yeni bir  - Türkisch Englisch Wörterbuch
Verlauf

yeni bir



Bedeutungen, die der Begriff "yeni bir " mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Türkisch Englisch
General
yeni bir eve taşınmanın kutlanışı housewarming n.
yeni bir soluk a breath of fresh air n.
yeni bir tiyatro oyununun ilk temsili premier n.
yeni bir ülkeye yerleşme resettlement n.
yeni zelandalı bir kuş türü wrybill n.
avustralya ve yeni zelanda’da yaşayan bir tür kabuklu pipi n.
yeni zeland adalarına özgü büyük bir çam türü kauri n.
herhangi bir şeye yeni başlayan kimse neophyte n.
bir dini gruba yeni girmiş kimse neophyte n.
(özellikle tanrıbilimde) yeni bir öğretiyi benimseyen kimse neologist n.
bir işe yeni başlayan kimse novice n.
yeni bir başlangıç new beginning n.
yeni bir başlangıç opportunity to start over n.
yeni bir başlangıç new chance n.
yeni bir başlangıç fresh start n.
yeni bir başlangıç clean slate n.
yeni bir coğrafya a new geography n.
bir hayvan veya bitkinin yeni bir yere uyum sağlayarak orayı yurt edinmesi denizenship n.
(hayatta) yeni bir çığır açan deneyim a life changing experience n.
yeni bir soluk a new breath n.
yeni bir bağlama yerleştirme entextualization n.
yeni bir başlangıç a new beginning n.
yeni bir gerçekçilik anlayışı a new sense of realism n.
yeni bir ilme başlangıç propaedeutics n.
yeni bir ilme başlangıç propaedeutic n.
yeni bir çevre a new environment n.
bir çift yeni ayakkabı a pair of new shoes n.
bir nesneyi nitelemek için kullanılan sözcüğün bazı nedenlerden ötürü o nesnenin özelliklerini tanımlamaya yetmemesi sonucunda (çoğunlukla eski sözcüğün başına bir niteleyici ifade getirilerek) oluşturulmuş yeni kelime retronym n.
farklı malzemeleri bir araya getirip yeni bir şey ortaya çıkaran kimse bricoleur n.
herhangi bir aktiviteye yeni başlayan, herhangi bir aktivitenin acemisi olan kimse newbie n.
belli şekilleri, yeni bir alana, eski görünümlerini bozmayacak şekilde, yeniden yerleştirme işlemi layout n.
yeni bir çalışma a new study n.
bir çeşit yeni zelanda armudu taylor's gold n.
oyuncuya yeni bir rol daha verme recast n.
bir şeyin yeni biçimlendirilmiş hali recast n.
yeni bir kullanımını bulma rediscovery n.
(hayvana) yeni bir yuva bulma re-homing n.
yeni bir ekipmana alışmak için yapılan eylemler checkout n.
bir şeyi tamamen yeni versiyonu ile değiştirme reinvention n.
bir yere yeni gelen kimse newcome n.
bir yere yeni varan kimse newcome n.
bir yere yeni gelen veya varan şey newcome n.
yeni bir dalganın üyesi olan kimse newwaver n.
yeni güney galler sanat galerisi mütevelli heyetinin 1921'den beri verdiği bir ödül archibald prize [australia] n.
yeni bir şeye başlama entry n.
(tarihte) yeni ve önemli bir devrin başlangıcı epoch n.
yeni bir şeyi tanıtma ushering in n.
yeni bir şeyi müjdeleme ushering in n.
yeni elde edilmiş kaynakları daha önceki bir açığı kapatmak için kullanmak lap n.
yeni zelanda'ya özgü, uzun siyah gövdeli yenilebilir bir eğrelti ağacı mamaku n.
yeni zelanda'ya özgü, uzun siyah gövdeli yenilebilir bir eğrelti ağacı mamako n.
yeni zelanda'ya özgü, uzun siyah gövdeli yenilebilir bir eğrelti ağacı mamakau n.
yeni zelanda'ya özgü, uzun siyah gövdeli yenilebilir bir eğrelti ağacı black tree fern n.
yeni zelanda'ya özgü, uzun siyah gövdeli yenilebilir bir eğrelti ağacı cyathea medullaris n.
içinden yeni bir şey türeyen, oluşan veya gelişen şey matrix n.
geçmişi veya herhangi bir şeye dayalı olmayıp tamamen yeni yapılmış şey whole cloth n.
