|
Kategorie |
Türkisch |
Englisch |
|
General |
|
1 |
General |
yeni bir eve taşınmanın kutlanışı |
housewarming n.
|
|
2 |
General |
yeni bir soluk |
a breath of fresh air n.
|
|
3 |
General |
yeni bir tiyatro oyununun ilk temsili |
premier n.
|
|
4 |
General |
yeni bir ülkeye yerleşme |
resettlement n.
|
|
5 |
General |
yeni zelandalı bir kuş türü |
wrybill n.
|
|
6 |
General |
avustralya ve yeni zelanda’da yaşayan bir tür kabuklu |
pipi n.
|
|
7 |
General |
yeni zeland adalarına özgü büyük bir çam türü |
kauri n.
|
|
8 |
General |
herhangi bir şeye yeni başlayan kimse |
neophyte n.
|
|
9 |
General |
bir dini gruba yeni girmiş kimse |
neophyte n.
|
|
10 |
General |
(özellikle tanrıbilimde) yeni bir öğretiyi benimseyen kimse |
neologist n.
|
|
11 |
General |
bir işe yeni başlayan kimse |
novice n.
|
|
12 |
General |
yeni bir başlangıç |
new beginning n.
|
|
13 |
General |
yeni bir başlangıç |
opportunity to start over n.
|
|
14 |
General |
yeni bir başlangıç |
new chance n.
|
|
15 |
General |
yeni bir başlangıç |
fresh start n.
|
|
16 |
General |
yeni bir başlangıç |
clean slate n.
|
|
17 |
General |
yeni bir coğrafya |
a new geography n.
|
|
18 |
General |
bir hayvan veya bitkinin yeni bir yere uyum sağlayarak orayı yurt edinmesi |
denizenship n.
|
|
19 |
General |
(hayatta) yeni bir çığır açan deneyim |
a life changing experience n.
|
|
20 |
General |
yeni bir soluk |
a new breath n.
|
|
|
21 |
General |
yeni bir bağlama yerleştirme |
entextualization n.
|
|
22 |
General |
yeni bir başlangıç |
a new beginning n.
|
|
23 |
General |
yeni bir gerçekçilik anlayışı |
a new sense of realism n.
|
|
24 |
General |
yeni bir ilme başlangıç |
propaedeutics n.
|
|
25 |
General |
yeni bir ilme başlangıç |
propaedeutic n.
|
|
26 |
General |
yeni bir çevre |
a new environment n.
|
|
27 |
General |
bir çift yeni ayakkabı |
a pair of new shoes n.
|
|
28 |
General |
bir nesneyi nitelemek için kullanılan sözcüğün bazı nedenlerden ötürü o nesnenin özelliklerini tanımlamaya yetmemesi sonucunda (çoğunlukla eski sözcüğün başına bir niteleyici ifade getirilerek) oluşturulmuş yeni kelime |
retronym n.
|
|
29 |
General |
farklı malzemeleri bir araya getirip yeni bir şey ortaya çıkaran kimse |
bricoleur n.
|
|
30 |
General |
herhangi bir aktiviteye yeni başlayan, herhangi bir aktivitenin acemisi olan kimse |
newbie n.
|
|
31 |
General |
belli şekilleri, yeni bir alana, eski görünümlerini bozmayacak şekilde, yeniden yerleştirme işlemi |
layout n.
|
|
32 |
General |
yeni bir çalışma |
a new study n.
|
|
33 |
General |
bir çeşit yeni zelanda armudu |
taylor's gold n.
|
|
34 |
General |
oyuncuya yeni bir rol daha verme |
recast n.
|
|
35 |
General |
bir şeyin yeni biçimlendirilmiş hali |
recast n.
|
|
36 |
General |
yeni bir kullanımını bulma |
rediscovery n.
|
|
37 |
General |
(hayvana) yeni bir yuva bulma |
re-homing n.
|
|
38 |
General |
yeni bir ekipmana alışmak için yapılan eylemler |
checkout n.
|
|
39 |
General |
bir şeyi tamamen yeni versiyonu ile değiştirme |
reinvention n.
|
|
40 |
General |
bir yere yeni gelen kimse |
newcome n.
|
|
|
41 |
General |
bir yere yeni varan kimse |
newcome n.
|
|
42 |
General |
bir yere yeni gelen veya varan şey |
newcome n.
|
|
43 |
General |
yeni bir dalganın üyesi olan kimse |
newwaver n.
|
|
44 |
General |
yeni güney galler sanat galerisi mütevelli heyetinin 1921'den beri verdiği bir ödül |
archibald prize [australia] n.
|
|
45 |
General |
yeni bir şeye başlama |
entry n.
|
|
46 |
General |
(tarihte) yeni ve önemli bir devrin başlangıcı |
epoch n.
|
|
47 |
General |
yeni bir şeyi tanıtma |
ushering in n.
|
|
48 |
General |
yeni bir şeyi müjdeleme |
ushering in n.
|
|
49 |
General |
yeni elde edilmiş kaynakları daha önceki bir açığı kapatmak için kullanmak |
lap n.
|
|
50 |
General |
yeni zelanda'ya özgü, uzun siyah gövdeli yenilebilir bir eğrelti ağacı |
mamaku n.
|
|
51 |
General |
yeni zelanda'ya özgü, uzun siyah gövdeli yenilebilir bir eğrelti ağacı |
mamako n.
|
|
52 |
General |
yeni zelanda'ya özgü, uzun siyah gövdeli yenilebilir bir eğrelti ağacı |
mamakau n.
|
|
53 |
General |
yeni zelanda'ya özgü, uzun siyah gövdeli yenilebilir bir eğrelti ağacı |
black tree fern n.
|
|
54 |
General |
yeni zelanda'ya özgü, uzun siyah gövdeli yenilebilir bir eğrelti ağacı |
cyathea medullaris n.
|
|
55 |
General |
içinden yeni bir şey türeyen, oluşan veya gelişen şey |
matrix n.
|
|
56 |
General |
geçmişi veya herhangi bir şeye dayalı olmayıp tamamen yeni yapılmış şey |
whole cloth n.
|
|
57 |
General |
yeni basılmış madeni para üzerinde görülen ağdamsı veya tozumsu bir tabaka |
bloom n.
|
|
58 |
General |
yeni ayın tarihini ayarlamak için her 134 yılda bir artık yıla ait günü ortadan kaldırma uygulaması |
metemptosis n.
|
|
59 |
General |
yayınevinin yeni ya da mevcut kitaplardan oluşturduğu listenin bir kısmı |
midlist n.
|
|
60 |
General |
papua yeni gine'nin sandaun eyaletinde yaşayan bir etnik grup |
min n.
