gürültülü - Türkisch Englisch Wörterbuch

gürültülü

Bedeutungen von dem Begriff "gürültülü" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 80 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
gürültülü noisy adj.
The theatre was noisy before the show began.
Oyun başlamadan önce tiyatro salonu çok gürültülüydü.

More Sentences
gürültülü raucous adj.
General
gürültülü tumultuous adj.
The tumultuous round of applause gratified the legendary singer.
Gürültülü alkışlar efsanevi şarkıcıyı memnun etti.

More Sentences
gürültülü louder adj.
It was getting louder and louder.
Gittikçe gürültülü oluyordu.

More Sentences
gürültülü noisy adj.
This unbearably noisy spectacle hampered both me and other members in the exercise of our mandate.
Bu dayanılmaz derecede gürültülü gösteri hem benim hem de diğer üyelerin görevimizi yerine getirmemizi engelledi.

More Sentences
gürültülü loud adj.
Loud music was coming from the car.
Arabadan gürültülü müzik geliyordu.

More Sentences
Technical
gürültülü loud adj.
Quiet aircraft must therefore benefit and loud aircraft must incur substantial charges.
Bu nedenle sessiz uçaklar bundan faydalanmalı, gürültülü uçaklar ise önemli ücretler ödemelidir.

More Sentences
General
gürültülü clamourous adj.
gürültülü thundering adj.
gürültülü rackety adj.
gürültülü clamant adj.
gürültülü tumultuary adj.
gürültülü riproaring adj.
gürültülü riproarious adj.
gürültülü rollicking adj.
gürültülü rambunctious adj.
gürültülü uproarious adj.
gürültülü knockabout adj.
gürültülü robustious adj.
gürültülü disorderly adj.
gürültülü hilarious adj.
gürültülü riotous adj.
gürültülü strident adj.
gürültülü roaring adj.
gürültülü rumbustious adj.
gürültülü clangorous adj.
gürültülü vociferous adj.
gürültülü clamorous adj.
gürültülü boisterous adj.
gürültülü hurly-burly adj.
gürültülü ranty adj.
gürültülü raucid adj.
gürültülü noiseful adj.
gürültülü tory-rory [obsolete] adj.
gürültülü barbarous adj.
gürültülü voiceful adj.
gürültülü vociferant adj.
gürültülü blasting adj.
gürültülü bobbery adj.
gürültülü boistous adj.
gürültülü bouncing adj.
gürültülü hoiden adj.
gürültülü hurly burly adj.
gürültülü loudful adj.
gürültülü dinsome [scotland] adj.
gürültülü openmouthed adj.
gürültülü open-mouthed adj.
gürültülü roary [dialect] adj.
gürültülü robust adj.
gürültülü routish adj.
gürültülü rowdydowdy adj.
gürültülü rumbunctious adj.
gürültülü rumbustical adj.
gürültülü polyphloesboean adj.
gürültülü polyphloisboian adj.
gürültülü poluphloisboian adj.
gürültülü polyphloisbic adj.
gürültülü pandemonian adj.
gürültülü strepent adj.
gürültülü streperous adj.
gürültülü strepitant adj.
gürültülü strepitous adj.
gürültülü perstreperous [obsolete] adj.
gürültülü hoyden adj.
gürültülü stentorious adj.
gürültülü stentoronic [rare] [obsolete] adj.
gürültülü stentorophonic adj.
gürültülü furious adj.
Colloquial
gürültülü rough and tumble adj.
gürültülü five-by-five adj.
gürültülü shouty adj.
Idioms
gürültülü rip-roaring adj.
gürültülü like herding frogs expr.
Literature
gürültülü dinful adj.
Archaic
gürültülü routous adj.
Slang
gürültülü razzle-dazzle adj.
gürültülü bangin' adj.
gürültülü banging adj.
gürültülü hyphy adj.
gürültülü sock adj.

Bedeutungen, die der Begriff "gürültülü" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 366 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
gök gürültülü fırtına thunderstorm n.
Thunderstorms are rather common in the region.
Bölgede gök gürültülü fırtınalar oldukça yaygındır.

More Sentences
gürültülü patırtılı turbulent adj.
General
gürültülü ortam noisy environment n.
This type of cable is often used in noisy environments like the substation.
Bu tip kablo genellikle trafo merkezi gibi gürültülü ortamlarda kullanılır.

