weight - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

weight

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Bedeutungen von dem Begriff "weight" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 40 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
weight n. ağırlık
weight n. tartma
weight n. sıklet
weight n. tartı
weight v. ağırlık yapmak
General
weight n. ehemmiyet
weight n. dirhem
weight n. vezin
weight n. gülle
weight n. siklet
weight n. hatır
weight n. itibar
weight n. etki
weight n. nüfuz
weight n. sıkıntı
weight n. önem
weight n. tesir
weight n. tartı
weight n. değer
weight n. yük
weight v. ağırlık yapmak
weight v. yüklemek
weight v. ağırlaştırmak
weight v. ağırlıklandırmak
weight v. yükletmek
weight v. dolgunluk vermek
Trade/Economic
weight n. ağırlık
weight n. çeki
weight n. tartı
weight n. yük
Technical
weight n. ağır cisim
weight v. dolgunluk vermek
Computer
weight n. kalınlık
weight n. kilo
weight n. tercih
Automotive
weight n. ağırlık
Food Engineering
weight n. ağırlık
Statistics
weight n. ağırlık
Sport
weight n. ağırlık
weight n. kilo

Bedeutungen, die der Begriff "weight" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
lose weight v. zayıflamak
put on weight v. kilo almak
General
weight cargo n. ağır yük
body weight n. vücut ağırlığı
a dead weight n. gülle gibi
bantam weight n. horozsıklet
atomic weight n. atomal ağırlık
gross weight n. daralı ağırlık
men of weight n. kodamanlar
maximum weight n. azami ağırlık
avoirdupois weight n. tartı ağırlığı sistemi
weight lifter n. halterci
chargeable weight n. ücrete tabi ağırlık
unit weight n. birim ağırlığı
gross vehicle weight n. dolu ağırlık
maximum takeoff weight n. maksimum kalkış ağırlığı
weight lifting n. halter kaldırma
men of weight n. nüfuzlu adamlar
atomic weight n. atomik ağırlık
weight of 250 kilos n. çeki
excess weight n. ağırlık fazlası
weight category n. siklet
maximum landing weight n. maksimum iniş ağırlığı
maximum axle weight n. maksimum aks ağırlığı
weight unit n. ağırlık birimi
dry weight n. kuru ağırlık
gross weight n. gros ağırlık
weight in grams n. gramaj
weight lifting n. halter sporu
troy weight n. kuyumcu tartısı
limit of weight n. ağırlık sınırı
weight flow rate n. ağırlık akış hızı
loss in weight n. kilo kaybı
short weight n. yanlış ölçü
unladen weight n. yüksüz ağırlık
dead weight n. yüksüz ağırlık
specific weight n. özgül ağırlık
weight training n. ağırlık çalışması
ideal weight n. ideal kilo
excess weight n. aşırı kilo
surplus weight n. fazla kilo
surplus weight n. fazla kilolar
excess weight n. fazla kilolar
equal weight n. eşit ağırlık
molecular weight n. molekül ağırlığı
net weight n. net ağırlık
net weight n. safi ağırlık
unit weight n. birim ağırlık
barrel weight n. namlu ağırlığı
counter-weight n. karşı ağırlık
over-weight n. aşırı kilo
weight-reducing pill n. kilo verme hapı
weight-for-weight n. ağırlıkların karşılaştırılması
weight-loss pill n. zayıflama hapı
weight-reducing pill n. zayıflama hapı
weight-loss pill n. kilo verme hapı
weight-reducing diet n. zayıflama diyeti
weight-lifter n. halterci
weight-for-height n. kilo-boy oranı
weight-loss medication n. zayıflama ilacı
weight-loss diet n. zayıflama diyeti
weight-loss diet n. zayıflama dieti
weight-for-height n. boya göre ağırlık
gross weight n. brüt ağırlık
gram-molecular weight n. molekül-gram ağırlık
man of weight n. nüfuzlu kişi
standard weight n. standart ağırlık
line weight n. çizgi kalınlığı
loss in weight n. fire
gaining weight n. kilo alma
own weight n. ölü yük
own weight n. zati yük
man of weight n. nüfuzlu adamlar
lean body weight n. yağsız vücut ağırlığı
tare weight n. dara ağırlığı
light weight n. boş ağırlık
apothecary's weight n. eczacı tartısı
percentage weight n. yüzdesel ağırlık
weight watchers n. kilo avcıları
