|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
General |
|
1 |
General |
santral aracılığıyla konuşma |
station to station call n.
|
|
2 |
General |
internet vb ağlar aracılığıyla bilginin hızla bilgisayarlar arasında aktarılabildiği ortam |
superhighway n.
|
|
|
3 |
General |
resimler aracılığıyla yaratılan anlamlı işaret veya simge |
pictogram n.
|
|
4 |
General |
özel alet aracılığıyla herhangi bir boşlukta bulunan havayı boşaltma |
exsufflation n.
|
|
5 |
General |
manyetik bir iğne aracılığıyla yön belirten pusula |
magnetic compass n.
|
|
6 |
General |
köprü aracılığıyla bir yolun üstünden geçen başka yol |
overpass n.
|
|
7 |
General |
santral aracılığıyla şehirlerarası konuşma |
station-to station call n.
|
|
8 |
General |
evlilik aracılığıyla |
through marriage n.
|
|
9 |
General |
fikir, inanç yahut inanç sistemi, kültür aracılığıyla yayılan yahut anne babadan geçen kültürel miras, gözlemleme ya da iletişim araçları vasıtasıyla edinilen davranış şekli |
meme n.
|
|
10 |
General |
kanal aracılığıyla iletme |
channelization n.
|
|
11 |
General |
kanal aracılığıyla iletme |
channelisation n.
|
|
12 |
General |
makine aracılığıyla sanat eserlerinin kopyalarını üreten sanatçı |
mechanographist n.
|
|
13 |
General |
zihinsel süreçlerin meydana geldikten hemen sonra ilkel hafıza aracılığıyla gözlemlenmesi |
retrospection n.
|
|
14 |
General |
bir topluluğun değer yapıları ile geçmiş tecrübeleri arasında yer alan ve genellikle sanat aracılığıyla ifade bulan ilişki |
mythus n.
|
|
15 |
General |
ilan aracılığıyla eleman aramak |
advertise for someone v.
|
|
16 |
General |
yayımlamak (radyo/televizyon aracılığıyla) |
broadcast v.
|
|
17 |
General |
aracılığıyla iletişim kurmak |
communicate through v.
|
|
18 |
General |
bir şey aracılığıyla iletişim kurmak |
communicate via something v.
|
|
19 |
General |
medya aracılığıyla öğrenmek |
learn from the media v.
|
|
20 |
General |
medya aracılığıyla öğrenmek |
glean from the media v.
|
|
21 |
General |
banka aracılığıyla ödemek |
pay through the bank v.
|
|
22 |
General |
aracılığıyla sağlanmış olmak |
be mediated through v.
|
|
|
23 |
General |
(mahkeme aracılığıyla) -e karşı yasaklama/durdurma kararı aldırmak |
secure an injunction against v.
|
|
24 |
General |
konuyu pekiştirmek için çeşitli materyaller aracılığıyla daha fazla çalışmak |
overlearn v.
|
|
25 |
General |
aracılığıyla yaklaştırmak |
approximate through v.
|
|
26 |
General |
bir bilgisayardan (flash bellek aracılığıyla vb) bilgi çalmak |
exfiltrate v.
|
|
27 |
General |
kanal aracılığıyla iletmek |
channelize v.
|
|
28 |
General |
kanal aracılığıyla iletmek |
channelise v.
|
|
29 |
General |
mikrodalga aracılığıyla yaymak |
microwave v.
|
|
30 |
General |
(okul, iş yeri gibi yerleri) kanunlar aracılığıyla tüm ırk ve etnik grup mensuplarına açmak |
desegregate v.
|
|
31 |
General |
kanunlar aracılığıyla tüm ırk ve etnik grup mensuplarına açık hale gelmek |
desegregate v.
|
|
32 |
General |
vekil aracılığıyla mahkemede temsil edilmek |
compear [obsolete] v.
|
|
33 |
General |
(birkaç duygu aracılığıyla) hafızasına kazınmak |
drink v.
|
|
34 |
General |
(suyu) oluk aracılığıyla başka yöne kanalize etmek |
flume v.
|
|
35 |
General |
(bilgiyi) yazıcı aracılığıyla teslim etmek |
print v.
|
|
36 |
General |
koordinatlar aracılığıyla konumlandırılmak |
plot v.
|
|
37 |
General |
(çalışılan parça üzerinde) ileri geri hareket eden bir alet aracılığıyla düz yüzey oluşturmak |
shape v.
|
|
38 |
General |
lamba aracılığıyla yanan |
lamplit adj.
|
|
39 |
General |
zar aracılığıyla |
transmembrane adj.
|
|
40 |
General |
zihinsel öngörü aracılığıyla olan |
visual adj.
|
|
41 |
General |
organlar aracılığıyla hareket eden |
organific adj.
|
|
42 |
General |
bağırsak aracılığıyla |
enterally adv.
|
|
43 |
General |
in aracılığıyla |
by favour of adv.
|
|
44 |
General |
laboratuvar aracılığıyla |
laboratorially adv.
|
|
45 |
General |
banka aracılığıyla |
through the bank adv.
|
|
46 |
General |
tercüman aracılığıyla |
through a translator adv.
|
|
47 |
General |
temsilci aracılığıyla |
through a representative adv.
|
|
48 |
General |
temsilci aracılığıyla |
through an agent adv.
|
|
49 |
General |
bilgisayar aracılığıyla |
through/via computer adv.
|
|
50 |
General |
bir aracı aracılığıyla |
through an intermediary adv.
|
|
51 |
General |
uçak postası aracılığıyla |
airmail adv.
|
|
52 |
General |
takas aracılığıyla |
catallactically adv.
|
|
53 |
General |
tercüman aracılığıyla |
through an interpreter adv.
|
|
54 |
General |
ölüm ilanı aracılığıyla |
obituarily adv.
|
|
55 |
General |
vekil aracılığıyla |
by deputation adv.
|
|
56 |
General |
logogramlar aracılığıyla |
logogrammatically adv.
|
|
57 |
General |
kelime ifade eden işaretler aracılığıyla |
logogrammatically adv.
|
|
58 |
General |
tanrı'nın aracılığıyla |
divinely adv.
|
|
59 |
General |
organlar aracılığıyla |
organically adv.
|
|
60 |
General |
tek el aracılığıyla |
single-handed adv.
|
|
61 |
General |
eyalet aracılığıyla |
provincially adv.
|
|
62 |
General |
aracılığıyla anlamı veren ön ek |
per- pref.
|
|
|
63 |
General |
aracılığıyla anlamına gelen ön ek |
self- pref.
|
|
64 |
General |
aracılığıyla değişiklik yapmak anlamı veren son ek |
-ise suf.
|
|
Phrasals |
|
65 |
Phrasals |
baraj aracılığıyla dışarıda tutmak |
dam out v.
|
|
66 |
Phrasals |
bir kanal aracılığıyla sıvıyı akıtarak boşaltmak |
channel (something) off v.
|
|
67 |
Phrasals |
bir kanal aracılığıyla su veya sıvıyı bir yere yönlendirmek |
channel something in v.
|
|
68 |
Phrasals |
... aracılığıyla önermek |
advise through v.
|
|
69 |
Phrasals |
(birinin) aracılığıyla yapmak |
go through someone v.
|
|
70 |
Phrasals |
bir şey aracılığıyla aşağı atlamak |
jump down something v.
|
|
71 |
Phrasals |
bir şey aracılığıyla girmek |
go in v.
|
|
72 |
Phrasals |
bir şey aracılığıyla çıkmak |
go out v.
|
|
73 |
Phrasals |
(biri) aracılığıyla ulaşmak |
go through (one) v.
|
|
74 |
Phrasals |
(bir şey) aracılığıyla çok sayıda insanı çekmek |
pump through (something) v.
|
|
75 |
Phrasals |
(bir şey) aracılığıyla bir sürü insanı doluşturmak |
pump through (something) v.
|
|
76 |
Phrasals |
(bir kayıt cihazı) aracılığıyla kayıt almak |
record on (something) v.
|
|
77 |
Phrasals |
(bir şey) aracılığıyla dolaşmak/dolaşımda olmak |
circulate through (something) v.
|
|
78 |
Phrasals |
(bir şey) aracılığıyla devran etmek/akıp gitmek |
circulate through (something) v.
|
|
79 |
Phrasals |
(birini/bir hayvanı bir şey aracılığıyla) beslemek |
feed (someone or an animal) with (something) v.
|
|
80 |
Phrasals |
aracılığıyla haber almak |
hear through v.
|
|
81 |
Phrasals |
(bir şeye) klavye aracılığıyla yazmak/girmek |
key into (something) v.
|
|
82 |
Phrasals |
(bir şey) aracılığıyla bakmak |
look through (something) v.
|
|
83 |
Phrasals |
(bir şeyin) ödemesini (bir şey) aracılığıyla/üzerinden yapmak |
pay (for something) through (something) v.
|
|
84 |
Phrasals |
(bir şeyin) ödemesini (bir hizmet/hesap) aracılığıyla/üzerinden yapmak |
pay (for something) through (something) v.
|
|
85 |
Phrasals |
aracılığıyla ödemek |
pay through v.
|
|
86 |
Phrasals |
aracılığıyla bir sürü insanı doluşturmak |
pump through v.
|
|
87 |
Phrasals |
aracılığıyla çok sayıda insanı çekmek |
pump through v.
|
|
88 |
Phrasals |
teleskopik bakış aracılığıyla bakmak |
scope in v.
|
|
89 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi bir şey) aracılığıyla göndermek |
send (someone or something) by (some means) v.
|
|
Phrases |
|
90 |
Phrases |
'-i biri aracılığıyla bildirmek/duyurmak |
let it be known that… v.
|
|
91 |
Phrases |
'-i biri aracılığıyla bildirmek/duyurmak |
make it known that… v.
|
|
Colloquial |
|
92 |
Colloquial |
telefon/internet aracılığıyla bulunulan yere yemek siparişi vermek |
order out v.
|
|
93 |
Colloquial |
telekomünikasyon sistemi aracılığıyla mesaj göndermek |
wire v.
|
|
94 |
Colloquial |
telekomünikasyon sistemi aracılığıyla para göndermek |
wire v.
|
|
95 |
Colloquial |
telefon hattı aracılığıyla bağlanılan |
dial-up adj.
|
|
96 |
Colloquial |
bir arkadaşım aracılığıyla |
through a friend expr.
|
|
97 |
Colloquial |
başkası aracılığıyla |
through someone else expr.
|
|
98 |
Colloquial |
plak aracılığıyla |
on vinyl expr.
|
|
99 |
Colloquial |
telefonla/internet aracılığıyla birinden destek almakta |
on with expr.
|
|
Idioms |
|
100 |
Idioms |
birine ya da bir şeye basın aracılığıyla hücum etme |
demolition job n.
|
|
101 |
Idioms |
birine ya da bir şeye basın aracılığıyla hücum etme |
a demolition job [uk] n.
|
|
102 |
Idioms |
e-posta, sosyal medya, bloglar gibi internet mecraları üzerinden/aracılığıyla yayılan bilgi |
word of mouse n.
|
|
103 |
Idioms |
(biriyle/bir grupla) telefon aracılığıyla bağlantı/iletişim kurma |
ahold of someone or something n.
|
|
104 |
Idioms |
(biriyle/bir grupla) telefon aracılığıyla bağlantı/iletişim kurma |
hold of someone or something n.
|
|
105 |
Idioms |
telefon ya da uzaktan bilgisayar kullanımı aracılığıyla mesaj bırakmayı sağlayan bilgisayar hizmeti |
bulletin board n.
|
|
106 |
Idioms |
(biri aracılığıyla) mesaj bırakmak |
leave word (with) v.
|
|
107 |
Idioms |
(birine ya da bir şeye) basın aracılığıyla hücum etmek |
do a demolition job on (someone or something) v.
|
|
108 |
Idioms |
biri aracılığıyla ulaşmak |
go through one v.
|
|
109 |
Idioms |
kendi değil ancak bir başkası aracılığıyla |
at one remove expr.
|
|
110 |
Idioms |
fiber optik kablolar aracılığıyla |
on the wires expr.
|
|
111 |
Idioms |
kablolar aracılığıyla |
on the wires expr.
|
|
112 |
Idioms |
bir şey aracılığıyla |
by means of something expr.
|
|
113 |
Idioms |
(bir şey) aracılığıyla |
by way of (something) expr.
|
|
114 |
Idioms |
(birinin) aracılığıyla |
through the good offices of (someone) expr.
|
|
Speaking |
|
115 |
Speaking |
arkadaşlar aracılığıyla arkadaş edin |
make friends through friends expr.
|
|
Trade/Economic |
|
116 |
Trade/Economic |
müşterilerin bilgisayar ağı aracılığıyla bankacılık hizmetlerinden yararlanmalarını sağlayan uygulama |
telebanking n.
|
|
117 |
Trade/Economic |
bankaların birbirlerine olan borç ve alacaklarının merkez bankası aracılığıyla denkleştirilmesi |
bank clearing n.
|
|
118 |
Trade/Economic |
büyük hizmet sağlayıcılarının perakendeci acenteleri aradan çıkartarak internet gibi yeni dağıtım sistemleri aracılığıyla müşteriyle doğrudan iş yapması |
disintermediation n.
|
|
119 |
Trade/Economic |
bir hakkın mahkeme emri aracılığıyla alınması |
recovery n.
|
|
120 |
Trade/Economic |
firmanın farklı ürün gruplarındaki müşterilerine birbirinden bağımsız bayiler aracılığıyla hizmet verdiği sistem |
service-firm-sponsored retail franchising n.
|
|
121 |
Trade/Economic |
ödenen ücretler hakkında çıkan anlaşmazlıkların bir arabulucu veya tarafsız bir grup aracılığıyla çözülmesi |
wage arbitration n.
|
|
122 |
Trade/Economic |
tüketici gereksinimlerinin tüketici kooperatifleri aracılığıyla karşılandığı ekonomik düzen |
cooperative commonwealth n.
|
|
123 |
Trade/Economic |
noter aracılığıyla resmiyet vermek |
notarize v.
|
|
124 |
Trade/Economic |
noter aracılığıyla resmiyet vermek |
notarise v.
|
|
125 |
Trade/Economic |
(borsa yerine) komisyonu aracılığıyla |
over the counter adv.
|
|
Law |
|
126 |
Law |
vasiyet aracılığıyla verme |
testamentation n.
|
|
127 |
Law |
avukat aracılığıyla mahkemede temsil edilme |
appearance by counsel n.
|
|
128 |
Law |
bir şahsın miras aracılığıyla sahip olduğu ve sadece mahfuz hisseli mirasçılarına kalabilen mallar |
estate in fee-tail n.
|
|
129 |
Law |
mahkemenin yetki alanı dışındaki şahitlerin istinabe aracılığıyla ifadesini alan komisyon |
commission to examine witness n.
|
|
130 |
Law |
sorgu aracılığıyla gerçeğinin meydana çıkarılması |
discovery by interrogatories n.
|
|
131 |
Law |
vekil aracılığıyla mahkemede temsil edilme |
appearance by attorney n.
|
|
132 |
Law |
(mübaşir aracılığıyla davalı ve davacıları) çağırmak |
call a party v.
|
|
133 |
Law |
arabulucu aracılığıyla çözülebilir |
arbitrable adj.
|
|
134 |
Law |
arabulucu aracılığıyla çözülemez |
nonarbitrable adj.
|
|
135 |
Law |
vekil veya temsilci aracılığıyla |
vicarious adj.
|
|
136 |
Law |
muhbir aracılığıyla |
by hand adv.
|
|
137 |
Law |
protesto aracılığıyla |
through protest expr.
|
|
Politics |
|
138 |
Politics |
federal hükümet aracılığıyla |
federally adv.
|
|
Media |
|
139 |
Media |
iletişim kanalları aracılığıyla yönetim |
channelization n.
|
|
140 |
Media |
iletişim kanalları aracılığıyla yönetim |
channelisation n.
|
|
141 |
Media |
iletişim kanalları aracılığıyla yönetim |
channelization n.
|
|
142 |
Media |
iletişim kanalları aracılığıyla yönetim |
channelisation n.
|
|
Advertising |
|
143 |
Advertising |
fragman aracılığıyla bir film veya televizyon programının reklamının yapılması |
trailering n.
|
|
Technical |
|
144 |
Technical |
geçit veya kanallar aracılığıyla yapılan kazı sistemi |
gulleting n.
|
|
145 |
Technical |
yivli makaralardan geçen halatlar aracılığıyla uzun mesafeler arasında güç aktarma yöntemi |
rope transmission n.
|
|
146 |
Technical |
gönderilerin hava basıncı aracılığıyla gönderildiği boru sistemi |
pneumatic dispatch n.
|
|
147 |
Technical |
diyafram aracılığıyla |
diaphragmatically adv.
|
|
148 |
Technical |
fotostat aracılığıyla |
photostatic adv.
|
|
149 |
Technical |
ondalıklar aracılığıyla |
decimally adv.
|
|
150 |
Technical |
radyograflar aracılığıyla |
radiographically adv.
|
|
151 |
Technical |
trigonometri aracılığıyla |
trigonometrically adv.
|
|
152 |
Technical |
telefon aracılığıyla |
telephonically adv.
|
|
153 |
Technical |
semafor aracılığıyla |
semaphorically adv.
|
|
Computer |
|
154 |
Computer |
bilgisayar aracılığıyla toplantı |
computer conferencing n.
|
|
155 |
Computer |
formlar aracılığıyla etkileşim |
interactivity with forms n.
|
|
156 |
Computer |
internet aracılığıyla aparatla partnerinden haz alma |
teledildonics n.
|
|
157 |
Computer |
müşterilerin ve hizmet sunucularının internet üzerinden buluştukları platform aracılığıyla çalışma biçimi |
crowdwork n.
|
|
158 |
Computer |
derleyici aracılığıyla kaynak kodun hedef koda dönüştürülmesi |
compilation n.
|
|
159 |
Computer |
telekomünikasyon aracılığıyla bağlanan birden fazla bilgisayar |
distributed systems n.
|
|
160 |
Computer |
bilgisayar aracılığıyla gerçek zamanlı etkileşim |
conversation n.
|
|
161 |
Computer |
anlık mesajlaşma sistemi aracılığıyla istenmeyen ticari iletiler gönderen kimse |
spimmer n.
|
|
162 |
Computer |
ticari bir elektronik bilgi hizmeti veya internet aracılığıyla bilgisayarı diğer bilgisayarlara veya bilişim ağlarına bağlanmış olan |
on-line adj.
|
|
Informatics |
|
163 |
Informatics |
bilgisayar aracılığıyla toplantı |
computer conferencing n.
|
|
164 |
Informatics |
internet aracılığıyla işgörme |
e-business n.
|
|
165 |
Informatics |
karakterlerin optik tarayıcı ve özel yazılım aracılığıyla elektronik olarak tanımlanması ve dijital kodlanması sürecinde gerekli olan teknoloji |
optical character recognition n.
|
|
166 |
Informatics |
(bir şeyi) modem aracılığıyla göndermek |
modem v.
|
|
Telecom |
|
167 |
Telecom |
kod kombinasyonları aracılığıyla hızlı görsel iletişim kullanılan bir iletişim aygıtı |
semaphore n.
|
|
168 |
Telecom |
kod kombinasyonları aracılığıyla hızlı görsel iletişim kullanılan bir iletişim aygıtı |
semaphore telegraph n.
|
|
169 |
Telecom |
elektromanyetik sinyallerin teller aracılığıyla iletimine ait |
wireline adj.
|
|
170 |
Telecom |
elektromanyetik sinyallerin teller aracılığıyla iletimiyle ilgili |
wireline adj.
|
|
Electric |
|
171 |
Electric |
ayırtaç aracılığıyla sinyalleri ayıklayarak belirli bir frekans, genlik veya fazdaki sinyali seçme |
discrimination n.
|
|
172 |
Electric |
(elektrik devrelerini) transformatör aracılığıyla birleştirmek |
match v.
|
|
173 |
Electric |
(elektrik enerjisini) enerji iletim hatları aracılığıyla veya üzerinden iletmek veya aktarmak |
wheel v.
|
|
174 |
Electric |
mikrodevreler aracılığıyla |
microelectronically adv.
|
|
Textile |
|
175 |
Textile |
yün ve iletken elyaf karışımı olup küçük bir batarya aracılığıyla ısıtılabilen dokuma |
smart wool n.
|
|
Automotive |
|
176 |
Automotive |
aracın direksiyon aracılığıyla verilen dönme açısına fazla tepki vermesi |
oversteer n.
|
|
177 |
Automotive |
uzunlamasına yerleştirilmiş krank milinin arka tekerlekleri sırayla debriyaj, hız dişlisi, grup mili ve paralel iki yan halka aracılığıyla hareket ettirdiği vites düzeni |
continental drive n.
|
|
178 |
Automotive |
tork konvertörü aracılığıyla taşıtın motorundan şanzımana güç iletmek için kullanılan bir akupleman |
fluid drive n.
|
|
Transportation |
|
179 |
Transportation |
internet aracılığıyla araç çağırma |
dynamic carpooling n.
|
|
180 |
Transportation |
internet aracılığıyla araç çağırma |
ride-hailing n.
|
|
181 |
Transportation |
internet aracılığıyla araç sağlayan ulaşım ağı şirketi |
transportation network company (tnc) n.
|
|
182 |
Transportation |
internet aracılığıyla araç çağırma |
e-hailing n.
|
|
183 |
Transportation |
internet aracılığıyla araç çağırma |
real-time ridesharing n.
|
|
184 |
Transportation |
internet aracılığıyla araç çağırma |
ridesourcing n.
|
|
Railway |
|
185 |
Railway |
döner kablo aracılığıyla trenin hareketi sağlanan bir demiryolu türü |
cable railway n.
|
|
186 |
Railway |
döner bir kablo aracılığıyla trenin hareketini sağlayan demiryolu |
cable road n.
|
|
187 |
Railway |
kısa bir tünel aracılığıyla bir karayolu, demiryolu vb'nin altından geçen yol |
underpass n.
|
|
188 |
Railway |
(yük vagonlarını) triyaj hattında sınıflandırıp raydaki bir yükselti aracılığıyla trenlerin arkasına toplamak |
hump v.
|
|
Aeronautic |
|
189 |
Aeronautic |
havanın içeri çekildiği ve fan yerine taşıtın ileri hareketi aracılığıyla sıkıştırıldığı bir jet mot |
ramjet n.
|
|
190 |
Aeronautic |
kaldırma kuvvetini serbest olarak dönen rotor pallerinden itme kuvvetini ise motor ile sürülen rotor düzlemine dik olan bir pervane aracılığıyla sağlayan helikopter |
gyrocopter n.
|
|
191 |
Aeronautic |
kaldırma kuvvetini serbest olarak dönen rotor pallerinden itme kuvvetini ise motor ile sürülen rotor düzlemine dik olan bir pervane aracılığıyla sağlayan helikopter |
autogyro n.
|
|
192 |
Aeronautic |
üstünde serbest dönen bir rotor aracılığıyla kaldırma gücünü bulan uçak |
gyroplane n.
|
|
Medical |
|
193 |
Medical |
sıvı haldeki bir ilacı, bir maske aracılığıyla solunum sistemi tarafından solunması için buğulu veya ince bir spreye dönüştüren cihaz |
nebulizer n.
|
|
194 |
Medical |
sıvı haldeki bir ilacı, bir maske aracılığıyla solunum sistemi tarafından solunması için buğulu veya ince bir spreye dönüştüren cihaz |
nebuliser n.
|
|
195 |
Medical |
galvanik akımla ısıtılmış tel aracılığıyla yakma |
galvanocautery n.
|
|
196 |
Medical |
karın boşluğu ve bu boşlukta yer alan organların selyeskop aracılığıyla muayenesi |
celioscopy n.
|
|
197 |
Medical |
karın boşluğu ve bu boşlukta yer alan organların selyeskop aracılığıyla muayenesi |
endoscopy of abdomen n.
|
|
198 |
Medical |
göğse yapıştırılmış ve elektrokardiyografa bağlı elektrotlar aracılığıyla kalbin elektriksel aktivitesinin incelenmesi |
electrocardiography n.
|
|
199 |
Medical |
organın delik veya yarık aracılığıyla açılması |
dehiscence n.
|
|
200 |
Medical |
yara veya kesi kenarlarının granülasyon dokusu aracılığıyla birleşmesi |
secondary union n.
|
|
201 |
Medical |
vajina aracılığıyla |
transvaginal adj.
|
|
202 |
Medical |
beyinsapı aracılığıyla |
brainstem-mediated adj.
|
|
203 |
Medical |
sarı leke aracılığıyla olan |
macular adj.
|
|
204 |
Medical |
kolposkop aracılığıyla |
colposcopically adj.
|
|
205 |
Medical |
kolposkopi aracılığıyla |
colposcopically adj.
|
|
206 |
Medical |
stetoskop aracılığıyla elde edilen |
stethoscopic adj.
|
|
207 |
Medical |
stetoskop aracılığıyla elde edilen |
stethoscopical adj.
|
|
Physiology |
|
208 |
Physiology |
kemiklerin kaslar aracılığıyla bağlanması |
syntenosis n.
|
|
209 |
Physiology |
faaliyeti iyon kanalları aracılığıyla sağlanan (nörotransmiter) |
ionotropic adj.
|
|
Pathology |
|
210 |
Pathology |
insanlar ve insansı olmayan primatlarda vücut sıvısı aracılığıyla hastalığa sebep olan bir filovirüs |
ebola n.
|
|
Parasitology |
|
211 |
Parasitology |
omurgalıların kanında yaşayan, bazı böcekler aracılığıyla bulaşıp hastalığa neden olan trypanosoma cinsi parazitlere verilen ad |
trypanosome n.
|
|
Optics |
|
212 |
Optics |
optik fiberler aracılığıyla aktarılan bir optik sinyalin gücünü artıran amplifikatör |
optical amplifier n.
|
|
213 |
Optics |
optik bilimi aracılığıyla |
optically adv.
|
|
214 |
Optics |
optik özellikler aracılığıyla |
optically adv.
|
|
Math |
|
215 |
Math |
ikili rakamlar 0 (yanlış) ve 1 (doğru) aracılığıyla mantıksal önermeleri temsil etmek için kullanılan bir cebirsel notasyon sistemi |
boolean n.
|
|
Physics |
|
216 |
Physics |
gravitonlar aracılığıyla sağlanıp kütle veya enerjisi olan parçacıkları etkilediği öne sürülen, doğadaki dört temel etkileşimden en zayıfı |
gravitational interaction n.
|
|
Chemistry |
|
217 |
Chemistry |
osmoz sonrası iki bileşik arasında aradaki yarı geçirgen zar aracılığıyla gerçekleşen kimyasal reaksiyon |
chemiosmosis n.
|
|
218 |
Chemistry |
osmoz sonrası iki bileşik arasında aradaki yarı geçirgen zar aracılığıyla gerçekleşen kimyasal reaksiyon |
chemosmosis n.
|
|
219 |
Chemistry |
katyon değiştirici reçinenin rejenerasyonu aracılığıyla karbondan arındırılması |
decarbonization through regeneration of cation exchange resin n.
|
|
220 |
Chemistry |
kaynama noktası aracılığıyla ortalama moleküler ağırlığın belirlenmesi |
ebulliometry n.
|
|
221 |
Chemistry |
kaynama noktası aracılığıyla ortalama moleküler ağırlığı belirleyen alet |
ebulliometer n.
|
|
222 |
Chemistry |
kaynama noktası aracılığıyla ortalama moleküler ağırlığı belirleyen alet |
ebullioscope n.
|
|
223 |
Chemistry |
kaynama noktası aracılığıyla ortalama moleküler ağırlığı belirleme tekniği |
ebullioscopy n.
|
|
224 |
Chemistry |
bileşiklerin su aracılığıyla parçalanması |
hydrolysis n.
|
|
225 |
Chemistry |
kaynama noktası aracılığıyla ortalama moleküler ağırlığı belirleme tekniğine ait |
ebullitional adj.
|
|
Biology |
|
226 |
Biology |
genetik özelliklerin yalnızca dişiler aracılığıyla kalıtılması |
hologyny n.
|
|
227 |
Biology |
iki faktör aracılığıyla oluşan |
dimeric adj.
|
|
228 |
Biology |
fotosentez aracılığıyla |
photosynthetically adv.
|
|
229 |
Biology |
iç denge aracılığıyla |
homeostatically adv.
|
|
Marine Biology |
|
230 |
Marine Biology |
tabanda oluşan pisliklerin çakılların altındaki tabla aracılığıyla temin edilen süzme yöntemi |
undergravel filter n.
|
|
Botanic |
|
231 |
Botanic |
kuzey amerika'ya özgü, ulaklar aracılığıyla yayılmış olan çok yıllık bir bitki |
ladies' tobacco (antennaria plantaginifolia) n.
|
|
232 |
Botanic |
kuzey amerika'ya özgü, ulaklar aracılığıyla yayılmış olan çok yıllık bir bitki |
lady's tobacco n.
|
|
233 |
Botanic |
böcekler aracılığıyla tozlaşmış bitki |
insect-pollinated plant n.
|
|
234 |
Botanic |
böcekler aracılığıyla tozlaşmış çiçek |
insect-pollinated flower n.
|
|
235 |
Botanic |
kuzey amerika'ya özgü, ulaklar aracılığıyla yayılmış olan çok yıllık bir bitki |
mouse–ear everlasting n.
|
|
236 |
Botanic |
kuzey amerika'ya özgü, ulaklar aracılığıyla yayılmış olan çok yıllık bir bitki |
mouse–ear plantain n.
|
|
237 |
Botanic |
kuzey amerika'ya özgü, ulaklar aracılığıyla yayılmış olan çok yıllık bir bitki |
cat's-foot n.
|
|
238 |
Botanic |
kuzey amerika'ya özgü, ulaklar aracılığıyla yayılmış olan çok yıllık bir bitki |
antennaria plantaginifolia n.
|
|
Social Sciences |
|
239 |
Social Sciences |
cinsiyetin toplumsal bir sistem aracılığıyla erkek ve kadın şeklinde birbirine karşıt olarak konumlandırılan iki cinsiyet ile sınıflandırılması |
gender binary n.
|
|
Education |
|
240 |
Education |
televizyon aracılığıyla verilen ders |
telecourse n.
|
|
Literature |
|
241 |
Literature |
şairin izlenimlerinin sembolizm aracılığıyla tasvir edildiği bir şiir yazım stili |
impressionism n.
|
|
Linguistics |
|
242 |
Linguistics |
1 veya 2 hücreli bir karakter aracılığıyla bir kelimeyi veya parçasını temsil eden braille alfabesi işareti |
contraction n.
|
|
243 |
Linguistics |
(sözcük veya ifadeyi) önüne getirilen öğe aracılığıyla değiştirmek |
premodify v.
|
|
Religious |
|
244 |
Religious |
tanrı’nın, insanların gereksinimlerine hizmet etmek için, kilise aracılığıyla mucizevi bir şekilde çalıştığını kabul eden Kutsal Ruh’la ilgili teoloji |
charismatic n.
|
|
245 |
Religious |
tanrı’nın, insanların gereksinimlerine hizmet etmek için, kilise aracılığıyla mucizevi bir şekilde çalıştığını kabul eden Kutsal Ruh’la ilgili teoloji |
charismatic movement n.
|
|
246 |
Religious |
hz isa´dan kaynaklanan ve papaz aracılığıyla yapılan kutsal bir işlem |
sacrament n.
|
|
247 |
Religious |
aracı olarak seçtiği kimseyi etkisi altına alarak onun aracılığıyla dile gelen ruh |
guide n.
|
|
Geology |
|
248 |
Geology |
tüm kayaların ve yer katmanlarının su aracılığıyla oluştuğu teorisi |
neptunian theory n.
|
|
Military |
|
249 |
Military |
telsiz aracılığıyla telgraf kodlarının iletilmesi |
radio telegraphy n.
|
|
250 |
Military |
gerekli yüksek sıcaklıkların fisyon aracılığıyla elde edildiği bir silah |
thermonuclear weapon n.
|
|
Art |
|
251 |
Art |
simge, suret aracılığıyla temsil eden |
figurative adj.
|
|
Music |
|
252 |
Music |
(elektro gitar'da, bateri'de) pedalla çalıştırılan elektronik parça aracılığıyla üretilen bir ses |
wah-wah n.
|
|
253 |
Music |
kesintisiz tonlar üretip klavye aracılığıyla çalınan çeşitli büyük müzik aletlerine verilen ad |
organ n.
|
|
Cinema |
|
254 |
Cinema |
izleyicinin hikayeyi yönetmenin açıklamalarından ziyade eylemler aracılığıyla anlamasını sağlayan bir anlatım tekniği |
show, don't tell n.
|
|
Engineering |
|
255 |
Engineering |
yüksek enerjili ışınlar aracılığıyla malzemeleri lehimlerken ya da keserken oluşan geçici buhar veya plazma kolonu |
keyhole n.
|
|