|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
istenmeyen yayınlar |
spurious emissions n.
|
|
General |
|
2 |
General |
istenmeyen sonuçlar |
unintended consequences n.
|
|
3 |
General |
istenmeyen malların ıskartaya çıkarılması |
weeding n.
|
|
4 |
General |
yüksek ve istenmeyen ses |
blare n.
|
|
5 |
General |
internette birçok kullanıcıya gönderilen uygun olmayan ya da istenmeyen mesajlar |
spam n.
|
|
6 |
General |
istenmeyen misafir |
imposition n.
|
|
7 |
General |
evin bahçesinde yapılan istenmeyen eşya satışı |
yard sale n.
|
|
8 |
General |
zarar veya istenmeyen değişimlere karşı korunan bölge |
conservation area n.
|
|
9 |
General |
istenmeyen kimse |
undesirable n.
|
|
10 |
General |
istenmeyen koku |
effluvia n.
|
|
11 |
General |
ortaya çıkma (istenmeyen bir olay) |
outcrop n.
|
|
|
12 |
General |
istenmeyen bitki |
weed n.
|
|
13 |
General |
ortaya çıkma (istenmeyen bir olay birdenbire) |
outbreak n.
|
|
14 |
General |
istenmeyen kişi |
bete noire n.
|
|
15 |
General |
istenmeyen adam |
unwanted man n.
|
|
16 |
General |
küçük ama nihayetinde istenmeyen sonuçlar doğuracak bir durum |
camel's nose n.
|
|
17 |
General |
istenmeyen giysi |
castoff n.
|
|
18 |
General |
istenmeyen kişi |
persona non grata n.
|
|
19 |
General |
istenmeyen sonuç |
undesired result n.
|
|
20 |
General |
istenmeyen sonuç |
unwanted result n.
|
|
21 |
General |
istenmeyen kıllar |
unwanted hair n.
|
|
22 |
General |
istenmeyen tüy |
unwanted hair n.
|
|
23 |
General |
istenmeyen tüyler |
unwanted hair n.
|
|
24 |
General |
istenmeyen kıl |
unwanted hair n.
|
|
25 |
General |
istenmeyen posta |
junk mail n.
|
|
26 |
General |
istenmeyen giysi |
cast-off n.
|
|
27 |
General |
istenmeyen bebek bırakma yeri |
baby flap n.
|
|
28 |
General |
bir şeyin en aşağıdaki istenmeyen kısmı |
tail n.
|
|
29 |
General |
istenmeyen davranışlara geri dönen kimse |
recidivist n.
|
|
30 |
General |
istenmeyen kimse |
castoff n.
|
|
31 |
General |
istenmeyen maddenin (mukus, ölü doku) bir geçit veya delikten çıkarılması |
toilet n.
|
|
32 |
General |
istenmeyen talep |
unsolicited request n.
|
|
33 |
General |
istenmeyen sonuç |
unintended consequence n.
|
|
34 |
General |
istenmeyen sonuç |
disappointing result n.
|
|
35 |
General |
istenmeyen bir şekilde |
undesirability n.
|
|
36 |
General |
istenmeyen kimse |
unwelcome person n.
|
|
37 |
General |
istenmeyen durum |
malady n.
|
|
38 |
General |
istenmeyen etki |
maleffect n.
|
|
39 |
General |
istenmeyen yırtıcı hayvan |
varment n.
|
|
40 |
General |
istenmeyen yırtıcı hayvan |
varmint n.
|
|
41 |
General |
devredeki akımda meydana gelen istenmeyen değişimlerden veya tüp gibi aksamların mekanik hareketinden kaynaklı olarak hoparlörde duyulan sesler |
microphonics n.
|
|
42 |
General |
istenmeyen kimse |
wrong number n.
|
|
43 |
General |
istenmeyen şey |
wrong number n.
|
|
44 |
General |
özellikle istenmeyen veya tehlikeli bir ortamdan kaçma amacıyla yapılan yolculuk |
hijra n.
|
|
45 |
General |
özellikle istenmeyen veya tehlikeli bir ortamdan kaçma amacıyla yapılan yolculuk |
hijrah n.
