laf - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

laf



"laf" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

İngilizce Türkçe
Abbreviation
laf i. louisiana fransızcası

"laf" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 14 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
laf word i.
General
laf conversation i.
laf epithet i.
laf spiel i.
laf cant i.
laf talk i.
laf empty talk i.
laf say i.
laf saying i.
laf expression i.
laf remark i.
laf statement i.
laf upcome [dialect] i.
laf whid [uk] i.

"laf" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
laf kalabalığı verbiage i.
General
boş laf waffle i.
boş laf twaddle i.
laf (sataşmak için söylenen alaylı) taunt i.
laf kalabalığı redundance i.
boş laf applesauce i.
boş laf inanity i.
boş laf froth i.
boş laf wind i.
laf taşıyan talebearer i.
laf arasında söyleme interjection i.
iki çift laf a word or two i.
laf olsun diye ilgilenen kimse dabbler i.
saçma sapan laf rigmarole i.
meşhur laf tag i.
boş laf cant i.
laf kalabalığı verbosity i.
pis laf smut i.
boş laf flubdub i.
beylik laf bromide i.
laf tekrarı verbigeration i.
boş laf vapourings i.
boş laf garbage i.
boş laf jazz i.
boş laf palaver i.
laf çaktırma allusion i.
laf kalabalığı redundancy i.
boş laf routine i.
boş laf haver i.
laf kalabalığı wordage i.
boş laf flimflam i.
boş laf moonshine i.
boş laf small talk i.
boş laf claptrap i.
boş laf buncombe i.
boş laf bunkum i.
laf taşıyan watering hole i.
boş laf falderal i.
laf salatası verbosity i.
boş laf fudge i.
iki çift laf just a couple of words i.
laf çaktırma hit i.
boş laf lark i.
laf çaktırma pinprick i.
laf ebesi yapper i.
boş laf poppycock i.
saçma laf gammon i.
boş laf galimatias i.
iğneli laf thrust i.
boş laf hokum i.
boş laf gab i.
boş laf rant i.
boş laf nonsense i.
boş laf hot air i.
boş laf flummery i.
boş laf guff i.
boş laf tripe i.
sonu gelmez laf no end of talk i.
laf kalabalığı verbalism i.
boş laf hooey i.
iki çift laf word i.
boş laf punk i.
boş laf bullshit i.
laf kalabalığı spiel i.
açık saçık laf obscenity i.
boş laf balderdash i.
saçma sapan laf stuff and nonsense i.
beylik laf tag i.
beylik laf cliche i.
laf bolluğu bombast i.
boş laf vaporings i.
dolandırma (laf vb) roundaboutation i.
beylik laf commonplace i.
çok sık kullanılan laf tag i.
boş laf gas i.
boş laf empty words i.
sıkıcı laf humdrum i.
giderayak söylenen iğneli laf parting shot i.
boş laf comment i.
boş laf tarradiddle i.
laf yetiştiren kimse stool pigeon i.
iki çift laf a few words i.
ağzı laf yapan chatterbox i.
boş laf etme circumbendibus i.
boş laf etme redundancy i.
laf kalabalığı periphrase i.
laf kalabalığı roundabout i.
boş laf etme roundabout i.
boş laf etme verbiage i.
boş laf etme periphrasis i.
boş laf etme tautology i.
laf kalabalığı verbality i.
laf kalabalığı circumlocution i.
boş laf etme pleonasm i.
laf kalabalığı circumambage i.
laf kalabalığı tautology i.
laf kalabalığı circumbendibus i.
boş laf etme periphrase i.
laf kalabalığı periphrasis i.
boş laf etme verbality i.
laf kalabalığı pleonasm i.
boş laf etme circumlocution i.
boş laf folderol i.
boş laf codswallop i.
boş laf trumpery i.
boş laf rubbish i.
boş laf trash i.
boş laf fiddle-de-dee i.
laf-ü güzaf verbiage i.
boş laf talky-talk i.
boş laf wish-wash i.
boş laf boloney i.
boş laf empty talk i.
laf cambazlığı sleight of mouth i.
kışkırtıcı söz/laf/açıklama inflammatory remark i.
laf kavgası logomachy i.
boş laf empty rhetoric i.
boş laf babble i.
boş laf bosh i.
laf dinlemezlik unmanageableness i.
laf dinlemezlik recalcitrance i.
laf dinlemezlik refractoriness i.
laf kalabalığı prolixness i.
laf kalabalığı long-windedness i.
laf kalabalığı wordiness i.
laf kalabalığı prolixity i.
laf arasında söylenen fakat duyan kişi üzerinde beklenmeyen etki yapan bir söz chance remark i.
laf ebeliği verbal one-upmanship i.
laf dalaşı war of words i.
bir çift laf a couple of words i.
boş laf talk i.
açık saçık laf aischrology i.
