açısından - Turco Inglés Diccionario
Historia

açısından



Significados de "açısından" en diccionario inglés turco : 10 resultado(s)

Turco Inglés
General
açısından in adv.
açısından in terms of prep.
açısından from the point of prep.
açısından in the way of prep.
açısından in the sense of prep.
açısından with regards to prep.
açısından with regard to prep.
Phrases
açısından in regards to prep.
Colloquial
açısından from the viewpoint of expr.
Idioms
açısından for part expr.

Significados de "açısından" con otros términos en diccionario inglés turco: 308 resultado(s)

Turco Inglés
General
gramer açısından ifade grammar n.
önemsiz biri (nüfuz açısından) cipher n.
sanat ve benzeri entelektüel uğraşlar açısından önemi vurgulanan atraksiyon cultural attraction n.
sağlık açısından seyahat health aspects travel n.
yerleşik inanışa karşı (ortodoksluk açısından) unorthodoxy n.
eşitlik (hak açısından) rivality n.
kozmetik ürünlerinin insan sağlığı açısından güvenliğinin incelenmesi cosmetovigilance n.
dokunaçlarda bulunan, yakıcı kapsüller açısından zengin dallar tentillum n.
olası sonucu açısından değerlendirilen plan veya seçenek bet n.
görünüşü ve işlevi açısından rüzgar gülüne benzeyen bir şey windmill n.
reprodüksiyon için belirlenen tüm stil ve formlar açısından tamamlanmış çizim fair drawing n.
fiyat açısından ortalama olma modestness n.
fiyat açısından uygun olma modestness n.
harcamalar açısından ılımlı olma modestness n.
harcamalar açısından uygun olma modestness n.
görünüş veya davranış açısından maymuna benzeyen kimse monkey n.
hukuki açıdan geçerli olmasa da kişinin şerefi açısından bağlayıcı anlaşma gentlemens agreement n.
hukuki açıdan geçerli olmasa da kişinin şerefi açısından bağlayıcı anlaşma gentlemen's agreement n.
siyaset ve ekonomi açısından önemli bir grubu oluşturan ve bağımsız bir oy kaynağı teşkil eden kırsal bölge halkı grass roots n.
yapı veya görünüm açısından ızgaraya benzeyen şey gridiron n.
evlilik açısından denk kabul edilen kimse parti n.
dekor açısından zengin yer show place n.
bilim açısından doğruluk scientific accuracy n.
üstün olmak (sayı/nüfuz/kuvvet/etki/derece açısından) predominate v.
geçmek (üstünlük açısından) surpass v.
kendi açısından haklı olmak have right on one's side v.
(olaya) kendi açısından bakmak look one's own perspective v.
açısından önde gelen bir ülke olmak be a leading country for v.
kendi açısından bakmak look his/her point of view v.
kendi açısından bakmak look from one's aspect v.
temel sınıflandırma açısından tanımlamak reduce v.
tarihselci bakış açısından bakmak historicize v.
tarihselci bakış açısından bakmak historicise v.
(teknik veya üslup açısından) göz kamaştırıcı olmak coruscate v.
(teknik veya üslup açısından) gösterişli olmak coruscate v.
(yeni ürünü) güvenlik açısından test etmek crash-test v.
bir veya birden fazla sözcüğü gramer açısından tanımlamak parse v.
zaman açısından yerinde timely adj.
sağlık açısından uygun olmayan unfit adj.
ahlak açısından çok titiz squeamish adj.
ahlak açısından hiçbir sakıncası olmayan wholesome adj.
boş (zaman açısından) clear adj.
demir açısından zengin iron-rich adj.
sağlık açısından/yönünden health-wise adj.
zamanlama açısından manidar meaningful in terms of timing adj.
lif açısından zengin fiber-rich adj.
zaman açısından etkin time-efficient adj.
ulaşım açısından transportationwise adj.
özellik açısından zengin feature-rich adj.
mineral açısından zengin mineral-rich adj.
(üstünlük açısından) geçilemez unbetterable adj.
(üstünlük açısından) geçilmemiş unbettered adj.
açıklanması güvenlik açısından çok önemli olan (bilgi) uncleared adj.
soğukluk, pürüzsüzlük ve görkemlilik açısından mermer heykele benzer marmorean adj.
içerik açısından zengin veya memnuniyet verici marrowy adj.
tasarım, işlev veya uygulama açısından şaşırtıcı derecede muhteşem olan wizardly adj.
gemide konum, düzenleme veya kullanım açısından küçük veya garip olan monkey adj.