|
|
46 |
General |
istenmeyen sonuç |
byproduct n.
|
|
47 |
General |
istenmeyen sonuç |
by-product n.
|
|
48 |
General |
istenmeyen malzemeyi yakarak çıkarma |
burn-off n.
|
|
49 |
General |
bazı kart oyunlarında oyun sırasında istenmeyen veya çıkarılan kart kümesi |
graveyard n.
|
|
50 |
General |
istenmeyen kimse |
offcast n.
|
|
51 |
General |
istenmeyen şey |
offcast n.
|
|
|
52 |
General |
istenmeyen külfetli zorluk |
oppressiveness n.
|
|
53 |
General |
istenmeyen zümre |
rogue's gallery n.
|
|
54 |
General |
istenmeyen insanlar topluluğu |
galere n.
|
|
55 |
General |
istenmeyen durum |
cram [dialect] n.
|
|
56 |
General |
istenmeyen kimse |
indesirable n.
|
|
57 |
General |
istenmeyen şeyleri yok etme |
cleanup n.
|
|
58 |
General |
istenmeyen kişilerden arındırma |
cleanup n.
|
|
59 |
General |
bir yerdeki istenmeyen malzemeleri temizleme |
clearout [uk] n.
|
|
60 |
General |
istenmeyen sonuçların yaşanabileceği kritik nokta |
cliff n.
|
|
61 |
General |
istenmeyen anılar |
unwelcome memories n.
|
|
62 |
General |
vücutta istenmeyen yağ |
flab n.
|
|
63 |
General |
istenmeyen sorumluluğu başkasına yıkma |
flick-pass [australia] n.
|
|
64 |
General |
istenmeyen şeylerden kurtulma |
shake-off n.
|
|
65 |
General |
tiyatro veya fotoğraf ışığının odak noktasının dışında kalan ve istenmeyen yeri aydınlatan ışık |
spill n.
|
|
66 |
General |
tiyatro veya fotoğraf ışığının odak noktasının dışında kalan ve istenmeyen yeri aydınlatan ışık |
spill light n.
|
|
67 |
General |
istenmeyen otları çıkarıp temizlemek |
weed v.
|
|
68 |
General |
istenmeyen kişilerden temizlemek |
purge v.
|
|
69 |
General |
istenmeyen tüylerden kurtulmak |
get rid of unwanted hair v.
|
|
70 |
General |
istenmeyen sonuçlar vermek |
backfire v.
|
|
71 |
General |
istenmeyen fazla bilgi |
overshare v.
|
|
72 |
General |
istenmeyen yan etkilerden kaçınmak için kesintili, çoğunlukla konsantre dozajlarda (ilaç) vermek |
pulse v.
|
|
73 |
General |
istenmeyen ve davetsiz yorumlar yapmak |
kibbitz v.
|
|
74 |
General |
istenmeyen otları sökmek |
louk v.
|
|
75 |
General |
istenmeyen şekilde görünmek |
obtrude v.
|
|
76 |
General |
(istenmeyen) cinsel ilgi göstermek |
hit v.
|
|
77 |
General |
(kaval gibi üflemeli çalgıları) kuvvetlice üfleyip istenmeyen ikincil sesler çıkarmak |
overblow v.
|
|
78 |
General |
istenmeyen netice yüzünden suçlamak |
incriminate v.
|
|
79 |
General |
istenmeyen maddelerden arındırmak |
cleanse v.
|
|
80 |
General |
kullanılmayan veya istenmeyen parçaları atıp geri kalanları düzenlemek |
consolidate v.
|
|
81 |
General |
istenmeyen unsurlar katarak kullanılamaz hale getirmek |
contaminate v.
|
|
82 |
General |
hile ile istenmeyen duruma sokmak |
shanghai v.
|
|
83 |
General |
(istenmeyen bir şeyi) itelemek |
dump v.
|
|
84 |
General |
en istenmeyen |
most undesirable adj.
|
|
85 |
General |
istenmeyen maddeleri atılmamış |
unscavengered adj.
|
|
86 |
General |
harita veya tabloda istenmeyen bir durumu belirtmek için siyahla işaretli |
black adj.