More Sentences
gürültülü yer noisy place n.
The pain can intensify in crowded, sunny, or noisy places.
Ağrı kalabalık, güneşli veya gürültülü yerlerde yoğunlaşabilir.

More Sentences
ağır ve gürültülü bir şekilde vurmak thump v.
The knight thumped his mug on the table and wanted another one.
Şövalye kupasını masaya ağır ve gürültülü bir şekilde vurdu ve bir tane daha istedi.

More Sentences
çarpa çarpa gürültülü bir şekilde gitmek crash v.
They stood still as the elephant came crashing through the forest.
Fil ormanın içinde gürültülü bir şekilde giderken kıpırdamadan durdular.

More Sentences
çok gürültülü too loud adj.
You're too loud.
Çok gürültülüsünüz.

More Sentences
çok gürültülü very loud adj.
The fan in my computer is very loud.
Bilgisayarımın fanı çok gürültülüdür.

More Sentences
gürültülü bir şekilde uproariously adv.
Tom laughed uproariously.
Tom gürültülü bir şekilde güldü.

More Sentences
Meteorology
gök gürültülü fırtına thunderstorm n.
The thunderstorm produced a lot of lightning.
Gök gürültülü fırtına çok fazla şimşek üretti.

More Sentences
General
hoyratça ve gürültülü oyun romp n.
gürültülü eğlenti roughhouse n.
gürültülü kavga row n.
gürültülü tartışma rumpus n.
gürültülü propaganda ballyhoo n.
gürültülü olma clamorousness n.
gürültülü ses çıkarma jangling n.
gök gürültülü, şimşekli ve yağmurlu fırtına thundershower n.
çok gürültülü ve kargaşalı bir yer bedlam n.
gürültülü kavga fracas n.
gürültülü parti ya da kutlama shivoo n.
gürültülü kavga shemozzle n.
gürültülü patırtılı yer bedlam n.
gürültülü patlama blast n.
gürültülü tartışma wrangle n.
gürültülü eğlence hijinks n.
gürültülü eğlence high jinks n.
gürültülü eğlence jinks n.
gürültülü eğlence high jinx n.
gürültülü kavga brawl n.
gürültülü geçit töreni callathump n.
gürültülü geçit töreni callithump parade n.
gürültülü geçit töreni callithump n.
gürültülü komedi custard pie n.
gürültülü içki içen carouser n.
gürültülü içki içen wassailer n.
gürültülü/gösterişli gösteri razzmatazz n.
gürültülü kahkaha loud laughter n.
gürültülü çocuklar loud children n.
gürültülü karmaşa babeldom n.
gürültülü insan sürüsü rabble-rout n.
popüler, gürültülü, karışık grup racquette n.
gürültülü ve gösterişli gösteri razmataz n.
gürültülü eğlence rave-up n.
bol içki içilen gürültülü partiye katılan kimse celebrant n.
gürültülü ses çıkaran patlama thunge [dialect] n.
gürültülü bir şekilde yürüyen kimse tramper n.
gürültülü ve alevli konuşma tub-thumping n.
gürültülü müzik earful n.
gürültülü konuşma earful n.
kısa ve gürültülü ses bark n.
ani ve gürültülü ses bark n.
hayvanın ani ve gürültülü bir şekilde haykırması bark n.
ani ve gürültülü bir şekilde havlama bark n.
gürültülü ve coşkulu etkinlik barnsbreaking [scotland] n.
gürültülü ses çıkarma janglery n.
gürültülü ve uyumsuz ses katzenjammer n.
dizleri sırayla yukarıya çekerek yapılan gürültülü bir dans knees-up n.
gürültülü konuşan kimse bawler n.
yeni evlenen çift için tencere tavayla yapılan gürültülü kutlama belling n.
gürültülü şekilde patlayan kırmızı top şeklinde bir havai fişek cherry bomb n.
motorun yüksek hızda çıkardığı gürültülü ses vroom n.
ani ve gürültülü ses blam n.
gürültülü ve sert trompet sesi blare n.
sıkışmış havanın çıkardığı ani ve gürültülü ses blast n.
gürültülü ve zapt edilmeyen yaramazlık blaze n.
gürültülü eğlence whoopee n.
