egg - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

egg

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "egg" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 20 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
egg n. yumurta
General
egg n. eşek şakası
egg n. taslak
egg n. yumurta
egg n. torpido
egg n. tohum
egg n. bomba
egg n. şaka
egg v. kışkırtmak
egg v. teşvik etmek
egg v. tahrik etmek
egg v. yumurta atmak
egg v. damarına basmak
egg v. dürtmek
egg v. yabani kuş yumurtaları toplamak
Colloquial
egg n. kişi
egg n. kimse
egg n. biri
egg n. birisi
Biology
egg n. yumurta

Bedeutungen, die der Begriff "egg" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
goose egg n. sıfır
egg yolk n. yumurta sarısı
egg beater n. yumurta çırpma teli
fried egg n. sahanda yumurta
chicken egg n. tavuk yumurtası
egg white n. yumurta akı
egg shell n. yumurta kabuğu
hard boiled egg n. çok kaynamış yumurta
egg crate n. yumurta sepeti
bird's egg n. kuş yumurtası
coddled egg n. haşlanmış yumurta
easter egg n. paskalya yumurtası
nest egg n. fol
the white of an egg n. yumurta akı
fried egg n. kızarmış yumurta
a curate's egg n. hem iyi hem kötü
egg and bunny n. yumurta ve tavşan
the white of an egg n. yumurtanın beyazı
abnormal egg n. kusurlu yumurta
egg membrane n. yumurta zarı
hard-boiled egg n. katı yumurta
hard-boiled egg n. lop yumurta
day-fresh egg n. günlük yumurta
egg yolk n. yumurtanın sarısı
white of egg n. yumurta akı
rotten egg n. bozuk yumurta
rotten egg n. bayat yumurta
spoiled egg n. bozuk yumurta
spoiled egg n. bayat yumurta
ostrich egg n. devekuşu yumurtası
egg box n. yumurta paketi
chicken and egg problem n. tavuk ve yumurta problemi
frozen egg n. dondurulmuş yumurta
egg-and-spoon race n. yumurta yarışı
egg-and-spoon race n. kaşıkla yumurta taşıma yarışı
duck egg blue n. cam göbeği
duck egg blue n. cam göbeği rengi
duck egg blue n. cam göbeği mavisi
egg tapping n. yumurta tokuşturma oyunu
egg tapping n. yumurta tokuşturma
egg fight n. yumurta tokuşturma
egg fight n. yumurta tokuşturma oyunu
egg timer n. yumurta saati
egg timer n. yumurta zamanlayıcı
boiled egg n. rafadan yumurta
egg carton n. yumurta kutusu
egg carton n. yumurta paketi
rotten egg n. çürümüş yumurta
egg smell n. yumurta kokusu
egg odor n. yumurta kokusu
rotten egg n. çürük yumurta
fried egg sandwich n. yağda yumurtalı sandviç
egg white n. yumurta beyazı
village egg n. köy yumurtası
egg seller n. yumurtacı
egg nyte n. yaramazlık gecesi
egg timer n. yumurta pişirme aleti
egg baby n. yumurta bebek
egg hunting n. yumurta avcılığı
egg wars n. yumurta savaşları
surprise egg n. sürpriz yumurta
candy egg n. yumurta şeklinde şeker
nest egg n. daha fazla büyüme veya gelişmeyi teşvik eden çekirdek veya başlangıç birikimi
peeled egg n. soyulmuş yumurta
cracked egg n. çatlak yumurta
cracked egg n. kırık yumurta
dove egg n. güvercin yumurtası
egg-glass n. yumurta haşlamada kullanılan küçük bir kum saati
wind egg n. eksik olan şey
wind egg n. kusurlu şey
hard-cooked egg n. katı yumurta
hard-cooked egg n. tam pişmiş yumurta
game egg n. dövüş horozu yumurtası
gripe's egg [obsolete] n. simyacıların kullandığı, çok büyük yumurta şeklinde bir kap
egg on v. tahrik etmek
egg somebody on v. doldurmak
egg somebody on v. dolduruşa getirmek
egg on v. kışkırtmak
egg on to be v. cesaretlendirmek
egg somebody on to do something v. dolduruşa getirmek
egg on to v. cesaretlendirmek
egg on v. teşvik etmek
egg someone on v. gaza getirmek
egg someone on v. (birisine) gaz vermek
throw egg v. yumurta atmak
boil an egg v. yumurta haşlamak
boil egg v. yumurta haşlamak
boil an egg v. yumurta kaynatmak
boil egg v. yumurta kaynatmak
crack an egg into a pan v. tavaya yumurta kırmak
peel an egg v. yumurta soymak
egg shaped adj. yumurta şeklinde
egg-shaped adj. oval
egg-shaped adj. yumurtamsı
egg-shaped adj. yumurta şeklinde
egg-shaped adj. ovoit
egg-shaped adj. yumurta biçimli
egg-filled adj. yumurta dolu
egg-filled adj. yumurtayla dolu
egg-producing adj. yumurta üretebilen
egg-producing adj. yumurtlayabilen
Phrases
the same fire that melts the butter hardens the egg expr. bir güçlük karşısında kimi zorlanır kimi hemen ayağa kalkar
the same fire that melts the butter hardens the egg expr. bir tecrübeye her insan farklı şekilde tepki gösterir
the same fire that melts the butter hardens the egg expr. aynı şeyi yaşayan insanların tepkileri farklı olabilir
the same fire that melts the butter hardens the egg expr. aynı olay karşısında her insanın tepkisi farklıdır
the same fire that melts the butter hardens the egg expr. kimini etkilemeyen olay bazısına da dehşet verici gelir
the same fire that melts the butter hardens the egg expr. aynı olay karşısında kimi korkuyla siner kimi dimdik ayakta durur
last one in is a rotten egg expr. son gelen çürük yumurta
last one in is a rotten egg expr. sona kalan çürük yumurta
Proverb
a wild goose never laid a tame egg kırk yıllık kani olur mu yani
a wild goose never laid a tame egg hiçbir şey durduk yere değişmez
a wild goose never laid a tame egg böyle gelmiş böyle gider
Colloquial
a good egg n. dürüst ve güvenilir insan
good egg n. helal süt emmiş kimse
easter egg n. sürpriz yumurta
lay an egg v. dalga geçmek
egg someone on v. (birisine) gaz vermek
with egg on (one's) face adj. komik/gülünç duruma düşmüş
with egg on (one's) face adj. aptal durumuna düşmüş
with egg on (one's) face adj. eline yüzüne bulaştırmış
with egg on (one's) face adj. mosmor olmuş
with egg on (one's) face adj. yüzüne gözüne bulaştırmış
with egg on (one's) face adj. utanılacak duruma düşmüş
with egg on (one's) face adj. utancından yerin dibine girmiş
with egg on (one's) face adj. bozum olmuş
with egg on your face adj. komik/gülünç duruma düşmüş
with egg on your face adj. aptal durumuna düşürmüş
with egg on your face adj. eline yüzüne bulaştırmış
with egg on your face adj. mosmor olmuş
with egg on your face adj. yüzüne gözüne bulaştırmış
with egg on your face adj. utanılacak duruma düşmüş
with egg on your face adj. utancından yerin dibine girmiş
with egg on your face adj. bozum olmuş
go fry an egg! expr. defol git!
go fry an egg! expr. git başımdan!
what do you want, egg in your beer? expr. daha ne bekliyorsun?
what do you want, egg in your beer? expr. yetmedi mi?
what do you want, egg in your beer? expr. buldun da bunuyorsun?
