surface! - Türkisch Englisch Wörterbuch

surface!

Bedeutungen, die der Begriff "surface!" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
surface n. yüzey
She swam below the surface of the water.
Su yüzeyinin altında yüzdü.

More Sentences
General
surface n. yüz
The cube had pictures on all six surfaces.
Küpün altı yüzünde de resimler yer alıyordu.

More Sentences
surface area n. yüzölçümü
Some of these regions are larger, in terms of surface area and population, than the small Member States.
Bu bölgelerden bazıları yüzölçümü ve nüfus bakımından küçük Üye Devletlerden daha büyüktür.

More Sentences
surface n. yüzey alanı
However, this transition has closed today for all surface area premiums.
Ancak bu geçiş bugün tüm yüzey alanı primleri için kapanmıştır.

More Sentences
surface n. yüzey
I noticed a scratch on the surface of the counter.
Tezgahın yüzeyinde bir çizik fark ettim.

More Sentences
surface waters n. yüzey suları
In addition, an assessment criterion for drinking water originating from surface water is lacking.
Buna ek olarak, yüzey suyundan kaynaklanan içme suyu için bir değerlendirme kriteri eksiktir.

More Sentences
surface v. su yüzüne çıkmak
The famous orca Tina surfaced near Iceland.
Ünlü katil balina Tina İzlanda yakınlarında su yüzüne çıktı.

More Sentences
surface v. yüzeye çıkmak (denizaltı)
Fadil's body surfaced under the bridge.
Fadıl'ın cesedi köprünün altında yüzeye çıktı.

More Sentences
surface v. ortaya çıkmak
The famous crime lord surfaced again in Peru.
Tanınmış mafya babası Peru'da yeniden ortaya çıktı.

More Sentences
surface v. yataktan çıkmak
Oh, so you’ve finally decided to surface?
Oo, sonunda yataktan çıkmaya karar verdin demek?

More Sentences
surface v. asfaltlamak
Our street is being surfaced, so I can’t take my car out.
Sokağımız asfaltlanıyor, bu yüzden arabamı dışarı çıkaramıyorum.

More Sentences
surface adj. yüzey
Keep your work surface clean at all times.
Çalışmakta olduğunuz yüzeyi daima temiz tutun.

More Sentences
surface adj. görünüşteki
Underneath the surface calm, she felt outraged.
Görünüşteki sakinliğinin altında, öfkelendiğini hissetti.

More Sentences
on the surface adv. görünüşte
This problem seems to be easy on the surface, but it's really difficult.
Bu problem görünüşte kolay gibi ama gerçekten zor.

More Sentences
on the surface adv. yüzeyde
It also decomposes on the surface of marshland.
Ayrıca bataklık yüzeyinde de ayrışır.

More Sentences
on the surface adv. görünürde
The intentions set out in this resolution appear, at least on the surface, to be good.
Bu kararda ortaya konan niyetler, en azından yüzeysel olarak, iyi görünmektedir.

More Sentences
surface n. alan
contracted surface n. büzülmüş yüzey
surface n. zevahir
earth surface n. yeryüzü
surface engineering n. yüzey işlemleri
furniture surface n. mobilya yüzeyi
evaporative surface n. buharlaşan yüzey
earth's surface n. yeryüzü
surface n. suüstü
surface mail n. adi posta
upper surface n. üzeri
flat surface n. tabla
surface n. dış görünüş
horizontal surface n. yatay yüzey
wet surface n. ıslak yüzey
surface n. yeryüzü
lateral surface n. yanal yüzey
flat surface n. tahta
surface n. dış yüz
surface n. üst
surface n. görünüş
geometrical surface n. geometrik yüzey
surface n. düzey
surface to air missile n. satıhtan hava hedeflerine atılan füze
vertical surface n. dik yüzey
wear and surface processing n. aşınma ve yüzey işlemleri
rough surface n. pürüzlü yüzey
exterior surface n. dış yüzey
outer surface n. dışyüz
surface mining n. açık işletme
surface n. yüz (suya/sıvıya ait)
condition of surface n. yüzey durumu
surface mail n. kara veya denizden giden posta
surface installations n. yerüstü tesisleri
paved surface n. asfaltla kaplı yüzey
wave surface n. dalga yüzü
surface n. bir şeyin üst kısmı
inner surface n. iç yüzey
surface n. dış
outer surface n. üzeri
sea surface temperature n. deniz yüzeyi sıcaklığı
surface n. satıh
surface plating n. yüzey kaplama
surface coating n. yüzey kaplama
surface shading n. yüzey gölgeleme
above the surface of the ground n. yerüstünde
surface technology n. yüzey teknolojisi
uneven surface n. bozuk zemin
rough surface n. bozuk zemin
flat surface n. düz zemin
smooth surface n. düz zemin
surface survey n. yüzey araştırması
surface research n. yüzey araştırması
surface analysis n. yüzey araştırması
back surface n. arka yüzey
surface texture n. zemin dokusu
surface texture n. yüzey dokusu
dull surface n. donuk yüzey
slippery surface n. kaygan yüzey
surface irrigation n. yüzey sulaması
grate surface n. ızgara yüzeyi
habitable surface n. oturulabilir alan
surface activity n. yüzey aktivitesi
phreatic surface n. yeraltı su tablası
uneven surface n. pürüzlü yüzey
scrubbing surface n. çalılık yüzey
scrubbing surface n. fundalık yüzey
surface n. yüzölçümü
surface n. üst yüz
undulating surface n. engebeli yüzey
undulating surface n. dalgalı yüzey
inland surface transport n. yurt içi deniz ve kara taşımacılığı
surface water n. yüzey suyu
surface cause n. görünen neden
surface water n. yerüstü suyu
general surface cleaning products n. genel yüzey temizlik ürünleri
dirt surface n. toprak zemin/yüzey
surface street n. ara cadde
sound surface n. sağlam yer/yüzey
electric surface heating n. elektrikli yüzey ısıtma
surface interval n. yüzey bekleme aralığı (dalgıçların iki dalış arasında yüzeyde geçirmek zorunda oldukları süre)
surface interval n. yüzey beklemesi (dalgıçların iki dalış arasında yüzeyde geçirmek zorunda oldukları süre)
surface layer n. zemin tabakası
surface arts n. yüzey sanatları
shiny surface n. parlak yüzey
icy surface n. buzlu yüzey
decision surface n. karar yüzeyi
total area of surface n. yüzeyin toplam alanı
fabric surface n. kumaş yüzeyi
dirty surface n. kirli yüzey
main surface n. ana yüzey
surface plate n. yüzey plakası
imaginery surface n. hayali yüzey
door surface n. kapı yüzeyi
red surface n. kızıl yüzey
red surface n. kırmızı yüzey
surface lift n. kayakçıların ayaklarının zeminde sabit kalarak taşındığı bir kablolu taşıma aracı
surface lift n. kayakçıların çekilerek taşınması
surface integrity n. yüzey tamlığı
surface integrity n. yüzey bütünlüğü
glass surface n. cam zemin
sub-surface life n. yeraltında bulunan yaşam
surface life n. yüzeyde bulunan yaşam
surface n. sığ tip
surface n. derinlikten yoksun insan
surface n. yüzeysel iş
surface n. uçak kanat yüzeyi
surface n. uçak kanadı
surface n. (demir yolu raylarında) düzgünlük
surface n. baskı yüzeyi
surface n. düz yüzeyli masa
surface n. düz yüzeyli stand
surface n. kamusal bilgi
surface n. halka açık bilgi
surface mail n. kara yolu kargo hizmeti
surface mail n. deniz yolu kargo hizmeti
delicate surface n. hassas zemin
surface v. düzletmek
scratch the surface v. ilk adımı atmak
surface v. meydana çıkmak
surface v. kaplamak (yolu bir maddeyle)
surface v. üzerine yüz kaplamak
surface v. yüzeyini kaplamak
surface v. denizaltı suyun üstüne çıkmak
surface v. cilalamak
surface v. yüzeye çıkarmak (denizaltı)
change surface v. yüzeyini değiştirmek
surface v. düzleştirmek
surface v. suyun yüzüne çıkmak (balık/denizaltı)
come to the surface v. yüze çıkmak
bring to surface v. yüzeye getirmek
bring to surface v. yüzeye çıkarmak
surface v. yüzeye çıkmak
surface v. yol vb'yi sert bir madde ile kaplamak
surface v. perdahlamak
rise to the surface v. yüzeye çıkmak
rise to the surface v. ortaya çıkmak
contact the surface v. yüzeye temas etmek
surface v. su yüzeyine çıkarmak
drill a hole on the surface v. yüzeye delik açmak
come to surface v. su yüzüne çıkmak
pull something under the surface v. yüzeyin altına çekmek
surface into consciousness v. (duygu/düşünce) fark edilebilmek
surface into consciousness v. bilinç yüzeyine çıkmak
surface into consciousness v. bilinç barajını aşmak
surface v. (kereste) planyalamak
surface v. (kereste) tıraşlamak
surface v. yüzeye vermek
surface v. (altın arayıcısı) yüzeyde çalışmak
surface v. (altın arayıcısı) karada çalışmak
surface v. ifşa etmek
surface v. bilinir kılmak
surface v. duyurmak
surface v. açıklamak
surface v. gün yüzüne çıkarmak
surface v. maden kazmak
surface v. maden açmak
surface v. açığa çıkmak
surface v. türemek
surface v. kendini göstermek
surface v. saklanmaya son vermek
surface v. bulunmak
surface v. görünmek
surface v. boy göstermek
surface adj. sathi
surface adj. görünüşte
surface adj. yüzeysel
surface-mounted adj. yüzeye monte
surface adj. yüzeyde kullanılan
surface adj. yüzeysel
surface adj. yüzeyde bulunan
surface adj. yüzeyde yer alan
surface adj. yüzeye göre tasarlanan
surface adj. karada kullanılan
surface adj. karasal
surface adj. karada kullanım için tasarlanan
surface adj. yeryüzünde bulunan
surface adj. karada bulunan
surface adj. karada konuşlanan
surface adj. kara veya deniz yolu ile taşınan (posta)
surface adj. deniz veya kara yolu ile taşınan posta olarak işlem gören
surface adj. yüzeye karşı hareket eden
surface adj. yüzeyde faaliyet gösteren
surface adj. yüzeyde çalışmış
surface adj. yüzeye yakın çalışmış
surface adj. yüzey ile ilgili
surface adj. yüzey üzerinde olan
surface adj. eksternal
surface adj. harici
surface adj. dışsal
surface adj. dışla ilgili
surface adj. dıştan olan
surface adj. cümlenin yüzey yapısına ait veya ilgili
on the surface of the water adv. suyun yüzünde
on the surface of the water adv. suyun yüzü
beneath the surface adv. yüzeyin altında
below the surface adv. yüzeyin altında
Phrasals
raise someone or something to the surface v. yüzeye çıkarmak
Phrases
on the surface at least expr. en azından görünüşte
Colloquial
surface v. uyanmak
surface v. kalkmak
surface v. ayağa dikilmek
Idioms
look beneath the surface v. (meselenin/konunun) derinine/özüne inmek/bakmak
look beneath the surface v. (meselenin/konunun) derinine/özüne odaklanmak/yoğunlaşmak
look beneath the surface v. derinlemesine incelemek
look beneath the surface v. görüneni değil altında yatan/içini/özünü görmeye/anlamaya çalışmak
scratch the surface v. derinlere inmemek
scratch the surface v. yüzeyde kalmak
skim the surface (of something) v. (bir şeyi) yüzeysel olarak yapmak
skim the surface (of something) v. (bir şeyi) üstünkörü yapmak
skim the surface (of something) v. (bir şeyi) yüzeysel olarak anlamak
skim the surface (of something) v. (bir şeyi) üstünkörü anlamak
skim the surface (of something) v. (bir şeyle) yüzeysel olarak ilgilenmek
skim the surface (of something) v. (bir şeyle) üstünkörü ilgilenmek
skim the surface (of something) v. (bir şeyin) üzerinden yüzeysel olarak geçmek
skim the surface (of something) v. (bir şeye) üstünkörü değinmek
skim the surface (of something) v. (bir şeye) yüzeysel olarak değinmek
skim the surface (of something) v. (bir şeye) yüzeysel/üstünkörü bir giriş yapmak
raise to the surface v. yüzeye çıkarmak
scratch the surface (of something) v. (bir şeyin) üzerinden yüzeysel olarak geçmek
scratch the surface (of something) v. (bir şeyin) derinine inmemek
scratch the surface (of something) v. (bir şeyi) yüzeysel olarak yapmak
below the surface adv. (meselenin/konunun) derinine/özüne
below the surface adv. içinde/derinlerde bir yerde
below the surface adv. görüntüsünün/görünüşünün altında
beneath the surface adv. (meselenin/konunun) derinine/özüne
beneath the surface adv. içinde/derinlerde bir yerde
beneath the surface adv. görüntüsünün/görünüşünün altında
below the surface expr. görünenin arkasında/altında
below the surface expr. içinde
below the surface expr. derinlerde bir yerde
below the surface expr. yüzeyin altında
beneath the surface expr. görünenin arkasında/altında
beneath the surface expr. içinde
beneath the surface expr. derinlerde bir yerde
beneath the surface expr. yüzeyin altında
Trade/Economic
working surface n. çalışma yüzeyi
surface impoundment n. yüzey havuzu
classification by surface appearance n. yüzey görünümüne göre sınıflandırma
Politics
keep waiting on a cold surface v. soğuk zeminde bekletmek
Tourism
surface travel n. adi seyahat
surface travel n. karayolu seyahati
Technical
anionic surface active agent n. anyonik yüzey aktif madde
wearing surface coat n. aşınma tabakası
wearing surface n. aşınma yüzeyi
bonding surface n. aderans yüzeyi
minimum surface temperatures n. asgari yüzey sıcaklıkları
acoustic surface wave n. akustik yüzey dalgası
aliphatic non-ionic surface active agent n. alifatik iyonik olmayan yüzey aktif madde
asphalt plank wearing surface n. asfalt yol kaplama
erosion surface n. aşınma yüzeyi
differential surface refractometer n. ayrımlı yüzey kırılımölçeri
anlonic surface active agent n. anyonik yüzey aktif madde
surface of adherence n. aderans yüzeyi
surface spread of flame n. alevin yüzeye yayılması
parting surface n. ayırma yüzeyi
shear surface n. ayırma yüzeyi
adherence surface n. aderans yüzeyi
asphalt surface course n. asfalt satıh kaplaması
apparent surface n. açık yüzey
developable surface n. açılabilir yüzey
surface mail n. adi posta
active surface of sliding n. aktif kayma sathı
active surface n. aktif yüzey
hot surface n. alkalin yüzey
loss in mass after sub-surface abrasion n. alt yüzeyin aşındırılmasından sonra kütle kaybı
calorized surface n. alüminyum emdirilmiş yüzey
surface density of anodic oxidation coatings n. anodik oksit kaplamaların yüzey yoğunluğu
aplanatic surface n. aplanatik yüzey
surface tension n. arayüzey gerilimi
abrasive surface n. aşındırıcı yüzey
abraded surface n. aşınık yüzey
wearing surface n. aşınma sathı
overpolished surface n. aşırı parlatılmış yüzey
refractory surface n. ateşe dayanıklı yüzey
shear surface n. ayırma sathı
cup-and-cone fracture surface n. bardak-kapaksı kırılma yüzeyi
infeed surface grinding n. beslemeli yüzey taşlama
copper plated surface n. bakır kaplı yüzey
storage surface n. bellek yüzeyi
extended surface n. büyütülmüş yüzey
surface of concrete n. beton yüzeyi
surface planning machines with cutter-block for one-side dressing n. bir yüzü işleyen bıçak milli planya makinesi
test method using an enveloping measurement surface over a reflecting plane n. bir yansıtma düzlemi boyunca çevreleyici ölçme yüzeyi kullanılarak yapılan deney yöntemi
large-surface form panel n. büyük yüzeyli kalıp panosu
contaminated surface n. bulaşık yüzey
surface of evaporation n. buharlaşma yüzeyi
flat specimen with large test surface area n. büyük yüzey alanlı düz deney numunesi
median surface of a slot n. bir kanalın orta düzlemi
coaxial double ring test on flat specimens with large test surface areas n. büyük deney yüzey alanlı düz deney parçalarında aynı eksenli çift halka deneyi
bituminous surface treatment n. bitümlü sathı kaplama
generating surface n. buhar üretme yüzeyi
contracted surface n. büzülmüş yüzey
end surface n. bitiş yüzeyi
determination of carbon on the inner surface of copper tubes or fittings by combustion method n. boru veya boru bağlantı parçalarının iç yüzeyindeki karbonun yakma metodu ile belirlenmesi
contact surface n. conta yerleşim yüzeyi düzlemi
abraded surface n. çizik yüzey
hot surface n. çok emici yüzey
glass surface n. cam yüzeyi
precipitate surface n. çökelti yüzeyi
liquidated surface n. çıkıntı kusurlu yüzey
impact-absorbing surface n. çarpma etkisini azaltan yüzey
work surface n. çalışılan yüz
crack surface n. çatlak yüzeyi
smooth surface n. cilalı satıh
surface of double curvature n. çift eğrilikli yüzey
crack surface displacement n. çatlak yüzeyi kayması
surface micromachining n. çok ince yüzey işlemesi
work surface n. çalışma yüzeyi
hollow surface n. çukur yüzey
wave surface n. dalga yüzeyi
outer metal surface n. dış metal yüzey
pitted surface n. çukurcuklanmış yüzey
circular surface n. dairesel yüzey
circular sliding surface n. dairesel kayma yüzeyi
internal surface temperature n. dahili yüzey sıcaklığı
leaning surface n. dayanma yüzeyi
deep etched surface n. derin dağlanmış yüzey
supporting surface n. destek yüzey
convex surface n. dışbükey yüzey
exterior surface n. dış yüz
exterior surface n. dış yüzey
contact surface n. değme yüzeyi
dull surface n. donuk yüzey
surface of revolution n. dönme yüzeyi
flat surface n. düz saha
surface plate n. doğrultma plakası
original ground surface n. doğal zemin yüzeyi
rubbed surface n. düzlenmiş yüzey
flat surface n. düz yüz
vertical surface grinding n. dikey yüzey taşlama
plane surface n. düz yüz
flattened surface n. düzleştirilmiş yüzey
sandpaper surface n. dişli yüzey
surface of revolution n. dönel yüzey
plane surface of sliding n. düzlemsel kayma yüzeyi
bottom surface of the slab n. döşemenin alt yüzeyi
surface of the earth n. dünya yüzeyi
temperature of touchable surface n. dokunulabilen yüzey sıcaklığı
wall surface n. duvar yüzeyi
surface grinding machine n. düzlem taşlama tezgahı
level surface n. düz yüzey
surface plate n. düz yüzey
plane surface n. düzgün yüzey
rectangular or square cast iron surface plates n. dikdörtgen veya kare şekilde dökme demir yüzey plakaları
plane surface n. düzlem yüzey
touchable hot surface n. dokunulabilir sıcak yüzey
low-temperature reusable surface insulation n. düşük sıcaklıkta yeniden kullanılabilir yüzey yalıtımı
floor surface n. döşeme sathı
dynamic surface tension n. dinamik yüzey gerilimi
temperature of touchable surface n. dokunulabilen yüzeyin sıcaklığı
textured surface n. dokulu yüzey
vertical surface broaching machine n. düşey tığ çekme tezgahı
surface plate n. düzleme tablası
floor surface n. döşeme yüzeyi
saturated surface dry weight n. doygun yüzey kuru ağırlığı
screening surface n. eleme yüzeyi
equiphase wave surface n. eş fazlı dalga yüzeyi
determination of surface insulation resistance of electrical sheet and strip n. elektriksel levha ve şeritin yüzey izolasyon direncinin belirlenmesi
electric surface density n. elektrik yüzey yoğunluğu
equipotential surface n. eşit potansiyelli yüzey
heat-exchanger surface n. eşanjör yüzeyi
erosion surface n. erozyon sathı
curved surface n. eğri yüzey
matching surface n. eş yüz
impregnated surface n. emdirik yüzey
inclined rock surface n. eğik kaya sathı
impregnated surface n. emprenye yüzey
curved surface n. eğmeçli yüzey
inclined surface n. eğimli yüzey
impregnated surface n. emdirilmiş yüzey
high-gloss anodised aluminum surface n. eloksal kaplanmış yüksek parlaklı alüminyum yüzey
handfed surface planning machine n. elle beslemeli planya makinesi
anodized surface n. eloksallı yüzey
display surface n. ekran yüzeyi
epoxy glass cloth surface n. epoksi cam kumaş yüzey
active surface of sliding n. etkin kayma yüzeyi
effective surface resistance n. etkin yüzey direnci
Gaussian surface n. Gauss yüzeyi
influence surface n. etki alanı
evaporator heating surface n. evaporatör ısıtma yüzeyi
milling surface finish n. frezelenmiş yüzey durumu
limits of surface irregularities of ferrite cores n. ferrit çekirdeklerinin yüzey düzensizliğinin sınırları
functional surface n. fonksiyonel yüzey
active surface n. etkin yüzey
brush contact surface n. fırça temas yüzeyi
effective grate surface n. etkin ızgara yüzeyi
detectable warning surface n. fark edilebilir ikaz/uyarı yüzeyi
dimpled fracture surface n. gamzeli kırılma yüzeyi
gassy surface n. gazlı yüzey
porous surface n. gözenekli yüzey
finned surface n. genişletilmiş yüzey
volume-surface relation n. hacim-yüzey ilişkisi
extended surface n. genişletilmiş yüzey
non-porous surface n. gözeneksiz yüzey
apparent surface n. görünür yüzey
airfield surface n. hava alanı yüzeyi
walking beam crude oil surface pumping unit n. hareketli kirişli yerüstü hampetrol üretim pompa ünitesi
measurement of airborne noise by the enveloping surface method n. havayla yayılan gürültünün yüzey kaplama metodu ile ölçülmesi
air-to-surface missile n. havadan yere füze
reservoir surface n. hazne yüzeyi
air to surface missile n. havadan satha füze
screw surface n. helezon yüzü
heat transfer surface n. ısı transfer yüzeyi
radiant surface n. ışınlı yüzey
texture or surface mapping n. iki boyutlu görüntüyü üç boyutlu bir nesneye sarma
wet surface n. ıslak yüzey