çok uzun olup laf kalabalığı içerme tediousness i.
taciz amaçlı laf atma catcall i.
boş laf chat i.
kırıcı laf nip i.
bin laf/azar işitme verbal assault i.
laf ebesi tongue-pad [obsolete] i.
laf salatası twattle [dialect] i.
bir şeyle laf olsun diye ilgilenen kimse amateur i.
ağzından laf alma elicitation i.
laf kalabalığı verboseness i.
laf kalabalığı verbosity i.
gülünç laf waggery i.
boş laf wishwash i.
laf kalabalığı wind i.
laf salatası wind i.
laf ebesi kimse wordmonger i.
laf ebesi kimse wordsman i.
laf kalabalığı yapma wordishness [obsolete] i.
laf kalabalığı wordishness [obsolete] i.
laf ebeliği wordsmanship i.
laf cambazlığı wordsmanship i.
boş laf falderol i.
boş laf hoke i.
boş laf muck i.
eşit şartlarda yapılan laf yarışı give and take i.
resmi dilde laf salatası gobbledegook i.
(sokulan) laf choke pear [obsolete] i.
laf salatası choplogic i.
laf salatası clamjamphrie i.
boş laf clamjamphrie i.
laf salatası clamjamfry i.
boş laf clamjamfry i.
laf salatası clanjamfray i.
boş laf clanjamfray i.
laf salatası clanjamfrie i.
boş laf clanjamfrie i.
laf salatası longiloquence i.
laf kalabalığı longiloquence i.
(şarkı nakaratı, beylik laf) sıklıkla tekrarlanan şey overcome [scotland] i.
boş laf rodomontade i.
laf dinlemeyen kimse disobeyer i.
laf olsun torba dolsun minvalinde söz weasel word i.
laf salatası dotery i.
laf kalabalığı diffusion i.
laf kalabalığı polyology [rare] i.
laf salatası polyology [rare] i.
kıran kırana laf dalaşı cross fire i.
laf kalabalığına getirme fencing i.
boş laf peddlery i.
boş laf pedlary i.
ağza alınmayacak laf dirty word i.
ağdalı laf flash [obsolete] i.
iğneleyici laf outfling i.
giderayak söylenen iğneli laf parthian arrow i.
laf salatası yapan kimse phrasemaker i.
ağzı laf yapan kimse phraseman i.
ağzı laf yapan kimse phraser i.
ıvır zıvır laf prittle-prattle i.
laf ebesi prattlebox i.
alaycı laf shaft i.
beylik laf shibboleth i.
birbirine laf atma oyunu signifying i.
laf ebesi fribbler i.
laf salatası slipslop i.
ağza laf tıkama snap i.
ağzından laf alınabilen kimse spunge i.
laf salatası waffle i.
laf dokundurma rub i.
laf arasında söylemek interject f.
ağzından laf kaçırmak let a secret out f.
laf etmek talk f.
iki çift laf etmek have a word or two f.
boş laf etmek twaddle f.
ağzı laf yapmak have the gift of the gab f.
laf dinlemek listen to reason f.
laf işitmek be rebuked f.
laf etmek gossip about f.
laf taşımak be a talebearer f.
laf etmek chat with f.
ağzından laf kaçırmak let slip f.
laf atmak round on f.
laf etmek chat f.
boş laf etmek palaver f.
ağzından laf almak pump somebody f.
laf anlatmak persuade f.
laf atmak make a comment f.
ağzından laf almak wangle words out of somebody f.
laf atmak snipe f.
laf dinlemek listen to advice f.
laf etmek talk with f.
laf işitmek be told off f.
ağzından laf almak pump f.
ağzından laf almak fish someone f.
laf yetiştirmek gossip f.
laf işitmek be on the carpet f.
laf ağzında kalmak be unable finish what one was saying f.
laf ağzında kalmak not be able get a word in edgewise f.
laf altında kalmamak give as good as one gets (in an argument) f.
laf altında kalmamak give the correct and necessary response f.
iki çift laf etmek have an idle chit-chat f.
ağzından laf almak get out of f.
lafa laf koymak bandy f.
boş laf etmek fable f.
bir araba dolusu laf işitmek be scolded f.
bir araba dolusu laf işitmek be chewed out f.
laf sokmak make innuendos f.
laf sokuşturmak make insinuation f.
laf sokuşturmak drop innuendos f.
laf sokmak make insinuation f.
laf sokuşturmak make innuendos f.
laf sokmak drop innuendos f.
ağzında laf tutamamak blabber f.
laf sokmak needle f.
laf taşımak bandy about f.
laf kalabalığı yapmak jabber f.
laf kalabalığı yapmak sidetrack f.
laf söylemek talk f.
laf atmak catcall f.
laf getirmek reflect f.
laf/lafını geçirmek convince someone of something f.
laf arasında belirtmek toss f.
laf ağzında kalmak not get a chance to speak f.
laf atmak zing f.
laf salatası yapmak waffle f.
laf salatası yapmak wibble (on) f.
laf taşımak bring [obsolete] f.
laf ebeliği yapmak horn [dialect] [uk] f.
laf kalabalığı yapmak glaver [obsolete] f.
laf dalaşına girmek chop [obsolete] f.
laf atmak chop [obsolete] f.
laf söz etmek clat [dialect] [uk] f.
laf ebeliği yapmak multiply words f.
laf kalabalığı yapmak overword f.
laf kalabalığı yapmak overwrite f.
laf salatası yapmak overwrite f.
laf koparmak dig f.
laf salatası yapmak double-talk f.
laf arasında bahsetmek drop f.
laf sokmak pinprick f.
laf cambazlığıyla kandırmak fast talk f.
laf almak feel f.
laf açmak initiate f.
laf arasında bahsetmek intermention [obsolete] f.
ağzından kerpeten ile laf almak corkscrew f.
laf sokmak flout [obsolete] f.
ağzından laf almak spunge [obsolete] f.
laf salatası yapmak squirt f.
laf kalabalığı etmek jabber f.
laf dinlemez wayward s.
uzun ve boş laf dolu windy s.
laf anlamaz stupid s.
laf anlamaz obstinate s.
laf ebesi chatty s.
uzun ve boş laf eden windy s.
şakayla karışık laf sokan pawky s.
laf kalabalığına neden olan pleonastic s.
laf kalabalığı redundant s.
ağzı laf yapan talkative s.
ağzı laf yapan chatty s.
fazla uzun ve laf kalabalığı içeren (konuşma, yazı) tedious s.
laf salatasından oluşan twaddly s.
laf cambazı verbal s.
laf ebesi wordish s.
laf dinlemeyen impersuadable s.
laf dinlemeyen impersuasible s.
laf salatası içeren inflated s.
uzun ve boş laf eden flatulent s.
laf olsun diye just for the sake of conversation zf.
laf arasında incidentally zf.
laf kalabalığıyla pleonastically zf.
laf arasında by the by zf.
laf arasında by the bye zf.
laf arasında en passant zf.
laf arasında in passing zf.
laf arasında incidently (incidentally) zf.
laf kalabalığı yaparak verbosely zf.
laf arasında on the volley zf.
laf çakarak floutingly zf.
boş laf applesauce ünl.
Phrasals
(birinin) ağzından laf almak tease out f.
laf arasında söylemek throw in f.
ortaya (fikir, laf) atmak toss in f.
laf arasında söyleyivermek toss in f.
zorla/döve döve ağzından laf almak beat (something) out of (someone or something) f.
zorla ağzından laf almak beat out f.
ağzından laf almak bring (someone or something) out of (somewhere or someone) f.
ağzından zorla/gıdım gıdım laf almak bring (someone or something) out of (somewhere or someone) f.
ağzından laf almak bring something out of someone f.
ağzından zorla/gıdım gıdım laf almak bring something out of someone f.
ağzından laf almak bring something out f.
ağzından zorla/gıdım gıdım laf almak bring something out f.
söz/laf arasına atılmak burst in f.
laf sokmak needle (one) about (something) f.
laf sokmak needle someone about someone or something f.
birini konuşturarak ağzından laf/bilgi almaya çalışmak/ağzını aramak pump someone for something f.
(laf, iş) hızlıca bir şey yumurtlamak toss something off f.
biri veya bir şey hakkında bir dolu laf etmek expatiate on someone or something f.
laf dalaşına girmek throw (something) back and forth f.
(birinden) laf işitmek hear from (someone or something) f.
laf işitmek hear from f.
birinden laf işitmek hear from f.
birinin ağzından kerpetenle laf almak prize (something) from f.
birinin ağzından zorla laf almak prize (something) from f.
ağzından kerpetenle laf almak pry from f.
ağzından zorla laf almak pry from f.