yeni basılmış madeni para üzerinde görülen ağdamsı veya tozumsu bir tabaka bloom n.
yeni ayın tarihini ayarlamak için her 134 yılda bir artık yıla ait günü ortadan kaldırma uygulaması metemptosis n.
yayınevinin yeni ya da mevcut kitaplardan oluşturduğu listenin bir kısmı midlist n.
papua yeni gine'nin sandaun eyaletinde yaşayan bir etnik grup min n.
yeni zelanda'ya özgü çok yıllık bir bitki mountain flax n.
bir grubun veya organizasyonun yeni fikirleri, becerileri ile onu daha verimli kılan üyeleri fresh blood n.
yeni yılın başlangıcı için kutlanılan bir kızılderili festivali busk n.
yeni gine'nin yüksek kesimlerinde yaşayan bir halkın üyesi dani n.
yeni zelanda'da süs olarak kullanılan bir tür yeşim taşı greenstone n.
hindistan'a yeni gelen bir ingiliz olma griffinism n.
papua yeni gine'de kullanılan bir tür toprak fırın mumu n.
(yeni bir yere) akın etme rush n.
yeni bir fikir, kavram, teknoloji veya ideolojinin gücü impact n.
yeni bir süreç a new process n.
yeni bir yere toplu halde giriş invasion n.
yeni bir çağın açılması dayspring n.
yeni bir düzen başlangıcı dayspring n.
yeni bir ürünün kullanım koşullarındaki performansını ölçen test field test n.
yeni bir ürünün kullanım koşullarındaki performansını ölçen test field trial n.
yeni bir deneyim veya etkinlikte rehberlik orientation n.
yeni bir şeyi tanıtma origination n.
içerisinden yeni bir grup çıkaran kuruluş parent n.
avustralya, timor ve yeni gine'nin güneyine özgü ötücü bir kuş pewee [australia] n.
yeni zelanda'da kurulmuş bir kadın ve çocuk sağlığı derneği plunket society n.
yeni doğmuş bebeğin başını kaplayan amniyotik kesenin bir bölümü sillyhow [scotland] n.
bir serinin (film, kitap, video oyunu) yeni bölümü new installment n.
(geminin dengelenmesi amacıyla) eski kargolar indirilmeden yeni kargoların kabulü için gümrük tarafından verilen bir izin stiffening order n.
özgün bir konseptten doğan yeni konsept superstructure n.
farklı bir oluşumun üzerine gelen yeni oluşum superstructure n.
yayımlamak (yeni bir şeyi) bring out v.
ağaçların gövdelerinde çentikler açarak yeni bir yolun geçiş yerini işaretlemek blaze a trail v.
yerini almak (yeni bir şey eski bir şeyin) supersede v.
eski bir giysiden yeni bir şey yapmak cut down a piece of clothing into v.
yerini almak (yeni bir şey eski bir şeyin) supplant v.
yeni bir hayat vermek revivify v.
yeni bir hayata başlamak turn over a new leaf v.
yeni bir yol izlemek strike out v.
yeni bir çağ açmak usher in a new age v.
iptal etmek (yeni bir emir ile önceki emri) countermand v.
yeni bir şişe şaraba başlamak start on a new bottle of wine v.
asıl faaliyetine devam ederken yeni bir faaliyete girmek branch out into v.
yeni bir biçime sokmak recast v.
yapmak (yeni bir şeyi) bring out v.
yeni bir boyut katmak add a new dimension v.
(bir bitki veya hayvanı) yeni iklime alıştırmak naturalize v.
(bir bitki veya hayvanı) yeni iklime alıştırmak naturalise v.
yeni bir yaşama kapılarını açmak start a new life v.
yeni bir hayata başlamak start a new life v.
yeni bir isim vermek rechristen v.
yeni bir yön çizmeye karar vermek veer off in a new direction v.
ilgelenecek yeni bir meşgale bulmak come to grip with v.
yeni bir eve taşınmak move into a new house v.
yeni bir işe başlamak enter upon a new career v.
öldükten sonra yeni bir bedende diriltmek reincarnate v.
yeni bir emirle öncekini geçersiz kılmak countermand v.
yeni bir düzen vermek reorganize v.
yeni bir anlayış geliştirmek develop a new understanding v.
