fazlasıyla - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

fazlasıyla



Bedeutungen von dem Begriff "fazlasıyla" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 77 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
fazlasıyla exceedingly adv.
General
fazlasıyla far better adj.
fazlasıyla disproportionate adj.
fazlasıyla darned adj.
fazlasıyla precious adj.
fazlasıyla damned adj.
fazlasıyla parlous adj.
fazlasıyla damn adj.
fazlasıyla amply adv.
fazlasıyla exceedingly adv.
fazlasıyla extremely adv.
fazlasıyla passingly adv.
fazlasıyla largely adv.
fazlasıyla in spades adv.
fazlasıyla eminently adv.
fazlasıyla jolly adv.
fazlasıyla above and beyond adv.
fazlasıyla greatly adv.
fazlasıyla strongly adv.
fazlasıyla abundantly adv.
fazlasıyla dreadfully adv.
fazlasıyla way too adv.
fazlasıyla all adv.
fazlasıyla extreme adv.
fazlasıyla main [obsolete] adv.
fazlasıyla mainly [uk] adv.
fazlasıyla big adv.
fazlasıyla blamed [dialect] adv.
fazlasıyla blame [dialect] adv.
fazlasıyla master [dialect] adv.
fazlasıyla whaling adv.
fazlasıyla wightly adv.
fazlasıyla wonderfully adv.
fazlasıyla mighty adv.
fazlasıyla woundedly adv.
fazlasıyla woundily adv.
fazlasıyla woundy adv.
fazlasıyla monstrous [dialect] adv.
fazlasıyla mortal adv.
fazlasıyla muchly adv.
fazlasıyla muckle adv.
fazlasıyla richly adv.
fazlasıyla infernally adv.
fazlasıyla done [dialect] adv.
fazlasıyla piping adv.
fazlasıyla fatly adv.
fazlasıyla fele [dialect] adv.
fazlasıyla deadly adv.
fazlasıyla doggone adv.
fazlasıyla doggoned adv.
fazlasıyla screamingly adv.
fazlasıyla something adv.
fazlasıyla sot [scotland] adv.
fazlasıyla streets adv.
fazlasıyla superabundantly adv.
fazlasıyla out of all cry expr.
fazlasıyla ext (extremely) abrev.
Phrases
fazlasıyla too (something) by half [uk] adv.
fazlasıyla more than enough expr.
fazlasıyla beyond measure expr.
fazlasıyla (by) far and away expr.
Colloquial
fazlasıyla majorly adv.
fazlasıyla one too many expr.
fazlasıyla something fierce expr.
fazlasıyla as sin expr.
Idioms
fazlasıyla good and expr.
fazlasıyla to a fault expr.
fazlasıyla far and away expr.
fazlasıyla ever so much expr.
fazlasıyla to (one's) heart's desire expr.
fazlasıyla by half expr.
fazlasıyla with interest expr.
Archaic
fazlasıyla exceeding adv.
fazlasıyla wonder adv.
fazlasıyla crashingly adv.
Slang
fazlasıyla massively adv.
fazlasıyla bare adv.

Bedeutungen, die der Begriff "fazlasıyla" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 183 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
tensel zevklere fazlasıyla düşkün kimse sensualist n.
fazlasıyla karşılama oversupply n.
fazlasıyla (yemek) surfeit n.
fazlasıyla uzun (konuşma/yazma) verbosity n.
tensel zevklere fazlasıyla düşkün olma sensualism n.
artık eskisi gibi etki uyandırmayan bir sanat eseri (sık sık/fazlasıyla icra edildiği için) war-horse n.
dışarı doğru fazlasıyla çıkıntılı göz bulging eye n.
fazlasıyla yeterlik overqualification n.
yorucu, monoton ve fazlasıyla uzun iş trauchle [scottish] n.
yorucu, monoton ve fazlasıyla uzun görev trauchle [scottish] n.
fazlasıyla dikkat çekme obtrusiveness n.
fazlasıyla göze çarpma obtrusiveness n.
fazlasıyla konuşmak (hakkında) go on about v.
fazlasıyla önemsemek make much of v.
fazlasıyla içirmek surfeit v.
fazlasıyla vurgulamak put too much stress on v.
fazlasıyla yüklemek surcharge v.
tutarsızca fazlasıyla para harcamak spend money like water v.
fazlasıyla üstünde durmak make much of v.
fazlasıyla telafi etmek (zayıf bir tarafını) overcompensate for v.
fazlasıyla doldurmak surfeit v.
fazlasıyla yedirmek surfeit v.
kendini fazlasıyla önemsemek get above oneself v.
karşılığını fazlasıyla vermek pay back with interest v.
fazlasıyla olumsuz düşünmek awfulize v.
fazlasıyla etkilemek strike v.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak quibble v.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak bicker v.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak brabble v.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak pettifog v.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak squabble v.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak niggle v.
fazlasıyla uzun konuşmak multiply words v.
(bir şeye) fazlasıyla tesir etmek overaffect v.
fazlasıyla karşılamak overbalance v.
fazlasıyla telafi etmek overbalance v.
fazlasıyla usanmak overcloy v.
fazlasıyla renklendirmek overcolor v.
fazlasıyla renklendirmek overcolour v.
fazlasıyla yüklemek overcome v.
fazlasıyla güçleştirmek overcomplicate v.
fazlasıyla ilgilendirmek overconcern v.
fazlasıyla donatmak overdecorate v.
fazlasıyla belgelemek overdocument v.
fazlasıyla dramatize etmek overdramatise v.
fazlasıyla donatmak overequip v.
fazlasıyla tedarik etmek overequip v.
fazlasıyla onurlandırmak overgrace v.
fazlasıyla şeref vermek overhonour v.
fazlasıyla şeref vermek overhonor v.
fazlasıyla canlandırmak overinform v.
fazlasıyla hoşnut kılmak overplease v.
(atmosferi, konuşmayı) fazlasıyla germek supercharge v.
fazlasıyla doldurmak surcloy [obsolete] v.
fazlasıyla istekli gung ho adj.
fazlasıyla itaatli subservient adj.
fazlasıyla ince thin adj.
fazlasıyla komplike tortuous adj.
fazlasıyla büyük ve görkemli grandiose adj.
fazlasıyla yüklenmiş overladen adj.
kendini fazlasıyla belli eden obtrusive adj.
fazlasıyla çabuk yapılan summary adj.
fazlasıyla parlak (renk) lurid adj.
fazlasıyla uzun lengthy adj.
kendini fazlasıyla hissettiren obtrusive adj.
fazlasıyla frapan outrageous adj.
fazlasıyla uzun konuşan verbose adj.
fazlasıyla uzun konuşan (kimse) wordy adj.
fazlasıyla yapmacık smarmy adj.
fazlasıyla yapmacık oleaginous adj.
fazlasıyla yapmacık oily adj.
fazlasıyla yapmacık buttery adj.
fazlasıyla yapmacık fulsome adj.
fazlasıyla zeki too clever adj.
fazlasıyla kusur bulan overcritical adj.
fazlasıyla nazik ceremonious adj.
fazlasıyla temin edilen overendowed adj.
fazlasıyla sağlanan overendowed adj.
fazlasıyla görünür hypervisible adj.
fazlasıyla ince ve düz wafer-thin adj.
fazlasıyla bencil masturbatory adj.
fazlasıyla stoklanmış locuplete adj.
fazlasıyla süslü rich adj.
fazlasıyla keskin overacute adj.
fazlasıyla açık (ifade) over-articulate adj.
fazlasıyla eli açık overbounteous adj.
fazlasıyla ağır overburdensome adj.
fazlasıyla muktedir overcapable adj.
birbirine fazlasıyla yakın overclose adj.
fazlasıyla hoşnut overdelighted adj.
fazlasıyla çok şey isteyen overdemanding adj.
fazlasıyla açık overdirect adj.
fazlasıyla hazır overdue adj.
fazlasıyla olgun overdue adj.
fazlasıyla uzun süredir beklenen overdue adj.
fazlasıyla ciddi overearnest adj.
fazlasıyla basit overeasy adj.
fazlasıyla zarif overelegant adj.
fazlasıyla eğlendirilmiş overentertained adj.
fazlasıyla açık overexplicit adj.
fazlasıyla ölçüsüz overextravagant adj.
fazlasıyla bitkin overfatigued adj.
fazlasıyla sık görülen overfrequent adj.
fazlasıyla mutlu overglad adj.
fazlasıyla çetin overhard adj.
fazlasıyla ateşli overhot adj.
fazlasıyla aylak overidle adj.
fazlasıyla hayal ürünü overimaginative adj.
fazlasıyla geç overlate adj.
fazlasıyla motamot overliteral adj.
fazlasıyla aydın overliterary adj.
fazlasıyla neşeli overmerry adj.
fazlasıyla meşgul overofficious adj.
fazlasıyla parlak flaring adj.
fazlasıyla dolu flown adj.
çok daha fazlasıyla and a lot more adv.
fazlasıyla memnun bir şekilde over-joyedly adv.
fazlasıyla anlamına gelen ön ek pre- pref.
Phrases
bir şey fazlasıyla yetti and something to spare expr.
bir şey fazlasıyla yetti with something to spare expr.
Colloquial
fazlasıyla düşkün olmak be hooked on v.
fazlasıyla iyi quite good adj.
fazlasıyla istekli gung adj.
fazlasıyla istekli gung-ho adj.
fazlasıyla kolay too easy expr.
fazlasıyla kolay quite easy expr.
fazlasıyla yetti and to spare expr.
fazlasıyla (bir şey) good and (something) expr.
Idioms
başkalarının sorunlarına fazlasıyla sempatiyle yaklaşan kimse a bleeding heart n.
başkalarının sorunlarına fazlasıyla sempatiyle yaklaşan kimse bleeding heart n.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durma splitting hairs n.
(birinin) harcadığı/verdiği paranın fazlasıyla karşılığı a bigger bang for (one's) buck n.
verilen/harcanan paranın fazlasıyla karşılığı a bigger bang for the buck n.
bir şeyden fazlasıyla yarar sağlamak get a lot of mileage out of something v.
bir şeyi/şeyden yeterince (hatta fazlasıyla) yapmış olmak have your share of something v.
fazlasıyla önemsemek give a lot of importance to something v.
fazlasıyla belirtmek/belirgin kılmak speak volumes v.
fazlasıyla önemsemek make much of something v.
fazlasıyla karşılık vermek give back with interest v.
karşılığını fazlasıyla ödemek give back with interest v.
parasının karşılığını fazlasıyla vermek more bang for your buck v.
parasının karşılığını fazlasıyla vermek a bigger bang for your buck v.
verdiği paranın karşılığını fazlasıyla almak more bang for your buck v.
ufak ya da önemsiz ayrıntılar üzerinde fazlasıyla durmak split hairs v.
umduğundan fazlasıyla karşılaşmak get more than (one) bargained for v.
tahmininden fazlasıyla karşılaşmak get more than (one) bargained for v.
fazlasıyla geri ödetmek return it with interest v.
intikamını fazlasıyla almak return it with interest v.
cezasını fazlasıyla vermek return it with interest v.
bir şeyi fazlasıyla geri ödetmek pay something back with interest v.
bir şeyin intikamını fazlasıyla almak pay something back with interest v.
bir şeyin cezasını fazlasıyla vermek pay something back with interest v.
bir şeyi fazlasıyla geri ödetmek return something with interest v.
bir şeyin intikamını fazlasıyla almak return something with interest v.
bir şeyin cezasını fazlasıyla vermek return something with interest v.
verdiği paranın hakkını/karşılığını fazlasıyla almak bang for one's the buck v.
verilen paranın hakkını/karşılığını fazlasıyla almak bang for the buck v.
(biri/bir şey için) fazlasıyla uğraşmak/çabalamak go the extra mile (for somebody/something) v.
-den fazlasıyla yarar sağlamak get a lot of mileage out of v.
bir şeyi fazlasıyla geri vermek give something back v.
bir şeyi/şeyden yeterince (hatta fazlasıyla) yapmış olmak have (one's) share of (something) v.
(birine) karşılığını fazlasıyla vermek pay (one) back with interest v.
(birinden) intikamını fazlasıyla almak pay (one) back with interest v.
(birine) cezasını fazlasıyla vermek pay (one) back with interest v.
fazlasıyla yüksek higher than gilderoy's kite adj.
verilen/harcanan paranın fazlasıyla karşılığı bigger bang for the buck adj.
fazlasıyla/son derece ucuz cheap at half the price adj.
fazlasıyla dürüst honest to a fault adj.
çok (fazlasıyla) ayrıntılı olarak in graphic detail expr.
fazlasıyla iyi too good to be true expr.
fazlasıyla cömert generous to a fault expr.
verdiği paranın karşılığını fazlasıyla almak a bigger bang for your buck expr.
Speaking
fazlasıyla teşekkür ederim thanks a lot expr.
fazlasıyla kolay far too easy expr.
Trade/Economic
fazlasıyla karşılamak overcompensate v.
Media
(gazetede, televizyonda) bir konuya fazlasıyla yer veya zaman ayırmak overcover n.
Advertising
reklamını fazlasıyla yapmak over-advertise v.
Textile
fazlasıyla bütünleşmiş tightly knit adj.
fazlasıyla bütünleşmiş tight-knit adj.
Medical
önerilen günlük miktarı fazlasıyla aşan vitamin dozu megavitamin n.
Literature
fazlasıyla seçkin alembicated adj.
Geography
güney dakota'nın güneybatısı ve nebraska'nın kuzeybatısında yer alan, fazlasıyla erozyona uğramış çorak bir bölge bad lands n.
Card
(briçte) bahis artırmak için fazlasıyla yeterli teklif double jump n.