(birinden) zorla laf almak wrestle (someone or something) (away) from (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) ağzından laf almak tease out of (someone or something) f.
ağzından laf almayı başarmak wrench out f.
ağzından zorla laf almak wrench out f.
ağzından laf almayı başarmak wrest out f.
ağzından zorla laf almak wrest out f.
birinin ağzından zorla laf almak wring something out of someone f.
ağzından zorla laf almak wring out f.
zor kullanarak (birinin) ağzından laf almak thrash out of (someone) f.
(birinin) ağzından kerpetenle laf almak wrangle (something) out of (someone) f.
(birine) sapıkça bakmak/laf atmak perve on (one) f.
(birine) rahatsız edici şekilde bakmak/laf atmak perve on (one) f.
birinin ağzından zorla laf almak sweat something out of someone f.
şiddet uygulayarak birinin ağından laf almak sweat something out of someone f.
zor kullanarak birinin ağzından laf almak sweat something out of someone f.
birinin ağzından zorla laf almak sweat something out f.
şiddet uygulayarak birinin ağından laf almak sweat something out f.
zor kullanarak birinin ağzından laf almak sweat something out f.
(birinin) ağzından laf almak draw (someone or something) out of (someone or something) f.
(birinin) ağzından laf almak draw (something) out of (someone) f.
ağzından laf almak bring out of f.
ağzından zorla/gıdım gıdım laf almak bring out of f.
birinin ağzından zorla laf almak bring something out of someone f.
birinin ağzından gıdım gıdım laf almak bring something out of someone f.
birinin ağzından laf almak draw something out of someone and draw something out f.
ağzından laf almak draw out of f.
ağzından laf almak draw out f.
(birine bir şey hakkında) iki çift laf etmek exchange words (with somebody) (about something) [uk] f.
(birine bir şey hakkında) laf etmek exchange words (with somebody) (about something) [uk] f.
(biriyle bir şey hakkında) laf dalaşı yapmak exchange words (with somebody) (about something) [uk] f.
(birine bir şey hakkında) iki çift laf etmek have words (with somebody) (about something) [uk] f.
(birine bir şey hakkında) laf etmek have words (with somebody) (about something) [uk] f.
(biriyle bir şey hakkında) laf dalaşı yapmak have words (with somebody) (about something) [uk] f.
(birine) iki çift laf etmek exchange words (with someone) f.
(birine) laf etmek exchange words (with someone) f.
biri veya bir şey hakkında bir dolu laf etmek expatiate on f.
korkutup (birinden) laf almak frighten out of (someone) f.
tehdit ederek (birinden) laf almak frighten out of (someone) f.
(birinden) laf işitmek hear from (one) f.
(birine/bir şeye) laf çarpmak/sokmak jab at (someone or something) f.
(bir şey) konusunda laf sokmak needle about f.
korkutarak (birinden) laf almak scare out of (someone) f.
(birine/bir şeye) laf sokmak score off (someone or something) [uk] f.
ağzından zorla laf almak sweat out of f.
-in ağzından laf almak tease out of f.
laf dalaşına girmek toss back and forth f.
(birine/bir şeye) ıslık çalmak (beğendiğini göstermek/laf atmak için) whistle at (someone or something) f.
(birinin) ağzından bilgi/laf almak worm (something) out of (one) f.
ağzından kerpetenle laf almak wrangle out f.
'-den zorla laf almak wrestle from f.
ağzından zorla laf almak wring out of f.
Phrases
laf aramızda entre nous expr.
laf aramızda as an aside expr.
Proverb
iki kişi konuşurken üçüncüye laf düşmez two is company (but) three's a crowd
boş laf karın doyurmaz fine words butter no parsnips
boş laf karın doyurmaz mere words do not feed the friars
laf ağızdan bir kez çıkar word spoken is past recalling
laf ağızdan bir kez çıkar word once spoken is past recalling
laf ağızdan bir kere çıkar word once spoken is past recalling
laf ağızdan bir kere çıkar word spoken is past recalling
laf değil icraat yap well done is better than well said
başkasından sana laf getiren senden de başkasına laf götürür a dog that'll bring a bone will carry a bone
sana laf getiren senden laf götürür a dog that'll bring a bone will carry a bone
sana laf taşıyan senden de laf götürür a dog that'll bring a bone will carry a bone
başkasından sana laf getiren senden de başkasına laf götürür a dog who brings a bone, will carry a bone
sana laf getiren senden laf götürür a dog who brings a bone, will carry a bone
sana laf taşıyan senden de laf götürür a dog who brings a bone, will carry a bone
sana laf taşıyan senden de laf taşır a dog that'll bring a bone will carry a bone
laf getiren laf götürür a dog that'll bring a bone will carry a bone
laf torbaya girmez you can't unring a bell
laf ağızdan bir kez çıkar a word (once) spoken cannot be recalled
laf ağızdan bir kere çıkar a word (once) spoken cannot be recalled
laf lafı açar one word leads to another
laf başka yerlere gider one word leads to another
laf hiç umulmadık yerlere gider/gelir one word leads to another
laf ağızdan bir kez çıkar a word (once) spoken is past recalling
laf ağızdan bir kere çıkar a word (once) spoken is past recalling
ağzı çok laf yapanın elinden pek iş gelmez great talkers are little doers
gönlüne/kalbine laf geçiremezsin the heart wants what it wants
Colloquial
boş laf birdseed i.
üç kuruşluk laf two cents worth i.
üç kuruşluk laf two cents' worth i.
boş laf hot air i.
boş laf gibble-gabble i.
laf salatası gibble-gabble i.
meşhur laf/söz catchphrase i.
meşhur laf/söz catch phrase i.
boş laf corral dust i.
şaka yollu laf dalaşı the dozens i.
boş laf corral dust i.
şaka yollu laf dalaşı the dirty dozens i.
boş laf gab i.
anlamsız laf gab i.
saçma sapan laf gab i.
boş laf gibber-gabber i.
laf salatası gibber-gabber i.
boş laf gas i.
laf ebesi bag of wind i.
laf salatası yapan bag of wind i.
ipe sapa gelmez laf a lot of baloney i.
laf salatası gobbledygook i.
resmi dilde bir sürü laf salatası gobbledygook i.
boş laf hogwash i.
boş laf kidstakes [australia] i.
boş laf noise i.
boş laf phedinkus i.
laf taşıyan kimse ear hustler i.
laf taşıyan kimse ear-duster i.
(birinin) ağzından laf/bilgi alma denemesi try at someone i.
(flört etmek, birini tavlamak için) laf/sohbet açma cümlesi chat-up line i.
ağzı laf yapan kimse fast talker i.
laf ebesi flapjaw i.
laf ebesi flap-jaw i.
laf salatası razzamatazz i.
laf olsun torba dolsun minvalinde söz weasel i.
ağzından laf/bilgi alma denemesi try at i.
laf sokma roasting i.
laf salatası yapmak gibble-gabble f.
laf sokmak make a crack f.
şaka yollu laf dalaşı yapmak play the dozens f.
şaka yollu laf dalaşı yapmak play the dozens f.
şaka yollu laf dalaşına girmek play the dozens f.
şaka yollu laf dalaşı yapmak shoot the dozens f.
şaka yollu laf dalaşına girmek shoot the dozens f.
ağzından laf almak sound out f.
ağzından kerpetenle laf almak prize out f.
ağzından zorla laf almak prize out f.
laf yetiştirmek blabbermouth f.
laf olsun diye konuşmak flap gums [us] f.
laf olsun diye konuşmak flap your gums [us] f.
(birine) laf sokmak needle (one) f.
laf cambazlığıyla iş görmek fast talk f.
laf sokmak take a jab f.
az laf çok iş less talk more work expr.
laf lafı açtı one thing led to another expr.
ses var görüntü yok, laf var icraat yok big hat, no cattle expr.
ses var görüntü yok, laf var icraat yok all hat, no cattle expr.
sana diyecek laf bulamıyorum horsefeathers to you expr.
laf soktu shots fired expr.
ipe sapa gelmez laf a lot of hooey expr.
boş laf a lot of hooey expr.
anca laf all talk expr.
laf çok icraat yok all talk expr.
laf var icraat yok all talk expr.
sadece laf all talk expr.
anca laf all talk expr.
laf çok icraat yok all talk expr.
laf var icraat yok all talk expr.
sadece laf all talk expr.
yerinde laf ettin you said a mouthful expr.
yerinde laf ettin you've said a mouthful expr.
gereksiz laf kalabalığı yaptın you've said a mouthful expr.
boş laf phooey exclam.
Idioms
boş laf a load of nonsense i.
kuru laf karın doyurmaz all sizzle and no steak i.
boş laf all cry and no wool i.
ağzı laf yapan a fast talker i.
laf salatası double-talk i.
laf salatası double-speak i.
(ikna etmek amacıyla) ağzı iyi laf yapan kimse silver-tongued i.
zekice söz/laf a bon mot i.
iğneli laf cutting remark i.
kişiden kişiye yayılan söylenti/laf word on the wire i.