beef - Turco Inglés Diccionario
Historia

beef

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Significados de "beef" en diccionario turco inglés : 79 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
beef n. sığır eti
beef n. et
beef v. dırlanmak
beef v. dır dır etmek
General
beef n. kas gücü
beef n. kuvvet
beef n. yakınma
beef n. sızlanma
beef n. adale
beef n. dana eti
beef n. dırdır
beef n. şikayet
beef v. yakınmak
beef v. sızlanmak
beef v. sızlanıp durmak
beef v. mızırdanmak
beef v. şıkayet etmek
beef adj. öküz türüne ait
beef adj. öküzden elde edilen
beef adj. öküzlerle ilgili
beef adj. (sığır) eti için yetiştirilen
beef adj. (sığır) eti yemeye uygun
Colloquial
beef n. çatışma
beef n. şikayet
beef n. (insan) kilo
beef v. şikayet etmek
beef v. (bir şeyden) şikayet etmek
beef v. düşüp yaralanmak
Gastronomy
beef n. sığır
Agriculture
beef n. sığır eti
Breeding
beef v. (sığır) semirtmek
beef v. (sığır) eti için kesmek
Slang
beef n. dert
beef n. problem
beef n. sıkıntı
beef n. sorun
beef n. zor
beef n. anlaşmazlık
beef n. tartışma
beef n. haraza
beef n. maraza
beef n. hır
beef n. hır gür
beef n. suç
beef n. suçlama
beef n. itham
beef n. kas yığını
beef n. kaslı
beef n. çam yarması
beef n. iri yarı
beef n. irikıyım
beef n. azman
beef n. gaz
beef n. pırt
beef n. osuruk
beef n. yel
beef n. zart
beef n. zort
beef n. kavara
beef n. öz
beef n. içerik
beef v. gaz çıkarmak
beef v. pırt yapmak
beef v. osurmak
beef v. yellenmek
beef v. zart/zort yapmak
beef v. pırtlamak
beef v. zortlamak
beef v. kavara çekmek
beef v. sızlanmak
beef v. mızmızlanmak
beef v. dırdır etmek
beef v. söylenmek
beef v. kafa sikmek
beef v. bilgi vermek
beef v. kanıt sunmak
beef v. kin gütmek
beef v. kin beslemek
British Slang
beef v. kas yığını erkek

Significados de "beef" con otros términos en diccionario inglés turco: 240 resultado(s)

Inglés Turco
General
beef cattle n. sığır
prime beef n. en iyi sığır eti
extract of beef n. et suyu
round of beef n. nuar
corn beef n. konserve sığır eti
beef sausage n. dana sosisi
beef consomme n. sığır eti konsome
beef stew n. sığır eti güveç
beef stroganoff n. böf straganof
bully beef n. sığır eti konservesi
corned beef n. sığır konservesi
extra lean ground beef n. yağsız dana kıyması
liebig’s beef tea n. hastalara iyi geldiğine inanılan bir çay
bully beef n. sığır konservesi
beef up v. kuvvetlendirmek
beef up v. güçlendirmek
be in a beef with someone v. kavgalı olmak
be in a beef with someone v. kanlı bıçaklı olmak
beef about v. yakınmak
beef something up v. kuvvetlendirmek
beef something up v. güçlendirmek
beef about v. şikayet etmek
beef up something v. güçlendirmek
beef up something v. kuvvetlendirmek
beef up something v. takviye etmek
beef something up v. takviye etmek
collar beef v. eti yuvarlak biçimde sarıp pişirmeden önce iple bağlamak
Phrasals
beef about (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) şikayet etmek
beef about (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) yakınmak
beef about (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) dert yanmak
beef about (someone or something) v. (biri/bir şey) hakkında sızlanmak
beef about someone/something v. birinden/bir şeyden şikayet etmek
beef about someone/something v. birinden/bir şeyden yakınmak
beef about someone/something v. birinden/bir şeyden dert yanmak
beef about someone/something v. biri/bir şey hakkında sızlanmak
Phrases
what's (someone's) beef (with someone or something) expr. ne sıkıntısı/zoru var anlamadım
what's (someone's) beef (with someone or something) expr. neyi var bilmem
what's (someone's) beef (with someone or something) expr. derdi/problemi/sorunu ne?
what's (someone's) beef (with someone or something) expr. canını sıkan ne onu söyle?
what's (someone's) beef (with someone or something) expr. ne alıp veremediği var?
what's (someone's) beef (with someone or something) expr. niye musallat oldu başıma anlamadım?
what's (someone's) beef (with someone or something) expr. ne hikmetse bana çatıyor/sataşıyor?
what's (someone's) beef (with someone or something) expr. bunlar da hep beni bulur?
