istenmeyen - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

istenmeyen



"istenmeyen" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 29 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
istenmeyen undesirable s.
General
istenmeyen unwished for s.
istenmeyen out of favour s.
istenmeyen unwelcome s.
istenmeyen refuse s.
istenmeyen undesired s.
istenmeyen unwanted s.
istenmeyen uncalled-for s.
istenmeyen unenviable s.
istenmeyen untoward s.
istenmeyen needless s.
istenmeyen castoff s.
istenmeyen unasked s.
istenmeyen uninvited s.
istenmeyen unbesought s.
istenmeyen unsolicited s.
istenmeyen unthankful s.
istenmeyen unwelcomed s.
istenmeyen unwished s.
istenmeyen bogus s.
istenmeyen indesirable s.
istenmeyen de trop s.
istenmeyen stray s.
Colloquial
istenmeyen ordinary [australia/new zealand] s.
Technical
istenmeyen unwanted s.
Radio
istenmeyen stray s.
Geology
istenmeyen deleterious s.
Archaic
istenmeyen shotten s.
Modern Slang
istenmeyen an unwanted i.

"istenmeyen" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 341 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
istenmeyen yayınlar spurious emissions i.
General
istenmeyen sonuçlar unintended consequences i.
istenmeyen malların ıskartaya çıkarılması weeding i.
yüksek ve istenmeyen ses blare i.
internette birçok kullanıcıya gönderilen uygun olmayan ya da istenmeyen mesajlar spam i.
istenmeyen misafir imposition i.
evin bahçesinde yapılan istenmeyen eşya satışı yard sale i.
zarar veya istenmeyen değişimlere karşı korunan bölge conservation area i.
istenmeyen kimse undesirable i.
istenmeyen koku effluvia i.
ortaya çıkma (istenmeyen bir olay) outcrop i.
istenmeyen bitki weed i.
ortaya çıkma (istenmeyen bir olay birdenbire) outbreak i.
istenmeyen kişi bete noire i.
istenmeyen adam unwanted man i.
küçük ama nihayetinde istenmeyen sonuçlar doğuracak bir durum camel's nose i.
istenmeyen giysi castoff i.
istenmeyen kişi persona non grata i.
istenmeyen sonuç undesired result i.
istenmeyen sonuç unwanted result i.
istenmeyen kıllar unwanted hair i.
istenmeyen tüy unwanted hair i.
istenmeyen tüyler unwanted hair i.
istenmeyen kıl unwanted hair i.
istenmeyen posta junk mail i.
istenmeyen giysi cast-off i.
istenmeyen bebek bırakma yeri baby flap i.
bir şeyin en aşağıdaki istenmeyen kısmı tail i.
istenmeyen davranışlara geri dönen kimse recidivist i.
istenmeyen kimse castoff i.
istenmeyen maddenin (mukus, ölü doku) bir geçit veya delikten çıkarılması toilet i.
istenmeyen talep unsolicited request i.
istenmeyen sonuç unintended consequence i.
istenmeyen sonuç disappointing result i.
istenmeyen bir şekilde undesirability i.
istenmeyen kimse unwelcome person i.
istenmeyen durum malady i.
istenmeyen etki maleffect i.
istenmeyen yırtıcı hayvan varment i.
istenmeyen yırtıcı hayvan varmint i.
devredeki akımda meydana gelen istenmeyen değişimlerden veya tüp gibi aksamların mekanik hareketinden kaynaklı olarak hoparlörde duyulan sesler microphonics i.
istenmeyen kimse wrong number i.
istenmeyen şey wrong number i.
özellikle istenmeyen veya tehlikeli bir ortamdan kaçma amacıyla yapılan yolculuk hijra i.
