havaya - Turco Inglés Diccionario
Historia

havaya



Significados de "havaya" en diccionario inglés turco : 4 resultado(s)

Turco Inglés
General
havaya aloft adv.
havaya airward adv.
havaya on loft adv.
havaya onloft adv.

Significados de "havaya" con otros términos en diccionario inglés turco: 411 resultado(s)

Turco Inglés
General
havaya doğru vurulmuş top lob n.
havaya atılmış top lob n.
kayak yaparken kişinin havaya zıplaması taking air n.
havaya yükselme levitation n.
havaya atma toss n.
havaya atılan hedef skeet n.
cephe (havaya ait) front n.
havaya atma tossing n.
havaya uçma blasting n.
havaya uçma blowing up n.
havaya uçurma blowing up n.
sirklerde gülle ile havaya fırlatılan sihirbaz adam cannon man n.
havaya atılan hedefi vurma skeet shooting n.
farklı havaya alışma acclimatation n.
ruh çağırma seansında masanın havaya kaldırılması table tilting n.
ruh çağırma seansında masanın havaya kaldırılması table tipping n.
ruh çağırma seansında masanın havaya kaldırılması table turning n.
balonla havaya yükselme balloonry n.
havaya fırlatan kimse tosser n.
bir tür kumar oyununda madeni paraları havaya atmak için kullanılan küçük bir tahta kip [australia] n.
havaya kaldırma levitation n.
sürücünün pedalı kullanmadan bisikletin ön tekerleğini havaya kaldırdığı bir teknik manual n.
havaya atılan hedefi vuracak kimsenin hedefin serbest bırakılması için verdiği talimat mark n.
yüksek patlama sesi ile havaya saçılan çeşitli küçük havai fişeklerden oluşan piroteknik parça mine n.
bir şeyi sinirle havaya savuran kimse brandisher n.
(su, parfüm, ilaç) havaya püskürtülmüş küçük sıvı damlaları mist n.
barut patlamasıyla çekici havaya uçan bir tür şahmerdan gunpowder pile driver n.
(taşı elinde) havaya atma chuckie [scotland] n.
dinamitle havaya uçurma dynamiting n.
havaya yapılan atış pelter n.
(bazı oyunlarda) havaya atılan ufak nesne pitcher n.
mat veya alet üzerinden havaya balıklama atlayıp öne yuvarlanma dive n.
havaya fırlatılan nesnenin izlediği rota fly n.
dört kişilik takımlar halinde oynanan atış poligonunda havaya fırlatılan hedefleri vurma oyunu scoot n.
havaya uçurma sufflation n.
topları havaya atıp tutmak juggle v.
havaya savurmak waste v.
havaya uçmak blow up v.
kötü havaya karşı dayanıklık göstermek weather v.
hafifçe havaya yayılmak tinge with v.
kokusu hafifçe havaya yayılmak tinge with v.
havaya uçmak go up in smoke v.
havaya alışmak acclimatize v.
dinamitle havaya uçurmak dynamite v.
havaya kalkmak levitate v.
havaya alıştırmak acclimate v.
havaya uçurmak blow something up v.
havaya uçurmak blow up v.
topu havaya vurmak lob v.
havaya atmak lob v.
havaya uçurmak blast v.
havaya doğru vurmak lob v.
beyin gücü ile havaya yükselmek levitate v.
havaya uçmak explode v.
havaya atmak sky v.
rüyada havaya yükselmek levitate v.
havaya gitmek go up in smoke v.
hafifçe havaya yayılmak (koku vs) tinge with v.
havaya uçurmak explode v.
havaya atmak send up v.
havaya kaldırmak levitate v.
külahını havaya atmak be beside oneself with joy v.
havaya savurmak (samandan ayırmak için tahıl tanelerini) winnow v.
havaya kaldırmak put up v.
havaya kaldırmak throw up v.
açık havaya çıkmak go outdoors v.
açık havaya çıkmak get outdoors v.
yazı tura için havaya para atmak flip up v.
havaya ateş etmek fire the gun into the air v.
