yığını - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

yığını



Bedeutungen von dem Begriff "yığını" im Englisch Türkisch Wörterbuch : 1 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
yığını stack of adj.

Bedeutungen, die der Begriff "yığını" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 310 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
rüzgarla oluşan kar yığını snowdrift n.
çöp yığını garbage dump n.
toprak yığını bank n.
çöp yığını garbage heap n.
ot yığını haycock n.
tırpanla biçilmiş ekin yığını swath n.
kum yığını sandpile n.
çöp yığını pile of dung n.
çöp yığını dunghill n.
çöp yığını dump n.
beton yığını concrete jungle n.
ekin yığını stack n.
ölü yakılan odun yığını pyre n.
saman yığını rick n.
odun yığını cordwood n.
kuru ot yığını hayrick n.
çöp yığını trash dump n.
ot yığını hayrick n.
taş yığını halinde anıt cairn n.
toz yığını dustheap n.
çöp yığını dumping n.
kırpıntı yığını scrap heap n.
taş yığını halinde mezar cairn n.
süprüntü yığını dustheap n.
deniz veya akarsu içinde sığlık oluşturan kum yığını sandbank n.
çöp yığını muckhill n.
çöp yığını trash heap n.
odun yığını woodpile n.
toprak yığını mound n.
kuru ot yığını haystack n.
çöp yığını midden n.
hurda yığını heap n.
ölü yakılan odun yığını funeral pyre n.
biçilmiş ekin yığını swathe n.
taş yığını cairn n.
ot yığını mow n.
sis yığını fog bank n.
kuru ot yığını rick n.
hurda yığını scrap heap n.
karmakarışık hurufat yığını pie n.
ölüyü yakmaya özgü odun yığını pyre n.
ekin yığını mow n.
ot yığını cock n.
çöp yığını trash pile n.
halk yığını multitude n.
kum yığını bank n.
denizde bulunan buz yığını ice pack n.
taş yığını rubble n.
odun yığını pyre n.
kar yığını snow pile n.
bok yığını pile of shit n.
toprak yığını mound of dirt n.
hurda yığını heap of junk n.
kitap yığını pile of books n.
gübre yığını dung heap n.
mezarın üstündeki toprak yığını burial mound n.
çöp yığını junk pile n.
kül yığını ash heap n.
büyük kömür yığını raker [midland english] n.
taş yığını halinde mezar carn n.
taş yığını carn n.
saman yığını reck [dialect] n.
dosya yığını file stack n.
ordu (birini takip eden insan yığını) trail n.
çöp yığını junk heap n.
toprak yığını windrow n.
kum yığını windrow n.
deniz veya akarsu içinde sığlık oluşturan kum yığını meal [uk] n.
çöp yığını middenstead [uk] n.
çöp yığını midding [dialect] n.
kar yığını wreath n.
ölü yakılan odun yığını bonfire [obsolete] n.
taş yığını bourock [scotland] n.
dal yığını branchage n.
dal yığını branchery n.
çöp yığını hill n.
ekinler ve köklerinin etrafında yükselen toprak yığını hill n.
kas yığını kimse hulk n.
gübre yığını mixen [uk] [dialect] n.
çöp yığını mixen [uk] [dialect] n.
ot yığını moe [obsolete] n.
gübre yığını muckheap n.
çamur yığını clatch [scotland] n.
pislik yığını clatch [scotland] n.
öğütme için değirmene getirilen tahıl yığını grist n.
çöp yığını rubbish heap n.
halk yığını ruck n.
ekin yığını ruck [dialect] n.
küçük tahıl yığını cob n.
küçük saman yığını cob n.
çim yığını dollop [obsolete] n.
çim yığını dallop [obsolete] n.
atık yığını dumpage n.
üstü samanla kaplı şekilde kuyuda saklanan patates yığını pie [dialect] [uk] n.
gübre yığını pie [dialect] [uk] n.
tepesi sivrilmiş saman veya tahıl yığını pike n.
ölü yakmak için kullanılan odun yığını pile n.
silah yığını pile n.
yorucu iş yığını pileup n.
para yığını packet n.
yığını oluşturan miktar count n.
mektup yığını packet [obsolete] n.
kum yığını sandheap n.
küçük, yuvarlak ve konimsi saman yığını coil [dialect] n.
insan yığını scrum n.
insan yığını scrummage n.
saman yığını shock n.
ot yığını shock n.
taş yığını slither n.
kar yığını snow bank n.
çim yığını sunk [scotland] n.
taş yığını halinde cained adj.
üzerinde ölü yakılan (odun yığını) pyral adj.
toprak yığını üzerine inşa edilen superelevated adj.
Phrasals
bir yığını birine/bir şeye dayamak stack something against someone or something v.
gemiyi tüm yelkenlerini açarak sığ bir yerden/kum yığını üzerinden geçirmeye çalışmak forge over [obsolete] v.
