Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
forth
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Meanings of
"forth"
in Turkish English Dictionary : 7 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
forth
adv.
başka
2
General
forth
adv.
diğer
3
General
forth
adv.
sonra
4
General
forth
adv.
dışarı
5
General
forth
adv.
ileri
6
General
forth
adv.
dışarıya doğru
7
General
forth
adv.
açığa
Meanings of
"forth"
with other terms in English Turkish Dictionary : 459 result(s)
Category
English
Turkish
General
1
General
pacing back and forth
n.
volta
2
General
giving forth
n.
yayın
3
General
giving forth
n.
yayma
4
General
holder-forth
n.
topluluk önünde konuşan kimse
5
General
holder-forth
n.
nutuk atan kimse
6
General
holder-forth
n.
söylev veren kimse
7
General
holder-forth
n.
vaiz
8
General
holder-forth
n.
hatip
9
General
sallying forth
n.
işlek yoldan çıkış
10
General
put forth
v.
iddia etmek
11
General
hold forth
v.
uzun uzadıya konuşmak
12
General
call forth
v.
neden olmak
13
General
put forth
v.
vermek (yaprak/çiçek/filiz vb'ni)
14
General
put forth
v.
ileri sürmek
15
General
go back and forth
v.
ileri geri gitmek
16
General
shadow forth
v.
belli etmek
17
General
burst forth
v.
açılmak
18
General
spew forth
v.
çıkarmak
19
General
pace back and forth
v.
volta atmak
20
General
walk back and forth
v.
dönüp dolaşmak
21
General
put forth
v.
çıkarmak
22
General
give forth
v.
yayınlamak
23
General
send forth
v.
neşretmek
24
General
volley forth
v.
yağdırmak
25
General
shadow forth
v.
sezdirmek
26
General
hold forth
v.
söylev vermek
27
General
call forth
v.
ortaya çıkarmak
28
General
shuttle back and forth between two countries
v.
iki ülke arasında mekik dokumak
29
General
set forth
v.
ileri sürmek
30
General
set forth one's final opinion in scathing terms
v.
rest çekmek
31
General
pour forth
v.
taşmak
32
General
set forth
v.
öngörmek
33
General
hold forth
v.
öne sürmek
34
General
put forth
v.
yayınlamak
35
General
sally forth
v.
dışarıya fırlamak
36
General
shoot forth
v.
sürgün vermek
37
General
travel back and forth
v.
mekik dokumak
38
General
body forth
v.
temsil etmek
39
General
hold forth
v.
nutuk atmak
40
General
well forth
v.
akmak
41
General
launch forth
v.
konuşmaya başlamak
42
General
hold forth
v.
yüksekten atmak
43
General
reach forth
v.
elini uzatmak
44
General
show forth
v.
anlatmak
45
General
hold forth
v.
teklif etmek
46
General
hold forth
v.
ileri sürmek
47
General
give forth
v.
bildirmek
48
General
give forth
v.
çıkarmak
49
General
hold forth
v.
önermek
50
General
shadow forth
v.
hissettirmek
51
General
give forth
v.
yaymak
52
General
hold forth
v.
sunmak
53
General
spue forth
v.
kusmak
54
General
put forth
v.
göstermek
55
General
go forth
v.
çıkmak
56
General
send forth
v.
yaymak
57
General
set forth
v.
öne sürmek
58
General
call forth
v.
yol açmak
59
General
send forth
v.
göndermek
60
General
shadow forth
v.
ima etmek
61
General
trumpet forth
v.
ilan etmek
62
General
pour forth
v.
dökülmek
63
General
pour forth
v.
yağdırmak
64
General
break forth
v.
kahkahayı basmak
65
General
bring forth young
v.
yavrulamak
66
General
bring forth
v.
