crash! - Turkish English Dictionary

crash!

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "crash!" with other terms in English Turkish Dictionary : 356 result(s)

English Turkish
Common Usage
crash v. çarpışmak
A cab crashed into a train this Wednesday.
Bu çarşamba bir taksi ve bir tren çarpıştı.

More Sentences
crash v. çarpmak
The waves crashed against the rocks.
Dalgalar kayalara çarptılar.

More Sentences
General
crash n. gürültü
I heard a crash at about ten o'clock last night.
Dün gece saat on civarında bir gürültü duydum.

More Sentences
crash n. iflas
During the Depression in the 1930's, many wealthy people lost everything in the stock market crash.
1930'lardaki kriz sırasında, çok sayıda zengin insan borsanın iflasında her şeyini kaybetti.

More Sentences
airplane crash n. uçak kazası
All the passengers were killed in the airplane crash.
Uçak kazasında tüm yolcular öldü.

More Sentences
crash n. kaza
This is like calling a crash involving several cars or lorries on a motorway a natural disaster.
Bu, otoyolda birkaç araba veya kamyonun karıştığı bir kazaya doğal afet demek gibi bir şey.

More Sentences
crash helmet n. kask
You had better put on your crash helmet.
Kaskını giysen iyi olur.

More Sentences
crash n. çökme
What would happen if the long-term savings of future pensioners were engulfed in a stock-market crash?
Geleceğin emeklilerinin uzun vadeli birikimleri bir borsa çöküşünde yutulursa ne olur?

More Sentences
car crash n. araba kazası
Dan survived the car crash.
Dan araba kazasında hayatta kaldı.

More Sentences
plane crash n. uçak düşmesi
The pilot bailed out before the plane crashed.
Uçak düşmeden önce pilot kaçtı.

More Sentences
plane crash n. uçak kazası
No one survived the plane crash.
Hiç kimse uçak kazasını atlatamadı.

More Sentences
crash n. çarpışma
Crashes happen all the time.
Çarpışmalar her zaman olur.

More Sentences
train crash n. tren kazası
Dan witnessed the train crash.
Dan tren kazasına tanık oldu.

More Sentences
crash v. çökmek
But all those feelings collided and came crashing in on me at once.
Ama tüm bu duygular bir anda çarpıştı ve üzerime çöktü.

More Sentences
crash v. çarpmak
The ship crashed on the rocks.
Gemi kayalara çarptı.

More Sentences
crash v. sabahlamak
I need a place to crash.
Sabahlamak için bir yere ihtiyacım var.

More Sentences
crash into v. çarpmak
When the two planes crashed into the World Trade Center they demolished more than the twin towers.
İki uçak Dünya Ticaret Merkezi'ne çarptığında ikiz kulelerden daha fazlasını yıktılar.

More Sentences
crash v. düşmek
If these engines fail as a result of technical problems or deliberate sabotage, then the aircraft will crash.
Eğer bu motorlar teknik sorunlar ya da kasıtlı bir sabotaj sonucu arızalanırsa, uçak düşecektir.

More Sentences
crash v. batmak
The stock market has crashed.
Borsa battı.

More Sentences
(computer) to crash v. bilgisayar çökmek
I wonder what caused your computer to crash.
Bilgisayarının çökmesine neyin sebep olduğunu merak ediyorum.

More Sentences
crash v. yere çakılmak
Did the plane crash?
Uçak yere çakıldı mı?

More Sentences
crash v. çakılmak
The plane turned sharply to the right just before it crashed.
Uçak çakılmadan hemen önce keskin bir şekilde sağa dönmüş.

More Sentences
Phrasals
crash down around v. üzerine yıkılmak
Like a house of cards, Tom's dreams and plans came crashing down around him.
İskambilden bir ev gibi, Tom'un hayalleri ve planları üzerine yıkıldı.

More Sentences
crash down v. yıkılmak
Like a house of cards, Tom's dreams and plans came crashing down around him.
Tom'un hayal ve planları, kağıttan bir kule gibi yıkıldı.

More Sentences
Law
crash site n. kaza alanı
The investigators gathered evidence from the crash site.
Müfettişler kaza alanından kanıt topladılar.

More Sentences
Computer
crash n. çökme
In some rare instances, the amount of unwanted content could cause your web browser to crash.
Bazı nadir durumlarda, istenmeyen içerik miktarı web tarayıcınızın çökmesine neden olabilir.

More Sentences
Automotive
crash n. çarpışma
I'll never forget the sound the crash made.
Çarpışmanın çıkardığı sesi asla unutmayacağım.

More Sentences
Traffic
crash n. çarpışma
I heard an awful crash.
Korkunç bir çarpışma duydum.

More Sentences
Military
crash helmet n. kask
You had better put on your crash helmet.
Kaskını taksan iyi olur.

More Sentences
Common Usage
crash n. kırılma
General
crash n. tarraka
crash n. gürültü ile düşme
crash n. uçak kazası
crash n. batkınlık
crash n. çözülme
crash n. şırak
crash diet n. sıkı rejim
crash n. parçalanma
crash n. çat
crash n. oto kazası
crash n. borsada hisselerin birden düşmesi
crash n. çatırtı
crash n. yıkılma
air crash n. uçak kazası
crash n. şangırtı
crash repairs n. karoser tamiratı
crash n. seri
crash of thunder n. gök gürültüsü
crash n. araba kazası
crash n. gürleme
crash n. cayırtı
crash n. batkı
crash n. top atma
crash n. hızla gelen büyük iflas
crash n. düşüş
crash n. sukut
crash n. havluluk bez
gate-crash n. davetsiz misafir
hard crash n. örseleyen çöküm
crash n. çatırdı
crash pad n. geçici olarak kalacak yer
plane crash n. uçağın düşmesi
crash diet n. şok diyet
helicopter crash n. helikopter kazası
crash programme n. hızlandırılmış/yoğun ders programı
crash program n. hızlandırılmış/yoğun ders programı
crash n. yoğun kurs
crash starting n. arabayı iterek çalıştırma
crash starting n. arabanın iterek çalıştırılması
car crash n. araba çarpması
crash memory n. kaza belleği
crash barrier n. çarpma bariyeri
crash n. gümbürtü
crash n. tiyatroda cam kırılma sesini taklit etmek için kullanılan içi kırık parça dolu sepet
crash n. üzerinde halı serilmiş zemini kaplayan kumaş
crash n. huzursuzluk hali
crash n. gümbürtü
crash the gate v. ücret vermeden girmek
crash v. kırmak
crash v. gürültü etmek
crash v. çatırdamak
crash v. top atmak
crash v. çarpmak (kaza sonucu)
crash v. atarak paramparça etmek
crash v. büyük bir gürültüyle çalmak
crash v. top atmak (işyeri)
crash v. iflas bayrağını çekmek
crash v. hızla iflas etmek (işyeri)
crash out v. bir başkasının evinde uyumak
crash v. davetsiz olarak gitmek
crash v. düşmek (kaza sonucu)
crash v. büyük bir gürültü yapmak
crash into v. bindirmek
crash v. gürlemek
crash v. parçalanmak
crash v. iflas borusunu çalmak
crash v. parçalamak
crash v. gürültüyle düşmek
crash v. çarpa çarpa gürültülü bir şekilde gitmek
crash v. çarpa çarpa şiddetli ve gürültülü bir şekilde koşmak
have a crash v. kaza yapmak
crash v. iflas etmek
crash v. paldır küldür gitmek
crash v. şangırdamak
crash v. kırılmak
crash into v. araba ile vurmak
crash into a truck coming from the opposite direction v. karşı yönden gelen kamyona çarpmak
crash into a truck coming from the opposite direction v. karşı yönden seyreden bir kamyona çarpmak
(one's computer) to crash v. bilgisayarı çökmek
(the wave) to crash v. dalga çarpmak
crash v. gürültüyle çarpmak
crash v. çarptırmak
crash v. düşüp parçalanmak
crash v. bindirmek
crash-land v. zorunlu iniş yaptırmak
gate-crash v. düzenlelen bir etkinliğe biletsiz gelmek
crash-land v. mecburi iniş yapmak
gate-crash v. basmak
crash-land v. hasarlı indirmek
crash-land v. hasarlı inmek
crash and burn v. hezimete uğramak
crash and burn v. başarısız olmak
crash and burn v. düşüp infilak etmek
crash right after takeoff v. kalkıştan hemen sonra yere çakılmak
survive the plane crash v. uçak kazasından sağ kurtulmak
crash through the waves v. dalgaları yararak aşmak
crash into the reef v. kayalıklara çarpmak
die in a plane crash v. uçak kazasında ölmek
crash a wedding v. bir düğüne davetsiz katılmak
head on crash v. (araç) kafa kafaya çarpışmak
crash a party v. partiye davetsiz katılmak
crash a party v. partiye davetsiz gitmek
crash a party v. partiye davet edilmeden gitmek
crash v. köşeyi dönmek
crash v. birdenbire aşırı popüler olmak
crash v. voliyi vurmak
crash v. gündeme başsayfadan girmek
crash [obsolete] v. dişlerini gıcırdatmak
crash-test v. (yeni ürünü) güvenlik açısından test etmek
crash v. büyük bir gürültüyle vurmak
crash adj. yoğun
crash adj. şangır şungur
crash adj. hızlı
crash adj. maksimum kaynak kullanılarak acil durum koşullarını en kısa sürede yerine getiren
after a plane crash like this adv. böyle bir uçak kazasından sonra
there's been a crash expr. bir kaza olmuş
there's been a crash expr. bir kaza oldu
Phrasals
crash into someone v. birine çarpmak/toslamak
crash into something v. bir şeye çarpmak
crash into something v. bir yere vurmak/çarpmak
crash with someone v. birisinin evinde kalmak
crash out v. bir yerde sızıp kalmak
crash into something v. bir şeye bindirmek
crash around v. gürültü yapmak
crash with someone v. geceyi bir başkasının evinde geçirmek
crash down about v. üzerine yıkılmak
crash in on v. üzerine yıkılmak
crash through something v. (çiti vb) ezip geçmek
crash together v. çarpışmak
crash together v. birbirine çarpmak
crash together v. toslamak
crash something together v. bir şeyleri birbirine çarptırmak
crash something together v. bir şeyleri birbirine vurmak
crash something together v. bir şeyleri birbirine çarpmak
crash down v. güm diye yıkılmak
crash down v. felaketle sonuçlanmak
crash down v. başına yıkılmak
crash down v. üstüne yıkılmak
crash into (someone or something) v. (birine/bir şeye) çarpmak
crash into (someone or something) v. (birine/bir şeye) bindirmek
crash into (someone or something) v. (birine/bir şeye) toslamak
crash into (someone or something) v. (birine/bir şeye) vurmak
crash out v. kaçmak
crash out v. sıvışmak
crash out v. kaçıp gitmek
crash through v. yararak aşmak
crash through v. ezip geçmek
crash with v. -in evinde kalmak
crash with v. geceyi bir başkasının evinde geçirmek
crash out v. yarışmadan rezil olarak elenmek
Phrases
with a crash expr. şangur şungur
Colloquial
car crash n. başına felaket gelmiş kimse
car crash n. musibete uğramış kimse
car crash n. afetzede
sugar crash n. fazla miktarda şeker yedikten sonra oluşan aşıraı enerji
crash v. kafayı vurup yatmak
crash out v. yorgunluktan dolayı hemen uyuyup kalmak
make the plane crash v. uçağı düşürmek
crash bang wallop interj. paldır küldür
crash bang wallop interj. tangır tungur
crash bang wallop interj. pata küte
crash bang wallop interj. şangır şungur
crash bang wallop interj. pat diye
crash bang wallop interj. güm diye
with a crash expr. pat diye
Idioms
crash course n. yoğun kurs
crash course n. hızlandırılmış/yoğun ders programı
a crash course n. hızlandırılmış kurs/ders
a crash course n. yoğun kurs
a crash course n. hızlandırılmış/yoğun ders programı
a crash course n. hızlandırılmış eğitim
crash course (in something) n. (bir konuda) hızlandırılmış kurs/ders
crash course (in something) n. (bir konuda) yoğun kurs
crash course (in something) n. (bir konuda) hızlandırılmış/yoğun ders programı
crash course (in something) n. (bir konuda) hızlandırılmış eğitim
crash at someone's place v. birinin evinde misafir kalmak
crash about one's ears v. dünya başına yıkılmak
crash about one's ears v. dünyası başına yıkılmak
crash in midair v. havada kaza yapmak
crash to the floor v. güm diye çakılmak
crash on the couch v. kanepede sızmak
crash on the couch v. kanepede sızıp kalmak
crash about v. oraya buraya çarparak ilerlemek
crash head-on v. kafa kafaya çarpışmak
crash out of some place v. (hapishane vb gibi) bir yerden firar etmek
crash to the floor v. yere çakılmak
crash out of some place v. (hapishane vb gibi) bir yerden kaçmak
crash out of some place v. (hapishane vb gibi) bir yerden sıvışmak
crash and burn v. (müsabaka dışı kalacak kadar) kötü bir biçimde yaralanmak
crash and burn v. kaza geçirip yarış dışı kalmak
crash dive v. ani dalış yapmak
crash dive v. ani dalışa geçmek
crash dive v. ani düşüşe geçmek
crash the party v. partiye davetsiz katılmak
crash the party v. partiye kaçak katılmak
Speaking
how many vehicles were involved in the crash? expr. kazaya kaç araç karıştı?
Trade/Economic
huge crash n. büyük çöküş
great crash n. büyük çöküntü
flash crash n. kısa zaman içinde yüksek volatilite ile birlikte fiyatlamanın çok kısa bir sürede dip seviyeye gelmesi
wall street crash n. wall street iflası
crash v. (borsa) aniden düşmek
Industry
crash v. daha fazla kaynak ayırarak işi hızlandırmak
Insurance
crash for cash adj. sahte trafik kazalarıyla sigortadan para almaya çalışılan (dolandırıcılık)
Technical
system crash n. bilgisayarın arızalanması
soft crash n. bilgi yitirmeden çöküş
crash energy absorption n. çarpma enerjisi emilimi
crash pad n. çarpma tamponu
crash dump n. çöküş boşalımı
crash sensor n. darbe sensörü
disk crash n. disk çökmesi
head crash n. kafa çarpması
head crash n. kafa çökmesi
crash assembly n. kırılmaya karşı tertibat
head crash n. okuma-yazma kafası çarpması
crash truck n. uçak kazası kurtarma kamyonu
crash truck n. yol yapım çalışanlarını trafik kazalarından koruyan kamyon
crash tender n. uçak kazası kurtarma kamyonu
crash wagon n. uçak kazası kurtarma kamyonu
crash v. ezmek
crash-proof adj. darbe ve çarpmaya dayanıklı
Computer
crash n. arıza
computer crash n. bilgisayarın çökmesi
system crash n. bilgisayarın arızalanması
crash dump n. çöküş boşaltımı
disk crash n. disk kazası
disk crash n. disk çökmesi
head crash n. kafa arızası
head crash n. kafa çarpması
crash dump n. kilitlenme bilgisi
crash dump n. kilitlenme bilgi dökümü
hard crash n. onulmaz arıza
crash n. olağandışı sonlanma
hard crash n. örseleyen çöküm
program crash n. programın çökmesi
head crash n. sabit diskte meydana gelen fiziki hasar
crash test dummies n. tamamen test edilmemiş yazılıma ödeme yapan müşteriler
crash v. arızalanmak
Informatics
system crash n. bilgisayarın çökmesi
disk crash n. disk çökmesi
head crash n. kafa arızası
head crash n. kafa çarpması
Television
car-crash tv n. kasıtlı olarak şiddet içeren, rahatsız edici ve korkunç programlar gösteren televizyon programları
Textile
crash n. havlu ve perde yapımında kullanılan kaba bez
Dyeing
crash n. grimsi bir sarı tonu
Automotive
t-bone crash n. başka bir araca tam yandan çarpma
car crash n. araç kazası
oblique crash test n. açılı darbe testi
crash n. çarpma
crash safety n. çarpışma güvenliği
crash sensor n. çarpışma sensörü
crash test n. çarpışma testi
crash test dummy n. çarpışma testi mankeni
crash compatibility n. çarpışmaya uyumluluk
crash test n. darbe testi
crash pad n. darbe emici
crash test dummy n. kaza (çarpma) testi mankeni
crash test dummy n. kaza deney mankeni
crash magnet n. kaza mıknatısı
pre-crash restraint n. kaza öncesi güvenlik düzenlerinin
auto crash reconstructionist n. kaza yapılandırma uzmanı
crash avoidance systems n. kazadan sakınma düzenleri
crash avoidance metrics partnership n. kazadan sakınma ölçübilim ortaklığı
vision enhancement for crash avoidance n. kazadan sakınmak için görüşün iyileştirilmesi
frontal crash n. önden çarpma
front crash prevention tests n. önden çarpışmayı önleme testleri
small overlap frontal crash test n. önden dar örtüşmeli çarpışma testi
frontal crash test n. önden darbe testi
moderate overlap frontal crash n. önden orta derece örtüşmeli çarpışma testi
side crash test n. yandan çarpma testi
Traffic
crash cushion n. çarpma yastığı
speed-related crash n. hızla bağlantılı çarpışma
Aeronautic
crash position n. acil durum inişi için iniş/çarpışma pozisyonu
crash landing n. gövde üzerine iniş
crash fire n. kaza yangını
crash investigation report n. kaza kırım raporu
crash crew n. kurtarma ekibi
crash landing n. mecburi iniş
airport crash tender n. uçak kazası yangın aracı
airport crash tender n. uçak kazası müdahale aracı
crash-landing n. (uçak) zorunlu iniş
crash-landing n. (uçak) arızalı iniş
crash rescue and fire suppression n. kazalı uçaktan mürettebatın çıkarılıp yangının söndürülmesi
crash land v. uçağı parçalanmak pahasına yere indirmek
assume a brace or crash position v. (uçakta) çarpmaya/düşmeye hazırlanmak
crash land v. zorunlu iniş yapmak
crash-land v. uçak zorunlu iniş yapması
crash-land v. zorunlu iniş yapmak
crash v. (uçak) düşmek
crash proof adj. darbe ve çarpmaya dayanıklı
Marine
crash dive n. ani dalış
Medical
crash cart n. pansuman arabası
crash trolley n. pansuman arabası
crash cart n. acil müdahale arabası
crash cart n. acil destek arabası
crash trolley n. acil destek arabası
crash trolley n. acil müdahale arabası
crash team n. kalp durması müdahale ekibi
crash v. kalbi durmak
Biology
population crash n. ani nüfus azalması
population crash n. nüfusta yaşanan ani azalma
Marine Biology
algal crash n. alg çökmesi
Zoology
crash n. gergedan sürüsü
Environment
crash n. gelişmiş popülasyon döngüleri olan hayvanın sayısında keskin düşüş yaşanan dönem
crash n. gelişmiş popülasyon döngüleri olan hayvanın sayısında görülen azalma miktarı
crash v. (nüfus) hızla düşmek
Military
crash survivable flight data recorder n. çarpmaya dayanıklı uçuş bilgi kaydedicisi
crash locator beacon n. kaza yeri tespit biykını
crash boat n. kurtarma botu
aerodrome crash-rescue service n. meydan kırım-kurtarma hizmeti
crash pad n. sadme yastığı
crash helmet n. sadme başlığı
crash position indicator n. kırım mevkii göstergesi
Basketball
crash the boards n. kaçan bir basket sonrası ribaundu alıp tekrar tekrar atış yapmak
crash the boards n. uzun boylu bir adamın maç boyunca çok sayıda ribaunt alması
Football
crash a volley v. vole vurmak
Archaic
crash n. büyü
crash n. müsabaka
crash n. dönüş
Slang
crash n. uyuşturucu kullanımı sonrası yaşanan süreç
crash v. uzun süreli uyuşturucu kullanımının etkilerini yaşamak
crash v. geçici bir yerde para ödemeden kalmak
crash-hot [australia/new zealand] adj. çok iyi
crash-hot [australia/new zealand] adj. mükemmel
British Slang
crash out v. bayılmak
crash out v. kendinden geçmek
Star Wars
crash site memorial n. kaza alanı anıtı