(amaç, önem açısından) kenarda olan by adj.
sanat ve mimari açısından çekici gracious adj.
dil bilgisi açısından doğru grammatic adj.
konum, durum ve yapı açısından ortada yer alan gray adj.
yapı veya etki açısından başka bir şeyle benzer olan on-air adj.
bileşen açısından componentwise adj.
elmas açısından verimli diamondiferous adj.
(özellikle yaş, mevki, sınıf açısından) aynı gruba ait olan peer adj.
amerikan bakış açısından americancentric adj.
eylem veya duygu açısından şiddetli fierce adj.
yapı ve işlev açısından hayvan veya bitki formlarına benzeyen mimari işlerle ilgili organic adj.
kaynak su açısından zengin scatebrous adj.
rahatlık veya verimlilik açısından mont veya ceketi çıkarmayı gerektiren shirt-sleeve adj.
rahatlık veya verimlilik açısından mont veya ceketi çıkarmayı gerektiren shirt-sleeves adj.
rahatlık veya verimlilik açısından mont veya ceketi çıkarmayı gerektiren shirt-sleeved adj.
ufalanıp havaya karıştığı için sağlık açısından risk oluşturan (zehir) friable adj.
içerik açısından contextually adv.
zaman açısından geride behind adv.
geride (zaman açısından) behind adv.
linguistik açısından çatışarak crosslinguistically adv.
genişlik açısından widthwise adv.
açısından yönünden from the stand point of adv.
astrobiyolojik bakış açısından astrobiologically adv.
vergi açısından (bakıldığında) from a tax point of view adv.
kanun açısından in terms of law adv.
kanun açısından in legal terms adv.
rütbe/yetki açısından üstün above adv.
sağlık açısından/yönünden healthwise adv.
besin açısından/yönünden nutritionally adv.
bakış açısından from the point of view adv.
faydalı olması açısından advantageously adv.
geride (zaman açısından) ahent adv.
geride (zaman açısından) ahind adv.
teknik açısından technically adv.
beslenme açısından nutritionally adv.
üç köşeli bir görüş açısından trigonally adv.
beşeri bakış açısından manward adv.
genişlik açısından widthway adv.
insan ihtiyaçları veya sorunları açısından humanly adv.
insanoğlunun bakış açısından humanly adv.
modüler bir bakış açısından modularly adv.
motivasyon açısından motivationally adv.
hedonik bakış açısından hedonically adv.
süreklilik açısından for a constancy adv.
bölge kilisesi açısından parochially adv.
faydalı olması açısından preferentially adv.
birinin açısından for one's share adv.
kendi açısından kazanç içeren in the way [obsolete] expr.
tür açısından in kind expr.
nitelik açısından in kind expr.
Phrasals
(önem açısından) üzerinde tutmak put ahead v.
(önem açısından) bir şeyden üstün tutmak put ahead v.
(hata/yazım yanlışları için/açısından) okumak read for something v.
içerik açısından denk hale getirmek sync up v.
bir şeye birinin/bir şeyin aleyhinde olacak açısından bakmak weight something against someone or something v.
bir şey açısından/yönünden zengin olmak abound in something v.
biri/bir şey açısından/yönünden zengin olmak abound with someone or something v.
işler/durumlar (birisi için/açısından) kötü gitmek go badly with v.
bir şey açısından gelişmek/gelişim göstermek grow in something v.
hikayeyi birinin açısından dinlemek hear someone out v.
Phrases
özellikleri açısından dünyanın/piyasanın en iyisi/mükemmeli best of all worlds expr.
açıklayıcı olması açısından in order to clarify (it) expr.
açıklayıcı olması açısından to be clear expr.
bu bakış açısından yola çıkarak from this point of view expr.
bu bakış açısından hareketle from this point of view expr.
işlerin hallolması/yapılması bakımından/açısından in terms of getting things done expr.
işin kapsamı açısından with respect to scope of work expr.
kendi açısından on one's part expr.
(biriyle/bir şeyle) nitelik, özellik açısından ilgisi yok not half as (something) (as someone or something) expr.
(biriyle/bir şeyle) nitelik, özellik açısından alakası yok not half as (something) (as someone or something) expr.
… açısından in the... stakes expr.
(bir şey) açısından/yönünden in terms of (something) expr.
… açısından in terms of... expr.
… açısından in ... terms expr.
biri/bir şey açısından in regard to somebody/something expr.
biri/bir şey açısından with regard to somebody/something expr.