Colloquial
teneke yığını bolt bucket n.
teneke yığını bucket of bolts n.
teneke yığını bucket of bolts n.
hurda yığını bucket n.
hurda yığını bolt bucket n.
dolap yerine sandalye üzerinde biriken büyük giysi yığını chairdrobe n.
pas yığını rust bucket n.
eşyaların altında toplanan küçük toz yığını dust mouse n.
hurda yığını load n.
çöp yığını midgie [scotland] n.
yerde bırakılan kıyafet yığını floordrobe n.
kas yığını beefed out adj.
(bir şey) yığını heap of expr.
(bir şey) yığını mess of expr.
(bir şey) yığını mess of (something) expr.
Idioms
bina yığını asphalt jungle n.
beton yığını a concrete jungle n.
kas yığını ball of muscle [australia] n.
beton yığını asphalt jungle n.
bir şey yığını olmak be a mass of something v.
Trade/Economic
mal yığını stockpile n.
para yığını pile of money n.
toprak yığını soil bank n.
Industry
(fırında işlem görmeye hazır) tuğla yığını clamp n.
Technical
atık yığını dump n.
buz yığını ice chunk n.
cüruf yığını spoil bank n.
denetim yığını control stack n.
çubuk yığını bar stock n.
elektrolitik olarak yapılan metal yığını electrodeposit n.
gereç yığını windrow n.
hadde yığını mill spack n.
hurda yığını scrap pile n.
harman yığını batch pile n.
iletişim kuralı yığını protocol stack n.
küçük, yuvarlak kömür, cevher yığını cob n.
kar yığını snow pack n.
kırpıntı yığını scrap head n.
kesme işlemi sırasında metalden dökülen cevher kalıntısı yığını slag heap n.
kayma yığını sliding mass n.
kazık yığını spiling n.
kömür yığını coal pile n.
kömür yığını sıcaklığı coal-pile temperature n.
kömür madenciliğinde atık yığını slag heap n.
levha yığını plate stack n.
malzeme yığını stocks of material n.
saman yığını haycock n.
taş yığını levee n.
topak yığını pellet pile-up n.
toprak yığını earth mass n.
yakacak odun yığını wood pile n.
yer yığını earth mass n.
kütük yığını deck n.
ayrılmış posta yığını separation n.
tahıl yığını shook n.
cevher yığını stock n.
kömür yığını stock n.
(yol yapımında kullanılan) kırma taş yığını stockpile n.
ince elektrolitik metal yığını strike n.
(metal yığını oluşumunda kullanılan) bir elektrolit türü strike n.
Computer
denetim yığını control stack n.
form yığını stack of forms n.
yürütme yığını execution stack n.
veri yığını build n.
çağrı yığını call stack n.
çağrı yığını penceresi call stack window n.
çağrı yığını callstack n.
yığını kaldır unload hive expr.
yığını yükle load hive expr.
Informatics
bellek yığını heap n.
veri yığını data stack n.
Telecom
ethernet hat yığını ethernet line aggregation n.
Textile
boyama kazanından çıkan ham lif yığını cheese n.
kumaşı veya halıyı kaplayan kabarık püskül yığını pile n.
Construction
moloz yığını pile of debris n.
moloz yığını pile of rubble n.
kurutulmak üzere istiflenmiş tuğla yığını hack n.
köprü ucundaki kalın kemerleri destekleyen taş yığını butment n.
kemersiz bir köprünün ucunu destekleyen taş yığını butment n.
Railway
demiryolunun yükseltilmiş bölümünü ucuza inşa etmek için kullanılan dikdörtgen toprak yığını beam n.
Mining
pürüzsüz ve yapışkan bir elektrikli metal yığını reguline n.
kömür yığını coal pile n.
su seviyesi üstündeki cevher yığını bank n.
taş yığını karn [obsolete] n.
özellikle altın arama faaliyetlerinden arta kalan büyük artık yığını mine dump [south africa] n.
cevher yığını monton n.
(kavrulan) maden yığını clamp n.
(kömür madenciliğinde) atık yığını slagheap n.
Medical
konjestus hücre yığını cumulus congestus n.
Printing
plakalarla ayrılmış bir nesne yığını üzerinde çalışan baskı gang press n.
Gastronomy
koni şeklinde şeker yığını loaf n.
huni şeklinde şeker yığını loaf n.
(maltlama işleminde) çimlendirme için yayılan tahıl yığını piece n.
Statistics
çalışma alt yığını domain of study n.
Biology
(belirli bir amaç için muhafaza edilen) canlı organizma yığını stabilate n.
Marine Biology
türler yığını species aggregate n.
Botanic
çalı yığını brier n.
çalı yığını brierpatch n.
çalı yığını brier patch n.
karamuk spor yığını smut ball n.
eriyen kar yığını yakınlarında bulunan gri bir mantar türü hygrophorus marzuolus n.
bitkilerle oluşturulmuş kök ve toprak yığını rootery n.
