biri - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

biri



Bedeutungen von dem Begriff "biri" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 19 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
biri somebody pron.
biri one pron.
General
biri man n.
biri tilikum [dialect] n.
biri individual n.
biri type n.
biri one of adj.
biri someone pron.
biri anyone pron.
biri one of them pron.
biri any pron.
biri tone [dialect] pron.
biri un [dialect] pron.
biri oneself pron.
biri one's (one is) abrev.
Colloquial
biri egg n.
Chat Usage
biri som1 (someone) abrev.
biri som1 abrev.
Slang
biri cookie n.

Bedeutungen, die der Begriff "biri" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
biri adına behalf n.
her biri each pron.
General
milin sekizde biri furlong n.
malaya takımadalarındaki adalardan biri celebes n.
güney afrika'nın kurak yaylalarından biri karroo n.
bir saatin altmışta biri minute n.
hoşsohbet biri conversationalist n.
guyana bölgesi halkından biri guianan n.
birlikte yaşayan dişi ve erkek hayvandan her biri spouse n.
fenik alman markının yüzde biri pfennig n.
çiftli yarışan çiftlerden biri bye n.
dengi olamayan biri ile evlenme mesalliance n.
dördüzlerden biri quadruplet n.
yüzdeki organlardan biri feature n.
embriyonik beyni oluşturan segmentlerden biri encephalomere n.
beşizlerden biri quintuplet n.
dördüzlerden biri quad n.
rublenin yüzde biri kopeck n.
güneybatı amerika ve meksika'nin çöllerinde yetişen ağaç şeklindeki en büyük kaktüs türlerinden biri saguaro n.
guyana bölgesi halkından biri guyanese n.
dostlarımızdan biri a friend of ours n.
pervaz altındaki dişlerin her biri dentil n.
dört taneden biri quadruplicate n.
tuhaf biri oddball n.
ipin elyafından biri strand n.
orta çağda sulh hakimlerinden biri prior n.
birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri spouse n.
akrandan biri peer n.
ahşap gemilerde baş bodoslamasındaki iki yelpazeden biri knighthead n.
üzerine rayların yerleştirildiği, enine konulmuş metal, ağaç ya da beton parçalarından her biri sleeper n.
çekimser kalan biri abstainer n.
 italya’nın 1948 anayasası ile kısmi bölgesel özerklik verilmiş 20 bölgesinden biri lazio n.
biri ya da bir kurum hakkında yazılan övücü yazı writeup n.
bileşik yapraklardan biri leaflet n.
bir galonun sekizde biri pint n.
iyi taraflarından biri one of his redeeming features n.
bir derginin eski sayılarından biri back number n.
ileri gelenlerden biri worthy n.
eski ingiliz guyanası halkından biri guyanese n.
ikizlerden biri twin n.
fransız büyükşehirlerinin ayrıldığı idari bölgelerden her biri arrondisement n.
mevsimlerin değişimi nedeniyle paganlar ve cadılar tarafından yapılan sekiz festivalden biri sabbat n.
önemsiz biri (nüfuz açısından) cipher n.
kafatasının en geniş transvers kutrunun uçlarından her biri euryon n.
en yüce meleklerden biri seraph n.
bir yerin eşrafından olan biri a pillar of society n.
bir ülkenin başlıca idari bölümlerinden her biri province n.
antik fizyolojiye göre aşırı sinir ve asabiyete neden olduğu düşünülen dört etkenden biri yellow bile n.
ikişer kişilik gruplarla oynanan oyunlarda ortak oynayan iki kişiden her biri spouse n.
yardımda bulunan biri abettor n.
bir saniyenin binde biri millisecond n.
bir bölgenin onda biri deciare n.
ev halkından biri domiciliar n.
japonya'yı oluşturan 4 büyük adadan biri kyushu n.
eski romada bir alayın onda biri cohort n.
önemli biri person of note n.
hindistan'daki dört sosyal gruptan biri kshatriya n.