ürün vermek
67
General
volley forth
v.
yağmuruna tutmak
68
General
show forth
v.
açıklamak
69
General
launch forth
v.
yola koyulmak
70
General
hold forth
v.
nutuk çekmek
71
General
bring forth
v.
getirmek
72
General
put forth
v.
yayımlamak
73
General
bring forth
v.
vermek
74
General
body forth
v.
şekil vermek
75
General
set forth
v.
yola çıkmak
76
General
reach forth
v.
uzanmak
77
General
send forth
v.
yollamak
78
General
call forth
v.
kullanmak
79
General
shoot forth
v.
filizlenmek
80
General
set forth
v.
ortaya koymak
81
General
set forth
v.
izah etmek
82
General
spew forth
v.
kusmak
83
General
bring forth
v.
doğurmak
84
General
bring forth
v.
sebep olmak
85
General
call forth
v.
çıkarmak
86
General
shadow forth
v.
haber vermek
87
General
send forth
v.
çıkartmak
88
General
put forth
v.
ortaya koymak
89
General
hold forth
v.
nutuk söylemek
90
General
sally forth
v.
çıkmak
91
General
put forth fruit
v.
meyve vermek
92
General
set forth
v.
meydana koymak
93
General
come forth
v.
ortaya çıkmak
94
General
come forth
v.
gizlendiği yerden çıkmak
95
General
come forth
v.
(bir şey) (bir yerden) çıkmak
96
General
set forth a reason
v.
sebep öne sürmek
97
General
set forth
v.
yola koyulmak
98
General
come forth from obscurity
v.
su yüzüne çıkmak
99
General
set forth
v.
ifade etmek
100
General
confidently set forth
v.
güvenle yola çıkmak
101
General
confidently set forth
v.
yola güvenle çıkmak
102
General
lead forth
v.
liderlik etmek
103
General
lead forth
v.
yol göstermek
104
General
draw something forth
v.
öne çekmek
105
General
sway back and forth
v.
(bir yönden diğerine doğru) sallanmak
106
General
call someone forth
v.
(birini bir yere gelmesi için) çağırmak
107
General
stretch forth from something
v.
(bir yerden) (bir şey) uzamak/uzayıp gitmek
108
General
bring forth
v.
neden olmak
109
General
bring forth
v.
meydana getirmek
110
General
bring forth
v.
hasıl etmek
111
General
gush forth from
v.
(kan) (yaradan vb) fışkırmak
112
General
gush forth out of something
v.
(kan) (yaradan vb) fışkırmak
113
General
put more effort forth
v.
daha fazla çaba harcamak
114
General
twist back and forth
v.
ileri geri bükmek
115
General
bring forth awareness to
v.
bilinç kazandırmak
116
General
email back and forth
v.
emailleşmek
117
General
email back and forth
v.
mailleşmek
118
General
body (forth)
v.
hayali bir şeye vücut vermek
119
General
body (forth)
v.
temsil etmek
120
General
body (forth)
v.
sembolize etmek
121
General
move back and forth
v.
ileri geri hareket etmek
122
General
move back and forth
v.
önce bir yöne sonra tersine doğru hareket etmek
123
General
burgeon (forth)
v.
büyüyüp serpilmek
124
General
burgeon (forth)
v.
hızla gelişmek
125
General
burgeon forth
v.
tomurcuklanmak
126
General
burgeon forth
v.
dallanmak
127
General
burgeon forth
v.
çimlenmek
128
General
put forth great effort
v.
dişini tırnağına takarak uğraşı vermek
129
General
pour (forth)
v.
bol miktarda üretmek
130
General
pour (forth)
v.
bolca piyasaya sürmek
131
General
pour forth
v.
(uzun bir konuşmada) bahsi geçmek
132
General
pour forth
v.
(sözcükler) dilden dökülmek
133
General
shadow (forth)
v.
dokundurmak
134
General
shadow (forth)
v.
işaret etmek
135
General
shadow (forth)
v.
göstermek
136
General
shadow (forth)
v.
belli belirsiz ifade etmek
137
General
shadow (forth)
v.
dokundurmak
138
General
shadow (forth)
v.
simgelemek
139
General
shadow (forth)
v.
temsil etmek
140
General
and so forth
adv.
ve benzeri
141
General
and so forth
adv.
falan
142
General
and so forth
adv.
filan
143
General
and so forth
adv.
vesaire vesaire
144
General
from this time forth
adv.
bundan böyle bundan sonra
145
General
and so forth
adv.
vesaire
146
General
and so forth
adv.
ve benzerleri
147
General
back and forth
adv.
ileri geri
148
General
from this day forth
adv.
bundan böyle
149
General
back and forth
adv.
aşağı yukarı
150
General
and so forth
adv.
bu tarzda vesaire
151
General
and so forth
adv.
ve başkaları
152
General
hence forth
adv.
bu sebepten
153
General
hence forth
adv.
bundan böyle
154
General
from that day forth
adv.
bundan böyle
155
General
from this day forth
adv.
bu günden itibaren
156
General
and so forth
adv.
ve saire
157
General
and so forth
adv.
ve benzeri gibi
158
General
back-and-forth
adv.
rasgele
159
General
back-and-forth
adv.
giden gelen
160
General
back-and-forth
adv.
bir ileri bir geri
161
General
back-and-forth
adv.
ileri geri
162
General
from this point forth
adv.
bu noktadan hareketle
163
General
from this day forth
adv.
bugünden itibaren
164
General
as far forth as
conj.
kadar
165
General
as far forth as
conj.
kadarıyla
166
General
as far forth as
conj.
olabildiğince
Phrasals
167
Phrasals
call forth
v.
(mahkeme salonuna vb) çağırmak
168
Phrasals
call forth
v.
öne çıkmasını söylemek
169
Phrasals
call forth
v.
öne doğru çağırmak
170
Phrasals
body forth
v.
zihinsel olarak şekil vermek
171
Phrasals
bring forth
v.
gün yüzüne çıkarmak
172
Phrasals
call forth
v.
hayata geçirmek
173
Phrasals
cast forth
v.
dışarı atmak
174
Phrasals
hold forth
v.
vaaz vermek
175
Phrasals
put forth
v.
(gemi) limandan ayrılmak
176
Phrasals
set forth
v.
açıklamak
177
Phrasals
set forth [obsolete]
v.
donatmak
178
Phrasals
show forth
v.
ortaya çıkarmak
179
Phrasals
spring forth
v.
pat diye önüne çıkmak
180
Phrasals
step forth
v.
öne çıkmak
181
Phrasals
call forth
v.
faaliyete sokmak
182
Phrasals
put forth
v.
öne sürmek
183
Phrasals
set forth
v.
tanımlamak
184
Phrasals
bring forth
v.
tezahür ettirmek
185
Phrasals
set forth [obsolete]
v.
yayımlamak
186
Phrasals
show forth
v.
yayınlamak
187
Phrasals
cast forth
v.
yaymak
188
Phrasals
set forth
v.
beyan etmek
189
Phrasals
call forth
v.
harekete geçirmek
190
Phrasals
show forth
v.
ilan etmek
191
Phrasals
put forth
v.
sunmak
192
Phrasals
cast forth
v.
yollamak
193
Phrasals
call forth
v.
eyleme çağırmak
194
Phrasals
put forth
v.
herkese açıklamak
195
Phrasals
set forth
v.
seyahate başlamak
196
Phrasals
put forth
v.
uygulamaya koymak
197
Phrasals
put forth
v.
yola çıkmak
198
Phrasals
put forth
v.
başlamak
199
Phrasals
blossom forth
v.
hızla büyümek
200
Phrasals
blossom forth
v.
olgunlaşmak
201
Phrasals
blossom forth
v.
meyve vermek (mecaz)
202
Phrasals
blossom forth
v.
