|
Category |
Turkish |
English |
|
General |
|
1 |
General |
kayalık uçurum dizisi (ırmak boyunca uzanan) |
palisades n.
|
|
2 |
General |
güneş kıyısı, güney ispanya'nın akdeniz kıyısında uzanan tatil yöresi |
costa del sol n.
|
|
3 |
General |
gümüş kıyı, kuzeyde oporto'dan güneyde costa de lisboa'ya kadar uzanan portekiz sahil şeridi |
costa de prata n.
|
|
4 |
General |
yere yatay olarak uzanan bitki |
trailer n.
|
|
5 |
General |
meksika körfezi'nden kuzey atlantiğe uzanan sıcak su akıntısı |
gulf stream n.
|
|
6 |
General |
bir su kütlesine uzanan sivri kara parçası |
cape n.
|
|
7 |
General |
ileri doğru uzanan dar kara parçası |
panhandle n.
|
|
8 |
General |
alan (şerit halinde uzanan) |
swath n.
|
|
9 |
General |
virginia'dan güney kaliforniya'ya kadar uzanan abd'nin güney bölgesi |
sunbelt n.
|
|
10 |
General |
dağ sırtı boyunca uzanan yol veya patika |
ridgeway n.
|
|
11 |
General |
fransa'nın güneybatı kıyısında, gironde halicinden ispanya sınırına kadar uzanan kıyı şeridi |
cote d'argent n.
|
|
12 |
General |
denize uzanan kara parçası |
spit n.
|
|
13 |
General |
kaliforniya'nın santa clara vadisi'nde kuzeyde palo alto'dan güneyde san jose'ye uzanan alana yayılm |
silicon valley n.
|
|
14 |
General |
üstü kapalı, üç yanı açık ve evin bir cephesinde boydan boya uzanan balkon |
veranda n.
|
|
15 |
General |
batı mısır'dan atlantik okyanusu'na kadar uzanan bölge |
barbary n.
|
|
|
16 |
General |
1950 ve 60'larda popüler olmuş genelde küt saç olarak kullanılan kulak altına kadar uzanan, perçemli bir saç modeli |
pageboy haircut n.
|
|
17 |
General |
manhattan'ın doğu-batı yönünde uzanan caddelerine yılda iki kez batan güneşin vurması |
manhattan solstice n.
|
|
18 |
General |
manhattan'ın doğu-batı yönünde uzanan caddelerine yılda iki kez batan güneşin vurması |
manhattanhenge n.
|
|
19 |
General |
tiyatro sahnesinin bir tarafından diğer tarafına uzanan küçük podyum |
passerelle n.
|
|
20 |
General |
uzanan kimse |
recliner n.
|
|
21 |
General |
eskiden abd'deki catawba nehri boyunca uzanan topraklarda yaşayan kızılderili halkının üyesi |
catawba n.
|
|
22 |
General |
eskiden abd'deki catawba nehri boyunca uzanan topraklarda yaşayan kızılderili halkı |
catawbas n.
|
|
23 |
General |
hudson nehri boyunca uzanan asma köprü |
tappan zee bridge n.
|
|
24 |
General |
bir kalkan boyunca uzanan yatay şerit |
trangle n.
|
|
25 |
General |
her iki taraftan çekilerek açılan enlemesine uzanan perde |
traveler n.
|
|
26 |
General |
her iki taraftan çekilerek açılan enlemesine uzanan perde |
traveler curtain n.
|
|
27 |
General |
sınır boyunca uzanan toprak parçası |
march n.
|
|
28 |
General |
bir tabağın tabanına paralel bir şekilde uzanan, süslü ve kabartılı kenarı |
marie n.
|
|
29 |
General |
bir tabağın tabanına paralel bir şekilde uzanan, süslü ve kabartılı kenarı |
marli n.
|
|
30 |
General |
ayakkabı üzerindeki burundan başlayıp yanlardan arkaya doğru uzanan delikli kısımlar |
wing tip n.
|
|
31 |
General |
ayakkabı üzerindeki burundan başlayıp yanlardan arkaya doğru uzanan delikli kısımlar |
wingtip n.
|
|
32 |
General |
avuç içinde akıl çizgisine paralel olarak uzanan ve kişinin duygu dünyasını ifade ettiğine inanılan çizgi |
mensal line n.
|
|
33 |
General |
avuç içinde akıl çizgisine paralel olarak uzanan ve kişinin duygu dünyasını ifade ettiğine inanılan çizgi |
line of heart n.
|
|
34 |
General |
dize kadar uzanan bir tür deri ayakkabı |
brogan shoe n.
|
|
35 |
General |
kadınların abiye kıyafetlerle giydiği, parmakları açıkta bırakan ve genellikle dirsek ve üstüne kadar uzanan eldiven |
mit n.
|
|
|
36 |
General |
alın borusunun tepesinden başlayıp arka aksa doğru uzanan bir çift küçük yan borudan oluşan bir bisiklet kasası |
mixte n.
|
|
37 |
General |
uzanan kimse |
reposer n.
|
|
38 |
General |
ayak bileğinin üstüne kadar uzanan şoson |
gaiter n.
|
|
39 |
General |
pusu sırasında yere uzanan kimse |
lier n.
|
|
40 |
General |
pusu sırasında uzanan şey |
lier n.
|
|
41 |
General |
at sırtının orta çizgisi boyunca uzanan koyu renkli şerit |
list n.
|
|
42 |
General |
fıçı çıtalarının çerçeveye doğru uzanan bölümü |
chimb n.
|
|
43 |
General |
fıçı çıtalarının çerçeveye doğru uzanan bölümü |
chime n.
|
|
44 |
General |
fıçı çıtalarının çerçeveye doğru uzanan bölümü |
chine n.
|
|
45 |
General |
bir şeyin üzerinde uzanan kısım |
overlier n.
|
|
46 |
General |
uzanan kimse |
overreacher n.
|
|
47 |
General |
nehir boyunca uzanan tahta kaldırım |
riverwalk n.
|
|
48 |
General |
(özellikle tokası olmayıp bileğe kadar uzanan) kauçuk şoson |
india rubber n.
|
|
49 |
General |
(kilise) dua sandalyeleri arasında uzanan yol |
pace n.
|
|
50 |
General |
sdizgin yularları boyunca uzanan sıkıp gevşetme halkası |
button n.
|
|
51 |
General |
koloni dönemi amerikan evlerinin ikinci katından uzanan dikey ahşap kenar |
pendant n.
|
|
52 |
General |
taşınabilir sunağın ön yüzü boyunca uzanan resim veya heykel |
predella n.
|
|
53 |
General |
(iki saban sırası arasında uzanan) toprak sırtı |
selion n.
|
|
54 |
General |
(hipodromda) bir dizi ahırın önünde uzanan üst kapalı yürüme yolu |
shedrow n.
|
|
55 |
General |
uyluklara veya daha da aşağıya kadar uzanan bol giysi |
shirt n.
|
|
56 |
General |
ağaçlı yamaçlar arasında uzanan açık alan |
slade n.
|
|
57 |
General |
uçak kanadının bir ucundan diğerine uzanan geçit |
slot n.
|
|
58 |
General |
eli her yer uzanan kimse |
spider n.
|
|
59 |
General |
kitap kapağına ait dışarı uzanan bölüm |
square n.
|
|
60 |
General |
eyerin önünden yukarı doğru uzanan tutamak |
saddlebow v.
|
|
61 |
General |
dik uzanan |
upright adj.
|
|
62 |
General |
karaya doğru uzanan |
landward adj.
|
|
63 |
General |
arasında uzanan |
stretching between adj.
|
|
64 |
General |
sonuna kadar uzanan |
throughgoing adj.
|
|
65 |
General |
(hanedan armasının) kenarlarına uzanan |
throughout adj.
|
|
66 |
General |
birbirine dik uzanan |
quartering adj.
|
|
67 |
General |
bedenin orta aksında uzanan |
mesal adj.
|
|
68 |
General |
görüş alanının yanal olarak en dış sınırlarına kadar uzanan |
wraparound adj.
|
|
69 |
General |
yukarı doğru uzanan |
high adj.
|
|
70 |
General |
yukarı uzanan |
high-reaching adj.
|
|
71 |
General |
ayak bileğinin üstüne kadar uzanan |
hightop adj.
|
|
72 |
General |
ayak bileğine kadar uzanan |
high-top adj.
|
|
73 |
General |
ayak bileğinin üstüne uzanan |
high-top adj.
|
|
74 |
General |
bilek üstüne uzanan |
high-top adj.
|
|
75 |
General |
yüzeye dik olarak uzanan |
direct [obsolete] adj.
|
|
|
76 |
General |
tam görüşte uzanan |
open [obsolete] adj.
|
|
77 |
General |
alt çenenin üzerine uzanan |
overshot adj.
|
|
78 |
General |
dudağın altında uzanan |
infralabial adj.
|
|
79 |
General |
dünyanın altında uzanan |
inframundane adj.
|
|
80 |
General |
(armada başı ön pati üzerinde yer alarak) uzanan |
dormant adj.
|
|
81 |
General |
kutba doğru uzanan |
poleward adj.
|
|
82 |
General |
(hanedan armalarındaki hayvanlar) kafaları zıt yönde duracak şekilde uzanan |
counter-couchant adj.
|
|
83 |
General |
(hanedan armalarında) kafaları zıt yönde uzanan |
countercouchant adj.