Colloquial
bogus beef n. asılsız iddia
bogus beef n. iftira
bum beef n. asılsız iddia
bum beef n. iftira
bogus beef n. uydurma
bogus beef n. iftira
bogus beef n. yalan
bogus beef n. kıtır
bogus beef n. püsküllü iftira/yalan
beef up n. güçlenme
beef up n. genişleme
be in a beef with someone v. kavgalı olmak
be in a beef with someone v. kanlı bıçaklı olmak
be in a beef with someone v. papaz olmak
Idioms
beef to (the) heel [ireland] n. kalın/küt bacak
beef to (the) heel [ireland] n. bacakların kalınlaşması
beef to (the) heel [ireland] n. bacakların yağlanması
beef to (the) heel like a mullingar heifer [ireland] n. kalın/küt bacak
beef to (the) heel like a mullingar heifer [ireland] n. bacakların kalınlaşması
beef to (the) heel like a mullingar heifer [ireland] n. bacakların yağlanması
beef to the hoof [ireland] n. kalın/küt bacak
beef to the hoof [ireland] n. bacakların kalınlaşması
beef to the hoof [ireland] n. bacakların yağlanması
bogus beef n. iftira
bogus beef n. çamur atma
bogus beef n. kara çalma/sürme
bogus beef n. suç atma/yıkma
bogus beef n. asılsız iddia
bogus beef n. uydurma/düzme iddia
bogus beef n. uydurmaca
bogus beef n. düzmece
bum beef n. iftira
bum beef n. çamur atma
bum beef n. kara çalma/sürme
bum beef n. suç atma/yıkma
bum beef n. asılsız iddia
bum beef n. uydurma/düzme iddia
bum beef n. uydurmaca
bum beef n. düzmece
get a beef with someone v. birine gıcığı olmak
have a beef with something v. bir şeyden ya da birinden rahatsız olmak (değiştirilmesi gerektiğini düşünmek)
have a beef with something v. bir şeyden memnuniyetsiz olmak
have a beef with something v. bir şey ile ilgili şikayeti olmak
have a beef with something v. bir şeyden memnun olmamak
get a beef with someone v. birine takmak
have a beef with someone v. birinden memnun olmamak
have a beef with someone/something v. ciddi itirazda bulunmak
have a beef with someone/something v. bir şey hakkında itirazı olmak
have a beef with (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) memnun olmamak
have a beef with (someone or something) v. bir şeyden ya da birinden rahatsız olmak (değiştirilmesi gerektiğini düşünmek)
have a beef with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) ilgili şikayeti olmak
have a beef with (someone or something) v. (biri/bir şey hakkında) ciddi itirazda bulunmak/itirazı olmak
where's the beef? expr. bunun eti nerede? (ne anladım bu işten ben şimdi)
what's the beef? expr. sorun ne?
what's the beef? expr. sıkıntı ne?
what's the beef? expr. problem olan ne?
Speaking
what is your beef with him/her? expr. onunla ne alıp veremediğin var?
Automotive
beef up v. güçlendirmek
Food Engineering
ground beef n. sığır kıyması
Gastronomy
cheek of beef n. sığırın ya da dananın yanak eti
beef stock cube n. bulyon
beef steak n. biftek
beef steak tartar n. biftek tartar
roast beef n. biftek
beef stroganoff n. böf stroganof
seasoned beef chunks and dried apricots dish n. çirli et
beef mince n. dana kıyma
beef medallion n. dana madalyon
ground beef n. dana kıyma
beef broth and mint soup n. den çorbası
ground baby beef n. dana kıyması
beef tea n. et suyu
beef cattle n. et danası
beef broth n. et suyu
beef broth stock n. et suyu
beef bourguignon n. fransız usulü et sote
smoked beef n. füme sığır eti
roasted beef kebap n. fırında sığır kebabı
beef burgundy n. fransız usulü et sote
beef goulash n. gulaş
boiled beef n. haşlama sığır eti
beef jerky n. kurutulmuş et
corned beef n. konserve sığır eti
bully beef n. konserve sığır eti
ground beef n. köftelik kıyma
cured spiced beef n. pastırma
roast beef n. rozbif
roast beef with sauce tartare n. rozbif sos tartar
rib of beef n. sığır kotlet
ground beef n. sığır kıyması
beef medallion n. sığır madalyon
braised beef n. sığır eti rosto
sliced beef a la karsky n. sığır karski
neck of beef n. sığır gerdanı
rib of beef n. sığır kaburgası
roast beef with vegetables n. sebzeli rozbif