|
|
61 |
General |
yeni zelanda'ya özgü çok yıllık bir bitki |
mountain flax n.
|
|
62 |
General |
bir grubun veya organizasyonun yeni fikirleri, becerileri ile onu daha verimli kılan üyeleri |
fresh blood n.
|
|
63 |
General |
yeni yılın başlangıcı için kutlanılan bir kızılderili festivali |
busk n.
|
|
64 |
General |
yeni gine'nin yüksek kesimlerinde yaşayan bir halkın üyesi |
dani n.
|
|
65 |
General |
yeni zelanda'da süs olarak kullanılan bir tür yeşim taşı |
greenstone n.
|
|
66 |
General |
hindistan'a yeni gelen bir ingiliz olma |
griffinism n.
|
|
67 |
General |
papua yeni gine'de kullanılan bir tür toprak fırın |
mumu n.
|
|
68 |
General |
(yeni bir yere) akın etme |
rush n.
|
|
69 |
General |
yeni bir fikir, kavram, teknoloji veya ideolojinin gücü |
impact n.
|
|
70 |
General |
yeni bir süreç |
a new process n.
|
|
71 |
General |
yeni bir yere toplu halde giriş |
invasion n.
|
|
72 |
General |
yeni bir çağın açılması |
dayspring n.
|
|
73 |
General |
yeni bir düzen başlangıcı |
dayspring n.
|
|
74 |
General |
yeni bir ürünün kullanım koşullarındaki performansını ölçen test |
field test n.
|
|
75 |
General |
yeni bir ürünün kullanım koşullarındaki performansını ölçen test |
field trial n.
|
|
76 |
General |
yeni bir deneyim veya etkinlikte rehberlik |
orientation n.
|
|
77 |
General |
yeni bir şeyi tanıtma |
origination n.
|
|
78 |
General |
içerisinden yeni bir grup çıkaran kuruluş |
parent n.
|
|
79 |
General |
avustralya, timor ve yeni gine'nin güneyine özgü ötücü bir kuş |
pewee [australia] n.
|
|
80 |
General |
yeni zelanda'da kurulmuş bir kadın ve çocuk sağlığı derneği |
plunket society n.
|
|
|
81 |
General |
yeni doğmuş bebeğin başını kaplayan amniyotik kesenin bir bölümü |
sillyhow [scotland] n.
|
|
82 |
General |
bir serinin (film, kitap, video oyunu) yeni bölümü
|
new installment n.
|
|
83 |
General |
(geminin dengelenmesi amacıyla) eski kargolar indirilmeden yeni kargoların kabulü için gümrük tarafından verilen bir izin |
stiffening order n.
|
|
84 |
General |
özgün bir konseptten doğan yeni konsept |
superstructure n.
|
|
85 |
General |
farklı bir oluşumun üzerine gelen yeni oluşum |
superstructure n.
|
|
86 |
General |
yayımlamak (yeni bir şeyi) |
bring out v.
|
|
87 |
General |
ağaçların gövdelerinde çentikler açarak yeni bir yolun geçiş yerini işaretlemek |
blaze a trail v.
|
|
88 |
General |
yerini almak (yeni bir şey eski bir şeyin) |
supersede v.
|
|
89 |
General |
eski bir giysiden yeni bir şey yapmak |
cut down a piece of clothing into v.
|
|
90 |
General |
yerini almak (yeni bir şey eski bir şeyin) |
supplant v.
|
|
91 |
General |
yeni bir hayat vermek |
revivify v.
|
|
92 |
General |
yeni bir hayata başlamak |
turn over a new leaf v.
|
|
93 |
General |
yeni bir yol izlemek |
strike out v.
|
|
94 |
General |
yeni bir çağ açmak |
usher in a new age v.
|
|
95 |
General |
iptal etmek (yeni bir emir ile önceki emri) |
countermand v.
|
|
96 |
General |
yeni bir şişe şaraba başlamak |
start on a new bottle of wine v.
|
|
97 |
General |
asıl faaliyetine devam ederken yeni bir faaliyete girmek |
branch out into v.
|
|
98 |
General |
yeni bir biçime sokmak |
recast v.
|
|
99 |
General |
yapmak (yeni bir şeyi) |
bring out v.
|
|
100 |
General |
yeni bir boyut katmak |
add a new dimension v.
|
|
101 |
General |
(bir bitki veya hayvanı) yeni iklime alıştırmak |
naturalize v.
|
|
102 |
General |
(bir bitki veya hayvanı) yeni iklime alıştırmak |
naturalise v.
|
|
103 |
General |
yeni bir yaşama kapılarını açmak |
start a new life v.
|
|
104 |
General |
yeni bir hayata başlamak |
start a new life v.
|
|
105 |
General |
yeni bir isim vermek |
rechristen v.
|
|
106 |
General |
yeni bir yön çizmeye karar vermek |
veer off in a new direction v.
|
|
107 |
General |
ilgelenecek yeni bir meşgale bulmak |
come to grip with v.
|
|
108 |
General |
yeni bir eve taşınmak |
move into a new house v.
|
|
109 |
General |
yeni bir işe başlamak |
enter upon a new career v.
|
|
110 |
General |
öldükten sonra yeni bir bedende diriltmek |
reincarnate v.
|
|
111 |
General |
yeni bir emirle öncekini geçersiz kılmak |
countermand v.
|
|
112 |
General |
yeni bir düzen vermek |
reorganize v.
|
|
113 |
General |
yeni bir anlayış geliştirmek |
develop a new understanding v.
|
|
114 |
General |
-e yeni bir biçim vermek |
remodel v.
|
|
115 |
General |
yeni bir biçime sokmak |
re-form v.
|
|
116 |
General |
yeni bir sürece girmek |
take yet another twist v.
|
|
117 |
General |
yeni bir sürece girmek |
take yet another turn v.
|
|
118 |
General |
yeni bir medeniyet kurmak |
create a new civilization v.
|
|
119 |
General |
yeni bir hobi edinmek |
take up a (new) hobby v.
|
|
120 |
General |
yeni bir hobi edinmek |
start a (new) hobby v.
|
|
121 |
General |
yeni bir anlam kazanmak |
take on a new meaning v.
|
|
122 |
General |
yeni bir imaj kazandırmak |
give a new image to v.
|
|
123 |
General |
yeni bir hesap açmak |
create a new account v.
|
|
124 |
General |
yeni bir şeyler denemek |
try something new v.
|
|
125 |
General |
yeni bir iş bulmak |
find a new job v.
|
|
126 |
General |
yeni bir bakış açısı getirmek |
bring a new perspective v.
