Turco - Inglés
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Inglés Sinónimo
Sinónimo
Sobre nosotros
Herramientas
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
Apagar las luces
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Sinónimo
Herramientas
Sobre nosotros
Recursos
Contacto
Iniciar sesión / Registrarse
EN-TR
Turco - Inglés
Alemán - Inglés
Español - Inglés
Francés - Inglés
Inglés Sinónimo
Turco - Inglés
Francés - Inglés
Español - Inglés
Alemán - Inglés
Historia
(içine) girmek
Significados de
"(içine) girmek"
en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
General
1
General
(içine) girmek
penetrate
v.
Significados de
"(içine) girmek"
con otros términos en diccionario inglés turco: 126 resultado(s)
Categoría
Turco
Inglés
General
1
General
içine girmek
enter
v.
2
General
teknenin içine su girmek
ship water
v.
3
General
içine girmek
penetrate
v.
4
General
çalışma içine girmek
enter into a study
v.
5
General
arayış içine girmek
embark on a quest
v.
6
General
arayış içine girmek
begin a quest
v.
7
General
arayış içine girmek
plunge into a quest
v.
8
General
arayış içine girmek
set off on a quest
v.
9
General
ilişki içine girmek
establish a relation
v.
10
General
arayışı içine girmek
set off on a quest
v.
11
General
arayışı içine girmek
be in quest of
v.
12
General
arayışı içine girmek
be in search of
v.
13
General
arayışı içine girmek
embark on a quest
v.
14
General
(ruh hali) içine girmek
get into
v.
15
General
süreç içine girmek
enter in the process of
v.
16
General
çabası içine girmek
go into the effort of
v.
17
General
çabası içine girmek
sink oneself into the effort of
v.
18
General
içine girmek/gömülmek
be enmired
v.
19
General
bir konunun içine girmek
get inside something
v.
20
General
birinin içine girmek
enter someone
v.
21
General
dürbünün içine kum girmek
get sand in the binoculars
v.
22
General
(içine) cin/ruh girmek
be possessed by a demon
v.
23
General
(içine) cin/ruh girmek
be possessed
v.
24
General
(içine) cin/ruh girmek
demon possessed
v.
25
General
süreç içine girmek
enter into the process of
v.
26
General
işin içine girmek
become involved in
v.
27
General
işin içine girmek
be involved in
v.
28
General
işin içine girmek
be engaged in
v.
29
General
kutunun içine girmek
get into the box
v.
30
General
kutunun içine girmek
enter the box
v.
31
General
dikenlerle içine girmek
quill
v.
32
General
içine girmek
break
v.
33
General
içine girmek
impierce [obsolete]
v.
34
General
(vajina veya anüsün) içine girmek
penetrate
v.
35
General
yarım daire içine girmek
semicircle
v.
36
General
içine girmek
strike
v.
Phrasals
37
Phrasals
katlanarak öteki parçanın içine girmek
telescope into something
v.
38
Phrasals
(bir şeyin) içine girmek
get within
v.
39
Phrasals
içine girmek
go through
v.
40
Phrasals
biriyle/bir şeyle bir ilişki içine girmek
fall in with someone or something
v.
41
Phrasals
yer yarılıp yerin içine girmek
vanish from (something)
v.
42
Phrasals
yer yarılıp yerin içine girmek
vanish from something
v.
43
Phrasals
içine girmek
dip in
v.
44
Phrasals
bir sıvının içine girmek
dip in
v.
45
Phrasals
bir şeyin, kıyafetin içine girmek
get in
v.
46
Phrasals
belli bir durumun içine girmek
get in
v.
47
Phrasals
içine girmek
get in
v.
48
Phrasals
bir şeyin/grubun içine girmek
get in
v.
49
Phrasals
(bir şeyin, kıyafetin) içine girmek
get into (someone or something)
v.
50
Phrasals
(belli bir durumun) içine girmek
get into (someone or something)
v.
51
Phrasals
(belli bir durumun) içine girmek
get into it
v.
52
Phrasals
bir şeyin/etkinliğin içine girmek
get with
v.
53
Phrasals
(bir yerin/şeyin) içine girmek
go into (something)
v.
54
Phrasals
yanlışlıkla içine girmek
go into (something)
v.
55
Phrasals
içine girmek
go through
v.
56
Phrasals
içine girmek
lay into
v.
57
Phrasals
hızla (bir şeyin/yerin) içine girmek
rocket into (something or some place)
v.
58
Phrasals
(bir yere/bir durumun içine) çaktırmadan girmek
wangle (one's) way into (some place or some situation)
v.
59
Phrasals
(bir yere/bir durumun içine) el altından girmek
wangle (one's) way into (some place or some situation)
v.
60
Phrasals
(bir yere/bir durumun içine) hileyle girmek
wangle (one's) way into (some place or some situation)
v.
61
Phrasals
allem edip kallem edip (bir yere/bir durumun içine) girmek
wangle (one's) way into (some place or some situation)
v.
62
Phrasals
bir durumun içine girmek
land in
v.
63
Phrasals
bir şeyin içine girmek
land in something
v.
64
Phrasals
bir durumun içine girmek
land up in
v.
65
Phrasals
emekli olup bir durumun içine girmek/düşmek
retire in (something or some place)
v.
66
Phrasals
ayağıyla bir şeyin içine girmek
step into something
v.
67
Phrasals
ayağıyla bir şeyin içine girmek
step in something
v.
68
Phrasals
işbirliği/ilişki içine girmek
throw in
v.
69
Phrasals
(bir şeyin) içine zorla girmek
wriggle into (something)
v.
70
Phrasals
(bir şeyin) zorla içine girmek
pry into (something)
v.
71
Phrasals
emekli olup bir durumun içine girmek/düşmek
retire into (something or some place)
v.
72
Phrasals
(bir şeyin) içine zorlayarak girmek
squirm into (something)
v.
73
Phrasals
bilmeden bir şeyin içine girmek
walk into
v.
74
Phrasals
sekip (bir şeyin) içine girmek
bounce into (something)
v.
75
Phrasals
zıplayıp (bir şeyin) içine girmek
bounce into (something)
v.
76
Phrasals
(bir şeyin) içine girmek
climb into (something)
v.
77
Phrasals
(bir kıyafetin, yatağın) içine girmek
climb into (something)
v.
78
Phrasals
(bir şeyin) içine girmek
enter into (something)
v.
79
Phrasals
(bir şeyin) içine girmek
enter in (something)
v.
80
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine girmek zorunda bırakmak
force (someone or something) into (something)
v.
81
Phrasals
bir şeyin içine girmek/dahil olmak
get in with
v.
82
Phrasals
içine girmek
get inside
v.
83
Phrasals
(bir şeyin) içine girmek
infiltrate into (something)
v.
84
Phrasals
(bir grubun) içine girmek/dahil olmak
latch on to (something)
v.
85
Phrasals
(bir durum) içine girmek
pass into (something)
v.
86
Phrasals
(birinin/bir şeyin) içine girmek
penetrate into (someone or something)
v.
87
Phrasals
(dar bir kıyafetin) içine girmek
pour into (something or some place)
v.
88
Phrasals
hızla içine girmek
rocket into
v.
89
Phrasals
(bir şeyin) içine hızla dolmak/girmek
surge into (something)
v.
90
Phrasals
katlanarak/kayarak dışındaki büyük parçanın içine girmek
telescope into
v.
Phrases
91
Phrases
(bir şeyin/yerin) içine sürünerek girmek
worm into (something or some place)
v.
92
Phrases
(bir şeyin/yerin) içine emekleyerek girmek
worm into (something or some place)
v.
93
Phrases
işin içine iyice gömülmek/girmek lazım/gerekli
you can't be a little bit pregnant
expr.
94
Phrases
işin içine iyice gömülmek/girmek lazım/gerekli
you can't be half pregnant
expr.
Colloquial
95
Colloquial
(kasa) içine girmek
crack
v.
96
Colloquial
oyunun içine girmek
play (oneself) in
v.
97
Colloquial
oyunun içine girmek
play yourself in
v.
98
Colloquial
(bir şeyin) içine gizlice girmek
infiltrate (something)
v.
99
Colloquial
(bir şeyin) içine gerçek kimliğini gizleyerek girmek
infiltrate (something)
v.
100
Colloquial
içine girmek
climb
v.
Idioms
101
Idioms
bir yerin içine girmek
get inside something
v.
102
Idioms
bir yerden ayrıldıktan sonra bambaşka bir durumun içine düşmek/girmek/adım atmak
step out into something
v.
103
Idioms
işbirliği içine girmek
conspire with
v.
104
Idioms
iş birliği içine girmek
align oneself with
v.
105
Idioms
kısır döngü içine girmek
go round in circles
v.
106
Idioms
karışıklık/bunalım içine girmek
get into a spin
v.
107
Idioms
yer yarılıp da içine girmek
go to earth
v.
108
Idioms
(utançtan) yerin dibine girmek istemek (yer yarılsaydı da içine girseydim)
want to curl up and die
v.
109
Idioms
(utançtan) yer yarılıp içine girmek
want to curl up and die
v.
110
Idioms
(düşünce) içine girmek
enter into
v.
111
Idioms
yer yarılıp içine girmek
do a disappearing act
v.
112
Idioms
yer yarılıp içine girmek
perform a disappearing act
v.
113
Idioms
yer yarılıp içine girmek
stage a disappearing act
v.
114
Idioms
yer yarılıp içine girmek
do a vanishing act
v.
115
Idioms
yer yarılıp içine girmek
perform a vanishing act
v.
116
Idioms
yer yarılıp içine girmek
stage a vanishing act
v.
117
Idioms
ile uyuşmazlık içine girmek
have a brush with
v.
118
Idioms
sadece sonunu duyduğu bir lafın içine dalmak/arasına girmek
pick up stompies [south africa]
v.
119
Idioms
şiddetli bir yarış içine girmek
cut one another's throats
v.
120
Idioms
daha çok içine girmek
get in deeper
v.
121
Idioms
(bir şeyin) içine girmek
get plugged into (something)
v.
122
Idioms
yer yarılıp da içine girmek
go to earth/ground [uk]
v.
Technical
123
Technical
içine girmek
penetrate
v.
Slang
124
Slang
içine girmek (cinsel olarak)
ream
v.
125
Slang
biriyle yakın ilişki içine girmek
get into bed with
v.
126
Slang
içine girmek
drill
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of (içine) girmek
×
Term Options
Corregir / Sugerir
Francés Inglés Diccionario
Español Inglés Diccionario
Alemán Inglés Diccionario
Inglés Sinónimo Diccionario
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy