tahrip - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

tahrip



Bedeutungen von dem Begriff "tahrip" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 17 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
tahrip ravage n.
tahrip subversion n.
tahrip devastation n.
tahrip ruin n.
tahrip destroying n.
tahrip slashing n.
tahrip ruination n.
tahrip destruction n.
tahrip demolition n.
tahrip confusion n.
tahrip shipwreck n.
Colloquial
tahrip demo n.
tahrip demo n.
tahrip dog n.
Chemistry
tahrip destruction n.
Military
tahrip destruction n.
Archaic
tahrip depopulation n.

Bedeutungen, die der Begriff "tahrip" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 362 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
Common Usage
tahrip etmek destroy v.
güzel şeyleri tahrip eden vandal adj.
General
tahrip etme obliteration n.
tahrip eden devastator n.
tahrip eden şey veya kişi eradicator n.
tahrip etme ruining n.
tahrip etme soapiness n.
tahrip etme laying waste n.
tahrip etme ravaging n.
tahrip kalıbı demolition charge n.
tahrip etme devastating n.
tahrip etme destroying n.
tahrip kalıbı demolition block n.
ormanları tahrip etme deforestation n.
tahrip etme kill n.
tahrip maddesi shot n.
büyük ve tahrip edici yangın conflagration n.
tahrip ateşi annihilation fire n.
yararlı ve güzel şeyleri tahrip eden kimse vandal n.
yararlı ya da güzel şeyleri tahrip eden kimse vandal n.
bir cesedin tahrip edilmesi mutilation of corpse n.
tahrip etme demolition n.
yüksek tahrip gücü high explosive power n.
yüksek tahrip gücü high destructive power n.
tahrip eden destructor n.
tahrip eden kimse trasher n.
tahrip eden kimse undoer n.
tahrip eden kimse uprooter n.
tahrip eden şey eradicant n.
tahrip eden şey eradicative [rare] n.
tahrip edici eylemler uprootings n.
tahrip etme vandalization n.
tahrip etme vandalisation n.
tahrip etme vastation n.
tahrip edici askeri harekat veya taktik manevra meat grinder n.
milyonlarca tonla ifade edilen nükleer silahlarının tahrip gücü megatonnage n.
kolayca tahrip edilme breakability n.
tahrip edici etken destruction n.
tahrip edici faktör destructive n.
tahrip edici distorter n.
tahrip edici grup pack n.
tahrip gücü yüksek yangın fire storm n.
büyük ve tahrip edici yangın flagration [obsolete] n.
büyük ve tahrip edici arı sürüsü scourge n.
tahrip edici dev dalga sea breach n.
tahrip edici dev dalgalar dizisi sea breach n.
tahrip edilme shamble n.
pervasızca ve tahrip ederek ağaç kesen kimse slasher n.
tahrip olmak fall into ruin v.
tahrip etmek blow up v.
tahrip etmek ravage v.
içini tahrip etmek gut v.
tahrip etmek trash v.
tahrip edilmek be blasted v.
tahrip etmek eradicate v.
torpil ile tahrip etmek torpedo v.
tahrip etmek lay waste v.
tahrip etmek devastate v.
ateşle tahrip etmek destroy by fire v.
tahrip etmek blast v.
tahrip etmek ruin v.
tahrip etmek destroy v.
tahrip etmek demolish v.
atom bombası ile tahrip etmek nuke v.
tahrip görmek be demolished v.
tahrip görmek be destroyed v.
tahrip görmek be damaged v.
tahrip etmek raze v.
tahrip etmek vandalize v.
tahrip etmek cast away v.
tahrip etmek mutilate v.
ateş gücü kullanarak tahrip etmek attrit v.
tahrip etmek vandalise v.
tahrip etmek total v.
(daire vs) içini yakmak/tahrip etmek gut v.
tahrip etmek rase v.
tahrip etmek nither [scottish] v.
çiğneyerek tahrip etmek chew v.
tahrip etmek hack v.
tahrip etmek blitz v.
tahrip etmek damn v.
tahrip etmek depopulate [obsolete] v.
tahrip etmek destrie v.
tahrip olmak destroy v.
tahrip etmek destruie v.
tahrip etmek mung v.
tahrip etmek oversimplify v.
tahrip etmek overturn v.
tahrip olmak rub v.
tahrip etmek rubble v.
tahrip etmek ruinate v.
tahrip olmak ruinate [dialect] v.
tahrip etmek devast [obsolete] v.
tahrip edilmek distort v.
tahrip etmek crack v.
tahrip etmek shend v.
tahrip etmek shent v.
tahrip olmak shrivel v.