|
|
87 |
General |
verilmek istenmeyen bilgi yerine kullanılan |
blank adj.
|
|
88 |
General |
istenmeyen şey ile çevrili |
riddled adj.
|
|
89 |
General |
istenmeyen durumda |
riddled adj.
|
|
90 |
General |
zararlı otlarla ve istenmeyen bitkilerle kaplanmış |
overgrown adj.
|
|
Phrasals |
|
91 |
Phrasals |
üzerine istenmeyen bir yük yüklemek |
impose upon v.
|
|
92 |
Phrasals |
üzerine istenmeyen bir yük yüklemek |
impose on v.
|
|
93 |
Phrasals |
istenmeyen, güvenilmez kişileri aradan çıkarmak |
winnow away v.
|
|
94 |
Phrasals |
istenmeyen, güvenilmez kişileri/şeyleri aradan çıkararak grubu küçültmek |
winnow away v.
|
|
95 |
Phrasals |
istenmeyen, güvenilmez kişileri/şeyleri aradan çıkartarak grubu daraltmak |
winnow away v.
|
|
96 |
Phrasals |
istenmeyen, güvenilmez kişileri/şeyleri eleyerek grubu küçültmek |
winnow away v.
|
|
97 |
Phrasals |
istenmeyen, güvenilmez kişileri/şeyleri ayıklayarak grubu küçültmek |
winnow away v.
|
|
98 |
Phrasals |
istenmeyen, güvenilmez kişileri/şeyleri dışarıda bırakarak grubu daraltmak |
winnow away v.
|
|
99 |
Phrasals |
uymayan, istenmeyen birinden/bir şeyden kurtulmak |
winnow away v.
|
|
100 |
Phrasals |
uymayan, istenmeyen kişileri/şeyleri ayırarak grubu küçültmek |
winnow away v.
|
|
101 |
Phrasals |
ıslak, pis, istenmeyen bir şeye basmak |
step into something v.
|
|
102 |
Phrasals |
ıslak, pis, istenmeyen bir şeye basmak |
step in something v.
|
|
103 |
Phrasals |
istenmeyen (biriyle/bir şeyle) uğraşmaktan kurtarmak |
rescue from (someone or something) v.
|
|
104 |
Phrasals |
istenmeyen (biriyle/bir şeyle) muhatap olmaktan kurtarmak |
rescue from (someone or something) v.
|
|
105 |
Phrasals |
istenmeyen (birinden/bir şeyden) kurtarmak |
rescue from (someone or something) v.
|
|
106 |
Phrasals |
istenmeyen kişilerden kurtulmak |
clean up v.
|
|
107 |
Phrasals |
istenmeyen özellikleri defetmek |
clean up v.
|
|
108 |
Phrasals |
(biri/bir şey) için dezavantajlı/istenmeyen bir durum olmak |
go against (someone or something) v.
|
|
109 |
Phrasals |
(istenmeyen bir şeye) başvurmak |
resort to (something) v.
|
|
110 |
Phrasals |
(istenmeyen bir şeye) tevessül etmek |
resort to (something) v.
|
|
111 |
Phrasals |
(istenmeyen bir yolu/davranışı) seçmek |
resort to (something) v.
|
|
112 |
Phrasals |
(bir şeyden) istenmeyen (bir şeyi) çıkarmak |
wash (something) of (something else) v.
|
|
113 |
Phrasals |
'-den istenmeyen (bir şeyi) çıkarmak |
wash of v.
|
|
Phrases |
|
114 |
Phrases |
olumsuz/istenmeyen bir sonuçla |
at a price expr.
|
|
Proverb |
|
115 |
Proverb |
istenmeyen kişi zamansız çıkagelirmiş |
a bad penny always turns up
|
|
Colloquial |
|
116 |
Colloquial |
istenmeyen/gereksiz dosya deposu |
round file n.
|
|
117 |
Colloquial |
faks makinesine gönderilen gereksiz/istenmeyen reklamlar |
junk fax n.
|
|
118 |
Colloquial |
istenmeyen faks |
junk fax n.
|
|
119 |
Colloquial |
istenmeyen yabancı |
blow-in [australia/ireland] n.
|
|
120 |
Colloquial |
istenmeyen kimse/şey |
cast-off n.
