twist - Turkish English Dictionary
History

twist

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "twist" in Turkish English Dictionary : 125 result(s)

English Turkish
Common Usage
twist n. büklüm
twist n. bükme
twist n. büküm
twist v. bükülmek
twist v. burmak
twist v. bükmek
twist v. burkmak
General
twist n. girdap
twist n. kıvırma
twist n. sarma sigara
twist n. çarpıtma
twist n. ip
twist n. dönme
twist n. eğilim (kötü)
twist n. cilve
twist n. burkulma
twist n. kıvrım
twist n. sarılma
twist n. yeni çözüm
twist n. kasırga
twist n. dolama
twist n. ibrişim
twist n. değişiklik
twist n. düğüm
twist n. burma
twist n. burulma
twist n. burkma
twist n. viraj
twist n. hortum
twist n. sicim
twist n. bükülme
twist n. tvist dansı
twist n. helezon
twist n. dönemeç
twist n. dönüş
twist n. burka
twist n. çevirme
twist n. döndürme
twist n. şaşırtmaca
twist n. limon/portakal kabuğu/büklümü
twist n. beklenmedik gelişme
twist n. garip kişilik özelliği
twist n. örgü
twist n. kıvranma
twist n. yanlı davranış
twist n. belirgin eğilim
twist n. kendine has özellik
twist n. marifet
twist n. karmaşa
twist n. keşmekeş
twist n. sargı
twist n. mizaç
twist n. hile
twist n. beklenmedik gelişme
twist v. çarpıtmak
twist v. bozmak
twist v. saptırmak
twist v. burkmak
twist v. kıvrılmak
twist v. eğriltmek
twist v. dolamak
twist v. burkulmak
twist v. şaşırtmak
twist v. kıvranmak
twist v. ters anlam vermek
twist v. dönmek
twist v. kanırmak
twist v. burulmak
twist v. sarmak
twist v. sarılmak
twist v. çevirmek
twist v. döndürmek
twist v. kıvırmak
twist v. kanırtmak
twist v. saçını örmek
twist v. saçını örgü yapmak
twist v. zor yoldan işini halletmek
twist v. çevirip açmak
twist v. koparıp kırmak
twist v. doğru yoldan saptırmak
twist v. dönerek ilerlemek
twist v. kafayı bozmak
twist v. sapıtmak
Insurance
twist v. (birini) mevcut sigortasını bozup başka şirketten sigorta yapması için kandırmak
Technical
twist n. torsiyon derecesi
twist n. cam gövdesinde helezon biçimli renkli çizgi
twist n. burkulma
twist n. burulum
twist n. dikey burkulma
twist n. düğüm
twist n. helezon
twist n. sarılma
twist n. torsiyon
twist v. bükmek
twist v. döndürmek
twist v. çevirmek
twist v. eğrileştirmek
twist v. torsiyona uğramak
Computer
twist expr. bük
Textile
twist n. örgüye fazladan dayanıklılık vermek için dikiş yerlerine uygulanan bükümlü iplik
Gastronomy
twist n. örgü ekmek
twist n. hamurların birbirine sarılmasıyla yapılan ekmek
twist n. burgu şekli verilmiş hamur işi
twist n. narenciye meyvesinin kabuğunu bükerek esansını çıkartma işlemi
Marine Biology
twist v. kıvırmak
Agriculture
twist n. buğday ve çavdarlarda mantarın sebep olduğu bir hastalık
Breeding
twist n. hayvanın arka ayakları arasındaki et
twist n. sığır veya koyun uyluklarının birleşim yeri
twist n. helezon biçiminde hayvan kuyruğu
Tobacco
twist n. üç farklı puronun birbirine sarılmasıyla elde edilen puro
twist n. rulo haldeki çiğneme tütünü
Hunting
twist n. yiv
twist n. çekirdek dönme hızını tayin eden yiv hadve boyu
Sport
twist n. yüzücünün yan dönerek suya atladığı bir atlama stili
twist n. burkma
twist v. (top) falsolu gitmek
Music
twist n. tvist
twist v. tvist dansı yapmak
Printery
twist v. arka kısmına yazdırmak için (kağıdı) ters çevirmek
Slang
twist n. kadın
twist n. kız
twist n. hoppa kadın
twist n. kız
twist n. kadın
twist n. karı

Meanings of "twist" with other terms in English Turkish Dictionary : 328 result(s)

English Turkish
General
twist drill n. matkap
twist bit n. matkap ucu
a twist of the wrist n. hüner
a twist of the wrist n. ustalık
twist drill n. helezon matkap
angle of twist n. bükülme açısı
french twist n. muz topuz
twist contest n. tvist yarışması
twist on lid n. çevir aç kapak
twist-off lid n. çevir aç kapak
twist-off lid n. çevirerek açılan kapak
twist [brit] n. kuvvetli iştah
twist [brit] n. külah biçimi verilmiş saklama kağıdı
twist [obsolete] n. yaşam çizgisi
twist [obsolete] n. hayatın akışı
twist tie n. poşet teli