|
|
84 |
General |
tahılları veya lifleri çapraz şekilde uzanan |
crossgrained adj.
|
|
85 |
General |
lifleri çapraz şekilde uzanan |
cross-grained adj.
|
|
86 |
General |
geriye doğru uzanan |
postic adj.
|
|
87 |
General |
bir şeyin dışında uzanan |
outlying adj.
|
|
88 |
General |
önünde uzanan |
preliminary adj.
|
|
89 |
General |
kıyı boyunca uzanan |
shory adj.
|
|
90 |
General |
kolları ve bacakları açık şekilde uzanan |
spreadeagled adj.
|
|
91 |
General |
kartal şeklinde uzanan |
spreadeagled adj.
|
|
92 |
General |
kare şeklinde uzanan |
squarewise adj.
|
|
93 |
General |
-den -e uzanan |
ranging from prep.
|
|
94 |
General |
belirli bir alan veya bölge boyunca uzanan |
wide suf.
|
|
Colloquial |
|
95 |
Colloquial |
kol ve bacaklarını ayırarak uzanan |
starfished adj.
|
|
Idioms |
|
96 |
Idioms |
(bir şeye) doğru giden/uzanan zor dönem |
rocky road (to something) n.
|
|
97 |
Idioms |
(bir şeye) doğru giden/uzanan zorlu süreç |
rocky road (to something) n.
|
|
98 |
Idioms |
-e doğru giden/uzanan zor dönem |
the rocky road to n.
|
|
99 |
Idioms |
-e doğru giden/uzanan zorlu süreç |
the rocky road to n.
|
|
Trade/Economic |
|
100 |
Trade/Economic |
şimdiki zamana kadar uzanan |
up-to-date adj.
|
|
Politics |
|
101 |
Politics |
(abd'de) 6 mil aralıklarla doğu ve batı yönünde uzanan hayali çizgiler |
township line n.
|
|
Tourism |
|
102 |
Tourism |
abd'nin batısına doğru uzanan çeşitli göç yollarına verilen ad |
overland trail n.
|
|
Technical |
|
103 |
Technical |
fırınlı ve kazan boyunca uçtan uca uzanan iki bacaya sahip bir buhar kazanı |
lancashire boiler n.
|
|
104 |
Technical |
ayak parmaklarının etrafındaki kısımdan arka dikişe uzanan kundura yüzü |
three–quarter vamp n.
|
|
105 |
Technical |
ölçüm hattındaki iki noktadan konum düzeltici ayrıntı noktasına uzanan iki ölçümden her biri |
tie n.
|
|
106 |
Technical |
bir siperin dibinde yanlamasına uzanan koruyucu çamur paleti |
trenchboard n.
|
|
107 |
Technical |
matbaa harfinin yazıyüzünden aşağı doğru uzanan bölümü |
bevel n.
|
|
108 |
Technical |
diğer kütüklerin oturması için çukurluk bırakılmış enine uzanan bir kütük |
saddle n.
|
|
109 |
Technical |
uçak gövdesinde bir uçtan diğer uca uzanan yapı |
longitudinal n.
|
|
110 |
Technical |
pruvadan kıç bölümüne kadar uzanan, gemi yelken direği ile yürütülürken üzerinde yürünen bir bölüm |
running boards n.
|
|
111 |
Technical |
teknenin alçak güvertesinin kenarları boyunca uzanan çıkıntılı çerçeve |
combing n.
|
|
112 |
Technical |
üzerindeki türbinden çıkış kanalına uzanan hava geçirmez su akış borusu |
draught tube n.
|
|
113 |
Technical |
çapraz olarak uzanan |
transcurrent adj.
|
|
114 |
Technical |
enine uzanan |
transverse adj.
|
|
Telecom |
|
115 |
Telecom |
dışa doğru düz çizgi halinde uzanan iki eşit çubuktan oluşan anten |
dipolar n.
|
|
116 |
Telecom |
giriş teline bağlanma noktasından zıt yönlere doğru uzanan iki eş çubuktan oluşan verici anteni |
dipole n.
|
|
117 |
Telecom |
giriş teline bağlanma noktasından zıt yönlere doğru uzanan iki eş çubuktan oluşan alıcı anteni |
dipole n.
|
|
Radio |
|
118 |
Radio |
yüksek ve dik uzanan anten |
mast n.
|
|
Textile |
|
119 |
Textile |
(eski) bileğe kadar uzanan bir tür kıyafet |
talar n.
|
|
120 |
Textile |
1500'lü ve 1600'lü yıllarda avrupa'da erkekler tarafından giyilen, belden uyluk kemiğinin ortalarına kadar uzanan kısa balon biçimli pantolon |
trunk hose n.
|
|
121 |
Textile |
kasıktan omuzlara kadar v şeklinde uzanan ince bir parçadan meydana gelen erkek mayosu |
mankini n.
|
|
122 |
Textile |
belden ayağa kadar uzanan ve vücudu saran tek parça erkek giysisi |
mantyhose n.
|
|
123 |
Textile |
genellikle kolsuz olup ayak bileklerine kadar uzanan günlük kıyafet |
maxi dress n.
|
|
124 |
Textile |
ayak bileğine kadar uzanan uzun ceket |
maxicoat n.
|
|
125 |
Textile |
genellikle kolsuz olup ayak bileklerin kadar uzanan günlük kıyafet |
maxidress n.
|
|
126 |
Textile |
ayak bileklerine kadar uzanan uzun etek |
maxiskirt n.
|
|
127 |
Textile |
orta çağ'da özellikle yahudi erkeklerinin giydiği ayak bileğine kadar uzanan bir ceket |
gabardine n.
|
|
128 |
Textile |
omuz başlarına kadar uzanan yaka tipi |
bateau neck n.
|
|
129 |
Textile |
omuz başlarına kadar uzanan yaka tipi |
bateau neckline n.
|
|
130 |
Textile |
(etek) giysinin boyuna uzanan kloş kısmı |
gore n.
|
|
131 |
Textile |
(16. yüzyılda erkeklerin giydiği) bel bölgesine uzanan dolgulu bir tür karın yastığı |
peascod n.
|
|
132 |
Textile |
(16. yüzyılda erkeklerin giydiği) bel bölgesine uzanan dolgulu bir tür karın yastığı |
peasecod n.
|
|
133 |
Textile |
dokuma tezgahında boyuna uzanan ipleri kesen enine ipler |
filling n.
|
|
134 |
Textile |
yere kadar uzanan (elbise) |
floor-length adj.
|
|
135 |
Textile |
kalçaya kadar uzanan |
thigh-high adj.
|
|
136 |
Textile |
kalçaya kadar uzanan |
longline adj.
|
|
Architecture |
|
137 |
Architecture |
bina girişindeki araba yoluna uzanan, araçlardan gelenler için sığınak olması amaçlanan üstü kapalı cephe çıkıntısı |
carriage porch n.
|
|
138 |
Architecture |
şöminenin üzerinden uzanan kiriş |
trimmer n.
|
|
139 |
Architecture |
nil boyunca uzanan, asuan şehrine yakın bir baraj |
aswan n.
|
|
140 |
Architecture |
nil boyunca uzanan, asuan şehrine yakın bir baraj |
aswan high dam n.
|
|
141 |
Architecture |
nil boyunca uzanan, asuan şehrine yakın bir baraj |
high dam n.
|
|
142 |
Architecture |
nil boyunca uzanan, asuan şehrine yakın bir baraj |
aswan dam n.
|
|
143 |
Architecture |
duvar boyunca uzanan çıkıntılı süslü şerit veya silme |
belt n.
|
|
144 |
Architecture |
duvar boyunca uzanan çıkıntılı süslü şerit veya silme |
beltcourse n.
|
|
145 |
Architecture |
duvar boyunca uzanan çıkıntılı süslü şerit veya silme |
belt course n.
|
|
146 |
Architecture |
duvar boyunca uzanan çıkıntılı süslü şerit veya silme |
cordon n.
|
|
147 |
Architecture |
koloni dönemi amerikan evinin ikinci katından uzanan dikey ahşap kenar |
pendent n.
|
|
148 |
Architecture |
kalkan duvarının önündeki beşikçatının çıkıntılı kenarı boyunca uzanan süslü ahşap |
pargeboard n.
|
|
149 |
Architecture |
ön cephede birden fazla kata uzanan (sütun ve duvar ayakları) |
colossal adj.
|
|
150 |
Architecture |
ön cephede birden fazla kata uzanan (sütun ve duvar ayakları) |
giant adj.
|
|
151 |
Architecture |
iki veya daha fazla panel boyunca uzanan (kiriş, ayak açıklığı veya çatı bağlaması) |
continuous adj.
|
|
Construction |
|
152 |
Construction |
(buharlı gemilerde) genellikle güverte üzerinde baş ve kıç boyunca uzanan kafes kiriş çerçeve |
hogback n.
|
|
153 |
Construction |
düz veya v tabanlı teknelerin tabanı ile yanlarının birleşme yerinde sintine boyunca uzanan bir boylamsal bir eleman |
chine n.
|
|
154 |
Construction |
baş bodoslamadan aynalığa veya kıç bodoslamaya kadar uzanan çerçeve içerisinden geçen gemi yapı elemanı |
clamp strake n.
|
|
155 |
Construction |
ahşap gemilerde omurga üzerinde uzanan tahtalar |
ground timbers n.