|
|
121 |
Colloquial |
çiftlerin yanındaki istenmeyen yalnız kimse |
gooseberry [uk] n.
|
|
122 |
Colloquial |
istenmeyen kimse |
fink n.
|
|
123 |
Colloquial |
istenmeyen alım tekliflerini tespit edip önlemede şirketlere yardımcı olan işletme danışmanı |
shark watcher n.
|
|
124 |
Colloquial |
(televizyon programında, videodan) istenmeyen sahneleri çıkarmak/silmek |
zap out v.
|
|
125 |
Colloquial |
(televizyon programında, videodan) istenmeyen kısımları çıkarmak/silmek |
zap out v.
|
|
126 |
Colloquial |
istenmeyen sorumluluk altına sokmak |
lumber [uk] v.
|
|
127 |
Colloquial |
aşırı ve istenmeyen bir hareket oluşturmak |
churn v.
|
|
Idioms |
|
128 |
Idioms |
istenmeyen sonuçlara yol açan önemsiz karar/eylem |
a camel's nose (under the tent) n.
|
|
129 |
Idioms |
istenmeyen sonuçlar doğuran şey |
pandora's box n.
|
|
130 |
Idioms |
istenmeyen sonuçlar doğuran şey |
a pandora's box n.
|
|
131 |
Idioms |
istenmeyen tavsiye |
a free bit of advice n.
|
|
132 |
Idioms |
daha büyük, istenmeyen bir duruma yol açabilecek küçük, zararsız eylem |
a camel's nose (under the tent) n.
|
|
133 |
Idioms |
istenmeyen bir duruma göz yumulmasını bekleme lüksü |
get out of jail free card n.
|
|
134 |
Idioms |
bir şeyin istenmeyen tarafı |
short end of the stick n.
|
|
135 |
Idioms |
istenmeyen bir duruma sürüklemesi muhtemel önemsiz bir harekete izin verme durumu |
the camel's nose n.
|
|
136 |
Idioms |
küçük ama nihayetinde istenmeyen sonuçlar doğuracak bir durum |
(the) thin end of the wedge n.
|
|
137 |
Idioms |
sözü/konusu açılmak istenmeyen durum |
(the) elephant in the corner n.
|
|
138 |
Idioms |
sözü/konusu açılmak istenmeyen durum |
the elephant in the corner n.
|
|
139 |
Idioms |
gereksiz/istenmeyen kişi olma |
excess baggage n.
|
|
140 |
Idioms |
istenmeyen kişi |
skunk at a garden party n.
|
|
141 |
Idioms |
memnun olunmayan/hoşlanılmayan fakat finansal getirisi iyi olduğu için vazgeçilmek istenmeyen durum |
golden handcuffs n.
|
|
142 |
Idioms |
tatsız/istenmeyen olay |
a kick in the pants n.
|
|
143 |
Idioms |
tatsız/istenmeyen olay |
kick in the rear n.
|
|
144 |
Idioms |
tatsız/istenmeyen olay |
kick in the seat of the pants n.
|
|
145 |
Idioms |
kişinin kişisel bağlantılarından gelen gereksiz/istenmeyen e-posta |
meatloaf n.
|
|
146 |
Idioms |
kişinin tanıdığı kişilerden/çevresinden gelen gereksiz/istenmeyen e-posta |
meatloaf n.
|
|
147 |
Idioms |
istenmeyen fakat yararlı tarafları da olan durum |
horse and rabbit stew n.
|
|
148 |
Idioms |
istenmeyen hediye |
a gift horse n.
|
|
149 |
Idioms |
istenmeyen/zor/tehlikeli işlerin yaptırıldığı kimseler |
cannon fodder n.
|
|
150 |
Idioms |
istenmeyen/zor/tehlikeli işlere koşulan kimseler |
cannon fodder n.
|
|
151 |
Idioms |
istenmeyen şey |
the short straw n.
|
|
152 |
Idioms |
memnun olunmayan/hoşlanılmayan fakat finansal getirisi iyi olduğu için vazgeçilmek istenmeyen durum |
velvet handcuffs n.