çiçek açmak (mecaz)
203
Phrasals
blossom forth
v.
hızla gelişmek
204
Phrasals
toss something back and forth
v.
ağız dalaşına girmek
205
Phrasals
sally forth
v.
atılmak
206
Phrasals
toss insulting remarks back and forth
v.
birbirlerine hakaret etmek
207
Phrasals
issue forth
v.
çıkmak
208
Phrasals
call forth
v.
gün ışığına çıkarmak
209
Phrasals
spring forth
v.
ortaya çıkmak
210
Phrasals
call forth
v.
ortaya çıkarmak
211
Phrasals
call forth
v.
neden olmak
212
Phrasals
to gush forth
v.
(tencereden vb) taşmak
213
Phrasals
pour forth
v.
(kuyudan vb) fışkırmak
214
Phrasals
pour forth
v.
(tencereden vb) taşmak
215
Phrasals
to gush forth
v.
(kuyudan vb) fışkırmak
216
Phrasals
draw forth
v.
öne sürmek
217
Phrasals
draw forth
v.
ortaya sürmek/koymak
218
Phrasals
draw forth
v.
göstermek
219
Phrasals
draw forth
v.
gözler önüne sermek
220
Phrasals
draw forth
v.
açığa çıkarmak
221
Phrasals
draw forth
v.
sunmak
222
Phrasals
launch forth
v.
yola çıkmak
223
Phrasals
launch forth
v.
ileri sürmek
224
Phrasals
launch forth
v.
girişimde bulunmak
225
Phrasals
launch forth
v.
gemiyi suya/denize indirmek
226
Phrasals
launch forth
v.
bir planı başlatmak/yürürlüğe sokmak
227
Phrasals
launch forth
v.
bir projeyi, planı uygulamaya başlamak
228
Phrasals
launch forth on (something)
v.
yola çıkmak
229
Phrasals
launch forth on (something)
v.
yola koyulmak
230
Phrasals
launch forth on (something)
v.
su üzerinde yol almaya başlamak
231
Phrasals
launch forth on (something)
v.
demir almak
232
Phrasals
launch forth on (something)
v.
bir su taşıtıyla yola çıkmak
233
Phrasals
launch forth on (something)
v.
sözlü sesleniş yapmak
234
Phrasals
launch forth on (something)
v.
konuşma yapmak
235
Phrasals
launch forth on (something)
v.
demeç vermek
236
Phrasals
launch forth on (something)
v.
nutuk çekmek
237
Phrasals
launch forth on (something)
v.
bir planı, projeyi, girişimi başlatmak
238
Phrasals
launch forth on (something)
v.
bir planı, projeyi, girişimi sunmak
239
Phrasals
launch forth upon (something) [old-fashioned]
v.
yola çıkmak
240
Phrasals
launch forth upon (something) [old-fashioned]
v.
yola koyulmak
241
Phrasals
launch forth upon (something) [old-fashioned]
v.
su üzerinde yol almaya başlamak
242
Phrasals
launch forth upon (something) [old-fashioned]
v.
demir almak
243
Phrasals
launch forth upon (something) [old-fashioned]
v.
bir su taşıtıyla yola çıkmak
244
Phrasals
launch forth upon (something) [old-fashioned]
v.
sözlü sesleniş yapmak
245
Phrasals
launch forth upon (something) [old-fashioned]
v.
konuşma yapmak
246
Phrasals
launch forth upon (something) [old-fashioned]
v.
demeç vermek
247
Phrasals
launch forth upon (something) [old-fashioned]
v.
nutuk çekmek
248
Phrasals
launch forth upon (something) [old-fashioned]
v.
bir planı, projeyi, girişimi başlatmak
249
Phrasals
launch forth upon (something) [old-fashioned]
v.
bir planı, projeyi, girişimi sunmak
250
Phrasals
set forth on (something)
v.
sefere çıkmak
251
Phrasals
set forth on (something)
v.
geziye çıkmak
252
Phrasals
set forth on (something)
v.
seyahate çıkmak
253
Phrasals
set forth on (something)
v.
görev üstlenmek
254
Phrasals
set forth on (something)
v.
göreve başlamak
255
Phrasals
set forth on (something)
v.
