heykel - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

heykel



Bedeutungen von dem Begriff "heykel" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 18 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
heykel sculpture n.
heykel statue n.
General
heykel image n.
heykel monument n.
heykel iconography n.
heykel statue n.
heykel eikon n.
heykel effigy n.
heykel sculpture n.
heykel ragment n.
heykel busto n.
heykel idol [obsolete] n.
heykel portrait n.
heykel statuary adj.
Technical
heykel sculpture n.
Archaeology
heykel sculpture n.
Art
heykel picture [obsolete] n.
heykel sculp (sculpture) n.

Bedeutungen, die der Begriff "heykel" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 144 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
dikme (heykel/direk vb'ni) erection n.
General
heykel gövdesi torso n.
heykel kaidesi pedestal n.
atlı (heykel) equestrian n.
heykel tabanı pedestal n.
çok büyük heykel colossus n.
duvarda oyuk (heykel vb için) niche n.
mermer heykel marble sculpture n.
heykel için özellikle duvarda bir oyuk niche n.
modern heykel modern sculpture n.
heykel direk atlas n.
balmumu heykel waxwork n.
dini heykel icon n.
heykel kaidesi plinth n.
heykel veya benzeri için oyuk niche n.
küçük heykel statuette n.
taş heykel stone statue n.
bronz heykel bronze statue n.
heykel tabanı plinth n.
heykel tasarımı sculpture design n.
londra'da bulunan balmumu heykel müzesi madame tussauds n.
dev heykel colossus n.
(resim/heykel gibi bir sanat eserinin) açılma töreni unveiling ceremony n.
balmumu heykel wax sculpture n.
heykel ya da kutsal emanetler için yapılan niş tabernacle n.
heykel kaidesi entablement n.
heykel tabanı entablement n.
(japonya'da) cenaze eşyası olarak mezara konulan kil heykel haniwa n.
temel ifade aracı olarak ampul, güneş ve lazer ışınından yararlanan bir heykel formu light sculpture n.
sunak basamağını süslemek için kullanılan resim veya heykel gradino n.
dini heykel iconography n.
anıt heykel iconography n.
sunak platformu üzerinde yer alan resim veya heykel predella n.
taşınabilir sunağın ön yüzü boyunca uzanan resim veya heykel predella n.
mihrabın arkasındaki heykel/tablo altar piece n.
Ünlü heykel famous statue n.
sentetik malzemeden yapılmış heykel synthetic sculpture n.
heykel yapmak sculpture v.
dikmek (heykel/direk vb'ni) erect v.
yapmak (çamur/mum vb'ne şekil vererek heykel) model into v.
yaratmak (çamur/mum vb'nden heykel) model v.
yeniden dikmek (heykel/direk vb.) reerect v.
yeniden dikmek (heykel/direk vb.) re-erect v.
heykel yapmak make a sculpture v.
heykel, resim olarak tasvir etmek image v.
heykel gibi görünecek şekilde biçimlendirmek sculpture v.
heykel değeri katmak sculpture v.
(heykel) yontmak sculpt v.
heykel niteliği taşıyan sculptural adj.
heykel gibi (kimse) statuesque adj.
heykel gibi statuesque adj.
heykel gibi sculpturesque adj.
doğal büyüklükte (resim/heykel) life-size adj.
heykel gibi olmayan unsculptured adj.
heykel şekli verilmemiş unsculptured adj.
heykel gibi marmorean adj.
paros adası'nda çıkarılan ve eski dönemde heykel yapımında tercih edilen beyaz bir mermer türüne ait parian adj.
destekleyici birim veya arka plana bağlı olmayan (heykel) free-standing adj.
heykel gibi sculpturally adv.
Phrasals
(bina/heykel) dikmek put up v.
Idioms
heykel gibi kız a stone cold fox n.
heykel gibi durmak hold hard [uk] v.
heykel gibi hareketsiz as still as a statue expr.
Institutes
ankara resim ve heykel müzesi ankara museum of painting and sculpture n.
resim ve heykel müzesi ve galerisi museum and gallery of painting and sculpture n.
resim ve heykel müzesi state art and sculpture museum n.
Technical
tunç heykel bronze statue n.
Architecture
heykel sütunlar telamones n.
kemer aynasında yer alan heykel lunette n.
lahdin tepesinde bulunan ve merhumu temsil eden uzanmış pozisyondaki heykel gisant n.
bas rölyef tarzında (heykel) bass-relief adj.
Construction
heykel kaidesi acroter n.
heykel sütun caryatid n.
Gastronomy
buzdan heykel ice sculpture n.
Education
güzel sanatlar fakültesi heykel bölümü faculty of fine arts sculpture department n.
History
olimpos dağı'ndaki zeus tapınağı için inşa edilip zeus'u oturur halde tasvir eden yaklaşık 12 metre yüksekliğinde bir heykel olympian zeus n.
Archaeology
müstakil heykel sculpture in the round n.
zemine yapışık olmayan heykel sculpture in the round n.
Religious
heykel ve dekoratif sanatta isa mesih'in soyunun temsil edildiği soy ağacı tree of jesse n.
heykel ve dekoratif sanatta isa mesih'in soyunun temsil edildiği soy ağacı jesse tree n.
Art
isa'nın çarmıha gerilmesinin temsili (heykel vs) calvary n.
resim ve heykel sanatında kumaş kıvrımlarının görüntüsünün düzgün biçimde yapılması casting of draperies n.
modellenen formun orijinal yüzeyden daha derine oyulduğu heykel kabartması cavo-relievo n.
modellenen formun orijinal yüzeyden daha derine oyulduğu heykel kabartması cavo-rilievo n.
çıplak heykel/resim nude n.
nü heykel nude sculpture n.
nü heykel nude statue n.
heykel veya seramikten alınan ters kalıp negative n.
heykel ve putlarda tanrının yaşadığı izlenimi yaratan eski bir sanat türü telestics n.
heykel şekli verilmiş madalyon tondo n.
heykel tanımı toreumatography n.
çizim, resim, heykel ve seramik ile dramatik sanatlar ve dansın dahil edildiği sanatlar line arts n.
tors heykel torso sculpture n.
yaşayan heykel living statue n.
ingiltere'de bulunan, kanatlarını açmış bir meleği tasvir eden çelik heykel angel of the north n.
bas rölyef heykel bas-relief n.
şekillerin arka plandan çok az öne çıktığı rölyef heykel bass-relief n.
mermer heykel marble n.
bir tür heykel kabartma stili mezzo-relievo n.
bir tür heykel kabartma stili mezzo-rilievo n.
mezzo-rilievo stili ile yontulmuş heykel mezzo-rilievo n.
bronz heykel bronze n.
gerçek boyutundan büyük heykel heroic sculpture n.
kendisini çevreleyen arka plandan öne çıkmak için yüzeye oyulmuş şekillerden oluşan heykel rilievo n.
kendisini çevreleyen arka plandan öne çıkmak için yüzeye oyulmuş şekillerden oluşan heykel sculptural relief n.
kil heykel clay sculpture n.
yarım kabartma heykel demirelief n.
yarım kabartma heykel demi-rilievo n.
(heykel ve mimaride) yunan tarzı hayranlığı veya taklidi graecism n.
(heykel, resim ve mimaride) düşsel özellikler gösteren bir tür süsleme sanatı grotesque n.
(heykel ve resimlerde) kendi bünyesinde ayırt edici birim oluşturan veya daha büyük bir kompozisyonun parçası olan iki veya daha fazla şekil group n.
(arka planı bulunmayan) tam formlu heykel round [obsolete] n.
(heykel yüzeyini) kabaca şekillendirme impressionism n.
(heykel yüzeyini) pürüzlü şekilde biçimlendirme impressionism n.
(heykel yüzeyini) kabaca biçimlendirme impressionism n.
heykel dikme çılgınlığı statuomania n.
polikromatik heykel polychromatic sculpture n.
doğal renkli heykel polychromatic sculpture n.
dansta heykel gibi yavaş pozisyon değişiklikleri plastic n.
dansta heykel gibi yavaş pozisyon değişiklikleri plastique n.
foto-heykel photosculpture n.
fotoğrafla heykel photosculpture n.
(minimal sanatta) heykel primary structure n.
bütün açılardan görülebilen heykel sculpture-in-the-round n.
esnek heykel soft sculpture n.
yumuşak heykel soft sculpture n.
heykel kesiminde kullanılan bir işlem pointing n.
(metal levha, tel ve ahşaptan yapılan) soyut heykel stabile n.
(heykel) oymak cut v.
soyut şekilde ifade etmek (resim, heykel) present v.
(heykel, figür) orijinal olmak sit v.
heykel şekli verilmiş sculpted adj.
heykel şekli verilmiş sculptured adj.
heykel ile ilgili iconical adj.
(heykel) geleneksel tarzda iconical adj.
tasvir ettiği sahneleri belirgin bir kesintiye uğramadan birbirini takip eden (heykel) continuous adj.
(resim, heykel) dış dünyanın doğaya uygun şekilde temsil edilmesine ait veya ilişkili figurative adj.
(resim, heykel) dış dünyanın doğaya uygun şekilde temsili ile nitelenen figurative adj.
Archaic
usta elinden çıkmış tablo veya heykel master n.
heykel şekli verilmiş insculptured adj.
Slang
heykel gibi kadın a good start [australia] n.
Modern Slang
heykel, oyuncak bebek, vitrin mankeni gibi objelere karşı duyulan cinsel ilgi/fetiş agalmatophilia n.
Star Wars
palpatine'in heykel bahçesi palpatine's statue garden n.
tamamlanmamış dev heykel unfinished colossus n.