Historia

hunt

Significados de "hunt" en diccionario turco inglés : 39 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
Common Usage
1	Common Usage	hunt n.	av
2	Common Usage	hunt v.	avlanmak
3	Common Usage	hunt v.	avlamak
General
4	General	hunt n.	avcılık
5	General	hunt n.	av bölgesi
6	General	hunt n.	arama
7	General	hunt n.	avlak
8	General	hunt n.	avlanma
9	General	hunt n.	ısrarlı takip
10	General	hunt n.	ısrarlı arama
11	General	hunt n.	(mekanik alet) salınma
12	General	hunt n.	(çan) ileri geri salınma
13	General	hunt n.	bir soyisim
14	General	hunt v.	kovalamak
15	General	hunt v.	araştırmak
16	General	hunt v.	avlanmak
17	General	hunt v.	aramak
18	General	hunt v.	avlamak
19	General	hunt v.	silah ve av hayvanlarıyla izini sürmek
20	General	hunt v.	titiz arama sonrası bulmak, ortaya çıkarmak
21	General	hunt v.	elde etmek
22	General	hunt v.	av izi sürerken bir yerden bir yere geçmek
23	General	hunt v.	(çan) yukarı aşağı sallanmak
24	General	hunt v.	çanın yerini belirli kurallara göre değiştirmek
25	General	hunt v.	soruşturmak
Trade/Economic
26	Trade/Economic	hunt v.	aramak
Telecom
27	Telecom	hunt v.	telefon hattı meşgul olduğunda diğerine geçiş yapmak
Electric
28	Electric	hunt n.	(anahtar, cihaz) bağlantıyı tamamlamak için devre arama
Aeronautic
29	Aeronautic	hunt n.	salınma
30	Aeronautic	hunt n.	takip etme
31	Aeronautic	hunt v.	(uçak, gemi) ileri geri yalpalamak
32	Aeronautic	hunt v.	pilot müdahalesi olmadan yukarı aşağı veya ileri geri gitmek
Gastronomy
33	Gastronomy	hunt n.	av
Hunting
34	Hunting	hunt n.	(hayvanın) av mevsimi
35	Hunting	hunt n.	avcılar derneği
36	Hunting	hunt v.	av aramak
37	Hunting	hunt v.	köpekle av aramak
Engineering
38	Engineering	hunt v.	(makine, enstrüman, sistem) seçili değer etrafında salınmak
39	Engineering	hunt v.	(gösterge) salınım yapmak

Significados de "hunt" con otros términos en diccionario inglés turco: 156 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
General
1	General	treasure hunt n.	saklanmış bir şeyi bulma oyunu
2	General	canned hunt n.	kapalı arazi avı
3	General	witch-hunt n.	karalama ve sindirme kampanyası (iktidardakilerin farklı düşünenlere karşı yürüttüğü)
4	General	witch-hunt n.	iktidardakinin yandaşı olmayanlara karşı yürüttüğü karalama ve sindirme kampanyası
5	General	witch-hunt n.	karalama ve sindirme kampanyası
6	General	treasure hunt n.	hazine avı oyunu
7	General	wild goose hunt n.	yaban kazı avı
8	General	shark hunt n.	köpek balığı avı
9	General	intense hunt n.	yoğun arama
10	General	intense hunt n.	sıkı takip/kovalamaca
11	General	duck hunt n.	ördek avı
12	General	boar hunt n.	domuz avı
13	General	deer hunt n.	geyik avı
14	General	scavenger hunt n.	yarışmacıların kendilerine verilen görev listesindeki görevleri yaparak puan kazandığı bir oyun
15	General	scavenger hunt n.	çöpçü avı oyunu
16	General	witch-hunt n.	cadı avı
17	General	witch-hunt n.	büyücülükle suçlanan kimselerin ortaya çıkarılıp cezalandırılması
18	General	hunt the slipper n.	çocukların terlik gibi nesneleri bulmaya çalıştıkları bir oyun
19	General	hunt-counter n.	değersiz av köpeği
20	General	hunt-counter n.	beceriksiz kimse
21	General	slave hunt n.	köleleştirme amacıyla insan avı
22	General	hunt up v.	bulmak
23	General	hunt after v.	aramak
24	General	hunt down v.	yakalayıncaya kadar peşini bırakmamak
25	General	hunt down v.	ele geçirmek
26	General	hunt out v.	aramak
27	General	hunt out v.	araştırmak
28	General	hunt after v.	araştırmak
29	General	hunt down v.	peşine düşmek
30	General	hunt out of season v.	av mevsimi dışında avlanmak
31	General	hunt for v.	aramak
32	General	hunt up v.	aramak
33	General	hunt out v.	bulmak
34	General	hunt birds v.	kuş tutmak
35	General	hunt up v.	araştırmak
36	General	hunt together v.	birlikte avlanmak
37	General	hunt an animal v.	hayvan avlamak