(samandan ayırmak için) (tahıl tanelerini) havaya savurmak winnow v.
havaya girmek put on airs v.
havaya girmek get pumped up about something v.
havaya uçurmak blow v.
ağzını havaya açmak be left empty-handed v.
ağzını havaya açmak left empty-handed v.
temiz havaya çıkmak go out for fresh air v.
havaya ateş etmek fire one’s gun up in the air v.
havaya alışmak acclimatise v.
havaya sokmak get v.
basınçla havaya karışan ince sıvı tanecikleri haline getirmek nebulise v.
basınçla havaya karışan ince sıvı tanecikleri haline getirmek nebulize v.
havaya atmak toss in the air v.
havaya atıp çevirmek twitch v.
havaya asmak uphang v.
havaya atmak upshoot v.
serin havaya maruz bırakmak vent v.
(ceza olarak) battaniyeyle havaya fırlatmak blanket v.
(birini) battaniyeyle havaya fırlatmak blanket v.
havaya fırlatmak blast v.
havaya sıçramak leap v.
halatla havaya kaldırmak hoise [dialect] v.
aşırı sert havaya maruz kalmak overweather [obsolete] v.
havaya yükselmek loft v.
ön tekerlekleri havaya kaldırmak pop v.
(krepi) havaya atıp döndürmek flap v.
havaya kaldırmak fly v.
havaya uçurmak fly v.
(parayı) havaya fırlatmak sky v.
(kireci) havaya maruz bırakıp en azından bir kısmını karbonata dönüştürerek değişime uğratmak slack v.
sertçe havaya fırlatmak spanghew [dialect] [uk] v.
sertçe havaya atmak spanghew [dialect] [uk] v.
(kurbağayı) sopanın ucu ile havaya fırlatmak spanghew [dialect] [uk] v.
(saç) havaya kalkmak stare v.
havaya uçurmak sufflate v.
havaya salmak disgorge v.
her havaya elverişli all weather adj.
kurşuni (fırtınaya gebe bir havaya özgü) sullen adj.
havaya atılan tossing adj.
havaya kalkık retrousse adj.
az rüzgarlı veya rüzgarsız anlamında (havaya) calm adj.
genç bir havaya sahip youthful adj.
her havaya elverişli all-weather adj.
havadan havaya air-to-air adj.
her çeşit havaya dayanıklı weather proof adj.
havaya maruz kaldığından rengi atmış weathered adj.
havaya maruz kalarak zarar görmüş weathered adj.
havaya maruz kalarak eskimiş weathered adj.
farklı havaya alışmış acclimated adj.
havaya alıştırılabilir acclimatable adj.
havaya girmiş tipsy adj.
havaya kaldırılmış elevate [obsolete] adj.
havaya girmiş bepuffed adj.
havaya maruz kalarak tabaklanmış weatherworn adj.
havaya maruz kalarak sertleşmiş weatherworn adj.
havaya kaldırılmış high-raised adj.
iyi havaya uygun fair-weather adj.
açık havaya özgü open-air adj.
açık havaya özgü open-air adj.
havaya maruz kaldığında kuruyup sertleşebilen drying adj.
soğuk havaya duyarlı nesh [uk] adj.
açık havaya uygun out-of-door adj.
ufalanıp havaya karıştığı için sağlık açısından risk oluşturan (zehir) friable adj.
havaya doğru skywards adv.
havaya doğru airward adv.
havaya ilişkin weather-wise adv.
havaya doğru sky-high adv.
Phrasals
havaya uçurmak blow off v.
havaya savurmak blow off v.
havaya uçmak blow off v.
havaya uçurmak blow up v.
havaya uçurmak bomb (someone or something) out v.
havaya uçurmak bomb someone out v.
havaya uçurmak bomb something out v.
havaya uçurmak bomb out v.
havaya uçmak go up v.
havaya atmak toss something up v.
havaya atmak/fırlatmak toss up v.
havaya kalkmak stick up v.
bir şeyi havaya kaldırmak stick something up v.
havaya kaldırmak stick up v.
havaya dikmek stick up v.
havaya savurarak tahılı samandan ayırmak/ayıklamak winnow from (something) v.
havaya uçurmak blast off v.
havaya uçurmak blast off v.
hepsini alıp havaya kaldırmak sweep up v.
samanı tahıldan ayırmak için havaya savurmak winnow away v.
havaya dikmek slick up v.
birini yukarı/havaya kaldırmak boost someone up v.