|
|
153 |
Idioms |
istenmeyen bir işi üstlenmek |
bite the biscuit v.
|
|
154 |
Idioms |
(kadın için) istenmeyen veya hoşa gitmeyen bir cinsel birlikteliği daha hoş düşüncelerle dikkatini dağıtarak sürdürmek |
close (one's) eyes and think of england v.
|
|
155 |
Idioms |
zor veya istenmeyen bir durum karşısında hayallere dalmak |
close (one's) eyes and think of england v.
|
|
156 |
Idioms |
istenmeyen üçüncü kişi olmak |
play gooseberry v.
|
|
157 |
Idioms |
istenmeyen birini uzaklaştırmak |
keep at bay v.
|
|
158 |
Idioms |
istenmeyen birini uzaklaştırmak |
hold at bay v.
|
|
159 |
Idioms |
(özellikle istenmeyen birisi/olay vb) son kez duymuş olmak |
have heard the last of somebody/something v.
|
|
160 |
Idioms |
(özellikle istenmeyen birisi/olay vb) son kez görmüş olmak |
have seen the last of somebody/something v.
|
|
161 |
Idioms |
(özellikle istenmeyen birisi/olay vb) son kez duymuş olmak |
hear the last of somebody/something v.
|
|
162 |
Idioms |
zor/istenmeyen bir işi sürekli ertelemek |
put off the evil day v.
|
|
163 |
Idioms |
zor/istenmeyen bir işi süründürmek |
put off the evil day v.
|
|
164 |
Idioms |
zor/istenmeyen bir işi erteleyip durmak |
put off the evil day v.
|
|
165 |
Idioms |
zor/istenmeyen bir işten kaçınmak |
put off the evil day v.
|
|
166 |
Idioms |
zor/istenmeyen bir şeyi yapmaktan olabildiğince kaçınmak |
put off the evil day v.
|
|
167 |
Idioms |
kendini istenmeyen bir duruma sokmak |
dig (oneself) in a hole v.
|
|
168 |
Idioms |
kendini istenmeyen bir duruma sokmak |
dig (oneself) into a hole v.
|
|
169 |
Idioms |
bir şeyin en değersiz, istenmeyen kısmına kalmak |
suck hind tit v.
|
|
170 |
Idioms |
istenmeyen bir sorumluluğu yüklenmek |
hold the sack v.
|
|
171 |
Idioms |
istenmeyen çalışanlardan kurtulmak |
clean house v.
|
|
172 |
Idioms |
istenmeyen/gereksiz kişileri görevden almak |
clean house [us] v.
|
|
173 |
Idioms |
istenmeyen/gereksiz şeyleri ortadan kaldırmak |
clean house [us] v.
|
|
174 |
Idioms |
istenmeyen kişilerden/şeylerden kurtulmak |
clean house [us] v.
|
|
175 |
Idioms |
istenmeyen kişilerden/şeylerden temizlemek |
clean house [us] v.
|
|
176 |
Idioms |
istenmeyen/gereksiz şeyleri elemek |
clean house v.
|
|
177 |
Idioms |
artık istenmeyen bir şeyden kurtulmak |
shed something v.
|
|
178 |
Idioms |
kötü/istenmeyen bir duruma gözünü kapatıp/başka şeyler düşünerek dayanmak |
close (one's) eyes and think of england v.
|
|
179 |
Idioms |
(kadın için) istenmeyen veya hoşa gitmeyen bir cinsel birlikteliği daha hoş düşüncelerle dikkatini dağıtarak sürdürmek |
lie back and think of england v.
|
|
180 |
Idioms |
kötü/istenmeyen bir duruma başka şeyler düşünerek dayanmak |
lie back and think of england v.
|
|
181 |
Idioms |
zor veya istenmeyen bir durum karşısında hayallere dalmak |
lie back and think of england v.
|
|
182 |
Idioms |
(kadın için) istenmeyen veya hoşa gitmeyen bir cinsel birlikteliği daha hoş düşüncelerle dikkatini dağıtarak sürdürmek |
shut (one's) eyes and think of england [uk] v.
|
|
183 |
Idioms |
kötü/istenmeyen bir duruma gözünü kapatıp/başka şeyler düşünerek dayanmak |
shut (one's) eyes and think of england [uk] v.
