boom! - Türkisch Englisch Wörterbuch

boom!

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen, die der Begriff "boom!" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 310 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
boom n. patlama sesi
The cellar-door flew open with a booming sound.
Kiler kapısı bir patlama sesi ile açıldı.

More Sentences
General
boom n. patlama (bir yerin ticaret, nüfus vb'nde)
We are faced with a boom in freight transport, which will expand even further with enlargement.
Genişlemeyle birlikte daha da artacak olan yük taşımacılığında bir patlama ile karşı karşıyayız.

More Sentences
boom v. hızla yükselmek (nüfus vb)
She is booming as a singer.
Şarkıcı olarak hızla yükseliyor.

More Sentences
boom v. gelişmek
Our economy is booming.
Ekonomimiz gelişiyor.

More Sentences
boom v. patlamak (olumlu bir şekilde)
Business was booming.
İşler patlıyordu.

More Sentences
boom v. hızla artmak (ticaret)
Sami's wealth was booming.
Sami'nin serveti hızla artıyordu.

More Sentences
Trade/Economic
economic boom n. ekonomik patlama
Economic boom periods do not last forever.
Ekonomik patlama dönemleri sonsuza kadar sürmez.

More Sentences
Common Usage
boom n. gümbürtü
boom v. gümlemek
General
boom n. canlılık (pazarda)
boom n. hamle
boom n. çıkış
boom n. gürleme
boom n. kamera kolu
boom n. bum
boom n. ışık direği
boom town n. mantar kent
boom n. kol (mikrofon, kamera, vinç)
boom box n. taşınabilir kaset veya cd çalar
boom n. uğultu
boom n. liman ağzındaki mania
boom n. rüzgar uğultusu
microphone boom n. mikrofon vinci
boom n. seren
boom n. mikrofon kolu
boom n. yüzer kütüklerden oluşan engel
boom n. baston
boom n. gövdecik
boom n. akarsuların iki yakasına gerilen ve geçisi önleyen kalın zincir
baby boom n. doğum oranındaki ani artış
boom n. uzun putrel
boom n.
boom n. fiyatlarda ani yükselme
boom n. piyasada canlılık
boom n. canlılık (piyasa)
boom n. canlanma
boom n. hızlı artış
boom n. güm
boom n. büyük rağbet
boom n. hızlı büyüme
boom n. vinç kolu
boom town n. hızla kalkınmış kent
boom n. gümbürtü
boom n. derinden gelen ses
market boom n. piyasada yaşanan canlılık
boom n. ani artış
sonic boom n. ses duvarını aşan bir uçağın yol açtığı patlama sesi
boom n. boru
boom town n. mantar şehir
demand boom n. talep patlaması
emigration boom n. göç patlaması
migration boom n. göç patlaması
bottom boom n. alt başlık
boom n. artış
boom n. yükseliş
crime boom n. suç patlaması
boom gates n. tesis/garaj vb gibi mahallerde kullanılan otomatik demir bariyer
boom barrier n. tesis/garaj vb gibi mahallerde kullanılan otomatik demir bariyer
boom year n. patlama yılı
log boom n. nehir bariyeri
boom n. su yolunda birbirine bağlı kütük bariyeriyle kapatılmış alan
boom n. barfiks
boom time n. refah dönemi
boom time n. yükselme dönemi
boom v. medh ederek tanıtmak
boom v. vızıldamak
boom v. reklamını yapmak
boom v. reklam yapmak
boom repeatedly v. güm güm etmek
boom v. artırmak
boom v. fırlamak
boom v. uğuldamak
boom v. patlama içinde olmak
boom v. güm etmek
boom v. ilerlemek
boom v. geliştirmek
boom v. çıkış yapmak
boom v. yükselmek
boom v. gürlemek
boom v. yıldızı parlamak
boom v. gümbürdemek
boom v. birden artmak
lower the boom on someone v. birini yerden yere vurmak
boom v. uğuldamak
boom v. gürüldemek
boom v. gürleyerek konuşmak
boom v. şiddetle bağırmak
boom v. büyük telaş içinde hareket etmek
boom v. sertçe vurmak
boom v. şimşek çakmak
boom v. (yüklü bir gemi gibi) hızla ve gümbürdeyerek hareket etmek
boom v. avare avare dolaşmak
boom v. sürtmek
boom v. (nehir) özellikle kütüklerin yüzeceği seviyeye kadar aniden yükselmek
boom v. (kütük) yükselen bir nehirde yüzmek
boom v. bir şeyin gelişmesi için çaba göstermek
boom v. desteklemek
boom adv. aniden
boom adv. vakit kaybetmeden
boom adv. tereddüt etmeden
boom interj. bom (gümbürtü sesi)
Phrasals
boom something out v. bağırarak söylemek
boom out v. gümbürdemek
boom something out v. yüksek sesle söylemek
boom (off) v. vinç bomuyla uzatmak
boom (off) v. vinç bomuyla hareket ettirmek
boom (off) v. vinç bomuyla müdahale etmek
boom (out) v. vinç bomuyla uzatmak
boom (out) v. vinç bomuyla hareket ettirmek
boom (out) v. vinç bomuyla müdahale etmek
boom out v. gümlemek
boom out v. yüksek sesle konuşmak
boom out v. bağırarak söylemek
boom out v. haykırmak
boom out v. gürlemek
Phrases
boom or bust expr. birden patlama-sönme
boom or bust expr. hızla yükselme-düşme
boom or bust expr. ya çok iyi ya da çok kötü sonuçlanan durum
boom or bust expr. ya patlar ya söner
boom or bust expr. ya hızla yükselir ya hızla düşer
Colloquial
ace boom-boom n. yakın arkadaş
ace boom-boom n. kanka
ace boom-boom n. eküri
boom n. beklenmedik şans
boom n. beklenmedik zenginlik
boom n. gökten gelen refah
boom n. talih kuşu
ace boom-boom n. yakın arkadaş
ace boom-boom n. kanka
ace boom-boom n. pampa
boom v. müzik dinlemek
boom v. taşınabilir/kablosuz hoparlörlerle müzik dinlemek
boom goes the dynamite interj. işte bu
boom goes the dynamite interj. budur
boom goes the dynamite interj. işte bu kadar
boom exclam. işte bu
boom exclam. budur
boom exclam. işte bu kadar
Idioms
ace boom-boom n. kanka
ace boom-boom n. canciğer dost
boom n. devlet kuşu
boom n. devletkuşu
lower the boom on someone v. birini azarlamak
drop/lower the boom v. gardını almak
lower the boom (on someone or something) v. (birini/bir şeyi) yerden yere vurmak
lower the boom (on someone or something) v. (birini/bir şeyi) cezalandırmak
lower the boom (on something) v. (bir şeyi) durdurmak
lower the boom (on something) v. (bir şeyi) sonlandırmak
lower the boom on v. -i yerden yere vurmak
lower the boom on v. '-i azarlamak
lower the boom on v. '-i durdurmak
lower the boom on v. '-i cezalandırmak
lower the boom on v. '-i sonlandırmak
Trade/Economic
boom and slump n. ani artış-düşüş
boom and bust n. ani yükseliş ve düşüş
boom n. aşırı iyileşme
boom value n. balon değer
boom n. ekonomik canlılık
boom n. ekonominin ani ve kısa yükselişi
boom value n. gerçeği yansıtmayan değer
dot-com boom n. internet şirketleri patlaması
export boom n. ihracat patlaması
boom in the market n. pazarda hareketlilik
market boom n. pazarda hareketlilik
boom in the market n. piyasada hareketlilik
boom n. piyasadaki canlılık
market boom n. piyasada hareketlilik
boom n. piyasada yükselme
boom n. patlama
boom n. piyasada canlılık
the sales boom n. satış patlaması
boom value n. şişirme değer
boom value n. spekülatif değer
boom company n. su üzerinde kereste taşıma şirketi
boom n. (yolda) engel
boom n. ekonomik etkinliklerin hızla arttığı bir dönem
boom n. ekonomi patlaması
mini-boom n. kısa süreli ekonomik büyüme
market to boom v. piyasa canlanmak
(the sales) to boom v. satış patlamak
boom adj. ekonomik etkinliklerin hızla arttığı bir döneme ait
boom adj. ekonomik etkinliklerin hızla arttığı bir dönemden kaynaklanan
boom adj. ekonomik etkinliklerin hızla arttığı bir dönemle sürdürülen
boom-bust adj. yükseliş ve düşüş döngüsüyle ilgili
boom and bust adj. yükseliş ve düşüş döngüsüyle ilgili
Law
boom n. yüksek konjonktür
boom n. yüksek konjonktürde piyasanın aşırı kızışması
Politics
baby boom generations n. baby boom kuşağı
baby boom n. doğum oranında artış olan zaman dilimi (bilhassa ikinci dünya savaşı sonrası dönem)
boom-and-bust episode n. ani yükseliş ve düşüş dönemi
baby boom n. bebek doğumundaki artış
baby boom n. doğum patlaması
boom n. (siyasi aday) popülaritenin artması
Tourism
tourist boom n. turist patlaması
tourism boom n. turizm patlaması
Technical
compression boom n. basınç başlığı
boom hinge n. bum mafsalı
boom hoist n. bumlu kaldırıcı
boom length n. bum uzunluğu
boom placement concreting method n. bumlu beton serme yöntemi
boom locking pin n. bom kilit pini
boom drum n. bom kampanası
boom derrick n. bumlu derik
boom inclination n. bum eğimi
boom cylinder n. bom silindiri
boom limit switch n. bum sınırlama anahtarı
boom base pins n. bom kule bağlantı pimleri
boom hoist n. bomlu vinç
boom extension n. bum uzatması/eki
boom elevation n. bum yüksekliği
boom n. bum
boom lift n. çalışma platformu
tension boom n. çekme başlığı
whisker boom n. civadra çubuğu
boom lift n. çubuk forklift
boom hoist n. direkli yükseltici
boom hoist n. direkli vinç
boom n. kaldırma kolu