(yumruk veya darbe ile) tahrip etmek strike v.
tahrip edici ruinous adj.
tahrip edilmiş ravaged adj.
tahrip olmuş tost adj.
tahrip edici subversive adj.
tahrip olmuş blasted adj.
denizaltı tahrip antisubmarine adj.
karşılıklı tahrip edici mutually ruinous adj.
tahrip edici destructive adj.
tahrip edici olmayan nondestructive adj.
tamamıyla tahrip olmuş (araç) totaled adj.
tahrip olmuş stricken adj.
savaştan tahrip olmuş war-ravaged adj.
tahrip edici damning adj.
tahrip edici devastating adj.
tahrip edici destroying adj.
tamamıyla tahrip olmuş (araç) totalled adj.
tahrip edici olmayan non-destructive adj.
tahrip edilmiş raped adj.
tahrip edici ravaging adj.
tahrip edilmiş underwrought [obsolete] adj.
tahrip edilmemiş undestroyed adj.
tahrip edilmemiş uneffaced adj.
tahrip edilmemiş unravaged adj.
tahrip edilmemiş unruinate adj.
tahrip eden şey ile ilgili eradicant adj.
tahrip edici eversive adj.
kışın şiddetli hava koşulları nedeniyle tahrip olmuş winter-beaten adj.
tahrip olmuş blown adj.
tahrip edici hunnish adj.
tahrip edici damnatory adj.
tahrip edilebilir depredable adj.
tahrip etmeye yönelik destruct adj.
tahrip edilmiş destructed adj.
tahrip edilebilir destructible adj.
tahrip edilmiş bare [obsolete] adj.
tahrip eden doomsday adj.
tahrip edici ferocious adj.
tahrip edici predatory [obsolete] adj.
tahrip edici crushing adj.
tahrip eden subversionary adj.
tahrip edilebilir subvertible adj.
tahrip edici suicidal adj.
tahrip edilmiş suppressed adj.
tahrip edici bir şekilde devastatingly adv.
tahrip ederek damningly adv.
tahrip edici bir şekilde subversively adv.
tahrip ederek witheringly adv.
tahrip edici şekilde ruinously adv.
tahrip ederek disruptively adv.
tahrip edilmiş divast [obsolete] adv.
… tahrip edilmeden büyümenin durması anlamına gelen bir son ek -stasis suf.
Phrasals
bir şey için çok tahrip edici/zararlı olmak murder on something v.
tahrip etmek wipe out v.
(bir şeyi) tahrip etmek tear through (something) v.
-i tahrip etmek tear through v.
tahrip etmek take out v.
bir şeyi tahrip etmek take something out v.
büyük bir yangında tahrip etmek blaze away v.
büyük bir yangında tahrip edilmek/olmak blaze away v.
bir yolu/asfaltı sabanla tahrip etmek plow up (something) v.
bir yolu/asfaltı ağır bir araçla tahrip etmek plow up (something) v.
bir şeyi tahrip etmek beat something up v.
için çok tahrip edici/zararlı olmak murder on v.
tahrip etmek smash down v.
Proverb
tahrip tamirden kolaydır it is easier to tear down than to build up
Colloquial
tahrip edilmek take a hit v.
tahrip olmak be shot v.
Idioms
tahrip/harap etmek rip somebody/something to bits v.
tahrip/harap etmek rip somebody/something to shreds v.
tahrip/harap etmek rip somebody/something apart v.
yakarak tahrip etmek put to the torch v.
yakarak tahrip etmek put a torch to v.
yakarak tahrip etmek put to the torch v.
tahrip olmak be toast v.
(bir şeyi) tahrip etmek lay (something) to waste v.
(bir şeyi) tahrip etmek lay (something) waste v.
bir şeyi tahrip etmek lay something waste v.
bir şeyi tahrip etmek lay waste to something v.
(bir şeyi) tahrip etmek lay waste to (something) v.
bir şeyi tahrip etmek play havoc with something v.
bir şeyi tahrip etmek wreak havoc with something v.
