hand to - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

hand to



Bedeutungen von dem Begriff "hand to" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Phrasals
hand to v. -e elden vermek
hand to v. '-e elden teslim etmek

Bedeutungen, die der Begriff "hand to" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 317 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
passing from hand to hand n. alavere
hand to hand struggle n. göğüs göğüse mücadele
hand-to-hand fighting n. göğüs göğüse kavga
to the matter in hand n. eldeki konu
to the matter in hand n. ele alınan konu
turn a hand to v. bir işle uğraşmaya başlamak
live from hand to mouth v. kıtı kıtına idare etmek
come to hand v. bulunmak
come to hand v. çıkmak
live from hand to mouth v. kazandığını yemek
come to hand v. gelmek
turn a hand to v. bir işe el atmak
come to hand v. varmak
turn one's hand to v. bir işle uğraşmaya başlamak
live from hand to mouth v. elden ağıza yaşamak
pass from hand to hand v. elden ele gezmek
turn one's hand to v. bir işe el atmak
live from hand to mouth v. kıt kanaat geçinmek
raise one's hand to somebody v. el kaldırmak
turn a hand to v. el atmak
give food to a person or an animal by hand v. eliyle beslemek
give food to a person or an animal by hand v. elle beslemek
hand down from father to son v. babadan oğula geçmek
hold on to one's hand v. elini tutmak
come to ask for the girl's hand in marriage v. (kız) istemeye gelmek
pass from hand to hand v. elden ele dolaşmak
travel from hand to hand v. elden ele dolaşmak
give a hand to v. -e elini uzatmak
give a hand to v. -e yardım etmek
lend a hand to v. -e elini uzatmak
lend a hand to v. -e yardım etmek
hand to on a silver platter v. altın tepside sunmak
hand over one's authority to v. yetkilerini devretmek
come to hand v. ele geçmek
hand the microphone to v. mikrofunu uzatmak
hand the microphone to v. mikrofon uzatmak
lend a hand to v. imdadına yetişmek
lend a hand to v. yardımına koşmak
lend a hand to v. yardımına yetişmek
lend a helping hand to v. imdadına yetişmek
lend a helping hand to v. yardımına yetişmek
lend a hand to v. yardım etmek
lend a helping hand to v. yardımına koşmak
lend a helping hand to v. yardım etmek
hand something to someone v. bir şeyi birine elden vermek
hand something back to someone v. birine bir şeyi elden geri vermek
hand something down from generation to generation v. kuşaktan kuşağa aktarmak
set the hand to v. meşgul olmak
set the hand to v. üstlenmek
ready to hand adj. el altında
hand-to-hand adj. el ele
hand-to-hand adj. çok yakın
hand-to-hand adj. kısa mesafede
hand-to-hand adj. kişiden kişiye aktarılan
hand-to-hand adj. yumruk yumruğa
hand-to-hand adj. elden ele geçmiş
hand-to-hand adj. nesilden nesle aktarılmış
hand-to-mouth adj. kıt kanaat
hand-to-mouth adj. ucu ucuna
hand to mouth adv. kazandığını boğazına sarfederek
from hand to hand adv. bir adamdan diğerine
hand to mouth adv. kıt kanaat geçinerek
hand to hand adv. yakınlarda
from hand to mouth adv. ilerisi için düşünmeyerek
from hand to hand adv. elden ele
from hand to mouth adv. har vurup harman savurarak
hand to hand adv. göğüs gögüse
hand to hand adv. göğüs göğüse
hand to hand adv. el ele
hand to hand adv. yumruk yumruğa
hand-to-hand adv. göğüs göğse
hand-to-hand adv. çok yakından
hand-to-mouth adv. kıtı kıtına
hand-to-mouth adv. kıt kanaat
Phrasals
hand something in (to someone) v. (ödev/sınav kağıdı vb) teslim etmek
hand (something) in to (one) v. (birine ödev/sınav kağıdı ) teslim etmek
hand (something) in to (one) v. (bir şeyi birine) teslim etmek/vermek
hand back to (someone) v. (birine bir şeyi) elden geri vermek
hand down from (someone) to (one) v. (birinden birine) geçmek
hand down from (someone) to (one) v. (birinden birine) devrolmak
hand down from (someone) to (one) v. (birinden/birine) miras kalmak
hand something down from someone to someone v. bir şeyi birinden birine geçirmek
hand something down from someone to someone v. bir şeyi (nesilden nesile) devam ettirmek
hand down from to v. (birinden birine) geçmek
hand down from to v. (nesilden nesile, kuşaktan kuşağa, babadan oğula) geçmek/devrolmak