(bir şeyin) üzerinde iteklemek
256
Phrasals
set forth on (something)
v.
(bir şeyin) üzerinde ileri doğru sürmek
257
Phrasals
set forth on (something)
v.
(bir şeyin) üzerine çıkarmak
258
Phrasals
spring forth
v.
fışkırmak
259
Phrasals
spring forth
v.
püskürmek
260
Phrasals
spring forth
v.
taşmak
261
Phrasals
spring forth
v.
dışarı fışkırmak
262
Phrasals
spring forth
v.
dışarı püskürmek
263
Phrasals
spring forth
v.
dışarı taşmak
264
Phrasals
spring forth
v.
çağlamak
265
Phrasals
spring forth
v.
birden çıkmak
266
Phrasals
spring forth
v.
birden dışarı dökülmek
267
Phrasals
spring forth
v.
bir anda dökülmek
268
Phrasals
spring forth
v.
bir anda çıkmak
269
Phrasals
spring forth
v.
muazzam bir şekilde ortaya çıkmak
270
Phrasals
spring forth
v.
hızlıca akmak
271
Phrasals
spring forth
v.
bol bol akmak
272
Phrasals
throw (something) back and forth
v.
(bir şeyi) birbirine atmak
273
Phrasals
throw (something) back and forth
v.
(bir şeyi) birbirine atıp tutmak
274
Phrasals
throw (something) back and forth
v.
(bir şeyi) karşılıklı atıp tutmak
275
Phrasals
throw (something) back and forth
v.
tartışmak
276
Phrasals
throw (something) back and forth
v.
fikir alışverişi yapmak
277
Phrasals
throw (something) back and forth
v.
fikirler ortaya atmak
278
Phrasals
throw (something) back and forth
v.
beyin fırtınası yapmak
279
Phrasals
throw (something) back and forth
v.
laf dalaşına girmek
280
Phrasals
throw (something) back and forth
v.
söz dalaşına girmek
281
Phrasals
throw (something) back and forth
v.
ağız dalaşına girmek
282
Phrasals
throw (something) back and forth
v.
atışmak
283
Phrasals
throw (something) back and forth
v.
birbirine atıp tutmak
284
Phrasals
vomit forth
v.
fışkırmak
285
Phrasals
vomit forth
v.
püskürmek
286
Phrasals
vomit forth
v.
taşmak
287
Phrasals
vomit forth
v.
dışarı fışkırmak
288
Phrasals
vomit forth
v.
dışarı püskürmek
289
Phrasals
vomit forth
v.
dışarı taşmak
290
Phrasals
vomit forth
v.
dışarı kusmak
291
Phrasals
vomit forth
v.
fışkırmak
292
Phrasals
vomit forth
v.
püskürmek
293
Phrasals
vomit forth
v.
taşmak
294
Phrasals
vomit forth
v.
dışarı fışkırmak
295
Phrasals
vomit forth
v.
dışarı püskürmek
296
Phrasals
vomit forth
v.
dışarı taşmak
297
Phrasals
vomit forth
v.
dışarı kusmak
298
Phrasals
stretch forth
v.
uzayıp gitmek
299
Phrasals
stretch forth
v.
'-den uzayıp gitmek
300
Phrasals
stretch forth
v.