(bir şeyden) dolayı sevinçten havaya uçmak rejoice at (something) v.
(bir şeyden) dolayı sevinçten havaya uçmak rejoice over (something) v.
Colloquial
tekrar havaya girmek get back in the groove again v.
yeniden havaya girmek get back in the groove again v.
havaya saçmak/savurmak blow it all v.
temiz havaya çıkmak get some air v.
havaya uçmuş blown away adj.
açık havaya özgü woodsy adj.
havaya uçurulmuş bombed out adj.
ellerini havaya kaldır hands up! expr.
ellerinizi havaya kaldırın hands up! expr.
Idioms
havaya konuşma a waste of breath n.
rüzgara/havaya göre yön değiştirme a change of tack n.
havaya uçurmak blow (something) sky-high v.
havaya uçurmak blow sky-high v.
boş/boşa/havaya konuşmak be whistling in the wind v.
kasvetli bir havaya boğmak cast a pall upon v.
havaya sıçramak catch air v.
havaya uçurmak blow something sky-high v.
havaya uçurarak öldürmek blow somebody to kingdom come v.
havaya uçurmak blow somebody to kingdom come v.
havaya uçurarak öldürmek blast somebody to kingdom come v.
havaya uçurmak blast somebody to kingdom come v.
havaya uçmak let loose v.
havaya uçurmak blow someone or something to kingdom come v.
söyledikleri havaya gitmek fall on deaf ears v.
sevinçten havaya uçmak be walking on air v.
sevinçten havaya uçmak be floating on air v.
ayaklarını havaya kaldırıp dinlendirmek kick (one's) feet up v.
ayaklarını havaya kaldırıp dinlendirmek kick up (one's) feet v.
elini havaya kaldırmadan beşlik çakmak low five v.
havaya uçmak go kablooey v.
havaya girmek be in a groove v.
havaya girmek be in the groove v.
(balina) kuyruğunu havaya dikerek dalmak turn flukes v.
havaya sıçramak catch air v.
havaya sıçramak catch big air v.
külahını havaya atmak be beside oneself v.
(birini) vurarak/havaya uçurarak öldürmek blast (someone) to kingdom come v.
(birini) havaya uçurmak blast (someone) to kingdom come v.
(bir şeyi) havaya uçurmak blast (something) to kingdom come v.
havaya uçurmak blow sky-high v.
birini/bir şeyi havaya uçurmak blow somebody/something sky-high v.
birini/bir şeyi havaya uçurmak blow someone/something to kingdom come v.
birini/bir şeyi havaya uçurmak blow someone/something from here to kingdom come v.
havaya uçurmak blow to kingdom come v.
havaya uçmak blow to smithereens [cliché] v.
havaya uçurmak blow, send, somebody to kingdom come v.
havaya uçurup öldürmek blow, send, somebody to kingdom come v.
(bir şeyi) kasvetli bir havaya boğmak cast a pall upon (something) v.
(bir yeri) kasvetli bir havaya boğmak cast a shadow over (some place) v.
havasına/havaya girmek enter into the spirit v.
havaya ateş etmek fire (one's) pistol in the air v.
havaya girmek get into stride v.
havaya fırlamak go flying v.
ellerini havaya kaldırmak put (one's) hands up v.
ellerini havaya kaldırmak put your hands up v.
havaya saçmak send flying v.
inanamaz bir şekilde kollarını havaya kaldırmak throw (one's) arms up in frustration v.
yakında havaya karışacak it will soon blow over expr.
havaya kalkmış at the high port expr.
Politics
havadan havaya tehdit air to air threat n.