|
|
156 |
Construction |
duvarın bir tarafından diğerine uzanan büyük taş |
parpane n.
|
|
157 |
Construction |
duvarın bir tarafından diğerine uzanan büyük taş |
parpent n.
|
|
158 |
Construction |
duvarın bir tarafından diğerine uzanan büyük taş |
parpoint n.
|
|
159 |
Construction |
duvarın bir tarafından diğerine uzanan büyük taş |
parpend n.
|
|
160 |
Construction |
ahşap geminin tüm uzunluğu boyunca uzanan bir tür yapı elemanı |
shelf n.
|
|
Furniture |
|
161 |
Furniture |
masanın üç tarafına uzanan kanepe |
triclinium n.
|
|
162 |
Furniture |
masa, sandalye gibi mobilyaların bacakları arasında uzanan raylı veya oymalı panel |
apron n.
|
|
Automotive |
|
163 |
Automotive |
aracın yan pencerelerinin hemen altında uzanan yatay çizgi |
beltline n.
|
|
Transportation |
|
164 |
Transportation |
at arabasının önünden arkasına uzanan ve arabayı destekleyip yay görevi gören deri bantlardan her biri |
thorough brace n.
|
|
165 |
Transportation |
at arabasının önünden arkasına uzanan ve arabayı destekleyip yay görevi gören deri bantlardan her biri |
thoroughbrace n.
|
|
166 |
Transportation |
at arabasının önünden arkasına uzanan ve arabayı destekleyip yay görevi gören deri bantlardan her biri |
thorough-brace n.
|
|
Railway |
|
167 |
Railway |
ana hatları chicago'dan new york'a uzanan demiryolu sistemlerinin her biri |
trunk line n.
|
|
168 |
Railway |
vagon tekeri merkezi yüksekliğindeki kiriş boyunca uzanan yatay kalas |
hub plank n.
|
|
Aeronautic |
|
169 |
Aeronautic |
havaalanı terminal binasından uçak durağına doğru uzanan çıkıntı yapı |
pier n.
|
|
170 |
Aeronautic |
hava aracının balans kontrolü yüzeyinin menteşe noktasının önüne uzanan bölümü |
overhang n.
|
|
171 |
Aeronautic |
zeplinin enine uzanan bitişik iki elemanı arasındaki uzunlamasına kısım |
bay n.
|
|
Marine |
|
172 |
Marine |
abd'nin kuzeyinden brezilya'ya kadar uzanan kıyı sularında bulunan bir balık |
florida pompano (trachinotus carolinus) n.
|
|
173 |
Marine |
yelkenlinin kıç tarafında yer alan enine uzanan bir parça üzerinde hareket eden kayar platform |
traveler n.
|
|
174 |
Marine |
yelkenlinin kıç tarafında yer alan enine uzanan bir parça üzerinde hareket eden kayar platform |
traveler iron n.
|
|
175 |
Marine |
yelkenlinin kıç tarafında yer alan enine uzanan bir parça üzerinde hareket eden kayar platform |
horse n.
|
|
176 |
Marine |
teknede pruvadan kıça kadar uzanan dışbükey güverte |
turtleback n.
|
|
177 |
Marine |
teknede pruvadan kıça kadar uzanan dışbükey güverte |
turtle deck n.
|
|
178 |
Marine |
gemide tabandan kenarlara uzanan kısım |
turn of the bilge n.
|
|
179 |
Marine |
geminin kıç tarafından uzanan yanaşma halatı |
after line n.
|
|
180 |
Marine |
geminin baş tarafına uzanan sabit seren |
jib boom n.
|
|
181 |
Marine |
gemi pruvasını çekmek için her pruvadan uzanan bumba |
bumpkin n.
|
|
182 |
Marine |
ana destek blokları için kıç omuzluğundan uzanan bumba |
bumpkin n.
|
|
183 |
Marine |
mizana direğini uzatmak için geminin kıç tarafından uzanan küçük payanda |
bumpkin n.
|
|
184 |
Marine |
gemi pruvasını çekmek için her pruvadan uzanan bumba |
bumkin n.
|
|
185 |
Marine |
ana destek blokları için kıç omuzluğundan uzanan bumba |
bumkin n.
|
|
186 |
Marine |
mizana direğini uzatmak için geminin kıç tarafından uzanan küçük payanda |
bumkin n.
|
|
187 |
Marine |
gemi pruvasını çekmek için her pruvadan uzanan bumba |
tack bumpkin n.
|
|
188 |
Marine |
ana destek blokları için kıç omuzluğundan uzanan bumba |
brace bumpkin n.
|
|
189 |
Marine |
(buharlı gemilerde) genellikle güverte üzerinde baş ve kıç boyunca uzanan kafes kiriş çerçeve |
hogframe n.
|
|
190 |
Marine |
(buharlı gemilerde) genellikle güverte üzerinde baş ve kıç boyunca uzanan kafes kiriş çerçeve |
hogging frame n.
|
|
191 |
Marine |
(buharlı gemilerde) genellikle güverte üzerinde baş ve kıç boyunca uzanan kafes kiriş çerçeve |
hog's-back n.
|
|
192 |
Marine |
(cıvadra boyu uzanan) can halatı çifti |
ridge rope n.
|
|
193 |
Marine |
geminin baş tarafına uzanan sabit serenin uzantısı |
flying-jib boom n.
|
|
194 |
Marine |
üzerinde su üzerine uzanan boru takılmış su altı aracı |
snorter n.
|
|
195 |
Marine |
gövdenin ortasından kıça doğru uzanan hafif kavisli yüzeylere sahip (karina) |
slack adj.
|
|
Mining |
|
196 |
Mining |
neredeyse yatay olarak uzanan veya çok hafif bir eğimi olan cevher katmanı |
manto n.
|
|
197 |
Mining |
neredeyse yatay olarak uzanan veya çok hafif bir eğimi olan cevher katmanı |
blanket deposit n.
|
|
198 |
Mining |
kömürün yarılma yüzeyine paralel olarak uzanan yüzü |
bord n.
|
|
Medical |
|
199 |
Medical |
enine uzanan düz karın kasının miyokütanöz flepleri |
tram flap (transverse rectus abdominis myocutaneous flap) n.
|
|
200 |
Medical |
dudaklarımızdan burnumuza doğru uzanan kıvrım |
philtrum n.
|
|
201 |
Medical |
posterior fossaya uzanan kolesteatom |
cholesteatoma extending to the posterior fossa n.
|
|
202 |
Medical |
sacrum ve coccyx arasında uzanan öndeki veya arkadaki kastan herbiri |
sacrococcygeus n.
|
|
203 |
Medical |
yılanvari kıvrımlarla bir taraftan diğer tarafa uzanan oluşum |
serpiginous n.
|
|
204 |
Medical |
her iki yarım kürenin yan yüzeyinde yukarı doğru uzanan beyin fisürü |
rolando's fissure n.
|
|
205 |
Medical |
her iki yarım kürenin yan yüzeyinde yukarı doğru uzanan beyin fisürü |
central sulcus n.
|
|
206 |
Medical |
her iki yarım kürenin yan yüzeyinde yukarı doğru uzanan beyin fisürü |
fissure of rolando n.
|
|
207 |
Medical |
her iki yarım kürenin yan yüzeyinde yukarı doğru uzanan beyin fisürü |
sulcus centralis n.
|
|
208 |
Medical |
nazal orifisden vokal kordlara kadar uzanan |
extending from nasal orifice to the vocal cords adj.
|
|
209 |
Medical |
pulmoner artere doğru uzanan |
going towards the main pulmonary artery adj.
|
|
210 |
Medical |
portal venden vena kavaya uzanan |
portacaval adj.
|
|
211 |
Medical |
portal venden vena kavaya uzanan |
portocaval adj.
|
|
Anatomy |
|
212 |
Anatomy |
uterustan vajinaya uzanan iğbiçimli kanal |
canalis cervicis uteri n.
|
|
213 |
Anatomy |
uterustan vajinaya uzanan iğbiçimli kanal |
cervical canal n.
|
|
214 |
Anatomy |
rahimden vajinaya uzanan kanal |
cervical canal n.
|
|
215 |
Anatomy |
üst kol kemiğinden lateral epikondile doğru uzanan, elin arkasındaki deriye ve kol-bacak kaslarına giden sinir |
nervus radialis n.
|
|
216 |
Anatomy |
temporal fossadan çene kemiğinin koronoid çıkıntısına uzanan kas |
temporal muscle n.
|
|
217 |
Anatomy |
temporal fossadan çene kemiğinin koronoid çıkıntısına uzanan kas |
temporalis n.
|
|
218 |
Anatomy |
temporal fossadan çene kemiğinin koronoid çıkıntısına uzanan kas |
temporalis muscle n.
|
|
219 |
Anatomy |
topuktan baldıra uzanan uzun tendon |
tendon of achilles n.
|
|
220 |
Anatomy |
omurun iki yanından uzanan çıkıntı |
transverse process n.
|
|
221 |
Anatomy |
diyaframın sol tarafına uzanan bir düz kas bandı |
treitz's muscle n.
|
|
222 |
Anatomy |
kuyruk sokumundan rektumun arka duvarına uzanan düz kas bandı |
treitz's muscle n.
|
|
223 |
Anatomy |
diyaframın sol tarafına uzanan bir düz kas bandı |
treitz's ligament n.
|
|
224 |
Anatomy |
kuyruk sokumundan rektumun arka duvarına uzanan düz kas bandı |
rectococcygeus n.
|
|
225 |
Anatomy |
mandibula tabanından ağız ve üst dudağa uzanan üçgen biçimli düz kas |
triangularis n.
|
|
226 |
Anatomy |
farinksin yumuşak damağın üzerinde uzanan bölümü |
nasopharynx n.
|
|
227 |
Anatomy |
önkoldan bileğe kadar uzanan bir kas |
anconeous muscle n.
|
|
228 |
Anatomy |
önkoldan bileğe kadar uzanan bir kas |
musculus anconeus n.
|
|
229 |
Anatomy |
dış dudaklardan pudendal vene kadar uzanan toplardamar |
anterior labial veins n.
|
|
230 |
Anatomy |
dış dudaklardan pudendal vene kadar uzanan toplardamar |
venae labiales anteriores n.
|
|
231 |
Anatomy |
kol ana atardamarının koltuk altına uzanan kısmı |
arteria axillaris n.
|
|
232 |
Anatomy |
brakiyal arterin dirsek altından başlayıp bilek çevresine ve avuç içine doğru uzanan kolu |
arteria radialis n.
|
|
233 |
Anatomy |
kalbin sol ventrikülünden uzanan aort |
ascending aorta n.
|
|
234 |
Anatomy |
ön alt iliyak omurgadan küçük trokanter ve intertrokanterik hatta uzanan bir fibröz doku bandı |
y ligament n.
|
|
235 |
Anatomy |
ön alt iliyak omurgadan küçük trokanter ve intertrokanterik hatta uzanan bir fibröz doku bandı |
iliofemoral ligament n.
|
|
236 |
Anatomy |
rahimde vajinaya uzanan kanal ile fallop tüpleri arasındaki boşluk |
uterine cavity n.
|
|
237 |
Anatomy |
beynin üçüncü ventrikülünde yer alan, büyük ve enine uzanan komissür |
medicommissure n.
|
|
238 |
Anatomy |
femur gövdesinin arka kısmında yukarıdan aşağıya doğru uzanan çizgi |
linea aspera n.
|
|
239 |
Anatomy |
boyun omurgalarından ikinci kaburgaya kadar uzanan dört çift kasa verilen ad |
musculus scalenus n.
|
|
240 |
Anatomy |
temporal fossadan mandibulanın koronoid çıkıntısına kadar uzanan kas |
musculus temporalis n.
|
|
241 |
Anatomy |
ayaktan kasıklara kadar uzanan, vücuttaki en uzun damar |
great saphenous vein n.
|
|
242 |
Anatomy |
koku soğancığından çıkıp lifleri beyin tabanına girecek şekilde arkaya doğru uzanan uzun, dar ve üçgen formlu, beyaz renkli bir doku bandı |
olfactory tract n.
|
|
243 |
Anatomy |
kasık bölgesinde uzanan kanal |
inguinal canal n.
|
|
244 |
Anatomy |
sfenoid kemik kenarından aşağı doğru uzanan bir çıkıntı |
pterygoid process n.
|
|
245 |
Anatomy |
dudağın iç kısmından damağa doğru uzanan zar kıvrımı |
frenulum n.
|
|
246 |
Anatomy |
uzuvları ön kısma uzanan |
haemapodous adj.
|
|
247 |
Anatomy |
kürek kemiğinin üst kısmında başlayıp dil kemiğine uzanan kasa dair |
omohyoid adj.
|
|
248 |
Anatomy |
omurganın altında uzanan |
infraspinal adj.
|
|
249 |
Anatomy |
omurganın altında uzanan |
infraspinate adj.
|
|
250 |
Anatomy |
fibula yönünde uzanan |
fibular adj.
|
|
251 |
Anatomy |
alt çeneye uzanan |
supramaxillary adj.
|
|
252 |
Anatomy |
kulak kolumellasının üzengiye uzanan bölümüne ait veya ilgili |
suprastapedial adj.
|
|
253 |
Anatomy |
kulak kolumellasının üzengiye uzanan bölümünü gösteren |
suprastapedial adj.
|
|
Pharmaceutics |
|
254 |
Pharmaceutics |
yatıştırıcılardan antipsikotik ilaçlara kadar uzanan geniş bir ilaç sınıfı |
tranquilizers n.
|
|
Math |
|
255 |
Math |
(belirli bir noktaya uzanan küme) doğrudan alan içinde kalan |
starlike adj.
|
|
Physics |
|
256 |
Physics |
(kutuplar arasında uzanan) manyetik alan olan |
poloidal adj.
|
|
Chemistry |
|
257 |
Chemistry |
uzun yatay eksene paralel uzanan kristalli pinakoid |
macropinacoid n.
|
|
258 |
Chemistry |
uzun yatay eksene paralel uzanan kristalli bir pinakoid |
macropinakoid n.
|
|
259 |
Chemistry |
ana eksene paralel uzanan |
axial adj.
|
|
Biology |
|
260 |
Biology |
bazı mantarlarda şapkanın ortasından dışarı uzanan tümsek oluşumu |
umbonation n.
|
|
261 |
Biology |
bakterilerde bulunan, hücre zarından iç kısma doğru uzanan ve solunum enzimleri içeren helezonik bir yapı |
mesosome n.
|
|
262 |
Biology |
gövdelerinden dışarı uzanan uzun çıkıntıları bulunan ve antijenleri içeri alıp t hücrelerine tanıtarak bağışıklık sisteminde önemli rol oynayan akyuvar |
dendritic cell n.
|
|
263 |
Biology |
(ıstakoz benzeri) kabukluların gözlerinin arasından ileri doğru uzanan çıkıntı |
rostrum n.
|
|
264 |
Biology |
(çift kabuklu yumuşakçalarda) arkaya doğru uzanan hortum |
syphon n.
|
|
265 |
Biology |
dorsal yüzeyden ventral yüzeye uzanan |
dorsiventral adj.
|
|
266 |
Biology |
tek düzlemde uzanan |
planate adj.
|
|
267 |
Biology |
dışa uzanan |
porrect adj.
|
|
Marine Biology |
|
268 |
Marine Biology |
nova scotia'dan batı hint adaları ve meksika körfezi'ne kadar uzanan bölgede bulunan bir balık |
new world opah (lampris guttatus) n.
|
|
269 |
Marine Biology |
güney amerika’dan abd'nin maine eyaletine kadar uzanan, atlantik kıyı sularında bulunan, tava balığı olarak da bilinen bir balık |
northern porgy (stenotomus chrysops) n.
|
|
270 |
Marine Biology |
güney amerika’dan abd'nin maine eyaletine kadar uzanan, atlantik kıyı sularında bulunan, tava balığı olarak da bilinen bir balık |
northern scup n.
|
|
271 |
Marine Biology |
güney amerika’dan abd'nin maine eyaletine kadar uzanan, atlantik kıyı sularında bulunan, tava balığı olarak da bilinen bir balık |
scup n.
|
|
272 |
Marine Biology |
asya, afrika ve güney amerika'ya kadar uzanan bölgede yaşayan bir tür tatlı su balığının genel adı |
cichlid n.
|
|
273 |
Marine Biology |
balığın her iki yanında ve deri içinde uzanan sudaki titreşimleri sinir sistemine ileten duyu organı |
lateral line n.
|
|
274 |
Marine Biology |
alaska'dan güney kaliforniya'ya uzanan pasifik sahillerinde yaşayan uzun ve büyük bir sofralık balık |
black cod n.
|
|
275 |
Marine Biology |
alaska'dan güney kaliforniya'ya uzanan pasifik sahillerinde yaşayan uzun ve büyük bir sofralık balık |
blue cod n.
|
|
276 |
Marine Biology |
alaska'dan güney kaliforniya'ya uzanan pasifik sahillerinde yaşayan uzun ve büyük bir sofralık balık |
anoplopoma fimbria n.
|
|
277 |
Marine Biology |
florida'dan brezilya'ya kadar uzanan sularda yaşayan, kırmızı ağızlı hırıltı çıkaran inci grisi bir balık |
margate n.
|
|
278 |
Marine Biology |
florida'dan brezilya'ya kadar uzanan sularda yaşayan, kırmızı ağızlı hırıltı çıkaran inci grisi bir balık |
margate fish n.
|
|
279 |
Marine Biology |
florida'dan brezilya'ya kadar uzanan sularda yaşayan, kırmızı ağızlı hırıltı çıkaran inci grisi bir balık |
haemulon album n.
|
|
280 |
Marine Biology |
florida'dan brezilya'ya kadar uzanan sularda yaşayan, kırmızı ağızlı hırıltı çıkaran inci grisi bir balık |
margaret grunt n.
|
|
281 |
Marine Biology |
florida'dan brezilya'ya kadar uzanan sularda yaşayan, kırmızı ağızlı hırıltı çıkaran inci grisi bir balık |
margot fish n.
|
|
282 |
Marine Biology |
mercan familyası hayvanlarının sindirim boşluklarının duvarından içeri doğru uzanan kaslı radyal bölümlerden her biri |
mesentery n.
|
|
283 |
Marine Biology |
kaliforniya'dan aşağı kaliforniya'ya uzanan sahilde görülen, girella cinsi bir balık |
rudder fish n.
|
|
284 |
Marine Biology |
kaliforniya'dan aşağı kaliforniya'ya uzanan sahilde görülen, girella cinsi bir balık |
rudderfish n.