weight watchers n. bir zayıflama derneği
weight watchers n. kilo bekçileri
weight loss resort n. kilo verme merkezi
weight loss resort n. zayıflama merkezi
weight-watcher n. kilosuna dikkat eden kimse
weight-watcher n. rejim yapan kimse
weight of language n. dilin ağırlığı
weight measurement n. kilo ölçümü
weight gain n. kilo artışı
light in weight but heavy in value n. yükte hafif pahada ağır
rapid weight gain n. hızlı kilo alımı
stagger under the weight of n. ağırlığı altında sendelemek
goal weight n. hedef kilo
target weight n. hedef kilo
weight of snow n. kar ağırlığı
medium-weight n. orta kilo/ağırlık
weight control intervention n. ağırlık denetimi müdahalesi
weight tape n. kilo ölçüm bandı
healthy loss of weight n. sağlıklı zayıflama
healthy loss of weight n. sağlıklı kilo vermek
suspended weight n. asılı ağırlık
product weight n. ürün ağırlığı
normal weight person n. normal kilolu kimse
normal weight individual n. normal kilolu birey
normal weight individual n. normal kilolu kimse
normal weight person n. normal kilolu birey
weight gain n. kilo alma
weight of locomotive n. lokomotif ağırlığı
case weight n. paket ağırlığı
weight system n. ağırlık sistemi
lead weight [uk] n. kurşundan yapılan ağırlık
bow weight n. yayı okla tam olarak germek için gereken ağırlık
heavy weight n. aşırı ağır şey
heavy weight n. önemli kimse
heavy weight n. nüfuzlu kimse
imperial weight n. bir ağırlık birimi
paper weight n. kağıt ağırlığı
fresh and dry weight n. yaş ve kuru ağırlık
feather weight n. tüy sıklet
feather weight n. tüy gibi hafif olan şey
feather weight n. ağırlığı çok hafif olan şey
feather weight n. tüy sıklet boksör
feather weight n. tüy sıklet güreşçi
feather weight n. hacimli fakat hafif kağıt
feather weight n. hafif kağıt
feather weight n. kuş beyinli kimse
feather weight n. çok zeki olmayan kimse
dead weight n. ağır yük
dead weight n. ağır sorumluluk
pull one's weight v. üzerine düşeni yapmak
carry weight with v. önemi olmak
chuck one's weight about v. gösteriş yapmak
throw one's weight about v. aslan kesilmek
gain weight v. et bağlamak
lose weight v. incelmek
give weight to v. büyük önem vermek
gain weight v. şişmanlamak
weight somebody down v. yüklemek
give weight to v. ehemmiyet vermek
support the weight v. ağırlığını kaldırmak (bir makinenin vb)
gain weight v. ağırlık kazanmak
gain in weight v. şişmanlamak
gain weight v. kilo almak
estimate the weight of something v. okkalamak
give weight to v. önem vermek
lose weight v. kilo vermek
throw one's weight around v. amirane davranmak
throw one's weight around v. zart zurt etmek
throw one's weight around v. otoritesini konuşturmak
throw one's weight about v. ağırlığını koymak
put on weight v. toplamak
put on weight v. şişmanlamak
lift weight v. ağırlık kaldırmak
weight down v. yüklemek
carry weight with v. etkisi olmak
make one's weight felt v. ağırlığını hissettirmek
lose weight v. süzülmek
pull one's weight v. sorumluluğunu yerine getirmek
pull one's weight v. aktif işbirliği yapmak
pull one's weight v. üstüne düşeni yapmak
pull one's weight v. emeği geçmek
lose weight v. zayıf düşmek
reduce weight v. kilo vermek
shed weight v. kilo vermek
watch one's weight v. kilosuna dikkat etmek
take one’s weight v. ağrılığını taşımak
take one’s weight v. ağırlığını kaldırmak
maintain one's weight v. kilosunu korumak
lay weight on v. üzerinde durmak
lay weight on v. vurgulamak
be a weight off your mind v. problemi çözmüş olmak
be a weight off your mind v. sorundan kurtulmuş olmak
pull one's weight v. kendine düşen görevi yapmak
lay weight on v. altını çizerek belirtmek
lay weight on v. önemini belirtmek
lay weight on v. önemine vurgu yapmak
lay weight on v. önemini vurgulamak
have a weight problem v. kilo sorunu olmak
have weight issues v. kilo sorunu olmak