canlı ve gürültülü şenlikler whoop-de-doo n.
canlı ve gürültülü şenlikler whoop-de-do n.
gürültülü eğlence whoopee n.
gürültülü arbede maul n.
(su veya hava) gürültülü uğuldama sesi woosh n.
(su veya hava) gürültülü uğuldama sesi whoosh n.
gürültülü ve kibirli konuşma bounce [uk] n.
gürültülü kavga brabble [obsolete] n.
gürültülü tartışma brannigan n.
gürültülü tartışma brulzie [dialect] n.
gürültülü spor hijinks n.
gürültülü spor high jinks n.
gürültülü spor high jinx n.
gürültülü spor hijinks n.
gürültülü ve kontrolsüz kahkaha homeric laughter n.
yeni evlenenlere yapılan eğlenceli ve gürültülü serenat horning [us] n.
gürültülü kahkaha horse laugh n.
gürültülü kargaşa hullaballoo n.
rahatsız edici derecede gürültülü ve ısrarcı konuşmalar hullaballoo n.
enerjik ve gürültülü aktivite bustle n.
gürültülü eğlence gilravage n.
gürültülü eğlence gillravage n.
gürültülü eğlence gilravitch n.
gürültülü eğlence gillravitch n.
yeni evli çifte yapılan gürültülü serenat chivari n.
gürültülü çiğneme chump n.
gürültülü bir ısırık alma chomp n.
gürültülü çiğneme chomping n.
aniden çıkan gürültülü ses claik [scotland] n.
(üst üste) yankılanan gürültülü ses clangoring n.
at kişnemesini andıran gürültülü kahkaha hee-haw n.
gürültülü petrol kuyusu roarer n.
gürültülü ses rub-a-dub n.
gürültülü arbede ruction n.
gürültülü çatışma ruction n.
gürültülü ve telaşlı karışıklık rummage [scotland] n.
gürültülü kavga disturbance n.
gürültülü sürtüşme donnybrook n.
gürültülü toplantı dovercourt n.
pasaklı ve gürültülü kimse pandemonian n.
gürültülü yer pandemonium n.
gürültülü kimse peeper n.
gürültülü konuşmacı potgun [obsolete] n.
gürültülü eğlence powwow n.
gürültülü sunum fireworks n.
gürültülü sunum firework n.
gürültülü kavga shimozzle n.
gürültülü ve intizamsız toplantı shine [dialect] n.
gürültülü kavga shlemozzle n.
gürültülü bomba sesi crump n.
gürültülü ve ısrarcı olma frenziedness n.
burnunu gürültülü çeken kimse snuffler n.
burnunu gürültülü çekme snuffling n.
gürültülü inilti sesi spang n.
gürültülü bir şekilde dert yanan kimse squawker n.
gürültülü olma squeakery n.
gürültülü protestocu squawker n.
gürültülü olma strepitation n.
gürültülü olma stridence n.
kısa ve gürültülü rock'n'roll tarzı garage n.
gürültülü rock müzik thrash n.
gürültülü konuşma swash n.
neşeli ve gürültülü bir biçimde davranmak rollick v.
indirmek (hızlı ve gürültülü bir şekilde) slam down v.
gürültülü eğlenmek roister v.
gürültülü bir şekilde konuşmak cackle v.
ağır ve gürültülü bir şekilde indirmek thump v.
çarpa çarpa şiddetli ve gürültülü bir şekilde koşmak crash v.
gürültülü bir şekilde kavga etmek row v.
gürültülü bir şekilde vurmak bang v.
gürültülü bir şekilde yürümek stump v.
bir şeyi gürültülü bir şekilde (bir yere) koyuvermek slap on v.
gürültülü patırtılı bir şekilde eğlenmek whoop it up v.
gürültülü yürümek walk loudly v.
gürültülü yürümek walk with heavy steps v.
gürültülü bir şekilde damlamak flump v.
gürültülü şekilde huysuzlanmak (atlar için) reest [dialect] v.
gürültülü şekilde huysuzlanmak (atlar için) reast v.
gürültülü şekilde çiğnemek chank [dialect] v.
hızlı veya gürültülü bir şekilde ilerlemek bang v.
gürültülü bir şekilde kapanmak go bang v.
gürültülü bir şekilde patlamak go bang v.
hızlı veya gürültülü bir şekilde hareket etmek bang v.
ani ve gürültülü ses çıkarmak bark v.
tencere tavayla gürültülü kutlama yapmak shivaree v.
gürültülü ses çıkarmak chide v.
içerek gürültülü bir biçimde kutlama yapmak make happy v.
içerek gürültülü bir biçimde kutlama yapmak make whoopie v.
gürültülü ses çıkarmak vroom v.
gürültülü ses çıkararak hareket etmek vroom v.
gürültülü bir şekilde aceleyle hareket etmek bile [dialect] v.
gürültülü müzik yapmak blast out v.
sesi gürültülü ve sert çıkmak blart [dialect] [uk] v.
gürültülü ve sert bir ses çıkarmak blare (out) v.
sert veya gürültülü ses çıkarmak blat v.
hızlı ve gürültülü konuşmak blatter [dialect] v.
gürültülü ve aptalca konuşmak blat v.
gürültülü öksürmek hack [obsolete] v.
gürültülü bir şekilde hareket etmek boil v.
gürültülü bir şekilde vurmak bounce [obsolete] v.
ani ve gürültülü bir ses çıkarmak bounce [obsolete] v.
gürültülü bir tartışmaya dahil olmak broil v.
gürültülü bir kavgaya neden olmak broil v.
(siren) gürültülü mekanik ses çıkarmak hoot v.
gürültülü şekilde kahkaha atmak horselaugh v.
gürültülü şekilde kahkaha atmak horse laugh v.
aşırı gürültülü olmak obstreperate v.
gürültülü ve cümbüşlü olmak gilravage [scotland] v.
(motorlu taşıt) gürültülü ilerlemek chortle v.
gürültülü bir şekilde ayakla çiğnemek clamp v.
gürültülü konuşmak clap v.
gürültülü bir şekilde protesto etmek declaim (against) v.
gürültülü hareket etmek goster [dialect] [uk] v.
gürültülü ve aceleyle yemek gulch [dialect] [uk] v.
gürültülü ve aceleyle içmek gulch [dialect] [uk] v.
gürültülü eğlenmek roist v.
gürültülü karışıklığa katılmak roughhouse v.
gürültülü şekilde vurmak chuff v.
gürültülü şekilde hareket etmek pound v.
sağır edecek kadar gürültülü olmak deafen v.
daha gürültülü olmak outnoise v.
(başkasından) daha gürültülü veya uzun bağırmak outshout v.
gürültülü kavga etmek scold [obsolete] v.
gürültülü şekilde patlamak crump v.
gürültülü davranmak slam-bang v.
gürültülü nefes almak snotter [dialect] [uk] v.
gürültülü ve şiddetli biçimde burundan solumak snuff v.
daha gürültülü ötmek outcrow v.
daha gürültülü sevinç çığlığı atmak outcrow v.
kadar gürültülü as loud as adj.
gürültülü ve kavgalı rowdy adj.
çok gürültülü bir şekilde konuşan vociferous adj.
gök gürültülü thunderous adj.
gürültülü ve neşeli hilarious adj.
en gürültülü loudest adj.
daha gürültülü louder adj.
gürültülü biçimde reklamı yapılmış ballyhooed adj.
gürültülü yürüyen heavy-footed adj.
gök gürültülü thundery adj.
daha gürültülü noisier adj.
gürültülü geçit töreni ile ilgili callithumpian adj.
gürültülü bir şekilde yankılanan reboant adj.
gürültülü bir şekilde yansıyan reboant adj.
gürültülü çiğneyen champy adj.
çok gürültülü tonant adj.
gürültülü ve alevli (konuşma) tub-thumping adj.
gürültülü olmayan (ses) whispery adj.
şiddetli ve gürültülü esen blusterous adj.
çok gürültülü booming adj.
aşırı gürültülü boomy adj.
rahatsız edici bir şekilde gürültülü brash adj.
aşırı gürültülü brawling adj.
gürültülü bir şekilde broadly adj.
neredeyse gürültülü loudish adj.
kaba ve gürültülü gurly [scotland] adj.
çok gürültülü overloud adj.
gürültülü karışıklık ile ilgili roughhouse adj.
(kahkaha) içten ve gürültülü side-splitting adj.
gürültülü ve ısrarcı frenzical adj.
gürültülü ve ısrarcı frenzied adj.
gürültülü ve şiddetli slam-bang adj.
oldukça gürültülü quite noisy adj.
gök gürültülü sulphuric adj.
gürültülü bir şekilde roisterously adv.
gürültülü biçimde noisily adv.
gürültülü bir şekilde clamantly adv.
gürültülü bir şekilde blatantly adv.
gürültülü bir şekilde riotously adv.
gürültülü ve kavgacı bir şekilde rowdily adv.
gürültülü bir şekilde raucously adv.
gürültülü bir biçimde rollickingly adv.
gürültülü olarak vociferously adv.
gürültülü bir şekilde clamorously adv.
gürültülü bir şekilde tumultuously adv.
gürültülü bir şekilde jumblingly adv.
ani ve gürültülü bir faaliyette olacak şekilde off adv.
gürültülü bir şekilde roisterly adv.
gürültülü ve rahatsız edici şekilde scamblingly adv.
gürültülü bir şekilde shrill adv.
ani ve gürültülü ses blam interj.
oda çok gürültülü the room is too noisy expr.
Phrasals
gürültülü müzik yapmak bang out v.
bir şeyi piyanoyla yüksek sesle/gürültülü bir şekilde çalmak pound something out v.
sık ve gürültülü şekilde tekrar ederek birini darlamak din into v.
daha hareketli/gürültülü bir yere gitmek go up v.
gürültülü ve anlamsızca konuşmak yap about (someone or something) v.
gürültülü bir şekilde duyurmak blat out v.
gürültülü hareket etmek bounce (about) v.
gürültülü hareket etmek bounce (out of) v.
gürültülü şekilde girip çıkmak bounce (around) v.
gürültülü hareket etmek bounce (out) v.
gürültülü şekilde girip çıkmak bounce (about) v.
gürültülü şekilde girip çıkmak bounce (out) v.
gürültülü şekilde girip çıkmak bounce (into) v.
gürültülü hareket etmek bounce (around) v.
gürültülü şekilde girip çıkmak bounce (out of) v.
gürültülü hareket etmek bounce (into) v.
şiddetli veya gürültülü bir şekilde ortaya çıkmak burst forth v.
(birine/bir şeye) gürültülü bir şekilde gülmek roar at (someone or something) v.
Colloquial
gürültülü arbede hurly-burly n.
gök gürültülü fırtına thunderboomer n.
gök gürültülü sağanak thunder-boomer n.
gürültülü münakaşa dingdong [uk] n.
gürültülü kahkaha heehaw n.
gürültülü davranış circus n.
gürültülü yer like a bear garden expr.
rahatsız edici derecede gürültülü loud enough to wake the dead expr.
aşırı gürültülü loud enough to wake the dead expr.
ölüyü uyandıracak kadar yüksek sesli/gürültülü loud enough to wake the dead expr.
Idioms
ölüyü mezardan kaldıracak kadar gürültülü (shouting) fit to wake the dead n.
çok gürültülü ve şiddetle kavga etmek go at hammer and tongs v.
çok gürültülü ve şiddetle kavga etmek be at hammer and tongs v.
gürültülü biçimde tekrarlayarak etkilemek ding (anything) in one's ears v.
ölüyü diriltecek kadar gürültülü loud enough to wake the dead adj.
çok gürültülü loud enough to wake the dead adj.
kulakları sağır edecek kadar gürültülü loud enough to wake the dead adj.
çok gürültülü (shouting) fit to wake the dead expr.
çok gürültülü as loud as thunder expr.
Informal
gürültülü düşme sesi kerplunk n.
Speaking
burası daha gürültülü it's noisier here expr.
Trade/Economic
gürültülü biçimde reklam yapma ballyhooing n.
gürültülü biçimde reklamı yapılmış ballyhooed adj.
Technical
düşük gürültülü yükselteç low noise amplifier n.
şimşek ve gök gürültülü fırtına electric storm n.
gök gürültülü sağanak thunderstorm n.
gök gürültülü fırtına thundersquall n.
gök gürültülü fırtına thunder squall n.
gürültülü gözlem noisy observation n.
düşük gürültülü işyeri low-noise workplace n.
alçak gürültülü yükseltici low-noise amplifier n.
düşük gürültülü tasarım kuralları low-noise design rules n.
düşük gürültülü tasarım low-noise design n.
gürültülü çalışma rough running n.
çift gürültülü havai fişek double banger n.
kanal, sistem gibi unsurlarda parazitli ya da gürültülü olma koşulu noise conditions n.
aşar vergisi toplayan memurlar tarafından kilisede gürültülü kalabalığı susturmakta kullanılan uzun çubuk tithing rod n.
(çanak antende) düşük gürültülü blok bağlantısı feedhorn n.
yüksek gürültülü loud adj.
radyo gürültülü radio-loud adj.
Computer
düşük gürültülü yükselteç low noise amplifier (lna) n.
gürültülü gözlem noisy observation n.
gürültülü ölçüm noisy measurement n.
gürültülü veri noise n.
Informatics
düşük gürültülü yükselteç low noise amplifier n.
Telecom
alçak gürültülü çevirici low noise converter n.
alçak gürültülü kablo low noise cable n.
alçak gürültülü yükselteç low noise amplifier n.
alçak gürültülü kuvvetlendirici low noise amplifier n.
alçak gürültülü engelleyici low-noise blocker n.
Automotive
gürültülü dizel vuruntusu loud diesel knocking n.
Medical
gürültülü müziğe bağlı işitme kaybı mihl (music-induced hearing loss) abrev.
Veterinary
atta rahatsızlık oluşturan gürültülü solunum roaring n.
Astronomy
radyo gürültülü galaksi radio-loud galaxy n.
radyo gürültülü gökada radio-loud galaxy n.
radyo gürültülü kuasar radio-loud quasar n.
radyo gürültülü yılberk radio-loud quasar n.
Geography
gök gürültülü olma thunderousness n.
Meteorology
gök gürültülü sağanak electrical storm n.
gök gürültülü sağanak lightning storm n.
gök gürültülü sağanak thunder storm n.
şimşek ve gök gürültülü fırtına electric storm n.
gök gürültülü sağanak yağış thundery showers n.
gök gürültülü sağanak yağış t-showers n.
gök gürültülü hafif yağışlı light rain with thunder n.
gök gürültülü sağanak yağışlı thundershower n.
gök gürültülü fırtına thunder [dialect] n.
gök gürültülü fırtına olaylarını kaydeden alet brontometer n.
iki fırtına çarpıştığında meydana gelen gök gürültülü fırtına complex n.
yağmursuz gök gürültülü fırtına sonucu oluşan şimşek çakması dry lightning [us] n.
(fırtınadaki rüzgar) şiddetli ve gürültülü bir şekilde esmek bluster v.
gök gürültülü thundrous adj.
Military
gürültülü yanış chuffing n.
gürültülü fakat tehlikeli olmayan bir piroteknik cihaz thunderflash n.
Music
gürültülü ve hareketli bir amerikan folk dansı müziği breakdown n.
gürültülü ve hareketli bir amerikan folk dansı breakdown n.
gürültülü ses ruba-dub n.
gürültülü ve hareketli bir erken dönem rock stili psychobilly n.
Abbreviation
gök gürültülü sağanak yağış tshwr n.
gök gürültülü fırtına tstm n.
Archaic
gürültülü kabalık varletry n.
alkışların veya gürültülü destekçi kitlesinin arasından geçip gitmek hoop v.
gürültülü üflemek hoop v.
gürültülü bir şekilde routously adv.
Ornithology
gürültülü madenci noisy miner (manorina melanocephala) n.
gürültülü şakıması ile ünlü bir kanarya türü chopper n.
Entomology
gürültülü ağustosböceği double drummer [australia] n.
Slang
gürültülü ve sert bir rock müzik tarzı hard core n.
çok gürültülü ve sert rock müzik hard core n.
gürültülü konuşma yakety-yak n.
gürültülü ve aptalca konuşma yap n.
gürültülü konuşma yap n.
gürültülü şarkı ass-kicker n.
gürültülü parti brawl n.
gürültülü aktivite roughhouse n.
(özellikle kapalı alanda gerçekleşen) gürültülü karışıklık roughhouse n.
gürültülü konuşmak yap v.
(oyunun bir bölümünü) gürültülü şekilde sergilemek horse v.
gürültülü patırtılı bangin' adj.
gürültülü patırtılı banging adj.