Agriculture
küçük saman yığını tumble [dialect] n.
buğday yığını wheat-sheaf n.
ekin demetleri yığını stook n.
ot yığını haycock n.
ot yığını rick n.
ot yığını haystack n.
ot yığını hayrick n.
saman yığını rick n.
ürün yığını üzerindeki toprak ve saman kaplaması hood [uk] n.
ürün yığını bury n.
saman yığını lock n.
(patatesleri kapatmak için kullanılan) toprak yığını clamp n.
koni şeklindeki saman yığını cock n.
gübreye dönüşmek için çürüyen organik kalıntı yığını compost heap n.
gübreye dönüşmek için çürüyen organik kalıntı yığını compost pile n.
ot yığını doodle [dialect] n.
saman yığını doodle [dialect] n.
alaf yığını corn shock n.
buğday yığını corn shock n.
(yaklaşık on iki adet) ekin demeti yığını stitch [dialect] [uk] n.
(yaklaşık on iki demetlik) hasat yığını stitch [dialect] [uk] n.
(hasat edilen kök ürünü) toprak yığını ile çevrelemek clamp v.
Breeding
düz serilmiş ve tuzlanmış ham deri yığını bed n.
Tobacco
yaprak yığını book n.
fermantasyon için serilmiş büyük tütün yığını bulk n.
Forestry
(yüksekliği bir ila üç metre arasında değişen) odun yığını strand [dialect] n.
Literature
insan yığını rhapsody n.
History
(orta çağ'da) üzerine ahşap veya taş tahkimat yapılan, insan eli ile inşa edilmiş ve tepesi düzlenmiş toprak yığını mott n.
(orta çağ'da) üzerine ahşap veya taş tahkimat yapılan, insan eli ile inşa edilmiş ve tepesi düzlenmiş toprak yığını motte n.
üzerinde ahşap veya taştan dış kaleye sahip kazıklı çit ile çevrili tepesi düzlenmiş toprak yığını motte-and-bailey n.
Archaeology
tarih öncesi mezarların üzerindeki toprak yığını barrow n.
tarih öncesi dönemlere ait gömütlerin üzerinde bulunan toprak yığını grave mound n.
Environment
çöp yığını refuse heap n.
hurda yığını refuse heap n.
atık yığını waste stream n.
çöp yığını barrow n.
kar yığını berm n.
pislik yığını berm n.
kar yığını hava geçirgenliği air permeability of deposited snow n.
gübre yığını miskin [uk] n.
atık yığını miskin [uk] n.
çöp yığını muckmidden [scotland] n.
küreme sonucu yükselmiş kar yığını snow berm n.
Geography
tepe üstündeki taş yığını tor n.
kum yığını sandbar n.
kum yığını sand-bar n.
dağ başında koni şeklinde yükselen taş yığını man [uk] n.
buz yığını hommock n.
buzlada yer alan buz sırtı veya yığını hummock n.
(sussex'te) tümülüs varlığını gösteren küçük toprak yığını burgh n.
tepe şeklindeki taş yığını barp n.
sis yığını içerisinde görülebilen bulut yayı veya ışık çemberi fogdog n.
Geology
kaya yığını talus n.
organik maddeler yığını hiostronıc n.
organik maddeler yığını biostrome n.
kömür damarındaki cevhersiz kaya yığını horseback n.
taş yığını horseback n.
kum yığını lunette n.
bir heyelanın oluşturduğu kaya yığını rockfall n.
Military
güvenlik yığını buffer stock n.
mayın yığını mine dump n.
sarılmış tel yığını wire mesh n.
muyluyu muylu bandına bağlayan metal yığını rimbase n.
muyluyu top gövdesine bağlayan metal yığını rimbase n.
(çarpı işareti şeklinde yerleştirilen) tüfek yığını stack of arms n.
Hunting
mermileri yakalamak için kullanılan tümsek veya kum yığını butt n.
Card
her oyuncu payına düşeni aldıktan sonra geriye kalan kart yığını monty n.
(poker) oyun dışı kalan kart yığını muck n.
(poker) atılan kart yığını muck n.
Archaic
deniz veya akarsu içinde sığlık oluşturan kum yığını shelve n.
Slang
kas yığını beef n.
hurda yığını struggle buggy [old-fashioned] [us] n.
hurda yığını beat-up n.
bok yığını pile of crap n.
bok yığını pile of shit n.
taze gübre yığını meadow muffin n.
taze hayvan boku yığını meadow muffin n.
taze inek boku yığını meadow muffin n.
inek boku yığını meadow muffin n.
mayıs yığını meadow muffin n.
et yığını meat puppet n.
alakasız şeyler yığını kludge n.
alakasız şeyler yığını kluge n.
saçmalıklar yığını a load of (old) cobblers [uk] expr.
British Slang
bok yığını grogan n.
bok yığını thora (hird) n.
bok yığını jobby n.
bok yığını toley n.
bok yığını thames trout (mainly london use) n.
kas yığını erkek beef v.
Star Wars
ebedi odun yığını eternal pyre n.
jedi tapınağı odun yığını odası jedi temple pyre room n.