Colloquial
(güç ve etki açısından bir gruptaki) büyükler/büyük adamlar big boy n.
sosyal beceriksizlikleri açısından birbirine benzeyen ve toplumun genelinde pek olmayan aynı obsesyon ve kaygılara sahip insan grubu nerd pack n.
bakış açısından from the viewpoint of expr.
birine göre/birinin açısından in one's case expr.
daha fazla bilginiz olması açısından fyfi (for your further information) expr.
Idioms
(güç ve etki açısından bir gruptaki) büyükler/büyük adamlar big brass n.
siyahileri görünüş açısından taklit etme blackfishing n.
siyasi faaliyet açısından yerel düzeyde olan halk grass-roots n.
mevki/rütbe/itibar açısından aşağı/alt seviyede olmak sit below the salt v.
mevki/rütbe/itibar açısından aşağı/alt seviyede olmak sit beneath the salt v.
işler/durumlar (birisi için/açısından) kötü gitmek go badly with someone v.
(sağlık açısından) çökmek crack up v.
(birinin finansal, sağlık açısından, zihnen) kendini toparlamasına yardım etmek get (one) on one's feet v.
(birinin finansal, sağlık açısından, zihnen) kendini toparlamasına yardım etmek put one on one's feet v.
(birinin) gözünden/bakış açısından bakmak stand in (someone's) shoes v.
işler biri/bir şey açısından ters gitmek go badly with someone or something v.
işler biri/bir şey açısından kötü/fena gitmek go badly with someone or something v.
(biri tarafından/açısından) iyi karşılanmak go down well (with somebody) v.
(biri tarafından/açısından) iyi karşılanmak go off well (with somebody) v.
(biri tarafından/açısından) kötü karşılanmak go down badly (with somebody) v.
(birinin) bakış açısından/açısıyla through (one's) eyes v.
birinden yetki/rütbe açısından üstün above someone adj.
(bir şey) açısından/yönünden zengin rich in (something) adj.
mevki/rütbe/itibar açısından aşağı/alt seviyede beneath the salt adv.
(bir kişilik özelliğine) yeterince/çok sahip olma açısından in the (something) stakes expr.
-in bakış açısından ...'s-eye view expr.
-in görüş açısından ...'s-eye view expr.
(birinin) açısından for (one's) part expr.
birinin açısından for one's part expr.
birinin açısından on one's part expr.
birinin açısından on the part of one expr.
(biri) açısından in (someone's) view expr.
(biri) bakımından/açısından on (someone's) part expr.
(birinin) bakış açısından/açısıyla through the eyes of (someone) expr.
Speaking
açısından bakarsak if we look from the viewpoint of expr.
bu onun bakış açısından that's his version of it expr.
bu onun bakış açısından that's her version of it expr.
Trade/Economic
rakip firmalar arasındaki kazanç ve kayıp ilişkisi açısından ortaya çıkmış bir rekabet teorisi theory of games n.
rakip firmalar arasındaki kazanç ve kayıp ilişkisi açısından ortaya çıkmış bir rekabet teorisi game theory n.
ayrıcalıklı pay senedi sahiplerine kar payı açısından öncelik tanınması cumulative prefered stock n.
bilançoyu oluşturan kalemlerin değer açısından nispi önemi kavramı materiality concept n.
enflasyonun etkisi ile yükümlülerin gelir vergisi açısından daha yüksek gelir dilimlerine girmeleri bracket creep n.
güvence açısından ilk derecede gelen tahvil prior-lien bond n.
iki kişiden birinin ötekinin işi veya mal varlığında parasal bir menfaati bulunması durumunda hukuk açısından birbirlerinin ortağı sayılması associate n.
maliyet açısından etkinlik cost-effectiveness n.
mali tabloları önemli ölçüde etkileyen ya da mali tabloların açık, yorumlanabilir ve anlaşılabilir olması açısından açıklanması gerekli olan diğer hususlar other significant matters effecting to or making financial statements more clear, interpretable and understandable should be disclosed n.
ödemeler bilançosu kayıtlan açısından ülke üzerinde yabancılar lehine alacak hakkı doğuran işlemler debit n.
satınalma gücü açısından sermayenin sürdürülmesi capital maintenance n.
sınır ötesi finansal kiralama işlemlerinde, ilgili ülke yasaları açısından, vergi amacıyla hem kiraya verenin hem de kiralayanın, kiralanan malın sahibi olarak kabul edilmesi durumu double dip lease n.
tarifeler sonucu etkin olmayan kaynak kullanımı ile yurt içi üretimin artırılması ve tüketimde ortaya çıkan bozulmaların toplum açısından toplam maliyeti protection costs of a tariff n.
vergilendirme açısından zararın sonraki yılın karı ile mahsup edilmesi tax loss carry forward n.
vergi açısından gösterilen ikametgah fiscal domicile n.