|
|
127 |
General |
farklı/yeni bir açıdan bakmak |
reframe v.
|
|
128 |
General |
yeni bir çerçeveye oturtmak |
reframe v.
|
|
129 |
General |
yeni bir şey üzerinde çalışmak |
work on something new v.
|
|
130 |
General |
yeni bir albüm üzerinde çalışmak |
work on a new album v.
|
|
131 |
General |
yeni kurulmuş bir araştırma biriminin başına getirilmek |
be put in charge of a newly-formed investigative unit v.
|
|
132 |
General |
yeni bir boyut getirmek |
bring a new dimension to v.
|
|
133 |
General |
yeni bir şirket kurmak |
incorporate a new company v.
|
|
134 |
General |
yeni bir şirket kurmak |
establish a new company v.
|
|
135 |
General |
yeni bir şirket kurmak |
found a new company v.
|
|
136 |
General |
yeni bir benlik bulmak |
gain/find a new identity v.
|
|
137 |
General |
yeni bir hamlenin ilk sinyallerini vermek |
give the first signs/signals of a new move v.
|
|
138 |
General |
yeni bir döneme işaret etmek |
mark a new period of v.
|
|
139 |
General |
yeni bir duruma alışmak |
get used to a new situation v.
|
|
140 |
General |
(yeni bir) duvar kağıdıyla kaplamak |
repaper v.
|
|
141 |
General |
yeni bir şehre taşınmak |
move to a new city v.
|
|
142 |
General |
yeni bir söylem geliştirmek |
develop a new discourse v.
|
|
143 |
General |
yeni bir plan önerisinde bulunmak |
propose a new plan v.
|
|
144 |
General |
yeni bir plan sunmak |
propose a new plan v.
|
|
145 |
General |
yeni doğmuş bir bebek gibi ağlamak |
cry like a new born baby v.
|
|
146 |
General |
bir ilişkiden yeni çıkmak |
just get out of a relationship v.
|
|
147 |
General |
(yeni başlanan bir işte) deneyim eksikliği hissetmek |
feel out of depth v.
|
|
148 |
General |
yeni bir imaj vermek |
give a new image to v.
|
|
149 |
General |
yeni bir düzen vermek |
reorganise v.
|
|
150 |
General |
yeni bir kültüre uyum sağlamak |
acculture v.
|
|
151 |
General |
yeni bir rekor kırmak |
set a new record v.
|
|
152 |
General |
yeni bir rekor kırmak |
break a new record v.
|
|
153 |
General |
yeni bir yer keşfetmek |
explore a new place v.
|
|
154 |
General |
yeni bir yol izlemek |
follow a new path v.
|
|
155 |
General |
yeni bir eve taşınmak |
move to a new apartment v.
|
|
156 |
General |
yeni bir daireye taşınmak |
move to a new apartment v.
|
|
157 |
General |
yeni bir görev belirlemek |
retask v.
|
|
158 |
General |
yeni bir telefon almak |
buy a new phone v.
|
|
159 |
General |
de yeni bir dönemi başlatmak |
usher in a new era of v.
|
|
160 |
General |
(kitaplığa/kütüphaneye) yeni bir kitap/eser eklemek |
accession v.
|
|
161 |
General |
bir orman yangınını söndürmek için ters yönden yeni bir yangın başlatmak |
backfire v.
|
|
162 |
General |
yeni bir açıdan ele almak |
readress v.
|
|
163 |
General |
oyuncuya yeni bir rol daha vermek |
recast v.
|
|
164 |
General |
yeni bir renge boyamak |
recolour v.
|
|
165 |
General |
yeni bir renge boyamak |
recolor v.
|
|
166 |
General |
konuyu yeni bir bağlamda ele almak |
recontextualise v.
|
|
167 |
General |
konuyu yeni bir bağlamda ele almak |
recontextualize v.
|
|
168 |
General |
yeni bir kullanımını bulmak |
rediscover v.
|
|
169 |
General |
(hayvana) yeni bir yuva bulmak |
rehome v.
|
|
170 |
General |
(hayvana) yeni bir yuva bulmak |
re-home v.
|
|
171 |
General |
yeni hisse senedi çıkararak bir şirketin sermaye stokunu artırmak |
water stock v.
|
|
172 |
General |
(bir şeye) yeni enerji vermek |
jumpstart v.
|
|
173 |
General |
(bir şeye) yeni enerji vermek |
jump-start v.
|
|
174 |
General |
çatışmada yeni bir silah kullanmak |
blood v.
|
|
175 |
General |
(yeni bir şey şerefine) ziyafet vermek |
hansel v.
|
|
176 |
General |
yeni bir yöne doğru yüzmek (balina) |
mill v.
|
|
177 |
General |
yeni bir enerji kazandırmak |
renerve v.
|
|
178 |
General |
yeni bir enerji getirmek |
renovate v.
|
|
179 |
General |
yeni bir yere yerleştirmek |
reposition v.
|
|
180 |
General |
bilgi edinmek veya yeni bir şey fark etmek için dikkatle elden geçirmek |
glean v.
|
|
181 |
General |
her zamanki yoldan gitmek yerine yeni bir yol yaratmak |
detour v.
|
|
182 |
General |
yeni bir şey ortaya koymak |
ideate v.
|
|
183 |
General |
başka alan koduyla aynı bölge sınırlarına sahip yeni bir alan kodu oluşturmak |
overlay v.
|
|
184 |
General |
(ayakkabı, bot) yeni bir topuk yerleştirmek |
reheel v.
|
|
185 |
General |
oturacak yeni bir yer vermek |
seat v.
|
|
186 |
General |
(yeni bir ülke, isim vb.) benimsemek |
adopt v.
|
|
187 |
General |
gelişip yeni bir organizmaya dönüşebilecek (tohum/yumurta) |
viable adj.
|
|
188 |
General |
bir alanda/faaliyette yeni |
initiate adj.
|
|
189 |
General |
farklı ve yeni bir formda sunulan |
redux adj.
|
|
190 |
General |
yeni bir girişim başlatan |
groundbreaking adj.
|
|
191 |
General |
yeni ve yaratıcı bir iş ile ilişkili |
pioneering adj.
|
|
192 |
General |
yeni ve yaratıcı bir iş içeren |
pioneering adj.
|
|
193 |
General |
yeni ve yaratıcı bir iş üreten |
pioneering adj.
|
|
194 |
General |
(yeni bir gemi veya uçağın) gerçek koşullarda test edilmesi için tasarlanan |
shakedown adj.
|
|
195 |
General |
yeni bir girişimi hayata geçiren |
startup adj.
|
|
196 |
General |
yeni bir girişime yapılan (yatırım) |
startup adj.
|
|
197 |
General |
yeni bir girişime ait |
start-up adj.
|
|
198 |
General |
yeni bir girişim ile ilgili |
start-up adj.
|
|
199 |
General |
yeni bir biçimde |
virginally adv.
|
|
200 |
General |
yeni bir duyuruya kadar |
till further notice adv.
|
|
201 |
General |
yeni başlamış bir halde |
inchoately adv.
|
|
202 |
General |
yeni başlamış bir biçimde |
inchoatively adv.
|
|
203 |
General |
yeni başlamış bir şekilde |
incipiently adv.
|
|
204 |
General |
yeni bir bildiriye kadar |
until further notice adv.
|
|
205 |
General |
yeni bir talimat verilene kadar |
till further notice adv.
|
|
206 |
General |
yeni bir emre kadar |
until further order adv.
|
|
207 |
General |
yeni bir ihbara kadar |
until further notice adv.
|
|
208 |
General |
yeni bir talimata kadar |
until further order adv.
|
|
209 |
General |
yeni bir biçimde |
anew adv.
|
|
210 |
General |
yeni bir biçimde |
newly adv.
|
|
211 |
General |
yeni bir çağın eşiğinde |
on the cusp of a new era adv.
|
|
212 |
General |
(tarihte yeni bir dönemin) başlarında/ortaya çıkarken |
at the dawn of adv.
|
|
213 |
General |
yeni bir tarzda |
novelly adv.
|
|
214 |
General |
yeni çıkmış bir şekilde |
newfangly adv.
|
|
215 |
General |
ağaca dikkat! (çevredekilere yeni kesilen bir ağacın düşeceğini haber vermek için söylenir) |
timber! interj.
|
|
216 |
General |
yeni bir şey yok |
nothing new interj.
|
|
217 |
General |
yeni anlamını veren bir ön ek |
fresh- pref.
|
|
Phrasals |
|
218 |
Phrasals |
yeni bir başlangıç yapmak |
hark back v.
|
|
219 |
Phrasals |
(yeni ürünü) bir süre kullanarak sertliğini gidermek |
break in v.
|
|
220 |
Phrasals |
bir kursta/toplantıda yeni bir şey öğrenmek |
bring away v.
|
|
221 |
Phrasals |
bir kursta/toplantıda yeni bir şey öğrenmek |
bring something away v.
|
|
222 |
Phrasals |
bir kursta/toplantıda yeni bir şey öğrenmek |
bring something away v.
|
|
223 |
Phrasals |
yeni bir albümü vs. piyasaya çıkarmak/sürmek |
come out v.
|
|
224 |
Phrasals |
yeni bir albüm vs. çıkarmak |
come out v.
|
|
225 |
Phrasals |
(birini veya bir hayvanı) yeni bir ortama/çevreye/iklime alıştırmak |
acclimate (someone or an animal) to something v.
|
|
226 |
Phrasals |
(birini veya bir hayvanı) yeni bir ortama/çevreye/iklime alıştırmak |
acclimatize (someone or an animal) to something v.
|
|
227 |
Phrasals |
düzgün çalıştığını doğrulamak için belirli bir süre için yeni bir elektronik ekipman parçası kullanmak |
burn in v.
|
|
228 |
Phrasals |
düzgün çalıştığını doğrulamak için belirli bir süre için yeni bir elektronik ekipman parçası kullanmak |
burn into v.
|
|
229 |
Phrasals |
yeni bir şey ile ilgili birinin görüşlerine başvurmak |
try something on with someone v.
|
|
230 |
Phrasals |
var olan bir kaydın üzerine yeni bir kayıt eklemek/ekleme yapmak |
dub in v.
|
|
231 |
Phrasals |
var olan bir kaydın üzerine yeni bir kayıt eklemek/ekleme yapmak |
dub over v.
|
|
232 |
Phrasals |
(birinden/bir şeyden) yeni (birine/bir şeye) dönüşmek |
develop from (someone or something) into (someone or something) v.
|
|
233 |
Phrasals |
işleri yeni bir yere taşımak |
haul off v.
|
|
234 |
Phrasals |
işleri yeni bir yere taşımak |
haul out v.
|
|
235 |
Phrasals |
oyuncuya yeni bir rol daha vermek |
recast in (something) v.
|
|
236 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi yeni bir şeye/yere) yerleştirmek |
relocate (someone or something) in (something or some place) v.
|
|
237 |
Phrasals |
yeni bir işe geçmek |
roll onto (someone or something) v.
|
|
238 |
Phrasals |
yeni bir yöne doğru ilerlemek |
strike off v.
|
|
239 |
Phrasals |
yeni bir şeye başlamak |
take up v.
|
|
240 |
Phrasals |
yeni bir şey edinmek |
take up v.
|
|
241 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi) yeni bir şekle sokmak |
repose in (someone or something) v.
|
|
242 |
Phrasals |
yeni (bir şeye/alana) başlamak |
move in (to something) v.
|
|
243 |
Phrasals |
yeni bir şey elde etmek/bir şeyi değiştirmek için iki veya daha fazla farklı şeyi birleştirmek |
splice together v.
|
|
244 |
Phrasals |
yeni bir şey elde etmek/bir şeyi değiştirmek için iki veya daha fazla farklı şeyi birbirine eklemek |
splice together v.
|
|
245 |
Phrasals |
yeni bir şey elde etmek/bir şeyi değiştirmek için iki veya daha fazla farklı şeyi bir araya getirmek |
splice together v.
|
|
246 |
Phrasals |
eski bir şeyi yeni bir şey ile birleştirmek |
vamp up v.
|
|
247 |
Phrasals |
bir şeyi kaldırıp yerine yeni bir şey koymak |
swap out v.
|
|
248 |
Phrasals |
iki farklı kaydın/türün birleşiminden yeni bir müzik yaratmak |
mash up (something) v.
|
|
249 |
Phrasals |
iki farklı türü/kaydı bir araya getirip yeni bir müzik yaratmak |
mash up (something) v.
|
|
250 |
Phrasals |
yeni bir otama/farklı kurallara veya beklentilere uyum sağlamak |
accommodate (oneself) to (something) v.
|
|
251 |
Phrasals |
yeni bir otamı/farklı kuralları veya beklentileri benimsemek |
accommodate (oneself) to (something) v.
|
|
252 |
Phrasals |
yeni bir nefes/soluk getirmek |
breathe into v.
|
|
253 |
Phrasals |
yeni bir işte deneyim kazanmak |
break in v.
|
|
254 |
Phrasals |
(yeni/farklı birine/bir şeye) dönüşmek |
develop into (someone or something) v.
|
|
255 |
Phrasals |
(yeni/farklı biri/bir şey) haline gelmek |
develop into (someone or something) v.
|
|
256 |
Phrasals |
(birinden/bir şeyden yeni birine/bir şeye) dönüşmek |
develop into (someone or something) from (someone or something) v.
|
|
257 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi) yeni kısıtlamalardan, uygulamalardan muaf tutmak |
grandfather (someone or something) v.
|
|
258 |
Phrasals |
oyuncuya yeni bir rol daha vermek |
recast in v.
|
|
259 |
Phrasals |
(bir şeye) yeni üyeler aramak/bulmaya çalışmak |
recruit for (something) v.
|
|
260 |
Phrasals |
(bir şeyden/bir yerden) yeni üyeler aramak/bulmaya çalışmak |
recruit from (something or some place) v.
|
|
261 |
Phrasals |
(yeni bir şey üretimi) için fabrikanın ekipmanlarını yenilemek |
retool for (something) v.
|
|
262 |
Phrasals |
(yeni aldığı/sahip olduğu) bir şeyi satmak |
sell on v.
|
|
263 |
Phrasals |
yeni doğum yapmış bir koyunu daha iyi bir meraya götürmek |
shed out v.
|
|
264 |
Phrasals |
yeni (bir şeye) başlamak |
step out into (something) v.
|
|
265 |
Phrasals |
(bir durumdan/koşuldan) çıkıp (yeni bir duruma/koşula) geçmek |
step out of (something) (and) into (something) v.
|
|
266 |
Phrasals |
aradaki farkı ödeyip (eski bir şeyi yeni bir şeyle) takas etmek |
trade (something) in for (something) v.
|
|
267 |
Phrasals |
(bir şeyi) aradaki farkı ödeyip (yeni bir şeyle) değiştirmek |
trade (something) in on (something) v.
|
|
268 |
Phrasals |
aradaki farkı ödeyip (eski bir şeyi yeni bir şeyle) takas etmek |
trade (something) in on (something) v.
|
|
269 |
Phrasals |
(yeni bir işe/yere) geçmek/taşınmak |
transfer to (something, or some place) v.
|
|
Phrases |
|
270 |
Phrases |
her gün yeni bir şans |
every day is a new chance n.
|
|
271 |
Phrases |
her son yeni bir başlangıçtır |
every end is a new beginning expr.
|
|
272 |
Phrases |
yeni bir deneyim için |
for a new experience expr.
|
|
273 |
Phrases |
yeni bir deneyim için |
for a new experince expr.
|
|
274 |
Phrases |
yeni bir ifadeyle |
to coin a phrase expr.
|
|
Proverb |
|
275 |
Proverb |
bir işe yeni başlayan kimse kendini kabul ettirmek için elinden geleni yapar |
a new broom sweeps clean
|
|
276 |
Proverb |
bir işe yeni başlayan kimse kendini kabul ettirmek için elinden geleni yapar |
new brooms sweep clean
|
|
277 |
Proverb |
değişiklik yapmak yeni bir soluk getirir |
a change is as good as a rest
|
|
278 |
Proverb |
her gün yeni bir şey öğrenirsin |
you learn something new every day [cliché]
|
|
Colloquial |
|
279 |
Colloquial |
akla yeni gelen, taze bir fikir, şarkı veya şaka |
newie n.
|
|
280 |
Colloquial |
yeni bir soluk |
a shot in the arm n.
|
|
281 |
Colloquial |
beyazların başka kültürde zaten var olan bir şeyi yeni keşfetmiş gibi yapması |
columbusing n.
|
|
282 |
Colloquial |
yaşamda yeni bir soluk |
a new lease on life n.
|
|
283 |
Colloquial |
yaşamda yeni bir başlangıç |
a new lease of n.
|
|
284 |
Colloquial |
yeni bir gelir kaynağı |
a new income source n.
|
|
285 |
Colloquial |
yeni bir yaşama şansı |
new lease on life n.
|
|
286 |
Colloquial |
yaşamda yeni bir soluk |
a new lease of n.
|
|
287 |
Colloquial |
yeni bir yer |
a new place n.
|
|
288 |
Colloquial |
(birinin hayatında) yeni bir adım |
a new lease of n.
|
|
289 |
Colloquial |
(birinin hayatında) yeni bir adım |
a new lease on life n.
|
|
290 |
Colloquial |
hayatta yeni bir 10 yılın başlangıcı olan yaşlar (20, 30, 40 gibi) |
the big (number)-o n.
|
|
291 |
Colloquial |
hayatta yeni bir 10 yılın başlangıcı olan yaşlar (20, 30, 40 gibi) |
the big-o n.
|
|
292 |
Colloquial |
bir işte/grupta yeni olmayan kimse |
oldbie n.
|
|
293 |
Colloquial |
kişinin, halihazırda bir ilişki içinde olsa da yeni bir ilişki arayışında olması |
monkey branching n.
|
|
294 |
Colloquial |
bir ülkeye yeni yerleşen kimse |
greenhorn n.
|
|
295 |
Colloquial |
yeni bir şey |
new one n.
|
|
296 |
Colloquial |
yeni bir bilgi |
new one n.
|
|
297 |
Colloquial |
yeni veya bilinmeyen bir şey yapmaya başlamak |
dip one's toes in v.
|
|
298 |
Colloquial |
yeni bir çevreye uyum sağlama zorluğu yaşamak |
have trouble adapting to a new environment v.
|
|
299 |
Colloquial |
yeni bir aracı denemek/test etmek |
shake down v.
|
|
300 |
Colloquial |
yeni bir makineyi denemek/test etmek |
shake down v.
|
|
301 |
Colloquial |
bilgisayarda "yeni" tuşuna basarak yeni bir dosya oluşturmak |
new up v.
|
|
302 |
Colloquial |
bilgisayarda yeni bir dosya olarak kaydetmek |
new up v.
|
|
303 |
Colloquial |
(biri) için yeni bir haber |
(it's) news to (one) expr.
|
|
304 |
Colloquial |
(benim için) yeni bir bilgi |
that's a new one (on me) expr.
|
|
305 |
Colloquial |
(benim için) yeni bir şey |
that's a new one (on me) expr.
|
|
306 |
Colloquial |
yeni bir şey değil |
it's the old story expr.
|
|
307 |
Colloquial |
bu yeni bir bilgi |
that's a new one expr.
|
|
Idioms |
|
308 |
Idioms |
yeni bir soluk |
a new slant n.
|
|
309 |
Idioms |
yeni bir boyut |
a new wrinkle n.
|
|
310 |
Idioms |
yeni bir çözüm |
new wrinkle n.
|
|
311 |
Idioms |
yeni bir hava |
a new slant n.
|
|
312 |
Idioms |
yeni bir bakış |
a new wrinkle n.
|
|
313 |
Idioms |
yeni bir çare |
new wrinkle n.
|
|
314 |
Idioms |
yeni bir yol |
new wrinkle n.
|
|
315 |
Idioms |
yeni bir fırsat |
a new lease of life [uk] n.
|
|
316 |
Idioms |
bir grubun ya da örgütün yeni üyeleri |
fresh blood n.
|
|
317 |
Idioms |
yeni bir soluk getiren/katan şey |
a variation on the theme of (something) n.
|
|
318 |
Idioms |
yeni bir hava katan şey |
a variation on the theme of (something) n.
|
|
319 |
Idioms |
yeni bir başlangıç |
a clean sheet n.
|
|
320 |
Idioms |
yeni bir çağa açılan kapı |
the door to a new age n.
|
|
321 |
Idioms |
yeni bir başlangıç |
a fresh start n.
|
|
322 |
Idioms |
yeni bir sayfa |
a clean slate n.
|
|
323 |
Idioms |
yeni bir başlangıç |
a clean slate n.
|
|
324 |
Idioms |
yeni bir sayfa |
a clean sheet n.
|
|
325 |
Idioms |
(bir bölgeye/mahalleye) yeni gelen/taşınan kimse |
new kid on the block n.
|
|
326 |
Idioms |
yeni bir günün şafağı |
dawn of a new day n.
|
|
327 |
Idioms |
yeni bir başlangıç |
dawn of a new day n.
|
|
328 |
Idioms |
yeni bir sayfa |
dawn of a new day n.
|
|
329 |
Idioms |
yeni bir günün şafağı |
dawn of a new day n.
|
|
330 |
Idioms |
yeni bir başlangıç |
dawn of a new day n.
|
|
331 |
Idioms |
yeni bir sayfa |
dawn of a new day n.
|
|
332 |
Idioms |
yeni bir alana geçme/girme |
inroad n.
|
|
333 |
Idioms |
yeni bir başlangıç |
a clean sheet/slate n.
|
|
334 |
Idioms |
yeni bir sayfa |
a clean sheet/slate n.
|
|
335 |
Idioms |
(tamamen) farklı/yeni bir durum |
a different/new ball game n.
|
|
336 |
Idioms |
(tamamen) farklı/yeni bir durum |
a (whole) different/new ball game n.
|
|
337 |
Idioms |
bir yere yeni gelmiş kimse |
a new kid on the block n.
|
|
338 |
Idioms |
bir yerde yeni kimse |
a new kid on the block n.
|
|
339 |
Idioms |
bir gruba yeni katılmış kimse |
a new kid on the block n.
|
|
340 |
Idioms |
bir grupta yeni kimse |
a new kid on the block n.
|
|
341 |
Idioms |
bir yere yeni taşınmış kimse |
a new kid on the block n.
|
|
342 |
Idioms |
yeni bir şey |
a new kid on the block n.
|
|
343 |
Idioms |
insanların hayatına yeni girmiş bir şey |
a new kid on the block n.
|
|
344 |
Idioms |
yeni bir soluk |
a new lease of life [uk] n.
|
|
345 |
Idioms |
yeni bir heyecan |
a new lease of life [uk] n.
|
|
346 |
Idioms |
yeni bir olanak |
a new lease of life [uk] n.
|
|
347 |
Idioms |
yeni bir şans |
a new lease of life [uk] n.
|
|
348 |
Idioms |
yeni bir bilgi |
a new one on n.
|
|
349 |
Idioms |
yeni bir şey |
a new one on n.
|
|
350 |
Idioms |
yeni/benzersiz bir bakış açısı |
a new slant n.
|
|
351 |
Idioms |
yeni/benzersiz bir yaklaşım |
a new slant n.
|
|
352 |
Idioms |
yeni bir soluk |
breath of fresh air n.
|
|
353 |
Idioms |
yeni bir çağın/dönemin başlangıcı |
new dawn n.
|
|
354 |
Idioms |
yeni bir devrin başlangıcı/doğuşu |
new dawn n.
|
|
355 |
Idioms |
yeni bir şey değil |
old story n.
|
|
356 |
Idioms |
bir filmin, televizyon şovunun yeni versiyonu |
soft reboot n.
|
|
357 |
Idioms |
yeni bir şey değil |
the same old rigmarole n.
|
|
358 |
Idioms |
hayata yeni bir anlam katmak |
get a new grip on life v.
|
|
359 |
Idioms |
sorunu çözmeye yönelik yeni bir bilgi bulmak |
catch a break v.
|
|
360 |
Idioms |
sorunu çözmeye yönelik yeni bir bilgi bulmak |
get a break v.
|
|
361 |
Idioms |
yeni bir nefes/soluk getirmek |
breathe into (something) v.
|
|
362 |
Idioms |
yeni bir nefes/soluk getirmek |
breathe something into something v.
|
|
363 |
Idioms |
(bir şeye) yeni bir yorum getirmek |
put a new complexion on (something) v.
|
|
364 |
Idioms |
(bir şeye) yeni bir anlam kazandırmak |
put a new complexion on (something) v.
|
|
365 |
Idioms |
(bir şeye) yeni bir yorum getirmek |
put a different complexion on (something) v.
|
|
366 |
Idioms |
(bir şeye) yeni bir anlam kazandırmak |
put a different complexion on (something) v.
|
|
367 |
Idioms |
yeni bir boyut getirmek |
add a new wrinkle v.
|
|
368 |
Idioms |
yeni bir bakış açısı kazandırmak |
add a new wrinkle v.
|
|
369 |
Idioms |
birinin hayatına yeni bir soluk/heyecan/yaşama nedeni getirmek |
give somebody a new lease of life v.
|
|
370 |
Idioms |
birinin hayatına yeni bir soluk/heyecan/yaşama nedeni getirmek |
give somebody a new lease on life v.
|
|
371 |
Idioms |
birinin hayatına yeni bir soluk getirmek |
give somebody a new lease of life v.
|
|
372 |
Idioms |
bir şeyde yeni olmak |
be new to the game v.
|
|
373 |
Idioms |
yeni bir soluk getirmek |
give a new impulse to v.
|
|
374 |
Idioms |
yeni bir kapı açmak |
open a new door into v.
|
|
375 |
Idioms |
yeni bir anlam/önem kazanmak |
take on a new significance v.
|
|
376 |
Idioms |
yeni bir sayfa açmak |
turn a new page v.
|
|
377 |
Idioms |
yeni öğrenmiş olduğu bir şeyi denemek |
trying out one's wings v.
|
|
378 |
Idioms |
yeni bir sayfa açmak |
turn over a new leaf v.
|
|
379 |
Idioms |
yeni veya farklı bir şey denemek |
have a stab at something v.
|
|
380 |
Idioms |
yeni bir soluk getirmek |
breathe new life into something v.
|
|
381 |
Idioms |
yeni bir şey bulmak |
break new ground v.
|
|
382 |
Idioms |
yeni bir başlangıç yapmak |
turn over a new leaf v.
|
|
383 |
Idioms |
yeni bir istikamete/doğrultuya girmek |
take a new turn v.
|
|
384 |
Idioms |
yeni bir şey ortaya çıkarmak |
break new ground v.
|
|
385 |
Idioms |
yeni bir dönemece girmek |
take a new turn v.
|
|
386 |
Idioms |
yeni bir adım atmak |
break new ground v.
|
|
387 |
Idioms |
yeni bir şey yapmak |
break new ground v.
|
|
388 |
Idioms |
yeni bir anlam/önem kazanmak |
take on a new meaning v.
|
|
389 |
Idioms |
yeni veya farklı bir şey denemek |
make a stab at something v.
|
|
390 |
Idioms |
(yeni bir şeyi) hiç yardım almadan denemek |
fly blind v.
|
|
391 |
Idioms |
yeni bir soluk katmak |
make all the difference v.
|
|
392 |
Idioms |
yeni bir şeyler öğrenmek |
learn the ropes v.
|
|
393 |
Idioms |
yeni bir başlangıç yapmak |
start off with a clean slate v.
|
|
394 |
Idioms |
yeni bir başlangıç yapmak |
make a fresh start v.
|
|
395 |
Idioms |
yeni bir işe uyum sağlamak/alışmak |
get one's feet under the table v.
|
|
396 |
Idioms |
yeni bir soluk getirmek |
give a shot in the arm v.
|
|
397 |
Idioms |
yaşamında yeni bir sayfa açmak |
turn over a new leaf v.
|
|
398 |
Idioms |
yeni bir şeye başlamak |
dip one's toe in the water v.
|
|
399 |
Idioms |
yeni bir başlangıç yapmak |
start over with a clean slate v.
|
|
400 |
Idioms |
yeni bir pencere açmak |
open a new window into v.
|
|
401 |
Idioms |
yeni bir soluk katmak |
bring a breath of fresh air v.
|
|
402 |
Idioms |
yeni bir hava vermek |
ring the changes v.
|
|
403 |
Idioms |
yeni/başka bir mecraya girmek |
take a new turn v.
|
|
404 |
Idioms |
yeni bir soluk getirmek |
bring a breath of fresh air v.
|
|
405 |
Idioms |
yeni bir sayfa açmak |
make a clean break v.
|
|
406 |
Idioms |
yeni bir soluk getirmek |
make all the difference v.
|
|
407 |
Idioms |
yeni bir duruma alışmak |
find one's feet v.
|
|
408 |
Idioms |
yeni ya da farklı bir biçime sokmak |
change over from (to) v.
|
|
409 |
Idioms |
yeni bir hayata yelken açmak |
turn the page to a new life v.
|
|
410 |
Idioms |
(bir şeyi) yeni bir gözle incelemek |
plumb new depths (of something) v.
|
|
411 |
Idioms |
(bir şeyin) yeni bir yüzüyle karşılaşmak |
plumb new depths (of something) v.
|
|
412 |
Idioms |
yeni bir durum içerisindeki yerini bulmak/anlamak |
find/get your bearings v.
|
|
413 |
Idioms |
yeni bir durum içerisindeki konumunu keşfetmek/çözmek |
find/get your bearings v.
|
|
414 |
Idioms |
yeni bir durum içerisinde konumunu tespit etmek |
find/get your bearings v.
|
|
415 |
Idioms |
yeni bir başlangıç yapma şansı olmak |
get a fresh start v.
|
|
416 |
Idioms |
yeni bir başlangıç yapmak |
get a fresh start v.
|
|
417 |
Idioms |
yeni bir başlangıç yapmak |
get off to a fresh start v.
|
|
418 |
Idioms |
yeni bir şeye başlamak |
get off to a fresh start v.
|
|
419 |
Idioms |
(birine) yeni bir başlangıç yapma şansı vermek/tanımak |
give (one) a fresh start v.
|
|
420 |
Idioms |
(birine) yeni bir şeye başlama şansı vermek |
give (one) a fresh start v.
|
|
421 |
Idioms |
yeni bir başlangıç yapma şansı olmak |
have a fresh start v.
|
|
422 |
Idioms |
yeni bir başlangıç yapmak |
have a fresh start v.
|
|
423 |
Idioms |
bir duruma göre yeni bir rota çizmek |
take it from there v.
|
|
424 |
Idioms |
(bir şeye) yeni bir görünüm kazandırmak |
put a new complexion on (something) v.
|
|
425 |
Idioms |
(bir şeye) yeni bir yorum katmak |
put a new complexion on (something) v.
|
|
426 |
Idioms |
(bir şeye) yeni/farklı bir görünüm kazandırmak |
put a new/different complexion on something v.
|
|
427 |
Idioms |
(bir şeye) yeni/farklı yorum katmak |
put a new/different complexion on something v.
|
|
428 |
Idioms |
(bir şeye) yeni/farklı bir yorum getirmek |
put a new/different complexion on something v.
|
|
429 |
Idioms |
(bir şeye) yeni bir anlam kazandırmak |
put a new/different complexion on something v.
|
|
430 |
Idioms |
yeni yeni (bir şeye) adım atmak |
dip (one's) toe into (something) v.
|
|
431 |
Idioms |
yeni bir şeye başlamak |
dip one's toes into v.
|
|
432 |
Idioms |
yeni bir yere taşınmak |
stick (one's) spoon in the wall v.
|
|
433 |
Idioms |
yeni bir eve taşınmak |
stick (one's) spoon in the wall v.
|
|
434 |
Idioms |
(bir şeyde) yeni alanlara geçmek/girmek |
make inroads (in/into something) v.
|
|
435 |
Idioms |
bir şeyde yeni bir alana geçmek/girmek |
make inroads into something v.
|
|
436 |
Idioms |
yeni bir alana geçmek/girmek |
make inroads into v.
|
|
437 |
Idioms |
yeni bir alanda ilerleme kaydetmek |
make inroads in/into something v.
|
|
438 |
Idioms |
yeni bir alanda yol almak/kat etmek |
make inroads in/into something v.
|
|
439 |
Idioms |
yeni bir soluk katmak/getirmek |
make all the difference (in the world) v.
|
|
440 |
Idioms |
yeni bir ilişkiye açık olmak |
be on the market v.
|
|
441 |
Idioms |
yeni bir şeye başlamak |
put (one's) toe in the water v.
|
|
442 |
Idioms |
yeni bir dedikodu olmak |
be hot off the press v.
|
|
443 |
Idioms |
-e/için yeni bir haber/bilgi olmak |
be news to v.
|
|
444 |
Idioms |
birine/biri için yeni bir haber/bilgi olmak |
be news to someone v.
|
|
445 |
Idioms |
yeni bir girişimi başlatmak |
blaze a trail v.
|
|
446 |
Idioms |
yeni bir yol açmak/bulmak |
blaze a trail v.
|
|
447 |
Idioms |
yeni bir girişimi başlatmak |
blaze the trail v.
|
|
448 |
Idioms |
yeni bir yol açmak/bulmak |
blaze the trail v.
|
|
449 |
Idioms |
yeni bir adım atmak |
break fresh/new ground v.
|
|
450 |
Idioms |
yeni bir şey yapmak |
break fresh/new ground v.
|
|
451 |
Idioms |
yeni bir projeye başlamak |
break ground v.
|
|
452 |
Idioms |
(bir şeye) yeni/taze bir soluk getirmek |
breathe (new) life into (something) v.
|
|
453 |
Idioms |
yeni bir sayfa açmak |
have a clean slate v.
|
|
454 |
Idioms |
yeni bir başlangıç yapmak |
have a clean slate v.
|
|
455 |
Idioms |
yeni bir sayfa açmak |
start with a clean slate v.
|
|
456 |
Idioms |
yeni bir başlangıç yapmak |
start with a clean slate v.
|
|
457 |
Idioms |
yeni bir şeye başlamak |
dip a toe in the water [uk] v.
|
|
458 |
Idioms |
yeni bir şeye başlamak |
dip one's toe in the water [uk] v.
|
|
459 |
Idioms |
(bir şeyi) yeni hale getirmek |
give (something) a face-lift v.
|
|
460 |
Idioms |
yeni bir duruma alışmak |
find feet v.
|
|
461 |
Idioms |
yeni bir duruma alışmak |
find your feet v.
|
|
462 |
Idioms |
kendine yeni bir iş bakmak/aramak |
get on your bike [uk] v.
|
|
463 |
Idioms |
(birine) yeni bir imaj/görünüm kazandırmak |
give (one) a makeover v.
|
|
464 |
Idioms |
birinin hayatına yeni bir soluk getirmek |
give a new lease of life v.
|
|
465 |
Idioms |
birinin hayatına yeni bir soluk/heyecan/yaşama nedeni getirmek |
give a new lease of life v.
|
|
466 |
Idioms |
(bir şey) olduğunda (başka bir şey) daha yeni/henüz bitmiş/olmuş olmak |
no sooner (do something) than (do something else) v.
|
|
467 |
Idioms |
(birini/bir şeyi) yeni bir perspektifle görmek/algılamak |
see (someone or something) in a new light v.
|
|
468 |
Idioms |
yeni bir yere yerleşmek |
set up home v.
|
|
469 |
Idioms |
yeni bir yere yerleşmek |
set up house v.
|
|
470 |
Idioms |
(bir anlaşma, mevzuat, sözleşme daha yeni/henüz yapılmış olmak |
the ink isn't dry (on something) v.
|
|
471 |
Idioms |
bir şeyde yeni |
new to the game adj.
|
|
472 |
Idioms |
bir şeye7işe yeni başlamış |
new to the game adj.
|
|
473 |
Idioms |
bir ülkeye yeni ayak basmış kişi |
off the boat adj.
|
|
474 |
Idioms |
herhangi bir şey (yeni olması şartdeğil) |
any old thing expr.
|
|
475 |
Idioms |
bir ilişkiden çıkıp yeni insanlarla görüşen |
in circulation expr.
|
|
476 |
Idioms |
(bir ilişkiden çıkıp) yeni ilişkiye açık |
in circulation expr.
|
|
477 |
Idioms |
bir ilişkiden çıkıp yeni insanlarla görüşen |
in circulation expr.
|
|
478 |
Idioms |
(bir ilişkiden çıkıp) yeni ilişkiye açık |
in circulation expr.
|
|
479 |
Idioms |
yeni bir şey değil |
it's the same old rigmarole expr.
|
|
480 |
Idioms |
yeni bir soluk/nefes (gibi) |
(like) a breath of fresh air expr.
|
|
481 |
Idioms |
artık yeni bir yönetim/yönetici var |
there's a new sheriff in town expr.
|
|
Speaking |
|
482 |
Speaking |
beni yeni bir yerlere götür |
take me somewhere new expr.
|
|
483 |
Speaking |
bugün senin için yeni bir gün |
this is a new day for you expr.
|
|
484 |
Speaking |
bugün sizin için yeni bir gün |
this is a new day for you expr.
|
|
485 |
Speaking |
bu yeni bir şey değil |
it's nothing new expr.
|
|
486 |
Speaking |
beni yeni bir yere götür |
take me somewhere new expr.
|
|
487 |
Speaking |
burada yeni bir şeyler yok |
there's nothing new here expr.
|
|
488 |
Speaking |
dün yeni bir ev aldım |
I bought a new house yesterday expr.
|
|
489 |
Speaking |
hayatında yeni bir başlangıç için asla çok geç değil |
it's never too late for a new beginning in your life expr.
|
|
490 |
Speaking |
hayatında yeni bir başlangıç yapmak için asla çok geç değil |
it's never too late for a new beginning in your life expr.
|
|
491 |
Speaking |
git kendine yeni bir elbise al |
get yourself a new dress expr.
|
|
492 |
Speaking |
sanırım yeni bir öğrencisin |
I take it you are a new student expr.
|
|
493 |
Speaking |
paraya kıyıp kendime yeni bir elbise aldım |
I treated myself to a new dress expr.
|
|
494 |
Speaking |
sanırım yeni bir öğrencisiniz |
I take it you are a new student expr.
|
|
495 |
Speaking |
yeni bir yer buluncaya kadar |
until i find a new place expr.
|
|
496 |
Speaking |
zannederim yeni bir öğrencisin |
I take it you are a new student expr.
|
|
497 |
Speaking |
zannederim yeni bir öğrencisiniz |
I take it you are a new student expr.
|
|
498 |
Speaking |
yeni bir şey söyle |
so what else is new expr.
|
|
499 |
Speaking |
yeni bir daireye taşınıyorum |
I'm moving into a new flat expr.
|
|
500 |
Speaking |
yeni bir planım var |
I have a new plan expr.
|
|