Technical
havaya maruz kalarak sönmüş kireç air-slacked lime n.
havadan havaya haberleşme air to air communication n.
havaya yükseltme levitation n.
havaya salma işlemi atmospheric exhaust operation n.
havadan-havaya ısı kazanımı cihazı air-to-air heat recovery device n.
havaya karşı dayanıklılık pneumatic resistance n.
havaya şahlanma underdraught n.
havadan havaya ısı eşanjörü air-to-air heat exchanger n.
havadan havaya füze air-to-air missile n.
havaya kalkma levitation n.
havaya yönelim aerotropism n.
havaya nazaran sürat airspeed n.
havaya doygun buhar basıncı air saturated vapour pressure n.
havadan havaya haberleşme air-to-air communication n.
kötü havaya karşı korunmalı snug n.
yerden havaya atılan füze surface-to-air missile n.
tokmağı iple çekilerek havaya kaldırılan basit formlu bir kazık çakıcı ringing engine n.
solüsyonu havaya sıkan alet graduator n.
(kesona girmeden önce) hava hücresinde basınçlı havaya maruz kalma compression n.
havaya maruz kalarak sönmek air-slake v.
dinamitle havaya uçurmak dynamit v.
(topu) havaya atmak wing v.
(topu) havaya fırlatmak wing v.
(kireci) havaya maruz bırakıp değişime uğratmak slake v.
havaya maruz kalarak sönmek slake v.
havaya maruz kalarak sönmüş air-slacked adj.
havaya karşı korunaklı weatherproof adj.
havaya ait aerial adj.
havaya karışabilen aerosolizable adj.
havaya karışabilen aerosolisable adj.
havaya ilişkin aerial adj.
havadan havaya air to air adj.
havaya dayanıklı weatherproof adj.
havaya ilişkin atmospheric adj.
yerden havaya surface-to-air adj.
havaya yükselme ile ilişkili levitational adj.
havaya kaldırma ile ilişkili levitational adj.
Computer
havaya vurma golf sopası loft wedge n.
yerden havaya güdümlü füze ground air guided missile n.
Telecom
havadan havaya air-to-air adj.
Textile
havaya dayanıklı weather proof adj.
Construction
havaya kaldırma levitation n.
soğuk havaya karşı ek pencere storm window n.
havaya maruz kalarak sönmüş air-slacked adj.
Automotive
burnu havaya kalkma nose-up n.
havadan-havaya ara soğutucu air-to-air intercooler n.
ön tekerleklerin havaya kalkması wheelie n.
Aeronautic
bir uçağın havaya nispetle hızı airspeed n.
havaya ait ilaç aviation medicine n.
havadan havaya roket air to air rocket n.
havadan havaya füze air-to-air missile n.
havadan havaya güdümlü mermi air-to-air guided missile n.
havadan havaya atış talimi için uçakla çekilen silindirik bez hedef drogue n.
havadan havaya air to air adj.
Marine
denizden havaya fırlatılan füze underwater-to-air missle n.
Food Engineering
havaya, ışığa veya neme maruz kaldığında veya bakteri etkisiyle katı ve sıvı yağların oksidasyonu rancidification n.
Biology
havaya karıştırma aerosolization n.
Zoology
havaya yükselebilen bir örümcek türü ballooning spider n.
hafifçe havaya atlamasıyla bilinen bir güney afrika ceylanı antidorcas euchore n.
hafifçe havaya atlamasıyla bilinen bir güney afrika ceylanı springbuck (antidorcas marsupialis) n.
hafifçe havaya atlamasıyla bilinen bir güney afrika ceylanı springbok n.
havaya yükselebilen bir örümcek türü gossamer spider n.
havaya yükselebilen örümcek flying spider n.