öne uzatmak
301
Phrasals
stretch forth
v.
ileri uzatmak
302
Phrasals
stretch forth
v.
dışarı uzatmak
303
Phrasals
bounce (something) back and forth
v.
seçenekler arasında gidip gelmek
304
Phrasals
bounce (something) back and forth
v.
seçenekler arasında kalmak
305
Phrasals
bounce something back and forth
v.
bir şeyi ileri geri sektirmek
306
Phrasals
bounce something back and forth
v.
bir şeyi iki kişi kendi arasında sektirmek
307
Phrasals
bounce something back and forth
v.
bir şeyi bir o tarafa bir bu tarafa sektirmek
308
Phrasals
bounce something back and forth
v.
bir şeyi arada sektirmek
309
Phrasals
bounce something back and forth
v.
bir fikri ele almak
310
Phrasals
bounce back and forth
v.
seçenekler arasında gidip gelmek
311
Phrasals
bounce back and forth
v.
seçenekler arasında kalmak
312
Phrasals
bounce back and forth
v.
ileri geri sektirmek
313
Phrasals
bounce back and forth
v.
arada sektirmek
314
Phrasals
bounce back and forth
v.
fikri ele almak
315
Phrasals
bounce back and forth
v.
fikir tokuşturmak
316
Phrasals
bring forth
v.
sunmak
317
Phrasals
bring forth
v.
takdim etmek
318
Phrasals
bring forth
v.
getirip önüne koymak
319
Phrasals
bring forth
v.
dünyaya getirmek
320
Phrasals
bring someone or something forth
v.
birini/bir şeyi sunmak
321
Phrasals
bring someone or something forth
v.
birini/bir şeyi takdim etmek
322
Phrasals
bring someone or something forth
v.
birini/bir şeyi getirmek
323
Phrasals
call something forth
v.
bir şeyi teşvik etmek
324
Phrasals
call something forth
v.
bir şeye sebep olmak
325
Phrasals
call something forth
v.
bir şeyi tetiklemek
326
Phrasals
call something forth
v.
bir şeyi harekete geçirmek
327
Phrasals
break (forth)
v.
aniden ve kuvvet sonucu ortaya çıkmak
328
Phrasals
break (forth)
v.
aniden ortaya çıkmak
329
Phrasals
bring forth
v.
kanıt göstermek
330
Phrasals
hold forth
v.
kendi işlerini yürütmek
331
Phrasals
hold forth
v.
gerçekleşmek
332
Phrasals
hold forth
v.
yer almak
333
Phrasals
move back and forth
v.
ileri geri hareket etmek
334
Phrasals
burst forth
v.
zincirlerinden kurtulmak
335
Phrasals
burst forth
v.
şiddetli veya gürültülü bir şekilde ortaya çıkmak
336
Phrasals
burst forth
v.
çiçek vermek
337
Phrasals
go forth
v.
düzenlenmek
338
Phrasals
go forth
v.
çıkarılmak
339
Phrasals
go forth
v.
ihraç edilmek
340
Phrasals
go forth
v.
ortaya dökülmek
341
Phrasals
go forth
v.
açıklanmak
342
Phrasals
go forth
v.
ifşa olmak
343
Phrasals
go forth
v.
yayılmak
344
Phrasals
give forth (something)
v.
(bir şey) salmak
345
Phrasals
give forth (something)
v.
(bir şey) yaymak
346
Phrasals
give forth (something)
v.
(bir şey) saçmak
347
Phrasals
give forth (something) [dated]
v.
(bir şey) söylemek
348
Phrasals
give forth (something) [dated]
v.
(bir şey) dile getirmek
349
Phrasals
give forth (something) [dated]
v.
(bir şey) çıkarmak
350
Phrasals
give forth (something) [dated]
v.
(bir şey) yayınlamak
351
Phrasals
give forth with
v.
bağırmak
352
Phrasals
give forth with
v.
haykırmak
353
Phrasals
give forth with
v.
söylemek
354
Phrasals
give forth with
v.
dile getirmek
355
Phrasals
gush (forth) from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) fışkırmak
356
Phrasals
gush (forth) from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) taşmak
357
Phrasals
gush (forth) from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) bir anda çıkıvermek
358
Phrasals
gush (forth) from (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) dökülüvermek
359
Phrasals
gush (forth) out of (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) fışkırmak
360
Phrasals
gush (forth) out of (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) taşmak
361
Phrasals
gush (forth) out of (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) bir anda çıkıvermek
362
Phrasals
gush (forth) out of (someone or something)
v.
