tahta - Türkisch Englisch Wörterbuch

tahta

Bedeutungen von dem Begriff "tahta" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 16 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
tahta wood n.
When preparing food at home, should I use a plastic or wood cutting board?
Evde yemek hazırlarken plastik mi yoksa ahşap kesme tahtası mı kullanmalıyım?

More Sentences
General
tahta blackboard n.
The teacher wrote English sentences on the blackboard.
Öğretmen tahtaya İngilizce cümleler yazdı.

More Sentences
tahta plank n.
I'm going to put a plank on the ground.
Yere bir tahta koyacağım.

More Sentences
tahta wood n.
Attach a piece of the wood in every corner and this will be the frame.
Her köşeye bir parça tahta takın ve bu çerçeve olacaktır.

More Sentences
tahta timber n.
The timbers in the house frame decayed due to the weather conditions.
Evin iskeletindeki tahtalar hava koşulları nedeniyle çürümüştü.

More Sentences
tahta board n.
Thematically, the stories are more complex than board books.
Tematik olarak, hikayeler tahta kitaplardan daha karmaşıktır.

More Sentences
Technical
tahta wood n.
Open concept stainless kitchen and wide-plank wood floors.
Açık konsept paslanmaz mutfak ve geniş tahta ahşap zeminler.

More Sentences
tahta board n.
As a coating, you can use ordinary plywood, boards, polypropylene and other options.
Kaplama olarak sıradan kontrplak, tahta, polipropilen ve diğer seçenekleri kullanabilirsiniz.

More Sentences
General
tahta piece of wood n.
tahta flat surface n.
tahta xylo n.
tahta stick n.
tahta wid [scotland] n.
tahta wode n.
tahta swale [dialect] n.
tahta wooden adj.

Bedeutungen, die der Begriff "tahta" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
tahta çıkma accession n.
His accession to the throne has led him to limitless power.
Tahta çıkması, ona sınırsız bir güç kazandırdı.

More Sentences
uzun tahta batten n.
tahta çıkmak accede v.
tahta döşemek board v.
General
tahta bacak wooden leg n.
A mother with a wooden leg and glass eye is coming.
Tahta bacaklı ve cam gözlü bir anne geliyor.

More Sentences
tahta kaldırım boardwalk n.
Atlantic City is famous for its boardwalk.
Atlantic City tahta kaldırımıyla ünlüdür.

More Sentences
tahta kaplama boarding n.
Mr. Palmer secured his house from the hurricane by boarding up his windows.
Bay Palmer kasırgadan önce pencerelerine tahta çakarak evini sağlama aldı.

More Sentences
uzun tahta plank n.
The workers were working on planks to build the wall.
İşçiler, duvarı inşa etmek için uzun tahtalar üzerinde çalışıyordu.

More Sentences
tahta nefesli çalgı woodwind n.
The woodwinds need to play together.
Tahta nefesli çalgıların birlikte çalması gerekiyor.

More Sentences
kara tahta blackboard n.
I erased the blackboard for the teacher.
Öğretmen için kara tahtayı sildim.

More Sentences
tahta kutular wooden boxes n.
Tom kicked the wooden box.
Tom tahta kutuyu tekmeledi.

More Sentences
tahta oyuncaklar wooden toys n.
Tom is playing with his wooden toys.
Tom tahta oyuncaklarıyla oynuyor.

More Sentences
tahta at wooden horse n.
She carried the wooden horse with her.
Tahta atı yanında taşıdı.

More Sentences
tahta düğme toggle n.
The toggles on this coat were fake.
Bu paltodaki tahta düğmeler imitasyondu.

More Sentences
tahta tabak wooden plate n.
We sell metal, paper, and wooden plates.
Metal, kağıt ve tahta tabaklar satarız.

More Sentences
domino oyunu (tahta oyunu) dominoes n.
Pai Gow is a Chinese game of dominoes.
Pai Gow bir Çin domino oyunudur.

More Sentences
akıllı tahta smart board n.
They are equipped with modern smart boards, projectors, desktop computers, microphones and high speed network access.
Modern akıllı tahtalar, projektörler, masaüstü bilgisayarlar, mikrofonlar ve yüksek hızlı ağ erişimi ile donatılmıştır.

More Sentences
tahta takunya wooden clog n.
The Netherlands is famous for its windmills, tulips, wooden clogs and canals.
Hollanda yel değirmenleri, laleleri, tahta takunyaları ve kanalları ile ünlüdür.

