u.s. - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

u.s.

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "u.s." im Türkisch Englisch Wörterbuch : 2 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Institutes
u.s. n. abd hükümeti
u.s. n. abd devleti

Bedeutungen, die der Begriff "u.s." mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
trailer (us) n. karavan
defense (us) n. defans
license [us] n. lisans
trash bag (us) n. çöp torbası
garbage bag (us) n. çöp torbası
range hood (us) n. davlumbaz
store window [us] n. vitrin
for us adv. bizim için
us pron. biz
General
us dollar n. amerikan doları
a proud day for us n. bizim için övünç dolu bir gün
the us n. amerika birleşik devletleri
us n. abd
unraveling (us) n. çözme (problemi/gizemi)
unraveling (us) n. çözülüp dağılma
unraveling (us) n. çözüme ulaştırma
unraveling (us) n. araştırıp bulma
unraveling (us) n. başarısız olma
unraveling (us) n. çökme
unraveling (us) n. çözme (ip vb)
unraveling (us) n. çökmeye başlama
maxi pad (us) n. kadın pedi
maxi pad (us) n. adet bezi
maxi pad (us) n. kadın bağı
lost-and-found (us) n. kayıp eşya bürosu
lost-and-found (us) n. kayıp ve buluntu eşya bürosu
opening act (us) n. konser öncesi ana grup öncesi çıkan grup
warm-up act (us) n. konser öncesi ana grup öncesi çıkan grup
warm-up act (us) n. ön grup
opening act (us) n. ön grup
parcheesi (us) n. kızma birader (oyun)
cotton swab (us) n. kulak temizleme çubuğu
us citizen n. amerikan vatandaşı
green beans (us) n. taze fasulye
mechanical pencil (us) n. basmalı kalem
form-in-us n. içimizdeki biçim
family counseling (us) n. aile danışmanlığı
sled-riding (us) n. karda kızakla kayma
sledding (us) n. karda kızakla kayma
buffalo pouch (us) n. bel çantası
belly bag (us) n. bel çantası
belt pack (us) n. bel çantası
fanny pack (us/canada) n. bel çantası
hip sack (us) n. bel çantası
salt truck (us) n. yol tuzlama aracı
noisy neighbor (us) n. gürültücü komşu
sheet protector (us) n. şeffaf dosya
sheet protector (us) n. poşet dosya
skipping rocks (us) n. taş sektirme
draft horse (us) n. koşum atı
porta potties (us) n. portatif tuvaletler
airfoil (us.) n. kanatçık
airfoil (us.) n. kanat
junkyard (us) n. araba hurdalığı
junkyard (us) n. araba mezarlığı
flip-flop (us) n. tutum/tavır değiştirme
flip-flop (us) n. döneklik
cash register (us) n. yazar kasa
newsstand (us/canada) n. gazete bayi
newsstand (us/canada) n. gazete satılan yer
newsstand (us/canada) n. gazete büfesi
newsstand (us/canada) n. gazete bayisi
newsstand (us/canada) n. gazeteci
u.s. swimmer n. abd'li yüzücü
garbage collector (us) n. çöp toplama görevlisi
garbage collector (us) n. çöpçü
garbage collector (us) n. çöp toplama işçisi
sanman (sanitation man) (us) n. çöp toplama işçisi
trash collector (us) n. çöp toplama işçisi
recycling tech (us) n. çöp toplama işçisi
sanman (sanitation man) (us) n. çöpçü
trash collector (us) n. çöp toplama görevlisi
trashman (us) n. çöpçü
green machine (us) n. çöp toplama işçisi
trashman (us) n. çöp toplama işçisi
garbageman (us) n. çöp toplama işçisi
green machine (us) n. çöp toplama görevlisi
trash collector (us) n. çöpçü
garbageman (us) n. çöpçü
green machine (us) n. çöpçü
trashman (us) n. çöp toplama görevlisi
recycling tech (us) n. çöpçü
recycling tech (us) n. çöp toplama görevlisi
garbageman (us) n. çöp toplama görevlisi
sanman (sanitation man) (us) n. çöp toplama görevlisi
toter tipper (us) n. çöpçü
store window (us) n. mağaza vitrini
dumpster diving (us) n. (işe yarayacak birşeyler bulmak amacıyla yapılan) çöp karıştırma
cupcake (us) n. fincan kek
cupcake (us) n. fincan şeklinde küçük kek
hair clip (us) n. saç tokası
cotton swab (us) n. kulak temizleme pamuğu
lost and found (us) n. kayıp ve bulunan eşya ofisi
year of enrollment (us) n. kayıt yılı
flophouse [us] n. düşkünler evi
flophouse [us] n. evsizler evi
flophouse [us] n. evsizler yuvası
garden center [us] n. bahçe merkezi
tanker truck (us) n. yakıt tankeri
tanker truck (us) n. tanker
community garden (us) n. insanların üzerinde sebze/meyve veya küçük bitkiler yetiştirmeleri için kiraladıkları küçük toprak parçası
community garden (us) n. hobi bahçesi
cotton candy (us) n. pamuk helva
cotton candy (us) n. pamuk şeker
telephone (us) n. kulaktan kulağa oyunu
carer (us) n. bakımveren
carer (us) n. bakıcı
spelunking [us] n. mağara yürüyüşü
spelunking [us] n. mağarada yapılan gezinti
foreignization [us] n. yabancılaştırma
sleeper car [us] n. sıradan görünüşünün aksine çok yüksek motor gücüne sahip araç
metro station [us] n. metro durağı
metro station [us] n. metro istasyonu
curb cut [us] n. kaldırım rampası
spraydeck [us] n. kayaking yaparken kanoya suyun girmesine engel olan ekipman
blowtorch [us] n. şalama
haint [us] n. hayalet
white-out [us] n. daksil
veterinarian [us] n. veteriner hekim
ramada [southwestern us] n. sundurma
ramada [southwestern us] n. gölgelik
ramada [southwestern us] n. örtülü geçit
ramada [southwestern us] n. kenarları açık üstü kapalı barınak
raunch [us] n. intizamsızlık
raunch [us] n. düzensizlik
raunch [us] n. tertipsizlik
raunch [us] n. savrukluk
raunch [us] n. dağınıklık
town planner [us] n. şehir plancısı
alforja [us] n. heybe
alforja [us] n. hurç
all-timer [us] n. olağanüstü kimse
all-timer [us] n. her şeyde en iyi olan kimse
altar boy [us] n. ahlaken saf ve erdemli kimse
briticism [us] n. ingiliz tutumu
briticism [us] n. ingiliz adeti
antibuser [us] n. ırksal dengeyi sağlamak üzere öğrencilerin uzak okul bölgelerine taşınması uygulamasına karşı olan kimse
antilifer [us] n. kürtaj hakkını savunan kimse
apple sauce [obsolete] [us] [canadian] n. saçmalık
ashman [us] n. çöpçü
efficiency apartment [us] n. özel banyolu ve mini mutfaklı, stüdyo benzeri küçük daire
elbow [us] n. dirsek makarna
yard [us/canada] n. evin önünde veya arkasında yer alan boş alan
yardman [us] n. çeşitli dış mekan işlerini yapmak üzere ücret ödenen kimse
yardwork [us] n. bahçe bakımı
entrée [us] n. ana yemek
sack [us] n. inek memesi
saber-rattling [us] n. askeri güç gösterisi
saber-rattling [us] n. askeri güç kullanma tehdidi
zip [us] n. posta kodu
upshot [us] n. kısa özet
us customary system n. abd geleneksel ölçü birimleri sistemi
us customary system n. abd'de kullanılan ölçü birimi sistemi
jumping-off place [us] n. çok uzak yer
jumping-off point [us] n. çok uzak yer
mailer [us/canada] n. posta kutusu
mailer [us/canada] n. karton boru gibi bir malzemeden yapılmış, postalanacak materyali bulunduran konteyner
venue [us] n. tartışmada alınan konum
venue [us] n. tartışmada benimsenen duruş
vigintillion [us] n. 1063'e eşit sayma sayısı
xing [us] n. geçit
xing [us] n. kesişme
wagon [us/canada] n. cezaevi arabası
wagon [us/canada] n. mahkum arabası
quarterbacking [us] n. iş işten geçtikten sonra eleştiri yapma
wiseguy [us] n. mafya üyesi kimse
whole-hogger [us] n. bir şeye kendini tamamen adamış kimse
wheel horse [us/canada] n. istikrarlı veya çok çalışan kimse
bluff [obsolete] [us] n. poker oyunu
hardness [us] n. garez
hardness [us] n. kötü niyet
meter [us] n. asılı bir ağın üzerinden veya altından bağlanan güçlendirici şerit
miggle [us] n. bilye
woolhat [us] n. köylü kimse
woolhat [us] n. yobaz kimse
woolhat [us] n. bağnaz kimse
wrister [dated] [us] n. bileğe takılan örme bileklik
boocoo [dialect] [us] n. bol miktar
hawk-eye [us] n. iowalı
hawk-eye [us] n. iowa'da yaşayan kimse
hayride [us] n. saman vagonunda yapılan yolculuk
heinie [us] n. (kısaca) heinrich
hell [us/canada] n. yüksek moral
hell [us/canada] n. keyif
hell [us/canada] n. afacanlık
hell [us/canada] n. haylazlık
bootery [us] n. ayakkabıcı
hold-up [us] n. aşırı ücret
hold-up [us] n. gasp
hollow [us] n. çökük bölge
hollow [us] n. batmış bölge
homemaker [us] [canada] n. ev hanımının işleri yerine getiremediği durumda evi çekip çeviren sosyal hizmet uzmanı
honey [us] n. çekici kadın
hoosier [us] n. indianalı
horning [us] n. yeni evlenenlere yapılan eğlenceli ve gürültülü serenat
hub [us] n. sert çıkıntı
hub [us] n. çıkıntı yapan engel
mopstick [us] n. içki karşılığında barda veya meyhanede ufak tefek işler yapan kimse
mouser [scotland/us] n. bıyık
look-alike [us] n. başka eşyaya çok benzeyen eşya
look-alike [us] n. orijinalinin aynısı eşya
lookout [us] n. görünüm
lookout [us] n. görüş
lookout [us] n. bakış
look-out [us] n. görünüm
look-out [us] n. görüş
look-out [us] n. bakış
bullet [us] n. çok hızlı ve isabetli atılan şey
burnsides [us] n. (saç) kalın favori
burpee [us] n. bebek kusmuk bezi
bushranger [us] n. medeniyetten uzakta yaşayan kimse
bushwhacker [us/canada/australia] n. seyrek nüfuslu bir ormanlık alanda seyahat eden veya yaşayan kimse
bust [us] n. yumruk
bust [us] n. vuruş
gang [us] n. birbirine prangayla bağlı mahkumlar
logan [us] n. bataklık
ridesharing [us] n. (kirlilik ve trafiği azaltma amacıyla gerçekleştirilen) araç paylaşımı
ridesharing [us] n. yolculuk paylaşımı
go-cart [us] n. at arabası
go-devil [us] n. aşırı derecede hızlı makine
go-devil [us] n. çok etkili alet
heads up [us/canada] n. tüyo
heads up [us/canada] n. ipucu
chip [us/canada] n. patates cipsi
civilizer [us] n. medenileşen kimse
civilizer [us] n. uygarlaşan kimse
civilizer [us] n. medeni kimse
civilizer [us] n. uygar kimse
civilizer [us] n. kibar kimse
tiffany setting [us] n. taşların pençe benzeri uzantılara yerleştirildiği mücevher tasarımı
tiffany setting [us] n. pençe tırnaklı tasarım
dadchelor party [us] n. (abd'de) baba adayını kutlayıp ona hediye vermek için düzenlenen parti
decagram [us] n. on uçlu yıldız
decentralization [us] n. nüfusun ve sanayinin şehirden kırsala doğru kaydığı sosyal süreç
decentralizing [us] n. bir merkezden yönetmeme
decommunization [us] n. özelleştirme
deglamorization [us] n. albenisini yok etme
deglamorization [us] n. çekiciliğini ortadan kaldırma
deglamorization [us] n. cazibesini yok etme
deglamorization [us] n. büyüsünü bozma
deglamorization [us] n. alçaltma
deglamorization [us] n. aşağılama
deglamorization [us] n. küçültme
deglamorization [us] n. bayağı hale getirme
dehumanizing [us] n. yadsıma
dehumanizing [us] n. inkar etme
dehumanizing [us] n. itibarsız olma
dehumanizing [us] n. haysiyetsiz olma
dehumanizing [us] n. insanlığını yitirme
demeanor [us] n. yüz görünümü
demeanor [us] n. nasiye-i hal
demeanor [us] n. çehre
demeanor [us] n. görünüm
demeanor [us] n. yüz ifadesi
demoralizing [us] n. moralini bozma
demythologizer [us] n. mesajı akılcı şekilde yeniden ifade etme
demythologization [us] n. mesajı akılcı şekilde yeniden ifade etme
demythologization [us] n. dini mesajı rasyonel sözlerle yeniden bildirme
demythologized [us] n. bir şeyi mitolojik unsurlarından ayıran kimse
dispatch [us] [obsolete] n. kovma
dispatch [us] [obsolete] n. işten çıkarma
dispatch [us] [obsolete] n. yol verme
dispatch [us] [obsolete] n. resmi olarak işine son verme
dispatch [us] n. infaz etme
dispatch [us] n. katletme
dispatch [us] n. hızlı karar
dispatch [us] n. hızlıca ortadan kaldırma
dispatch [us] n. çabucak halletme
dispatch [us] n. hızlıca def etme
dispatch [us] n. çabucak rahatlama
dispatch [us] n. acil gönderilen mesaj
dispatch [us] n. devletin diplomasi veya askeri yetkilisi tarafından genellikle şifreli olarak gönderilen önemli mesaj
dispatch [us] n. muhabir tarafından gazete veya haber ajansına süratle gönderilen haber
dispatch [us] n. dakiklik ve verimlilik
dispatch [us] n. hatasızlık ve etkinlik
destabilizer [us] n. istikrarsızlaştıran kimse
destabilizer [us] n. istikrarı bozan kimse
dethronization [us] n. tahttan indirilme
dethronization [us] n. tahttan indirme
detribalization [us] n. kabile düzenini reddetme
detribalization [us] n. kabile düzenine son verme
dinner theater [us] n. (restoranda) yemekten sonra sahnelenen oyun
grand marshal [us] n. (genellikle abd'de) geçit töreni mareşali
green thumb [us] n. bitki yetiştirme yeteneği
green thumb [us] n. becerikli bahçeci
groove [us] n. son moda
gunman [us] n. silah tamircisi
gut check [us] n. cesaret, karakter veya kararlılık testi
heel [us] n. hamburger ekmeğinin tabanı
heel [us] n. daha sonra kullanılmak üzere kenara ayrılmış iskambil kartları
heft [us] n. ana kısım
hissy [us] n. öfke nöbeti
hissy [us] n. sinir krizi
longies [dialect] [us] n. içlik
one-armed bandit [us] n. ucuz içki satan yer
onion snow [us] n. baharın sonunda, soğanlar ekildikten sonra yağan hafif kar
overslaugh [dialect] [us] n. set
overslaugh [dialect] [us] n. (nehirde) alüvyon birikintisi
roadkill [us] n. karayolu taşıtının hayvana öldürülmesi
robe [us] n. kürk
rousement [us] n. dini heyecan
rousement [us] n. dini coşku
rouster [australia/us] n. niteliksiz petrol işçisi
rumor [us] n. alçak, yumuşak ve belirsiz ses
rumor [us] n. mırıltı
rumor [us] n. uğultu
rumor [obsolete] [us] n. sesli itiraz
rumor [obsolete] [us] n. velvele
rumorer [us] n. dedikoducu
rumorer [us] n. dedikodu yayan kimse
rumorer [us] n. ayaklı gazete
rumor-mongering [us] n. söylenti tellallığı
rumor-mongering [us] n. söylenti yayma
rumor-mongering [us] n. dedikodu yayma
rustler [canada] [us] n. hareketli kimse
disfavor [us] n. kötü şöhret
disfavor [us] n. saygısızlık
disfavor [us] n. saymama
disfavor [us] n. umursamama
disfavor [us] n. nezaketsiz davranış
disfavorer [us] n. gözden düşen kimse
disfavorer [us] n. gözden düşen kimse
disfavorer [us] n. ayıplayan kimse
disfavorer [us] n. beğenmeyen kimse
dishonor [us] n. rezillik
dishonor [us] n. utanma
dishonor [us] n. hicap
dishonor [us] n. rezillik
dishonor [us] n. gözden düşme
dishonor [us] n. prestij kaybı
dishonor [us] n. itibar kaybı
dishonor [us] n. mevkiyi yitirme
dishonor [us] n. gözden düşme
dishonor [us] n. kınama belirten sert söz
dishonor [us] n. aşağılayıcı ifade
dishonor [us] n. hakaret
dishonor [us] n. sövme
dishonor [us] n. aşağılama
dishonor [us] n. şerefi lekeleyen kimse
dishonor [us] n. itibarı sarsan şey
dishonor [us] n. rezil eden davranış
dishonor [us] n. onur kırma
dishonor [us] n. küçük düşüren davranış
dishonor [us] n. tahkir
dishonorer [us] n. şerefini lekeleyen kimse
dishonorer [us] n. onursuzluk eden kimse
dishumor [us] n. huysuz mizaç
dishumor [us] n. aksi mizaç
dishumor [us] n. ters huy
dissimuler [obsolete] [us] n. içten pazarlıklı kimse
dissimuler [obsolete] [us] n. iki yüzlü kimse
dissimuler [obsolete] [us] n. duygularını gizleyen kimse
goober pea [us] n. yerfıstığı
hell [us] [canada] n. muzırlık
bodysuit [us] n. bebek tulumu
bodysuit [us] n. tulum
city desk [us/canada] n. gazetelerde yerel haberler masası
clothes pole [scotland] [us] n. çamaşır kurutma ipini yükselten uzun sopa
concho [us] n. genellikle oval şeklinde olup gümüşten yapılan ve abd'nin güneybatısında kıyafetlerde kullanılan metal bir süs
cracka [us] n. beyaz ırktan olan yoksul kimse
customizer [us] n. uyarlama yapan kimse
customizer [us] n. özelleştiren kimse
customizer [us] n. kişiselleştirme yapan kimse
digestor [us] n. düzeltici
digestor [us] n. düzelten kimse
digestor [us] n. düzeltmen
digestor [us] n. çürütücü
digestor [us] n. dijestör
digestor [us] n. sindireç
digestor [us] n. pişirme kazanı
digitalization [us] n. sayı haline getirme
digitalization [us] n. sayısallaştırma
dogsledder [us] n. köpek kızağı kullanan kimse
dogsledder [us] n. kızakçı
dogtown [us] n. çayır köpeği sürüsü
draft-mule work [us] n. angarya
draft-mule work [us] n. ağır ve sıkıcı iş
double digits [us] n. çift haneli sayı
double digits [us] n. çift haneli yüzde
draft-mule work [us/canada] n. angarya
draft-mule work [us/canada] n. ağır ve sıkıcı iş
dried plum [us] n. kuru erik
dried plum [us] n. erik kurusu
drive-up window [us] n. arabaya servis imkanı sunan işletmelerde müşterilere hizmet verilen pencere
duffel [us] n. taşınabilir kişisel eşya ve ekipman
duffel coat [us] n. düğmeli bir tür kaban
fancy-pants [us] n. elit kimse
fancy-pants [us] n. gösterişli tarzı olan kimse
padronism [us] n. bir patron tarafından yönetilen sömürü çalışma düzeni
piker [australia/new zealand/us] n. tembel teneke
piker [australia/new zealand/us] n. kaytaran kimse
popularization [us] n. popüler şey
popularization [us] n. halka yönelik şey
popularization [us] n. halka yönelik basım
popularizer [us] n. bir şeyi popüler hale getiren kimse
popularizer [us] n. bir şeyi halka sevdiren kimse
plant fiber [us] n. bitki lifi
poster color [us] n. suda çözünür yapışkan maddelerle karıştırılmış pigment
poster color [us] n. afiş boyası
pound [us] n. kare işareti
pound [us] n. etiket işareti
savor [us] n. ayırt edici özellik
savor [us] n. öne çıkaran özellik
savor [us] n. belirgin özellik
savor [us] n. karakter
savor [us] n. tür
savor [us] n. özellik
savor [us] n. nitelik
savor [us] n. tip
savor [us] n. çeşit
savor [obsolete] [us] n. karakter
savor [obsolete] [us] n. tür
savor [obsolete] [us] n. özellik
savor [obsolete] [us] n. nitelik
savor [obsolete] [us] n. tip
savor [obsolete] [us] n. çeşit
savorer [us] n. yaptığından keyif alan kimse
savorer [us] n. keyif pezevengi
coonskin [us] n. arkasından kuyruğu sarkan rakun postu şapka
correctional institution [us] n. ıslah evi
correctional institution [us] n. hapishane
day labor [us] n. günlük işçi
day labor [us] n. gündelik işçi
day-care center [us] n. gündüz bakım evi
day-care center [us] n. gündüz çocuk yuvası
day-care center [us] n. kreş
day-laborer [us] n. gündelikçi
day-laborer [us] n. gündelik işçi
deadlock [us] n. (müsabakada) beraberlik puanı
disk [us] n. disk iteleme oyununda kullanılan ahşap disklerden her biri
disk [us] n. genellikle başın ön kısmına takılan oval şekilli, düz ve küçük bir kadın şapkası
dixie cup [us] n. tek kullanımlık ufak karton kutuda satılan dondurma
dobber [us] n. tombala oynamakta kullanılan bir alet
dobber [us] n. acemi ressam
doctor [us/canada] n. diş hekimi
doctor [us/canada] n. veteriner hekim
filibusterism [us] n. yabancı ülkeye ait toprağı zorla veya gayri resmi şekilde yönetme
fireboard [us] n. şömine rafı
firehall [us] n. itfaiye istasyonu
firehall [us] n. itfaiye merkezi
firetruck [us] n. itfaiye aracı
firetruck [us] n. itfaiye arabası
five-and-dime [us] n. ucuzluk mağazası
fly spray [us] n. sineklik
fly spray [us] n. sinek öldürmekte kullanılan plastik nesne
flying mare [us] n. küçük veya sade görünümlü atlı karınca
flyover [us] n. askeri törenlerde yapılan alçak uçuş
flyover [us] n. gösteri uçuşu
parking lot [us] n. (mecazen) dur-kalklarla tıkanan ana cadde
parterre [us] n. apartman dairesindeki balkon
publisher [us/canada] n. gazete sahibi
publisher [us/canada] n. gazeteci
publisher [us/canada] n. gazete temsilcisi
publisher [us/canada] n. gazete sahibinin temsilcisi
rollerdrome [us] n. (müzikli) paten pisti
scrouger [us] n. büyük şey
scrouger [us] n. iri şey
scrouger [us] n. yapılı şey
scup [us] [dialect] n. sallanma
scup [us] [dialect] n. salıncak
seeing-eye dog [us] n. rehber köpek
sepawn [dialect] [us] n. un lapası
sepawn [dialect] [us] n. suda pişirilen unla yapılan eski bir yemek
shaver point [us] n. tıraş makinesinin takılabildiği duvar prizi
showboater [us] n. gösterişçi kimse
showboater [us] n. artist
showboater [us] n. caka satan kimse
showboater [us] n. havacı kimse
sideshow [us] n. (trafiği tıkayarak yapılan) drift gösterisi
singing [us] n. nota kitabı şarkıları okumak için bir araya gelme
singing [us] n. şarkı söylemek üzere toplanma
single [canada/us] n. dolar banknotu
sipage [scotland/us] n. sızıntı
sipage [scotland/us] n. sızma
sipe [us] n. (tekerlek veya ayakkabı tabanı) diş
a little of us n. biraz bizden
skit [dialect] [us] n. sağanak
slicking [dialect] [us] n. kırbaçlama
smolder [us] n. duman
smolder [us] n. is
smolder [us] n. duman lekesi
smolder [us] n. is lekesi
snit [dialect] [us] n. bira üzerine atılan cila
sog [dialect] [us] n. uyuşukluk
sog [dialect] [us] n. baygınlık
solemnizer [us] n. göklere çıkaran kimse
solemnizer [us] n. resmi kutlama yapan kimse
solemnizer [us] n. resmi tören yapan kimse
solemnizer [us] n. ayin yapan kimse
solemnizer [us] n. ciddileştiren kimse
solemnizer [us] n. ağırbaşlı kimse
solemnizer [us] n. ciddi kimse
polarized [us] n. tek yönlü sinyal yolu
polarized [us] n. tek yönlü molekül yolu
sozzle [us] n. rahatsızlık
sozzle [us] n. bozukluk
stairsteps [us] n. merdiven basamakları
standardizer [us] n. standartlaştırıcı kimse
standardizer [us] n. kural koyucu kimse
standardizer [us] n. tek tipleştirici kimse