spill - Turkish English Dictionary
History

spill

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "spill" in Turkish English Dictionary : 71 result(s)

English Turkish
Common Usage
spill v. dökmek
General
spill n. düşürme
spill n. tutuşturma tahtası
spill n. tapa
spill n. düşme
spill n. taşma
spill n. tutuşturma kağıdı
spill n. düşüş
spill n. dökme
spill n. üzerinden atma
spill n. tıkaç
spill n. dökülen miktar
spill n. tiyatro veya fotoğraf ışığının odak noktasının dışında kalan ve istenmeyen yeri aydınlatan ışık
spill n. kopmuş tahta parçası
spill n. kıymık
spill n. sigara yapımında tütünün içine ittirildiği kağıt kılıf
spill n. kap görevi gören rulo veya koni şeklindeki kağıt
spill v. serpmek
spill v. dökmek (su vb)
spill v. saçılmak
spill v. düşürmek
spill v. düşmek
spill v. saçmak
spill v. söylemek
spill v. akıtmak
spill v. dökmek (sıvı/kan vb)
spill v. kazara dökmek
spill v. üstünden atmak (at)
spill v. açığa vurmak
spill v. (kalabalık) dağınık halde akıp geçmek
spill v. şaldır şaldır dökülmek
spill v. yuvarlanmak
spill v. düzensizce ve hızla yayılmak
spill v. taşar gibi çökmek
spill v. taşacak kadar dolu olmak
spill v. sırları ifşa etmek
spill v. itimada ihanet etmek
Irregular Verb
spill v. spilled/spilt - spilled/spilt
Trade/Economic
spill n. fiyatta ani ve sert düşüş
Technical
spill n. atık su savağı
spill n. akıtma
spill n. boşaltma
spill n. metal çubuk
spill n. savaklama
spill n. sıvı akma yolu
spill n. taşma savağı
spill n. döküm kalıbının pul dolu çatlağı veya ek yeri
spill n. dikkatsiz haddeleme sonucu oluşan katlantı
spill n. fısıh bayramı'nda yenilen mayasız ekmeği fırından çıkarırken kullanılan, ahşap saplı metal plak
spill v. boşaltmak
spill v. dışarı akmak
spill v. dökülmek
spill v. kaptan dökülmek
spill v. taşmak
Marine
spill v. (yelkeni) rüzgarın basıncından kurtarmak
spill v. (rüzgarın) yelken üzerindeki baskısını yelkenin yönünü değiştirerek veya yelkeni halatlarla ayarlayarak hafifletmek
Mining
spill n. gevşek zeminde kotu arttırırken ana kirişin önüne yatay olarak yerleştirilen kalın çıta veya direkler
Theatre
spill n. tiyatro veya fotoğraf ışığının odak noktasının dışında kalıp istenmediği hale aydınlanan sahne bölümü
Archaic
spill n. küçük meblağ
spill n. az para
spill n. armağan
spill n. hibe
spill v. öldürmek
spill v. yok etmek
spill v. müsrifçe kullanmak
spill v. bol keseden harcamak
spill v. israf etmek
spill v. har vurup harman savurmak
spill v. işe yaramaz hale getirmek
spill v. mahvetmek
spill v. bozmak

Meanings of "spill" with other terms in English Turkish Dictionary : 168 result(s)

English Turkish
General
spill-proof drinking cup n. damla akıtmayan/damlatmaz bardak
spill-over n. taşmış şey
spill-over n. dağılma
spill light n. tiyatro veya fotoğraf ışığının odak noktasının dışında kalan ve istenmeyen yeri aydınlatan ışık
spill over v. taşmak
spill blood v. kan dökmek
spill the beans v. ağzından baklayı çıkarmak
spill the beans v. baklayı ağzından çıkarmak
spill over v. dökülmek
spill over into v. kadar yayılmak (bir yere)
have a spill v. atın sırtından düşmek
take a spill v. atın sırtından düşmek
spill over with v. dolu olmak
spill out into the streets v. sokaklara dökülmek
spill the meal over oneself v. yemeği üzerine dökmek
spill the meal over oneself v. yemeği üstüne dökmek
spill out hatred against v. öfke kusmak
spill out hatred against v. öfkesini kusmak
spill coffee on one’s shirt v. gömleğine kahve dökmek
spill coffee on one’s shirt v. gömleğine kahve dökmek
spill [obsolete] v. ölüme veya yıkıma sebep olmak
spill [obsolete] v. mahvolmak
spill [obsolete] v. yok olmak
spill [obsolete] v. ölmek
spill [obsolete] v. bozulmak
spill [obsolete] v. kötüleşmek
Phrasals
spill (out) into something v. dolup taşmak
spill (over) into something v. dolup taşmak
spill out (of something) v. (bir şeyden) etrafa dökülmek/saçılmak
spill over on v. üzerine dökülmek/saçılmak
spill over on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üstüne taşmak
spill over on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üstüne dökülmek
spill over on (someone or something) v. (birine/bir şeye) sıçramak
spill over on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) etkilemek
spill over on (someone or something) v. (birine/bir şeye) bulaşmak
spill over on (someone or something) v. (birine/bir şeye) yayılmak
spill over onto (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üstüne taşmak
spill over onto (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üstüne dökülmek
spill over onto (someone or something) v. (birine/bir şeye) sıçramak
spill over onto (someone or something) v. (birini/bir şeyi) etkilemek
spill over onto (someone or something) v. (birine/bir şeye) bulaşmak
spill over onto (someone or something) v. (birine/bir şeye) yayılmak
spill over on (something) v. sınırları aşıp (bir şeye/yere) yayılmak
spill over on (something) v. sınırları aşıp (bir şeye/yere) saçılmak
spill over on (something) v. sınırlarını aşıp (başka bir yere/şeye) taşmak
spill over on (something) v. sınırlarından (başka bir yere/şeye) taşmak
spill over on (something) v. sınırlarının dışına çıkmak
spill over onto (something) v. sınırları aşıp (bir şeye/yere) yayılmak
spill over onto (something) v. sınırları aşıp (bir şeye/yere) saçılmak
spill over onto (something) v. sınırlarını aşıp (başka bir yere/şeye) taşmak
spill over onto (something) v. sınırlarından (başka bir yere/şeye) taşmak
spill over onto (something) v. sınırlarının dışına çıkmak
spill into v. -e taşmak
spill into v. -in içine doğru taşmak
spill into v. -e sıçramak/yayılmak
spill into (something or some place) v. (bir şeye/bir yere) taşmak
spill into (something or some place) v. (bir şeyin/bir yerin) içine taşmak
spill into (something or some place) v. taşıp (bir şeye/bir yere) dökülmek
spill into (something or some place) v. (bir şeye/bir yere) sıçramak/yayılmak
spill out v. -e dökülmek
spill out v. kusmak
spill out v. -e taşmak
spill out v. etrafa dökülmek/saçılmak
spill out into (something or some place) v. (bir şeye/bir yere) taşmak
spill out into (something or some place) v. (bir şeyin/bir yerin) içine taşmak
spill out into (something or some place) v. taşıp (bir şeye/bir yere) dökülmek
spill out into (something or some place) v. (bir şeye/bir yere) sıçramak/yayılmak
spill over into (something or some place) v. (bir şeye/bir yere) taşmak
spill over into (something or some place) v. (bir şeyin/bir yerin) içine taşmak
spill over into (something or some place) v. taşıp (bir şeye/bir yere) dökülmek
spill over into (something or some place) v. (bir şeye/bir yere) sıçramak/yayılmak
spill out v. (duygular) dizginlenmeden serbest kalmak
spill over v. boşaltılmak
spill over v. kazayla veya aşırı yoğunluk sebebiyle başka bir bölgeye girmek
spill over v. dolup taşmak
Colloquial
spill the tea v. dedikodu yapmak
Idioms
spare at the spigot and spill at the bung v. ufak tefek şeylerde cimrilik yaparken bir taraftan da büyük miktarda israf veya savurganlık yapmak
spare at the spigot and spill at the bung v. ufak tefek şeylerde cimrilik yaparken bir taraftan da kontrolsüzce büyük miktarda para harcamak
spill the beans v. ağzında bakla ıslanmamak
spill the works v. ağzındaki baklayı çıkarmak
spill the beans v. ağzındaki baklayı çıkarmak
spill the works v. ağzından baklayı çıkarmak
spill the beans v. ağzından kaçırmak
spill the beans v. baklayı ağzından çıkarmak
spill the works v. baklayı ağzından çıkarmak
spill the tea v. dedikodu etmek
spill the beans v. (bir sürprizi vb) ağzından kaçırmak
spill the works v. (sırrı vb) açıklamak
spill the beans v. (sırrı vb) açıklamak
spill the beans v. (sırrı vb) açık etmek
spill the works v. (sırrı vb) ötmek
spill the beans v. (bir sürprizi vb) yanlışlıkla söyleyivermek
spill the works v. (sırrı vb) açık etmek
spill the beans v. (sırrı vb) ötmek
spill the works v. (bir sürprizi vb) ağzından kaçırmak
spill the works v. (bir sürprizi vb) yanlışlıkla söyleyivermek
spill the beans v. (sırrı vb) yaymak
spill a bibful v. sırrı ağzından kaçırmak
spill a bibful v. sırrı aşikar etmek
spill one's guts on someone v. birine içini dökmek
spill one's guts on someone v. birine açılmak
spill one's guts on someone v. birine sırlarını dökmek
Speaking
spill the beans n. ağzındaki baklayı çıkar
Trade/Economic
spill-over n. açılma etkisi
spill-over n. dışsal ekonomiler
Politics
spill-overs n. politikaların birbirlerine olan etkisi
spill [australia] n. daha üst düzeydeki yetkili kadrosunun boş olmasından ötürü altındaki birkaç makamı da boş ilan etme
Technical
spill and fill valve n. boşaltma ve doldurma valfi
inlet and spill ports n. dolaşım ve dolum deliği
spill plate n. dökme plakası
oil spill kit n. petrol/yakıt sızıntı seti
oil spill kit n. petrol/yakıt sızıntısı müdahale seti
spill strip n. pin parçası
spill water n. savaklanan su
spill valve n. spil valf
spill deflector n. spil deflektör
spill-over n. taşma
spill-over valve n. taşma valfi
spill-over valve n. taşma vanası
Computer
word spill n. sözcük kaydırma
Telecom
spill-over n. dağılma
spill-forward feature n. ileriye gönderme özelliği
oil spill n. petrol yayıntısı
spill-over n. taşma
Construction
spill-through abutment n. iki tarafa taşmalı köprü ayağı
Lighting
spill shield n. örtücü
Automotive
spill ring n. ölçüm bileziği
Marine
oil spill n. petrol dökülmesi
spill tray n. taşıntı tavası
spill the sail v. yelkeni boşaltmak
Mining
spill pocket n. dökülme cebi
oil spill n. petrol yayılması
oil spill n. petrol döküntüsü
Pathology
spill over v. (bulaşıcı hastalık) bir hayvan türünden başka bir türe, özellikle de insanlara geçmek
Chemistry
spill tray n. taşkan kabı
Biology
biological oil spill control n. biyolojik yağ döküntü denetimi
Marine Biology
spill-over n. taşmış
Environment
oil spill response n. petrol sızıntısına müdahale
oil spill response n. petrol kirliliğine müdahale
oil spill n. petrol sızıntısı
Geology
biological oil spill control n. biyolojik yağdöküntü denetimi
Military
substance spill n. maddenin boşaltılması
substance spill n. maddenin dökülmesi
Slang
spill guts v. açılmak
spill guts v. derdini dökmek
take a spill v. düşmek
spill guts v. her şeyi açıklamak
spill guts v. içini dökmek
spill guts v. itiraf etmek
spill one's guts v. içini dökmek
spill guts v. sırlarını dökmek
spill (one's) seed v. boşalmak
spill (one's) seed v. attırmak
spill (one's) guts on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üzerine kusmak
spill (one's) guts on (someone or something) v. (birine/bir şeye) kusmak
spill (one's) guts on (someone or something) v. (biri/bir şey) hakkında dökülmek
spill (one's) guts on (someone or something) v. (biri/bir şey) hakkında bildiklerini sayıp dökmek/anlatmak
spill (one's) guts on (someone or something) v. (biri/bir şey) hakkındaki gerçek hislerini anlatmak
spill (one's) guts on (something) v. (birine) içini dökmek
spill (one's) guts to (someone) v. (birine) içini dökmek
spill (one's) guts to (someone) v. (birine) açılmak
spill (one's) guts to (someone) v. (birine) sırlarını dökmek
spill your guts v. içini dökmek
spill your guts v. sırlarını dökmek
spill your guts v. açılmak
British Slang
spill one's guts v. için dökmek
spill one's guts v. kusmak
Star Wars
harugi spill n. harugi dökülüşü