38	General	hunt for food v.	yiyecek için avlanmak
39	General	hunt counter v.	(av köpekleri) kokuyu takip etmek
Phrasals
40	Phrasals	hunt through something v.	bir şeyin içinde/arasında aramak
41	Phrasals	hunt after v.	izini sürmek
42	Phrasals	hunt for v.	izini sürmek
43	Phrasals	hunt down v.	zar zor bulmak
44	Phrasals	hunt down v.	güç bela bulmak
45	Phrasals	hunt after (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) aramak/araştırmak
46	Phrasals	hunt after (someone or something) v.	(birinin/bir şeyin) izini sürmek
47	Phrasals	hunt for (someone or something) v.	(birini/bir şeyi) aramak
48	Phrasals	hunt for (something) v.	(bir şey) avına çıkmak
49	Phrasals	hunt through v.	içinde/arasında aramak
50	Phrasals	hunt through v.	içini karıştırmak
51	Phrasals	hunt through (something) (for something) v.	(bir şeyin) içinde/arasında (bir şey) aramak
52	Phrasals	hunt through (something) (for something) v.	(bir şey bulmak için bir şeyin) içini karıştırmak
53	Phrasals	hunt up v.	(yakınlardaki biriyle) iletişime geçmek/görüşmek
54	Phrasals	hunt up v.	birinin yaşadığı yerin yakınlarına gittiğinde onu aramak/ona haber vermek
Proverb
55	Proverb	hunt where the ducks are	ördeği/kuşu/balığı yuvasında ara
56	Proverb	you can't run with the hare and hunt with the hounds	ne şiş yansın ne kebap demek olmaz
57	Proverb	you can't run with the hare and hunt with the hounds	tavşana kaç tazıya tut demek olmaz
Colloquial
58	Colloquial	still hunt n.	gizli takip
59	Colloquial	still hunt n.	pusuya yatma
60	Colloquial	job-hunt v.	iş aramak
Idioms
61	Idioms	a witch-hunt n.	cadı avı
62	Idioms	tall enough to hunt geese with a rake n.	ortalamanın çok üzerinde boylu olan kimse
63	Idioms	snipe hunt n.	uydurma hayvan avı
64	Idioms	snipe hunt n.	kurbanın uydurma bir hayvanı avlamaya gönderildiği bir eşek şakası
65	Idioms	snipe hunt n.	olmadık arayış içinde olma
66	Idioms	snipe hunt n.	olmadık macera peşinde olma
67	Idioms	snipe hunt n.	olmayacak/hayali işler kovalama
68	Idioms	snipe hunt n.	hayali bir şeyin peşinden gitme
69	Idioms	hunt high and low (for someone or something) v.	bakmadık yer bırakmamak
70	Idioms	hunt high and low (for someone or something) v.	didik didik aramak
71	Idioms	run with the hares and hunt with the hounds v.	tavşana kaç, tazıya tut demek
72	Idioms	run with the hare and hunt with the hounds v.	tavşana kaç tazıya tut demek
73	Idioms	hunt where the ducks are v.	amaçlarına uygun hareket etmek
74	Idioms	hunt where the ducks are v.	neyi nerede arayacağını bilmek
75	Idioms	hunt where the ducks are v.	bir hedef belirleyip ona yönelik hareket etmek
76	Idioms	have a dog in the hunt v.	çıkarı olmak
77	Idioms	have a dog in the hunt v.	menfaati olmak
78	Idioms	have a dog in the hunt v.	işine yaramak
79	Idioms	run with the hare, hunt with the hounds v.	iki karşıt görüşü aynı anda desteklemek
80	Idioms	run with the hare, hunt with the hounds v.	ikili oynamak
81	Idioms	have a dog in this hunt v.	(bu meselede) kişisel menfaati olmak
82	Idioms	have a dog in this hunt v.	kişisel çıkarı olmak
83	Idioms	have a dog in this hunt v.	işine yaramak
84	Idioms	head hunt v.	işe alacak birini bulmak
85	Idioms	head hunt v.	yeni eleman avına çıkmak
86	Idioms	hunt high and low v.	didik didik aramak
87	Idioms	hunt high and low v.	bakmadık yer bırakmamak
88	Idioms	tall enough to hunt geese with a rake expr.	sırık gibi uzun
89	Idioms	run with the hare and hunt with the hounds expr.	tavşana kaç tazıya tut
90	Idioms	tall enough to hunt geese with a rake expr.	tırmıkla kaz avlayacak kadar uzun
91	Idioms	that dog won't hunt [old-fashioned] [us] expr.	bu iddianın bir temeli yok
92	Idioms	that dog won't hunt [old-fashioned] [us] expr.	bu iddia doğru değil
93	Idioms	that dog won't hunt [old-fashioned] [us] expr.	bu iddia asılsız
94	Idioms	that old dog won't hunt [old-fashioned] [us] expr.	bu iddianın bir temeli yok
95	Idioms	that old dog won't hunt [old-fashioned] [us] expr.	bu iddia doğru değil
96	Idioms	that old dog won't hunt [old-fashioned] [us] expr.	bu iddia asılsız
97	Idioms	that old dog won't hunt [old-fashioned] [us] expr.	bu fikir işe yaramaz/çalışmaz
98	Idioms	that old dog won't hunt [old-fashioned] [us] expr.	bu öneri işe yaramaz
Speaking
99	Speaking	the hunt went well expr.	av iyi geçti
100	Speaking	best time to hunt expr.	avlanmak için en iyi zaman
Politics
101	Politics	stag hunt n.	geyik avı
102	Politics	witch hunt n.	sindirme harekatı
103	Politics	witch hunt n.	karalama kampanyası
Technical
104	Technical	control hunt n.	denetim avı
Computer
105	Computer	bug hunt n.	böcek avı
106	Computer	x 25 hunt group n.	x 25 arama grubu
107	Computer	hunt and peck n.	klavye tuşlarına tek tek basma
108	Computer	hunt-and-peck n.	klavye tuşlarına tek tek basma
109	Computer	hunt and peck adj.	klavye tuşlarına tek tek basmayla ilgili
110	Computer	hunt-and-peck adj.	klavye tuşlarına tek tek basmayla ilgili
Telecom
111	Telecom	hunt group (HG) n.	çağrı yakalama grubu
112	Telecom	rotary hunt n.	döner yazıcı kafası
Medical
113	Medical	ramsay hunt syndrome n.	ramsay hunt sendromu
114	Medical	tolosa-hunt syndrome n.	tolosa hunt sendromu
Psychology
115	Psychology	tolosa hunt syndrome n.	tolosa hunt sendromu
Pathology
116	Pathology	ramsay hunt syndrome n.	vertigo, kulak ağrısı, yüz felci ve bazen işitme kaybı ile kendini gösteren, herpes virüsünün neden olduğu enfeksiyondan kaynaklanan rahatsızlık
Statistics
117	Statistics	hunt-stein theorem n.	hunt-stein teoremi
Zoology
118	Zoology	hunt in packs v.	sürüler halinde avlanmak
History
119	History	witch hunt n.	cadı avı
Environment
120	Environment	hunt saboteur [uk] n.	av sabotajcısı
Hunting
121	Hunting	hunt ball n.	britanya ve abd'de bir avcı derneği tarafından her yıl düzenlenen bir organizasyon
122	Hunting	hunt club n.	avcı derneği
123	Hunting	drag hunt n.	tazıların avı yapay koku yardımıyla takip ettiği avlanma
124	Hunting	drag hunt n.	tazıların yapay oluşturulmuş koku izini takip ettiği av
125	Hunting	drag hunt n.	tazıların yapay oluşturulmuş koku izini takip ettiği avları düzenleyen topluluk
126	Hunting	still hunt n.	pusuya yatarak gerçekleştirilen av
127	Hunting	still hunt n.	pusuya yatarak avlama
128	Hunting	still hunt n.	pusu tekniği ile av
129	Hunting	still hunt n.	gizlenerek avlanma
130	Hunting	hunt down v.	avlamak
131	Hunting	hunt down v.	öldürmek
132	Hunting	drag hunt v.	(at sırtında) av köpeklerini takip etmek
133	Hunting	drag hunt v.	(av köpeklerine) yapay olarak yerleştirilmiş kokuyu izletmek
134	Hunting	still hunt v.	(av hayvanını) pusuda gizlenerek avlamak
135	Hunting	still-hunt v.	av hayvanını izleyip pusuya düşürmek
136	Hunting	still-hunt v.	gizlice takip etmek
137	Hunting	still-hunt v.	pusuya yatmak
138	Hunting	still-hunt v.	pusuya düşürmek
Sport
139	Sport	national hunt n.	engelli at yarışı
140	Sport	national hunt racing n.	engelli koşu
Music
141	Music	hunt down v.	(çan) değişikliklere uygun şekilde aşamalı olarak çalınmak
142	Music	hunt up v.	(çan) değişikliklere uygun şekilde aşamalı çalınmak
Slang
143	Slang	elephant hunt n.	şirketin ekonomik gelişimini destekleyecek büyük bir ortak bulmaya çalışma
144	Slang	that dog won't hunt expr.	bu fikir işe yaramaz
British Slang
145	British Slang	berkshire hunt n.	am
146	British Slang	gareth hunt n.	adi
147	British Slang	berkeley hunt n.	am
148	British Slang	gareth hunt n.	ciğeri beş para etmez
149	British Slang	berkeley hunt n.	kuku
150	British Slang	berkshire hunt n.	kuku
151	British Slang	gareth hunt n.	pislik
152	British Slang	gareth hunt n.	şerefsiz
153	British Slang	berkshire hunt n.	yavşak
154	British Slang	berkeley hunt n.	yavşak
155	British Slang	gareth hunt interj.	adi şerefsiz
156	British Slang	gareth hunt interj.	aşağılık herif