|
|
184 |
Idioms |
zor veya istenmeyen bir durum karışışında hayallere dalmak |
shut (one's) eyes and think of england [uk] v.
|
|
185 |
Idioms |
istenmeyen/işe yaramayan/eski olan herkesten ve her şeyden kurtulmak |
make a clean sweep v.
|
|
186 |
Idioms |
(genelde bir şey satmak/pazarlamak için) müşteriyi istenmeyen şekilde rahatsız etmek/aramak |
cold call v.
|
|
187 |
Idioms |
(özellikle istenmeyen birisi/olay) son kez duymuş olmak |
have heard the last of (someone or something) v.
|
|
188 |
Idioms |
(özellikle istenmeyen birisi/olay) son kez duymak |
hear the end/the last of somebody/something v.
|
|
189 |
Idioms |
(özellikle istenmeyen birisi/olay) son kez görmek |
see the end/the last of somebody/something v.
|
|
190 |
Idioms |
en küçük/değersiz/istenmeyen payı almak |
suck hind tit v.
|
|
191 |
Idioms |
istenmeyen biçimde dikkat çekmek |
draw the crabs [australia] v.
|
|
192 |
Idioms |
gemide yolcu kabininde istenmeyen (bagaj) |
not wanted on voyage [obsolete] adj.
|
|
193 |
Idioms |
istenmeyen/hoşa gitmeyen yorumlar yapmaya meyilli |
pass-remarkable [ireland] adj.
|
|
194 |
Idioms |
istenmeyen/hoşa gitmeyen şeyler söyleme eğiliminde |
pass-remarkable [ireland] adj.
|
|
195 |
Idioms |
ne ala! (hiç istenmeyen bir durum karşısında söylenir) |
that's a fine kettle of fish! expr.
|
|
196 |
Idioms |
(mahremiyetin ifşa edilmesi durumunda söylenen) duyulmak istenmeyen bilgiler (duymak istemiyorum/ bana anlatma) |
too much information expr.
|
|
197 |
Idioms |
istenmeyen şekilde hamile |
in trouble expr.
|
|
198 |
Idioms |
(istenmeyen bir şeye karşı konan) geniş mesafe |
a wide berth expr.
|
|
199 |
Idioms |
istenmeyen kişi zamansız çıkagelirmiş |
always turns up (comes back) like a bad penny expr.
|
|
200 |
Idioms |
pazarlama ve reklam yasaktır (ev ve iş yerlerinin posta kutularına bırakılan istenmeyen ilanlarla ilgili bir uyarı levhası) |
no hawkers, no circulars expr.
|
|
Speaking |
|
201 |
Speaking |
(istenmeyen bir adlandırma olarak) zenci |
colored person [us] n.
|
|
Trade/Economic |
|
202 |
Trade/Economic |
istenmeyen hasar |
collateral damage n.
|
|
203 |
Trade/Economic |
müşteriye istenmeyen bir ürünün gönderilmesi ve müşterinin ürünü kabulü üzerine ödemenin talep edilmesine dayalı bir satış uygulaması |
inertia selling n.
|
|
204 |
Trade/Economic |
bir şirkete istenmeyen bir devralma teklifi veren kimse veya şirket |
black knight n.
|
|
205 |
Trade/Economic |
mali açıdan istenmeyen sonuçları göze alma |
risk-taking n.
|
|
206 |
Trade/Economic |
istenmeyen devralma girişimlerine karşı alınan kısıtlayıcı önlem |
porcupine provision n.
|
|
207 |
Trade/Economic |
istenmeyen devralma girişimlerine karşı alınan kısıtlayıcı önlemler |
porcupine provisions n.
|
|
208 |
Trade/Economic |
istenmeyen devralma girişimlerine karşı alınan kısıtlayıcı önlemler |
shark repellents n.
|
|
209 |
Trade/Economic |
potansiyel müşterilerin ev veya iş adreslerine istenmeyen satış belgelerinin gönderilmesi |
direct-mail shot n.
|
|
210 |
Trade/Economic |
istenmeyen ürün |
dog n.
