Türkisch - Englisch
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Englisch Synonyme
Synonyme
Über uns
Werkzeuge
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
Licht Ausschalten
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyme
Werkzeuge
Über uns
Quellen
Kontakt
Einloggen / Registrieren
EN-TR
Türkisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Spanisch - Englisch
Französisch - Englisch
Englisch Synonyme
Türkisch - Englisch
Französisch - Englisch
Spanisch - Englisch
Deutsch - Englisch
Verlauf
rush
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Bedeutungen von dem Begriff
"rush"
im Türkisch Englisch Wörterbuch : 112 Ergebniss(e)
Kategorie
Englisch
Türkisch
Common Usage
1
Common Usage
rush
n.
telaş
2
Common Usage
rush
n.
acele
3
Common Usage
rush
v.
acele etmek
4
Common Usage
rush
v.
telaş etmek
5
Common Usage
rush
v.
acele ettirmek
6
Common Usage
rush
v.
koşturmak
General
7
General
rush
n.
hız
8
General
rush
n.
hücum
9
General
rush
n.
hamle
10
General
rush
n.
saldırış
11
General
rush
n.
saldırma
12
General
rush
n.
kur
13
General
rush
n.
kofa
14
General
rush
n.
hasırotu
15
General
rush
n.
koşma
16
General
rush
n.
akın
17
General
rush
n.
sıçrama
18
General
rush
n.
atılma
19
General
rush
n.
acele etme
20
General
rush
n.
kızartı
21
General
rush
n.
önemsiz şey
22
General
rush
n.
koşuşturma
23
General
rush
n.
üşüşme
24
General
rush
n.
toplanma
25
General
rush
n.
saz
26
General
rush
n.
furya
27
General
rush
n.
rağbet
28
General
rush
n.
saldırı
29
General
rush
n.
istek
30
General
rush
n.
talep
31
General
rush
n.
koşuşturmaca
32
General
rush
n.
koşturmaca
33
General
rush
n.
yoğun arz
34
General
rush
n.
ani talep
35
General
rush
n.
(yeni bir yere) akın etme
36
General
rush
n.
istila etme
37
General
rush
n.
dolup taşma
38
General
rush
n.
altına hücum
39
General
rush
n.
(okulda veya üniversitede) sınıflar arası güç yarışı
40
General
rush
n.
sınıflar arası rekabet
41
General
rush
n.
(uyuşturucu etkisi ile) mest olma
42
General
rush
n.
(uyuşturucu etkisi ile) kendinden geçme
43
General
rush
n.
tatmin olma
44
General
rush
n.
coşkunluk hissi
45
General
rush
n.
enerjik his
46
General
rush
n.
kadının kur yapana karşılık vermesi
47
General
rush
n.
hafif kadın
48
General
rush
n.
hızla girmek
49
General
rush
n.
hücum etmek
50
General
rush
n.
üyelik zamanı
51
General
rush
v.
kur yapmak
52
General
rush
v.
sıkboğaz etmek
53
General
rush
v.
seğirtmek
54
General
rush
v.
yetiştirmek
55
General
rush
v.
koşturmak
56
General
rush
v.
hücum etmek
57
General
rush
v.
üstüne atılmak
58
General
rush
v.
aceleyle yapmak
59
General
rush
v.
acele ile göndermek
60
General
rush
v.
çabucak halletmek
61
General
rush
v.
sıkıştırmak
62
General
rush
v.
düşünmeden girişmek
63
General
rush
v.
akın yapmak
64
General
rush
v.
aceleye getirmek
65
General
rush
v.
atılmak
66
General
rush
v.
saldırmak
67
General
rush
v.
şiddetli esmek
68
General
rush
v.
püskürtmek
69
General
rush
v.
hızlı akmak
70
General
rush
v.
asılmak
71
General
rush
v.
hızla akmak
72
General
rush
v.
koşmak
73
General
rush
v.
koşuşturmak
74
General
rush
v.
üstüne çullanmak
75
General
rush
v.
aşıkmak
76
General
rush
v.
birden yükselmek
77
General
rush
v.
birden baskın hale gelmek
78
General
rush
v.
(amerikan futbolu) topla koşmak
79
General
rush
v.
aceleyle göndermek
80
General
rush
v.
püskürmek
81
General
rush
adj.
alacalı
82
General
rush
adj.
telaşlı
83
General
rush
adj.
aceleci
84
General
rush
adj.
ivedi
85
General
rush
adj.
(kızlara özgü) üyesi olunan sosyal grup faaliyetleri ile ilgili
86
General
rush
adj.
maksimum harekette
87
General
rush
adj.
aşırı hareketli
Colloquial
88
Colloquial
rush
n.
yoğun keyif/zevk (özellikle uyuşturucu vs gibi uyarıcı maddelerin yarattığı etki sonucunda)
Trade/Economic
89
Trade/Economic
rush
v.
seğirtmek
Technical
90
Technical
rush
v.
koşmak
Botanic
91
Botanic
rush
n.
sazak
92
Botanic
rush
n.
juncus ve scirpus cinsi bitki
93
Botanic
rush
n.
hasırotuna benzer bitki
94
Botanic
rush
n.
saza benzer bitki
95
Botanic
rush
n.
kamış
96
Botanic
rush
n.
kıfa
Education
97
Education
rush
n.
