zero - Türkisch Englisch Wörterbuch

zero

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "zero" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 21 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
zero n. sıfır
The company's profits were reduced to zero.
Şirketin kârı sıfıra düştü.

More Sentences
General
zero n. sıfır noktası
zero n. hiç
However, I have followed to the letter a precedent on which I exercise zero discretion.
Bununla birlikte, takdir yetkimi hiç kullanmadığım bir emsali harfiyen uyguladım.

More Sentences
zero n. 0
How many irrational numbers exist between zero and one?
0 ile 1 arasında kaç tane irrasyonel sayı vardır?

More Sentences
zero n. (göstergede) sıfır
Press the button when the gauge hits zero.
Gösterge sıfıra geldiğinde düğmeye basın.

More Sentences
zero n. sıfır (derece)
The temperature outside dropped to zero degrees Celsius.
Dışarıdaki sıcaklık sıfır santigrat dereceye düştü.

More Sentences
zero adj. sıfır
The correct answer was zero.
Doğru cevap sıfırdı.

More Sentences
Technical
zero n. sıfır
Zero hunger can save the lives of 3.1 million children a year.
Sıfır açlık yılda 3,1 milyon çocuğun hayatını kurtarabilir.

More Sentences
Linguistics
zero n. sıfır
Zero emissions buildings will become the norm.
Sıfır emisyonlu binalar norm haline gelecek.

More Sentences
General
zero n. hiçlik
zero n. yazının sıfır derecesi
zero n. en düşük nokta
zero v. sıfırlamak
Technical
zero n. mutlak sıfır noktası
Linguistics
zero adj. boş
zero adj. sıfır (biçimbirim)
zero adj. dilde işlev üstlendiği halde yüzey yapıda görünmeyen (morfem)
Meteorology
zero adj. azami irtifası en fazla 16 metre (52 feet) olarak belirlenmiş
zero adj. azami yatay görüşü 55 metre (180 feet) olarak sınırlandırılmış
Hunting
zero n. ateşli silahın hedefi vurmasını sağlayan görüş düzeneği
Wagering
zero n. rulet tekerleğinde 0 sayısına ayrılmış bölüm

Bedeutungen, die der Begriff "zero" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 500 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
Common Usage
generation zero n. z kuşağı
General
zero point n. sıfır noktası
That is the true meaning of zero point.
Sıfır noktasının gerçek anlamı budur.

More Sentences
zero-sum n. sıfır toplam
The Single Market is a win-win game, not a zero-sum game.
Tek Pazar sıfır toplamlı bir oyun değil, bir kazan-kazan oyunudur.

More Sentences
zero tolerance principle n. sıfır tolerans ilkesi
The zero tolerance principle must always prevail in any matter regarding the protection of public health.
Halk sağlığının korunmasıyla ilgili her konuda sıfır tolerans ilkesi her zaman geçerli olmalıdır.

More Sentences
below zero adv. sıfırın altında
However, in this period, the air temperature may fall below zero.
Ancak bu dönemde hava sıcaklığı sıfırın altına düşebilir.

More Sentences
Phrases
starting from zero expr. sıfırdan başlayarak
The European Union's water policy is not starting from zero.
Avrupa Birliği'nin su politikası sıfırdan başlamıyor.

More Sentences
Idioms
zero tolerance n. sıfır tolerans
The fight against illegal immigration must clearly be based on the principle of zero tolerance.
Yasadışı göçle mücadele açıkça sıfır tolerans ilkesine dayanmalıdır.

More Sentences
Trade/Economic
zero-sum game n. sıfır toplamlı oyun
We feel that the transatlantic relationship is some sort of zero-sum game.
Transatlantik ilişkinin bir tür sıfır toplamlı oyun olduğunu düşünüyoruz.

More Sentences
zero growth n. sıfır büyüme
The Central Bank may forecast zero growth.
Merkez Bankası sıfır büyüme öngörebilir.

More Sentences
Technical
zero gravity n. sıfır yerçekimi
They conducted a series of experiments under zero gravity.
Sıfır yerçekimi altında bir dizi deney gerçekleştirdiler.

More Sentences
zero-sum n. sıfır toplam
The Single Market is a win-win game, not a zero-sum game.
Tek Pazar bir kazan-kazan oyunudur, sıfır toplamlı bir oyun değil.

More Sentences
Computer
division by zero n. sıfıra bölme
These are defined as the result of arithmetic overflow, division by zero, and other exceptional operations.
Bunlar aritmetik taşma, sıfıra bölme ve diğer istisnai işlemlerin sonucu olarak tanımlanır.

More Sentences
General
aleph zero n. alef sıfır
zero hour n. operasyon başlama saati
left zero punching n. solda sıfırlı delgi
left divisor of zero n. soldan sıfır böleni
zero sum game n. sıfır toplamlı oyun
zero sum game n. toplamı sıfır olan oyun
electrical zero n. elektriksel sıfır
zero value n. sıfır değer
zero point n. ölü nokta
zero population growth n. sıfır nüfus artışı
zero point n. nötr nokta
zero error n. sıfır hata
zero-base budgeting n. sıfır tabanlı bütçeleme
zero-point emergence n. sıfır noktasından doğuş
zero-sum n. sıfır sonuç
leading zero n. öndeki sıfır
size zero n. sıfır beden
zero-g environment n. yerçekimsiz ortam
zero-gravity environment n. yerçekimsiz ortam
zero car n. öncü araç
zero-sum game n. iki tarafın da aynı oranda kazanması veya kaybetmesi
zero beginner n. yeni başlayan
zero hour n. belirleyici an
zero hour n. saatin 00:00'ı gösterdiği zaman
zero hour n. gece yarısı
zero hour n. zamanda belirleyici bir nokta
zero hour n. önemli an
ground zero n. şiddetli değişimin kökeni
ground zero n. ilk başlangıç
ground zero n. yoğun faaliyetin merkezi
ground zero n. roket hedefi
zero-sum game n. bir tarafın kazanırken diğer tarafın kaybetmesi
zero in on v. yoğunlaşmak
set to zero v. sıfırlamak
be set to zero v. sıfırlanmak
zero in v. sıfırlamak
zero in on v. bütün gayretini tek noktaya toplamak
score zero on the exam v. sıfır çekmek
receive zero on the exam v. sıfır çekmek
receive zero on the exam v. sıfır almak
score zero on the exam v. sıfır almak
receive zero on the exam v. sınavda sıfır çekmek
plunge to below zero v. sıfırın altına düşmek
drop to below zero v. sıfırın altına düşmek
equal to zero v. sıfıra eşitlemek
non zero adj. sıfırdan farklı
Phrasals
zero in on something v. bütün dikkatini bir şey üzerinde toplamak
zero in on something v. dikkat kesilmek
zero out v. sıfıra indirmek
zero out v. tamamen kaldırmak (bir şeyi)
zero in v. dikkatle bir noktaya yönelmek
zero in v. iyice yaklaşmak
zero out v. fonlamayı keserek( bütçeyi ya da bütçedeki bir kalemi) çıkarmak
zero in v. tekrar eden atışlarla hedefi ya da görüşü tutturmak
zero in v. ateşgücünü belli bir hedef mevkiine odaklamak
zero out v. tümüyle çıkarmak (bir şeyi)
zero in (on someone or something) v. (birini/bir şeyi) hedefine almak
4. zero in on v. -e kilitlenmek
zero in v. -e odaklanmak
zero in (on someone or something) v. (birini/bir şeyi) odağına almak
zero in on (something) v. görüşünü (bir şeye) odaklamak
zero in on (something) v. (bir şeye) iyice yaklaşmak
zero in v. bakış açısını bir şeye odaklamak
zero in v. -i hedef almak