(birinden/bir şeyden) dökülüvermek
363
Phrasals
hold forth (on someone or something)
v.
(biri/bir şey hakkında nutuk atmak
364
Phrasals
hold forth (on someone or something)
v.
(biri/bir şey hakkında) nutuk çekmek
365
Phrasals
hold forth (on someone or something)
v.
(biri/bir şey hakkında) uzun uzadıya konuşmak
366
Phrasals
issue (forth) from (some thing or place)
v.
(bir şeyden/bir yerden) çıkmak
367
Phrasals
issue (forth) from (some thing or place)
v.
(bir şeyden/bir yerden) sızmak
368
Phrasals
issue (forth) from (some thing or place)
v.
(bir şeyden/bir yerden) akmak
369
Phrasals
issue (forth) from (some thing or place)
v.
(bir şeyden/bir yerden) yayılmak
370
Phrasals
set forth on
v.
sefere çıkmak
371
Phrasals
set forth on
v.
geziye çıkmak
372
Phrasals
set forth on
v.
seyahate çıkmak
373
Phrasals
set forth on
v.
görev üstlenmek
374
Phrasals
set forth on
v.
göreve başlamak
375
Phrasals
set forth on
v.
-in üzerinde iteklemek
376
Phrasals
set forth on
v.
-in üzerinde ileri doğru sürmek
377
Phrasals
set forth on
v.
-in üzerine çıkarmak
378
Phrasals
toss back and forth
v.
birbirine atıp tutmak
379
Phrasals
toss back and forth
v.
karşılıklı atıp tutmak
380
Phrasals
toss back and forth
v.
karşılıklı atışmak
381
Phrasals
toss back and forth
v.
laf dalaşına girmek
382
Phrasals
toss back and forth
v.
söz dalaşına girmek
383
Phrasals
toss back and forth
v.
fikir alış verisinde bulunmak
384
Phrasals
toss back and forth
v.
farklı fikirleri tartışmak/görüşmek
385
Phrasals
toss back and forth
v.
farklı fikirleri müzakere etmek
386
Phrasals
toss back and forth
v.
farklı fikirleri/argümanları çarpıştırmak
387
Phrasals
call forth
yol açmak
Phrases
388
Phrases
back and forth
expr.
ileri geri
389
Phrases
so on and so forth
expr.
vesaire (vs.)
Proverb
390
Proverb
the mountain has brought forth a mouse
dağ fare doğurdu
Colloquial
391
Colloquial
burst forth
v.
birden önüne çıkmak
392
Colloquial
walk back and forth
v.
bir aşağı yukarı yürümek
393
Colloquial
burst forth
v.
birden ortaya çıkmak
394
Colloquial
put forth the effort
v.
gerçek bir çaba sarf etmek
395
Colloquial
burst forth
v.
pat diye önüne çıkmak
396
Colloquial
walk back and forth
v.
volta atmak
397
Colloquial
and so on and so forth
expr.
vesaire
398
Colloquial
and so on and so forth
expr.
ve benzeri şeyler
399
Colloquial
and so on and so forth
expr.
filan
400
Colloquial
and so on and so forth
expr.
falan feşmekan
401
Colloquial
and so on and so forth
expr.
falan
402
Colloquial
and so on and so forth
expr.
falan filan
403
Colloquial
and so on and so forth
expr.
falan
404
Colloquial
from this/that time forth
expr.
şu andan/o zamandan itibaren
405
Colloquial
from this/that time forth
expr.