özellikle istenmeyen veya tehlikeli bir ortamdan kaçma amacıyla yapılan yolculuk hijrah i.
istenmeyen sonuç byproduct i.
istenmeyen sonuç by-product i.
istenmeyen malzemeyi yakarak çıkarma burn-off i.
bazı kart oyunlarında oyun sırasında istenmeyen veya çıkarılan kart kümesi graveyard i.
istenmeyen kimse offcast i.
istenmeyen şey offcast i.
istenmeyen külfetli zorluk oppressiveness i.
istenmeyen zümre rogue's gallery i.
istenmeyen insanlar topluluğu galere i.
istenmeyen durum cram [dialect] i.
istenmeyen kimse indesirable i.
istenmeyen şeyleri yok etme cleanup i.
istenmeyen kişilerden arındırma cleanup i.
bir yerdeki istenmeyen malzemeleri temizleme clearout [uk] i.
istenmeyen sonuçların yaşanabileceği kritik nokta cliff i.
istenmeyen anılar unwelcome memories i.
vücutta istenmeyen yağ flab i.
istenmeyen sorumluluğu başkasına yıkma flick-pass [australia] i.
istenmeyen şeylerden kurtulma shake-off i.
tiyatro veya fotoğraf ışığının odak noktasının dışında kalan ve istenmeyen yeri aydınlatan ışık spill i.
tiyatro veya fotoğraf ışığının odak noktasının dışında kalan ve istenmeyen yeri aydınlatan ışık spill light i.
istenmeyen otları çıkarıp temizlemek weed f.
istenmeyen kişilerden temizlemek purge f.
istenmeyen tüylerden kurtulmak get rid of unwanted hair f.
istenmeyen sonuçlar vermek backfire f.
istenmeyen fazla bilgi overshare f.
istenmeyen yan etkilerden kaçınmak için kesintili, çoğunlukla konsantre dozajlarda (ilaç) vermek pulse f.
istenmeyen ve davetsiz yorumlar yapmak kibbitz f.
istenmeyen otları sökmek louk f.
istenmeyen şekilde görünmek obtrude f.
(istenmeyen) cinsel ilgi göstermek hit f.
(kaval gibi üflemeli çalgıları) kuvvetlice üfleyip istenmeyen ikincil sesler çıkarmak overblow f.
istenmeyen netice yüzünden suçlamak incriminate f.
istenmeyen maddelerden arındırmak cleanse f.
kullanılmayan veya istenmeyen parçaları atıp geri kalanları düzenlemek consolidate f.
istenmeyen unsurlar katarak kullanılamaz hale getirmek contaminate f.
hile ile istenmeyen duruma sokmak shanghai f.
(istenmeyen bir şeyi) itelemek dump f.
en istenmeyen most undesirable s.
istenmeyen maddeleri atılmamış unscavengered s.
harita veya tabloda istenmeyen bir durumu belirtmek için siyahla işaretli black s.
verilmek istenmeyen bilgi yerine kullanılan blank s.
istenmeyen şey ile çevrili riddled s.
istenmeyen durumda riddled s.
zararlı otlarla ve istenmeyen bitkilerle kaplanmış overgrown s.
Phrasals
üzerine istenmeyen bir yük yüklemek impose upon f.
üzerine istenmeyen bir yük yüklemek impose on f.
istenmeyen, güvenilmez kişileri aradan çıkarmak winnow away f.
istenmeyen, güvenilmez kişileri/şeyleri aradan çıkararak grubu küçültmek winnow away f.
istenmeyen, güvenilmez kişileri/şeyleri aradan çıkartarak grubu daraltmak winnow away f.
istenmeyen, güvenilmez kişileri/şeyleri eleyerek grubu küçültmek winnow away f.
istenmeyen, güvenilmez kişileri/şeyleri ayıklayarak grubu küçültmek winnow away f.
istenmeyen, güvenilmez kişileri/şeyleri dışarıda bırakarak grubu daraltmak winnow away f.
uymayan, istenmeyen birinden/bir şeyden kurtulmak winnow away f.
uymayan, istenmeyen kişileri/şeyleri ayırarak grubu küçültmek winnow away f.
ıslak, pis, istenmeyen bir şeye basmak step into something f.
ıslak, pis, istenmeyen bir şeye basmak step in something f.
istenmeyen (biriyle/bir şeyle) uğraşmaktan kurtarmak rescue from (someone or something) f.
istenmeyen (biriyle/bir şeyle) muhatap olmaktan kurtarmak rescue from (someone or something) f.
istenmeyen (birinden/bir şeyden) kurtarmak rescue from (someone or something) f.
istenmeyen kişilerden kurtulmak clean up f.
istenmeyen özellikleri defetmek clean up f.
(biri/bir şey) için dezavantajlı/istenmeyen bir durum olmak go against (someone or something) f.
(istenmeyen bir şeye) başvurmak resort to (something) f.
(istenmeyen bir şeye) tevessül etmek resort to (something) f.
(istenmeyen bir yolu/davranışı) seçmek resort to (something) f.
(bir şeyden) istenmeyen (bir şeyi) çıkarmak wash (something) of (something else) f.
'-den istenmeyen (bir şeyi) çıkarmak wash of f.
Phrases
olumsuz/istenmeyen bir sonuçla at a price expr.
Proverb
istenmeyen kişi zamansız çıkagelirmiş a bad penny always turns up
Colloquial
istenmeyen/gereksiz dosya deposu round file i.
faks makinesine gönderilen gereksiz/istenmeyen reklamlar junk fax i.
istenmeyen faks junk fax i.
istenmeyen yabancı blow-in [australia/ireland] i.
istenmeyen kimse/şey cast-off i.
çiftlerin yanındaki istenmeyen yalnız kimse gooseberry [uk] i.
istenmeyen kimse fink i.
istenmeyen alım tekliflerini tespit edip önlemede şirketlere yardımcı olan işletme danışmanı shark watcher i.
(televizyon programında, videodan) istenmeyen sahneleri çıkarmak/silmek zap out f.
(televizyon programında, videodan) istenmeyen kısımları çıkarmak/silmek zap out f.
istenmeyen sorumluluk altına sokmak lumber [uk] f.
aşırı ve istenmeyen bir hareket oluşturmak churn f.
Idioms
istenmeyen sonuçlara yol açan önemsiz karar/eylem a camel's nose (under the tent) i.
istenmeyen sonuçlar doğuran şey pandora's box i.
istenmeyen sonuçlar doğuran şey a pandora's box i.
istenmeyen tavsiye a free bit of advice i.
daha büyük, istenmeyen bir duruma yol açabilecek küçük, zararsız eylem a camel's nose (under the tent) i.
istenmeyen bir duruma göz yumulmasını bekleme lüksü get out of jail free card i.
bir şeyin istenmeyen tarafı short end of the stick i.
istenmeyen bir duruma sürüklemesi muhtemel önemsiz bir harekete izin verme durumu the camel's nose i.
küçük ama nihayetinde istenmeyen sonuçlar doğuracak bir durum (the) thin end of the wedge i.
sözü/konusu açılmak istenmeyen durum (the) elephant in the corner i.
sözü/konusu açılmak istenmeyen durum the elephant in the corner i.
gereksiz/istenmeyen kişi olma excess baggage i.
istenmeyen kişi skunk at a garden party i.
memnun olunmayan/hoşlanılmayan fakat finansal getirisi iyi olduğu için vazgeçilmek istenmeyen durum golden handcuffs i.
tatsız/istenmeyen olay a kick in the pants i.
tatsız/istenmeyen olay kick in the rear i.
tatsız/istenmeyen olay kick in the seat of the pants i.
kişinin kişisel bağlantılarından gelen gereksiz/istenmeyen e-posta meatloaf i.
kişinin tanıdığı kişilerden/çevresinden gelen gereksiz/istenmeyen e-posta meatloaf i.
istenmeyen fakat yararlı tarafları da olan durum horse and rabbit stew i.
istenmeyen hediye a gift horse i.
istenmeyen/zor/tehlikeli işlerin yaptırıldığı kimseler cannon fodder i.
istenmeyen/zor/tehlikeli işlere koşulan kimseler cannon fodder i.
istenmeyen şey the short straw i.
memnun olunmayan/hoşlanılmayan fakat finansal getirisi iyi olduğu için vazgeçilmek istenmeyen durum velvet handcuffs i.
istenmeyen bir işi üstlenmek bite the biscuit f.
(kadın için) istenmeyen veya hoşa gitmeyen bir cinsel birlikteliği daha hoş düşüncelerle dikkatini dağıtarak sürdürmek close (one's) eyes and think of england f.
zor veya istenmeyen bir durum karşısında hayallere dalmak close (one's) eyes and think of england f.
istenmeyen üçüncü kişi olmak play gooseberry f.
istenmeyen birini uzaklaştırmak keep at bay f.
istenmeyen birini uzaklaştırmak hold at bay f.
(özellikle istenmeyen birisi/olay vb) son kez duymuş olmak have heard the last of somebody/something f.
(özellikle istenmeyen birisi/olay vb) son kez görmüş olmak have seen the last of somebody/something f.
(özellikle istenmeyen birisi/olay vb) son kez duymuş olmak hear the last of somebody/something f.
zor/istenmeyen bir işi sürekli ertelemek put off the evil day f.
zor/istenmeyen bir işi süründürmek put off the evil day f.
zor/istenmeyen bir işi erteleyip durmak put off the evil day f.
zor/istenmeyen bir işten kaçınmak put off the evil day f.
zor/istenmeyen bir şeyi yapmaktan olabildiğince kaçınmak put off the evil day f.
kendini istenmeyen bir duruma sokmak dig (oneself) in a hole f.
kendini istenmeyen bir duruma sokmak dig (oneself) into a hole f.
bir şeyin en değersiz, istenmeyen kısmına kalmak suck hind tit f.
istenmeyen bir sorumluluğu yüklenmek hold the sack f.
istenmeyen çalışanlardan kurtulmak clean house f.
istenmeyen/gereksiz kişileri görevden almak clean house [us] f.
istenmeyen/gereksiz şeyleri ortadan kaldırmak clean house [us] f.
istenmeyen kişilerden/şeylerden kurtulmak clean house [us] f.
istenmeyen kişilerden/şeylerden temizlemek clean house [us] f.
istenmeyen/gereksiz şeyleri elemek clean house f.
artık istenmeyen bir şeyden kurtulmak shed something f.
kötü/istenmeyen bir duruma gözünü kapatıp/başka şeyler düşünerek dayanmak close (one's) eyes and think of england f.
(kadın için) istenmeyen veya hoşa gitmeyen bir cinsel birlikteliği daha hoş düşüncelerle dikkatini dağıtarak sürdürmek lie back and think of england f.
kötü/istenmeyen bir duruma başka şeyler düşünerek dayanmak lie back and think of england f.
zor veya istenmeyen bir durum karşısında hayallere dalmak lie back and think of england f.
(kadın için) istenmeyen veya hoşa gitmeyen bir cinsel birlikteliği daha hoş düşüncelerle dikkatini dağıtarak sürdürmek shut (one's) eyes and think of england [uk] f.
kötü/istenmeyen bir duruma gözünü kapatıp/başka şeyler düşünerek dayanmak shut (one's) eyes and think of england [uk] f.
zor veya istenmeyen bir durum karışışında hayallere dalmak shut (one's) eyes and think of england [uk] f.
istenmeyen/işe yaramayan/eski olan herkesten ve her şeyden kurtulmak make a clean sweep f.
(genelde bir şey satmak/pazarlamak için) müşteriyi istenmeyen şekilde rahatsız etmek/aramak cold call f.
(özellikle istenmeyen birisi/olay) son kez duymuş olmak have heard the last of (someone or something) f.
(özellikle istenmeyen birisi/olay) son kez duymak hear the end/the last of somebody/something f.
(özellikle istenmeyen birisi/olay) son kez görmek see the end/the last of somebody/something f.
en küçük/değersiz/istenmeyen payı almak suck hind tit f.
istenmeyen biçimde dikkat çekmek draw the crabs [australia] f.
gemide yolcu kabininde istenmeyen (bagaj) not wanted on voyage [obsolete] s.
istenmeyen/hoşa gitmeyen yorumlar yapmaya meyilli pass-remarkable [ireland] s.
istenmeyen/hoşa gitmeyen şeyler söyleme eğiliminde pass-remarkable [ireland] s.
ne ala! (hiç istenmeyen bir durum karşısında söylenir) that's a fine kettle of fish! expr.