(yunan kültüründe) üniversitede kızlar birliğine katılma
Geography
98
Geography
rush
n.
new york eyaletinde yerleşim yeri
99
Geography
rush
n.
irlanda'da yerleşim yeri
Sport
100
Sport
rush
n.
(futbol) top sürme
101
Sport
rush
n.
hücum oyunu
102
Sport
rush
n.
şut atan veya pas veren oyuncuyu geçme
103
Sport
rush
n.
(buz hokeyi) paka hakim takımın hücumu
104
Sport
rush
v.
top tutuculuk yapmak
105
Sport
rush
v.
top tutucu pozisyonunda oynamak
106
Sport
rush
v.
topu fırlatmak
107
Sport
rush
v.
top sürmek
108
Sport
rush
v.
topu ilerletmek
109
Sport
rush
v.
savunma yapmak
Cinema
110
Cinema
rush
n.
günlük
111
Cinema
rush
n.
günlük iş kopyası
112
Cinema
rush
n.
yönetmen veya yapımcının çekimlerin değerlendirilmesi için işlediği görüntü kopyası
Bedeutungen, die der Begriff
"rush"
mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 440 Ergebniss(e)
Kategorie
Englisch
Türkisch
Common Usage
1
Common Usage
rush mat
n.
hasır
General
2
General
gold rush
n.
altına hücum
3
General
rush forward
n.
atılma
4
General
rush hour
n.
kalabalık saat
5
General
rush order
n.
acele sipariş
6
General
rush hour
n.
iş gününde trafiğin en yoğun olduğu zaman
7
General
rush-hour
n.
yoğun
8
General
rush-bed
n.
sazlık
9
General
egyptian paper rush
n.
papirüs
10
General
paper rush
n.
papirüs
11
General
rush hour
n.
işe gidiş-geliş saatleri
12
General
rush hour
n.
trafiğin en yoğun olduğu saatler
13
General
rush hours
n.
acele veya sıkışık zaman
14
General
rush hour
n.
paydos saati
15
General
rush hour
n.
iş çıkış saati
16
General
rush of moving
n.
taşınma telaşı
17
General
moving rush
n.
taşınma telaşı
18
General
sweet rush
n.
tatlı telaş
19
General
rush of emotions
n.
duygu seli
20
General
endorphin rush
n.
endorfin patlaması
21
General
adrenaline rush
n.
adrenalin patlaması
22
General
rush to help
n.
yardıma koşmak
23
General
rush transcript
n.
hızla yazılmış video dökümü
24
General
rush transcript
n.
hızla yazılmış transkript
25
General
gold rush
n.
kısa yoldan zengin ve başarılı olma çabası
26
General
rush job
n.
son dakika işi
27
General
rush job
n.
ivedi görev
28
General
rush-bearing
n.
yıl dönümünde kiliseye adanan, ingiltere'nin kırsal yerlerinde kutlanan eski bir dini kutlama
29
General
rush into extremes
v.
aşırıya kaçmak
30
General
rush somebody off one's feet
v.
acele ettirmek
31
General
rush forward
v.
ileri çıkmak
32
General
rush about
v.
koşuşturmak
33
General
rush into
v.
dalmak
34
General
rush up
v.
körüklemek
35
General
rush somebody clean off his feet
v.
iki ayağını bir pabuca sokmak
36
General
rush in
v.
aceleye getirmek
37
General
rush forward
v.
ileri atılmak
38
General
rush out of the room
v.
odadan fırlayıp çıkmak
39
General
rush in
v.
dalmak
40
General
rush about
v.
koşuşmak
41
General
rush a bill through
v.
bir kanun tasarısını acele ile meclisten geçirmek
42
General
rush into
v.
akın etmek
43
General
rush somebody off his feet
v.
iki ayağını bir pabuca sokmak
44
General
rush somebody
v.
sıkboğaz etmek
45
General
rush out
v.
fırlamak
46
General
rush somebody off one's feet
v.
sıkboğaz etmek
47
General
rush in
v.
üşüşmek
48
General
rush someone to hospital
v.
apar topar hastaneye götürmek
49
General
rush towards record
v.
rekora koşmak
50
General
rush someone to the hospital
v.
birini hastaneye yetiştirmek
51
General
rush [canada] [us]
v.
garanti altına almaya çalışmak
52
General
rush [canada] [us]
v.
kesinleştirmek için uğraşmak
53
General
rush [canada] [us]
v.
muhafaza etmeye çalışmak
54
General
from the on rush
adv.
başlangıcından
Phrasals
55
Phrasals
rush along
v.
acele ile gitmek
56
Phrasals
rush for something
v.
aceleyle bir yere gitmek
57
Phrasals
rush back
v.
aceleyle geri dönmek
58
Phrasals
rush over
v.
aceleyle gitmek
59
Phrasals
rush at someone
v.
birine doğru koşmak/saldırmak
60
Phrasals
rush something into print
v.
baskıya yetiştirmek
61
Phrasals
rush into
v.
bir işe düşünmeden/hızla girişmek
62
Phrasals
rush something through
v.
bir şeyi hızla/aceleyle bir yerden geçirmek
63
Phrasals
rush something off to someone
v.
birine bir şey yetiştirmek
64
Phrasals
rush along
v.
boyunca hızla gitmek
65
Phrasals
rush off from
v.
bir yerden aceleyle çıkmak/ayrılmak
66
Phrasals
rush outside
v.
dışarıya kaçmak/akın etmek
67
Phrasals
rush over
v.