|
|
Law |
|
211 |
Law |
(yerel olarak istenmeyen) toprak kullanımı |
lulu n.
|
|
Politics |
|
212 |
Politics |
istenmeyen kişi |
persona non grata n.
|
|
213 |
Politics |
istenmeyen kişi |
png (persona non grata) abrev.
|
|
Industry |
|
214 |
Industry |
yüzeydeki istenmeyen malzemeyi gideren alet |
chipper n.
|
|
215 |
Industry |
sulu kağıt hamurundaki istenmeyen pembe mikrop kitlesi |
pink slime n.
|
|
Advertising |
|
216 |
Advertising |
istenmeyen e-posta |
spam n.
|
|
Technical |
|
217 |
Technical |
bir bölgeden istenmeyen maddeleri atma |
scavenge n.
|
|
218 |
Technical |
fazla / istenmeyen basıncı kendiliğinden dışarı bırakılan valf |
safety valve n.
|
|
219 |
Technical |
istenmeyen bit üretimi |
drop-in n.
|
|
220 |
Technical |
istenmeyen koku |
effluvium n.
|
|
221 |
Technical |
istenmeyen yabancı maddelerini gidermek için suya uygulanan tüm işlemler |
water conditioning n.
|
|
222 |
Technical |
istenmeyen tıpkı kayıt |
duplicate record n.
|
|
223 |
Technical |
istenmeyen renk |
bad colour n.
|
|
224 |
Technical |
istenmeyen sıklık kiplenimi |
incidental frequency modulation n.
|
|
225 |
Technical |
mikrofonda istenmeyen sesleri temizleyen gereç |
gobo n.
|
|
226 |
Technical |
sürtünmeyi veya istenmeyen diğer nedenlerle enerji tüketmeyen makine |
perfect machine n.
|
|
227 |
Technical |
kazıya istenmeyen su ve katı madde akışı |
blow n.
|
|
228 |
Technical |
(boya filmi, reçine, plastik) beyazımsı, istenmeyen bir görünüm |
blush n.
|
|
229 |
Technical |
(boya filmi, reçine, plastik) beyazımsı ve istenmeyen bir görünümde olmak |
blushing n.
|
|
230 |
Technical |
istenmeyen alaşımların yüzeyden uzaklaştırılması |
desmutting n.
|
|
231 |
Technical |
madende istenmeyen yabancı maddeler |
dirt n.
|
|
232 |
Technical |
kazıyarak çıkartılan istenmeyen madde |
scalping n.
|
|
233 |
Technical |
istenmeyen malzemeleri ayıklamak için elekten geçirmek |
scalp v.
|
|
234 |
Technical |
(devredeki istenmeyen salınımları) azaltmak/yok etmek |
suppress v.
|
|
Computer |
|
235 |
Computer |
istenmeyen elektronik postaları internet habergruplarından otomatik silen bilgisayar programı |
cancelbot n.
|
|
236 |
Computer |
istenmeyen sıklık kiplenimi |
incidental frequency modulation n.
|
|
237 |
Computer |
istenmeyen eposta |
junk email n.
|
|
238 |
Computer |
istenmeyen yanıt |
unrequested response n.
|
|
239 |
Computer |
istenmeyen e-posta engelleyicisi |
anti-spam n.
|
|
240 |
Computer |
istenmeyen durum |
un-solicited status n.
|
|
241 |
Computer |
zararlı ve istenmeyen etkiler yaratması için tasarlanmış bilgisayar programı |
malevolent program n.
|
|
242 |
Computer |
e-posta hesabında yazışmak istenmeyen kişilere koyulan engel/filtre |
bozo filter n.
|
|
243 |
Computer |
istenmeyen veri |
hash n.
|
|
244 |
Computer |
istenmeyen programın kullanıcı izni dışında bilgisayara otomatik indirilmesi |
drive-by download n.
|
|
245 |
Computer |
istenmeyen programın kullanıcı izni dışında bilgisayara otomatik indirilmesi |
drive-by killing n.
|
|
246 |
Computer |
sürekli istenmeyen yorumlar gönderen kimse |
flooder n.
|
|
247 |
Computer |
istenmeyen reklam içeriğini veya yığın mesajları geniş kitlelere dağıtan program |
spambot n.