beef bouillon n. sığır et suyu
beef shank n. sığır inciği
beef bouillon n. sığır etinden yapılan etsuyu
fillet of beef n. sığır filetosu
beef cheek n. sığır yanağı
leg of beef n. sığır butu
arm of beef n. sığır kolu
breast of beef n. sığır döşü
beef stroganoff n. sığır stroganof
tongue of beef n. sığır dili
pepperoni like spicy garlic italian beef sausage n. sucuk
salt beef n. tuzlanmış sığır eti
half kilo ground beef n. yarım kilo köftelik kıyma
baron of beef n. çift filetodan oluşan sığır eti parçası
beef bourguignonne n. sığır burginyon
beef burrito n. sığır eti dolgulu dürüm
beef fondue n. sığır fondü
beef loin n. sığır fileto
beef neck n. sığır gerdan
beef-olive n. sığır sarma
beef patty n. sığır köftesi
beef roast n. rostoya uygun sığır eti
beef stock n. sığır eti suyu
beef tenderloin n. dana bonfile
beef tomato n. biftek domates
beef tongue n. dana dil
beef wellington n. puf böreğe sarılarak pişirilen sığır eti
belgian beef stew n. belçika'ya özgü, yanında patatesle servis edilen dana yahnisi
kobe beef n. japonya'nın kobe şehrinde özel şartlarda yetiştirilen sığırların etinden yapılan bir biftek
mess beef n. çeşitli şekillerde kesilmiş 80 pound'luk parçalara ayrılmış ve tuzlanmış sığır eti
hung beef n. sığır etinin hafifçe tuzlanıp kuruması için asılmış kısmı
hung beef n. kurutulmuş sığır eti
chipped beef n. fümelenmiş ve çok ince dilimlenmiş kurutulmuş dana eti
chip beef n. fümelenmiş ve çok ince dilimlenmiş kurutulmuş dana eti
roast beef n. bir porsiyon kavrulmuş dana eti: biftek
braised beef n. breze usulü et
cut of beef n. dananın bir bölümünden alınan et
cut of beef n. dana eti
cut of beef n. sığır eti
corned beef hash n. salamura sığır etinden yapılan bir kavurma yemeği
beef wellington n. içi az pişmiş ve hamurla kaplanmış mantar ezmeli dana bonfile
beef-witted adj. et kafalı
Zoology
beef tapeworm n. sığır tenyası
Botanic
beef plant n. kızıl yaprak
beef plant (iresine herbstii) n. çingene şalvarı
beef plant (iresine reticulata) n. çingene şalvarı
roast beef plant n. güney ve batı avrupa ile kuzey afrika'da yetişen, mor çiçekleri ve pis kokulu yaprakları olan bir süsen
roast beef plant n. güney ve batı avrupa ve kuzey afrika'da yetişen mor çiçekleri ve kötü kokulu yaprakları olan bir süsen
Agriculture
beef cattle n. et sığırı
Breeding
beef cattle n. et sığırı
beef cow n. et sığırı
butchery beef n. kasaplık sığır
beef tallow n. sığır etinden elde edilen donyağı
grass finished beef n. tüm yaşamı boyunca otla beslenmiş olan büyükbaş hayvanların eti
side of beef n. (temizlenmiş/derisi soyulmuş) sığır gövdesi
beef breed n. eti için beslenen sığır
beef man n. sığır yetiştiricisi
beef on the hoof n. canlı büyükbaş hayvan
beef cattle n. besi sığırı
beef cow n. etçi sığır
Engineering
beef road [australia] n. büyükbaş hayvan taşımak için kullanılan bir yol
Slang
beef-head n. aptal
beef-head n. salak
beef-head n. sersem
beef-head n. sarsak
beef-head n. şapşal
beef-head n. ahmak
beef-head n. budala
beef-head n. alık
beef-hearts n. gaz
beef-hearts n. pırt
beef-hearts n. osuruk
beef-hearts n. yel
beef-hearts n. zart
beef-hearts n. zort
beef-hearts n. kavara
beef-head n. aptal
beef-head n. salak
beef-head n. sersem
beef-head n. sarsak
beef-head n. şapşal
beef-head n. ahmak
beef-head n. budala
beef-head n. alık
beef curtains n. am
bum beef n. bok
road beef n. genelde sporculara uzun yol seyahatlerinde refakat eden kız
bum beef n. işlemediği bir suçtan suçlu bulunma
beef curtains n. kuku
catch a beef v. (hapishanede) disiplin cezası almak
what's your beef? expr. sorunun ne?
what's your beef? expr. şikayetin ne?
British Slang
beef bayonet n. penis
beef bayonet n. yarak
beef bayonet n. çük
corn beef legs n. lekeli/benekli bacaklar
corned beef (rhyming slang for deef/deaf) (scottish) n. sağır
Gastronomy
beef wrap n. et dürüm
beef roll n. et dürüm
beef kebab wrap n. et dürüm
beef doner wrap n. et dürüm