work pieces surface characteristics n. iş parçaları yüzey karakteristikleri
non-ionic surface active agent n. iyonik olmayan yüzey aktif madde
non-ionic surface active agents n. iyonik olmayan yüzey aktif maddeler
nonwettable surface n. ıslanmaz yüzey
heat exchange surface n. ısı değiştirme yüzeyi
interior surface n. iç yüz
interior surface n. iç yüzey
isobar surface n. izobar yüzey
microetched surface n. içdağlanmış yüzey
surface noise n. iğne hışırtısı
internal surface n. iç yüzey
heat-exchanger surface n. ısı değiştirici yüzeyi
heat exchange surface n. ısı dönüştürücü yüzey
initial surface absorption n. ilk yüzey emmesi
heating surface n. ısıtma yüzeyi
inner surface n. iç yüzey
radiant surface n. ısıyayan yüzey
workpiece surface quality n. iş parçasının yüzey kalitesi
surface film n. kaplama tabakası
pitted surface n. karincalanmış yüzey
composite surface of failure n. karmaşık kopma yüzeyi
finned surface n. kanatçıklı yüzey
die surface n. kalıp yüzeyi
rough surface n. kaba yüzey
value of the envolope-specific surface area n. kapalı-özgül yüzey alanı değeri
Gaussian surface n. kapalı yüzey
ductwork surface area n. kanal yüzey alanı
road and airfield surface characteristics n. karayolu ve hava alanı yüzey özellikleri
closed surface n. kapalı yüzey
pavement surface n. kaplama sathı
coated glass surface n. kaplanmış cam yüzey
carburized surface n. karbonlanmış yüzey
duct surface area n. kanal yüzey alanı
composite surface of failure n. karmaşık kopma sathı
mould surface n. kalıp yüzeyi
ascending surface n. kalkan yüzey
decarburized surface n. karbonsuzlaşmış yüzey
ribbed surface n. kaburgalı yüzey
measurement of ductwork surface area n. kanal yüzey alanının ölçülmesi
surface film n. kaplama katmanı
pavement surface n. kaplama yüzeyi
surface of least resistance to sliding n. kaymaya karşı en küçük direnç düzlemi
inclination of the failure surface n. kırılma düzlemi meyili
surface ignition engine n. kızma kafalı makine
sliding-surface n. kayma yüzeyi
nonskid surface n. kaydırmaz yüzey
inclination of the surface of sliding n. kayma sathının meyili
antiskidding surface n. kaymaz yüzey
fracture surface n. kırılma yüzeyi
slipping surface n. kaygan satıh
boiler heating surface n. kazan ısıtma yüzeyi
surface of sliding n. kayma yüzeyi
hot surface n. kızgın yüzey
surface of rupture n. kırılma yüzeyi
broken sliding surface n. kırıklı kayma sathı
fracture surface n. kırık yüzey
surface of failure n. kırılma yüzeyi
shape of the surface of sliding n. kayma yüzeyinin biçimi
cationic surface active agent n. katyonik yüzey etkin madde
sliding-surface n. kayma sathı
surface of least resistance to sliding n. kaymaya karşı en küçük mukavemet düzlemi
sliding surface n. kayma yüzeyi
vibration at the grip surface n. kavrama yüzeylerindeki titreşim
inclination of the surface of sliding n. kayma yüzeyinin eğimi
critical surface tension of solid surface n. katı yüzeyin kritik yüzey gerilimi
grip surface n. kavrama yüzeyi
abraded surface n. kazınık yüzey
guide surface n. kılavuzlama yüzeyi
inclination of the sliding surface n. kayma yüzeyinin eğimi
slip surface n. kayma sathı
chemical or electrolytic surface treatments n. kimyasal veya elektrolitik yüzey işlemleri
surface of sliding n. kayma düzlemi
slip surface n. kayma yüzeyi
surface of shear n. kesme yüzeyi
fracture surface markings n. kırılma yüzeyi izleri
wet surface n. kazanın su tarafı
cationic surface active agent n. katyonik yüzeyetkin madde