|
|
285 |
Marine Biology |
mercanın iç septal kenarı boyunca uzanan dikey katman |
palule n.
|
|
286 |
Marine Biology |
mercanın iç septal kenarı boyunca uzanan dikey katman |
palulus n.
|
|
287 |
Marine Biology |
anthozoa sınıfına mensup deniz selenterelerinin sindirim boşluklarının duvarından içeri uzanan kaslı radyal bölümlerden her biri |
sarcoseptum n.
|
|
288 |
Marine Biology |
gözleri sağda olup sırt yüzgeci kafasına kadar uzanan pisi balıklarını içeren bir familya |
pleuronectidae n.
|
|
289 |
Marine Biology |
üst ve alt bölümleri tıpatıp veya çok benzer olup omurgası uca kadar uzanan ve yukarı doğru kıvrılmayan (kuyruk yüzgeci) |
diphycercal adj.
|
|
290 |
Marine Biology |
kuyruk yüzgecinin üst ve alt bölümleri tıpatıp veya çok benzer olup omurgası uca kadar uzanan ve yukarı doğru kıvrılmayan |
diphycercal adj.
|
|
Astronomy |
|
291 |
Astronomy |
gök cisminde ufka paralel uzanan küçük çember |
almacantar n.
|
|
292 |
Astronomy |
1800 yıl öncesinden bugüne uzanan mars jeolojik dönemi |
amazonian epoch n.
|
|
293 |
Astronomy |
yörüngesi dünya'dan mars yörüngesine kadar uzanan asteroit |
amor n.
|
|
294 |
Astronomy |
yörüngesi dünya'dan mars yörüngesine kadar uzanan asteroitler |
amors n.
|
|
Zoology |
|
295 |
Zoology |
kanada'nın yeni iskoçya eyaletinden abd'nin florida eyaletine uzanan kıyı boyunca görülen bir balık |
northern sea robin (prionotus carolinus) n.
|
|
296 |
Zoology |
kordalıların embriyo evresinde sırt tarafında baştan kuyruğa kadar uzanan çubuk şeklinde yapı |
notochord n.
|
|
297 |
Zoology |
güney meksika'dan ve panama'ya uzanan coğrafyada yaşayan, halka kuyruklu kediden daha uzun kuyruğu ve daha büyük cüssesi olan rakun benzeri hepçil bir memeli |
cacomistle (bassariscus sumichrasti) n.
|
|
298 |
Zoology |
uzuvları ön kısma uzanan hayvan |
haemapod n.
|
|
299 |
Zoology |
kuzey karolina'dan florida'ya uzanan kıyı bölgesindeki bataklık arazilerde yaşayan bir tavşan |
marsh hare n.
|
|
300 |
Zoology |
kuzey karolina'dan florida'ya uzanan kıyı bölgesindeki bataklık arazilerde yaşayan bir tavşan |
swamp rabbit n.
|
|
301 |
Zoology |
kuzey karolina'dan florida'ya uzanan kıyı bölgesindeki bataklık arazilerde yaşayan bir tavşan |
sylvilagus palustris n.
|
|
302 |
Zoology |
güney meksika'dan ve panama'ya uzanan coğrafyada yaşayan rakun benzeri hepçil bir memeli |
cacomistle (bassariscus sumichrasti) n.
|
|
303 |
Zoology |
güney meksika'dan ve panama'ya uzanan coğrafyada yaşayan rakun benzeri hepçil bir memeli |
cacomixl (bassariscus sumichrasti) n.
|
|
304 |
Zoology |
güney meksika'dan ve panama'ya uzanan coğrafyada yaşayan rakun benzeri hepçil bir memeli |
cacomixl (jentinkia sumichrasti) n.
|
|
305 |
Zoology |
güney meksika'dan ve panama'ya uzanan coğrafyada yaşayan rakun benzeri hepçil bir memeli |
cacomixle (bassariscus sumichrasti) n.
|
|
306 |
Zoology |
güney meksika'dan ve panama'ya uzanan coğrafyada yaşayan rakun benzeri hepçil bir memeli |
cacomixle (jentinkia sumichrasti) n.
|
|
307 |
Zoology |
balıklarda karın duvarına kadar uzanan kaburga veya uzun kılçık |
pleural n.
|
|
308 |
Zoology |
çift kabuklu yumuşakçalarda geriye doğru uzanan sifon çifti |
siphon n.
|
|
309 |
Zoology |
baştan kuyruğa uzanan |
cephalocercal adj.
|
|
310 |
Zoology |
(bazı çift kabuklularda) ağız kısmının hem önünde hem arkasına doğru uzanan |
amphidetic adj.
|
|
311 |
Zoology |
burnundan alnına uzanan beyaz lekesi olan (hayvan) |
white-faced adj.
|
|
312 |
Zoology |
baştan kuyruğa kadar uzanan |
longitudinal adj.
|
|
313 |
Zoology |
önden arkaya doğru uzanan |
longitudinal adj.
|
|
314 |
Zoology |
gövdenin uzun ekseni boyunca uzanan |
longitudinal adj.
|
|
Botanic |
|
315 |
Botanic |
çiçek rengi beyazdan pembeye uzanan, kuzey amerika'ya özgü bir yabani soğan |
lady's leek (allium cernuum) n.
|
|
316 |
Botanic |
çiçek rengi beyazdan pembeye uzanan, kuzey amerika'ya özgü bir yabani soğan |
nodding onion n.
|
|
317 |
Botanic |
çiçek rengi beyazdan pembeye uzanan, kuzey amerika'ya özgü bir yabani soğan |
nodding wild onion n.
|
|
318 |
Botanic |
liçi fıstığına benzeyen, tatlı yenebilir meyveleri için yetiştirilen, avustralya'dan güneydoğu asya'ya kadar uzanan bölgeye özgü bir ağaç |
longan (nephelium longana) n.
|
|
319 |
Botanic |
liçi fıstığına benzeyen, tatlı yenebilir meyveleri için yetiştirilen, avustralya'dan güneydoğu asya'ya kadar uzanan bölgeye özgü bir ağaç |
dimocarpus longan n.
|
|
320 |
Botanic |
liçi fıstığına benzeyen, tatlı yenebilir meyveleri için yetiştirilen, avustralya'dan güneydoğu asya'ya kadar uzanan bölgeye özgü bir ağaç |
euphorbia litchi n.
|
|
321 |
Botanic |
liçi fıstığına benzeyen, tatlı yenebilir meyveleri için yetiştirilen, avustralya'dan güneydoğu asya'ya kadar uzanan bölgeye özgü bir ağaç |
longanberry n.
|
|
322 |
Botanic |
liçi fıstığına benzeyen, tatlı yenebilir meyveleri için yetiştirilen, avustralya'dan güneydoğu asya'ya kadar uzanan bölgeye özgü bir ağaç |
lungen n.
|
|
323 |
Botanic |
damarlı yapısı olan ve sap boyunca uzanan bitki tomurcuğu |
trace bud n.
|
|
324 |
Botanic |
çenetlere dik uzanan tohum zarı |
transverse partition n.
|
|
325 |
Botanic |
abd'nin orta kesimlerinden güney amerika'ya kadar uzanan bölgede yetişen, gümüşi yaprakları ve mor-mavi-beyaz çiçekleri olan otsu bir itüzümü |
trompillo (solanum elaeagnifolium) n.
|
|
326 |
Botanic |
abd'nin orta kesimlerinden güney amerika'ya kadar uzanan bölgede yetişen, gümüşi yaprakları ve mor-mavi-beyaz çiçekleri olan otsu bir itüzümü |
white horse nettle n.
|
|
327 |
Botanic |
abd'nin orta kesimlerinden güney amerika'ya kadar uzanan bölgede yetişen, gümüşi yaprakları ve mor-mavi-beyaz çiçekleri olan otsu bir itüzümü |
silver-leaved nightshade n.
|
|
328 |
Botanic |
abd'nin orta kesimlerinden güney amerika'ya kadar uzanan bölgede yetişen, gümüşi yaprakları ve mor-mavi-beyaz çiçekleri olan otsu bir itüzümü |
silver-leaved nettle n.
|
|
329 |
Botanic |
abd'nin orta kesimlerinden güney amerika'ya kadar uzanan bölgede yetişen, gümüşi yaprakları ve mor-mavi-beyaz çiçekleri olan otsu bir itüzümü |
silverleaf nightshade n.
|
|
330 |
Botanic |
abd'nin orta kesimlerinden güney amerika'ya kadar uzanan bölgede yetişen, gümüşi yaprakları ve mor-mavi-beyaz çiçekleri olan otsu bir itüzümü |
purple nightshade n.
|
|
331 |
Botanic |
abd'nin orta kesimlerinden güney amerika'ya kadar uzanan bölgede yetişen, gümüşi yaprakları ve mor-mavi-beyaz çiçekleri olan otsu bir itüzümü |
prairie berry n.
|
|
332 |
Botanic |
bazı mantarlarda şapkanın ortasından dışarı uzanan tümsek |
umbo n.
|
|
333 |
Botanic |
tennessee'den kansas'a ve teksas'a uzanan bölgede yetişen çok yıllık bir bitki |
poison camas (zigadenus nuttalli) n.
|
|
334 |
Botanic |
kuzey kaliforniya'dan ingiliz kolumbiyası'na kadar uzanan pasifik sahillerine özgü olup başka ılıman bölgelerde de yetiştirilen, küre şeklinde mavi meyveleri olan yaprak dökmeyen küçük bir çalı |
oregon grape (mahonia aquifolium) n.