twist [uk] n. kornet
twist one's ankle v. ayak bileğini burkmak
twist off v. çevirip açmak
twist someone's words v. birinin sözlerini çarpıtmak
twist about v. kıvrılmak
twist up v. büküp bırakmak
twist off v. büküp koparmak
twist somebody's arm v. ağzından girip burnundan çıkmak
twist loose v. kanırtmak
twist together v. birbirine bağlamak
twist the lion's tail v. ingilizlerin damarına basmak
twist one's ankle v. ayağını burkmak
twist the leg v. ayak burkmak
twist one's leg v. ayağını burkmak
twist one's wrist v. bileğini burkmak
twist the facts v. gerçekleri çarpıtmak
twist the matter v. konuyu çarpıtmak
twist the subject v. konuyu çarpıtmak
twist (someone) around one's finger v. parmağında oynatmak
twist someone around one's little finger v. birini parmağında oynatmak
twist the knife v. yarayı deşmek
twist someone's arm v. birinin ağzından girip burnundan çıkmak
twist someone's arm v. dil dökmek
twist the knife v. yaraya tuz basmak
take yet another twist v. yeni bir sürece girmek
take yet another twist v. bir başka hal almak
take yet another twist v. bir aşama daha kaydetmek
twist back and forth v. ileri geri bükmek
twist it around pull it down v. döndürüp aşağı çekmek
twist and turn v. bir sağa bir sola hareket etmek
twist and turn v. kıvrılıp durmak
twist in pain v. acı içinde kıvranmak
twist oneself into pretzel v. kendini iki büklüm etmek
twist someone's arm v. acı vermek amacıyla birinin kolunu tutup bükmek
Phrasals
twist around v. çarpıtmak
twist around v. kelimelerin anlamını eğip bükmek
twist something around v. çevresinde dolamak
twist something off v. çevirerek/bükerek çıkartmak
twist something out of something v. çevirerek/bükerek çıkartmak
twist something off (of) something v. çevirerek/bükerek çıkartmak
twist into (something) v. bükülüp (bir şey) haline gelmek
twist into (something) v. kıvrılıp (bir şey) halini almak
twist into (something) v. büküp (bir şey) haline getirmek
twist into (something) v. kıvırıp (bir şey) haline getirmek
twist into (something) v. lafı değiştirmek (bir şeye) çevirmek
twist into (something) v. lafı saptırıp (bir şeye) çevirmek
twist into (something) v. lafı çarpıtıp (bir şeye) çevirmek
twist into (something) v. iki büklüm edip (bir şey) haline sokmak
twist into (something) v. kıvrandırıp (bir şey) durumuna getirmek
twist something into something v. bir şeyi kıvırıp/kıvırarak bir şey haline getirmek
twist something into something v. bir şeyi büküp/bükerek bir şey haline getirmek
twist up v. dönerek yükselmek
twist up v. yukarı doğru dönerek çıkmak
twist up v. sarmal bir şekilde yükselmek
twist up v. kıvrılarak yükselmek/çıkmak
twist up v. dolamak
twist up v. kıvırmak
twist up v. sarmak
twist up v. çarpıtmak
twist up v. saptırmak
twist up v. yanlış sunmak
twist up v. değiştirmek
twist up v. kafasını karıştırmak
twist up v. tereddütte/kararsız bırakmak
twist up v. iki büklüm etmek
twist up v. kıvrandırmak
twist up v. sarmal bir şekilde yükselmek
twist up v. döne döne yükselmek
twist up v. dolaşmak
twist up v. dolanmak
twist up v. karışmak
twist out of (something) v. (bir şeyden) sıyrılmak
twist out of (something) v. (bir şeyden) kıvrılarak kurtulmak
twist out of (something) v. (bir şeyden) çevirerek/kıvırarak çıkarmak
twist out of (something) v. (bir şeyden) sert bir şekilde burkarak/bükerek çekip almak
Colloquial
twist [brit] v. dolandırmak
Idioms
twist of fate n. feleğin sillesi
a twist of fate n. kaderin bir cilvesi
twist of fate n. kaderin cilvesi
a twist in the tale n. (hikayenin sonundaki) beklenmedik durum/sonuç
twist in the tail n. (roman sonundaki) karışık durum
a turn/twist of the knife n. (üzüntüye vb) tuz biber (ekmek)
twist somebody's arm v. ağzından girip burnundan çıkmak
twist someone's arm v. birisine bir şey yaptırmaya çalışmak
twist someone's arm v. birini işe koşmak
twist someone's arm v. birine tehditle iş yaptırmak
twist somebody's arm v. birisini bir şey yapmaya zorlamak
leave somebody to twist in the wind v. birisini yüzüstü bırakmak
leave somebody to twist in the wind v. birisini müşkül durumda bırakmak
leave somebody to twist in the wind v. birini (bir karar ile ilgili) bekletmek
leave somebody to twist in the wind v. birini çok zor bir durumda bırakmak
twist someone's words around v. birinin sözlerini çarpıtmak
twist someone's arm v. birisine baskı yapmak
twist around one's little finger v. birini kolayca kandırabilmek
get one's knickers in a twist v. boş yere kendini üzmek
twist someone around one's little finger v. birisini parmağında oynatmak
drive somebody round the twist v. çileden çıkarmak
get one's knickers in a twist v. canını sıkmak
get one's knickers in a twist v. canı sıkılmak
send somebody round the twist v. çileden çıkarmak
twist in the wind v. ceza çekmek
send somebody round the twist v. deli etmek
twist slowly in the wind v. ceza çekmek
drive somebody round the twist v. deli etmek
twist slowly in the wind v. gururu incinmek
twist slowly in the wind v. gururu kırılmak
twist in the wind v. gururu incinmek
twist in the wind v. gururu kırılmak
twist around one's little finger v. istediğini yaptırabilmek
leave somebody to twist in the wind v. karşı tarafı bekletip durmak
twist someone around one's little finger v. küçük parmağında oynatmak
twist in the wind v. küçük düşmek
twist slowly in the wind v. küçük düşmek
twist someone's arm v. kanına girmeye çalışmak
twist someone's arm v. mecbur etmek
twist around one's little finger v. parmağında oynatmak
leave somebody to twist in the wind v. sürüncemede bırakmak
twist in the wind v. rezil olmak
drive somebody round the twist v. sinir etmek
get one's knickers in a twist v. sinirlenmek
twist brain v. saksıyı çalıştırmak
twist slowly in the wind v. rezil olmak
send somebody round the twist v. sinir etmek
twist around one's little finger v. parmağının ucunda oynatmak
twist someone around one's little finger v. parmağında oynatmak
leave somebody to twist in the wind v. sallantıda bırakmak
twist someone around one's little finger v. serçe parmağında oynatmak
leave somebody to twist in the wind v. tereddütte bırakmak
drive somebody round the twist v. tepesini attırmak
send somebody round the twist v. tepesini attırmak
get one's knickers in a twist v. (önemsiz bir şeye) kafasını takmak
twist the knife in the wound v. yarayı deşmek
twist the knife in the wound v. yaraya tuz basmak
twist the knife in the wound v. yaraya tuz basmak
twist the knife in the wound v. yarayı deşmek
get one's knickers in a twist v. (önemsiz bir şey için) canını sıkmak
twist someone's arm v. zorlamak
get (one's) panties in a twist v. boş yere kendini üzmek
get (one's) panties in a twist v. önemsiz bir şey için canını sıkmak
get (one's) panties in a twist v. incir çekirdeğini doldurmayacak bir şey için üzülmek
get (one's) panties in a twist v. boşuna canını sıkmak
get (one's) panties in a twist v. önemsiz bir şeye kafayı takmak
have (one's) knickers in a twist v. boş yere kendini üzmek
have (one's) knickers in a twist v. önemsiz bir şey için canını sıkmak
have (one's) knickers in a twist v. incir çekirdeğini doldurmayacak bir şey için üzülmek
have (one's) knickers in a twist v. boşuna canını sıkmak
have (one's) knickers in a twist v. önemsiz bir şeye kafayı takmak
get/have your knickers in a twist v. büyük tepki vermek
get/have your knickers in a twist v. küplere binmek
get/have your knickers in a twist v. kafayı takmak
get/have your knickers in a twist v. canı çok sıkılmak
get/have your knickers in a twist v. çok kızmak
drive (one) round the twist [uk/australia] v. (birini) çileden çıkarmak
drive (one) round the twist [uk/australia] v. (birini) deli etmek
drive (one) round the twist [uk/australia] v. (birini) sinir etmek
drive (one) round the twist [uk/australia] v. (birinin) tepesini attırmak
drive (one) round the twist [uk/australia] v. (birini) uyuz etmek
get your knickers in a twist [uk] v. canı çok sıkılmak