Idioms
a goose egg n. sıfır çekme
a goose egg n. kafadaki şişlik
a goose egg n. fiyasko
a hard egg to crack n. zor biri/mesele/durum/iş
a goose egg n. boş geçme
a goose egg n. hezimet
a hard egg to crack n. meşakkatli şey
a goose egg n. hüsran
a goose egg n. hayal kırıklığı
butter-and-egg man n. parasını şehirde çarçur eden köy/toprak ağası
a bad egg n. beş para etmez kimse
a bad egg n. beş para etmez kişi
a chicken and egg situation n. çözümsüz durum
a bad egg n. dürüst olmayan kişi
good egg n. iyi kişi
a bad egg n. itin teki
good egg n. iyi adam
good egg n. iyi kimse
one's (butter and) egg money n. kadın bir çiftçinin çiftlikten kazandığı para
the curate's egg n. kısmen iyi kısmen kötü
a chicken and egg situation n. kısır döngü
bad egg n. kötü insan
rotten egg n. kötü insan
a chicken and egg situation n. tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan çıkar durumu
a chicken and egg situation n. tavuk ve yumurta durumu
someone's nest egg n. zor günler için biriktirilen para
a hard egg to crack n. anlaşılması güç durum
a hard egg to crack n. içinden çıkılması güç durum
a hard egg to crack n. kapalı kutu
a hard egg to crack n. çözmesi zor kimse
tough egg (to crack) n. çetin ceviz
tough egg (to crack) n. zorlu rakip
tough egg (to crack) n. kapalı kutu
tough egg to crack n. çetin ceviz
tough egg to crack n. zorlu rakip
tough egg to crack n. kapalı kutu
a goose egg n. puan alamama
a goose egg n. sıfır puan
a goose egg n. koca bir sıfır
a goose egg n. kafada şişlik
a goose egg n. kafayı bir yere vurmaktan kaynaklı yumurta şeklinde şişlik
a goose egg n. kafada oluşan yumru
a goose egg n. yenilgi
a goose egg n. başarısızlık
goose egg n. kafada şişlik
goose egg n. kafayı bir yere vurmaktan kaynaklı yumurta şeklinde şişlik
goose egg n. kafada oluşan yumru
goose egg n. puan alamama
goose egg n. sıfır puan
goose egg n. koca bir sıfır
goose egg n. puan alamama
goose egg n. sıfır puan
goose egg n. koca bir sıfır
goose egg n. koca bi hiç
goose egg n. puan alamama
goose egg n. sıfır puan
goose egg n. koca bir sıfır
goose egg n. kafada şişlik
goose egg n. kafayı bir yere vurmaktan kaynaklı yumurta şeklinde şişlik
goose egg n. kafada oluşan yumru
goose egg n. başarısızlık
goose egg n. sıfır puan
goose egg n. koca bir sıfır
goose egg n. koca bir hiç
goose egg n. fiyasko
goose egg n. hezimet
egg in your beer n. bedavadan kazanç
(butter and) egg money [old-fashioned] n. bir çiftçinin karısının çiftlikte üretilen bazı ürünleri (yumurta, tereyağı) satarak kazandığı ekstra para
a chicken and egg situation/problem n. çözümsüz durum
a chicken and egg situation/problem n. kısır döngü
a chicken and egg situation/problem n. tavuk ve yumurta durumu
a chicken and egg situation/problem n. tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan çıkar durumu
a chicken and egg situation/problem n. neyin neyden kaynaklandığının bilinmediği/belirsiz olduğu durum
a chicken-and-egg problem n. çözümsüz durum
a chicken-and-egg problem n. kısır döngü
a chicken-and-egg problem n. tavuk ve yumurta durumu
a chicken-and-egg problem n. tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan çıkar durumu
a chicken-and-egg problem n. neyin neyden kaynaklandığının bilinmediği/belirsiz olduğu durum
a chicken-and-egg situation n. çözümsüz durum
a chicken-and-egg situation n. kısır döngü
a chicken-and-egg situation n. tavuk ve yumurta durumu
a chicken-and-egg situation n. tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan çıkar durumu
a chicken-and-egg situation n. neden-sonuç ilişkisinin belirsiz olduğu durum
a chicken-and-egg situation n. neyin neyden kaynaklandığının bilinmediği/belirsiz olduğu durum
a curate's egg [uk] n. kısmen iyi kısmen kötü
a curate's egg [uk] n. şöyle böyle
a curate's egg [uk] n. bir kısmı iyi bir kısmı kötü
a good egg [old-fashioned] n. helal süt emmiş kimse
a good egg [old-fashioned] n. kibar ve güvenilir kimse
a nest egg n. birikim
a nest egg n. biriktirilen para
a nest egg n. kenara koyulan para
a nest egg n. tasarruf
a nest egg n. gelecek için yapılan birikim
a nest egg n. gelecek için biriktirilen para
a rotten egg n. içinde kötülük olan kimse
a rotten egg n. doğası kötü olan kimse
a rotten egg n. özünde kötü kimse
a rotten egg n. helal süt emmemiş kimse
a rotten egg n. tam bir bela
a rotten egg n. sütü bozuk kimse
a rotten egg n. kötü huylu kimse
bad egg n. beş para etmez kimse
bad egg n. rezil kimse
bad egg n. şerefsiz
chicken and egg n. tavuk ve yumurta durumu
chicken and egg n. tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan
chicken and egg n. çözümsüz durum
chicken and egg n. kısır döngü
chicken and egg n. neden-sonuç ilişkisinin belirsiz olduğu durum
curate's egg [uk] n. hem iyi hem kötü şey
curate's egg [uk] n. kısmen iyi kısmen kötü şey
curate's egg [uk] n. şöyle böyle bir şey
egg on (one's) face n. komik/gülünç durum
egg on (one's) face n. mosmor/bozum olma durumu
egg on (one's) face n. utanç verici durum
egg on (one's) face n. utanılacak durum
egg on (one's) face n. eline yüzüne bulaştırma
egg on your face n. komik/gülünç durum
egg on your face n. mosmor/bozum olma durumu
egg on your face n. utanç verici durum
egg on your face n. utanılacak durum
egg on your face n. eline yüzüne bulaştırma
egg all over your face n. komik/gülünç durum
egg all over your face n. mosmor/bozum olma durumu
egg all over your face n. utanç verici durum
egg all over your face n. utanılacak durum
egg all over your face n. eline yüzüne bulaştırma
egg on your face n. komik/gülünç durum
egg on your face n. mosmor/bozum olma durumu
egg on your face n. utanç verici durum
egg on your face n. utanılacak durum
egg on your face n. eline yüzüne bulaştırma
one's egg money n. kadın bir çiftçinin çiftlikten kazandığı para
curate's egg n. hem iyi hem kötü yönleri olan şey
over-egg the pudding v. aşırıya kaçmak
break one's egg v. (bir maçta) ilk sayısını yapmak
break one's egg v. (bir maçta) iyi bir açılış yapmak
break one's egg v. sayı yapmaya başlamak
break one's egg v. şeytanın bacağını kırmak
crack one's egg v. (bir maçta) ilk sayısını yapmak
crack one's egg v. (bir maçta) iyi bir açılış yapmak
crack one's egg v. sayı yapmaya başlamak
crack one's egg v. şeytanın bacağını kırmak
kill the goose that lays the golden egg v. altın yumurtlayan tavuğu kesmek
kill the goose that laid the golden egg v. altın yumurtlayan tavuğu kesmek
have egg on one's face v. aptal durumuna düşmek
build a nest egg v. birikim yapmak/para biriktirmek/köşeye üç beş kuruş atmak
have an egg on one's face v. bozum olmak
lay an egg v. beklentileri karşılayamamak
kill the goose that lays the golden egg v. bindiği dalı kesmek
egg someone on v. birine gaz vermek
lay an egg v. dalga geçmek
lay an egg v. fiyaskoyla sonuçlanmak
lay an egg v. fiyasko vermek
lay an egg v. fos çıkmak
egg someone on v. fitil vermek
lay an egg v. hatalı bir söz etmek
lay an egg v. hata yapmak
have egg on one's face v. mosmor olmak
lay an egg v. kötü bir performans sergilemek
kill the goose that lays the golden egg v. kapıyı kırıp odun etmek
over-egg the pudding v. kaş yapayım derken göz çıkarmak
lay an egg v. taşak geçmek
lay an egg v. tiye almak
have egg on one's face v. utanılacak duruma düşmek
have egg on one's face v. utancından yerin dibine girmek
lay an egg v. yumurta yumurtlamak
have egg on one's face v. yüzüne gözüne bulaştırmak
can't boil an egg v. yumurta bile kıramaz
break (one's) egg v. (bir müsabakada) şeytanın bacağını kırmak
break (one's) egg v. ilk sayısını yapmak
have/wipe off the egg on one's face v. kendini komik/gülünç duruma düşürmek
have/wipe off the egg on one's face v. kendini aptal durumuna düşürmek
have/wipe off the egg on one's face v. eline yüzüne bulaştırmak
have/wipe off the egg on one's face v. mosmor olmak
have/wipe off the egg on one's face v. yüzüne gözüne bulaştırmak
have/wipe off the egg on one's face v. utanılacak duruma düşmek
have/wipe off the egg on one's face v. utancından yerin dibine girmek
have/wipe off the egg on one's face v. bozum olmak
over-egg the pudding v. aşırıya kaçmak
over-egg the pudding v. abartmak
over-egg the pudding v. kaş yapayım derken göz çıkarmak
over-egg the pudding v. abartıya kaçmak
over-egg the pudding v. suyunu çıkartmak
over-egg the cake v. aşırıya kaçmak
over-egg the cake v. abartmak
over-egg the cake v. kaş yapayım derken göz çıkarmak
over-egg the cake v. abartıya kaçmak
over-egg the cake v. suyunu çıkartmak
(have) egg on your face v. kendini aptal durumuna düşürmek
(have) egg on your face v. aptal durumuna düşmek
(have) egg on your face v. mosmor olmak
(have) egg on your face v. yüzüne gözüne bulaştırmak
(have) egg on your face v. utanılacak duruma düşmek
(have) egg on your face v. utancından yerin dibine girmek
egg on face v. komik/gülünç durum
egg on face v. mosmor/bozum olma durumu
egg on face v. utanç verici durum
egg on face v. utanılacak durum
egg on face v. eline yüzüne bulaştırma
wipe off the egg on (one's) face v. (kendini) komik/gülünç duruma düşürmek
wipe off the egg on (one's) face v. eline yüzüne bulaştırmak
wipe off the egg on (one's) face v. mosmor olmak
wipe off the egg on (one's) face v. yüzüne gözüne bulaştırmak
wipe off the egg on (one's) face v. utanılacak duruma düşmek
wipe off the egg on (one's) face v. utancından yerin dibine girmek
wipe off the egg on (one's) face v. bozum olmak
have egg on face v. mosmor olmak
have egg on face v. aptal durumuna düşmek
have egg on face v. yüzüne gözüne bulaştırmak
have egg on face v. utanılacak duruma düşmek
have egg on face v. utancından yerin dibine girmek
have got egg on (one's) face v. bozum olmak
have got egg on (one's) face v. mosmor olmak
have got egg on (one's) face v. yüzüne gözüne bulaştırmak
have got egg on (one's) face v. utanılacak duruma düşmek
have got egg on (one's) face v. utancından yerin dibine girmek
have got egg on (one's) face v. aptal durumuna düşmek
wind-egg expr. bereketsiz
(go) suck a egg! expr. defol git!
(go) suck a egg! expr. çek arabanı!
the curate's egg expr. şöyle böyle
which came first the chicken or the egg? expr. yumurta mı tavuktan çıkar tavuk mu yumurtadan?
wind-egg expr. verimsiz
Speaking
which came first the chicken or the egg? expr. tavuk mu yumurtadan çıkar yumurta mı tavuktan çıkar?
which came first the chicken or the egg? expr. yumurta mı tavuktan çıkar tavuk mu yumurtadan çıkar?
Trade/Economic
nest-egg n. emeklilik gibi özel bir amaç için ayırılan ödenek
nest egg n. emeklilik gibi özel bir amaç için ayırılan ödenek
nest egg n. kara gün akçesi
Law
the egg shell skull rule n. zarar görenin hassas vücut yapısı olması sebebiyle meydana gelen yüksek zarardan davacının sorumlu tutulması
Industry
egg packing n. yumurta paketleme
Technical
egg-crate diffuser n. kafesli ışık dağıtıcısı
egg powder n. yumurta tozu
egg-shaped vault n. yumurta tonoz
egg candler n. yumurta test aleti
egg white n. yumurtanın beyazı
egg-laying n. yumurta bırakma
egg-shaper sewer n. yumurta kesitli pissu kolektörü
egg coal n. yumurta kömür
egg shaped adj. beyzi
egg shaped adj. oval
Computer
easter egg n. bilgisayar oyunlarındaki gizli mesaj
Telecom
cuckoo egg n. izinsiz dağıtılan mp3 parçaları
Textile
darning egg n. örgü yumurtası
darning egg n. kumaşı dikilen yama etrafında desteklemek için kullanılan yumurta biçimli bir alet
Architecture
egg and anchor n. yumurta ve kargı şeklindeki figürlerle yapılan dekoratif kalıp
egg and dart n. yumurta ve kargı şeklindeki figürlerle yapılan dekoratif kalıp
egg and tongue n. yumurta ve kargı şeklindeki figürlerle yapılan dekoratif kalıp
egg-and-anchor n. yumurta ve kargı şeklindeki figürlerle yapılan dekoratif kalıp
egg-and-anchor n. yumurta ve kargı şeklindeki figürlerle yapılan dekoratif kalıp
egg-and-tongue n. yumurta ve kargı şeklindeki figürlerle yapılan dekoratif kalıp
Construction
egg crate grille n. kare petek menfez
Dyeing
robins-egg blue n. turkuaz
robins-egg blue n. açık yeşil
robins-egg blue n. yeşilimsi açık mavi
robin's-egg blue n. turkuaz mavisi
robin's-egg blue n. su mavisi
robin's-egg blue n. su yeşili
robin's-egg blue n. turkuaz yeşili
bird's-egg green n. turkuaz mavisi
bird's-egg green n. su mavisi
bird's-egg green n. su yeşili
bird's-egg green n. turkuaz yeşili
Automotive
egg crate grille n. petekli ön pancur
Medical
fertilised egg n. döllenmiş yumurta
embriyonate egg culture n. ovokültür
egg donation n. taşıyıcı annelik
egg donor n. taşıyıcı anne
egg white allergy n. yumurta akı allerjisi
egg freezing n. yumurta dondurma
egg donation n. yumurta bağışı
egg donation n. yumurta donasyonu
Anatomy
egg coat n. memelilerin yumurtalarının etrafını saran şeffaf jölemsi glikoprotein tabakası
Parasitology
egg mite n. yumurta kurdu
egg parasite n. yumurta paraziti
Veterinary
egg-binding n. güneş ışığı alamama ve soğuk gibi çeşitli nedenlerle dişi kuşun yumurtlayamaması
egg-bound n. yumurtlayamama
egg-bound adj. yumurtlayamayan (kuş)
Food Engineering
table egg n. sofralık yumurta
egg mass n. yumurta kitlesi
egg yolk powder n. yumurta sarısı tozu
egg white powder n. yumurta akı tozu
Gastronomy
soft boiled egg n. kayısılı yumurta
soft boiled egg n. kayısı kıvamı yumurta
soft boiled egg n. alakok yumurta
honey egg milk shake n. ballı yumurtalı frape
beaten egg n. çırpılmış yumurta
double yolk egg n. çift sarılı yumurta
scrambled egg n. çırpılmış yumurta
rotten egg n. çürük yumurta
clear soup with egg yolk n. yumurtalı et suyu
artichoke rice, minced meat, onion, parsley and lemon juice topped with egg and lemon sauce n. enginar dolması
meatballs with rice in egg and lemon sauce n. ekşili köfte
baked egg n. fırında yumurta
fried egg n. göz yumurta
egg wash n. hamurun üzerine sürülen süt ya da su ile çırpılmış yumurta
egg hard boiled n. haşlanmış katı yumurta
boiled egg n. haşlanmış yumurta
hard boiled egg n. haşlanmış katı yumurta
egg sauce n. ingiliz usulü yumurta sosu
riddled egg shaped sweet pastries n. kalbura bastı
meatballs with rice dipped in egg batter and fried n. kadınbudu köfte
unshelled egg n. kabuklu yumurta
egg, yoghurt, tomato sauce and mint souop n. kaşık börek çorbası
vegetable farci with egg, dill and fresh cheese filing in olive oil n. kıstırma
hard boiled egg n. kaynamış yumurta
medium boiled egg n. kayısı yumurta
boiled egg n. kaynamış yumurta
hard boiled egg n. lop yumurta
mussel egg and olive oil soup n. midye çorbası
egg-plant n. patlıcan
fried egg n. sahanda yumurta
fried egg n. sahanda yumurta
fried egg with garlic sausages n. sucuklu yumurta
soup made with yoghurt, hazelnut, rice, egg and mint n. toyga çorbası
soup with egg yolk and lemon sauce n. terbiyeli çorba
egg yolk and lemon sauce n. terbiye
scrambled egg n. yağda yumurta
egg cooker n. yumurta pişirici
egg whites n. yumurta akı
yoghurt and egg semolina pudding n. yoğurt tatlısı
egg box n. yumurta paketi
powdered egg n. yumurta tozu
egg slicer n. yumurta kesici
meat balls stuffed with egg n. yumurta köftesi
egg yolk n. yumurta sarısı
egg salad n. yumurta salatası
egg cooker n. yumurta pişirme cihazı
egg slicer n. yumurta doğrayıcı
egg cooker n. yumurta pişiricisi
potatoes with egg n. yumurtalı patates
egg ring n. yumurta rulosu
egg cream n. süt, şurup ve soda ile yapılan bir içecek
egg cup n. yumurtalık
egg cup n. yumurta kabı
egg drop soup n. yumurta damlası çorbası
egg drop soup n. yumurtalı çin çorbası
egg en cocotte n. koket yumurta
egg foo yong n. sebzeli, etli ve çin soslu bir omlet çeşidi
egg foo young n. sebzeli, etli ve çin soslu bir omlet çeşidi
egg fu yung n. sebzeli, etli ve çin soslu bir omlet çeşidi
egg nog n. yumurta likörü
egg nog n. alkollü, sütlü ve yumurtalı bir çeşit kokteyl
egg noodle n. yumurtalı erişte
egg noodle n. çin eriştesi
egg roll n. çin böreği
egg slice n. yumurta spatulası
egg spoon n. yumurta kaşığı
egg squash n. sarı kabak
egg squash n. altın kabak
egg whisk n. yumurta çırpıcı
egg-cup n. yumurtalık
egg-cup n. yumurta kabı
pickled egg n. yumurta turşusu
baked egg n. fırında yumurta
jelly egg n. yumurta şeklindeki jöleli şeker
chocolate egg n. yumurta çikolata
chocolate egg n. yumurta şeklinde çikolatalı şekerleme
deviled egg n. sarısı mayonez ve baharatlarla püre haline getirilip tekrar beyazına yerleştirilen ikiye bölünmüş katı yumurta
stuffed egg n. sarısı mayonez ve baharatlarla püre haline getirilip tekrar beyazına yerleştirilen ikiye bölünmüş katı yumurta
poached egg n. poşe yumurta