(bir yeri) ticari faaliyet açısından kapsamak cover v.
maliyet açısından costwise adj.
ihtiyaç veya maliyet açısından gerekçelendirilmiş (harcama kalemi) zero-base adj.
miktar ve kapsam açısından in amount and scope expr.
para açısından from a monetary point of view expr.
Politics
motorlu taşıtlar açısından hukuki sorumluluğa karşı zorunlu sigortaya dair avrupa sözleşmesi european convention on compulsory insurance against civil liability in respect of motor vehicles n.
şekil ve mevzu açısından good and due form n.
Industry
iklim açısından akıllı climate-smart adj.
Media
yazıyı anlam ve yayınlama açısından denetleyen kimse copy editor n.
Technical
seyir açısından navigationally n.
esneklik açısından kamçıya benzeyen şey whip n.
alüminyum açısından zengin bir mineral türü disthene n.
Computer
güvenlik açısından/güvenlikli çözüm security-wise solution n.
çevrimiçi sohbet odasındaki konuşmaları uygunsuz dil kullanımı, uygunsuz içerik açısından kontrol eden kimse moderator n.
oyunda karakterin bakış açısından ilerleme first person n.
uygunsuz içerik, küfürlü konuşma açısından denetlenmeyen (forum, sohbet odası) unmoderated adj.
Textile
çevre açısından güvenli environmentally safe n.
Automotive
güvenlik açısından kritik önem taşıyan düzen safety critical system n.
Transportation
lokasyonun ulaşım açısından verimliliği location efficiency n.
Mining
esneklik ve yumuşaklık açısından kauçuğa benzeyen esnek bir mineral katran mineral caoutchouc n.
renk ve parlaklık açısından altına benzeyip ucuz mücevher yapımında kullanılan bakır ve çinko veya kalay alaşımı oreide n.
çinko açısından zengin bir pirinç orichalc n.
çinko açısından zengin bir pirinç orichalch n.
Medical
gelecekte kardiyak olaylar açısından yüksek risk altında olan hastalar patients at high risk of future cardiac events n.
rahim ağzını (serviks) değerlendirmek ve hem enfeksiyonlar hem de kanser- kanser öncüsü durumlar açısından kontrol etmek için yapılan özel bir rahim ağzı tarama testi pap smear n.
uyaran açısından zengin ortam stimulus-rich environment n.
karbonhidrat açısından zengin yiyecekler carb-rich foods n.
karbonhidrat açısından zengin yiyecekler high-carb foods n.
Anatomy
yapı, işlev veya konum açısından humerus kemiği veya omza benzeyen organlara ait veya ilişkin humeral adj.
Psychology
sera gazı açısından çevreye verilen zararı azalmaya takıntılı kimse carborexic n.
sağlık açısından riskli davranışlar health-compromising behaviors n.
(cerrah açısından) ameliyat korkusu ergasiophobia n.
duygudurum açısından dengesiz labile adj.
Physiology
regl açısından menstrually adv.
Pathology
psödomembran oluşumu açısından difteriye benzer diphtheritic adj.
gırtlakta psödomembran oluşması açısından difteriye benzer diphtheroid adj.
Food Engineering
kambucha çayı mantarlarının mayalanması ile oluşan, herbal tıp açısından faydalı kabul edilen, kefir benzeri bir ürün scoby n.
Math
simpleksler açısından simplicially adv.
Geometry
yalnızca güç açısından ölçekteş olan iki çizginin toplamı olan bir çizgiyle ilgili bimedial adj.
Logic
önermeler arasındaki ilişkiyi içerikten ziyade biçim açısından inceleyen mantık aristotelian logic n.
zorunluluk, olasılık, olumsallık gibi felsefi kavramların mantık açısından incelenmesi modal logic n.
biçimsel özellikleri belirli ahlak, epistemoloji ve psikoloji kavramlarına benzeyen kavramların mantık açısından incelenmesi modal logic n.
terimin anlamından ziyade geçerli olduğu nesneler açısından extensity adj.
Physics
dünya'nın evrende yaşam barındırma açısından ender olduğunu savunan hipotez rear earth hypothesis n.
Chemistry
sadece atom düzeni açısından farklılık gösteren iki optik izomerden biri epimer n.
yapı veya bağlanma açısından benzene benzeyen benzenoid adj.
Biology
maya benzeri mantardan yapılan, protein açısından zengin bir ürün torula yeast (candida utilis) n.
maya benzeri mantardan yapılan, protein açısından zengin bir ürün candida utilis n.
hastalık veya özelliğin varlığı veya yokluğu açısından bir çift ikizdeki farklılık derecesi discordance n.
Biochemistry
arpada bulunan ve prolin açısından zengin olan basit bir protein hordein n.
Astronomy
kürenin (enlem vb. açısından) öne sürülen problemin çözümü için ayarlanması rectification of a globe n.
Astrology
doğum haritası açısından genethliacally [obsolete] adv.
Botanic
tahıl tanecikleri gibi belirli tohumların protein açısından zengin dış tabakası aleurone layer n.
tahıl tanecikleri gibi belirli tohumların protein açısından zengin dış tabakası aleuron n.
polen analizi açısından palynological n.
amerika'nın tropik bölgelerinde yetişen, uzun aromatik yaprakları uçucu yağ, zamk ve mazı tozu açısından zengin olan çalımsı yabani bir biber matico n.
amerika'nın tropik bölgelerinde yetişen, uzun aromatik yaprakları uçucu yağ, zamk ve mazı tozu açısından zengin olan çalımsı yabani bir biber piper aduncum n.
amerika'nın tropik bölgelerinde yetişen, uzun aromatik yaprakları uçucu yağ, zamk ve mazı tozu açısından zengin olan çalımsı yabani bir biber piper angustifolium n.
amerika'nın tropik bölgelerinde yetişen yabani bir biberin uçucu yağ, zamk ve mazı tozu açısından zengin olan, eskiden tıpta uyarıcı ve kan durdurucu olarak kullanılan uzun aromatik yaprakları matico n.
avrasya'da yetişen, görünüş ve tıbbi kullanım açısından papatyaya benzeyen fakat tadı daha acı olan tek yıllık bir ot wild chamomile n.
avrasya'da yetişen, görünüş ve tıbbi kullanım açısından papatyaya benzeyen fakat tadı daha acı olan tek yıllık bir ot matricaria recutita n.
avrasya'da yetişen, görünüş ve tıbbi kullanım açısından papatyaya benzeyen fakat tadı daha acı olan tek yıllık bir ot sweet false chamomile n.
avrasya'da yetişen, görünüş ve tıbbi kullanım açısından papatyaya benzeyen fakat tadı daha acı olan tek yıllık bir ot matricaria chamomilla n.
avrasya'da yetişen, görünüş ve tıbbi kullanım açısından papatyaya benzeyen fakat tadı daha acı olan tek yıllık bir ot german chamomile n.
belirli tohumların protein açısından zengin dış tabakasıyla ilgili aleuronic adj.
Agriculture
organik madde açısından zengin koyu renkli mera toprağı wiesenboden n.
Breeding
bir erkek ve bir dişi şeklinde ikiz doğmuş buzağıların, üreme açısından sıkıntılı ve genellikle de kısır olan dişisi martin n.
bir erkek ve bir dişi şeklinde ikiz doğmuş hayvanların, üreme açısından sıkıntılı ve genellikle de kısır olan dişisi martin n.
bir erkek ve bir dişi şeklinde ikiz doğmuş buzağıların, üreme açısından sıkıntılı ve genellikle de kısır olan dişisi freemartin n.
bir erkek ve bir dişi şeklinde ikiz doğmuş hayvanların, üreme açısından sıkıntılı ve genellikle de kısır olan dişisi freemartin n.
karbonhidrat açısından kısmen zengin (hayvan yemi) wide adj.
Fishery
avcılar açısından değeri olmayan balık coarse fish n.
Social Sciences
insanlığın sosyal türler açısından incelenip sınıflandırılması typology n.
gerçekliği sadece insani değerler açısından değerlendirme eğilimi anthropocentricity n.
gerçekliği sadece insani değerler açısından değerlendirme eğilimi anthropocentrism n.
nüfusun çoğunluğundan ırk, din veya etnisite açısından farklılık gösteren grup minority n.
(nüfus açısından) daha kalabalık olmak outpopulate v.
her şeyi insanın deneyim ve değerleri açısından yorumlayan (bakış açısı) anthropocentric adj.