get your knickers in a twist [uk] v. kafayı takmak
get your knickers in a twist [uk] v. hemen tribe girmek
get your knickers in a twist [uk] v. hemen endişeye kapılmak/üzülmek
get your knickers in a twist [uk] v. hemen sinirlenmek
get your knickers in a twist [uk] v. büyük tepki vermek
leave to twist in the wind v. yüzüstü bırakmak
leave to twist in the wind v. müşkül durumda bırakmak
leave to twist in the wind v. çok zor bir durumda bırakmak
leave to twist in the wind v. sürüncemede bırakmak
stick or twist v. kalmak ya da kalmamak
stick or twist v. saplanıp kalmak ya da durumu değiştirmek
stick or twist v. olduğun yerde kalmak veya harekete geçmek
twist arm v. ağzından girip burnundan çıkmak
twist arm v. dil dökmek
twist arm v. kolunu tutup bükmek
twist arm v. bir şey yaptırmaya çalışmak
twist arm v. baskı yapmak
twist arm v. işe koşmak
twist arm v. tehditle iş yaptırmak
twist arm v. bir şey yapmaya zorlamak
twist arm v. kanına girmeye çalışmak
twist arm v. mecbur etmek
twist arm v. zorlamak
twist around little finger v. parmağında oynatmak
twist around little finger v. kolayca kandırabilmek
twist around little finger v. istediğini yaptırabilmek
twist around little finger v. küçük parmağında oynatmak
twist around little finger v. parmağının ucunda oynatmak
twist around little finger v. serçe parmağında oynatmak
twist around one's finger v. parmağında oynatmak
twist around one's finger v. kolayca kandırabilmek
twist around one's finger v. istediğini yaptırabilmek
twist around one's finger v. küçük parmağında oynatmak
twist around one's finger v. parmağının ucunda oynatmak
twist around one's finger v. serçe parmağında oynatmak
be left to twist in the wind v. sorunlarla/zorluklarla baş başa kalmak
be left to twist in the wind v. yüz üstü bırakılmak
be left to twist in the wind v. müşkül durumda kalmak
be left to twist in the wind v. ortada kalmak
be left to twist in the wind v. zor durumda kalmak
twist someone around your little finger v. birini parmağında oynatmak
twist someone around your little finger v. birini kolayca kandırabilmek
twist someone around your little finger v. birine istediğini yaptırabilmek
twist someone around your little finger v. birini küçük parmağında oynatmak
twist someone around your little finger v. birini parmağının ucunda oynatmak
twist someone around your little finger v. birini serçe parmağında oynatmak
twist words v. sözlerini çarpıtmak
twist words v. lafını çarpıtmak
twist somebody around your little finger v. birini parmağında oynatmak
twist somebody around your little finger v. birini kolayca kandırabilmek
twist somebody around your little finger v. birine istediğini yaptırabilmek
twist somebody around your little finger v. birini küçük parmağında oynatmak
twist somebody around your little finger v. birini parmağının ucunda oynatmak
twist somebody around your little finger v. birini serçe parmağında oynatmak
twist somebody round your little finger v. birini parmağında oynatmak
twist somebody round your little finger v. birini kolayca kandırabilmek
twist somebody round your little finger v. birine istediğini yaptırabilmek
twist somebody round your little finger v. birini küçük parmağında oynatmak
twist somebody round your little finger v. birini parmağının ucunda oynatmak
twist somebody round your little finger v. birini serçe parmağında oynatmak
round the twist adj. kaçık
round the twist expr. çılgın
round the twist expr. deli
round the twist expr. fırlatmış
round the twist expr. kafadan kontak
Speaking
don't twist my words expr. sözlerimi çarpıtma
do not twist my words expr. sözlerimi çarpıtma
Trade/Economic
operation twist n. abd'de 1960'larda federal reserve bank'ın uyguladığı uzun vadeli menkul değerler alıp kısa vadeli olanları satarak faizlerin zaman yapısını çevirmeye yönelik politika
Technical
angle of twist n. burulma açısı
twist-on connecting devices n. bükmeli bağlama düzenleri
twist inserter n. büküm verici
angle of twist n. bükülme açısı
twist boundary n. burma sınır
twist change chart n. büküm dişlisi tablosu
angle of twist n. burma açısı
delivery twist guide n. çevirici çıkış yolluğu
waveguide twist n. dalga kılavuzu burulması
twist drill n. derin kanallı matkap
twist lock pin n. dönme kilit pimi
twist lock n. dönme kilit
twist lock housing n. dönme kilit yuvası
twist drill n. helisel matkap
twist drill n. helezon matkap
twist drill n. helezoni matkap
baffle twist n. kaymış tampon izi
roller exit twist guide n. makaralı çıkış çevirici yolluğu
twist drill n. matkap ucu
blade twist n. pale burulması
twist drill n. sarmal delgi
false twist n. sahte büküm
twist tie n. torba bağı
false twist n. yalancı büküm
damascus twist n. silah üreticilerinin demir ve çelik telleri bir araya getirip kaynaklayarak yaptığı demir
Electric
twist-on connection n. bükmeli bağlama
Mechanic
twist drill n. helisel matkap
twist drill n. spiral matkap
Textile
direction of twist n. büküm yönü
twist balance index n. büküm denge endeksi
twist balance index n. büküm denge indisi
determination of twist n. büküm tayini
determination of twist balance n. büküm dengesinin belirlenmesi
twist factor n. büküm faktörü
double-twist yarn n. çift büküm iplik
twist balance index of yarns n. ipliklerin büküm denge endeksi
yarn twist n. iplik bükümü
twist in yarns n. ipliklerde bükü
false twist n. sahte büküm
false twist n. yalancı büküm
z-twist n. z-büküm
machine twist n. dikiş makinesinde kullanılmaya göre tasarlanmış ipekli iplik
mule twist n. masuraya sarılmış pamuk iplik
twist-set v. dokuma veya örme sırasında iplerin dolaşmasını önlemek için (iplikleri) buhara maruz bırakmak
one-twist adj. bir bükümlü
two-twist adj. iki bükümlü
Construction
wire-twist test device n. tel bükme test aleti
Automotive
twist grip n. yivli deseni olan, vites ayarlamaya yarayan döndürmeli gidon tutamağı
twist-grip n. vites değiştirmeye yarayan gidon tutamağı
twist drill n. burgulu matkap kalemi
twist cracks n. burulma çatlakları
twist drill n. helisel matkap ucu
twist-on wire nut n. vidalı buat klemensi
Aeronautic
aerodynamic twist n. aerodinamik burulma
geometric twist n. geometrik burulma
blade twist n. pale burulması
blade twist n. pala burkulması
Marine
twist throttle n. döner gaz kolu
tiller with twist throttle n. döner gaz kollu dümen yekesi
Mining
drag twist n. sondaj deliği temizleme çubuğunun ucundaki spiral kanca
Veterinary
twist disease n. dokuların birgözeli hayvanlarca istila edilmesinden kaynaklanan bir balık hastalığı
Gastronomy
twist and squeeze v. burup sıkmak
Botanic
twist wood (viburnum lantana) n. kartopu
twist wood (viburnum lantana) n. avrupa'da yetişen, yol kenarlarına yaygın olarak dikilen yaprak döken ağaç benzeri bir çalı
Agriculture
twist disease n. buğday ve çavdarlarda mantarın sebep olduğu bir hastalık
Literature
plot twist n. (filmde veya kitapta) hikayedeki beklenmedik gelişme
Military
uniform twist n. yivli silah namlusunda düzgün spiral hatve
gain twist n. artan hadve
gaining twist n. artan hadve
increase twist n. tüfek namlusunda açısı namluya doğru artan yiv
Hunting
rate of twist n. yivli namlularda yiv hadvesi
Sport
twist dive n. yüzücünün hem yanal hem de dikey biçimde dönerek suya atladığı atlama stili
somersault with twist n. burgulu salto
twist dives n. burgulu atlamalar
arm twist n. kol sarmasından kurtulma
american twist n. topun havada dönerek gitmesi
Tennis
twist serve n. tenis topuna falso verecek şekilde topun havadan servis ile atılması
Baseball
twist [us and canadian] n. topa verilen falso
Cinema
plot twist n. sürpriz son
plot twist n. iyi sanılan karakterin aslında kötü, veya kötü sanılan karakterin aslında iyi olması
plot twist n. (senaryoda vb.) ters köşe
Slang
twist your cap v. öldürmek
twist your cap v. vurmak
don't twist expr. kıvırtma
British Slang
don't get your knickers in a twist expr. dur hemen heyecan yapma
don't get your knickers in a twist expr. dur hemen tribe girme