şu zaman itibaren/o zamandan beri
Idioms
406
Idioms
give forth with something
v.
bağırmak
407
Idioms
toss something back and forth
v.
birbirine atıp tutmak
408
Idioms
be like painting the forth bridge
v.
bitmek bilmez olmak
409
Idioms
hold forth on something
v.
bir şey hakkında uzun uzun konuşmak
410
Idioms
blossom forth
v.
çiçeklenmek
411
Idioms
venture forth
v.
cesaret edip bir işe başlamak
412
Idioms
blossom forth
v.
çiçek açmak
413
Idioms
bounce something back and forth
v.
fikir tokuşturmak
414
Idioms
give forth with something
v.
haykırmak
415
Idioms
venture forth
v.
işe girişmek
416
Idioms
toss something back and forth
v.
laf dalaşına girmek
417
Idioms
hold forth
v.
nutuk çekmek
418
Idioms
toss something back and forth
v.
karşılıklı atıp tutmak
419
Idioms
toss something back and forth
v.
karşılıklı atışmak
420
Idioms
toss something back and forth
v.
söz dalaşına girmek
421
Idioms
break forth
v.
yaygarayı basmak
422
Idioms
launch forth upon something
v.
(konuşmaya/yolculuğa) başlamak
423
Idioms
set forth on something
v.
(konuşmaya/yolculuğa) başlamak
424
Idioms
launch forth on something
v.
(konuşmaya/yolculuğa) başlamak
425
Idioms
toss (something) back and forth
v.
fikir alış verisinde bulunmak
426
Idioms
toss (something) back and forth
v.
farklı fikirleri tartışmak/görüşmek
427
Idioms
toss (something) back and forth
v.
farklı fikirleri müzakere etmek
428
Idioms
toss (something) back and forth
v.
farklı fikirleri/argümanları çarpıştırmak
429
Idioms
come forth
v.
sonuç olarak gerçekleşmek
430
Idioms
come forth
v.
neticesinde oluşmak
431
Idioms
paint the forth bridge
adj.
bitmek bilmez
432
Idioms
paint the forth bridge
adj.
hiç bitmeyen
433
Idioms
paint the forth bridge
adj.
sonu gelmez
434
Idioms
and so forth
expr.
benzeri
435
Idioms
like painting the forth bridge
expr.
bitmek tükenmek bilmeyen
436
Idioms
the mountain has laboured and brought forth a mouse
expr.
dağ fare doğurdu
437
Idioms
be like painting the forth bridge
expr.
hiç bitmeyen
438
Idioms
and so forth
expr.
işte bunun gibi
439
Idioms
like painting the forth bridge
expr.
sonu gelmeyen
440
Idioms
and so forth
expr.
vesaire
441
Idioms
from that day forth
expr.
ondan sonra
442
Idioms
from that day forth
expr.
o günden sonra
443
Idioms
from that day forth
expr.
o günden beri
444
Idioms
from that time forth
expr.
ondan sonra
445
Idioms
from that time forth
expr.
o andan/zamandan sonra
446
Idioms
from that time forth
expr.
o andan/zamandan beri
Trade/Economic
447
Trade/Economic
as if fully set forth herein
expr.
bu sözleşmede yer alıyormuş gibi
Law
448
Law
as set forth by law
expr.
yasalarda belirtildiği şekilde
Technical
449
Technical
forth axis
n.
dördüncü eksen
Botanic
450
Botanic
bourgeon (forth)
v.
tomurcuklanmak
451
Botanic
bourgeon (forth)
v.
hızla büyümek
452
Botanic
bourgeon (forth)
v.
çiçek açmak
Geography
453
Geography
firth of forth
n.
iskoçya'nın doğu sahilinde büyük bir haliç
Ottoman Turkish
454
Ottoman Turkish
sets forth
n.
mübeyyin
Archaic
455
Archaic
going forth
n.
çıkış yolu
456
Archaic
going forth
n.
sınır
457
Archaic
give forth
v.
çıkartmak
458
Archaic
give forth
v.
salıvermek
459
Archaic
give forth
v.
yollamak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of forth
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy