İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | neck i. | boyun | ||
I love that scarf around your neck! Boynundaki eşarba bayıldım! More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | neck i. | yaka (elbisede) | ||
I sewed the neck part beautifully, as I had already cut it to size. Boyun kısmını güzelce diktim, çünkü zaten ölçüsüne göre kesmiştim. More Sentences |
||||
Genel | neck i. | boğaz | ||
I'm up to my neck in it. Boğazıma kadar onun içindeyim. More Sentences |
||||
Genel | neck i. | sap (telli çalgılarda) | ||
There is a crack in the neck of your guitar. Gitarınızın sapında bir çatlak var. More Sentences |
||||
Genel | neck i. | boyun | ||
He grabbed me by the neck. Beni boynumdan yakaladı. More Sentences |
||||
Genel | neck i. | bölge | ||
We are fully aware of Turkey's concerns, especially, as regards, possible action in its neck of the woods. Türkiye'nin özellikle de kendi bölgesindeki olası eylemlere ilişkin endişelerinin tamamen farkındayız. More Sentences |
||||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | neck i. | küstahlık | ||
The fact that you have the neck to treat me like this disgusts me. Bana bu şekilde davranma küstahlığını göstermeniz beni iğrendiriyor. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Teknik | neck i. | boyun | ||
The vampire kissed her neck passionately. Vampir onun boynunu tutkuyla öptü. More Sentences |
||||
Automotive | ||||
Otomotiv | neck i. | boyun | ||
I have a bad stiff neck. Boynum fena halde tutuldu. More Sentences |
||||
Anatomy | ||||
Anatomi | neck i. | boyun | ||
The women put a garland round her neck. Kadınlar onun boynuna bir çelenk taktılar. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | neck i. | boyun (şişede) | ||
Genel | neck i. | berzah | ||
Genel | neck i. | yaka | ||
Genel | neck i. | kıstak | ||
Genel | neck i. | (giyside) yaka | ||
Genel | neck i. | dil | ||
Genel | neck i. | kıl payı | ||
Genel | neck i. | burun farkı | ||
Genel | neck i. | art | ||
Genel | neck i. | peş | ||
Genel | neck i. | bölüm | ||
Genel | neck f. | sarmaş dolaş olmak | ||
Genel | neck f. | yiyişmek | ||
Genel | neck f. | sarılmak | ||
Genel | neck f. | koklaşmak | ||
Genel | neck f. | sarmaş dolaş öpüşmek | ||
Genel | neck f. | sarmaş dolaş sarılmak | ||
Genel | neck f. | boynuna sertçe şaplak atmak | ||
Genel | neck f. | başını kesmek | ||
Genel | neck f. | kellesini uçurmak | ||
Genel | neck f. | boynunu kırarak öldürmek | ||
Genel | neck f. | etrafına bir oluk yaparak çapını azaltmak | ||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | neck i. | utanmazlık | ||
Konuşma Dili | neck f. | sıkıca kavrayarak sevgiyle öpmek | ||
Konuşma Dili | neck f. | kesiti daralmak | ||
Technical | ||||
Teknik | neck | kaplarda ağza yakın dar kısım | ||
Teknik | neck | muylu (merdane) | ||
Textile | ||||
Tekstil | neck i. | düğmelerde ipin bağlandığı sap kısmı | ||
Architecture | ||||
Mimarlık | neck i. | sütun kornişi | ||
Mimarlık | neck i. | sütunda başın hemen altındaki dar kısım | ||
Construction | ||||
İnşaat | neck i. | dik veya çift katlı bir duvarın her iki tarafına yerleştirilmiş, özel ölçüleri olan bir tuğla duvar | ||
İnşaat | neck | köprü | ||
Aeronautic | ||||
Havacılık | neck | kaplarda ağza yakın dar kıısm | ||
Mining | ||||
Maden | neck i. | değerli taşın dar ve dikey gövdesi | ||
Anatomy | ||||
Anatomi | neck i. | vücutta bir organ veya bölümün daralan kısmı | ||
Anatomi | neck i. | rahim boynu | ||
Anatomi | neck i. | serviks | ||
Dentistry | ||||
Diş Hekimliği | neck i. | dişin taç ve kök arasında kalan kısmı | ||
Printing | ||||
Baskı Teknikleri | neck i. | yazı tipi karakteri üzerinde yükseltilmiş eğim | ||
Gastronomy | ||||
Mutfak | neck | gerdan | ||
Marine Biology | ||||
Deniz Biyolojisi | neck i. | istiridye gibi çift kabuklu yumuşakçalarda emici boru | ||
Botanic | ||||
Botanik | neck i. | kabak gibi meyvelerin ince ucu | ||
Botanik | neck i. | bitkinin sapı ve kökü arasındaki varsayımsal sınır | ||
Botanik | neck | kök boynu | ||
Breeding | ||||
Hayvancılık | neck f. | (hayvanları) boynuna halat takarak gevşek bir şekilde birbirine bağlamak | ||
Geography | ||||
Coğrafya | neck | kıstak | ||
Geology | ||||
Jeoloji | neck i. | sönmüş volkanın ağzını kapatan ve çevresindeki kayaların aşınmasıyla ortaya çıkan katı lav bloğu | ||
Hunting | ||||
Silah/Atıcılık | neck | yivli silah kovanlarında çekirdeği kavrayan kısım | ||
Music | ||||
Müzik | neck i. | çalgı sapı | ||
Müzik | neck | yaylıçalgılarda sap | ||
Müzik | neck | telli çalgılarda sap | ||
Müzik | neck | yaylı ve telli çalgılarda sap | ||
Müzik | neck | sap | ||
Printery | ||||
Matbaa | neck i. | yazıcıda başı omuza bağlayan kısım | ||
British Slang | ||||
İngiliz Argosu | neck | öpüşmek | ||
İngiliz Argosu | neck | içmek |