zero in v. -e yaklaşmak
zero in on (something) v. bütün dikkatini (bir şeye) vermek
zero in v. -e doğrultmak
zero in v. -e yöneltmek
zero in on (something) v. (bir şeye) çok yaklaşmak
zero in on (something) v. (bir şeye) odaklanmak
zero in v. bakışını bir şeye kilitlemek
zero in v. bütün dikkatini bir şeye vermek
zero in v. görüş hattını bir şeye yöneltmek
zero in on (something) v. (bir şeye) adım adım yaklaşmak
zero in on (something) v. bakış açısını (bir şeye) odaklamak
zero in (on someone or something) v. direkt olarak (birine/bir şeye) dönük olmak
zero in (on someone or something) v. direkt (birini/bir şeyi) hedeflemek
zero in on (something) v. bakışını (bir şeye) kilitlemek
zero in v. -e kilitlenmek
zero in v. -e yakınlaşmak
zero in v. doğruca bir şeyi hedef almak
zero in v. -e odaklamak
zero in (on someone or something) v. (birine/bir şeye) odaklanmak
zero in on (something) v. görüş hattını (bir şeye) yöneltmek
zero in v. görüşünü bir şeye odaklamak
zero out v. fonlamayı kesmek
zero out v. sıfıra getirmek
zero out v. sıfırlamak
Phrases
zero-touch adj. el değmeden
from zero to hero expr. sıfırdan zirveye
zero-touch expr. dokunmadan
Colloquial
zero in v. (bir sorunun, durumun) üstesinden gelmek için dikkatini toplamak
Idioms
zero-sum game n. biri kazanırken diğerinin kaybettiği durum/oyun
batting zero n. elde var sıfır
a zero-sum game n. bir tarafın kazancının rakibin kaybına eşit olduğu durum
a zero-sum game n. sıfır toplamlı oyun
patient zero n. bir sorunu/problemi ilk kez yaşayan
patient zero n. bir sorunla ilk karşılaşan
go from zero to hero v. en dipten zirveye yükselmek
go from zero to hero v. şansı dönmek
go from zero to hero v. sıfırdan zirveye çıkmak
zero dark thirty expr. gün doğmadan
zero dark thirty expr. sabah olmadan
zero dark thirty expr. gecenin bir körü
Trade/Economic
zero based budget n. sıfır bazlı bütçe
zero rate mortgage n. bedelsiz ipotek
deep discount and zero coupon bonds n. ıskontolu kuponsuz tahviller
zero rate of import duty n. sıfır oranlı ithalat vergisi
zero rate of duty n. sıfır vergi oranı
zero rate mortgage n. yalnız faiz ödemesi yapılan ipotek
zero economic profits n. ekonomik kazançların sıfır olması
zero funds gap n. sıfır fon açığı
zero balance account n. sıfır bakiyeli hesap
zero economic growth n. ülkenin kişi başına düşen gelirinin kayda değer bir artış göstermemesi durumu
zero bond n. kuponsuz tahviller
zero tariff n. sıfır
zero balance n. sıfır bakiye
zero elasticity n. sıfır esneklik
zero transport cost n. sıfır taşımacılık maliyeti
zero bond n. sıfır kuponlu tahvil
zero base budgetting n. sıfır tabanlı bütçeleme
zero tariff n. sıfır gümrük tarifesi
zero-coupon bond n. sıfır kuponlu tahvil
zero-sum game n. bir tarafın kazancının diğerinin kaybı olması
zero-base budgeting n. sıfır temelli bütçeleme
zero-rating n. katma değer vergisi uygulanmayan mallar
zero-balance account n. anlaşmaya bağlı olarak karşılığı olmayan hesaba çek keşide etme
zero-coupon bonds n. kuponsuz tahviller
zero coupon bonds n. sıfır kuponlu tahviller
zero-based budgets n. sıfır tabanlı bütçeler
zero based production n. sıfır tabanlı üretim
zero-defect policy n. sıfır hata politikası