mobile lattice boom hydraulic crane n. kafes bomlu hidrolik mobil vinç
boom barrier n. kollu bariyer
boom-town n. mantar kent
microphone boom n. mikrofon arabası
microphone boom n. mikrofon vinci
fore boom n. ön bom
boom lift n. personel yükseltici platform
boom n. putrel
boom lift n. sepetli vinç
sonic boom n. ses duvarını aşan bir uçağın çıkardığı ses
sonic boom n. ses patlaması
stub boom n. sivri bom
telescopic boom n. teleskopik bum
boom n. vinç kolu
reach boom n. uzun bom
boom kickout n. vinç kolu uzaması
boom n. bir yagi antenin en uzun parçası
boom n. çapa kepçe üzerinde kolun traktöre en yakın kısmı
boom pour v. vinç kolu ile beton dökmek
boom v. vinçle hareket ettirmek
boom v. vinçle konumlandırmak
boom v. (kütükleri) vinç bomuyla toplamak
boom v. vinç bomuyla su çekmek
boom v. (direğe bağlı yükü) vinç bomuyla kaldırıp yerleştirmek
Telecom
gravity gradient boom n. hacıyatmaz çubuğu
Construction
knuckle boom mobile crane n. katlanır bomlu mobil vinç
boom n. bom
boom lowering control device n. bom indirme kontrol tertibatı
side boom n. boru döşeyici
concreting boom n. beton dökme bumu
telescoping-boom cranes n. teleskopik bumlu vinçler
crane boom n. vinç kolu
crane boom n. vinç bomu
loader equipped with side boom n. yan bomlu yükleyici
boom truck n. vinç kamyonu
Automotive
boom n. gümbürtü
engine boom n. motor gürültüsü
Aeronautic
flying boom n. havada yakıt ikmal hortumu
sonic boom n. ses patlaması
boom n. uçağın kuyruğuyla gövdesini birbirine bağlayan kiriş
boom n. uçuş sırasında tanker uçağından başka bir uçağa yakıt ikmali yapmaya yarayan uzun boş tüp
tail boom n. uçağın kuyruğuyla gövdesini birbirine bağlayan kiriş
Marine
boom n. baston
jib boom n. büyük baston
boom n. bumba
jib boom n. cıvadra
flying gurnard jib-boom n. civadra bastonu
derrick boom head fittings n. dikme bom baş bağlantıları
derrick boom n. dikme bomu
derrick boom heel fittings n. dikme vinç bom taban bağlantıları
jib boom n. geminin baş tarafına uzanan sabit seren
lifting boom n. kaldırma direği
boom lowering control device n. kontrollü bom indirme kumanda tertibatı
boom-guy tackle n. orsa pupa palangaları
oil boom n. petrolün yayılmasını önleme çiti
spanker boom toping lift n. randa bumbası dik ventosu
spanker boom n. randa sereni
boom vang n. pupa palangası
spanker boom n. randa bumbası
boom n. seren
awning boom n. tente omurgası
boom for boats n. yan mataforası
studding sail boom n. yan çubuğu
cargo boom n. yük bumbası
wishbone boom n. gemi direği ve altabaso yakasına bağlı iki kolu olan yelkenli bumbası
boom n. yüzer engeli
boom n. doğu akdeniz ve hint okyanusu'nda kıyı ticareti ve inci çıkarma için kullanılan iki direkli yelkenli gemi
boom iron n. bumba halkası
ringtail boom n. geminin kıç tarafında bulunan bir tür hafif yelkeni açmak için bumbaya yerleştirilmiş direk
gib boom n. kuntra baston
flying-jib boom n. geminin baş tarafına uzanan sabit serenin uzantısı
Mining
boom type roadheader n. kollu tip galeri açma makinesi
Zoology
boom n. bazı hayvanların çığlığı
Botanic
kaffir boom (erythrina caffra) n. güney afrika'ya özgü kısmen yaprak dökmeyen bir ağaç
Social Sciences
pregnancy boom n. hamilelik patlaması
Environment
sheer boom n. akarsuda yüzen kütükleri tek bir yöne yönlendiren engel
Geography
boom n. etek
sonic boom n. sonik patlama
Military
torpedo boom n. geçmişte askerlerin taşıdığı, ucunda torpido bulunan direk
jumbo boom n. cambo dikme
flying boom n. havadan yakıt ikmal hortumu
Sport
boom n. yüzücü geçit engeli
boom n. (rüzgar sörfü) bumba
Music
mic boom pole n. mikrofon sopası
boom pole n. mikrofon sopası
microphone boom pole n. mikrofon sopası
Cinema
boom operator n. mikrofoncu
boom man n. mikrofoncu
Slang
boom sticks n. baget
bada-bing bada-boom n. bir şeyin zorlanmadan veya gecikmeden yapılabileceğini ifade eden söz
boom daddy! expr. harika!
Modern Slang
aii so boom n. iyi bir hikayeyi veya dedikoduyu anlatmaya başlarken konuya girmek için kullanılan bir ifade

Bedeutungen, die der Begriff "boom!" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Politics
baby boom kuşağı baby boom generations n.