Literature
kafiye ve ölçü sistemlerinin sözcükbirimler, birleşme ve duraklama kombinasyonları açısından incelenmesi typology n.
iki zıt bölümden oluşan edebi eser (aynı olayı birbirine zıt iki bakış açısından anlatan hikaye) diptych n.
Linguistics
gramer açısından doğru olup sözdizimi birden fazla şekilde yorumlanmaya açık cümle garden path n.
yer aldığı pasajla gramer açısından ilişkili olmayan ve bu pasajdan noktalama işaretleriyle ayrılabilen, tamamlayıcı veya açıklayıcı ifade parenthesis n.
gramer açısından incelemek parse v.
(cümleyi) gramer açısından yanlış incelemek misparse v.
ses tonu ve diğer sesler açısından anlamsal olarak ayırt edilebilir (kelime) tonetic adj.
dilbilgisi açısından basit yapıda olan simple adj.
imla açısından doğru bir şekilde orthographically adv.
History
ritüeller açısından ferisiler kadar katı olmayan yahudiler ame haarez n.
ritüeller açısından ferisiler kadar katı olmayan yahudi am haarez n.
Religious
inanç ve ibadet açısından önemsiz konular ile ilgili adiaphoristic adj.
zıt bir bakış açısından maranatha adv.
Philosophy
izafiyetçilik ve idealizmi temel alan, bilgi eleştirisi ve bilgi kuramı açısından kant'a yönelen felsefi akım neo-kantianism n.
fenomeni nedensel ilişki açısından analiz eden ya da açıklayan causal adj.
izafiyetçilik ve idealizmi temel alan, bilgi eleştirisi ve bilgi kuramı açısından kant'a yönelmeyi savunan neo-kantian adj.
hedonik bakış açısından hedonistically adv.
gerçek varoluş açısından ontically adv.
Environment
topluluk açısından önemli saha sites of community importance (sci) n.
tür açısından zenginlik richness n.
biyolojik çeşitlilik açısından zengin biodiverse adj.
Geography
batı zimbabve'de, limpopo ve zambezi nehirleri arasında yer alan ve matabeleland north, matabeleland south ve bulaway eyaletlerini kapsayan, altın madenleri açısından zengin bir bölge matabeleland n.
kuzeydoğu minnesota'daki demir yatakları açısından zengin bir dizi tepe mesabi range n.
demir yatakları açısından zengin bir doğu fransa bölgesi lonthringen n.
haritacılık açısından mapwise adv.
kartografik bakış açısından mapwise adv.
Geology
derbyshire'ın kireçtaşı açısından zengin arazilerinde bulunan amigdaloyidal bir bazalt toadstone n.
şeffaflık, sertlik ve amorfluk açısından cama benzeyen çeşitli organik ve inorganik maddelere verilen ad glass n.
derbyshire'ın kireçtaşı açısından zengin arazilerinde bulunan amigdaloyidal bir bazalt paddock stone n.
Military
belirlenen operasyon ve programlara destek açısından öncelikli görülen sanayi tesislerinin kaydı key facilities list n.
fazla yükseklik açısından atılan atış vertical fire n.
şekil ve işlev açısından kaska benzeyen helmetlike adj.
Sport
çeşitlilik ve mücadele açısından olimpiyat oyunlarına benzeyen bir yarışma olympiad n.
çeşitlilik ve mücadele açısından olimpiyat oyunlarına benzeyen bir dizi yarışma olympiad n.
eşitlenmiş olmak (puan açısından) be square v.
Card
genel olarak kötü ama koz açısından güçlü (el) trump-poor adj.
Art
bir algı nesnesini çevreleyen ve estetik etkisi açısından işlevsel olan boş ya da alt uzay negative space n.
(düşünce veya uygulama açısından) büyük veya etkileyici grand adj.
(süsleme) şekillendirme ve formların birleştirilmesi açısından düşsel bir görünüme sahip grotesque adj.
Cinema
senaryonun film yapım maliyet ve uygunluğu açısından analiz edilmesi breakdown n.
Photography
optik görüntünün bitişik alanlarının parlaklık açısından gösterdiği farklılık derecesi contrast n.
Abbreviation
eğitim açısından normalin altında esn (educationally subnormal) n.
Archaic
doğal kaynaklar ve tarım ürünleri açısından zengin ülke veya bölge magazine n.
Slang
(teknik ve stil açısından) ustalık sergileyen down adj.
alt taraf/takımlar açısından in the trouser department expr.