üçüzlerden biri triplet n.
sosyeteden biri socialite n.
rublenin yüzde biri kopek n.
piyano tuşlarından biri note n.
yeraltı dünyasından biri hoodlum n.
ağacın ana dallarından biri bough n.
uçak personelinden biri flyboy n.
büyük bir baca içindeki birkaç ayrı duman yolunun her biri flue n.
öğretim yılının dörtte biri quarter n.
sık aralıklarla çıkan duman veya buhar kümelerinden biri puff n.
yılın dörtte biri quarter n.
başka biri sanma confusion n.
dört incil´den biri gospel n.
santimin yüzmilyonda biri angstrom n.
moğol halkından biri mongol n.
beyin zarlarından biri dura mater n.
içeriden biri insider n.
sıfırdan dokuza kadar tamsayıların her biri digit n.
hindistan para birimi rupee'nin yüzde biri paise n.
bir derecelik eğrinin altmışta biri second n.
galonun dörtte biri quart n.
iata'nın üç coğrafi bölgesinden biri area n.
başka biri another person n.
karı kocadan her biri spouse n.
ölçeğin dörtte biri quartern n.
önemsiz biri nobody n.
almanca'da cins isimlerin önlerine gelen üç artikel'den biri der n.
oyun alanının dört köşesinden biri corner n.
dairenin dörtte biri quad n.
istekleri, düşünceleri farklı olan kişi veya topluluklardan her biri party n.
içki içmeyen biri abstainer n.
sütte bulunan proteinlerden herhangi biri laetoprotein n.
abd içki ölçüsü galonun beşte biri, 84 santilitre a fifth n.
oy vermeyen biri abstainer n.
çemberin dörtte biri quadrant n.
lejyonun onda biri cohort n.
bir dakikalık sürenin altmışta biri second n.
yahudi inancındaki kötü ruhlardan biri daimon n.
bir dizi delikten biri perforation n.
oluşturan parçalardan her biri constituent n.
çiçeği oluşturan minik çiçeklerden her biri floret n.
sent amerikan dolarının yüzde biri cent n.
bir süreç içindeki durumlardan her biri degree n.
litrenin sekizde biri quartern n.
buyruk altında olan biri minion n.
imparatorluk rusyası'nın güneyindeki halklardan biri cossack n.
ölçü aletlerinin ölçeğinde belirtilen bölümlerden her biri degree n.
dairenin dörtte biri quadrant n.
birbiriyle ilgisi olan şeylerin her biri correlate n.
galonun sekizde biri pint n.
saniyenin milyonda biri microsecond n.
roma'nın üzerine kurulu olduğu yedi tepeden biri aventine n.
truva savaşında yunan başkanlarından her biri nestor n.
saniyenin milyarda biri nanosecond n.
mecusilerden biri magus n.
dörtte biri one quarter n.
hızır gibi yetişen biri ya da bir yardım deus ex machina n.
bir kitabı ortadan açtığımızda birbirine bakan sayfaları biri diğerinin aynadaki yansıması olarak düşünülerek ortaya çıkarılan estetik görüntü tekniği book matching n.
doların yüzde biri cent n.
incili yazan dört havariden biri evangelist n.
biri uygunsuz iki farklı anlam taşıyan söz double-entendre n.
fransa'nın 26 bölgesinden biri languedoc-roussillon n.
ebeveynlerinden biri üvey olan çocuk half-blood n.
çok tecrübeli biri war-horse n.
ingiltere'de milli eğitim programının dört basamağından her biri key stage n.
pound'un yüzde biri penny n.
kulak salyangozu içindeki boşluklardan biri scala n.
gramın binde biri milligram n.
gürcistan’daki etnik topluklardan biri mingrelian n.
her üç kişiden biri one out of every three n.
dörtte biri one fourth of n.
tayvan'ın yerli halklarından biri siraya n.
beşte biri one fifth of n.
taraflardan biri either party n.
taraflardan herhangi biri either party n.
dünyanın harikalarından biri one of the wonders of the world n.
adamın biri one man n.
dünya nüfusunun altıda biri one-sixth of the world's population n.
