(çamaşır - Turco Inglés Diccionario

(çamaşır

Significados de "(çamaşır" en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)

Turco Inglés
General
(çamaşır load n.

Significados de "(çamaşır" con otros términos en diccionario inglés turco: 269 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
çamaşır laundry n.
The amount of laundry and how soiled it is also affects dosage.
Çamaşır miktarı ve ne kadar kirli olduğu da dozajı etkiler.

More Sentences
çamaşır makinesi washing machine n.
The amount of water consumed by a twenty-year-old washing machine is phenomenal.
Yirmi yıllık bir çamaşır makinesinin tükettiği su miktarı olağanüstüdür.

More Sentences
çamaşır makinesi washer n.
An ENERGY STAR clothes washer uses about 70 percent less energy and 75 percent less water than a standard washer used 20 years ago.
Bir ENERGY STAR çamaşır makinesi, 20 yıl önce kullanılan standart bir çamaşır makinesine göre yaklaşık yüzde 70 daha az enerji ve yüzde 75 daha az su kullanır.

More Sentences
General
çamaşır makinesi washer n.
This washer is so quiet that you could put it in your bedroom.
Bu çamaşır makinesi o kadar sessiz ki onu yatak odana koyabilirsin.

More Sentences
çamaşır yıkama tahtası washboard n.
Mary washes her laundry by hand on a washboard.
Mary çamaşırını çamaşır yıkama tahtasında elle yıkar.

More Sentences
çamaşır mandalı clothespin n.
He keeps his clothespins in a bucket.
O, çamaşır mandallarını bir kovada tutar.

More Sentences
çamaşır sepeti laundry basket n.
Tom put his dirty clothes in the laundry basket.
Tom kirli giysilerini çamaşır sepetine koydu.

More Sentences
çamaşır ipi clothesline n.
Tom strung a clothesline between the two trees.
Tom iki ağacın arasına bir çamaşır ipi gerdi.

More Sentences
çamaşır washing n.
She took in the washing when it started to rain.
Yağmur yağmaya başlayınca çamaşırları içeri aldı.

More Sentences
çamaşır deterjanı laundry detergent n.
In no case would such a derogation be granted for use in an ordinary laundry detergent.
Hiçbir durumda sıradan bir çamaşır deterjanında kullanım için böyle bir istisna tanınmayacaktır.

More Sentences
çamaşır clothes n.
He took off his clothes and stepped into the shower.
Çamaşırlarını çıkarıp duşa girdi.

More Sentences
çamaşır wash n.
Finally, we all know the effect of one coloured sock in a white wash.
Son olarak, beyaz bir çamaşırda renkli bir çorabın etkisini hepimiz biliyoruz.

More Sentences
çamaşır kurutma makinesi clothes dryer n.
Tom opened the clothes dryer and took out his clothes.
Tom çamaşır kurutma makinesini açtı ve giysilerini çıkardı.

More Sentences
kirli çamaşır dirty linen n.
Don't wash your dirty linen in public.
Kirli çamaşırlarını ortaya dökme.

More Sentences
otomatik çamaşır makinesi automatic washing machine n.
She has an automatic washing machine.
Onun bir otomatik çamaşır makinesi var.

More Sentences
çamaşır tahtası washboard n.
Mary washes her laundry by hand on a washboard.
Mary çamaşırlarını bir çamaşır tahtası üzerinde elde yıkıyor.

More Sentences
çamaşır odası laundry room n.
The laundry room is in the basement.
Çamaşır odası bodrumda.

More Sentences
çamaşır suyu bleach n.
It smells like bleach.
Çamaşır suyu gibi kokuyor.

More Sentences
çamaşır yıkama laundry n.
Time to start the laundry.
Çamaşırları yıkama zamanı.

More Sentences
çamaşır yıkamak do the washing v.
Did you do the washing?
Çamaşır yıkadın mı?

More Sentences
çamaşır asmak hang out v.
This is the first time I've ever hung out washing in the balcony.
İlk defa balkonda çamaşır asıyorum.

More Sentences
çamaşır asmak hang up v.
You have hung up the laundry.
Sen çamaşırları astın.

More Sentences
çamaşır yıkamak do laundry v.
Tom is doing laundry.
Tom çamaşır yıkıyor.

More Sentences
(çamaşır) elle sıkmak wring v.
He wrung out his wet clothes before hanging them to dry.
Kurumaya bırakmadan önce ıslak çamaşırlarını elle sıktı.

More Sentences
Technical
çamaşır suyu bleach n.
It smells like bleach.
Bu, çamaşır suyu gibi kokuyor.