(mahremiyetin ifşa edilmesi durumunda söylenen) duyulmak istenmeyen bilgiler (duymak istemiyorum/ bana anlatma) too much information expr.
istenmeyen şekilde hamile in trouble expr.
(istenmeyen bir şeye karşı konan) geniş mesafe a wide berth expr.
istenmeyen kişi zamansız çıkagelirmiş always turns up (comes back) like a bad penny expr.
pazarlama ve reklam yasaktır (ev ve iş yerlerinin posta kutularına bırakılan istenmeyen ilanlarla ilgili bir uyarı levhası) no hawkers, no circulars expr.
Speaking
(istenmeyen bir adlandırma olarak) zenci colored person [us] i.
Trade/Economic
istenmeyen hasar collateral damage i.
müşteriye istenmeyen bir ürünün gönderilmesi ve müşterinin ürünü kabulü üzerine ödemenin talep edilmesine dayalı bir satış uygulaması inertia selling i.
bir şirkete istenmeyen bir devralma teklifi veren kimse veya şirket black knight i.
mali açıdan istenmeyen sonuçları göze alma risk-taking i.
istenmeyen devralma girişimlerine karşı alınan kısıtlayıcı önlem porcupine provision i.
istenmeyen devralma girişimlerine karşı alınan kısıtlayıcı önlemler porcupine provisions i.
istenmeyen devralma girişimlerine karşı alınan kısıtlayıcı önlemler shark repellents i.
potansiyel müşterilerin ev veya iş adreslerine istenmeyen satış belgelerinin gönderilmesi direct-mail shot i.
istenmeyen ürün dog i.
Law
(yerel olarak istenmeyen) toprak kullanımı lulu i.
Politics
istenmeyen kişi persona non grata i.
istenmeyen kişi png (persona non grata) kısalt.
Industry
yüzeydeki istenmeyen malzemeyi gideren alet chipper i.
sulu kağıt hamurundaki istenmeyen pembe mikrop kitlesi pink slime i.
Advertising
istenmeyen e-posta spam i.
Technical
bir bölgeden istenmeyen maddeleri atma scavenge i.
fazla / istenmeyen basıncı kendiliğinden dışarı bırakılan valf safety valve i.
istenmeyen bit üretimi drop-in i.
istenmeyen koku effluvium i.
istenmeyen yabancı maddelerini gidermek için suya uygulanan tüm işlemler water conditioning i.
istenmeyen tıpkı kayıt duplicate record i.
istenmeyen renk bad colour i.
istenmeyen sıklık kiplenimi incidental frequency modulation i.
mikrofonda istenmeyen sesleri temizleyen gereç gobo i.
sürtünmeyi veya istenmeyen diğer nedenlerle enerji tüketmeyen makine perfect machine i.
kazıya istenmeyen su ve katı madde akışı blow i.
(boya filmi, reçine, plastik) beyazımsı, istenmeyen bir görünüm blush i.
(boya filmi, reçine, plastik) beyazımsı ve istenmeyen bir görünümde olmak blushing i.
istenmeyen alaşımların yüzeyden uzaklaştırılması desmutting i.
madende istenmeyen yabancı maddeler dirt i.
kazıyarak çıkartılan istenmeyen madde scalping i.
istenmeyen malzemeleri ayıklamak için elekten geçirmek scalp f.
(devredeki istenmeyen salınımları) azaltmak/yok etmek suppress f.
Computer
istenmeyen elektronik postaları internet habergruplarından otomatik silen bilgisayar programı cancelbot i.
istenmeyen sıklık kiplenimi incidental frequency modulation i.
istenmeyen eposta junk email i.
istenmeyen yanıt unrequested response i.
istenmeyen e-posta engelleyicisi anti-spam i.
istenmeyen durum un-solicited status i.
zararlı ve istenmeyen etkiler yaratması için tasarlanmış bilgisayar programı malevolent program i.
e-posta hesabında yazışmak istenmeyen kişilere koyulan engel/filtre bozo filter i.
istenmeyen veri hash i.
istenmeyen programın kullanıcı izni dışında bilgisayara otomatik indirilmesi drive-by download i.
istenmeyen programın kullanıcı izni dışında bilgisayara otomatik indirilmesi drive-by killing i.
sürekli istenmeyen yorumlar gönderen kimse flooder i.
istenmeyen reklam içeriğini veya yığın mesajları geniş kitlelere dağıtan program spambot i.
anlık mesajlaşma sistemi aracılığıyla istenmeyen ticari iletiler gönderen kimse spimmer i.
(e-posta adresine) istenmeyen e-posta engelleyicisi eklemek munge f.
istenmeyen e-postaları engelleyen antispam s.
Telecom
alıcı istenmeyen yayınları receiver spurious radiations i.
alıcı istenmeyen tepki bastırması receiver spurious response rejection i.
ayrık istenmeyen çıktı discrete spurious output i.
bloklama ve istenmeyen tepki blocking and spurious response i.
havadan-temassız istenmeyen işaret yayımı radiated spurious emission i.
harmonik ve istenmeyen yayınlar harmonic and spurious emissions i.
harmonik ve istenmeyen yayın bastırması harmonic and spurious suppresion i.
iç modülasyon istenmeyen işaret tepki zayıflatması intermodulation spurious response attenuation i.
istenmeyen tepki bastırma oranı spurious response rejection ratio i.
istenmeyen işaret tepki girişimine karşı koruma protection against spurious- response interference i.
istenmeyen alışların ve görüntülerin bastırılması spurious and image rejection i.
istenmeyen yayınlar unwanted emissions i.
istenmeyen tepki bastırması spurious response rejection i.
istenmeyen elektronik posta spam i.
istenmeyen e-posta gönderenleri engelleyecek biçimde internet sitelerinin konfigüre edilmesi internet death penalty i.
istenmeyen yayım spurious emission i.
istenmeyen tepki frekansı spurious response frequency i.
istenmeyen yayın bastırması spurious rejection i.
istenmeyen işaret unwanted signal i.
istenmeyen e-posta junk e-mail i.
istenmeyen ışıma spurious radiation i.
temaslı istenmeyen işaret yayını conducted spurious emission i.
verici iç modülasyon istenmeyen yayınlar transmitter intermodulation spurious emissions i.
Electric
istenmeyen lehim bağlantısı bridge i.
(elektrik yükseltici sistem) istenmeyen ve kendi kendine süren bir salınım üretmek sing f.
Television
televizyon ekranında istenmeyen sinyallerin telafisi için gerçekleşen bir işlem shading i.
Radio
(istenmeyen hışırtı sesini) baskılamak squelch f.
(istenmeyen statiği) ortadan kaldırmak squelch f.
Textile
rengin istenmeyen yer ve bölgelere yayılması bleeding i.
Architecture
binanın güzelliğini arttırmak veya istenmeyen optik etkilerin üstesinden gelmek amacıyla mekanik kusursuzluktan sapma refinement i.
Medical
hastalıklı ya da istenmeyen dokuyu yok etmek için kimyasal madde kullanımı chemosurgery i.
istenmeyen, zararlı veya yıkıcı herhangi bir şeyi taşıyan kimse typhoid mary i.
şartlar gereği istenmeyen bir durumun yayıldığı merkez nokta typhoid mary i.
istenmeyen kilo kaybı undesired weight loss i.
istenmeyen kilo kaybı non-volitional weight loss i.
istenmeyen gebelik unintended pregnancy i.
istenmeyen gebelik unplanned pregnancy i.
istenmeyen sağlık sonuçları adverse health outcomes i.
istenmeyen etkiler undesirable effects i.
istenmeyen gebelik unwanted pregnancy i.
istenmeyen yan etkiler unwanted side-effects i.
katarakt ameliyatı sonrası hastanın gördüğü istenmeyen görüntü dysphotopsia i.
istenmeyen etkiler adverse effects i.
istenmeyen maddeyi (vücut boşluğundan) çıkarmak draw f.
hastalıklı ya da istenmeyen dokuyu yok etmek için kimyasal madde kullanımı ile ilgili chemosurgical s.