regain weight v. yeniden kilo almak
regain weight v. tekrar kilo almak
lose weight v. kilo kaybetmek
complain about her weight v. kilosundan şikayet etmek
complain about her weight v. kilosundan şikayetçi olmak
put one’s weight into something v. ağırlığını bir şeyin üzerine vermek
have a weight problem v. kilo problemi olmak
hold one's weight v. ağırlığını kaldırmak
put on weight v. toplanmak
put weight on v. kilo almak
reel under the weight of v. ağırlığı altında sendelemek
(the weight) be evenly distributed v. (ağırlık) eşit olarak dağıtılmak
add weight to v. ağırlık koymak/eklemek
take someone's weight v. ağırlığını kaldırmak
balance your weight v. kiloyu korumak
maintain your weight v. kiloyu korumak
balance your weight v. kiloyu dengede tutmak
maintain your weight v. kiloyu dengede tutmak
sell by weight v. kiloyla satmak
attach weight to v. değer vermek
attach weight to v. önem vermek
carry weight v. bir dereceye kadar etkili olmak
carry weight v. bir dereceye kadar sözünü geçirmek
of weight adj. nüfuzlu
over weight adj. fazla kilolu
of weight adj. önemli
of weight adj. itibarlı
over weight adj. aşırı kilolu
summer-weight adj. yazlık (giysi)
medium weight adj. orta kilolu
medium weight adj. orta ağırlıklı
medium weight adj. orta ağırlıkta
with normal weight adj. normal kilolu
worth one's weight in gold adj. aşırı değerli
worth one's weight in gold adj. çok değerli
by weight adv. tartı ile
wt (weight) abrev. ağırlık
ww (weight watchers) abrev. kilo avcıları
ww (weight watchers) abrev. kilo bekçileri
bw (body weight) abrev. vücut ağırlığı
gr wt (gross weight) abrev. brüt ağırlık
gr. wt. (gross weight) abrev. brüt ağırlık
Phrasals
weight something against someone or something v. bir şeyi birine/bir şeye karşı olacak şekilde yönlendirmek
weight something against someone or something v. bir şeyi birinin/bir şeyin aleyhinde yönlendirmek
weight something against someone or something v. bir şeyi birinin/bir şeyin aleyhinde olacak şekilde işlemek
weight something against someone or something v. bir şeyi birinin/bir şeyin aleyhinde olacak şekilde yapmak
weight something against someone or something v. bir şeyin birinin/bir şeyin aleyhinde olacak tarafına ağırlık vermek
weight something against someone or something v. bir şeye birinin/bir şeyin aleyhinde olacak açısından bakmak
weight something against someone or something v. bir şeyi birinin/bir şeyin aleyhinde değerlendirmek/tartmak
weight against v. aleyhinde olmasını sağlamak
weight against v. karşı olmasını sağlamak
Colloquial
weight creep n. kilo verememe
Idioms
dead weight n. ağır yük
dead weight n. (birinin) külçe gibi ağır olması
dead weight n. gereksiz yük
dead weight n. gereksiz ağırlık
a weight off one's mind n. kafasındaki yük
a long weight n. birinin başka birinden alması istenilen hayali nesne
a long weight n. biriyle kafa bulmak için başkasına gönderip alması istenilen hayali nesne
a long weight n. birini bir yere gönderip olmayan bir şey istetip uzunca bir süre orada boşuna beklemesini sağlayan şaka
weight of numbers n. çok sayıda olmanın gücü/etkisi
weight of numbers n. kalabalık olmanın gücü/etkisi
weight of numbers n. büyük sayılar halinde birlikte hareket etmenin gücü/etkisi
weight of numbers n. çok sayıda/kalabalık olmanın avantajı
weight of numbers n. büyük sayılar halinde birlikte hareket etmenin avantajı
weight of numbers n. sayıca çok olmanın sağladığı güç/etki/avantaj
weight of numbers n. bir araya geldiğinde görünür bir etki/avantaj yaratan istatistiksel unsurlar
weight of numbers n. bir arada değerlendirildiğinde görünür bir avantaj/etki yaratan istatistiksel unsurlar
weight of numbers n. grup halinde hareket etmenin gücü
weight of numbers n. birlikte hareket etmenin gücü
a dead weight n. değişimi/ilerlemeyi çok zor kılan şey
a dead weight n. ezici ağırlık
a dead weight n. ilerlemenin/değişimin önündeki büyük engel
a load/weight off somebody's mind n. kafası rahatlama
a load/weight off somebody's mind n. kafasını boşaltma
a load/weight off somebody's mind n. kafasındaki yükten kurtulma
a load/weight off somebody's mind n. içi rahatlama
a weight off (one's) mind n. kafası rahatlama
a weight off (one's) mind n. kafasını boşaltma
a weight off (one's) mind n. kafasındaki yükten kurtulma
a weight off (one's) mind n. içi rahatlama
dead weight n. eşek ölüsü gibi ağırlık
dead weight n. ölü gibi ağırlık
the weight of the world n. dünyanın yükü
the weight of the world n. ağır yük/sorumluluk
carry weight v. etkili olmak
carry weight v. ağırlığı olmak
carry weight v. özürlü olmak
carry weight v. üzerinde ilave yükü olmak
push (one's) weight around v. ağırlığını göstermek
push (one's) weight around v. ağırlığını koymak
push (one's) weight around v. ağırlığını hissettirmek
hit below (one's) weight v. yeteneğinin hakkını verememek
hit below (one's) weight v. yeteneğini gösterememek
hit below (one's) weight v. kendisinden beklenen performansı sergileyememek
hit below (one's) weight v. kendisinden beklenenin altında kalmak
hit below (one's) weight v. kendisinden beklendiği kadar başarılı olamamak
hit below (one's) weight v. denginin altında biriyle beraber olmak
hit below (one's) weight v. görünüm/zeka/iş bakımından kendisine uygun olmayan biriyle ilişkisi olmak
punch below (one's) weight v. yeteneğinin hakkını verememek
punch below (one's) weight v. yeteneğini gösterememek
punch below (one's) weight v. kendisinden beklenen performansı sergileyememek
punch below (one's) weight v. kendisinden beklenenin altında kalmak
punch below (one's) weight v. kendisinden beklendiği kadar başarılı olamamak
punch below (one's) weight v. denginin altında biriyle beraber olmak
punch below (one's) weight v. görünüm/zeka/iş bakımından kendisine uygun olmayan biriyle ilişkisi olmak
collapse under the weight of (someone or something) v. (birinin ya da bir şeyin) altında kalmak
collapse under the weight of (someone or something) v. göçmek
collapse under the weight of (someone or something) v. çökmek
push (one's) weight about v. ağırlığını koymak
push (one's) weight about v. otoritesini konuşturmak
push (one's) weight about v. ağırlığını hissettirmek
work some weight off to v. ağır iş yaparak kilo vermek
be worth its weight in gold v. ağırlığınca altın etmek
throw one's weight around v. ağırlığını koymak
give weight to v. ağırlık kazandırmak
give weight to v. ağırlık vermek
carry a lot of weight with someone v. büyük anlam ifade etmek
put one's weight behind something v. bütün varlığıyla desteklemek
throw one's weight behind something v. bütün varlığıyla desteklemek
carry a lot of weight with someone v. birinin nezdinde değeri/önemi olmak/anlam ifade etmek
have the weight of the world on one's shoulders v. dünyanın yükü omuzlarında olmak
have the weight of the world on one's shoulders v. dünyanın yükünü omuzlarında taşımak
work some weight off to v. çalışarak kilo vermek
throw one's weight around v. cart curt etmek
carry the weight of the world on one's shoulders v. dünyanın yükünü omuzlarında taşımak
chuck one's weight around v. güç gösterisinde bulunmak
get a weight off one's mind v. endişesini gidermek
carry weight with someone v. etkisi olmak
take a weight off one's mind v. endişesini gidermek
throw one's weight behind something v. olanca güçle destek vermek
put on weight v. kilo almak
punch above one's weight v. kendi sıkletinin üzerindekilerle dövüşebilmek
be a weight off one's shoulders v. omuzlarındaki yükten kurtulmuş olmak
throw one's weight around v. nüfuzunu kullanmak
weight off someone's mind v. kafası rahatlamak
weight off someone's mind v. kafasındaki yükten kurtulmak
carry weight with someone v. önemi olmak
pull one's own weight v. kendi payına düşeni yapmak
pull one's own weight v. kendi üzerine düşeni yapmak
put one's weight behind something v. olanca güçle destek vermek
carry one's own weight v. kendi üzerine düşeni yapmak
get some weight off one's feet v. oturmak
punch above one's weight v. kendinden üstün biriyle aşık atmak
carry one's own weight v. kendi payına düşeni yapmak
pull one's weight v. payına düşeni yapmak
weight off someone's mind v. sorun olmaktan çıkmak
put one's weight behind something v. var güçle/gücüyle arka çıkmak
throw one's weight behind something v. var güçle/gücüyle arka çıkmak
put one's weight behind something v. varıyla yoğuyla arkasında durmak
take a weight off one's mind v. üzerindeki (kafasındaki) yükü atmak
give weight to v. (düşünce) güçlendirmek
throw one's weight behind something v. varıyla yoğuyla arkasında durmak
get a weight off one's mind v. üzerindeki (kafasındaki) yükü atmak
put weight on some part of the body v. vücudun bir bölgesine (vücudun) ağırlığını vermek/o bölgenin üzerinde durmak
pull one's weight v. üzerine düşeni yapmak
weight off someone's mind v. (artık) aklını meşgul etmemek
be a weight off one's shoulders v. üzerinden bir yük kalkmış olmak
lend support, weight, credence to something v. destek, ağırlık, güven vermek
groan under the weight of something v. bir şeyin ağırlığından yıkılma/çökme tehlikesi olmak
groan under the weight of something v. bir şeyin ağırlığını kaldırmamak
groan under the weight of something v. bir şeyin ağırlığını taşımakta zorlanmak
groan under the weight of something v. bir şeyin ağırlığına zor dayanmak
groan under the weight of something v. bir şeyin ağırlığından gıcırdamaya/çatırdamaya başlamak
make weight v. (boksör) belirli bir sıklet için kilo vermek
hit above (one's) weight v. becerilerinin ötesinde davranmak
hit above (one's) weight v. sınırlarını aşarak hareket etmek
hit above (one's) weight v. (birini) aşan biriyle birlikte olmak
hit above (one's) weight v. kendinden daha başarılı, zeki ve güzel olduğu düşünülen biriyle
take a weight off somebody's mind v. kafasını rahatlatmak
take a weight off somebody's mind v. kafasını boşaltmak
take a weight off somebody's mind v. kafasındaki yükten kurtulmak
take a weight off somebody's mind v. içi rahatlamak
carry (a lot of) weight (with someone or something) v. (birine/bir şeye) bir/pek anlam ifade etmek
carry (a lot of) weight (with someone or something) v. (birinin/bir şeyin) nezdinde değeri/önemi olmak
carry (a lot of) weight (with someone or something) v. (birinin/bir şeyin) nezdinde anlam ifade etmek
be a weight off (one's) mind v. endişesini gidermek/gidermiş olmak
be a weight off (one's) mind v. üzerindeki/kafasındaki yükü atmak/atmış olmak
be a weight off (one's) mind v. yüreğine su serpmek
be a weight off (one's) mind v. zihnini/kafasını boşaltmak
be a weight off (one's) mind v. zihnini/kafasını boşaltmış olmak
be a weight off (one's) mind v. zihnini/kafasını rahatlatmak
be a weight off (one's) mind v. zihnini/kafasını rahatlatmış olmak
be a weight off (one's) mind v. zihnindeki/kafasındaki yükü atmak
be a weight off (one's) mind v. zihnindeki/kafasındaki yükü atmış olmak
be a weight off your shoulders v. endişeni gidermek/gidermiş olmak
be a weight off your shoulders v. üzerindeki/kafasındaki yükü atmak/atmış olmak
be a weight off your shoulders v. yüreğine su serpmek
be a weight off your shoulders v. zihnini/kafanı boşaltmak
be a weight off your shoulders v. zihnini/kafanı boşaltmış olmak
be a weight off your shoulders v. zihnini/kafanı rahatlatmak
be a weight off your shoulders v. zihnini/kafanı rahatlatmış olmak
be a weight off your shoulders v. zihnindeki/kafandaki yükü atmak
be a weight off your shoulders v. zihnindeki/kafandaki yükü atmış olmak
be worth its weight in gold v. ağırlığınca altın etmek
be worth its weight in gold v. ağırlığınca altına değmek
be worth its weight in gold v. olmazsa olmaz olmak
be worth its weight in gold v. çok değerli olmak
be worth its weight in gold v. çok önemli olmak
be worth its weight in gold v. çok işe yarar olmak
be worth one's weight in gold v. ağırlığınca altın etmek
be worth one's weight in gold v. ağırlığınca altına değmek
be worth one's weight in gold v. olmazsa olmaz olmak
be worth one's weight in gold v. çok değerli olmak
be worth one's weight in gold v. çok önemli olmak
be worth one's weight in gold v. çok işe yarar olmak
be worth your weight in gold v. ağırlığınca altın etmek
be worth your weight in gold v. ağırlığınca altına değmek
be worth your weight in gold v. olmazsa olmaz olmak
be worth your weight in gold v. çok değerli olmak
be worth your weight in gold v. çok önemli olmak
be worth your weight in gold v. çok işe yarar olmak
carry (an amount of) weight v. bir ağırlığı olmak
carry (an amount of) weight v. bir önem taşımak
carry (an amount of) weight v. bir nüfuzu/etkisi olmak
carry (one's) weight v. (kendi) payına düşeni yapmak
carry (one's) weight v. (kendi) üstüne düşeni yapmak
carry (one's) weight v. (kendi) sorumluluğunu yerine getirmek
carry the weight of the world on shoulders v. dünyanın yükünü omuzlarında taşımak
carry the weight of the world on your shoulders v. dünyanın yükünü omuzlarında taşımak
carry weight with (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) nezdinde önemi/değeri olmak
carry weight with (someone or something) v. (biri/bir şey) için önem/değer taşımak
carry weight with (someone or something) v. (biri/bir şey) için bir ağırlığı olmak
carry weight with (someone or something) v. (birine/bir şeye) bir anlam ifade etmek
carry weight with (someone or something) v. (biri/bir şey) için etkili olmak
carry weight (with someone) v. (birine) etki etmek
carry weight (with someone) v. (birini) etkilemek
carry weight (with someone) v. (biri) üzerinde etkisi/bir ağırlığı olmak
carry weight (with someone) v. (birine) bir şey ifade etmek
get some weight off feet v. oturmak
give (something) weight v. (bir şeye) ehemmiyet vermek
give (something) weight v. (bir şeye) önem vermek
give (something) weight v. (bir şeye) ağırlık vermek
give (something) weight v. (bir şey) üzerinde durmak
give weight to (something) v. (bir şeye) ehemmiyet vermek
give weight to (something) v. (bir şeye) önem vermek
give weight to (something) v. (bir şeye) ağırlık vermek
lend weight to (something) v. (bir şeyin) güvenilirliğini/inanılırlığını artırmak
lend weight to (something) v. (bir şeyi) kanıtlar nitelikte olmak
pull weight v. üzerine düşeni yapmak
pull weight v. sorumluluğunu yerine getirmek
pull weight v. aktif işbirliği yapmak
pull weight v. emeği geçmek
pull weight v. üstüne düşeni yapmak
pull weight v. kendine düşen görevi yapmak
pull weight v. payına düşeni yapmak
pull your weight v. üzerine düşeni yapmak
pull your weight v. sorumluluğunu yerine getirmek
pull your weight v. aktif işbirliği yapmak
pull your weight v. emeği geçmek
pull your weight v. üstüne düşeni yapmak
pull your weight v. kendine düşen görevi yapmak
pull your weight v. payına düşeni yapmak
punch (one's) weight v. yeteneğini/kendini/gücünü göstermek
punch (one's) weight v. yeteneğinin hakkını vermek
punch (one's) weight v. kendisinden beklendiği kadar başarılı olmak
punch (one's) weight v. kendi sıkletinde başarılı olmak
punch (one's) weight v. kendinden beklenen performansı sergilemek
punch above your weight [uk] v. kendi sıkletinin üzerindekilerle dövüşebilmek
punch above your weight [uk] v. kendinden üstün biriyle/bir şeyle aşık atmak
punch above your weight [uk] v. gücünün/kapasitesinin üzerinde başarı sağlamak