zero-inflated poisson model n. sıfır değer ağırlıklı poisson modeli
zero-based budget n. sıfır esaslı bütçe
zero-based budget n. sıfır bazlı bütçe
zero generation n. z kuşağı
zero interest policy n. sıfır faiz politikası
zero-sum competition n. sıfır toplamlı rekabet
zero-sum game n. sıfır toplamlı oyun
zero-sum game n. bir tarafın kazanmasının diğer tarafın kaybetmesine bağlı olduğu oyun
zero coupon security n. sıfır kuponlu tahvil
zero coupon security n. faiz ödemesi gerektirmek yerine yazılı değerinin çok altından satış gören tahvil
zero-coupon security n. faiz ödemesi gerektirmek yerine yazılı değerinin çok altından satış gören tahvil
zero-coupon security n. faiz ödemesi gerektirmek yerine yazılı değerinin çok altından satış gören tahvil
zero-coupon security n. sıfır kuponlu tahvil
zero-hours contract n. sıfır süreli sözleşme
zero-rating n. mallar için kdv'nin sıfır olarak belirlenmesi süreci
zero-coupon security n. sıfır kuponlu tahvil
zero-rating n. malların katma değer vergisini için belirlenen sıfır oranı
zb (zero balancing) n. iskelet yapısına müdahale edilerek yapılan tedavi
zpg (zero population growth) n. sıfır nüfus artışı
zero-sum game n. bir tarafın kazanırken diger tarafın aynı oranda kaybetmesi
manufacture something at zero-cost v. sıfıra maletmek
produce something at zero-cost v. sıfıra maletmek
zero-rate v. katma değer vergisinden muaf tutulmak
zero-interest adj. sıfır faizli
zero-rated adj. vergisiz
zero-rate adj. vergisiz
zero-rated adj. satıcının vergiyi geri talep edebilmesine rağmen alıcının kdv ödemediği (ürün)
zero-sum adj. kazanç ve kaybın birbirine eşit olduğu durumda olan
zero-rated adj. sıfır oranlı (vergi)
zero-base adj. ihtiyaç veya maliyet açısından gerekçelendirilmiş (harcama kalemi)
zero-coupon adj. sıfır kuponlu (tahvil)
zero-sum adj. kazancın kayıpla eşdeğer olduğu durumla ilişkili
zero-coupon adj. hamiline faiz ödetmeyen ve yazılı değerinin altında satılan
Law
zero based adj. sıfır tabanlı
Politics
zero tolerance policy n. sıfır hoşgörü politikası
zero problem policy n. sıfır sorun politikası
ground zero n. sıfır noktası (ikiz kulelerin bulunduğu yer)
policy of zero problems with the neighbours n. komşularla sıfır sorun politikası
zero-sum game n. kazananı olmayan oyun
zero problem with neighbours n. komşularla sıfır sorun
zero option n. sıfır opsiyon
zero option n. sıfır seçeneği
zero option n. bir tür nükleer silahsızlanma anlaşması
Industry
zero defects n. kusursuz performans amacına vurgu yapan toplam kalite yönetimi prensibi
zero defects n. ürünleri ‘ilk seferinde doğru yap’ yaklaşımı ile üretmeyi amaçlayan iş felsefesi
Technical
zero shift n. sıfır kayması
zero method n. sıfır yöntemi
zero output signal n. sıfır çıktı işareti
zero compression n. sıfır kompresyonu
zero suppression n. sıfır silme
zero point energy n. sıfır noktası enerjisi
zero index carrier return n. aynı satırda satırbaşı
return to zero encoding n. sıfıra dönüşümlü kodlama
zero excess n. sıfır aşırılığı
zero elevation n. sıfır yüksekliği
zero emission vehicle n. sıfır emisyonlu taşıt
zero state n. sıfır durumu
actual ground zero n. gerçek yer düzeyi
suppressed zero range n. sıfırsız erim
binary zero n. ikili tabanda sıfır
zero synchronization n. sıfır konumlaması
zero compression n. sıfır sıkışımı
zero emission technology n. sıfır emisyon teknolojisi
zero code suppression n. sıfır kodlarını yok etme
zero resistance n. sıfır direnç
zero power level n. sıfır güç düzeyi
zero level n. dayanak düzeyi
zero error n. sıfır hatası
zero bit insertion n. sıfır bitini araya sokma
zero level n. sıfır düzeyi
zero mean n. sıfır ortalamalı
leading zero n. öncül sıfır
zero hour n. kritik nokta
zero potential n. sıfır potansiyeli
zero width joiner n. sıfır genişlik birleşirici
zero octane n. sıfır oktan
zero air voids unit weight n. katı birim ağırlık
zero output n. sıfır çıktı
zero condition n. sıfır durumu
zero elimination n. sıfırları eleme
absolute zero n. mutlak sıfır noktası
zero crossing n. sıfırdan geçiş
zero crossing rate n. sıfırdan geçiş sayısı
zero amplitude n. sıfır genişlik
zero amplitude n. sıfır genlik
zero based linearity n. alt değer doğrusallığı
zero adjustment n. hatasız ayarlama
zero moment n. sıfır moment
zero adjustment n. hassas ayarlama
zero position n. hareketsiz durum
zone of zero stress n. gerilimsiz bölge
zero conductor n. nötr iletken
zero shear n. sıfır makaslama
zero level n. sıfır seviyesi
zero bar n. gerilmesiz çubuk
absolute zero n. saltık sıfır
absolute zero n. mutlak sıfır
floating zero n. kayan sıfır
equal-zero indicator n. sıfır sonuç göstergesi
non-zero-sum game n. sıfır toplamsız oyun
one-to-zero ratio n. bire sıfır oranı
zero-point entropy n. sıfır nokta antropisi
zero-field emission n. sıfır alan emisyonu
zero width non-joiner n. sıfır genişlik ayırıcı
zero-level address n. sıfır düzey adres
zero sum game n. sıfır-toplamlı oyun
zero-field emission n. sıfır alan salımı
zero-address instruction n. sıfır adres komutu
zero-level address n. hazır adres
zero-access storage n. sıfır erişimli bellek
mechanical zero n. mekanik sıfır
instrument with suppressed zero n. sıfırı içermeyen alet
elevated zero range n. sıfırlı erim
zero of a measuring instrument n. ölçme aygıtının sıfırı
zero suppression n. sıfır inikliği
zero error of a measuring instrument n. ölçme aygıtının sıfır hatası
zero suppression n. sıfırların kaldırılması
suppressed zero scale n. sıfırsız ölçek
non-zero sum game n. sıfır-toplamsız oyun
nonreturn-to-zero code n. sıfıra dönüşsüz kod
pole zero plot n. sıfır kutup çiziti
zero point n. sıfır noktası
zero point n. nötr nokta
zero-sum n. sıfır sonuç
zero value n. sıfır değer
zero point n. ölü nokta
point zero n. yer sıfır noktası
zero beat n. sıfır girişimi
zero hour n. sıfır saati
actual ground zero n. gerçek yer sıfır noktası
desired ground zero n. arzu edilen yer sıfır noktası
zero pressure governor n. sıfır basınç regülatörü
zero phase technique n. sıfır faz tekniği
measurement of quartz crystal unit parameters by zero phase technique in a pi-network n. kuvartz kristal birimi parametrelerinin bir şebekede sıfır faz tekniği ile ölçülmesi
zero position n. sıfır konumu
zero bias n. sıfır polarlama
zero error n. sıfır hata
zero gravity n. sıfır yer çekimi
zero point energy n. sıfır noktası erki
zero decarburization n. sıfır karbonsuzlaşma
zero stockline n. sıfır yük hattı
zero setting n. sıfıra kurma
zero order reaction n. sıfır düzenli tepkime
zero energy thermonuclear apparatus n. sıfır erkeli termonükleer aygıt
zero governor n. sıfır basınç ayarlayıcısı
zero adjustment n. sıfır ayarı
zero defect n. sıfır bozukluk
zero-expansion glass n. genleşmez cam
zero-loss electrons n. enerji yitimsiz elektronlar
zero-order light n. sapmasız ışık
zero-loss peak n. enerji yitimsiz doruk
zero-order laue zone n. sapmasız laue bölgesi
absolute zero n. salt sıfır
ground zero n. patlama merkezi
zero clearance n. sıfır klerans
zero drift n. sıfır noktası sapması
zero clearance n. sıfır boşluk
zero current n. sıfır akımı
zero adjustment n. sıfır noktası ayarı
zero-g device n. sıfır yerçekimi aleti
near-zero n. sıfıra yakın
zero voltage n. sıfır voltaj
zero voltage n. sıfır gerilim
zero/proportional regulator n. sıfır/eşit basınç regülatörü
zero load n. sıfır yük
zero stage n. eksenel kompresörün ön tarafına kurulan kompresör kanatçıklarda bir kademe ayarı
zed (zero energy development) n. sıfır net enerji tüketimine sahip bina
zero fill v. sıfır doldurmak
zero fill v. sıfırla doldurmak
zero-beat adj. vurusuz
return to zero bipolar adj. sıfıra dönüşlü çift kutuplu
return to zero unipolar bipolar adj. sıfıra dönüşlü tek çift kutuplu
bipolar nonreturn to zero adj. kutupsal sıfıra dönüşsüz
bipolar return to zero adj. kutupsal sıfıra dönüşlü
non-return to zero unipolar bipolar adj. sıfıra dönüşsüz tek çift kutuplu
non-return to zero unipolar adj. sıfıra dönüşsüz tek kutuplu
non-return to zero bipolar adj. sıfıra dönüşsüz çift kutuplu
non-return-to-zero adj. sıfıra dönüşümsüz
zero-dimensional adj. sıfır boyutlu
zero-valent adj. diğer elementlerle tepkimeye girmeyen
return to zero unipolar adj. sıfıra dönüşlü tek kutuplu
zero valent adj. sıfır değerlikli
Computer
slashed zero n. eğik çizgili sıfır
zero divide n. sıfıra bölüm
zero shift error n. kayma yanılgısı
zero suppression n. ön sıfırları atma
zero picture n. sıfır gösterimi
zero code suppression n. sıfır kodunu yok etme
zero suppress n. sıfır gösterme
vga zero ws ram n. vga sıfır bekleme zamanlı ram
zero error n. alt değer hatası
zero space n. sıfır boşluk
zero values n. sıfır değerleri
zero based linearity n. alt değer doğrusallığı
automatic zero button n. otomatik sıfırlama düğmesi
bipolar return to zero signalling n. kutupsal sıfıra dönüşlü sinyalleşme
digit zero n. basamak sıfır
elevated zero range n. sıfırlı erim ölçme aleti
floating zero n. kayan sıfır
leading zero n. öndeki sıfır
instrument with suppressed zero n. sıfırı içermeyen alet
leading zero n. önce gelen sıfır
mechanical zero n. mekanik sıfır
pole zero plot n. sıfır kutup çiziti
page zero n. sıfırıncı sayfa
zero output signal n. sıfır çıktı işareti
zero compression n. sıfır sıkışımı
zero compression n. sıfır kompresyonu
zero elimination n. sıfırları eleme
zero suppression n. sıfır inikliği
zero suppression n. sıfırlanıl kaldırılması
zero condition n. sıfır durumu
zero output n. sıfır çıktı
zero suppression n. sıfır silme
zero state n. sıfır durumu
return to zero encoding n. sıfıra dönüşümlü kodlama
all-zero filter n. tüm sıfırlı süzgeç
bipolar non-return to zero signalling n. kutupsal sıfıra dönüşsüz sinyalleşme
pole-zero plot n. sıfır-kutup çiziti
non-return-to-zero code n. sıfıra dönüşsüz kod
non-zero sum game n. sıfır-toplamsız oyun
zero-address instruction n. adressiz komut
zero-based linearity n. alt değer doğrusallığı
zero-bit insertion n. sıfır bitini araya sokma
zero-day attack n. sıfır gün saldırısı
zero-day protection n. sıfır gün koruması
zero-hour attack n. sıfır saat saldırısı
zero fill v. sıfırla doldurmak
zero fill v. sıfır doldurmak
bipolar nonreturn to zero adj. kutupsal sıfıra dönüşsüz
nonreturn-to-zero adj. sıfıra dönüşümsüz
non-return to zero unipolar adj. sıfıra dönüşsüz tek
zero suppress expr. sıfır bastır
vga zero ws rom expr. vga sıfır bekleme zamanlı rom
allow zero expr. sıfır olmasına olanak sağla
bipolar return to zero expr. kutupsal sıfıra dönüşlü
Informatics
floating zero n. kayan sıfır
zero position n. sıfır konumu
suppressed-zero range n. sıfırsız erim
non-zero sum game n. sıfır toplamsız oyun
zero index carrier return n. aynı satırda satırbaşı
zero knowledge proof n. sır vermeyen tanıt
suppressed-zero scale n. sıfırsız ölçek
zero-input response n. başlangıç koşulu tepkisi
leading zero n. öndeki sıfır
zero-bit insertion n. sıfır biti sokuşturma
zero code suppression n. sıfır kodunu yok etme
zero level n. referans düzeyi
zero-state response n. salt girdi tepkisi
zero-input response n. sıfır girdili tepki
zero-state response n. başlangıç koşulsuz tepki
zero suppression n. sıfırların kaldırılması
zero-address instruction n. sıfır adresli komut
two-person zero-sum game n. iki kişilik sıfır toplamlı oyun
non-return-to-zero code n. sıfıra dönüşsüz kod
zero matrix n. sıfır matris
zero terminal n. nötr tel ucu
return to zero adj. sıfıra dönüşlü
zero defect adj. sıfır kusurlu
Telecom
zero power level n. sıfır güç düzeyi
zero code suppression n. sıfır kodlarını yok etme
zero compression n. sıfır sıkıştırma
zero beat n. sıfır vuruş
zero-dispersion wavelength n. sıfır dağılımlı dalga boyu
zero level decoder n. sıfır seviyeli kod çözücü
zero dispersion slope n. sıfır dağılımlı eğim
zero-bit insertion n. sıfır bitin ilave edilmesi
zero byte time slot interchange n. sıfır baytlı zaman dilimi değiş tokuşu
zero level address n. sıfır seviye adresi
zero set n. sıfır kümesi
zero transmission level point n. sıfır iletim seviye noktası
Electric
zero resistance n. sıfır direnç
zero potential n. sıfır potansiyeli
zero method n. sıfır yöntemi
zero potential n. sıfır gerilim
zero potential n. sıfır gizilgüç
electrical zero n. elektriksel sıfır
Construction
under zero impressed irradiance n. sıfır ışıma etkisi altında
Automotive
zero emission vehicle (zev) n. sıfır emisyonlu araç
zero lash n. sıfır boşluk
zero offset steering n. sıfır direksiyon kayıklığı
zero emission vmt n. sıfır emisyonla katedilen yol
zero emission vehicle n. sıfır emisyonlu araç
zero emission motorcycle n. sıfır emisyonlu motosiklet
zero emission bus n. sıfır emisyonlu otobüs
advanced technology partial zero emission vehicle n. ileri teknolojili kısmen sıfır emisyonlu araç
zero absolute pressure n. mutlak basınç ölçeğinde sıfır değer
absolute zero n. mutlak sıfır
zero keel n. süspansiyon ayaksız tasarım
zero gap ring n. boşluksuz segman
partial zero emission vehicle n. kısmen sıfır emisyonlu araç
zero-emission adj. sıfır emisyonlu
zero-emission adj. çevreyi kirletmeyen (motorlu taşıt)
Aeronautic
zero fuel mass n. yakıtsız ağırlık
zero mode a n. sıfır mod a
actual ground zero n. gerçek yer düzeyi
zero fuel weight n. uçağın yakıtsız, fakat diğer bütün yüklerin yüklenmiş hali
balance station zero n. müracaat sathı
zero-zero adj. atmosfer koşulları tarafından sıfıra indirgenen
zero-zero adj. hava aracındaki yolcuyu sıfır yükseklik ve sıfır hızda fırlatabilen
zero-zero adj. atmosfer koşullarının azami irtifayı ve görüşü sıfıra indirmesi ile karakterize edilen
Petrol
zero-carbon energy carriers n. karbonsuz enerji taşıyıcıları
Medical
zero order kinetics n. sıfır derece kinetiği
reference zero for the calibration of audiometric equipment n. odiyometrik cihazların kalibrasyonu için referans sıfır
patient zero n. hastalığı ilk yayan kişi
zero balancing n. (alternatif tıpta) iskelet yapısına müdahale edilerek yapılan tedavi
Psychology
zero population growth n. sıfır nüfus artışı
absolute zero n. mutlak sıfır
physiological zero n. fizyolojik sıfır
non-zero-sum game n. toplamı sıfırsız oyun
zero-order correlation n. sıfır sıralı korelasyon
zero-sum game n. toplamı sıfırlı oyun
Food Engineering
absolute zero n. mutlak sıfır
zero damped adj. sıfır sönümlü
Math
zero of a function n. fonksiyonun sıfıryeri
zero number n. sıfır sayısı
left zero divisor n. sol sıfır böleni
multiple zero n. katlı sıfıryeri
right zero divisor n. sağ sıfır böleni
zero element n. sıfır öğe
multiple zero n. katlı kök
zero function n. sıfır fonksiyonu
zero vector n. sıfır vektörü
zero angle n. sıfır açısı
zero divisor n. sıfır böleni
aleph zero n. alef sıfır
left divisor of zero n. soldan sıfır böleni
order of a zero n. sıfırın mertebesi
zero element n. yutan eleman
zero plus n. sıfır ve üstü pozitif
zero plus n. artı
non-zero covector n. sıfırdan farklı bir kovaryant vektör
non-zero locally quasinilpotent compact-friendly operator n. yerel yarınilpotent ompakt-yakın sıfırdan farklı operatör
zero point n. orijin
zero point n. koordinat sisteminde referans alınan sabit nokta
non-zero finitely generated adj. sıfırdan farklı sonlu üretilmiş
Statistics
zero sum game n. sıfır toplamlı oyun
log-zero-poisson distribution n. log-sıfır-poisson dağılımı
Physics
instantaneous center of zero velocity n. ani dönme merkezi
zero line n. başlangıç çizgisi
zero beat n. sıfır vuru
zero beat n. sıfır batman
zero line n. sıfır çizgisi
zero-power reactor n. sıfır-güçlü reaktör
zero-concentration n. sıfıra yakın konsantrasyon
zero-point energy n. sıfır noktası enerjisi
zero-point energy n. saltık sıfır erkesi
zero-concentration n. sıfır konsantrasyon
zero-point entropy n. sıfır noktası entropisi
zero-point entropy n. saltık sıfır dağıntısı
zero gravity n. sıfır yerçekimi
zero gravity n. sıfır yer çekimi
zero sequence n. sıfır dizisi
zero method n. ölçüm aparatının göstergesi sıfırda kalacak şekilde uygulanan bir ölçme yöntemi
zero point adj. ölçekte sıfır noktası ile ilişkili
zero point adj. sıcaklıkta mutlak sıfır noktası ile ilişkili