ürünlerden biri one of the products n.
saniyenin katrilyonda biri femtosecond n.
karşı cinsten biri/birisi/kimse a member of the opposite sex n.
hastaların üçte biri one third of the patients n.
üçte biri one of three n.
güvenlik dokümanlarının işaretlenmesi ve korunması konusunda uzman biri one skilled in the art of marking and protection of security documents n.
en ünlü karnavallardan biri one of the most famous carnivals n.
korelilerin yöresel kıyafetlerinden biri hanbok n.
favorilerimden biri one of my favourite n.
favorilerimden biri one of my favorite n.
nanosaniyenin milyonda biri femtosecond n.
kral arthur'un yuvarlak masa şövalyelerinden biri percival n.
kral arthur'un yuvarlak masa şövalyelerinden biri perceval n.
(bu konudaki) büyüklerden/büyük oyunculardan biri major n.
herhangi biri anybody n.
ittifak devletlerinden biri cobelligerent n.
birlikte savaşan devletlerden biri cobelligerent n.
rublenin yüzde biri copeck n.
litrenin onda biri decilitre n.
gramın onda biri decigramme n.
metrenin onda biri decimeter n.
metrenin onda biri decimetre n.
ülkelerin üçte biri one third of countries n.
litrenin onda biri deciliter n.
12 havariden biri jude n.
her iki taraftan biri either party n.
her iki taraftan biri either side n.
güney afrika'nın resmi dillerinden biri isixhosa n.
güney afrika'nın resmi dillerinden biri xhosa n.
bu insanlardan biri one of these people n.
gelmiş geçmiş en kötü günlerden biri one of the worst days ever n.
beş duyudan herhangi biri any one of the five senses n.
arka bacaklardan biri hindlimb n.
(bunlardan/bunların) her biri each of which n.
üçüz (her biri) trilling n.
onun en iyi işinden biri one of his finest work n.
birbirini tamamlayan ya da birbirine uyan bir çift şeyden her biri companion n.
tanımadığın biri someone you don't know n.
bilmediğin biri someone you don't know n.
öğrencilerimizden biri one of our students n.
yedi bölgeden biri one of seven regions n.
büyük ejder (ku klux klan örgütü rütbelerinden biri) grand dragon n.
bir öğenin önemli unsurlarından biri cornerstone n.
nefes borusu, trake, bronşlar veya ciğerlere hava taşıyan kollardan her biri air tube n.
meleklere verilmiş dokuz rütbeden her biri order n.
aralarından biri one of them n.
1 mali kwacha'sının yüzde biri değerindeki para birimi tambala n.
sonuçlardan biri one of the results n.
tavlanın kanatlarından her biri table n.
ön kol korumalarından her biri cannon n.
bir yere tek araba gidenlerin her biri carpooler n.
bir yere tek araba gidenlerin her biri carshare n.
irokuaların beş kolundan biri olan amerikan yerli halkı cayugas n.
sterin yüzde biri centistere [obsolete] n.
metreküpün yüzde biri centistere [obsolete] n.
aynı odayı/bölmeyi kullananların her biri chamber fellow n.
insan vücudunda yer alan kaslardan biri lacert [obsolete] n.
mengene aletinin çenelerinden her biri chap n.
saat kadranındaki rakamlardan her biri chapter n.
mengene çenelerinden her biri cheek n.
at yularındaki yanak kayışlarının her biri cheekpiece n.
istilacı nassella tussock bitkisini yok etmek için yeni zelanda'nın farklı bölgelerinde kurulan çeşitli yerel yasal kuruluşlardan her biri nassella tussock board n.
bir ünitenin doksanda biri ninetieth n.
bir ünitenin dokuzda biri ninth n.
kuzey amerika kıtasında yer alan ülkelerden her biri north american country n.
kuzey amerika kıtasında yer alan ülkelerden her biri north american nation n.
kanada'da pasifik kuzeybatı kıyılarının yerli halklarından biri nuu-chah-nulth n.
çift olan şeyin her biri neighbor n.
çift olan şeyin her biri neighbour n.
avuç içimizde bulunan hayali üçgenin açılarından biri third angle n.
avuç içimizde bulunan hayali üçgenin açılarından biri middle angle n.
bir şeyin yirmi sekizde biri twenty-eighth n.
bir şeyin yirmi beşte biri twenty-fifth n.
bir şeyin yirmi beşte biri twenty-first n.
biri yıkama diğeri kurutma işlevi gören iki tane döner tamburu olan çamaşır makinesi twin-tub n.
ikiz kız kardeşlerden her biri twin sister n.
avustralya'yı oluşturan eyaletlerden biri australian state n.
sekiz kişilik kürek takımındaki üyelerden her biri eightsman n.
doğru parçasının iki ucundan her biri endpoint n.
eskrim sporunun üç temel dalından biri épée n.
zıt iki şeyden her biri extreme n.
(biri veya bir şey hakkında) son karar epitaph n.
zikzak biçimli bir parkurun kısa düz bölümlerinden her biri zag n.
birbirine çok benzer iki veya daha fazla şeyden biri kissing cousin n.
doğu hindistan'da kullanılan, bir rupinin onda biri ağırlığında bir sikke maasha n.
makedonya krallığı ile roma arasında m.ö. 3. ve 2. yüzyıllarda meydana gelen dört savaştan biri macedonian war n.
canlı organizmanın fonksiyonel sistemlerinden biri machine n.
karı kocadan her biri make [dialect] [uk] n.
hanedan kalkanlarında kullanılan iki ana kürk türünden biri vair n.
kralın vekilharcı ve teşrifatçısının özel yetkisi altındaki iki eski ingiliz mahkemesinden biri verge [obsolete] n.
tek bir arazi üzerine sıkışık inşa edilmiş bir dizi tek katlı evden her biri villa home [australia] n.
antik roma'nın üzerine inşa edildiği yedi tepeden biri viminal n.
güney afrika'da burun bölgesine göç eden öncü afrikaner yerleşimcilerinden biri voortrekker n.
bir şeyin dörtte biri quadrisection n.
iki parçalı bir pulun parçalarından her biri bisect n.
domino oyununun matador çeşidinde istenilen zamanda oynanabilen dört domino taşından her biri matador n.
bacadaki gaz geçitleri arasındaki bölmelerden biri with n.
antiklinal birikintinin iki eğimli kenarından her biri leg n.
gaz ocağının üzerinde bulunan sıcaklık ayarlarından biri mark n.
çiftlerden biri marrow [scotland] n.
abd'yi oluşturan ingiliz kolonilerinden biri massachusetts bay colony n.
diğer yerlerden biri whitby n.
on beşli gruptan her biri quindecaplet n.
özel bir göreve atanmış beş temsilciden biri quinquevir n.
beşizlerden her biri quint n.
kimliğinin veya yaptığı işlerin bilinmesini istemeyen biri adına hareket eden kimse blind n.
ingiltere'de dört hanedan arması koleji uşağından biri blue mantle n.
üst çenenin yüksek omurgalılarda ve insanlarda dişleri barındıran iki kemiğinden her biri maxillae n.
makine ile çoğaltılmış bir şeyin kopyalarından her biri mechanograph n.
ortalama ağırlıklardan biri middleweight n.
üç cadı kadından her biri weird n.
üç cadı kadından her biri wyrd n.
bir şeyi başlatan ve bitiren benzer iki şeyden biri bookend n.
sepeti oluşturan ahşap çemberlerden her biri bool [dialect] [uk] n.
koşum kayışına bağlı iki eğri çubuktan her biri haulm n.
koşum kayışına bağlı iki eğri çubuktan her biri hem [dialect] [uk] n.
bir şeyin bir milyon eşit parçasından biri millionth n.
biri önde diğeri arkada iki atın taşıdığı direklere asılı sedye brancard n.
at nalının iki yanından her biri branch n.
yunancada soluklu okumanın olup olmadığını gösteren iki işaretten her biri breathing n.
eskiden londra belediye başkanına eşlik eden uzun kıyafetli bir grup erkekten biri budge bachelor n.
kapıyı bağlayıp destekleyen iki direkten her biri hinging post n.
biri hakkındaki keşfedilmemiş şey hinterland n.
araba çeken atı tutmak için dizginlere bağlanan iki halkadan her biri holder n.
mahjong oyununda değerli taşlardan biri honor n.
mahjong oyununda değerli taşlardan biri honour n.
insanların tipik gebelik süresinin dokuzda biri month n.
saniyenin septilyonda biri yoctosecond n.
at arabasında bulunan iki sırım köselesinden veya kayıştan her biri girth n.
100 kg'nin binde biri myg n.
bilinmeyen biri obscurity n.
müzik aletindeki basmalı düğmelerden her biri button n.
paracelsus teorisindeki elementlerden biri gnome n.
eskiden kuzey ingiltere'de birbirine benzeyen iki idolden biri golden calf n.
dünya'nın birbirinin tam zıttı olan yüzlerinde yaşanan iki deniz kabarması olayından herhangi biri direct tide n.
ekmek şarap ayini unsurlarından biri gift n.
dört evangelistten biri gospeler [obsolete] n.
dört evangelistten biri gospeller [obsolete] n.
yunan mitolojisinde güzelliği temsil eden üç kardeş tanrıçadan biri grace n.
üç braille türünden biri grade n.
fotoğraf emülsiyonundaki çok sayıda partikülden her biri grain n.
kristal katıyı oluşturan çok sayıdaki kristalden her biri grain n.
(futbolda) merkezin her iki yanında bulunan iki oyuncudan biri guard n.
francis bacon'ın dört idolünden biri idolism n.
francis bacon'ın putlar öğretisinden biri idolism n.
francis bacon'ın dört idolünden biri idolum n.
francis bacon'ın putlar öğretisinden biri idolum n.
tatarlar arasında babadan oğula aktarılan asalet unvanlarından biri murza n.
varilin sekizde biri boyutundaki şarap fıçısı octave n.
tek doğumda doğan sekiz yavrudan her biri octuplet n.
yüz eş parçadan biri one percent n.
eşit olan milyar parçadan biri one-billionth n.
sekiz eş parçadan biri one-eighth n.
bütünün eşit iki parçasından her biri one-half n.
yüz milyon eş parçadan biri one-hundred-millionth n.
yüz eş parçadan biri one-hundredth n.
yüz bin eş parçadan biri one-hundred-thousandth n.
milyon tane eş parçadan biri one-millionth n.
dokuz eş parçadan her biri one-ninth n.
katrilyon tane eş parçadan biri one-quadrillionth n.
on altı eş parçadan her biri one-sixteenth n.
altmış eş parçadan biri one-sixtieth n.
altmış dört eş parçadan biri one-sixty-fourth n.
on eş parçadan her biri one-tenth n.
on bin eş parçadan her biri one-ten-thousandth n.
üç eş parçadan biri one-third n.
otuz iki eş parçadan her biri one-thirty-second n.
on iki eş parçadan biri one-twelfth n.
farklı sistem veya sınıfa mensup olup biri ile benzer pozisyona sahip olan kimse opposite number n.
doğal ve zahmetsizce şık gözüken bir şey veya biri steeze n.
avustralya'ya ilk göç edenlerden her biri old hand [australia] n.
evli olmayıp çift gibi yaşayan iki kişiden her biri companion n.
eşcinsel çiftin her biri companion n.
vücudu yapışık doğan ikiz kardeşlerden her biri conjoined twin n.
(biri, bir şey ile) uğraşma disposition n.
günün aydınlık döneminin on ikide biri inch [dialect] n.
çift kanatlı kapının kanatlarından her biri batwing n.
takımın ortak kaptanlarından her biri co-captain n.
belirli bir desenin kumaş, duvar kağıdı gibi üzerine basıldığı birkaç farklı renk kombinasyonundan her biri colorway n.
uygun biri atanana kadar makamı başka birinin tutması commendam n.
deniz kabuğunun birden fazla küçük boşluğu veya bölmesinden biri concameration n.
izci kız aktivitelerinin yedi bölümünden biri craft n.
on iki parçadan her biri duodecimal n.
böceğe ait eşlenik yapılardan her biri paramere n.
iskoç ve britonik halklardan eski olup kelt olmayan halklardan biri pict n.
litrenin dörtte biri cup n.
beş para etmez biri a bad lot n.
yayınlarda birbirinin devamı olan parçaların her biri continuation n.
biri için ortaya konan çaba favors n.
biri için ortaya konan çaba favours n.
(ölümcül günahlardan biri olarak) başkasının başarısına kin besleme invidia n.
zırhlı levha oluşturan ince parçalardan her biri plate n.
paracelsus'un okült felsefesinde elementlerinden biri ateş olan varlık salamander n.
kırk eşit parçadan biri fortieth n.
bir keşif yapmış olan birden fazla kişiden her biri co-discoverer n.
aynı unvan, hak veya mülkiyete eş zamanlı sahip olanların her biri coholder n.
aynı vakayı gösteren birkaç semptomdan her biri coindication n.
birbirine zıt olan bir çift şeyden her biri contrary n.
disk iteleme oyununda kullanılan ahşap disklerden her biri disc [uk] n.
disk iteleme oyununda kullanılan ahşap disklerden her biri disk [us] n.
dallanan veya ayrılan parçalardan biri divarication n.
beş eşit parçadan biri fifth n.
bir galonun beşte biri fifth n.
elli eşit parçadan biri fiftieth n.
elli beş eşit parçadan biri fifty-fifth n.
ipek telinin birbirini takip eden iki özünden herhangi biri filament n.
birbirine açılan iki oda arasındaki sürme kapı çiftinden her biri folding door n.
nasyonal sosyalistlerin almanya'yı böldüğü 20 parti bölgesinden biri gau n.
serviksin iç (uterus) veya dış ucundan (vajina) her biri os n.
eskiden italya'nın campania bölgesinde yaşayan halklardan biri oscan n.
biri için yolu açan kimse outrider n.
benzer birimlerden her biri part n.
karmaşık vibrasyonlarla elde dilen tonlardan biri partial n.
fit karenin on ikide biri prime n.
britanya hindistan'ının üç büyük bölümünden her biri presidency n.
leeward adaları'ndaki ingiliz kolonisinin dört veya beş eski bölümünden biri presidency n.
makastaki bıçaklardan her biri scissor [rare] n.
çin dominosunda kullanımı opsiyonel olan sekiz taştan her biri season n.
biri veya bir şey ile kendini tanımlama self-identification n.
samoa'nın standart para biriminin yüzde biri sene n.
estonya kronunun yüzde biri değerinde olan eski bir madeni para sent n.
eskiden losotho'da kullanılan ve lotinin yüzde biri değerinde olan eski bir madeni para sente n.
septilyon eş parçadan biri septillionth n.
sıradaki kişilerden biri sequent [obsolete] n.
iktidarın izni üzerine parlamento kamaralarına katılan ve kuralları uygulayan iki memurdan her biri sergeant n.
makasın tutma halkaları ile sapların birleşme noktası arasındaki bölümlerden her biri shank n.
ayrılmaz eşlerden her biri siamese twin n.
yakından ilişkili unsurların her biri siamese twin n.
biri ile ilişkili kadın sister n.
on altı eşit parçadan her biri sixteenth n.
bir şeye ait kırk sekiz eş parçadan biri forty-eighth n.
bir şeye ait kırk beş eş parçadan biri forty-fifth n.
bir şeye ait kırk bir eş parçadan biri forty-first n.
bir şeye ait kırk dört eş parçadan biri forty-fourth n.
bir şeye ait kırk dokuz eş parçadan biri forty-ninth n.
bir şeye ait kırk iki eş parçadan biri forty-second n.
bir şeye ait kırk yedi eş parçadan biri forty-seventh n.
bir şeye ait kırk altı eş parçadan biri forty-sixth n.
bir şeye ait kırk üç eş parçadan biri forty-third n.
aynı anda doğan dört çocuktan biri fourling n.
on dört eş parçadan biri fourteenth n.
dört eşit parçadan biri fourth n.
altı eşit parçadan biri sixth n.
altmış eşit parçadan biri sixtieth n.
altmış beş eşit parçadan biri sixty-fifth n.
altmış dört eşit parçadan biri sixty-fourth n.
16. yüzyılda lutherci hareketi destekleyen alman prenslerinden biri protestant n.
kanada'nın 10 ana siyasi biriminden her biri province n.
aristoteles'in deniz kestanesi fenerinin beş büyük dikey bölümünden her biri pyramid n.
erkek geyiğin başındaki dalcıklardan her biri spilter n.
kurmaylık makamını temsil eden beş çizgiden her biri staff line n.
(tereyağı veya margarin) dört eşit parçadan biri stick n.
adamın biri street n.
kutsal üçleme unsurlarından biri subsistence n.
önemsiz biri nonentity n.
altı parçadan her biri sixth n.
biri hakkında görüş sahibi olmak hold view of someone v.
gruptan biri sayılmak rank v.
biri iki görmek see double v.
biri için iyi şeyler söylemek put in a good word for someone v.
tarafından nefret edilen biri olmak be anathema to v.
biri için olumsuz bir puan olmak speak ill for v.
biri gibi davranmak take after v.
aklı başında biri olmak have one's head screwed on right v.
bir şeyi tamir etmeye çalışmak (tamirci olmayan biri) tinker v.
biri için yer açmak make room for someone v.
hazırlamak (bir şeyi biri için) mean for v.
aklı başında biri olmak have a good head on one's shoulders v.
bir şeyi biri için imkansız hale getirmek place something out of someone 's reach v.
biri lehine yürürlüğe girmek enure to the benefit of somebody v.
kendi kurduğu düzenden pek şaşmayan biri olmak be set in one's ways v.
biri tarafından hayal kırıklığına uğratılmak be disappointed in someone v.
biri için olumlu bir puan olmak speak well for v.
en çok başarı kazanan biri olmak (bir konuda) run away with v.
yapmak (bir şeyi biri için) mean for v.
biri için otelde rezervasyon yapmak book someone into a hotel v.
adaylardan biri olmak be in the running v.
satılık bir şey biri için ayrılmak be spoken for v.
biri eskiden sahip olduğu para ve prestijini kaybetmek come down in the world v.
önemli biri çıkmak (bir yerden/aileden) throw up v.
biri bağırdığında ona bağırarak karşılık vermek yell back v.
biri ile sıcak temas sağlamak establish close contact with someone v.
biri hakkında olumlu şeyler söylemek put in a good word (for someone) v.
bitkilerden iyi anlayan biri olmak be a green thumb v.
bitkileri iyi yetiştirebilen biri olmak be a green thumb v.
bitkilerden iyi anlayan biri olmak have a green thumb v.
bitkileri iyi yetiştirebilen biri olmak have a green thumb v.
biri hakkında yalan söylemek lie about someone v.
biri kadar başarılı olmaya çalışmak emulate v.
-den biri sayılmak rate among v.
-in nasıl bir biri olduğunu anlamak size up v.
aklı başında biri olmak have one's head screwed on the right way v.
biri adına yapmak act for somebody v.
biri adına hareket etmek act for somebody v.
biri kendi çapında bir ... olmak be something of a v.
biri kendi çapında bir ... olmak be somewhat of a v.
mal mülk sahibi biri olmak be a man of property v.
iyi biri olmak be a good person v.
biri için kötü konuşmak badmouth v.
-den biri olmak be one of the v.
başka biri olup çıkmak be a whole other person v.
birini biri ile nişanlamak betroth someone to someone v.
birini biri ile nişanlamak engage someone to someone v.
gözü kara biri olmak have an intrepid spirit v.
biri için muhbirlik yapmak snitch for someone v.
biri hakkında küçük bir araştırma yapmak do a little research about someone v.
biri hakkında ufak bir araştırma yapmak do a little research about someone v.
biri hakkında çok az şey bilmek know very little about someone v.
biri hakkında çok az şey bilmek know little about someone v.
kesin hüküm vermek (biri hakkında) place a final judgement on someone v.
(biri hakkında) nihai kararı vermek place a final judgement on someone v.
biri için özel bir şeyler hissetmek feel something special for someone v.
başka biri olmayı dilemek wish to be someone else v.
biri için şahitlik yapmak testify for someone v.
birinin yerine başka biri gelmek be succeeded by v.
biri için mutlu olmak be pleased for someone v.
başka biri gibi olmak istemek want to be like someone else v.
tanınan/tanınmış/ünlü biri olmak become a celebrity figure v.
biri için durmak stop for someone v.
biri hakkında suç duyurusunda bulunmak file a criminal complaint against someone v.
biri aleyhinde yasal takibat başlatmak start legal proceedings against somebody v.
biri aleyhinde yasal takibat başlatmak initiate legal proceedings against somebody v.
biri ile telefonda olmak (görüşmek) be on the phone to someone v.
biri hakkında yazmak write about someone v.
I have kalıbının eski dilde söylenişlerinden biri chave [obsolete] v.
biri şeyin hakkından, üstesinden gelmek deal with something v.
orijinal sayının onda biri kadar azaltmak tithe [obsolete] v.
biri çalışırken biri dinlenmek ride and tie v.
(biri/bir şey için) mezar olmak entomb v.
biri sayesinde gözü açılmak be disillusioned by someone v.
(biri) adına vaaz vermek witness v.
biri/bir şey karşısında hayal kırıklığına uğramak be disappointed at someone or something v.
biri/bir şey karşısında hüsrana uğramak be disappointed at someone or something v.
biri/bir şey karşısında hayal kırıklığına uğramak be disappointed in someone or something v.
biri/bir şey karşısında hüsrana uğramak be disappointed in someone or something v.
(biri tarafından) yenilmemek hold v.
biri için saklamak hold on v.
anlaşması kolay biri olmak honey v.
yerine daha yüksek rütbeden biri oturacağı için (birini) oturduğu koltuktan kaldırmak bump v.
başka biri gibi giydirmek guise v.
(kendini) başka biri ile özdeşleştirmek identify (with) v.
kendinden üstün biri ile evlenmek overmatch v.
üst sınıftan biri ile evlenmek overmatch v.
önemli biri gibi giydirmek clothe v.
(biri için) pezevenklik yapmak pimp v.
(önemli biri) yaşadığı dönemde yıldızı parlamak floruit v.
biri sayılmak rank v.
den biri olmak rank v.
biri tarafından manipüle edilmiş jockeyed adj.
başka biri gibi olmak isteyen wannabe adj.
bunlardan herhangi biri any these adj.
duygularına kolaylıkla kapılan (biri) susceptible adj.
herhangi biri any of adj.
ayak parmaklarından biri ya da birkaçının eksik olması toeless adj.
on biri eleventh adj.
herhangi biri either adj.
üçte biri one third of adj.
daha güçlü biri tarafından yenilgiye uğramış outmuscled adj.
her biri each of adj.
biri tarafından hararetle tavsiye edilen well recommended adj.
biri ya da bir şey için kullanışlı useful for adj.
(bir şeyin) binde biri olan thousandth adj.
doğuda yaşayan biri ile ilgili easterling adj.
doğulu biri ile alakalı easterling adj.
yetkili biri tarafından onaylanmamış (plan) uncleared adj.