Botanic
aynı salkımda hem erkek hem dişi çiçekleri olan, erkek çiçeğe dokunulduğunda havaya polen püskürten orkide türü jumping orchid (catasetum macrocarpum) n.
kökleri havaya doğru büyüyerek gövde gibi görünen doğu hindistan ağacı east indian fig tree (ficus bengalensis) n.
kökleri havaya doğru büyüyerek gövde gibi görünen doğu hindistan ağacı banian n.
kökleri havaya doğru büyüyerek gövde gibi görünen doğu hindistan ağacı banian tree n.
kökleri havaya doğru büyüyerek gövde gibi görünen doğu hindistan ağacı banyan fig n.
kökleri havaya doğru büyüyerek gövde gibi görünen doğu hindistan ağacı indian banyan n.
avustralya ve tazmanya'ya özgü, soğuk havaya dayanıklı yaprak dökmeyen bir eğrelti man fern n.
avustralya ve tazmanya'ya özgü, soğuk havaya dayanıklı yaprak dökmeyen bir eğrelti soft tree fern n.
avustralya ve tazmanya'ya özgü, soğuk havaya dayanıklı yaprak dökmeyen bir eğrelti old–man fern n.
avustralya ve tazmanya'ya özgü, soğuk havaya dayanıklı yaprak dökmeyen bir eğrelti dicksonia antarctica n.
bitkileri yavaş yavaş soğuk havaya maruz bırakma hardening n.
History
havaya boş atış yapmak delope v.
havaya kalkık (arma figürü) erect adj.
Philosophy
transendental meditasyonda lotus pozisyonundayken havaya sıçrama yogic flying n.
Meteorology
genellikle büyük su kitlelerinin üzerinde görülen nemli havaya ait maritime adj.
Geology
gaz ve külün silsile halinde birkaç mil havaya yükseldiği volkanik patlama plinian eruption n.
Military
havadan havaya güdümlü füze air-to-air guided missile n.
harekat alanındaki havadan havaya füze theater missile n.
denizden havaya ship-to-air n.
denizden havaya sea-to-air n.
denizden havaya füze sea-to-air missile n.
denizden havaya füze ship-to-air missile n.
havadan havaya füze air to air missile n.
havadan havaya atış air-to-air firing n.
havadan havaya füze air-to-air missile n.
havadan havaya roket air-to-air rocket n.
havadan havaya atış menzili air-to-air gunnery range n.
karadan havaya füze ground to air missile n.
karadan havaya almaç-göndermeç ground-to-air receiver/transmitter n.
karadan havaya füze ground-to-air missile n.
karadan havaya füze surface to air missile n.
karadan havaya füze surface-to-air missile n.
satıhtan havaya füze harekat merkezi surface-to-air missile operation centre n.
satıhtan havaya füze mevzii surface-to-air missile site n.
satıhtan havaya füze tesisi surface-to-air installation n.
satıhtan havaya füze kapsamı surface-to-air missile envelope n.
satıhtan havaya füze surface-to-air missile n.
sualtından havaya atılan füze underwater-to-air missile n.
(havaya vb yapılan) uyarı atışı warning shot n.
yerden havaya güdümlü füze ground air guided missile n.
yerden havaya füze savunma sistemi roland n.
yerden havaya ground-to air n.
yerden havaya füze surface-to-air missile n.
(havaya açılan) uyarı ateşi warning shot n.
omuzdan ateşlemeli yerden havaya atılan füze manpad n.
silahın kama gövdesinin yanlışlıkla havaya uçurulması deculassement n.
abd menşeli bir havadan havaya füze türü sidewinder n.
(abd donanmasına ait) radarlı karadan havaya füze standard n.
karadan havaya füze surface-to-air guided missile n.
satıhtan havaya füze surface-to-air guided missile n.
karadan havaya füze üssü surface-to-air missile installation n.
satıhtan havaya füze üssü surface-to-air missile installation n.
karadan havaya füze sistemi surface-to-air missile system n.
satıhtan havaya füze sistemi surface-to-air missile system n.
karadan havaya füze surface-to-air weapon n.
karadan havaya güdümlü silah surface-to-air weapon n.
satıhtan havaya füze surface-to-air weapon n.
gemiden havaya ship-to-air adj.
karadan havaya ground-air adj.
karadan havaya ground-to air adj.
karadan havaya (füze) surface-to-air adj.
satıhtan havaya (füze) surface-to-air adj.
karadan havaya doğru surface-to-air adv.
satıhtan havaya doğru surface-to-air adv.
karadan havaya füze sam (surface-to-air missile) abrev.