punch above your weight [uk] v. beklenenin üzerinde performans göstermek
punch above your weight [uk] v. kendisinden beklenenin üstüne çıkmak
punch below your weight v. yeteneğinin hakkını verememek
punch below your weight v. yeteneğini gösterememek
punch below your weight v. kendisinden beklenen performansı sergileyememek
punch below your weight v. kendisinden beklenenin altında kalmak
punch below your weight v. kendisinden beklendiği kadar başarılı olamamak
punch your weight [uk] v. yeteneğini/kendini/gücünü göstermek
punch your weight [uk] v. yeteneğinin hakkını vermek
punch your weight [uk] v. kendisinden beklendiği kadar başarılı olmak
punch your weight [uk] v. kendi sıkletinde başarılı olmak
punch your weight [uk] v. kendinden beklenen performansı sergilemek
put (one's) weight behind (someone or something) v. (birini/bir şeyi) bütün varlığıyla desteklemek
put (one's) weight behind (someone or something) v. (birine/bir şeye) olanca güçle destek vermek
put (one's) weight behind (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) varıyla yoğuyla arkasında durmak
put (one's) weight behind (someone or something) v. (birine/bir şeye) var güçle/gücüyle arka çıkmak
put/throw your weight behind something v. bütün varlığıyla desteklemek
put/throw your weight behind something v. olanca güçle destek vermek
put/throw your weight behind something v. var güçle/gücüyle arka çıkmak
put/throw your weight behind something v. varıyla yoğuyla arkasında durmak
take the weight off (one's) feet v. uzanmak
take the weight off (one's) feet v. oturmak
take the weight off (one's) feet v. oturup/uzanıp dinlenmek
take the weight off (one's) legs v. uzanmak
take the weight off (one's) legs v. oturmak
take the weight off (one's) legs v. oturup/uzanıp dinlenmek
throw (one's) weight behind (someone or something) v. (birini/bir şeyi) bütün varlığıyla desteklemek
throw (one's) weight behind (someone or something) v. (birine/bir şeye) olanca güçle destek vermek
throw (one's) weight behind (someone or something) v. (birine/bir şeye) var güçle/gücüyle arka çıkmak
throw (one's) weight behind (someone or something) v. (birinin/bir şeyin)
throw your weight around [us/uk] v. zart zurt etmek
throw your weight around [us/uk] v. amirane davranmak
throw your weight around [us/uk] v. otoritesini konuşturmak
throw your weight around [us/uk] v. ağırlığını koymak
throw your weight around [us/uk] v. cart curt etmek
throw your weight around [us/uk] v. nüfuzunu kullanmak
throw your weight around [us/uk] v. ağırlığını hissettirmek
throw your weight around [us/uk] v. yetkisini kullanmak
throw your weight around [us/uk] v. gücünü kullanmak
throw your weight about [uk] v. zart zurt etmek
throw your weight about [uk] v. amirane davranmak
throw your weight about [uk] v. otoritesini konuşturmak
throw your weight about [uk] v. ağırlığını koymak
throw your weight about [uk] v. cart curt etmek
throw your weight about [uk] v. nüfuzunu kullanmak
throw your weight about [uk] v. ağırlığını hissettirmek
throw your weight about [uk] v. yetkisini kullanmak
throw your weight about [uk] v. gücünü kullanmak
throw your weight behind someone v. birini bütün varlığıyla desteklemek
throw your weight behind someone v. birine olanca güçle destek vermek
throw your weight behind someone v. birine var güçle/gücüyle arka çıkmak
throw your weight behind someone v. birinin varıyla yoğuyla arkasında durmak
worth your weight in gold adj. çok değerli
worth your weight in gold adj. çok işe yarar
worth your weight in gold adj. ağırlığınca altın eden
worth your weight in gold adj. ağırlığınca altına değen
worth your weight in gold adj. çok önemli
worth your weight in gold adj. olmazsa olmaz
a dead weight expr. çok ağır
worth its weight in gold expr. çok değerli
by weight expr. tartarak