More Sentences
çamaşır makinesi washing machine n.
A Siemens' can be a lamp, a washing machine or a nuclear power station.
Bir Siemens lamba, çamaşır makinesi ya da nükleer enerji santrali olabilir.

More Sentences
General
çamaşır yıkama laundering n.
çamaşır (yıkanmış/kirli) wash n.
çamaşır odası utility room n.
mengene (çamaşır sıkmak için) wringer n.
çamaşır tokmağı battledore n.
çamaşır kazanı copper n.
çamaşır suyu bleacher n.
çamaşır kazanı washpot n.
çamaşır makinesi pervanesi/pülsatörü washing machine agitator n.
dolap (elbise/çamaşır için) press n.
çamaşır makinası washer n.
çamaşır teknesi washtub n.
çamaşır washings n.
çamaşır atılan baca chute n.
çamaşır mandalı peg n.
çamaşır askılığı airer n.
çamaşır ipeği embroidery silk n.
çamaşır mandalı clothes pin n.
çamaşır askısı clothes hanger n.
çamaşır yıkayan ve ütüleyen kişi launderer n.
çamaşır sepeti clothes basket n.
çamaşır sepeti hamper n.
iç çamaşır underclothes n.
çamaşır (kirli/yıkanmış) washing n.
yün çamaşır heavies n.
çamaşır arabası laundry cart n.
çamaşır makinası washing machine n.
çamaşır ipi clothes line n.
çamaşır bacası laundry chute n.
çamaşır kurutma makinesi tumbler drier n.
çamaşır askısı clotheshorse n.
yüklük (elbise/çamaşır için) press n.
çamaşır askısı clothes horse n.
tek parça çamaşır combination n.
çamaşır underwear n.
kısa program (çamaşır makinesinde) short spin n.
çamaşır makinesi pülsatörü washing machine agitator n.
çamaşır günü washday n.
çamaşır yıkama washing n.
çamaşır sodası laundry soda n.
çamaşır askısı drying rack n.
çamaşır dolabı linen closet n.
çamaşır leğeni washtub n.
çamaşır linen n.
yün çamaşır wooly n.
yün çamaşır woolly n.
çamaşır dolabı chiffonier n.
çamaşır tokmağı battledoor n.
çamaşır mandalı clothes peg n.
kirli çamaşır laundry n.
çamaşır çividi laundry blue n.
çamaşır dolabı clothes press n.
çamaşır mandalı clothes-peg n.
korse-sütyen bileşimi çamaşır corselet n.
çamaşır dolabı linen-press n.
santrifüjlü çamaşır kurutma makinesi spin-dryer n.
çamaşır clothe n.
çamaşır kurutma askısı clotheshorse n.
çamaşır mengenesi wringer n.
çamaşır tozu washing powder n.
çamaşır teknesi wash-tube n.
çamaşır kutusu linen bin n.
çamaşır sepeti linen bin n.
tam otomatik çamaşır makinesi fully automatic washing machine n.
çamaşır dolabı linen cabinet n.
çamaşır kurutma makinesi clothes drier n.
çamaşır kurutma makinesi tumble dryer n.
çamaşır suyu laundry bleach n.
çamaşır makineleri ve lavabolar tarafından oluşturulan atık su sullage n.
çamaşır makineleri ve lavabolar tarafından oluşturulan atık su grey water n.
çamaşır makineleri ve lavabolar tarafından oluşturulan atık su greywater n.
çamaşır makineleri ve lavabolar tarafından oluşturulan atık su gray water n.
çamaşır makineleri ve lavabolar tarafından oluşturulan atık su graywater n.
çamaşır sepeti laundry bag n.
çamaşır çantası laundry bag n.
ütülenmemiş çamaşır dry wash n.
çamaşır sepeti linen basket n.
çamaşır dolabı linen cupboard n.
eski zamanlarda kullanılan çamaşır karıştırma aleti posser n.
kirli çamaşır sepeti laundry basket n.
kirli çamaşır sepeti clothes hamper n.
kirli çamaşır sepeti clothes basket n.
kirli çamaşır sepeti voider n.
çamaşır yumuşatıcısı laundry softener n.
çamaşır suyu household bleach n.
kumaş/çamaşır yumuşatıcısı fabric softener n.
kumaş/çamaşır yumuşatıcısı comfort n.
seyerltilmiş/sulandırılmış çamaşır suyu diluted bleach n.
seyerltilmiş/sulandırılmış çamaşır suyu dilute bleach n.
çamaşır yıkama hizmeti laundry service n.
çamaşır ipi washing line n.
çamaşır sepeti clothes hamper n.
çamaşır sepeti voider n.
ev işlerinde kullanılan bulaşık/çamaşır eldiveni rubber gloves n.
çamaşır sepeti washing basket n.
çamaşır yumuşatıcısı laundry conditioner n.
kazan (çamaşır makinesi) tub n.
çamaşır ipi laundry line n.
çamaşır deterjanı laundry product n.
çamaşır malzemesi laundry product n.
çamaşır ürünü laundry product n.
çamaşır askısı clothes airer n.
çamaşır kurutma değirmeni hill hoist n.
ev tipi çamaşır deterjanı domestic laundry detergent n.
çamaşır yumuşatıcı laundry conditioner n.
dışarıda çamaşır kurutma airing n.
çamaşır bacası laundry chute n.
çamaşır leke çıkarıcı laundry pre-spotter n.
biri yıkama diğeri kurutma işlevi gören iki tane döner tamburu olan çamaşır makinesi twin-tub n.
çamaşır makinesi automatic washer n.
çamaşır çantası barracks bag n.
çamaşır torbası barracks bag n.
çamaşır teknesi keir n.
döverek çamaşır yıkama tezgahı bauchle n.
döverek çamaşır yıkama tahtası rub board n.
merdaneli çamaşır makinesi roller washing machine n.
merdaneli çamaşır makinesi washing machine with roller n.
çamaşır kamyonu laundry truck n.
içinde beyaz çamaşır renk açıcısı bulunan küçük çanta blue bag n.
çamaşır kaynatma küveti boiler [uk] n.
çamaşır ağartma çözeltisi bouk [scotland] n.
çamaşır bouk [scotland] n.
çamaşır sepeti buck-basket n.
çamaşır sepeti buck basket n.
çamaşır yıkama tahtası bucking stool n.
avustralya'ya ait bir döner çamaşır ipi markası hills hoist® n.
çamaşır askısının tellerini destekleyen ısı yayan çubuklu cihaz hoist n.
çamaşır kurutma askısı horse n.
çamaşır askılığı clothes horse n.
çamaşır ağartıcı liquid bleach n.
(çamaşır odası, mutfak) evde hizmetçilerin ev işlerini yaptığı bölümler office [uk] n.
çamaşır kurutma ipini yükselten uzun sopa clothes pole [scotland] [us] n.
çamaşır kurutma ipini yükselten uzun sopa clothespole n.
çamaşır kurutma ipini yükselten uzun sopa clothes prop n.
(çamaşır-bulaşık makinesi) yıkama döngüsü cycle n.
çamaşır makinesi programı cycle n.
çamaşır sodası salsoda n.
çamaşır ve kurutma makinelerinin bozuk parayla çalıştırılıp kullanıldığı bir işletme coin laundry n.
mengeneden geçirilerek ütülenebilen çamaşır flatwork n.
otomatik çamaşır makinesinin ön yıkama programı presoak n.
(çamaşır makinesinde) ön yıkama prewash n.
çamaşır yıkarken kullanılan küçük katı sabun veya deterjan parçaları soapflakes n.
çamaşır asmak hang out the laundry v.
kireç sökmek (çamaşır makinesi vb) descale v.
değiştirmek (çamaşır) change v.
yıkamak (çamaşır) launder v.
fazla doldurmak (çamaşır makinesi vb) overfill v.
çamaşır değiştirmek change one's underwear v.
çamaşır yıkayıp ütülemek launder v.
çamaşır yıkamak wash the clothes v.
çamaşır sıkmak wring laundry v.
çamaşır ütülemek iron (clothes/laundry etc) v.
çamaşır yıkamak launder v.
çamaşır asmak hang out laundry v.
çamaşır asmak hang clothes v.
çamaşır katlamak fold laundry v.
çamaşır yıkamak do the laundry v.
yeniden çamaşır yıkamak relaunder v.
yeniden çamaşır yıkayıp ütülemek relaunder v.
(tuvalet, çamaşır makinesi) su kaynağından bağlantısını kesmek unplumb [obsolete] v.
çamaşır yıkanmak launder v.
çamaşır makinesinde yıkamak machine-wash v.
(kıyafetleri) çamaşır sopası ile yıkamak dolly [dialect] [uk] v.
(mandallarla) çamaşır asmak peg out v.
(çamaşır) suyunu sıktırmak spin v.
kireci temizlenmiş (çamaşır makinesi vb) descaled adj.
(ütülenmemiş çamaşır) kuru roughdried adj.
Colloquial
alt çamaşır beeveedees n.
alt çamaşır bvds n.
bir çamaşır markası bvds n.
bir çamaşır suyu markası clorox n.
iç çamaşır gitch n.