Psychology
istenmeyen etkiler yaratan uyarıcı negative stimulus i.
istenmeyen etki adverse effect i.
istenmeyen hatıranın başta onunla ilişkilendirilen duygudan ayrıldığı savunma mekanizması isolation i.
Pathology
istenmeyen gebelikle ilgili problemler problems related to unwanted pregnancy i.
Veterinary
evcil hayvanda istenmeyen alışkanlık vice i.
Printing
iş presteyken veya şekillendiriliyorken basılı plaka üzerinde oluşan istenmeyen leke workup i.
(baskı veya harf dizisi) son baskıda görülmesi istenmeyen pi s.
Food Engineering
istenmeyen organizmalara karşı kullanılan kimyasal madde biocidal product i.
istenmeyen lezzet off flavour i.
istenmeyen lezzet off flavor i.
istenmeyen koku off odor i.
istenmeyen koku off odour i.
alışılmışın dışında veya istenmeyen toprağa benzer tat earthiness i.
(yiyecek veya içecek) istenmeyen fermantasyon sonucu ekşimiş fermented s.
Gastronomy
istenmeyen aromaya yol açmak revert f.
Chemistry
istenmeyen maddeleri çıkarmak veya zararsız hale getirmek için kullanılan madde scavenger i.
Zoology
avcıdan veya istenmeyen hayvanlardan kaçmak için ölü taklidi yapma yeteneği thanatosis i.
Botanic
istenmeyen bitki groundkeeper i.
istenmeyen varyasyonlar gösteren bitki rogue i.
Agriculture
omca gövdesinin alt kısımlarından veya toprak altından gelişen istenmeyen sürgünlerin omcadan uzaklaştırılması suckering i.
Religious
(scientology inancında) istenmeyen etkilerden arınmışlık hali clear i.
Military
istenmeyen kişi persona non grata i.
istenmeyen yük unwanted cargo i.
düşman eline geçmesi istenmeyen askeri malzemenin hızlı imha edilmesine yarayan patlayıcı destructor i.
Hunting
çevre ısısı ile oluşan istenmeyen ateşlenme cook off i.
tek tetik çekişi ile alınan istenmeyen iki atış doubling i.
Sport
(aletsiz dalış) istenmeyen suyu dışarı atmak clear f.
Abbreviation
istenmeyen ticari e-posta uce (unsolicited commercial e-mail) i.
Latin
istenmeyen adam persona non grata i.
istenmeyen kişi persona non grata i.
Archaic
yazıda istenmeyen bir şeyi örten işaret blot i.
Engineering
yüksek performanslı hoparlörün arkasında bulunan, istenmeyen ses dalgalarını absorbe eden hava odalarının oluşturduğu mahfaza labyrinth i.
istenmeyen sinyali filtrelemeye yarayan devre trap i.
kazıya istenmeyen su ve katı madde akışı boil i.
istenmeyen ses frekanslarını azaltan cihaz cutoff i.
istenmeyen ekipman frekansları ile ilgili parasitic s.
(devre elemanı frekansı) istenmeyen parasitic s.
istenmeyen eleman frekansları ile ilgili parasitical s.
(devre elemanı frekansı) istenmeyen parasitical s.
Slang
istenmeyen durum cluster fuck i.
istenmeyen fikir twopenceworth [brit] i.
istenmeyen yer armpit i.
hayatında olması istenmeyen kişilerin hayali listesi drop-dead list i.
bir şeyin gözden çıkarılmış, istenmeyen yanı hind tit i.
yaşlı ve istenmeyen dried-up s.
British Slang
istenmeyen adam bum i.