çabucak gitmek
68
Phrasals
rush along
v.
hızla katetmek
69
Phrasals
rush back
v.
geriye koşturmak
70
Phrasals
rush over
v.
hızla gitmek
71
Phrasals
rush around
v.
koşuşturmak
72
Phrasals
rush upon
v.
saldırmak
73
Phrasals
rush through
v.
hızla/aceleyle bir yerden geçmek
74
Phrasals
rush through
v.
bir yerden çabucak geçmek
75
Phrasals
rush through
v.
hızla/aceleyle bir yerden geçirmek
76
Phrasals
rush through
v.
bir yerden çabucak geçirmek
77
Phrasals
rush through
v.
aceleyle bitirmeye çalışmak
78
Phrasals
rush through
v.
aceleyle yapmaya çalışmak
79
Phrasals
rush through
v.
çabucak bitirmeye/yapmaya çalışmak
80
Phrasals
rush through
v.
apar topar yapmaya/bitirmeye çalışmak
81
Phrasals
rush through
v.
paldır küldür yapmaya/bitirmeye çalışmak
82
Phrasals
rush through
v.
aceleyle tamamlatmaya çalışmak
83
Phrasals
rush through
v.
aceleyle yaptırmaya çalışmak
84
Phrasals
rush through
v.
çabucak tamamlatmaya/yaptırmaya çalışmak
85
Phrasals
rush through
v.
apar topar yaptırmaya/tamamlatmaya çalışmak
86
Phrasals
rush through
v.
paldır küldür yaptırmaya/tamamlatmaya çalışmak
87
Phrasals
rush in
v.
aceleyle içeri sokmak
88
Phrasals
rush in
v.
telaşla içeri sokmak
89
Phrasals
rush in
v.
acele hareket etmek
90
Phrasals
rush in
v.
dikkatsizce hareket etmek
91
Phrasals
rush in
v.
düşünmeden girişmek/dalmak
92
Phrasals
rush in
v.
hazırlıksız girişmek/dalmak
93
Phrasals
rush in
v.
aceleyle girmek
94
Phrasals
rush into (something)
v.
hızla girmek
95
Phrasals
rush into (something)
v.
içeri dalmak
96
Phrasals
rush into (something)
v.
aceleyle içeri sokmak
97
Phrasals
rush into (something)
v.
telaşla içeri sokmak
98
Phrasals
rush into (something)
v.
acele hareket etmek
99
Phrasals
rush into (something)
v.
dikkatsizce hareket etmek
100
Phrasals
rush into (something)
v.
düşünmeden girişmek/dalmak
101
Phrasals
rush into (something)
v.
hazırlıksız girişmek/dalmak
102
Phrasals
rush into (something)
v.
aceleyle girmek
103
Phrasals
rush into (something)
v.
aceleye getirmek
104
Phrasals
rush at
v.
üstüne yürümek
105
Phrasals
rush at
v.
birine doğru gitmek
106
Phrasals
rush at
v.
(sinirli bir halde) bir şeye doğru yürümek
107
Phrasals
rush away
v.
aceleyle ayrılmak
108
Phrasals
rush away
v.
topuklamak
109
Phrasals
rush away
v.
hızlıca uzaklaşmak
110
Phrasals
rush off
v.
aceleyle ayrılmak
111
Phrasals
rush off
v.
topuklamak
112
Phrasals
rush off
v.
hızlıca uzaklaşmak
113
Phrasals
rush (something) to print
v.
(bir şeyi) aceleyle baskıya yetiştirmek
114
Phrasals
rush (something) to print
v.
(bir şeyi) aceleyle bastırmak
115
Phrasals
rush at (someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) üstüne koşmak/yürümek
116
Phrasals
rush at (someone or something)
v.
sinirle (birine) doğru gitmek
117
Phrasals
rush at (someone or something)
v.
sinirli bir halde (birine/bir şeye) doğru yürümek
118
Phrasals
rush at (someone or something)
v.
koşup (birine/bir şeye) saldırmak
119
Phrasals
rush for (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) doğru hızla/aceleyle gitmek/koşmak
120
Phrasals
rush for (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) üşüşmek
121
Phrasals
rush for (someone or something)
v.
çabucak (bir şey) elde etmeye çalışmak
122
Phrasals
rush for (someone or something)
v.
hızlıca (bir şeye) erişmeye çalışmak
123
Phrasals
rush for (someone or something)
v.
(bir şeye) sahip olmak için acele etmek
124
Phrasals
rush out of
v.
-den fırlayıp çıkmak
125
Phrasals
rush out of
v.
-den dışarı fırlamak
126
Phrasals
rush out of (something or some place)
v.
(bir şeyden/bir yerden) fırlayıp çıkmak
127
Phrasals
rush out of (something or some place)
v.
(bir şeyden/bir yerden) dışarı fırlamak
128
Phrasals
rush out of (something or some place)
v.
(bir şeyden/bir yerden) hızla çıkarmak
129
Phrasals
rush out of (something or some place)
v.
(bir şeyden/bir yerden) hemen çıkmasını sağlamak
130
Phrasals
rush out of (something or some place)
v.
(bir şeyden/bir yerden) hızla tahliye etmek
131
Phrasals
rush to (someone, something, or some place)
v.
(birine/bir şeye) doğru hızla/aceleyle gitmek/koşmak
132
Phrasals
rush to (someone, something, or some place)
v.
(birine/bir şeye) üşüşmek
133
Phrasals
rush to (something)
v.
(bir şey) için acele etmek
134
Phrasals
rush to (something)
v.
(bir şeyi) yapmak için acele etmek
135
Phrasals
rush to (something)
v.
(bir şeye) koşmak
136
Phrasals
rush to (something)
v.
(bir şey) yapmak için hemen koşmak
137
Phrasals
rush to (someone or something)
v.
(birine/bir şeye) yetiştirmek
138
Phrasals
rush up (to someone or something)
v.
aceleyle (birinin/bir şeyin) yanına gitmek
139
Phrasals
rush up (to someone or something)
v.
(birinin/bir şeyin) yanına koşmak
140
Phrasals
rush up (to someone or something)
v.
hızla (birine/bir şeye) kadar gelmek/ulaşmak
141
Phrasals
rush up (to someone or something)
v.
hızla gelip (birine/bir şeye) dayanmak
Phrases
142
Phrases
rush the growler
v.
(barda kovada veya sürahide) bira almak
143
Phrases
with a rush
adv.
acele ile
144
Phrases
at a rush
adv.
aceleyle
145
Phrases
at a rush
adv.
koştura koştura
146
Phrases
at a rush
adv.
paldır küldür
147
Phrases
with a rush
expr.
birdenbire
148
Phrases
with a rush
expr.
çabucak
149
Phrases
with a rush
expr.
paldır küldür
Proverb
150
Proverb
fools rush in where angels fear to tread
cesaret budalalıktır
151
Proverb
fools rush in where angels fear to tread
aptallar düşünmeden hareket eder
152
Proverb
fools rush in
aptallar düşünmeden hareket eder
153
Proverb
fools rush in where angels fear to tread
ahmaklar acele eder
154
Proverb
fools rush in
ahmaklar acele eder
Colloquial
155
Colloquial
gold rush
n.
beklenmedik zenginlik
156
Colloquial
gold rush
n.
beklenmedik şans
157
Colloquial
gold rush
n.
gökten gelen refah
158
Colloquial
gold rush
n.
talih kuşu
159
Colloquial
a rush on (something)
n.
(bir şeye) üşüşme
160
Colloquial
a rush on (something)
n.
(bir şeye) büyük/yoğun talep
161
Colloquial
rush of the city life
n.
şehir hayatı koşuşturmacası
162
Colloquial
rush on
n.
-e üşüşme
163
Colloquial
rush on
n.
-e yoğun talep
164
Colloquial
sugar rush
n.
fazla miktarda şeker yedikten sonra oluşan aşıraı enerji
165
Colloquial
be in a rush
v.
acele içinde olmak
166
Colloquial
rush out
v.
birden önüne çıkmak
167
Colloquial
rush out
v.
birden ortaya çıkmak
168
Colloquial
rush out
v.
pat diye önüne çıkmak
169
Colloquial
be in a rush
v.
telaş içinde olmak
170
Colloquial
no rush
interj.
acele etme
171
Colloquial
in a mad rush
expr.
alelacele
172
Colloquial
in a mad rush
expr.
aceleyle
173
Colloquial
where's the rush?
expr.
ne bu acelen?
174
Colloquial
in a mad rush
expr.
telaş içinde
175
Colloquial
in no rush
expr.
acelesi olmayan
176
Colloquial
in no rush
expr.
acelesi yok
177
Colloquial
in no rush
expr.
vakti var
178
Colloquial
in no rush
expr.
can atmayan
179
Colloquial
in no rush
expr.
çok istekli değil
Idioms
180
Idioms
a rush of blood to the head
n.
beyne kan sıçraması
181
Idioms
a sudden rush of blood to the head
n.
beyne kan sıçraması
182
Idioms
gold rush
n.
devletkuşu
183
Idioms
gold rush
n.
devlet kuşu
184
Idioms
rush on something
n.
-e yoğun talep/akın
185
Idioms
a tearing rush
n.
aşırı acele
186
Idioms
a tearing rush
n.
aşırı hız
187
Idioms
a tearing rush
n.
koştur koştur
188
Idioms
a (sudden) rush of blood (to the head)
n.
(bir anda) tepesi atma
189
Idioms
a (sudden) rush of blood (to the head)
n.
(bir anda) sigortaları atma
190
Idioms
a mad rush
n.
acele
191
Idioms
a mad rush
n.
telaş
192
Idioms
a mad rush
n.
koşturmaca
193
Idioms
a mad rush
n.
hücum
194
Idioms
a rush of blood
n.
galeyana gelme
195
Idioms
a rush of blood
n.
gaza gelme
196
Idioms
a rush of blood to the head
n.
galeyana gelme
197
Idioms
a rush of blood to the head
n.
gaza gelme
198
Idioms
a tearing hurry/rush
n.
aşırı acele
199
Idioms
a tearing hurry/rush
n.
koştur koştur
200
Idioms
a tearing hurry/rush
n.
büyük bir hız
201
Idioms
a tearing hurry/rush
n.
büyük bir acele
202
Idioms
(be in) a tearing hurry/rush [uk]
n.
aşırı bir acele (içerisinde olmak)
203
Idioms
(be in) a tearing hurry/rush [uk]
n.
aşırı bir koşturma (içerisinde olmak)
204
Idioms
(be in) a tearing hurry/rush [uk]
n.
büyük bir hız (içerisinde olmak)
205
Idioms
(be in) a tearing hurry/rush [uk]
n.
büyük bir acele (içerisinde olmak)
206
Idioms
mad rush
n.
hücum
207
Idioms
mad rush
n.
koşturmaca
208
Idioms
mad rush
n.
telaş
209
Idioms
mad rush
n.
acele
210
Idioms
be in a tearing rush [uk]
v.
aşırı acelesi olmak
211
Idioms
be in a tearing rush [uk]
v.
koştur koştur koşturmak
212
Idioms
rush one's fences
v.
acele etmek
213
Idioms
rush around like a blue arsed fly
v.
aceleyle sağa sola koşuşturmak
214
Idioms
(there's) a rush on something
v.
birşeye büyük talep olmak
215
Idioms
rush someone off his feet
v.
birinin iki ayağını bir pabuca sokmak
216
Idioms
give someone the bum's rush
v.
birini bir yerden zor kullanarak kovmak
217
Idioms
give someone the bum's rush
v.
birisini bir yerden (zor kullanarak) çıkarmak
218
Idioms
rush headlong into something
v.
bir işe düşünmeden girişmek,bir işe aceleyle girişmek
219
Idioms
rush to conclusions
v.
çabuk sonuç çıkarmak
220
Idioms
see the bum's rush
v.
defetmek
221
Idioms
rush around like a blue arsed fly
v.
heyecanlı biçimde koşuşmak
222
Idioms
rush someone off his feet
v.
iki ayağını bir pabuca sokmak
223
Idioms
rush around like a blue arsed fly
v.
oradan oraya koşmak
224
Idioms
see the bum's rush
v.
kapı dışarı etmek
225
Idioms
rush around like a blue arsed fly
v.
kuyruğu tava sapına dönmek
226
Idioms
rush around like a blue-arsed fly
v.
karınca gibi oradan oraya koşturmak
227
Idioms
see the bum's rush
v.
kovmak
228
Idioms
rush around like a blue arsed fly
v.
kıçına neft yağı sürülmüş gibi sağa sola koşturmak
229
Idioms
rush from pillar to post
v.
mekik dokumak
230
Idioms
rush around like a blue arsed fly
v.
telaşla ortalıkta dolanmak
231
Idioms
rush to conclusions
v.
yeterince bilmeden/düşünmeden hemen bir sonuca/karara varmak
232
Idioms
get the bum's rush
v.
kapı dışarı edilmek
233
Idioms
get the bum's rush
v.
zorla gönderilmek
234
Idioms
get the bum's rush
v.
bir yerden atılmak
235
Idioms
get the bum's rush
v.
dışarı atılmak
236
Idioms
get the bum's rush
v.
kapının önüne koyulmak
237
Idioms
get the bum's rush
v.
defedilmek
238
Idioms
get the bum's rush
v.
kovulmak
239
Idioms
get the bum's rush
v.
hemen reddedilmek
240
Idioms
get the bum's rush
v.
kesinlikle önemsenmemek
241
Idioms
get the bum's rush
v.
kestirilip atılmak
242
Idioms
give the bum's rush
v.
dışarı atmak
243
Idioms
give the bum's rush
v.
kapı dışarı etmek
244
Idioms
give the bum's rush
v.
kapının önüne koymak
245
Idioms
give the bum's rush
v.
kovmak
246
Idioms
give the bum's rush
v.
defetmek
247
Idioms
rush (one's) fences
v.
çite çok hızlı yaklaşıp üzerinden atlayamamak (at)
248
Idioms
rush (one's) fences
v.
hızla çite yaklaşıp üstünden atlayacak yeterince zamanı ve yeri kalmamak (at)
249
Idioms
rush (one's) fences
v.
apart topar hareket etmek
250
Idioms
rush (one's) fences
v.
aceleye getirmek
251
Idioms
rush (one's) fences
v.
tedbirsizce/dikkatsizce hareket etmek
252
Idioms
rush (something) into print
v.
(bir şeyi) aceleyle baskıya yetiştirmek
253
Idioms
rush (something) into print
v.
(bir şeyi) aceleyle bastırmak
254
Idioms
bum rush
v.
paldır küldür dalmak
255
Idioms
bum rush
v.
hücum etmek
256
Idioms
give (one) the bum's rush
v.
(birini) bir yerden (zor kullanarak) çıkarmak
257
Idioms
give (one) the bum's rush
v.
(birini) bir yerden kovmak
258
Idioms
give (one) the bum's rush
v.
(birini) bir yerden zorla çıkarmak
259
Idioms
give (one) the bum's rush
v.
(birini) bir yerden atmak
260
Idioms
give (one) the bum's rush
v.
(birini) kovmak
261
Idioms
give (one) the bum's rush
v.
(birine) tekmeyi vurmak
262
Idioms
give (one) the bum's rush
v.
(birini) anında kapının önüne koymak
263
Idioms
have a (sudden) rush of blood to the head
v.
beynine kan sıçramak
264
Idioms
have a (sudden) rush of blood to the head
v.
(bir anda) beynine kan sıçramak
265
Idioms
have a (sudden) rush of blood to the head
v.
(bir anda) tepesi atmak
266
Idioms
have a (sudden) rush of blood to the head
v.
(bir anda) sigortaları atmak
267
Idioms
have a rush of blood to the head [humorous]
v.
kan beynine sıçramak
268
Idioms
have a rush of blood to the head [humorous]
v.
galeyana gelmek
269
Idioms
have a rush of blood to the head [humorous]
v.
gaza gelme
270
Idioms
rush to the hospital
v.
hastaneye koşmak
271
Idioms
rush to the hospital
v.
aceleyle hastaneye gitmek
272
Idioms
rush to the hospital
v.
hastaneye yetiştirmek
273
Idioms
rush to the hospital
v.
hemen hastaneye götürmek
274
Idioms
rush your fences [uk]
v.
acele etmek
275
Idioms
rush your fences [uk]
v.
apart topar hareket etmek
276
Idioms
rush your fences [uk]
v.
aceleye getirmek
277
Idioms
rush your fences [uk]
v.
tedbirsizce/dikkatsizce hareket etmek
278
Idioms
in a rush
adj.
acelesi olan
279
Idioms
in a rush
adj.
telaş içinde
280
Idioms
in a rush
adv.
alelacele
281
Idioms
in a rush
adv.
aceleyle
282
Idioms
in a rush
adv.
telaşla
283
Idioms
in a mad rush
expr.
çılgın gibi
284
Idioms
in no rush
expr.
acelesi yok
285
Idioms
in no rush
expr.
vakti var
286
Idioms
in no rush
expr.
meşgul değil
287
Idioms
in no rush
expr.
isteksiz
288
Idioms
in no rush
expr.
gönülsüz
289
Idioms
in no rush
expr.
niyeti yok
290
Idioms
in no rush
expr.
hevesli değil
291
Idioms
not in a/any rush
expr.
acelesi yok
292
Idioms
not in a/any rush
expr.
vakti var
293
Idioms
not in a/any rush
expr.
meşgul değil
294
Idioms
not in a/any rush
expr.
isteksiz
295
Idioms
not in a/any rush
expr.
gönülsüz
296
Idioms
not in a/any rush
expr.
niyeti yok
297
Idioms
not in a/any rush
expr.
hevesli değil
Speaking
298
Speaking
don't rush it
n.
acele etme
299
Speaking
don't rush me!
expr.
acele ettirme beni!
300
Speaking
why the rush?
expr.
acelen ne?
301
Speaking
what's the rush?
expr.
acelen ne?
302
Speaking
don't rush it
expr.
aceleye getirme
303
Speaking
what's the rush?
expr.
arkandan atlı mı kovalıyor?
304
Speaking
what's the rush?
expr.
atlı mı kovalıyor?
305
Speaking
what's the big rush anyway?
expr.
bu kadar acele niye?
306
Speaking
what's the rush?
expr.
bu acele de ne?
307
Speaking
don't rush me!
expr.
iki ayağımı bir pabuca sokma!
308
Speaking
what's your rush?
expr.
ne bu acelen?
309
Speaking
don't rush it
expr.
(yaparken) acele etme
Trade/Economic
310
Trade/Economic
adrenaline rush
n.
adrenalin yükselmesi
311
Trade/Economic
gold rush
n.
altına hücum
312
Trade/Economic
adrenaline rush
n.
adrenalin hücumu
313
Trade/Economic
gold rush
n.
altın akını
314
Trade/Economic
the rush of business
n.
iş bolluğu
315
Trade/Economic
rush hour
n.
trafiğin yoğun olduğu saatler
316
Trade/Economic
rush of orders
n.
yüklü miktarda sipariş
317
Trade/Economic
rush up the prices
v.
fiyatları süratle yükseltmek
Politics
318
Politics
rush of immigrants
n.
göçmen akını
Technical
319
Technical
rush hour traffic
n.
iş trafiği
320
Technical
rush candle
n.
saz mumu
Lighting
321
Lighting
rush light
n.
saz mumu
322
Lighting
rush light
n.
yağa batırılarak mum olarak kullanılan saz
323
Lighting
rush light
n.
kuru sazdan yapılan mum
Automotive
324
Automotive
rush hour
n.
yoğun saat
Marine
325
Marine
down rush
n.
geri dönüş akımı
Zoology
326
Zoology
rush toad
n.
haçlı kara kurbağası
Botanic
327
Botanic
nut rush (scleria)
n.
sert kabuklu meyveleri olan çiçekli bir saz
328
Botanic
needle rush (eleocharis acicularis)
n.
akvaryumlarda da kullanılan bir çeşit ince yapraklı hasırotu
329
Botanic
needle spike rush
n.
akvaryumlarda da kullanılan bir çeşit ince yapraklı hasırotu
330
Botanic
slender spike rush
n.
akvaryumlarda da kullanılan bir çeşit ince yapraklı hasırotu
331
Botanic
needle rush (juncus roemerianus)
n.
güneydoğu abd'de yetişen, düz yuvarlak sert yaprakları ve sivri uçlu çanak yaprakları olan bir hasırotu
332
Botanic
twig rush
n.
cladium cinsinden olan saz benzeri bitki
333
Botanic
twig rush (cladium mariscoides)
n.
sert kenarlı yaprakları olan saz benzeri bir bitki türü
334
Botanic
jointleaf rush (juncus articulatus)
n.
camışotu
335
Botanic
jointleaf rush (juncus articulatus)
n.
kuzey yarımkürenin ılıman bölgelerinde yetişen bir hasırotu
336
Botanic
jointed rush
n.
camışotu
337
Botanic
jointed rush
n.
kuzey yarımkürenin ılıman bölgelerinde yetişen bir hasırotu
338
Botanic
flowering rush
n.
bataklık gülü
339
Botanic
grass rush
n.
bataklık gülü
340
Botanic
hard rush
n.
çayır sazı
341
Botanic
flowering rush
n.
hasırotu
342
Botanic
grass rush
n.
hasırotu
343
Botanic
soft rush
n.
hasırotu
344
Botanic
common rush
n.
hasırotu
345
Botanic
toad rush
n.
kofa
346
Botanic
soft rush
n.
saz otu
347
Botanic
common rush
n.
saz otu
348
Botanic
rush nut
n.
yer bademi
349
Botanic
rush nut
n.
papirüsgil familyasına ait bir tür
350
Botanic
common spike-rush (eleocharis palustris)
n.
delisaz
351
Botanic
bald rush
n.
psilocarva cinsine ait amerikan sazı
352
Botanic
scouring rush (equisetum hyemale robustum)
n.
pürüzlü atkuyruğu
353
Botanic
variegated scouring rush
n.
atkuyruğu familyasına ait bir bitki
354
Botanic
mat rush (scirpus lacustris)
n.
su sandalye sazı
355
Botanic
mat rush (scirpus lacustris)
n.
ingiltere'de hasır yapımında kullanılan bir tür saz
356
Botanic
rush family
n.
sazgiller
357
Botanic
rush family
n.
saz familyası
358
Botanic
jointed rush (juncus articulatus)
n.
çamışotu
359
Botanic
toad rush (juncus bufonius)
n.
kofa
360
Botanic
salt rush (juncus leseurii)
n.
kuzey amerika'nın pasifik sahilinde yetişen bir saz
361
Botanic
slender rush (juncus tenuis)
n.
ince çayır
362
Botanic
wood rush
n.
luzula cinsinden olan bitki
363
Botanic
cotton rush
n.
fukarasaçı
364
Botanic
bog rush
n.
kofa
365
Botanic
bog rush
n.
inekgözü
366
Botanic
rush rose (helianthemum scoparium)
n.
abd'nin güneydoğusuna özgü odunsu, sarı çiçekli ve çok yıllık bir bitki
367
Botanic
moss rush (juncus squarrosus)
n.
juncus cinsinden olan bir saz
368
Botanic
rush nut
n.
avrupa'ya özgü, küçük ve yenilebilir badem benzeri yumruları olan bir bitki
369
Botanic
rush aster
n.
bir yıldızpatı türü
370
Botanic
rush broom (viminaria denudata)
n.
uzun ince dalları olan baklagillerden bir avustralya bitkisi
371
Botanic
rush grass
n.
ince köklü bir ot
372
Botanic
rush-grass
n.
ince köklü bir ot
373
Botanic
rush matting
n.
hasır paspas
374
Botanic
rush matting
n.
hasır halı
375
Botanic
rush matting
n.
hasır mat
376
Botanic
rush matting
n.
hasır kilim
377
Botanic
dutch rush (equisetum hyemale)
n.
pürüzlü atkuyruğu
378
Botanic
dutch rush (equisetum hyemale)
n.
silisli sapları çanak çömleklerin perdahlanması ve aşındırılmasında kullanılan bir atkuyruğu
379
Botanic
club rush
n.
şeytan mumu
380
Botanic
club rush
n.
topakbedri
381
Botanic
club-rush
n.
topakbedri
382
Botanic
flowering rush
n.
su menekşesi
383
Botanic
flowering rush
n.
avrupa'ya özgü hasırotu benzeri bir bitki
384
Botanic
shave rush
n.
atkuyruğu
385
Botanic
shave rush
n.
pürüzlü atkuyruğu
386
Botanic
spike rush
n.
eleocharis cinsi bir hasırotu
387
Botanic
spike-rush
n.
eleocharis cinsi çok yıllık bitki
History
388
History
land rush
n.
arazi kapma yarışı
389
History
oklahoma land rush
n.
arazi kapma yarışı
390
History
land rush
n.
toprak kapma yarışı
391
History
oklahoma land rush
n.
toprak kapma yarışı
392
History
the california gold rush
n.
california altın hücumu
Geography
393
Geography
rush center
n.
kansas eyaletinde şehir
394
Geography
rush city
n.
minnesota eyaletinde şehir
395
Geography
rush valley
n.
utah eyaletinde şehir
396
Geography
rush hill
n.
missouri eyaletinde yerleşim yeri
397
Geography
rush springs
n.
oklahoma eyaletinde yerleşim yeri
398
Geography
rush river
n.
wisconsin eyaletinde yerleşim yeri
Sport
399
Sport
bull rush
n.
defans oyuncusunun hücum oyuncusuna doğru yaptığı hücum
400
Sport
odd-man rush
n.
(hokey) rakip takım savunmasının sayıca fazla olduğu hücum hamlesi
Football
401
Football
bunt rush
n.
(amerikan futbolunda) toplu hücum
402
Football
rush line
n.
defans oyuncularından oluşan hat
Cinema
403
Cinema
rush print
n.
deneme kopyası
404
Cinema
rush print
n.
deneme eşlemi
Ornithology
405
Ornithology
wind rush
n.
kızıl ardıç
Slang
406
Slang
dental rush
n.
dişçi randevusu öncesi yapılan diş fırçalama
407
Slang
resolution rush
n.
yılın ilk haftalarında yeni yıl kararlarını uygulamak için spor salonlarına akın eden insanların yarattığı yoğunluk
408
Slang
bum's rush
n.
kıçına tekmeyi vurma
409
Slang
bum's rush
n.
zorla çıkarma
410
Slang
bum's rush
n.
kapı dışarı etme
411
Slang
bum's rush
n.
kovma
412
Slang
bum's rush
n.
dışarı atma
413
Slang
bum's rush
n.
kapının önüne koyma
414
Slang
bum's rush
n.
defetme
415
Slang
bum's rush
n.
hemen reddetme
416
Slang
bum's rush
n.
direkt reddetme
417
Slang
bum's rush
n.
kesinlikle reddetme
418
Slang
bum's rush
n.
kati suretle reddetme
419
Slang
bum’s rush
n.
bir yerden zorla çıkarma
420
Slang
bum rush
v.
bir yeri işgal etmek
421
Slang
get a rush
v.
heyecan duymak
422
Slang
get a rush
v.
heyecan yapmak
423
Slang
give the bum's rush
v.
kıçına tekmeyi vurmak
424
Slang
give the bum's rush
v.
zorla çıkarmak
425
Slang
get the bum's rush
v.
kıçına tekmeyi yemek
426
Slang
get the bum's rush
v.
zorla çıkarılmak
427
Slang
give somebody the bum's rush
v.
birini bir yerden (zor kullanarak) çıkarmak
428
Slang
give somebody the bum's rush
v.
birini bir yerden atmak
429
Slang
give somebody the bum's rush
v.
birini kovmak
430
Slang
give somebody the bum's rush
v.
birine tekmeyi vurmak
431
Slang
give somebody the bum's rush
v.
birine yol vermek
432
Slang
get the bum's rush
v.
bir yerden zorla çıkarılmak
433
Slang
get the bum's rush
v.
bir yerden atılmak
434
Slang
get the bum's rush
v.
kovulmak
435
Slang
get the bum's rush
v.
kıçına tekmeyi yemek
436
Slang
get the bum's rush
v.
yol verilmek
British Slang
437
British Slang
(the) bum's rush
n.
defetme
438
British Slang
(the) bum's rush
n.
kovma
Star Wars
439
Star Wars
operation mad rush
n.
alelacele operasyonu
440
Star Wars
rush clovis's office
n.
rush clovis'in ofisi
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of rush
×
Term Options
Übersetzung Vorschlagen / Korrigieren
Französisch Englisch Wörterbuch
Spanisch Englisch Wörterbuch
Deutsch Englisch Wörterbuch
Englisch Synonyme Wörterbuch
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy