız/talihsiz bir dönem yaşamak |
have a rough trot f.
|
|
400 |
Deyim |
çalkantılı bir dönem yaşamak |
have a rough trot f.
|
|
401 |
Deyim |
(birinin/bir şeyin) sürekli eleştiriye, hor görülmeye, kötü davranılmaya açık olduğu dönem/durum |
open season (on someone or something) f.
|
|
402 |
Deyim |
(belli bir tür hayvanın) serbest/yasal olarak avlanabildiği dönem |
open season (on something) f.
|
|
403 |
Deyim |
zor bir dönem olmak |
be a rough trot f.
|
|
404 |
Deyim |
talihsiz/şanssız bir dönem olmak |
be a rough trot f.
|
|
405 |
Deyim |
kötü bir deneyim/süreç/dönem geçirmek |
be put through the hoop f.
|
|
406 |
Deyim |
kötü bir deneyim/süreç/dönem geçirmek |
be put through the wringer f.
|
|
407 |
Deyim |
zor bir dönem yaşamak/geçirmek |
have a hard time of it f.
|
|
408 |
Deyim |
zor bir dönem yaşamak/geçirmek |
have a rough time of it f.
|
|
409 |
Deyim |
zor bir dönem yaşamak/geçirmek |
have a bad time of it f.
|
|
410 |
Deyim |
hayatında en çok eğlendiği vakit/dönem olmak |
have the time of life f.
|
|
411 |
Deyim |
hayatında en çok eğlendiği vakit/dönem olmak |
have the time of your life f.
|
|
412 |
Deyim |
(birinin/bir şeyin) sürekli eleştiriye, hor görülmeye, kötü davranılmaya açık olduğu dönem/durum |
open season on f.
|
|
413 |
Deyim |
zor bir dönem için birtakım önlemler almak |
batten down the hatches f.
|
|
414 |
Deyim |
zor bir dönem için birtakım önlemler almak |
batten down the hatches f.
|
|
415 |
Deyim |
boşlukta olduğu bir dönem |
in the wilderness [uk] expr.
|
|
416 |
Deyim |
geride kaldığı bir dönem |
in the wilderness [uk] expr.
|
|
417 |
Deyim |
ortadan kaybolduğu bir dönem |
in the wilderness [uk] expr.
|
|
418 |
Deyim |
gücünü/makamını kaybettiği dönem |
in the wilderness expr.
|
|
Speaking |
|
419 |
Konuşma |
bir dönem takıldık |
we hooked up expr.
|
|
420 |
Konuşma |
o dönem |
that time expr.
|
|
421 |
Konuşma |
o dönem |
that period expr.
|
|
422 |
Konuşma |
ne dönem ama |
what an age expr.
|
|
Trade/Economic |
|
423 |
Ticaret/Ekonomi |
motorlu taşıt vergisinin ödendiği dönem aralığı |
registration i.
|
|
424 |
Ticaret/Ekonomi |
sıkıntılı dönem |
turndown i.
|
|
425 |
Ticaret/Ekonomi |
ara dönem gelir vergisi giderinin hesaplanması |
measuring interim income tax expense i.
|
|
426 |
Ticaret/Ekonomi |
ara dönem raporlaması |
interim reporting i.
|
|
427 |
Ticaret/Ekonomi |
ara dönem gelir vergisi giderlerinin hesaplanması |
measuring interim income tax expense i.
|
|
428 |
Ticaret/Ekonomi |
alıcıların belli bir dönem içerisinde farklı fiyat düzeylerinden satın almak istedikleri miktar |
demand i.
|
|
429 |
Ticaret/Ekonomi |
ara dönem |
interim period i.
|
|
430 |
Ticaret/Ekonomi |
ara dönem finansal raporu |
interim financial report i.
|
|
431 |
Ticaret/Ekonomi |
ara dönem finansal tablosu |
interim financial report i.
|
|
432 |
Ticaret/Ekonomi |
belli bir dönem içerisinde mal ve hizmet üretiminden sağlanan gelirlerin reel değeri |
basic needs approach i.
|
|
433 |
Ticaret/Ekonomi |
belirli bir dönem icin uygulanan aidat |
applicable premium i.
|
|
434 |
Ticaret/Ekonomi |
baz dönem |
base period i.
|
|
435 |
Ticaret/Ekonomi |
borcun geri ödenmeye başlamasından önce tanınan ödemesiz dönem |
grace period i.
|
|
436 |
Ticaret/Ekonomi |
bir işletmenin belirli dönem içinde ödemekle yükümlü olduğu sabit borç niteliğindeki faiz ödemelerini karşılamaya yetecek geliri |
interest cover i.
|
|
437 |
Ticaret/Ekonomi |
birinci dönem kira bedeli |
first period charter price i.
|
|
438 |
Ticaret/Ekonomi |
bir önceki dönem hesap özeti |
previous bank statement i.
|
|
439 |
Ticaret/Ekonomi |
bir fabrikanın bakım ve onarım nedeniyle işlemediği dönem |
down period i.
|
|
440 |
Ticaret/Ekonomi |
bir işletmenin belirli dönem içinde ödemekle yükümlü olduğu sabit borç niteliğindeki faiz ödemelerini karşılamaya yetecek geliri |
interest coverage i.
|
|
441 |
Ticaret/Ekonomi |
cari dönem likidite durumu |
current period liquidity condition i.
|
|
442 |
Ticaret/Ekonomi |
çok kısa dönem |
momentary run i.
|
|
443 |
Ticaret/Ekonomi |
cari dönem |
current period i.
|
|
444 |
Ticaret/Ekonomi |
çok kısa dönem |
market period i.
|
|
445 |
Ticaret/Ekonomi |
çok kısa dönem |
immediate run i.
|
|
446 |
Ticaret/Ekonomi |
cari dönem sonundaki avans veya borcun bakiyesi |
the balance of advance or loan granted at the end of the period i.
|
|
447 |
Ticaret/Ekonomi |
çok kısa dönem |
market term i.
|
|
448 |
Ticaret/Ekonomi |
cari dönem tüketici kredileri |
current period consumer loans i.
|
|
449 |
Ticaret/Ekonomi |
cari dönem bilançosu |
current period balance sheet i.
|
|
450 |
Ticaret/Ekonomi |
diğer yıllara ait verilerin karşılaştırılması için ele alınan dönem |
base period i.
|
|
451 |
Ticaret/Ekonomi |
dağıtılabilir net dönem karı |
distributable net profit of the period i.
|
|
452 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem kar veya zararı |
profit or loss for the financial year i.
|
|
453 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem sonu yatırımı |
ex post investment i.
|
|
454 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem içinde hesapların geçici olarak kapatılması |
interim closing i.
|
|
455 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem masrafları |
time cost i.
|
|
456 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem başı (açılış) bakiyesi |
opening balance i.
|
|
457 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem giderleri |
running expenses i.
|
|
458 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem analizi |
period analysis i.
|
|
459 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem net geliri |
net income for the period i.
|
|
460 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem masrafı |
period cost i.
|
|
461 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem net karı veya zararı |
profit or loss for financial year i.
|
|
462 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem başı |
beginning of period i.
|
|
463 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem masrafı |
period charge i.
|
|
464 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem safi kurum kazancı |
net profit for the period i.
|
|
465 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem arası muhasebe uygulamalarında uyumluluk |
consistency in accounting practice i.
|
|
466 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem içi işlemler |
current term transactions i.
|
|
467 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem net karı |
net income of the period i.
|
|
468 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem sonu kapanış işlemi |
year-end procedure i.
|
|
469 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem karı |
period income i.
|
|
470 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem başı nakit mevcudu |
cash at the beginning of the period i.
|
|
471 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem sonu |
end of period i.
|
|
472 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem karı vergi karşılıkları |
provision for period income tax i.
|
|
473 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem net zararı |
net loss of the period i.
|
|
474 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem safi kurum kazancı |
net profit of the company for the period i.
|
|
475 |
Ticaret/Ekonomi |
durgun dönem |
off-peak period i.
|
|
476 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem karı vergi ve diğer yasal yükümlülükler karşılıkları |
allowance for taxation on current period profit and other legal liabilities i.
|
|
477 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem sonu bilançosu |
post-closing balance sheet i.
|
|
478 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem karı |
income of exercise i.
|
|
479 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem sonu envanteri |
year-end inventory i.
|
|
480 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem karı vergi ve diğer yasal yükümlülükler karşılıkları |
period income tax provision i.
|
|
481 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem sonu kapama işlemleri |
period-end closing procedures i.
|
|
482 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem karı |
profit for the period i.
|
|
483 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem net karı/zararı |
period net income/loss i.
|
|
484 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem karı vergi ve yasal yükümlülük karşılıkları |
prov/taxes statutory obligation i.
|
|
485 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem kar veya zararları |
profit or loss for the financial year i.
|
|
486 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem karının peşin ödenen vergi ve diğer yükümlülükler |
prepaid tax and other liabilities on current year profit i.
|
|
487 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem sonu bakiyesi |
balance at end of year i.
|
|
488 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem sonu nakit ve nakit benzerleri |
period end cash and cash equivalents i.
|
|
489 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem içinde yapılan ara denetim |
interim audit i.
|
|
490 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem esasına göre hesap edilen masraf |
period charge i.
|
|
491 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem net karı veya zararı |
net period profit or loss i.
|
|
492 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem sonu düzeltmeleri ve ayarlamaları |
year-end adjustments i.
|
|
493 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem sonu temettüsü |
year-end dividend i.
|
|
494 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem karı peşin ödenen vergi diğer yükümlülük |
period prepaid tax portion i.
|
|
495 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem net karı |
net profit for the period i.
|
|
496 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem maliyeti |
period cost i.
|
|
497 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem izni |
leave off absence i.
|
|
498 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem sonunda elde edilen yıllık gelir |
ordinary annuity i.
|
|
499 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem içinde hesapların muvakkaten kapatılması |
interim closing i.
|
|
500 |
Ticaret/Ekonomi |
dönem karı vergi ve diğ yas yüküm |
provision for corporation income tax and other legal responsibilities on income of the period i.
|
|