hand someone or something over (to someone or something) v. birini/bir şeyi (birine/bir şeye) teslim etmek
hand someone or something over (to someone or something) v. birini/bir şeyi (birine/bir şeye) bırakmak/bağışlamak
hand someone or something over (to someone or something) v. birinden/bir şeyden vazgeçmek
hand to (one) v. (birine) elden vermek
hand to (one) v. (birine) elden teslim etmek
hand up (to someone) v. (daha üst pozisyondaki/mevkideki birine) iletmek
Phrases
I have to hand it to expr. hakkını vermeliyim ki
I got to hand it to you expr. kabul etmek zorundayım ki
raise your hand to speak expr. konuşmak için parmak kaldırın
talk to the hand expr. külahıma anlat
tell it to the hand expr. külahıma anlat
tell it to the hand expr. seni dinlemiyorum
talk to the hand expr. seni dinlemiyorum
raise your hand to speak expr. parmak kaldırarak konuşun
talk to the hand expr. umurumda değil
tell it to the hand expr. umurumda değil
to hand expr. hazırda
to hand expr. el altında
to hand expr. ele gelir yerde
to hand expr. elinde
to hand expr. yanında
to hand expr. hazırda
to hand expr. yanında hazır olarak
to hand expr. çantasında
to hand expr. üstünde
to hand expr. üzerinde
close to hand expr. yakınında
close to hand expr. elinin altında
close to hand expr. el altında
close to hand expr. uzanma mesafesinde
close to hand expr. ulaşılabilir mesafede
close to hand expr. hemen/anında kullanılabilir
close to hand expr. çok yakın
close to hand expr. eli kulağında
close to hand expr. an meselesi
close to hand expr. ha oldu ha olacak
close to hand expr. kapıda
Colloquial
come to hand v. gün ışığına çıkmak
come to hand v. gözler önüne serilmek
come to hand v. netlik kazanmak
hand it to someone v. birine/birinin hakkını vermek
hand it to someone v. birinin başarısını/üstünlüğünü kabul etmek
(my) right hand to god expr. tanrıya yemin ederim ki
(my) right hand to god expr. tanrıya yemin edebilirim
(my) right hand to god expr. tanrı şahidim
(my) right hand to god expr. yemin ederim
(my) right hand to god expr. kitaba el basarım ki
you have to hand it to someone expr. hakkını vermek lazım
you have to hand it to someone expr. yiğidi öldür hakkını ver
you have to hand it to someone expr. yiğidi öldür hakkını yeme
I have to hand it to someone expr. birinin hakkını vermek lazım
I have to hand it to someone expr. birine hakkını vermek lazım
I have to hand it to someone expr. yiğidi öldür hakkını ver
I have to hand it to someone expr. yiğidi öldür hakkını yeme
Idioms
put the last hand to v. son düzeltmeleri yapmak
put the last hand to v. tamamlamak
put the last hand to v. kusursuz hale getirmek
be able to count (someone or something) on one hand v. bir elin parmaklarını geçmemek
be able to count somebody/something on (the fingers of) one hand v. bir elin parmaklarını geçmemek
put one's hand to the plough v. azimle girişmek
hand something up to someone v. bir şeyi daha üst pozisyondaki/mevkideki birine iletmek
give/hand something to somebody on a silver platter v. birine bir şeyi altın tepside sunmak
hand something in to someone v. bir şeyi birine teslim etmek/vermek
give/hand something to somebody on a plate v. birine bir şeyi altın tepside sunmak
have to hand it to someone v. birinin hakkını vermek
have to hand it to someone v. birine hakkını vermek
set one's hand to v. bir belgeyi imzalamak
hand to on a plate v. birinin birşeyi fazla çaba harcamadan kolaylıkla elde etmesini sağlamak
put one's hand to the plow v. canını dişine takmak
hand it to v. hakkını vermek
turn one's hand to v. el attığı her işin altından başarıyla kalkmak
put one's hand to the plough v. gayretle girişmek
fight hand to hand v. göğüs göğse çarpışmak
put one's hand to the plow v. işe girişmek
hand a decision down (to someone) v. kararı açıklamak
hand a verdict down (to someone) v. kararı duyurmak
live from hand to mouth v. kıt kanaat geçinmek
turn one's hand to v. kalkıştığı her işi halletmek/başarmak
live from hand to mouth v. kazandığıyla ancak karnını doyurmak
hand a decision down (to someone) v. kararı duyurmak
live hand to mouth v. kıt kanaat geçinmek
hand a verdict down (to someone) v. kararı açıklamak
live from hand to mouth v. zar zor geçinmek
live from hand to mouth v. ucu ucuna yaşamak
complain about living hand to mouth v. ucu ucuna geçinmekten yakınmak
live hand to mouth v. ucu ucuna geçinmek
fight hand to hand v. yakın dövüşmek
set one's hand to v. (bir) işe el atmak
live from hand to mouth v. zar zor yaşamak
exist/live from hand to mouth v. zor geçinmek
exist/live from hand to mouth v. ekonomik sıkıntı içinde yaşamak
exist/live from hand to mouth v. ekonomik darboğazda olmak
go cap in hand (to someone) [uk] v. utana sıkıla (birinden) yardım istemek
go cap in hand (to someone) [uk] v. utana sıkıla (birinden) maddi yardım/para istemek
go cap in hand (to someone) [uk] v. başı önde (birinden) yardım/para istemek
go cap in hand (to someone) [uk] v. (birinden) ezilip büzülerek yardım/para istemek
go cap in hand (to someone) [uk] v. (birinden) mahcup bir şekilde yardım/para istemek
turn (one's) hand to (something) v. (kendini bir şeye) vermek
turn (one's) hand to (something) v. bir girişimde bulunmak
turn (one's) hand to (something) v. (bir şeye) kalkışmak
turn (one's) hand to (something) v. (bir şey) yapabilmek
not lift a hand to help v. kılını bile kıpırdatmamak
not lift a hand to help v. parmağını bile oynatmamak
not lift a hand to help v. yardım eli uzatmamak
put (one's) hand to (something) v. (bir şeye) girişmek
put (one's) hand to (something) v. (bir şeye) adım atmak
put (one's) hand to (something) v. (bir şeye) el atmak
put (one's) hand to (something) v. (bir şeyi) üstlenmek
put (one's) hand to (something) v. kendini (bir şeye) vermek
put your hand to the plough v. azimle girişmek
put your hand to the plough v. gayretle girişmek
put your hand to the plough v. işe/göreve atılmak
set your hand to the plough v. azimle girişmek
set your hand to the plough v. gayretle girişmek
set your hand to the plough v. işe/göreve atılmak
be able to count (someone or something) on one hand v. çok az sayıda olmak
be able to count (someone or something) on one hand v. bir elin parmaklarını geçmemek
be able to count (someone or something) on the fingers of one hand v. bir elin parmaklarını geçmemek
be able to count (someone or something) on the fingers of one hand v. çok az sayıda olmak
be able to count (someone or something) on one hand v. bir elin parmaklarını geçmemek
be able to count (someone or something) on one hand v. çok az sayıda olmak
be hand and foot to (one) v. (birinin) eli ayağı olmak
be hand and foot to (one) v. (birinin) sağ kolu olmak
exist (from) hand to mouth v. kıt kanaat geçinmek
exist (from) hand to mouth v. kıtı kıtına geçinmek
exist (from) hand to mouth v. zor geçinmek
exist (from) hand to mouth v. ekonomik darboğazda olmak
exist (from) hand to mouth v. ekonomik sıkıntı içinde yaşamak
live hand-to-mouth v. kıt kanaat geçinmek
live hand-to-mouth v. kıtı kıtına geçinmek
live hand-to-mouth v. zor geçinmek
live hand-to-mouth v. ekonomik darboğazda olmak
live hand-to-mouth v. ekonomik sıkıntı içinde yaşamak
go cap in hand (to somebody) [uk] v. utana sıkıla (birinden) yardım istemek
go cap in hand (to somebody) [uk] v. başı önde (birinden) bir şey istemek/dilenmek
go cap in hand (to somebody) [uk] v. (birinden) mahcup bir şekilde bir şey istemek/dilenmek
go cap in hand (to somebody) [uk] v. utana sıkıla (birinden) maddi yardım/para istemek
go cap in hand (to somebody) [uk] v. (birine) el açmak
go hat in hand (to somebody) [us] v. utana sıkıla (birinden) yardım istemek
go hat in hand (to somebody) [us] v. başı önde (birinden) bir şey istemek/dilenmek
go hat in hand (to somebody) [us] v. (birinden) mahcup bir şekilde bir şey istemek/dilenmek
go hat in hand (to somebody) [us] v. utana sıkıla (birinden) maddi yardım/para istemek
go hat in hand (to somebody) [us] v. (birine) el açmak
go hat in hand to someone [us] v. birinden utana sıkıla yardım/maddi estek istemek
go hat in hand to someone [us] v. birinden başı önde yardım/maddi destek istemek
hand (something) to (one) on a (silver) platter v. (birine bir şeyi altın/gümüş) tepside sunmak
hand (something) to (someone) on a plate v. (birine bir şeyi altın) tepside sunmak
hand (something) to (someone) on a plate v. (birine bir şeyi) tepside sunmak/vermek
hand something to somebody on a plate v. birine bir şeyi tepside sunmak
hand something to somebody on a plate v. birine bir şeyi altın tepside sunmak
hand to god v. tanrıya yemin etmek
hand to god v. yemin etmek
have (got) to hand it to (someone) v. (birinin) hakkını vermek
have (got) to hand it to (someone) v. (birine) hakkını vermek
have (got) to hand it to (someone) v. yiğidi öldür hakkını ver
have (got) to hand it to (someone) v. yiğidi öldür hakkını yeme
have to hand it to v. hakkını vermek
have to hand it to v. hakkını yememek
have to hand it to somebody v. birinin hakkını vermek
have to hand it to somebody v. birine hakkını vermek
have to hand it to somebody v. yiğidi öldür hakkını ver
have to hand it to somebody v. yiğidi öldür hakkını yeme
lend a hand to (one) v. (birine) yardım etmek
lend a hand to (one) v. (birine) el vermek
lend a hand to (one) v. (birine) yardım eli uzatmak
put hand to the plow v. canını dişine takmak
put hand to the plow v. işe girişmek
set your hand to v. -e girişmek
set your hand to v. -e el atmak
set your hand to v. -e koyulmak
set your hand to v. '-e başlamak
put your hand to v. -e girişmek
put your hand to v. -e el atmak
put your hand to v. -e koyulmak
put your hand to v. '-e başlamak
turn hand to v. -e el atmak
turn hand to v. ile uğraşmaya başlamak
turn your hand to something v. bir şeye el atmak
turn your hand to something v. bir şeye girişmek
turn your hand to something v. bir şeye kalkışmak
turn your hand to something v. bir şey yapmaya başlamak
living hand to mouth adj. maddi durumu kötü bir halde
tell it to the hand! expr. sen bunu külahıma anlat!
to his hand expr. hazır
I want to hold your hand expr. ellini tutmak istiyorum
without tipping a hand to expr. elini göstermeden
without tipping a hand to expr. elindeki kartları göstermeden
from hand to hand expr. elden ele
(from) hand to mouth expr. kıt kanaat
to his hand expr. mevut
have to hand it to someone expr. yiğidi öldür hakkını yeme
have to hand it to someone expr. yiğidi öldür hakkını ver
near to hand expr. yakın
near to hand expr. el altında
near to hand expr. uzanma mesafesinde
near to hand expr. elinin altında
near to hand expr. çok yakında
near to hand expr. yanında
near to hand expr. kolayca uzanılabilecek bir yerde
near to hand expr. yakınlarda
near to hand expr. yakınlarında
near to hand expr. hemen ulaşabileceği mesafede
near to hand expr. hemen kullanılabilir
near to hand expr. yakında
near to hand expr. hazır bir şekilde
near to hand expr. çok yakın
near to hand expr. olmak üzere
near to hand expr. gelmek üzere
(from) hand to mouth expr. kıtı kıtına
(from) hand to mouth expr. ucu ucuna geçinerek
(from) hand to mouth expr. zar zor geçinerek
(from) hand to mouth expr. ancak geçinerek
Speaking
to get back to the issue at hand expr. asıl konuya gelecek olursak
I got to hand it to you expr. doğruya doğru
I have to hand it to expr. hakkını yemeyeyim
I want to hold your hand expr. elini tutmak istiyorum
what happened to your hand? expr. eline ne oldu?
I got to hand it to you expr. hakkını vermeliyim
raise your hand to speak expr. konuşmak için elini kaldır
you've really got to hand it to him he has done a fine job expr. ona hakkını vermelisin çok iyi bir iş çıkardı
raise your hand to speak expr. konuşmak için parmağını kaldır
hand it to expr. sezarın hakkı sezara
don't ever raise your hand to me like that again? expr. sakın bir daha bana elini bu şekilde kaldırma?
my hand to god expr. tanrıya yemin ederim ki
my hand to god expr. tanrıya yemin ederim
Trade/Economic
hand to-mouth buying n. mevcut gereksinimlerin karşılanması için yapılan satın alımlar
hand to-mouth buying n. stok noksanını geçici olarak takviye etmek üzere perakendeciler tarafından yapılan satın alımlar
pass in to other hand v. el değiştirmek
Technical
guidelines for the measurement and the assessment of human exposure to hand-transmitted vibration n. insanın elle geçen titreşime maruz kalmasının ölçülmesine ve değerlendirilmesine dair kılavuz
Military
hand-to-hand fighting n. göğüs göğse muharebe
hand-to-hand combat n. göğüs göğse muharebe
Sport
from hand to hand expr. elden ele