(bir şeyi) tahrip etmek reduce (something) to rubble v.
tahrip etmek wreak havoc v.
(birini/bir şeyi) tahrip etmek wreak havoc with (someone or something) v.
büyük ölçüde tahrip edici slash-and-burn adj.
tahrip ederek to sticks and staves adv.
Trade/Economic
tahrip edici rekabet destructive competition n.
Law
tahrip emri demolition order n.
üçüncü şahıslara karşı nasi ızrar ve tahrip suçu offense of causing loss and damage to third persons n.
tahrip etmek destroy v.
tahrip etmek estrepe v.
tahrip edilmiş destroyed adj.
tahrip eden vandalic adj.
Politics
etnik bir grubun kültürünün kasıtlı ve sistematik bir biçimde tahrip edilmesi ethnocide n.
Insurance
tamamen tahrip olma total destruction n.
eski, hasarlı, tahrip olmuş veya kayıp ürünlerin yenileriyle değiştirilmesi esasına dayanan (sigorta) new-for-old adj.
Technical
bir mıknatısın manyetik özelliklerini tahrip demagnetization n.
bir mıknatısın manyetik özelliklerini tahrip demagnetisation n.
tahrip bombası demolition bomb n.
tahrip edici deney destructive test n.
tahrip edilebilirlik destructibility n.
tahrip etme demolition n.
ısı nedeniyle tahrip olmak burnisher v.
tahrip etmek demolish v.
tahrip etmek (kimyasal maddeler) corrode v.
tahrip edici destructive adj.
Electric
statik elektrikle yakarak tahrip etmek zap v.
Automotive
tahrip etmek trash v.
Aeronautic
tahrip muayene destructive testing n.
tahrip kumandası command destruct n.
Medical
beyindeki sinir hücrelerinin ve omuriliğin tahrip olmasına neden olan genetik bir hastalık tay-sachs disease n.
beyindeki sinir hücrelerinin ve omuriliğin tahrip olmasına neden olan genetik bir hastalık tay-sachs n.
yaralanma veya hastalık nedeniyle tahrip olmuş göz kapağı birleşim noktasının operasyonla düzeltilmesi canthoplasty n.
bağışıklık sisteminin karaciğer hücrelerini tahrip etmesi sonrasında meydana gelen bir karaciğer rahatsızlığı autoimmune hepatitis n.
kimyasal maddeler kullanılarak patojen ajanların tahrip edilmesi disinfection n.
sempatik sinir sisteminde bir gangliyon veya ağzın ezilip tahrip edilmesi sympathicotripsy n.
çürümüş ya da tahrip olmuş yaranın doldurulması anaplerosis n.
karaciğeri tahrip edici olma hepatotoxicity n.
kalp kasına giden kanın tıkanması sonucu kalp dokusunun tahrip olması myocardial infarct n.
çürümüş ya da tahrip olmuş yaranın doldurulmasını içeren anaplerotic adj.
kırmızı kan hücrelerini tahrip eden hemolytic adj.
hızla yayılan doku tahrip edici ülsere ait phagedenic adj.
hızla yayılan doku tahrip edici ülsere benzeyen phagedenic adj.
hızla yayılan doku tahrip edici ülsere ait phagedenous adj.
hızla yayılan doku tahrip edici ülsere benzeyen phagedenous adj.
Pathology
beyindeki sinir hücrelerinin ve omuriliğin tahrip olmasına neden olan genetik bir hastalık amaurotic idiocy [obsolete] n.
hızla yayılan doku tahrip edici bir ülser türü phagedaena n.
hızla yayılan doku tahrip edici bir ülser türü phagedena n.
hızla yayılan doku tahrip edici ülsere ait phagedaenic adj.
hızla yayılan doku tahrip edici ülsere benzeyen phagedaenic adj.
Parasitology
erik, kiraz ve benzeri bitkilerin dallarında siyah yumrulara neden olan tahrip edici bir dibotryon morbosum mantarı hastalığı black knot n.
bektaşiüzümü dallarında siyah, düğüm benzeri şişkinliklere neden olan tahrip edici bir dibotryon ribesia mantarı hastalığı black knot n.
Statistics
tahrip edici sınama destructive test n.
Chemistry
akciğer tahrip edici etmen lung-damaging agent n.
hücrezarı tahrip edici toksin membrane-damaging toxin n.
Biology
kaybolmuş veya tahrip olmuş numunenin yerini alması için seçilen numune neotype n.
belirli bir geni tahrip edilmiş veya yapay bir dna parçası ile değiştirilmiş bu nedenle fenotipik değişiklikler gösteren genetik mühendisliği ürünü deney faresi knockout mouse n.
belirli bir geni tahrip edilmiş veya yapay bir dna parçası ile değiştirilmiş bu nedenle fenotipik değişiklikler gösteren genetik mühendisliği ürünü deney fareleri knockout mice n.
Biochemistry
ısı tarafından kolayca tahrip edilen thermolabile adj.
ısıtıldığında tahrip olma thermolability adj.
Botanic
abd'nin güneybatısında mantarın neden olduğu, pamuk ve diğer bitkileri tahrip eden ve bitkileri soldurup karartan bir hastalık texas root rot n.
abd'nin güneybatısında mantarın neden olduğu, pamuk ve diğer bitkileri tahrip eden ve bitkileri soldurup karartan bir hastalık cotton root rot n.
yerli bitki örtüsü tahrip olmuş alanlarda yetişen yabani ve yaygın bir bitki ruderal n.
yerli bitki örtüsü insan eliyle tahrip edilmiş alanlarda yetişen bir ot ruderal n.
uredinales mantarlarının yol açtığı tahrip edici bir bitki hastalığı rust n.
Forestry
odun tahrip edici organizma wood destroying organism n.
Religious
tahrip meleği abaddon n.
Environment
atom tahrip silahı atomic demolition munition n.
doğal yaşam alanının tahrip edilmesi/zarar görmesi habitat loss n.
doğal yaşam alanının tahrip edilmesi/zarar görmesi habitat destruction n.
ekolojik tahrip eco-descruction n.
(ağaç keserek veya yangın yolu ile) ormanı tahrip etmek denude v.
çevreyi tahrip eden ecocidal adj.
Military
hasar veya tahrip etmek yerine engelleyen, bozan veya yanıltan elektronik savaş eylemleri nondestructive electronic warfare n.
aracın tahrip olması vehicle abuse n.
ana tahrip kuşağı primary demolition belt n.
atomik tahrip mühimmatı atomic demolition munition n.
çekilme öncesi tahrip hedefi prewithdrawal demolition target n.
denizaltı tahrip füzesi antisubmarine missile n.
denizaltı tahrip antisubmarine n.
denizaltı tahrip roketi antisubmarine rocket n.
dış imla hakkı ile tahrip adobe shooting n.
dış imla hakkı ile tahrip mudcapping n.
denizaltı tahrip silahları antisubmarine weapons n.
denizaltı tahrip silahı antisubmarine weapon n.
füze tahrip füzesi anti-missile missile n.
füze tahrip sistemi destruct system n.
gövde tahrip mayını anti-hull mine n.
genel maksatlı tahrip general purpose demolition n.
hazırlanmış tahrip hedefi preliminary demolition target n.
imla hakkı yerleştirilmemiş tahrip hedefi uncharged demolition target n.
ilk tahrip hedefi preliminary demolition target n.
keşif ve sualtı tahrip grubu reconnaissance and underwater demolition group n.
mayın tahrip mine disposal n.
mayın tahrip tankı mine flail tank n.
orta atomik tahrip cephanesi medium atomic demolition munition n.
özel atom tahrip cephanesi special atomic demolition munitions n.
özel tahrip hedefi reserved demolition target n.
plastik tahrip mermisi projectile high explosive plastic n.
su üzerindeki yüzey buzunu kırmak için yapılan tahrip ice demolitions n.
sualtı tahrip timi underwater demolition team n.
tahrip gücü brisance n.
tahrip yılanı snake n.
tahrip maddesi explosive n.
tahrip cephanesi explosive n.
tahrip etme detonation n.
tahrip mermisi demolition ammunition n.
tahrip muhafız kuvveti demolition guard n.
tahrip danesi high explosive shell n.
tahrip edilebilir hedef destructible target n.
tank tahrip edici tank destroyer n.
tahrip hedefi demolition target n.
tahrip odası demolition chamber n.
tahrip çizgisi destruct line n.
tahrip kalıbı demolition block n.
tahrip yarıçapı radius of rupture n.
tahrip planı destruction plan n.
tahrip hakkı yerleştirilmiş tahrip hedefi charged demolition target n.
tahrip yarıçapı destruction radius n.
tahrip kapsülü blasting cap n.
tahrip takım kiti demolition tool kit n.
tahrip kiti demolition kit n.
tahrip amaçlı patlayıcı madde demolition charge n.
tahrip malzemesi demolition material n.
tahrip ateşi counterpreparation fire n.
tahrip mangası demolition squad n.
tahrip ateşleme ekibi demolition firing party n.
trotil tahrip kalıbı triton block n.
tahrip el bombası explosive grenade n.
tahrip kapsülü primary explosive n.
tahrip ateşleme müfrezesi demolition firing party n.
tahrip kalıbı demolition charge n.
tahrip bombası demolition bomb n.
tahrip alet kiti demolition tool kit n.
tahrip kapsülü fünyesi blasting fuze n.
tahrip gücü yüksek bomba demolition bomb n.
tahrip imla hakkı demolition charge n.
tahrip gücü yüksek bomba high explosive bomb n.
tank tahrip bölgesi armour kill zone n.
tahrip subayı demolition officer n.
tahrip kuşağı demolition belt n.
toplu tahrip imla hakkı demolition block n.
tahrip kutusu kill box n.
taktik atom tahrip mühimmatı tactical atomic demolition munitions n.
tahrip ateşi destruction fire n.
tahrip takımı demolition set n.
tali tahrip kuşağı subsidiary demolition belt n.
tahrip bombası destructive bomb n.
toplu tahrip imha hattı demolition block n.
uydu tahrip füzesi antisatellite missile n.
yemleme veya esas tahrip maddesi secondary explosive n.
zırhlı tahrip mermisi armour-defeating projectile n.
yüksek infilaklı tahrip bombası high explosive bomb n.
tahrip gücü yüksek bir tür bomba blu-82 n.
hafif silahların tahrip edici olduğu menzil battle range n.
mayın tahrip tankı flail tank n.
atomik tahrip mühimmat kullanımı span of detonation (atomic demolition munition employment) n.
tahrip emri verilen hedefin tahribat durumu state of readiness--state 1--safe n.
tahrip emrinin uygulandığı hedefin tahribat durumu state of readiness--state 2--armed n.
savunma personel dairesi başkanlığını tahrip etme faaliyetleri subversion of department of defense personnel n.
tahrip etmek destroy v.
tahrip edilmiş destroyed adj.
yörüngedeki uyduları tahrip eden (silah sistemi) asat adj.
yörüngedeki uyduları tahrip eden (silah sistemi) antisatellite adj.
(atom tahrip silahında infilak için) mümkün olan en erken zaman early time expr.
Art
objelerin halka sergilenmesi sırasında tahrip edilmelerini içeren deneysel bir sanat hareketi destructivism n.
objeleri halka sergilerken tahrip eden sanatçı destructivist n.
objeleri halka sergilerken tahrip eden (sanatçı, akım) destructivist adj.
Printery
(hikayeyi, yazıyı) tahrip edecek şekilde kısaltmak hack v.
Abbreviation
uydu tahrip (füzesi) asat adj.
Archaic
tahrip olma teen n.
tahrip yaratan kimse squabasher [scotland] n.
tahrip etmek dilapidate v.
tahrip etmek do away v.
tahrip etmek destitute v.
tahrip etmek squabash [scotland] v.
Reptiles
çoğu tarımsal ağaç için oldukça tahrip edici olan küçük kahverengimsi bir kırmız böceği terrapin scale (lecanium nigrofasciatum) n.
Entomology
koloniler halinde yaşayan ve ağaç dallarında ipeksi-çadırımsı ağlar oluşturan, halka kelebekleri familyasına mensup tahrip edici tırtıllara verilen ad tent caterpillar n.
yabani bitkiler ve ekinler dahil olmak üzere pek çok bitkiyi tahrip eden yaygın bir böcek cinsi anaphothrips n.
ahşap tahrip edici (böcek) ligniperdous adj.
Slang
(bir şeyi) tahrip etmek shoot (something) (all) to hell v.
hava bombardımanı ile tahrip etmek prang [us] v.
tahrip etmek shit-can v.