|
|
335 |
Botanic |
kuzey kaliforniya'dan ingiliz kolumbiyası'na kadar uzanan pasifik sahillerine özgü olup başka ılıman bölgelerde de yetiştirilen, küre şeklinde mavi meyveleri olan yaprak dökmeyen küçük bir çalı |
oregon grape (mahonia nervosa) n.
|
|
336 |
Botanic |
kuzey kaliforniya'dan ingiliz kolumbiyası'na kadar uzanan pasifik sahillerine özgü olup başka ılıman bölgelerde de yetiştirilen, küre şeklinde mavi meyveleri olan yaprak dökmeyen küçük bir çalı |
holly-leaved barberry (mahonia aquifolium) n.
|
|
337 |
Botanic |
kuzey kaliforniya'dan ingiliz kolumbiyası'na kadar uzanan pasifik sahillerine özgü olup başka ılıman bölgelerde de yetiştirilen, küre şeklinde mavi meyveleri olan yaprak dökmeyen küçük bir çalı |
holly-leaves barberry (mahonia aquifolium) n.
|
|
338 |
Botanic |
kuzey kaliforniya'dan ingiliz kolumbiyası'na kadar uzanan pasifik sahillerine özgü olup başka ılıman bölgelerde de yetiştirilen, küre şeklinde mavi meyveleri olan yaprak dökmeyen küçük bir çalı |
hollyleaf barberry (mahonia aquifolium) n.
|
|
339 |
Botanic |
kuzey kaliforniya'dan ingiliz kolumbiyası'na kadar uzanan pasifik sahillerine özgü olup başka ılıman bölgelerde de yetiştirilen, küre şeklinde mavi meyveleri olan yaprak dökmeyen küçük bir çalı |
mountain grape (mahonia aquifolium) n.
|
|
340 |
Botanic |
kuzey kaliforniya'dan ingiliz kolumbiyası'na kadar uzanan pasifik sahillerine özgü olup başka ılıman bölgelerde de yetiştirilen, küre şeklinde mavi meyveleri olan yaprak dökmeyen küçük bir çalı |
mahonia aquifolium n.
|
|
341 |
Botanic |
kuzeyde ingiliz kolumbiyası ve ontario, güneyde kaliforniya ve colorado'ya uzanan bir coğrafyada yetişen ufak mavi ve beyaz çiçekli küçük bir bitki |
maiden blue-eyed mary (collinsia parviflora) n.
|
|
342 |
Botanic |
kuzeyde ingiliz kolumbiyası ve ontario, güneyde kaliforniya ve colorado'ya uzanan bir coğrafyada yetişen ufak mavi ve beyaz çiçekli küçük bir bitki |
small-flowered blue-eyed mary (collinsia parviflora) n.
|
|
343 |
Botanic |
genellikle kıyı bölgelerinde yetişen, akdeniz'den afganistan'a kadar uzanan geniş bir coğrafyada görülen bir bitki cinsi |
malcolmia n.
|
|
344 |
Botanic |
genellikle kıyı bölgelerinde yetişen, akdeniz'den afganistan'a kadar uzanan geniş bir coğrafyada görülen bir bitki cinsi |
genus malcolmia n.
|
|
345 |
Botanic |
malezya'dan güney çin'e uzanan coğrafyada yetişen, manolyagiller familyasına mensup çiçekli bir ağaç cinsi |
manglietia n.
|
|
346 |
Botanic |
malezya'dan güney çin'e uzanan coğrafyada yetişen, manolyagiller familyasına mensup çiçekli bir ağaç cinsi |
genus manglietia n.
|
|
347 |
Botanic |
güney kaliforniya'dan güney kolorado ve meksika'ya kadar uzanan coğrafyada yetişen, akşamları açan boru şeklinde canlı ve koyu pembe çiçekleri olan yabani bir çiçek |
maravilla n.
|
|
348 |
Botanic |
güney kaliforniya'dan güney kolorado ve meksika'ya kadar uzanan coğrafyada yetişen, akşamları açan boru şeklinde canlı ve koyu pembe çiçekleri olan yabani bir çiçek |
colorado four o'clock n.
|
|
349 |
Botanic |
güney kaliforniya'dan güney kolorado ve meksika'ya kadar uzanan coğrafyada yetişen, akşamları açan boru şeklinde canlı ve koyu pembe çiçekleri olan yabani bir çiçek |
desert four o'clock n.
|
|
350 |
Botanic |
güney kaliforniya'dan güney kolorado ve meksika'ya kadar uzanan coğrafyada yetişen, akşamları açan boru şeklinde canlı ve koyu pembe çiçekleri olan yabani bir çiçek |
mirabilis multiflora n.
|
|
351 |
Botanic |
kuzey ve orta avrupa ile doğu sibirya'dan kore ve japonya'ya uzanan bölgede yetişen bir bataklık çalısı |
marsh tea (ledum palustre) n.
|
|
352 |
Botanic |
kuzey ve orta avrupa ile doğu sibirya'dan kore ve japonya'ya uzanan bölgede yetişen bir bataklık çalısı |
ledum palustre n.
|
|
353 |
Botanic |
kuzey ve orta avrupa ile doğu sibirya'dan kore ve japonya'ya uzanan bölgede yetişen bir bataklık çalısı |
wild rosemary (ledum palustre) n.
|
|
354 |
Botanic |
bazı damarlı bitkilerin vasküler dokusu boyunca radyal olarak uzanan herhangi iletim dokusu katmanı |
medullary ray n.
|
|
355 |
Botanic |
güney abd'den peru'ya uzanan bölgede yetişen gösterişli bir ponsetiye |
poinsettia heterophylla n.
|
|
356 |
Botanic |
kolorado'nun güneyindeki dağlardan arizona ve meksika'ya uzanan coğrafyada yetişen, eflatun-pembe çiçekleri akşamları açılan yapraklarla kaplı yabani bir çiçek |
mountain four o'clock (mirabilis oblongifolia) n.
|
|
357 |
Botanic |
kolorado'nun güney kesimindeki dağlardan arizona ve meksika'ya kadar uzanan coğrafyada yetişen, eflatun-pembe çiçekleri akşamları ve günün serin vakitlerinde açan bir bitki |
mountain four o'clock (mirabilis oblongifolia) n.
|
|
358 |
Botanic |
kuzey kaliforniya'dan ingiliz kolumbiyası'na kadar uzanan pasifik sahillerine özgü olup başka ılıman bölgelerde de yetiştirilen, küre şeklinde mavi meyveleri olan yaprak dökmeyen küçük bir çalı |
mountain grape n.
|
|
359 |
Botanic |
alaska'dan kuzey kaliforniya ve wyoming'e kadar uzanan coğrafyada yetişen, beyaz ve mor çiçekli bir bitki |
mountain lady's slipper (cypripedium montanum) n.
|
|
360 |
Botanic |
oregon'dan kaliforniya'ya uzanan bölgedeki dağlık arazilerde yetişen, pembe çiçekli ve yapraksı saplı yeri saran bir bitki |
mountain pride (penstemon newberryi) n.
|
|
361 |
Botanic |
himalayalar'ın batısından çin'e uzanan bölgede yetişen küçük çalıları içeren bir cins |
leycesteria n.
|
|
362 |
Botanic |
himalayalar'ın batısından çin'e uzanan bölgede yetişen küçük çalıları içeren bir cins |
genus leycesteria n.
|
|
363 |
Botanic |
abd'den antiller'e ve doğu asya'dan himalayalar'a kadar uzanan geniş bir coğrafyada yetişen çalı veya küçük ağaçları içeren bir cins |
lyonia n.
|
|
364 |
Botanic |
abd'den antiller'e ve doğu asya'dan himalayalar'a kadar uzanan geniş bir coğrafyada yetişen çalı veya küçük ağaçları içeren bir cins |
genus lyonia n.
|
|
365 |
Botanic |
güneydoğu kaliforniya'dan güneybatı utah'a ve batı arizona'dan kuzeybatı meksika'ya uzanan coğrafyadaki kumlu çöllerde yetişen, sarı çiçekli ve tüylü bir bitki |
desert sunflower n.
|
|
366 |
Botanic |
güneydoğu kaliforniya'dan güneybatı utah'a ve batı arizona'dan kuzeybatı meksika'ya uzanan coğrafyadaki kumlu çöllerde yetişen, sarı çiçekli ve tüylü bir bitki |
gerea canescens n.
|
|
367 |
Botanic |
güneydoğu avrupa'dan çin'e uzanan geniş bir coğrafyaya özgü yaprak döken dikenli bir çalı |
common matrimony vine n.
|
|
368 |
Botanic |
güneydoğu avrupa'dan çin'e uzanan geniş bir coğrafyaya özgü yaprak döken dikenli bir çalı |
duke of argyll's tea tree n.
|
|
369 |
Botanic |
florida ve batı hint adaları'ndan orta ve güney amerika'ya uzanan coğrafyaya özgü bir karasal eğreltiotu cinsi |
goniopteris n.
|
|
370 |
Botanic |
florida ve batı hint adaları'ndan orta ve güney amerika'ya uzanan coğrafyaya özgü bir karasal eğreltiotu cinsi |
genus goniopteris n.
|
|
371 |
Botanic |
madagaskar'dan tropik asya ve yeni gine'ye uzanan coğrafyaya özgü epifitik eğrelti otlarını içeren bir cins |
drymoglossum n.
|
|
372 |
Botanic |
madagaskar'dan tropik asya ve yeni gine'ye uzanan coğrafyaya özgü epifitik eğrelti otlarını içeren bir cins |
genus drymoglossum n.
|
|
373 |
Botanic |
sumatra ve filipinler'in yağmur ormanlarından kuzey queensland'e kadar uzanan herdem yeşil tropikal bir ağaç |
podocarpus amara n.
|
|
374 |
Botanic |
sumatra ve filipinler'in yağmur ormanlarından kuzey queensland'e kadar uzanan herdem yeşil tropikal bir ağaç |
prumnopitys amara n.
|
|
375 |
Botanic |
sumatra ve filipinler'in yağmur ormanlarından kuzey queensland'e kadar uzanan herdem yeşil tropikal bir ağaç |
sundacarpus amara n.
|
|
376 |
Botanic |
neredeyse bitki köküne veya yaprağın orta damarına uzanan üç tüysü daldan oluşan |
tripinnatisect adj.
|
|
377 |
Botanic |
yaprağın dışına uzanan (damarlar) |
excurrent adj.
|
|
378 |
Botanic |
tepeden uzanan |
excurrent adj.
|
|
379 |
Botanic |
(yaprak) boylamasına uzanan iki ana damarı olan |
bicostate adj.
|
|
380 |
Botanic |
bir yaprağın ucuna paralel ve yakın şekilde uzanan |
marginal adj.
|
|
381 |
Botanic |
(bazı yapraklar) girintileri merkezin yarısına kadar uzanan |
cleft adj.
|
|
382 |
Botanic |
öne uzanan |
porrect adj.
|
|
383 |
Botanic |
tabana veya orta damara uzanan kesilerle farklı parçalara ayrılmış (yaprak) |
divided adj.
|
|
384 |
Botanic |
dipten başlayıp merkezden çevreye doğru uzanan çok sayıda siniri olan (yaprak) |
flabellinerved adj.
|
|
Social Sciences |
|
385 |
Social Sciences |
nil nehri ve doğu afrika bozkırlarına uzanan coğrafyadaki afrika kabilelerinden olan kimse |
nilot n.
|
|
Literature |
|
386 |
Literature |
at arabasında atların arasında yatay şekilde uzanan ahşap çubuk |
beam n.
|
|
Linguistics |
|
387 |
Linguistics |
afrika'nın iç kesimlerinde, nijerya'dan kenya'ya uzanan coğrafyada konuşulan, sahra altı afrika dil ailesine mensup dil ailesi |
nilo-saharan n.
|
|
388 |
Linguistics |
afrika'nın iç kesimlerinde, nijerya'dan kenya'ya uzanan coğrafyada konuşulan, sahra altı afrika dil ailesine mensup dil ailesi |
nilo-saharan language n.
|
|
389 |
Linguistics |
sonsuzluğa uzanan |
infinite adj.
|
|
History |
|
390 |
History |
slovenya'nın ortasından kuzey kısmına uzanan dağlık tarihi bölge |
carniola n.
|
|
391 |
History |
(ingres, matisse'e ait) uzanan cariyeyi tasvir eden geleneksel resim |
odalisque n.
|
|
392 |
History |
missouri'den new mexico'ya uzanan ilk tren yolu |
santa fe trail n.
|
|
393 |
History |
kullanımı 13. yüzyıla kadar uzanan çeşitli altın ispanyol sikkelerine verilen ad |
dobla n.
|
|
394 |
History |
(15. yüzyıldan günümüze uzanan) ispanyol ticaret gemisi filosu |
flota n.
|
|
395 |
History |
az veya çok uzak geçmişten günümüze uzanan bir döneme ilişkin |
modern adj.
|
|
396 |
History |
az veya çok uzak geçmişten günümüze uzanan bir döneme ait |
modern adj.
|
|
397 |
History |
az veya çok uzak geçmişten günümüze uzanan bir dönemin özelliğini taşıyan |
modern adj.
|
|
Religious |
|
398 |
Religious |
yakup'un rüyasındaki yerden cennete uzanan merdiven |
jacobs ladder n.
|
|
399 |
Religious |
sözlerin ötesine uzanan ilham |
verbal inspiration n.
|
|
400 |
Religious |
reuben kabilesine ait lut gölü'nün kuzeydoğusuna uzanan bölge |
reuben n.
|
|
Environment |
|
401 |
Environment |
erozyona karşı koruma sağlaması için kıyı şeridi boyunca uzanan yapı |
apron n.
|
|
402 |
Environment |
(ekolojide) çıplak toprak aşamasından klimaks toplum aşamasına uzanan birincil gelişim evresi |
prisere n.
|
|
Geography |
|
403 |
Geography |
güney doğu new york, batı massachusetts ve güney batı vermont boyunca uzanan ve apalaş dağlarının uzantısı olan dağ silsilesi |
taconic mountains n.
|
|
404 |
Geography |
lake district'te dik ve sivri kayalık boyunca uzanan eğimli kaya tabakası |
rake n.
|
|
405 |
Geography |
florida'nın doğu sahilinde atlantik okyanusuna uzanan birçok adadan oluşan çıkıntı |
cape kennedy n.
|
|
406 |
Geography |
new mexico-colorado sınırında, sangre de cristo dağları'ndan doğuya doğru uzanan sırt |
raton n.
|
|
407 |
Geography |
hindistan'ın kuzeyinde doğan ve batı pakistan'a uzanan bir nehir |
chenab n.
|
|
408 |
Geography |
yeni zelanda'nın güney pasifik okyanusu'na uzanan en kuzey noktası |
north cape n.
|
|
409 |
Geography |
atlantik ve pasifik okyanusları arasında yer alan, avrupa ve asya'nın arktik kıyıları boyunca uzanan gemicilik yolu |
northeast passage n.
|
|
410 |
Geography |
apalaş dağları'nın vermont'un yeşil dağları'ndan başlayıp kanada'nın gaspé yarımadası'na kadar uzanan kısmı |
notre dame mountains n.
|
|
411 |
Geography |
nil nehri'nin doğusunda kızıldeniz'e uzanan bir çöl bölgesi |
nubian desert n.
|
|
412 |
Geography |
haritanın üzerinde uzanan paralel ve meridyen gibi çizgiler |
neatlines n.
|
|
413 |
Geography |
güney afrika'da beş boylam boyunca uzanan geniş bir plato |
the great karroo n.
|
|
414 |
Geography |
güney afrika'da beş boylam boyunca uzanan geniş bir plato |
the great karoo n.
|
|
415 |
Geography |
orta asya'da tacikistan'dan kırgızistan, afganistan, pakistan ve batı çin'e kadar uzanan dağ silsilesi |
the pamirs n.
|
|
416 |
Geography |
orta asya'da tacikistan'dan kırgızistan, afganistan, pakistan ve batı çin'e kadar uzanan dağ silsilesi |
pamir mountains n.
|
|
417 |
Geography |
denize kadar uzanan ve genellikle buzdağlarına bölünen buzul |
tidewater glacier n.
|
|
418 |
Geography |
ingiltere'nin kuzeybatısındaki plymouth kentinde denize doğru uzanan dağlık bir kara parçası |
tintagel head n.
|
|
419 |
Geography |
içine gürcistan'ı, ermenistan'ı ve azerbaycan'ı alan, kafkas dağları'nın güneyinden türkiye'nin kuzeyine uzanan coğrafi bölge |
transcaucasia n.
|
|
420 |
Geography |
surinam ve fransız guyanası arasında uzanan sıradağlar |
tumuc-humac mountains n.
|
|
421 |
Geography |
surinam ve fransız guyanası arasında uzanan sıradağlar |
serra tumucumaque n.
|
|
422 |
Geography |
türkmenistan'dan özbekistan'a uzanan geniş ve kurak bir ova |
turan lowland n.
|
|
423 |
Geography |
türkmenistan'dan özbekistan'a uzanan geniş ve kurak bir ova |
turan plain n.
|
|
424 |
Geography |
alaska'nın güneybatısında bulunup kuzey pasifiğe kadar uzanan takımadalar |
aleutian islands n.
|
|
425 |
Geography |
alaska'nın güneybatısında bulunup kuzey pasifiğe kadar uzanan takımadalar |
aleutians n.
|
|
426 |
Geography |
alaska yarımadası'nın doğu kıyısı boyunca uzanan sıradağlar |
aleutian range n.
|
|
427 |
Geography |
orta asya'da kazakistan'dan çin'e kadar uzanan sıradağlar |
altai mountains n.
|
|
428 |
Geography |
orta asya'da kazakistan'dan çin'e kadar uzanan sıradağlar |
altay mountains n.
|
|
429 |
Geography |
orta asya'da bulunan, kazakistan'dan çin'e kadar uzanan sıradağlar |
altai n.
|
|
430 |
Geography |
orta asya'da bulunan, kazakistan'dan çin'e kadar uzanan sıradağlar |
altay n.
|
|
431 |
Geography |
batı romanya, kuzeydoğu sırbistan ve güney macaristan'a uzanan tarihi güneydoğu avrupa bölgesi |
banat n.
|
|
432 |
Geography |
denize uzanan kara parçası |
bill n.
|
|
433 |
Geography |
denize doğru uzanan dağlık kara parçası |
promontory n.
|
|
434 |
Geography |
kutup daireleri ile kutuplar arasında uzanan soğuk kuşaklar |
temperate zone n.
|
|
435 |
Geography |
pasifik okyanusu'nda alaska'nın uç kısmından asya'ya doğru uzanan denizin ve boğazın adı |
bering n.
|
|
436 |
Geography |
suriye ve lübnan arasında kuzeyden güneye uzanan bir dağ silsilesi |
anti-lebanon n.
|
|
437 |
Geography |
suriye ve lübnan arasında kuzeyden güneye uzanan bir dağ silsilesi |
anti-lebanon range n.
|
|
438 |
Geography |
kuzey amerika'nın doğusunda bulunan, quebec'ten meksika körfezi'ne uzanan bir dağ silsilesi |
appalachian mountains n.
|
|
439 |
Geography |
kuzey amerika'nın doğusunda bulunan, quebec'ten meksika körfezi'ne uzanan bir dağ silsilesi |
appalachians n.
|
|
440 |
Geography |
appalaş dağları boyunca uzanan bir yürüyüş parkuru |
appalachian trail n.
|
|
441 |
Geography |
abd'nin atlantik kıyılarında 2495 km boyunca uzanan bir su yolu |
atlantic intracoastal waterway n.
|
|
442 |
Geography |
avustralya'nın doğu kıyısı boyunca uzanan sıradağlara verilen ad |
great dividing range n.
|
|
443 |
Geography |
afrika'da kongo ve uganda arasındaki sınırda uzanan bir nehir |
uele n.
|
|
444 |
Geography |
tibet'ten doğu çin denizine kadar uzanan çin'in ve asya'nın en uzun nehri |
yangtze n.
|
|
445 |
Geography |
tibet'ten doğu çin denizine uzanan asya'nın en uzun nehri |
yangtze kiang n.
|
|
446 |
Geography |
tibet'ten doğu çin denizine uzanan asya'nın en uzun nehri |
chang n.
|
|
447 |
Geography |
tibet'ten doğu çin denizine uzanan asya'nın en uzun nehri |
chang jiang n.
|
|
448 |
Geography |
tibet'ten doğu çin denizine uzanan asya'nın en uzun nehri |
changjian n.
|
|
449 |
Geography |
tibet'ten doğu çin denizine uzanan asya'nın en uzun nehri |
yangtze n.
|
|
450 |
Geography |
tibet'ten doğu çin denizine uzanan asya'nın en uzun nehri |
yangtze river n.
|
|
451 |
Geography |
antarktika buzulunun deniz üzerinde uzanan bölümü |
barrier n.
|
|
452 |
Geography |
norveç ve isveç arasında uzanan bir sıradağ |
kjölen n.
|
|
453 |
Geography |
madagaskar'dan malay adaları'na uzanan bölge |
austronesia n.
|
|
454 |
Geography |
düsseldorf’tan başlayarak ren nehri boyunca uzanan, almanya'nın batısında yer alan şehir |
neuss n.
|
|
455 |
Geography |
atlantik okyanusu ve iç kesimlerdeki plato arasında yer alan ve namibya sahili boyunca uzanan, güneybatı afrika'nın kuru bir bölgesi |
namib desert n.
|
|
456 |
Geography |
slovakya ile polonya sınırında uzanan bir sıradağ |
beskids n.
|
|
457 |
Geography |
abd'den meksika'ya uzanan bir çöl |
chihuahuan desert n.
|
|
458 |
Geography |
batı çin'de, hindistan sınırından doğuya doğru uzanan bir sıradağ |
kuenlun n.
|
|
459 |
Geography |
batı çin'de, hindistan sınırından doğuya doğru uzanan bir sıradağ |
kuenlun mountains n.
|
|
460 |
Geography |
batı çin'de, hindistan sınırından doğuya doğru uzanan bir sıradağ |
kunlan shan n.
|
|
461 |
Geography |
batı çin'de, hindistan sınırından doğuya doğru uzanan bir sıradağ |
kunlun n.
|
|
462 |
Geography |
batı çin'de, hindistan sınırından doğuya doğru uzanan bir sıradağ |
kunlun mountains n.
|
|
463 |
Geography |
hindistan'ın batı kıyısında, deniz ile dağlar arasında uzanan bölge |
malabar n.
|
|
464 |
Geography |
ana ırmaktan uzanan kör kanal |
billabong [australia] n.
|
|
465 |
Geography |
ingiltere'nin doğusundaki humber nehri'nin iki kıyısı boyunca uzanan kireçtaşından oluşan tepeler |
wolds n.
|
|
466 |
Geography |
abd'nin doğu kıyısına paralel uzanan apalaş dağları ile kıyı ovası arasında doğal bir kesişim noktası |
fall line n.
|
|
467 |
Geography |
kuzey karolina'nın batı kısmında uzanan black sıradağları'nda yer alan bir dağ |
mount mitchell n.
|
|
468 |
Geography |
orta alpler'in doğu isviçre'nin avusturya ve italya ile sınırı boyunca uzanan bölümü |
rhaetian alps n.
|
|
469 |
Geography |
güneybatı bulgaristan'da yer alıp ülkenin yunanistan ile sınırı boyunca uzanan bir sıradağ |
rhodope n.
|
|
470 |
Geography |
güneybatı bulgaristan'da yer alıp ülkenin yunanistan ile sınırı boyunca uzanan bir sıradağ |
rhodope mountains n.
|
|
471 |
Geography |
nehir boyunca uzanan orman şeridi |
gallery forest n.
|
|
472 |
Geography |
kuzey carolina'nın kıyısı boyunca uzanan uzun bir bariyer ada |
ocracoke island n.
|
|
473 |
Geography |
afrika'nın batı sahilinde yer alıp cape palmas'tan cape lopez'e kadar uzanan büyük bir körfez |
guinea gulf of n.
|
|
474 |
Geography |
oder ve neisse nehirleri boyunca uzanan almanya ve polonya sınırı |
oder-neisse line n.
|
|
475 |
Geography |
kıta avrupa'sının en batı noktası olan portekiz'de atlantik'e uzanan bir burun |
roca cape n.
|
|
476 |
Geography |
kıyıya paralel uzanan ve kıyıdan genellikle lagünle ayrılan alçak kum tepesi |
barrier n.
|
|
477 |
Geography |
antarktika buzulunun deniz üzerinde uzanan bölümü |
barrier n.
|
|
478 |
Geography |
kıyıya paralel uzanan dar ve uzun ada |
barrier bar n.
|
|
479 |
Geography |
çayır veya bataklığın ormana uzanan kolu |
bay n.
|
|
480 |
Geography |
(özellikle nehir boyunca uzanan) deniz seviyesi altındaki arazi |
intervale [dialect] n.
|
|
481 |
Geography |
abd'nin atlantik ve körfez kıyıları boyunca uzanan bir kanal ve körfez sistemi |
intracoastal waterway n.
|
|
482 |
Geography |
atlantik'ten pasifik'e uzanan bir kanal |
panama canal n.
|
|
483 |
Geography |
daha geniş bir alandan uzanan dar arazi parçası |
panhandle n.
|
|
484 |
Geography |
meksika'nın batısından pasifik okyanusuna uzanan bir burun |
san lucas cape n.
|
|
485 |
Geography |
deniz boyunca uzanan kara |
foreside n.
|
|
486 |
Geography |
güney iskoçya'da ingiltere sınırına uzanan idari bölge |
scottish borders n.
|
|
487 |
Geography |
bir kıta veya adanın suyun altında yer alan ve kıyıdan başlayıp deniz tabanının dik şekilde okyanus tabanına doğru alçaldığı yere kadar uzanan bölümünün sınırı |
shelf n.
|
|
488 |
Geography |
güney wyoming'den başlayarak kuzey kolorado'ya uzanan bir sıradağ |
sierra madre n.
|
|
489 |
Geography |
meksika'nın kuzeybatısında paralel uzanan bir sıradağ |
sierra madre occidental n.
|
|
490 |
Geography |
meksika'nın doğusunda paralel uzanan bir sıradağ |
sierra madre oriental n.
|
|
491 |
Geography |
denize doğru uzanan dağlık kara parçası |
snout n.
|
|
492 |
Geography |
sahil şeridi boyunca uzanan alan |
surfside n.
|
|
493 |
Geography |
abd'nin kuzeyindeki geçiş bölgesi boyunca uzanan nemli coğrafyaya ait veya ilgili |
alleghenian adj.
|
|
494 |
Geography |
kuzey amerika'da labrador'dan alaska'ya kadar uzanan ve güneyde yüksek dağlarla sınırlanmış olan biyocoğrafi bir alt bölgeye ait veya ilişkin |
hudsonian adj.
|
|
495 |
Geography |
kıyı boyunca uzanan |
longshore adj.
|
|
496 |
Geography |
deniz dibinde uzanan bölgeye ait |
inframedian adj.
|
|
497 |
Geography |
deniz dibinde uzanan bölge ile ilgili |
inframedian adj.
|
|
Meteorology |
|
498 |
Meteorology |
atmosferdeki buz kristallerinin sebep olduğu ufka paralel uzanan ışık halkası |
parhelic ring n.
|
|
Geology |
|
499 |
Geology |
vadiden aşağıya uzanan uzun ve dar jeolojik birikim |
train n.
|
|
500 |
Geology |
vadiden aşağıya uzanan uzun ve dar jeolojik birikim |
valley train n.
|
|