-e yeni bir biçim vermek remodel v.
yeni bir biçime sokmak re-form v.
yeni bir sürece girmek take yet another twist v.
yeni bir sürece girmek take yet another turn v.
yeni bir medeniyet kurmak create a new civilization v.
yeni bir hobi edinmek take up a (new) hobby v.
yeni bir hobi edinmek start a (new) hobby v.
yeni bir anlam kazanmak take on a new meaning v.
yeni bir imaj kazandırmak give a new image to v.
yeni bir hesap açmak create a new account v.
yeni bir şeyler denemek try something new v.
yeni bir iş bulmak find a new job v.
yeni bir bakış açısı getirmek bring a new perspective v.
farklı/yeni bir açıdan bakmak reframe v.
yeni bir çerçeveye oturtmak reframe v.
yeni bir şey üzerinde çalışmak work on something new v.
yeni bir albüm üzerinde çalışmak work on a new album v.
yeni kurulmuş bir araştırma biriminin başına getirilmek be put in charge of a newly-formed investigative unit v.
yeni bir boyut getirmek bring a new dimension to v.
yeni bir şirket kurmak incorporate a new company v.
yeni bir şirket kurmak establish a new company v.
yeni bir şirket kurmak found a new company v.
yeni bir benlik bulmak gain/find a new identity v.
yeni bir hamlenin ilk sinyallerini vermek give the first signs/signals of a new move v.
yeni bir döneme işaret etmek mark a new period of v.
yeni bir duruma alışmak get used to a new situation v.
(yeni bir) duvar kağıdıyla kaplamak repaper v.
yeni bir şehre taşınmak move to a new city v.
yeni bir söylem geliştirmek develop a new discourse v.
yeni bir plan önerisinde bulunmak propose a new plan v.
yeni bir plan sunmak propose a new plan v.
yeni doğmuş bir bebek gibi ağlamak cry like a new born baby v.
bir ilişkiden yeni çıkmak just get out of a relationship v.
(yeni başlanan bir işte) deneyim eksikliği hissetmek feel out of depth v.
yeni bir imaj vermek give a new image to v.
yeni bir düzen vermek reorganise v.
yeni bir kültüre uyum sağlamak acculture v.
yeni bir rekor kırmak set a new record v.
yeni bir rekor kırmak break a new record v.
yeni bir yer keşfetmek explore a new place v.
yeni bir yol izlemek follow a new path v.
yeni bir eve taşınmak move to a new apartment v.
yeni bir daireye taşınmak move to a new apartment v.
yeni bir görev belirlemek retask v.
yeni bir telefon almak buy a new phone v.
de yeni bir dönemi başlatmak usher in a new era of v.
(kitaplığa/kütüphaneye) yeni bir kitap/eser eklemek accession v.
bir orman yangınını söndürmek için ters yönden yeni bir yangın başlatmak backfire v.
yeni bir açıdan ele almak readress v.
oyuncuya yeni bir rol daha vermek recast v.
yeni bir renge boyamak recolour v.
yeni bir renge boyamak recolor v.
konuyu yeni bir bağlamda ele almak recontextualise v.
konuyu yeni bir bağlamda ele almak recontextualize v.
yeni bir kullanımını bulmak rediscover v.
(hayvana) yeni bir yuva bulmak rehome v.
(hayvana) yeni bir yuva bulmak re-home v.
yeni hisse senedi çıkararak bir şirketin sermaye stokunu artırmak water stock v.
(bir şeye) yeni enerji vermek jumpstart v.
(bir şeye) yeni enerji vermek jump-start v.
çatışmada yeni bir silah kullanmak blood v.
(yeni bir şey şerefine) ziyafet vermek hansel v.
yeni bir yöne doğru yüzmek (balina) mill v.
yeni bir enerji kazandırmak renerve v.
yeni bir enerji getirmek renovate v.
yeni bir yere yerleştirmek reposition v.
bilgi edinmek veya yeni bir şey fark etmek için dikkatle elden geçirmek glean v.
her zamanki yoldan gitmek yerine yeni bir yol yaratmak detour v.
yeni bir şey ortaya koymak ideate v.
başka alan koduyla aynı bölge sınırlarına sahip yeni bir alan kodu oluşturmak overlay v.
(ayakkabı, bot) yeni bir topuk yerleştirmek reheel v.
oturacak yeni bir yer vermek seat v.