(çamaşır) kirlide in the laundry adj.
(çamaşır) yıkanmayı bekleyen in the laundry expr.
Idioms
çamaşır iplerinden kıyafet/ev tekstil eşyaları çalan küçük çaplı hırsız lully prigger [uk] n.
Speaking
çamaşır asmak hang out the washing expr.
Trade/Economic
ev tipi çamaşır makinelerinin enerji etiketlemesi energy labelling of household washing machines n.
ev tipi çamaşır kurutma makinelerinin enerji etiketlemesi energy labelling of household electric tumble driers n.
ev tipi kurutmalı çamaşır makinelerinin enerji etiketlemesi energy labelling of household combined washer-driers n.
satıcının müşteri adaylarına göstermek için kullandığı ve indirimli fiyattan sattığı neredeyse yeni olan ürün (araba, çamaşır makinesi) demonstration model n.
Technical
dikey bir kutup üzerinde dönen kollardan oluşan çamaşır kurutma makinesi reel n.
üstten doldurulan çamaşır makinesi top-loader n.
üstten doldurulan çamaşır makinesi top-loading washing machine n.
çamaşır çividi laundry blue n.
çamaşır sodası washing soda n.
çamaşır kurutma makinesi tumble drier n.
çamaşır makinesi pervanesi washing machine agitator n.
çamaşır sodası soda n.
çamaşır teknesi kier n.
çamaşır kurutucusu tumble dryer n.
çamaşır mandalı clothes peg n.
çamaşır sodası soda ash n.
çamaşır tozu washing powder n.
çamaşır deterjanı laundry soap n.
çamaşır sodası sal soda n.
çamaşır mengenesi mangle n.
çamaşır kazanı wash-boiler n.
çamaşır dolabı clothes press n.
çamaşır kurutucusu tumble-drier n.
çamaşır mengenesi wringer n.
elektrikli tamburlu çamaşır kurutma makinesi electrical tumbler dryer n.
elektrikli çamaşır makinesi electric washing machine n.
ev tipi çamaşır kurutma makinelerinin enerji etiketlemesi energy labelling of household electric tumble driers n.
ev tipi çamaşır makinelerinin enerji etiketlemesi energy labelling of household washing machines n.
ev tipi çamaşır makinesi domestic washing machine n.
kirli çamaşır laundry n.
santrifüjlü çamaşır kurutma makinesi spin dryer n.
sanayi tipi çamaşır makinesi industrial laundry machine n.
sanayi tipi çamaşır yıkama makineleri industrial laundry machinery n.
eskiden kullanılan çamaşır sopası batler n.
eskiden kullanılan çamaşır sopası batlet n.
çamaşır ağartmada kullanılan geniş yuvarlak bir tür kazan bucking kier n.
döner çamaşır askısı rotary clothesline n.
çamaşır kurutma askısı drier n.
çamaşır merdanesi polishing iron n.
çamaşır yıkamak launder v.
Textile
ağartıcısız çamaşır suyu nonchlorine bleach n.
çamaşır takımı underwear set n.
çamaşır mengenesi mangle n.
çamaşır sıkma makinesi mangle n.
kadın iç çamaşır danteli lingerie lace n.
kadın iç çamaşır kurdelesi lingerie ribbon n.
kuru çamaşır dry cloth n.
beyaz çamaşır white n.
beyazımsı çamaşır white n.
çamaşır makinesinde yıkanmaya dayanıklı tubfast adj.
çamaşır makinesinde rengi solmayan tubfast adj.
(ütüsüz ve yıkanmış çamaşır) kurumuş roughdry adj.
Furniture
çamaşır askısı maiden [northern english] n.
çamaşır askısı winter hedge [dialect] n.
çamaşır dolabı locker [dialect] n.
çamaşır sıkacağı clothes wringer n.
Medical
çamaşır maşası towel clamp n.
kirli çamaşır arabası dirty laundry trolley n.
Gastronomy
çamaşır sodası lye n.
Chemistry
çamaşır suyu eau de javelle n.
ev tipi çamaşır suyu janola n.
Entomology
çamaşır güvesi, halı güvesi ve yaprak güvesini içeren bir üst familya tineoidea n.
çamaşır güvesi, halı güvesi ve yaprak güvesini içeren bir üst familya superfamily tineoidea n.
Slang
iç çamaşır grundies n.
kirli çamaşır sepeti dirty laundry n.
British Slang
çamaşır doby n.
iç çamaşır cacks n.