tutturmak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

tutturmak



"tutturmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 55 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
tutturmak bond f.
General
tutturmak assert f.
tutturmak hasp f.
tutturmak stick together f.
tutturmak seam together f.
tutturmak be hung up on f.
tutturmak mount f.
tutturmak insist on f.
tutturmak latch f.
tutturmak cause to hold f.
tutturmak fasten f.
tutturmak root f.
tutturmak stereotype f.
tutturmak insist f.
tutturmak pin f.
tutturmak nail down f.
tutturmak catch f.
tutturmak nail f.
tutturmak attach with f.
tutturmak stick f.
tutturmak lasket f.
tutturmak nag f.
tutturmak rub in f.
tutturmak braid f.
tutturmak insist upon f.
tutturmak infix f.
tutturmak key f.
tutturmak clip f.
tutturmak clasp f.
tutturmak engage f.
tutturmak fix f.
tutturmak hold f.
tutturmak hold together f.
tutturmak affix f.
tutturmak importune f.
tutturmak hang f.
tutturmak catch f.
tutturmak embread [obsolete] f.
tutturmak hitch f.
tutturmak importunate [rare] f.
tutturmak peg f.
tutturmak shag f.
Phrasals
tutturmak knit up f.
tutturmak brace up f.
tutturmak stick down f.
tutturmak tie on f.
tutturmak fasten down f.
tutturmak fasten up f.
Technical
tutturmak attach f.
tutturmak anchor f.
tutturmak retain f.
tutturmak connect f.
tutturmak bind f.
tutturmak clasp f.
tutturmak clip f.

"tutturmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 239 sonuç

Türkçe İngilizce
General
bir şeyi başka bir şeye tutturmak için kullanılan nesne tie i.
iki parçayı birbirine tutturmak için kullanılan kıskaç alet hold-down i.
iki parçayı birbirine tutturmak için kullanılan kıskaç alet holddown i.
dikiş tutturmak hold a good job f.
tutturmak (belirli bir seviyeyi) come up to f.
toka ile tutturmak buckle f.
geçme ile tutturmak joggle f.
bir yere sıkıca tutturmak secure f.
uzun çivilerle tutturmak spike f.
kenarını tutturmak bind f.
iğneyle tutturmak fasten with pins f.
bantla tutturmak tape f.
tel ile tutturmak staple f.
toka ile tutturmak buckle on f.
iğneyle tutturmak pin up f.
çatal çivi ile tutturmak staple f.
tahta çivi ile tutturmak dowel f.
perçinle tutturmak rivet f.
kancayla tutturmak hook up f.
birbirine tutturmak engage f.
toka ile tutturmak clasp f.
dübel ile tutturmak pin f.
lehimle tutturmak solder f.
terane tutturmak chant f.
şişle tutturmak skewer f.
birbirine tutturmak brace f.
destek veya dirsekle tutturmak bracket f.
seloteyple tutturmak sellotape f.
halatla tutturmak guy f.
dikiş tutturmak maintain consistency f.
topluiğne ile tutturmak pin f.
zabıt tutturmak take the minutes down f.
zabıt tutturmak make the minutes taken f.
hedefi tutturmak achieve the target f.
hedefi tutturmak reach the target f.
hedefi tutturmak (kurşun vb) reach the target f.
hedefi tutturmak (kurşun vb) hit the target f.
standartı tutturmak maintain the standard f.
hayat standardı tutturmak maintain a standard of living f.
yaşam standardı tutturmak maintain a standard of living f.
sıkıca tutturmak fix f.
bir konuyu tutturmak have a one-track mind f.
lotoda 4 tutturmak get four numbers in the lottery f.
lotoda dört tutturmak get four numbers in the lottery f.
lotoda 5 tutturmak get five numbers in the lottery f.
lotoda beş tutturmak get five numbers in the lottery f.
şarkı tutturmak chant a song f.
hedefi tutturmak meet a target f.
(çivi/iğne ile) tutturmak tack f.
yeniden birbirine tutturmak rebrace f.
yeniden birbirine tutturmak re-brace f.
yeniden tutturmak reclasp f.
yeniden toka ile tutturmak reclasp f.
yeniden tutturmak refasten f.
tekrar tutturmak reimportune f.
iple tutturmak halter f.
iki malzeme arasında tutturmak quilt f.
çengelle tutturmak hank f.
eyer kayışı ile tutturmak breech f.
broşla tutturmak brooch f.
(pulu) yapıştırıcı kağıt ile tutturmak hinge f.
sıkıca tutturmak moor f.
düğmeyle tutturmak button f.
aşılarmış gibi birbirine tutturmak graft f.
kavrayarak tutturmak grip f.
bağlayarak tutturmak guard f.
senkron tutturmak için "heigh-ho" demek heigh-ho f.
aşırıya varacak derecede tutturmak overassert f.
birbirine tutturmak balter f.
(süt) kaymak tutturmak lapper [scotland] f.
ataş ile tutturmak paperclip f.
raptiye ile tutturmak paperclip f.
klipsle tutturmak clip f.
birbirine yakın şekilde tutturmak fay f.
uzun çivilerle tutturmak inoculate f.
(bir şeyi) ısrarla tutturmak press f.
ince telle birbirine tutturmak seize f.
nişasta kolası ile tutturmak starch [obsolete] f.
(piyangoyu) tutturmak strike f.
Phrasals
(bir şeyi bir yere) tutturmak tag on f.
düğüm atarak tutturmak tie off f.
kanca ile tutturmak hook on f.
(bir yere) tutturmak bolt down f.
(bir yere) tutturmak bolt something down f.
onu da isterim bunu da isterim diye tutturmak beset with (something) f.
(bir şeyi) yerine düğmelerle tutturmak/emniyete almak button down f.
(bir şeyi) yerine düğmelerle tutturmak/emniyete almak button something down f.
(bir şeyle) yüksek bir yere tutturmak suspend (someone or something) by (something) f.
(bir şeyle) yüksek bir yere tutturmak suspend something by something f.
sımsıkı tutturmak clasp (something) to (something) f.
birini ya da bir şeyi bir şeye tutturmak clasp someone or something to something f.
(bir şeyi başka bir şeye) tutturmak cement (something) on (something) f.
(bir şeyi başka bir şeye) tutturmak cement (something) on to something f.
(bir şeyi başka bir şeye) tutturmak cement something on f.
(bir şeyi bir şeye) tutturmak affix (something) to (something) f.
(bir şeyi birine veya bir şeye) tutturmak affix something to someone or something f.
bir şeyi yapıştırmak/tutturmak stick something down f.
bir şeyleri ip ile bağlamak/tutturmak rope something together f.
birbirine bağlamak/tutturmak splice something together f.
buz tutturmak ice something up f.
çivi ile tutturmak nail down f.
dikerek tutturmak stitch something up f.
diye tutturmak whine about f.
iğne/çivi ile sabitlemek/tutturmak pin something down f.
iğne/çivi ile sabitlemek/tutturmak nail something down f.
iğne ile tutturmak pin on f.
iğne ile tekrar tutturmak pin something back f.
iğneyle sıkıca tutturmak pin down f.
kancayla tutturmak/bitiştirmek hook something down f.
raptiye ile tutturmak tack something up f.
raptiye ile tutturmak tack something down f.
(bir şeyi bir yere) iliştirmek veya tutturmak tack down f.
çivi veya benzeri bir şeyle bir yere tutturmak peg down f.
yükseğe iliştirmek/tutturmak stick up f.
yüksek bir yere iliştirmek/tutturmak stick up f.
görünür yere iliştirmek/tutturmak stick up f.
bir şeyi görünür bir yere tutturmak/iliştirmek stick something up f.
görünür bir yere tutturmak/iliştirmek stick up f.
buz tutturmak freeze up f.
buz tutturmak frost up f.
(bir şeyi birine/bir şeye) kancayla tutturmak/bağlamak hook (something) onto (someone or something) f.
(bir şeyi birine/bir şeye) çengelle tutturmak hook (something) onto (someone or something) f.
kancayla/çengelle yerine tutturmak hook down f.
tekrar eden atışlarla hedefi ya da görüşü tutturmak zero in f.
'-e tutturmak pin to f.
bir şeyi bir şeye tutturmak pin something on something f.
bir şeyi bir şeye tutturmak pin something onto something f.
'-e sıkıca tutturmak latch on f.
(bir şeyi başka bir şeye) monte etmek/tutturmak mount (something) on (something else) f.
bir şeyi bir şeye tutturmak mount something on something f.
bir şeye tutturmak mount up f.
(bir şeyi) çiviyle tutturmak peg (something) up f.
çiviyle tutturmak peg up f.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne iğneyle tutturmak/asmak pin (something) up onto (something) f.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne firketeyle tutturmak pin (something) up onto (something) f.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne raptiyeyle asmak/tutturmak pin (something) up onto (something) f.
(bir şeyi bir şeye) perçinle bağlamak/tutturmak rivet (something) to (something) f.
(bir şeyi bir şeye) sıkıca bağlamak/tutturmak rivet (something) to (something) f.
(bir şeyi bir şeyle) tutturmak seam (something) with (something) f.
(bir şeyi bir şeye) raptiyeyle/çiviyle tutturmak tack (something) onto (something else) f.
yüksek bir yere/şeye tutturmak tack up f.
çiviyle/raptiyeyle tutturmak tack up f.
bir şeyi raptiyeyle/çiviyle tutturmak tack something up f.
(bir şeyi bir şeye) sıkıca tutturmak/takmak rivet (something) onto (something) f.
(bir şeyi bir şeye) sıkıca tutturmak tighten (something) onto (something else) f.
(kendini/birini/bir şeyi birine/bir şeye) tutturmak fasten (someone, something, or oneself) to (someone or something) f.
kancayla, çiviyle, mandalla tutturmak peg back f.
-e tutturmak affix to f.
-e tutturmak affix to f.
bir şeyi bir şeye tutturmak append something onto something f.
bir şeyi bir şeye tutturmak append something to something f.
'-e tutturmak append (something) onto f.
'-e tutturmak append (something) to f.
birini/bir şeyi tutturmak brace someone or something up f.
bir şeyi başka bir şeye tutturmak cement something on(to) something f.
bir şeyi başka bir şeye tutturmak cement something on f.
-e tutturmak cement on f.
sımsıkı tutturmak clasp to f.
(birinin/bir şeyin) üzerine tutturmak clip on (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) üzerine tutturmak clip onto (someone or something) f.
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerinde tutturmak clip something on someone or something f.
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerinde tutturmak clip something onto someone or something f.
sinyali, tonu yakalamak/tutturmak dial in f.
sinyali, tonu yakalamak/tutturmak dial into f.
birine/bir şeye bir şey tutturmak hang something on someone or something f.
birini/bir şeyi birine/bir şeye tutturmak fasten someone or something onto someone or something f.
birini/bir şeyi birine/bir şeye tutturmak fasten someone or something to someone or something f.
bir şeyi (bir şeye) tutturmak fasten something down (to something) f.
bir şeyi tutturmak fasten something up f.
(bir şeye) tutturmak fasten down to (something) f.
-e tutturmak fasten to f.
birine verdiği sözü tutturmak hold someone to something f.
(bir şeyi) tutturmak insist on (something) f.
(-e) bağlamak/tutturmak lash up f.
(birine/bir şeye) sıkıca tutturmak latch on to (someone or something) f.
(bir şeyi bir şeye) iğneyle tutturmak/asmak pin (something) up on (something) f.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne raptiyeyle asmak/tutturmak pin (something) up on (something) f.
geriye doğru tutturmak pin back f.
tokayla, iğneyle, raptiyeyle geriye doğru tutturmak pin back f.
-e iğneyle tutturmak/asmak pin up on f.
'-in üstüne raptiyeyle asmak/tutturmak pin up on f.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne tutturmak stitch (something) onto (something else) f.
-e tutturmak suspend by f.
-e raptiyeyle/çiviyle tutturmak tack onto f.
'-e tutturmak tie onto f.
(bir şeyi bir şeye) sıkıca tutturmak tighten (something) on (something else) f.
'-e sıkıca tutturmak tighten on f.
Colloquial
buz tutturmak ice up f.
Idioms
farklı/ayrı bir yol tutturmak/izlemek march to a different beat f.
farklı/ayrı bir yol tutturmak/izlemek march to a different drummer f.
ritim/tempo tutturmak pound a beat f.
ısrarla istemek/tutturmak put the acid on (someone) f.
ayarını tutturmak do something up brown f.
bir orta yol tutturmak steer a middle course f.
hesapları tutturmak balance the accounts f.
hesapları tutturmak balance the books f.
seri tutturmak be on the crest of a wave f.
dikiş tutturmak go through-stitch f.
müziğin ritmini/zamanlamasını tutturmak keep good time f.
(birinin/bir şeyin) ritmini tutturmak keep in time (with someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) zamanlamasını tutturmak keep in time (with someone or something) f.
farklı/ayrı bir yol tutturmak/izlemek march to (the beat of) a different drum f.
olmayacak bir şey için tutturmak cry/ask for the moon [uk] f.
olmayacak bir şey için tutturmak want the moon [uk] f.
ahengi tutturmak/yakalamak get in tune with (something) f.
aynı müzik tonunu tutturmak/yakalamak get in tune with (something) f.
Trade/Economic
hesap tutturmak reconciliation f.
faiz dışı hedefini tutturmak achieve primary surplus target f.
faiz dışı fazla hedefini tutturmak achieve primary surplus target f.
kasayı tutturmak balance the cash f.
Industry
bağlantı parçalarını tutturmak için borunun ucunda yer alan vida dişi makeup i.
Technical
eritilmiş camın ucunu tutturmak için kullanılan önceden ısıtılmış demir bait i.
(kapı, pencere vb. tutturmak amacıyla) merkezi eleman üzerinde dönen uzun parça button i.
ayakkabı tabanını ayakkabıya tutturmak için kullanılan küçük ahşap çivi shoe peg i.
destekle tutturmak bracket f.
dirsekle tutturmak bracket f.
tahta çivi ile tutturmak dowel f.
(toka/kopça ile) tutturmak buckle f.
ip halka ile tutturmak grummet f.
tutturaçla tutturmak chuck f.
Textile
giysi kenarlarını tutturmak için kullanılan malzeme binding i.
teyelle tutturmak tack f.
Construction
çarmıkları direklere tutturmak için kullanılan ahşap kiriş harpin i.
çarmıkları direklere tutturmak için kullanılan kısa iplerden ya da demir kıskaçlardan her biri harping i.
asmaları tuğla duvarlara tutturmak için kullanılan bahçe çivisi garden nail i.
kurşunla tutturmak lead f.
Railway
ray ve bağlantı plakasını birbirine tutturmak için vidalanan cihaz track spike i.
Marine
çarmıkları direklere tutturmak için kullanılan kısa iplerden ya da demir kıskaçlardan her biri cat-harpin i.
çarmıkları direklere tutturmak için kullanılan kısa iplerden ya da demir kıskaçlardan her biri cat-harping i.
çıpayı grivaya sıkıca tutturmak için çıpa gövdesinin altından ve etrafından geçirilen zincir ring stopper i.
rota tutturmak lay f.
yelken tutturmak bend f.
Military
(hedefi) tam tutturmak pinpoint f.
Sport
hedefi tutturmak hit f.
Music
bando takımındaki bir müzisyenin nota kitabını müzik aletine veya kendi koluna tutturmak için kullandığı lir şeklinde yaylı kelepçesi bulunan bir çubuk lyre i.
Bookbindery
yaprakları dikiş kullanarak birbirine tutturmak whipstitch f.
(yaprakları) ciltlenen kenara atılan dikişle birbirine tutturmak overcast f.
Archaic
aşılar gibi birbirine tutturmak graff f.
Engineering
(cıvatayı) çatal pim ile tutturmak forelock f.