(yeni bir ülke, isim vb.) benimsemek adopt v.
gelişip yeni bir organizmaya dönüşebilecek (tohum/yumurta) viable adj.
bir alanda/faaliyette yeni initiate adj.
farklı ve yeni bir formda sunulan redux adj.
yeni bir girişim başlatan groundbreaking adj.
yeni ve yaratıcı bir iş ile ilişkili pioneering adj.
yeni ve yaratıcı bir iş içeren pioneering adj.
yeni ve yaratıcı bir iş üreten pioneering adj.
(yeni bir gemi veya uçağın) gerçek koşullarda test edilmesi için tasarlanan shakedown adj.
yeni bir girişimi hayata geçiren startup adj.
yeni bir girişime yapılan (yatırım) startup adj.
yeni bir girişime ait start-up adj.
yeni bir girişim ile ilgili start-up adj.
yeni bir biçimde virginally adv.
yeni bir duyuruya kadar till further notice adv.
yeni başlamış bir halde inchoately adv.
yeni başlamış bir biçimde inchoatively adv.
yeni başlamış bir şekilde incipiently adv.
yeni bir bildiriye kadar until further notice adv.
yeni bir talimat verilene kadar till further notice adv.
yeni bir emre kadar until further order adv.
yeni bir ihbara kadar until further notice adv.
yeni bir talimata kadar until further order adv.
yeni bir biçimde anew adv.
yeni bir biçimde newly adv.
yeni bir çağın eşiğinde on the cusp of a new era adv.
(tarihte yeni bir dönemin) başlarında/ortaya çıkarken at the dawn of adv.
yeni bir tarzda novelly adv.
yeni çıkmış bir şekilde newfangly adv.
ağaca dikkat! (çevredekilere yeni kesilen bir ağacın düşeceğini haber vermek için söylenir) timber! interj.
yeni bir şey yok nothing new interj.
yeni anlamını veren bir ön ek fresh- pref.
Phrasals
yeni bir başlangıç yapmak hark back v.
(yeni ürünü) bir süre kullanarak sertliğini gidermek break in v.
bir kursta/toplantıda yeni bir şey öğrenmek bring away v.
bir kursta/toplantıda yeni bir şey öğrenmek bring something away v.
bir kursta/toplantıda yeni bir şey öğrenmek bring something away v.
yeni bir albümü vs. piyasaya çıkarmak/sürmek come out v.
yeni bir albüm vs. çıkarmak come out v.
(birini veya bir hayvanı) yeni bir ortama/çevreye/iklime alıştırmak acclimate (someone or an animal) to something v.
(birini veya bir hayvanı) yeni bir ortama/çevreye/iklime alıştırmak acclimatize (someone or an animal) to something v.
düzgün çalıştığını doğrulamak için belirli bir süre için yeni bir elektronik ekipman parçası kullanmak burn in v.
düzgün çalıştığını doğrulamak için belirli bir süre için yeni bir elektronik ekipman parçası kullanmak burn into v.
yeni bir şey ile ilgili birinin görüşlerine başvurmak try something on with someone v.
var olan bir kaydın üzerine yeni bir kayıt eklemek/ekleme yapmak dub in v.
var olan bir kaydın üzerine yeni bir kayıt eklemek/ekleme yapmak dub over v.
(birinden/bir şeyden) yeni (birine/bir şeye) dönüşmek develop from (someone or something) into (someone or something) v.
işleri yeni bir yere taşımak haul off v.
işleri yeni bir yere taşımak haul out v.
oyuncuya yeni bir rol daha vermek recast in (something) v.
(birini/bir şeyi yeni bir şeye/yere) yerleştirmek relocate (someone or something) in (something or some place) v.
yeni bir işe geçmek roll onto (someone or something) v.
yeni bir yöne doğru ilerlemek strike off v.
yeni bir şeye başlamak take up v.
yeni bir şey edinmek take up v.
(birini/bir şeyi) yeni bir şekle sokmak repose in (someone or something) v.
yeni (bir şeye/alana) başlamak move in (to something) v.
yeni bir şey elde etmek/bir şeyi değiştirmek için iki veya daha fazla farklı şeyi birleştirmek splice together v.
yeni bir şey elde etmek/bir şeyi değiştirmek için iki veya daha fazla farklı şeyi birbirine eklemek splice together v.
yeni bir şey elde etmek/bir şeyi değiştirmek için iki veya daha fazla farklı şeyi bir araya getirmek splice together v.
eski bir şeyi yeni bir şey ile birleştirmek vamp up v.
bir şeyi kaldırıp yerine yeni bir şey koymak swap out v.
iki farklı kaydın/türün birleşiminden yeni bir müzik yaratmak mash up (something) v.
iki farklı türü/kaydı bir araya getirip yeni bir müzik yaratmak mash up (something) v.
yeni bir otama/farklı kurallara veya beklentilere uyum sağlamak accommodate (oneself) to (something) v.
yeni bir otamı/farklı kuralları veya beklentileri benimsemek accommodate (oneself) to (something) v.
yeni bir nefes/soluk getirmek breathe into v.
yeni bir işte deneyim kazanmak break in v.
(yeni/farklı birine/bir şeye) dönüşmek develop into (someone or something) v.
(yeni/farklı biri/bir şey) haline gelmek develop into (someone or something) v.
(birinden/bir şeyden yeni birine/bir şeye) dönüşmek develop into (someone or something) from (someone or something) v.
(birini/bir şeyi) yeni kısıtlamalardan, uygulamalardan muaf tutmak grandfather (someone or something) v.
oyuncuya yeni bir rol daha vermek recast in v.
(bir şeye) yeni üyeler aramak/bulmaya çalışmak recruit for (something) v.
(bir şeyden/bir yerden) yeni üyeler aramak/bulmaya çalışmak recruit from (something or some place) v.
(yeni bir şey üretimi) için fabrikanın ekipmanlarını yenilemek retool for (something) v.
(yeni aldığı/sahip olduğu) bir şeyi satmak sell on v.
yeni doğum yapmış bir koyunu daha iyi bir meraya götürmek shed out v.
yeni (bir şeye) başlamak step out into (something) v.
(bir durumdan/koşuldan) çıkıp (yeni bir duruma/koşula) geçmek step out of (something) (and) into (something) v.
aradaki farkı ödeyip (eski bir şeyi yeni bir şeyle) takas etmek trade (something) in for (something) v.
(bir şeyi) aradaki farkı ödeyip (yeni bir şeyle) değiştirmek trade (something) in on (something) v.
aradaki farkı ödeyip (eski bir şeyi yeni bir şeyle) takas etmek trade (something) in on (something) v.
(yeni bir işe/yere) geçmek/taşınmak transfer to (something, or some place) v.
Phrases
her gün yeni bir şans every day is a new chance n.
her son yeni bir başlangıçtır every end is a new beginning expr.
yeni bir deneyim için for a new experience expr.
yeni bir deneyim için for a new experince expr.
yeni bir ifadeyle to coin a phrase expr.
Proverb
bir işe yeni başlayan kimse kendini kabul ettirmek için elinden geleni yapar a new broom sweeps clean
bir işe yeni başlayan kimse kendini kabul ettirmek için elinden geleni yapar new brooms sweep clean
değişiklik yapmak yeni bir soluk getirir a change is as good as a rest
her gün yeni bir şey öğrenirsin you learn something new every day [cliché]
Colloquial
akla yeni gelen, taze bir fikir, şarkı veya şaka newie n.
yeni bir soluk a shot in the arm n.
beyazların başka kültürde zaten var olan bir şeyi yeni keşfetmiş gibi yapması columbusing n.
yaşamda yeni bir soluk a new lease on life n.
yaşamda yeni bir başlangıç a new lease of n.
yeni bir gelir kaynağı a new income source n.
yeni bir yaşama şansı new lease on life n.
yaşamda yeni bir soluk a new lease of n.
yeni bir yer a new place n.
(birinin hayatında) yeni bir adım a new lease of n.
(birinin hayatında) yeni bir adım a new lease on life n.
hayatta yeni bir 10 yılın başlangıcı olan yaşlar (20, 30, 40 gibi) the big (number)-o n.
hayatta yeni bir 10 yılın başlangıcı olan yaşlar (20, 30, 40 gibi) the big-o n.
bir işte/grupta yeni olmayan kimse oldbie n.
kişinin, halihazırda bir ilişki içinde olsa da yeni bir ilişki arayışında olması monkey branching n.
bir ülkeye yeni yerleşen kimse greenhorn n.
yeni bir şey new one n.
yeni bir bilgi new one n.
yeni veya bilinmeyen bir şey yapmaya başlamak dip one's toes in v.
yeni bir çevreye uyum sağlama zorluğu yaşamak have trouble adapting to a new environment v.
yeni bir aracı denemek/test etmek shake down v.
yeni bir makineyi denemek/test etmek shake down v.
bilgisayarda "yeni" tuşuna basarak yeni bir dosya oluşturmak new up v.
bilgisayarda yeni bir dosya olarak kaydetmek new up v.
(biri) için yeni bir haber (it's) news to (one) expr.
(benim için) yeni bir bilgi that's a new one (on me) expr.
(benim için) yeni bir şey that's a new one (on me) expr.
yeni bir şey değil it's the old story expr.
bu yeni bir bilgi that's a new one expr.
Idioms
yeni bir soluk a new slant n.
yeni bir boyut a new wrinkle n.
yeni bir çözüm new wrinkle n.
yeni bir hava a new slant n.
yeni bir bakış a new wrinkle n.
yeni bir çare new wrinkle n.
yeni bir yol new wrinkle n.
yeni bir fırsat a new lease of life [uk] n.
bir grubun ya da örgütün yeni üyeleri fresh blood n.
yeni bir soluk getiren/katan şey a variation on the theme of (something) n.
yeni bir hava katan şey a variation on the theme of (something) n.
yeni bir başlangıç a clean sheet n.
yeni bir çağa açılan kapı the door to a new age n.
yeni bir başlangıç a fresh start n.
yeni bir sayfa a clean slate n.
yeni bir başlangıç a clean slate n.
yeni bir sayfa a clean sheet n.
(bir bölgeye/mahalleye) yeni gelen/taşınan kimse new kid on the block n.
yeni bir günün şafağı dawn of a new day n.
yeni bir başlangıç dawn of a new day n.
yeni bir sayfa dawn of a new day n.
yeni bir günün şafağı dawn of a new day n.
yeni bir başlangıç dawn of a new day n.
yeni bir sayfa dawn of a new day n.
yeni bir alana geçme/girme inroad n.
yeni bir başlangıç a clean sheet/slate n.
yeni bir sayfa a clean sheet/slate n.
(tamamen) farklı/yeni bir durum a different/new ball game n.
(tamamen) farklı/yeni bir durum a (whole) different/new ball game n.
bir yere yeni gelmiş kimse a new kid on the block n.
bir yerde yeni kimse a new kid on the block n.
bir gruba yeni katılmış kimse a new kid on the block n.
bir grupta yeni kimse a new kid on the block n.
bir yere yeni taşınmış kimse a new kid on the block n.
yeni bir şey a new kid on the block n.
insanların hayatına yeni girmiş bir şey a new kid on the block n.
yeni bir soluk a new lease of life [uk] n.
yeni bir heyecan a new lease of life [uk] n.
yeni bir olanak a new lease of life [uk] n.
yeni bir şans a new lease of life [uk] n.
yeni bir bilgi a new one on n.
yeni bir şey a new one on n.
yeni/benzersiz bir bakış açısı a new slant n.
yeni/benzersiz bir yaklaşım a new slant n.
yeni bir soluk breath of fresh air n.
yeni bir çağın/dönemin başlangıcı new dawn n.
yeni bir devrin başlangıcı/doğuşu new dawn n.
yeni bir şey değil old story n.
bir filmin, televizyon şovunun yeni versiyonu soft reboot n.
yeni bir şey değil the same old rigmarole n.
hayata yeni bir anlam katmak get a new grip on life v.
sorunu çözmeye yönelik yeni bir bilgi bulmak catch a break v.
sorunu çözmeye yönelik yeni bir bilgi bulmak get a break v.
yeni bir nefes/soluk getirmek breathe into (something) v.
yeni bir nefes/soluk getirmek breathe something into something v.
(bir şeye) yeni bir yorum getirmek put a new complexion on (something) v.
(bir şeye) yeni bir anlam kazandırmak put a new complexion on (something) v.
(bir şeye) yeni bir yorum getirmek put a different complexion on (something) v.
(bir şeye) yeni bir anlam kazandırmak put a different complexion on (something) v.
yeni bir boyut getirmek add a new wrinkle v.
yeni bir bakış açısı kazandırmak add a new wrinkle v.
birinin hayatına yeni bir soluk/heyecan/yaşama nedeni getirmek give somebody a new lease of life v.
birinin hayatına yeni bir soluk/heyecan/yaşama nedeni getirmek give somebody a new lease on life v.
birinin hayatına yeni bir soluk getirmek give somebody a new lease of life v.
bir şeyde yeni olmak be new to the game v.
yeni bir soluk getirmek give a new impulse to v.
yeni bir kapı açmak open a new door into v.
yeni bir anlam/önem kazanmak take on a new significance v.
yeni bir sayfa açmak turn a new page v.
yeni öğrenmiş olduğu bir şeyi denemek trying out one's wings v.
yeni bir sayfa açmak turn over a new leaf v.
yeni veya farklı bir şey denemek have a stab at something v.
yeni bir soluk getirmek breathe new life into something v.
yeni bir şey bulmak break new ground v.
yeni bir başlangıç yapmak turn over a new leaf v.
yeni bir istikamete/doğrultuya girmek take a new turn v.
yeni bir şey ortaya çıkarmak break new ground v.
yeni bir dönemece girmek take a new turn v.
yeni bir adım atmak break new ground v.
yeni bir şey yapmak break new ground v.
yeni bir anlam/önem kazanmak take on a new meaning v.
yeni veya farklı bir şey denemek make a stab at something v.
(yeni bir şeyi) hiç yardım almadan denemek fly blind v.
yeni bir soluk katmak make all the difference v.
yeni bir şeyler öğrenmek learn the ropes v.
yeni bir başlangıç yapmak start off with a clean slate v.
yeni bir başlangıç yapmak make a fresh start v.
yeni bir işe uyum sağlamak/alışmak get one's feet under the table v.
yeni bir soluk getirmek give a shot in the arm v.
yaşamında yeni bir sayfa açmak turn over a new leaf v.
yeni bir şeye başlamak dip one's toe in the water v.
yeni bir başlangıç yapmak start over with a clean slate v.
yeni bir pencere açmak open a new window into v.
yeni bir soluk katmak bring a breath of fresh air v.
yeni bir hava vermek ring the changes v.
yeni/başka bir mecraya girmek take a new turn v.
yeni bir soluk getirmek bring a breath of fresh air v.
yeni bir sayfa açmak make a clean break v.
yeni bir soluk getirmek make all the difference v.
yeni bir duruma alışmak find one's feet v.
yeni ya da farklı bir biçime sokmak change over from (to) v.
yeni bir hayata yelken açmak turn the page to a new life v.
(bir şeyi) yeni bir gözle incelemek plumb new depths (of something) v.
(bir şeyin) yeni bir yüzüyle karşılaşmak plumb new depths (of something) v.
yeni bir durum içerisindeki yerini bulmak/anlamak find/get your bearings v.
yeni bir durum içerisindeki konumunu keşfetmek/çözmek find/get your bearings v.
yeni bir durum içerisinde konumunu tespit etmek find/get your bearings v.
yeni bir başlangıç yapma şansı olmak get a fresh start v.
yeni bir başlangıç yapmak get a fresh start v.
yeni bir başlangıç yapmak get off to a fresh start v.
yeni bir şeye başlamak get off to a fresh start v.
(birine) yeni bir başlangıç yapma şansı vermek/tanımak give (one) a fresh start v.
(birine) yeni bir şeye başlama şansı vermek give (one) a fresh start v.
yeni bir başlangıç yapma şansı olmak have a fresh start v.
yeni bir başlangıç yapmak have a fresh start v.
bir duruma göre yeni bir rota çizmek take it from there v.
(bir şeye) yeni bir görünüm kazandırmak put a new complexion on (something) v.
(bir şeye) yeni bir yorum katmak put a new complexion on (something) v.
(bir şeye) yeni/farklı bir görünüm kazandırmak put a new/different complexion on something v.
(bir şeye) yeni/farklı yorum katmak put a new/different complexion on something v.
(bir şeye) yeni/farklı bir yorum getirmek put a new/different complexion on something v.
(bir şeye) yeni bir anlam kazandırmak put a new/different complexion on something v.
yeni yeni (bir şeye) adım atmak dip (one's) toe into (something) v.
yeni bir şeye başlamak dip one's toes into v.
yeni bir yere taşınmak stick (one's) spoon in the wall v.
yeni bir eve taşınmak stick (one's) spoon in the wall v.
(bir şeyde) yeni alanlara geçmek/girmek make inroads (in/into something) v.
bir şeyde yeni bir alana geçmek/girmek make inroads into something v.
yeni bir alana geçmek/girmek make inroads into v.
yeni bir alanda ilerleme kaydetmek make inroads in/into something v.
yeni bir alanda yol almak/kat etmek make inroads in/into something v.
yeni bir soluk katmak/getirmek make all the difference (in the world) v.
yeni bir ilişkiye açık olmak be on the market v.
yeni bir şeye başlamak put (one's) toe in the water v.
yeni bir dedikodu olmak be hot off the press v.
-e/için yeni bir haber/bilgi olmak be news to v.
birine/biri için yeni bir haber/bilgi olmak be news to someone v.
yeni bir girişimi başlatmak blaze a trail v.
yeni bir yol açmak/bulmak blaze a trail v.
yeni bir girişimi başlatmak blaze the trail v.
yeni bir yol açmak/bulmak blaze the trail v.
yeni bir adım atmak break fresh/new ground v.
yeni bir şey yapmak break fresh/new ground v.
yeni bir projeye başlamak break ground v.
(bir şeye) yeni/taze bir soluk getirmek breathe (new) life into (something) v.
yeni bir sayfa açmak have a clean slate v.
yeni bir başlangıç yapmak have a clean slate v.
yeni bir sayfa açmak start with a clean slate v.
yeni bir başlangıç yapmak start with a clean slate v.
yeni bir şeye başlamak dip a toe in the water [uk] v.
yeni bir şeye başlamak dip one's toe in the water [uk] v.
(bir şeyi) yeni hale getirmek give (something) a face-lift v.
yeni bir duruma alışmak find feet v.
yeni bir duruma alışmak find your feet v.
kendine yeni bir iş bakmak/aramak get on your bike [uk] v.
(birine) yeni bir imaj/görünüm kazandırmak give (one) a makeover v.
birinin hayatına yeni bir soluk getirmek give a new lease of life v.
birinin hayatına yeni bir soluk/heyecan/yaşama nedeni getirmek give a new lease of life v.
(bir şey) olduğunda (başka bir şey) daha yeni/henüz bitmiş/olmuş olmak no sooner (do something) than (do something else) v.
(birini/bir şeyi) yeni bir perspektifle görmek/algılamak see (someone or something) in a new light v.
yeni bir yere yerleşmek set up home v.
yeni bir yere yerleşmek set up house v.
(bir anlaşma, mevzuat, sözleşme daha yeni/henüz yapılmış olmak the ink isn't dry (on something) v.
bir şeyde yeni new to the game adj.
bir şeye7işe yeni başlamış new to the game adj.
bir ülkeye yeni ayak basmış kişi off the boat adj.
herhangi bir şey (yeni olması şartdeğil) any old thing expr.
bir ilişkiden çıkıp yeni insanlarla görüşen in circulation expr.
(bir ilişkiden çıkıp) yeni ilişkiye açık in circulation expr.
bir ilişkiden çıkıp yeni insanlarla görüşen in circulation expr.
(bir ilişkiden çıkıp) yeni ilişkiye açık in circulation expr.
yeni bir şey değil it's the same old rigmarole expr.
yeni bir soluk/nefes (gibi) (like) a breath of fresh air expr.
artık yeni bir yönetim/yönetici var there's a new sheriff in town expr.
Speaking
beni yeni bir yerlere götür take me somewhere new expr.
bugün senin için yeni bir gün this is a new day for you expr.
bugün sizin için yeni bir gün this is a new day for you expr.
bu yeni bir şey değil it's nothing new expr.
beni yeni bir yere götür take me somewhere new expr.
burada yeni bir şeyler yok there's nothing new here expr.
dün yeni bir ev aldım I bought a new house yesterday expr.
hayatında yeni bir başlangıç için asla çok geç değil it's never too late for a new beginning in your life expr.
hayatında yeni bir başlangıç yapmak için asla çok geç değil it's never too late for a new beginning in your life expr.
git kendine yeni bir elbise al get yourself a new dress expr.
sanırım yeni bir öğrencisin I take it you are a new student expr.
paraya kıyıp kendime yeni bir elbise aldım I treated myself to a new dress expr.
sanırım yeni bir öğrencisiniz I take it you are a new student expr.
yeni bir yer buluncaya kadar until i find a new place expr.
zannederim yeni bir öğrencisin I take it you are a new student expr.
zannederim yeni bir öğrencisiniz I take it you are a new student expr.
yeni bir şey söyle so what else is new expr.
yeni bir daireye taşınıyorum I'm moving into a new flat expr.
yeni bir planım var I have a new plan expr.