Hunting
atış poligonunda havaya hedef atmaya yarayan cihaz trap n.
atış poligonunda havaya fırlatılan hedefleri vurma trap shooting n.
atış poligonunda havaya fırlatılan hedefleri vuran kimse trapshooter n.
atış poligonunda havaya fırlatılan hedefleri vurma yarışması trap shoot n.
atış poligonunda havaya fırlatılan hedefleri vuran atıcı trap shot n.
havaya atılan hedef clay pigeon n.
havaya atılan kil hedefe yapılan atış trap-skeet n.
Sport
atış poligonunda havaya fırlatılan hedefleri vurma trapshooting n.
topu havaya kaldırarak yapılan bilek vuruşu flip shot n.
(kriket) topun yere çarpıp sonra havaya yükseldiği vuruş bum ball n.
(kriket) topun yere çarpıp sonra havaya yükseldiği vuruş bump ball n.
kaykay gibi spor dallarında tahtanın bir ucunun havaya kaldırılması şeklinde yapılan manevra manual n.
güreşte rakibini havaya kaldırıp yere atma hareketi body slam n.
güreşte rakibini havaya kaldırıp yere atma hareketi body-slam n.
akrobat ve dansçıların ellerini birleştirip havaya kaldırarak yaptıkları kemer veya çatı benzeri figür bridge n.
(güreşte) oyuncunun rakibini havaya kaldırıp yana salladığı ve kalçasıyla sırtının üzerine devirdiği atış hipe n.
havaya zıplayan top chop n.
(kar kayağı) kayakçının önce öndeki ardından arkadaki ayağını havaya kaldırdığı manevra ollie n.
(ödüllü dövüşte) galibiyet sembolü olarak havaya kaldırılan yumruk duke n.
havaya atılan hedef pigeon n.
havaya dikilen top pop n.
havaya dikilen top pop-fly n.
(krikette) topun bacaktan havaya doğru hareketi outswing n.
(krikette) bacaktan havaya doğru atılan top outswinger n.
(krikette) topu havaya doğru atan vurucu outswinger n.
(krikette) kaleye doğru fırlatılmış olup vurucu tarafından havaya atılan top skyer n.
havaya fırlatmak toss v.
(güreş) rakibi havaya kaldırıp yere atmak body-slam v.
(güreşte) rakibi havaya kaldırıp yana sallayarak kalçayla sırtının üzerine atmak hipe v.
(golf topunu) havaya doğru atmak loft v.
(engeli) havaya atarak ortadan kaldırmak loft v.
bowling topunu havaya atmak loft v.
(kayak veya kar kayağında) kaykayı havaya kaldırmak ollie v.
(havaya yükselmiş) topa vurmak sky v.
Basketball
havaya giden sayı airball n.
havaya giden top airball n.
havaya giden şut airball n.
havaya giden sayı air ball n.
havaya giden top air ball n.
havaya giden şut air ball n.
havaya giden sayı airball n.
havaya giden top airball n.
havaya giden şut airball n.
havaya giden sayı air ball n.
havaya giden top air ball n.
havaya giden şut air ball n.
Baseball
havaya dikilen top pop fly n.
Music
tek kolu tüfek gibi havaya kaldırırken başı diğer kola gömerek yapılan bir dans hareketi dab n.
Archaic
diken gibi havaya kalkmış horrent adj.
Ornithology
(şahini) açık havaya başlığı olmadan salmak weather v.
Slang
sürüş esnasında ön tekerleğin havaya kaldırıldığı bir bisiklet numarası mono [uk/australia] n.
sürüş esnasında ön tekerleğin havaya kaldırıldığı bir motosiklet numarası mono [uk/australia] n.
havaya sokan şarkı banger n.
havaya uçurmak send (someone or something) to kingdom come v.
(bir şeyi yapmak için) havaya girmek be in the groove v.
(bir şeyi yapmak için) havaya girmek get in the groove v.
havaya girmek get it on v.
havaya girmek get it on (with somebody) v.
havaya girmek get off on v.
havaya girmiş in the groove adj.
Modern Slang
uzaktan/havaya atılan yumruklar air daps n.
havaya doğru yumruğunu sallama air punch n.
havaya yumruk sallama air punch n.