More Sentences
tahta ayakkabı wooden shoe n.
The Netherlands is famous for its wooden shoes.
Hollanda tahta ayakkabılarıyla ünlüdür.

More Sentences
tahta silgisi rubber n.
Hand me the rubber, will you?
Tahta silgisini bana uzat, olur mu?

More Sentences
tahta baskı woodcut n.
The artist created a beautiful woodcut of the landscape.
Sanatçı manzaranın güzel bir tahta baskısını yaptı.

More Sentences
tahta golf sopası wood n.
You should prefer a wood; that's a long-distance shot.
Tahta golf sopası tercih etmelisin; bu uzun mesafeli bir atış.

More Sentences
tahta çıkarmak enthrone v.
The newly crowned king was enthroned in an elaborate ceremony.
Tacını yeni giyen kral, ihtimam dolu bir törenle tahta çıkarıldı.

More Sentences
Technical
beyaz tahta whiteboard n.
Use the Surface Hub pens to write on the whiteboard.
Beyaz tahtaya yazmak için Surface Hub kalemlerini kullanın.

More Sentences
kara tahta chalkboard n.
The teacher started to write on the chalkboard.
Öğretmen kara tahtaya yazı yazmaya başladı.

More Sentences
tahta çakarak kapatmak board up v.
Shopkeepers boarded up their windows.
Dükkan sahipleri pencerelerini tahta çakarak kapattılar.

More Sentences
General
karyolanın başucundaki tahta headboard n.
saplı tahta bezi mop n.
çıkma (tahta) accession n.
tahta perde partition n.
demir ya da tahta parmaklık bar n.
tahta kanepe settle n.
tahta perdeyle fence in n.
sırık (tahta parmaklıktaki yatay) railing n.
tahta çivi dowel n.
tahta döşeme floor n.
tahta fırçası scrubbing brush n.
tahta oturuş enthronement n.
tahta kaplama wainscotting n.
tahta çivi ile tutturma doweling n.
tahta basma kalıbı woodblock n.
ayakucundaki tahta (karyolanın) footboard n.
tahta kaplama paneling n.
elyaftan yapılmış tahta fiberboard n.
tahta bacak stump n.
kara tahta board n.
tahta bezi floor cloth n.
tahta sandık ark n.
tezgah (kasabın üstünde et kestiği kalın tahta) slab n.
tahta silgisi duster n.
sırık (tahta parmaklıktaki yatay) rail n.
taş tahta slate n.
tahta kaplama panelling n.
tahta çıkarma enthronement n.
tahta baskı woodprint n.
tahta kalıpla basılmış estamp woodcut n.
özellikle tahta bir kutu içinde çapa yerine denize atılan büyükçe taş killick n.
döşemelik tahta plank n.
tahta bezi scrubbing cloth n.
tahta yaya kaldırımı (kum/bataklık vb üzerindeki) boardwalk n.
tahta silgisi blackboard eraser n.
baraka (tahta) hovel n.
tahta mozaik inlay n.
tahta bacak pegleg n.
tahta ayakkabı clog n.
parmaklık çubuğu (tahta) pale n.
tahta at cockhorse n.
tahta çıkartma enthroning n.
tahta kalıptan resim basma xylography n.
tahta peynirlik coaster n.
ensiz tahta parçası batten n.
tahta çivi peg n.
tahta çatı kiremidi shingle n.
tahta parçası batten n.
tahta sileceği blackboard eraser n.
tahta baskı kalıbı woodcut n.
çürük tahta punk n.
tahta bezi swab n.
tahta (enli) plank n.
tahta kaplı boarding n.
tahta düz tabak platter n.
tahta parmaklık boarding n.
tahta bezi floorcloth n.
tahta oymacılığı wood engraving n.
tahta fırçası scrub brush n.
tahta kiremit shingle n.
tahta silgisi chalk eraser n.
parmaklık çubuğu (tahta) paling n.
yatağın başındaki tahta headboard n.
tahta perde hoarding n.
ince tahta parçası batten n.
tahta perde billboard n.
tahta resim kalıbı woodcut n.
tahta perde fence n.
tahta tuval panel n.
tahta taşımak için kullanılan kutu woodbox n.
tahta kuş yuvaları birdhouses n.
tahta kazık trenail n.
tahta antika eşya treen n.
tahta kanca trenail n.
tahta yuvarlakla oynanan dokuz kuka oyunu ninepins n.
tahta yuvarlakla oynanan dokuz kuka oyunu ninepin n.
çit tamiri için verilen tahta ödeneği haybote n.
eğri tahta hame n.
çitlerin tamiri için verilen tahta ödeneği hedgebote n.
(karyolanın) ayakucundaki tahta footboard n.
tahta oyuncak yapımı wooden toy making n.
tahta heykeltıraşlık wood sculpture n.
ince tahta döşeme batten n.
dar tahta batten n.
ince tahta batten n.
tahta kulübe cabin n.
suni tahta chipboard n.
tahta at hobby-horse n.
iki birim kalınlığında tahta two-by-four n.
tahta kurusu bedbug n.
tahta kaplama clapboard n.
iki ucuna kısa takozlar çakılmış tahta planchette n.
birinin tahta çıkması one's accession to the throne n.
tahta kulübe wooden shack n.
tahta tabela wooden plate n.
tahta plaka wooden plate n.
tahta talip olan claimant to the throne n.
tahta talip olan one who claims succession to the crown n.
tahta bacak peg-leg n.
tahta kalemi board marker n.
tahta çıkma accession to the throne n.
tahta baston wooden walking stick n.
tahta baston wooden stick n.
akıllı tahta interactive whiteboard n.
kalemle yazılan tahta dry erase board n.
tahta boyunduruk cang n.
tahta boyunduruk cangue n.
elyaftan yapılmış tahta fibreboard n.
tahta çivi ile tutturma dowelling n.
tahta kalemi boardmarker n.
tahta (çit) kapı fence gate n.
şövalye eğitiminde kullanılan bir tarafında düz bir tahta diğer tarafında kum torbası bulunan direk quintain n.
tahta yatak plank bed n.
tahta yatak wooden bed n.
tahta kılıç wooden sword n.
(tahta) piknik masası park table n.
tahta silgisi board rubber n.
ahşap/tahta merdiven wooden ladders n.
yeşil tahta green board n.
tahta kalemi board pen n.
tahta kukla wooden puppet n.
tahta kalemi board pen n.
tahta çıkma accedence n.
orta sertlikte işlenebilir tahta cabinet wood n.
bir bölgeye taşacak şekilde suyu tahliye etmek için bir hendek içine yerleştirilmiş bir tahta veya metal levha parçası. tappoon n.
küçük tahta kova canikin n.
küçük tahta kova canakin n.
küçük tahta kova cannikin n.
özellikle cornwall'da balık taşımak için kullanılan kulplu tahta sepet caul [dialect] n.
tahta başında tebeşirle şekiller çizerek bir konuda konuşma chalktalk n.
tahta kafa wooden/block head n.
ateş yakmak için kullanılan ince tahta çubuklar chatwood n.
açık hava vaazı için yapılmış tahta kürsü tent [scottish] n.
tahta bacak timber toe n.
tahta eşya treenware n.
ilkel tahta kanca halibut hook n.
çelik çomak oyunundaki ucu sivri tahta parçası trippet [dialect] n.
çit kazıklarını bir arada tutmak için kazıkların tepesine geçirilen esnek tahta edder [obsolete] n.
(boylamasına aralıklı) tahta çit worm fence n.
(boylamasına aralıklı) tahta çit snake fence n.
(boylamasına aralıklı) tahta çit log fence n.
(uzunlamasına aralıklı) tahta çit zigzag fence n.
(boylamasına aralıklı) tahta çit zigzag fence n.
(uzunlamasına aralıklı) tahta çit split-rail fence n.
(boylamasına aralıklı) tahta çit split-rail fence n.
(uzunlamasına aralıklı) tahta çit worm fence n.
(uzunlamasına aralıklı) tahta çit snake fence n.
(uzunlamasına aralıklı) tahta çit log fence n.
tahta çıkma töreni enthronement n.
tahta kulağı ve metal düz çubuğu olan eski bir tür döner pulluk bar-share plow n.
bir bozuk para atma oyununda kullanılan küçük bir tahta bat [australia] n.
bir tür kumar oyununda madeni paraları havaya atmak için kullanılan küçük bir tahta kip [australia] n.
üzerine diz çökmek için yapılmış, yastıklı da olabilen tahta kneeler n.
inşaatta döşeme malzemesi veya çıta olarak kullanılan tahta şerit batton n.
nesneleri diz üstüne koyabilme imkanı sağlayan yastıklı veya kısa ayaklı düz tahta lap desk n.
tahta kürek wooden paddle n.
(tahta) ucundan kesilmiş ince parça list n.
eskiden kandil ve lambalarda çokça kullanılan, yakıtı tutuşturmaya veya bir şeyi tütsülemeye yarayan, kıvılcımla alev alması için eritilmiş sülfüre batırılmış ip, kumaş, kağıt veya tahta çubuk match n.
doğan etinin servis edildiği tahta hack n.
tahta nefesli çalgılarda havanın geçtiği yol veya açıklık windway n.
rayları tahta yol üzerine yerleştirilmiş lunapark treni woodie n.
her iki ucu da sivriltilmiş tahta çubuk broach n.
oyuncuların emlak alıp satıyormuş veya kiralıyormuş gibi yaptıkları masa oyununda kullanılan tahta monopoly board n.
vinçle çekilip tren vagonundan tahıl indirmek için kullanılan büyük tahta mule n.
halattan halkaların fırlatılarak tahta bir kazığa geçirilmeye çalışıldıkları oyun ringtoss n.
bir tür tahta oyunu go game n.
ince tahta clamp n.
ince tahta kaplama clamp n.
bir tür tahta delme aleti german bit n.
at arabasının altında veya arkasında bulunan yerinden oynamış tahta heck board n.
topuk yapımında kullanılan deri, tahta heelpiece n.
geçici tahta perde hoard n.
kazığa tahta çubuklar atılarak oynanan bowling benzeri bir oyun loggats [uk] n.
kazığa tahta çubuklar atılarak oynanan bowling benzeri bir oyun loggetsn [uk] n.
kazığa tahta çubuklar atılarak oynanan bowling benzeri bir oyun loggat [uk] n.
nehir boyunca uzanan tahta kaldırım riverwalk n.
giysileri ovarak temizlemeye yarayan tahta rubboard n.
kalın tahta parçası clog [dialect] [uk] n.
küçük tahta fıçı costrel [dialect] [uk] n.
tahta kulübe tipi yapılarda ortadan geçen koridor dogtrot [dialect] n.
beyaz tahta dry-erase board n.
kalemle yazılan tahta dry-erase board n.
tahta maşrapa pigg n.
kirişi yükseltmeye veya alçaltmaya yarayan tahta parçası pillow of a plow n.
bir kenarı daha ince olan tahta featheredge n.
beyaz tahta kalemi felt tip n.
beyaz tahta kalemi felt-tip pen n.
beyaz tahta kalemi felt-tipped pen n.
beyaz tahta kalemi felt-tip n.
tahta çivilerle ayakkabı birleştirici pegger n.
tahta döşeme plank n.
ince tahta scabbard n.
ince tahta scabbard plane n.
gömülmeye hazırlanılan cesedin üzerine konduğu tahta cooling board [dialect] n.
tahta direk perch [obsolete] n.
tahta sopa perch [obsolete] n.
ince tahta shide n.
tahta kiremit shindle n.
tahta üzerinde madeni para ile oynanan bir oyun slidegroat n.
oluk içinde kaydırılabilen tahta slipboard n.
tahta üzerinde bilye veya piyonlar ile oynanan bir oyun solitaire n.
tahta üzerinde çivi veya toplarla oynanan bir oyun solitaire n.
bağlama elemanı olarak kullanılan ince uzun tahta veya metal parçası spick [obsolete] n.
tünel uzatan madencileri düşen molozlardan korumak için set üstüne konulan tahta veya kereste spiling n.
kopmuş tahta parçası spill n.
tahta bacak stilts n.
tahta bacak cambazı stilter n.
tahta bacak ile yürüyebilen kimse stilter n.
(2. charles) tahta geri dönüş restoration n.
düz tahta pallet [obsolete] n.
ince tahta splent n.
duvar kağıtçısının kağıdı üzerine serdiği tahta pasteboard n.
tahta döşeme swale [dialect] n.
tahta çıkmak succeed to the crown v.
yonta yonta ufaltmak (tahta parçasını vb) whittle v.
çıkmak (hükümdar tahta) accede to v.
tahta geçirmek enthrone v.
tahta kaplamak lag v.
tahta döşemek floor v.
üstüne tahta çakarak kapamak board up v.
tahta kaplamak clapboard v.
tahta çıkmak ascend the throne v.
tahta çıkmak throne v.
yarmak (toprak/tahta vb'ni) chap v.
çıkmak (tahta) ascend v.
tahta çıkmak ascend v.
tahta çıkarmak throne v.
tahta kiremitle kaplamak shingle v.
tahta çıkartmak enthrone v.
tahta kaplamak board v.
tahta sokmak spike v.
tahta oturmak ascend the throne v.
tahta vb eğilmek yield v.
tahta döşemek plank v.
tahta döşemek board v.
birini bir tahta geçirmek set someone up on a throne v.
tahta çıkmak accede to the throne v.
tahta çivi ile tutturmak dowel v.
tahta geçmek ascend the throne v.
tahta geçmek inherit the throne v.
tahta çıkmak succeed to the throne v.
tahta çıkmak inherit the throne v.
tahta çıkmak come to the throne v.
tahta gelmek come to the throne v.
tahta gelmek ascend the throne v.
tahta geçmek succeed to the throne v.
tahta gelmek inherit the throne v.
tahta geçmek come to the throne v.
tahta gelmek succeed to the throne v.
tahta ile kaplamak plank v.
tahta döşemek planch v.
tahta kaplamak planch v.
tahta ile kaplamak planch v.
tahta kaplamak plank v.
tahta geçmek accede to the throne v.
yeniden tahta çıkarmak reinthronize [obsolete] v.
çöp veya küçük tahta parçaları toplamak için eğilmek emu-bob v.
tahta çıkarmak enthronise v.
tahta çıkarmak enthronize v.
tahta oturmak enthronize v.
tahta oturmak enthronise v.
tahta çıkmak enthronize v.
tahta çıkmak enthronise v.
(tahta) ucundan ince bir parça kesmek list v.
(bir şeyi) birbirine yapıştırılmış tahta parçalarıyla sabitlemek block v.
(birine) tahta levhayla vurmak board v.
(okçu yayı) kusurlu bölgenin kesildiği yere tahta parçası koymak lip v.
ayakkabılara tahta tabanlık takmak clog v.
beyaz tahta kalemiyle yazmak felt tip v.
tahta çıkarmak inthronise [obsolete] v.
tahta çıkarmak inthronize [obsolete] v.
tahta kiremitlerle kaplamak shindle v.
üstünü tahta kiremitlerle kapamak shindle v.
tahta şeritle birleştirmek spline v.
(tahta parçaları ile) fıçı yapmak splay v.
(tahta parçaları ile) sepet yapmak splay v.
yaş (tahta) unseasoned adj.
tahta şeritler ile kaplı olan lathed adj.
tahta çıkartılmış enthroned adj.
fırınlanmamış (tahta) unseasoned adj.
masif (ağaç/tahta) solid adj.
fazla su çekmiş (tahta, toprak vb) waterlogged adj.
tahta oturtulmuş enthroned adj.
tahta ile kaplı boarded adj.
tahta kaplamasız unplanked adj.
tahta çubuk tabanlı pole adj.
tahta bacaklı peg leg adj.
tahta bacaklara benzeyen stilty adj.
tahta bacaklar ile ilgili stilty adj.
Phrasals
tahta/plaka vb ile kaplamak plank over something v.
(tavla pulunu) tahta dışına almak throw off v.
madeni havalandırmak için tahta hava bölmesi ile donatmak brattice up v.
tahta/plaka ile kaplamak plank over v.
Colloquial
tahta bacak peg n.
özellikle sınıf içinde, tahta başında verilen eğitim chalkface n.
tahta kafa cheesehead n.
tebeşirle yere çizilen bir tahta üzerinde şişe kapakları veya benzer şeylerle oynanan bir çocuk oyunu skully n.
tahta göğüslü flat-chested adj.
Idioms
eskiden genelde askeri cezalarda işkence için kullanılan tahta at şeklinde alet wooden mare n.
tahta at şeklinde işkence aleti wooden mare n.
eskiden işkence yapmak için kullanılan tahta at şeklinde alet wooden mare n.
yaş tahta a slippery slope n.
tahta bacak timber-toe [obsolete] n.
tahta bacaklı kimse timber-toe [obsolete] n.
tahta gibi olmak be (as) stiff as a board v.
tahta göğüslü flat as a pancake adj.
tahta göğüslü flat as a board adj.
tahta gibi dümdüz flat as a pancake adj.
tahta gibi dümdüz flat as a board adj.
tahta gibi tough as old (shoe) leather adj.
tahta gibi tough as an old boot adj.
tahta gibi dümdüz as flat as a board expr.
Formal
yeniden tahta çıkma reaccession n.
Trade/Economic
veraset yoluyla tahta çıkma sırası line of succession n.
borsada malın veya menkul değerin alım satım fiyatının kara tahta üzerine yazılarak duyurulması sistemi blackboard trading n.
Law
tahta oturma accession n.
tahta geçme accession n.
çit tamiri için verilen tahta ödeneğini alma hakkı haybote n.
çit tamiri için verilen tahta ödeneğini alma hakkı hedgebote [uk] n.
salyan franklarının kadınların tahta geçmesini önlemek için düzenledikleri kanun salique law n.
salyan franklarının kadınların tahta geçmesini önlemek için düzenledikleri kanun salic law n.
Politics
veraset yoluyla tahta çıkma sırası line of succession n.
tahta taliplik pretendership n.
tahta talip olma durumu pretendership n.
tahta talip olma davası pretendership n.
tahta oturma enthronization n.
tahta oturma enthronisation n.
hükümdarın tahta çıkması enthronement n.
tahta oturma enthronement n.
tahta çıkartma enthronization n.
tahta çıkartma enthronisation n.
ikinci kez tahta çıkış reenthronement n.
ikinci kez tahta geçme reenthronement n.
tahta çıktıktan sonra alınan resmi isim throne name n.
stuart krallarının tahta dönüşünü destekleyen kimse jacobite n.
babası tahta geçtikten sonra doğan ilk erkek çocuk porphyrogenitus n.
babası tahta geçtikten sonra doğan ilk erkek çocuk porphyrogenite n.
(hanedanlarda) babası tahta geçtikten hemen sonra doğan ilk çocuğun varisliğe uygun görülmesi porphyrogenitism n.
yeniden tahta çıkarmak reenthrone v.
yeniden tahta geçirmek re-enthrone v.
yeniden tahta geçirmek reenthrone v.
yeniden tahta çıkarmak re-enthrone v.
tahta doğru throneward adv.
Technical
tahta çivi treenail n.
ince tahta batten n.
tahta ara parçası wooden spacer n.
tahta fırçası scrubber n.
ince tahta shingle n.
tahta vida wood screw n.
tahta kiriş timber stringer n.
tahta sandık wooden crate n.
tahta kasa wooden crate n.
tahta baskı xylograph n.
tahta döşeme planking n.
tahta keskisi gouge n.
tahta kutu wooden box n.
tahta mala wood float n.
farş tahta düzeni bottom planking n.
yapay tahta beaverboard n.
plastik tahta plastic wood n.
sert tahta hardwood n.
tahta parçası deal end n.
paylaşılan beyaz tahta shared whiteboard n.
tahta kaplama planking n.
tahta şerit wooden strip n.
tahta parçalarını mikroskopik inceleme için hazırlama xylotomy n.
tahta şerit spline n.
tahta kalas wooden plank n.
tahta kaldırım boardwalk n.
alt tahta bottom lining plank n.
küçük tahta makara bull's-eye n.
enine kesilmiş tahta testeresi crosscut saw n.
lamba-kinişli tahta matchboard n.
tahta macunu plastic wood n.
tahta kaplama panelling n.
lambalı tahta kaplama rebated siding n.
tahta amyant rockwood n.
tahta kepçe wooden ladle n.
üst tahta top plank n.
tahta ya da ahşap eşyalarda kullanılan bir tür cıvata hanger bolt n.
ince tahta levha veneer n.
ince uzun tahta matchwood n.
ince yuvarlak tahta dowel plate n.
ince tahta çubuk splint n.
ince tahta scaleboard n.
ince tahta scantling n.
tirizli tahta board and batten n.
taş tahta shale n.
tekerlekli tahta kayak skateboard n.
tahta cilası wood veneer n.
tahta maşrapa piggin n.
tahta levhalar panelling n.
tahta oymacılığı wood carving n.
tahta çekiç beetle n.
tahta maşa woodjack n.
tahta oymacılığı wood engraving n.
tahta kazık peg n.
tahta perde binme boarding n.
tahta merdiven basamağı tread n.
tahta resim kalıbı xylograph n.
tahta kazık çakma pegging n.
tahta çivi tapa dowel n.
tahta kaplama wainscotting n.
tahta perde fence n.
tahta fırçası scrub brush n.
tahta kalıp wooden mould n.
tahta kazık çakacı peg rammer n.
tahta kaplama boarding n.
tahta çivi ile çivileme pegging n.
tahta perde fencing n.
tahta dilimleme xylotomy n.
tahta tornacılığı wood turning n.
tahta kaplama veneering n.
tahta çivi peg n.
tahta oyma işi wood carving n.
tahta çanak çömlek woodenware n.
tahta musluk tıkacı spigot n.
tahta tıkaçlar spiling n.
tahta basma kalıbı wood block n.
tahta ürünler wood products n.
delikli tahta pegboard n.
buharda bükülmüş tahta bentwood n.
yalıtıcı tahta insulating board n.
geçme tahta matchboard n.
geçmeli tahta kaplama drop siding n.
tahta kaplama paneling n.
tahta levhalar paneling n.
bir tür yükü (odun,tahta) bağlama ve sabitleme rack lashing n.
geminin omurgasını oluşturan eğik tahta kirişler cant frames n.
(tahta merdivende) ahşap veya demir kiriş desteği carriage n.
tahta şerit lag n.
kurşun borunun uçlarını büyütmekte kullanılan konik biçimli sert tahta turnpin n.
tahta kiriş bauk n.
tahta veya mermerde farklı ton veya renkte uzun dalgalı çizgi vein n.
tahta bloklarla yapılan bir baskı türü xylotypography n.
benzer şekilli bir tahtaya sıkı sıkı oturması için bir kenarında oluk, diğer kenarında ise dil bulunan bir tahta matched board n.
lamba-kinişli tahta matched board n.
geçme tahta matched board n.
boşluk doldurma, güçlendirme amaçlarıyla kullanılan küçük tahta parçaları blocking n.
ip yapım tezgahında içinden tahta pim geçen kollardan her biri woolder stick n.
ip yapım tezgahında içinden tahta pim geçen kollardan her biri woolder n.
merdiven basamaklarını destekleyen çentikli tahta horse n.
kalın tahta ucu butt n.
tahta parçası cleading n.
lambrilemede kullanılan tahta, levha dado n.
ateş çıkarmak için çubuk sürtülen tahta parçası hearth n.
tahta kasnağın ortasındaki metal güçlendirme parçası coak n.
(atın koşum takımı altına yerleştirilen) şerit biçimli pede şeklini ve sertliğini veren tahta veya metal parça pad tree n.
testereyle çalışırken kesilecek parçayı sabit tutmaya yarayan ince tahta parçası featherboard n.
antrenman sırasında atları pistteki çamurdan uzak tutmak için tırabzanlara yerleştirilen tahta engellerden her biri dog n.
derecenin içine kum sıkıştırılırken şablon ile şişenin üzerinde durduğu tahta follow board n.
tıraşlayarak kontrplak kesmeye uygun tahta düzlem scaleboard plane n.
kirişe sarılırken kancaları arasından çözgü ipliklerinin yönlendirildiği tahta çubuk separator n.
şerit biçimli ahşap tahta shake n.
(tahta/kereste) ayırma baltası frower n.
tahta döşemek board v.
tahta kaplamak board v.
tahta çivi ile tutturmak dowel v.
ahşap, tahta gibi maddeleri siyah yapmak ebonize v.
tahta kaplamak plank v.
ince tahta döşeme batten v.
tahta gibi maddeleri siyah yapmak ebonise v.
tahta bloğu erimiş cama sokmak block v.
lambriye (tahta) yerleştirmek dado in v.
tahta döşemek dado in v.
tahta baskılı xylographic adj.
tahta kiremitle kaplanmamış unshingled adj.
tahta bloklarla yapılan baskı türüne ait veya ilgili xylotypographic adj.
Computer
beyaz tahta white board n.
tahta üzerinde oynanan oyunlar board games n.
Textile
çivili tahta wooden lag n.
uzun tahta plank n.
kumaş dinklemek için kullanılan ağır tahta çekiç woolstock n.
Architecture
tahta lambri wainscot n.