|
|
248 |
Computer |
anlık mesajlaşma sistemi aracılığıyla istenmeyen ticari iletiler gönderen kimse |
spimmer n.
|
|
249 |
Computer |
(e-posta adresine) istenmeyen e-posta engelleyicisi eklemek |
munge v.
|
|
250 |
Computer |
istenmeyen e-postaları engelleyen |
antispam adj.
|
|
Telecom |
|
251 |
Telecom |
alıcı istenmeyen yayınları |
receiver spurious radiations n.
|
|
252 |
Telecom |
alıcı istenmeyen tepki bastırması |
receiver spurious response rejection n.
|
|
253 |
Telecom |
ayrık istenmeyen çıktı |
discrete spurious output n.
|
|
254 |
Telecom |
bloklama ve istenmeyen tepki |
blocking and spurious response n.
|
|
255 |
Telecom |
havadan-temassız istenmeyen işaret yayımı |
radiated spurious emission n.
|
|
256 |
Telecom |
harmonik ve istenmeyen yayınlar |
harmonic and spurious emissions n.
|
|
257 |
Telecom |
harmonik ve istenmeyen yayın bastırması |
harmonic and spurious suppresion n.
|
|
258 |
Telecom |
iç modülasyon istenmeyen işaret tepki zayıflatması |
intermodulation spurious response attenuation n.
|
|
259 |
Telecom |
istenmeyen tepki bastırma oranı |
spurious response rejection ratio n.
|
|
260 |
Telecom |
istenmeyen işaret tepki girişimine karşı koruma |
protection against spurious- response interference n.
|
|
261 |
Telecom |
istenmeyen alışların ve görüntülerin bastırılması |
spurious and image rejection n.
|
|
262 |
Telecom |
istenmeyen yayınlar |
unwanted emissions n.
|
|
263 |
Telecom |
istenmeyen tepki bastırması |
spurious response rejection n.
|
|
264 |
Telecom |
istenmeyen elektronik posta |
spam n.
|
|
265 |
Telecom |
istenmeyen e-posta gönderenleri engelleyecek biçimde internet sitelerinin konfigüre edilmesi |
internet death penalty n.
|
|
266 |
Telecom |
istenmeyen yayım |
spurious emission n.
|
|
267 |
Telecom |
istenmeyen tepki frekansı |
spurious response frequency n.
|
|
268 |
Telecom |
istenmeyen yayın bastırması |
spurious rejection n.
|
|
269 |
Telecom |
istenmeyen işaret |
unwanted signal n.
|
|
270 |
Telecom |
istenmeyen e-posta |
junk e-mail n.
|
|
271 |
Telecom |
istenmeyen ışıma |
spurious radiation n.
|
|
272 |
Telecom |
temaslı istenmeyen işaret yayını |
conducted spurious emission n.
|
|
273 |
Telecom |
verici iç modülasyon istenmeyen yayınlar |
transmitter intermodulation spurious emissions n.
|
|
Electric |
|
274 |
Electric |
istenmeyen lehim bağlantısı |
bridge n.
|
|
275 |
Electric |
(elektrik yükseltici sistem) istenmeyen ve kendi kendine süren bir salınım üretmek |
sing v.
|
|
Television |
|
276 |
Television |
televizyon ekranında istenmeyen sinyallerin telafisi için gerçekleşen bir işlem |
shading n.
|
|
Radio |
|
277 |
Radio |
(istenmeyen hışırtı sesini) baskılamak |
squelch v.
|
|
278 |
Radio |
(istenmeyen statiği) ortadan kaldırmak |
squelch v.
|
|
Textile |
|
279 |
Textile |
rengin istenmeyen yer ve bölgelere yayılması |
bleeding n.
|
|
Architecture |
|
280 |
Architecture |
binanın güzelliğini arttırmak veya istenmeyen optik etkilerin üstesinden gelmek amacıyla mekanik kusursuzluktan sapma |
refinement n.
|
|
Medical |
|
281 |
Medical |
hastalıklı ya da istenmeyen dokuyu yok etmek için kimyasal madde kullanımı |
chemosurgery n.
|
|
282 |
Medical |
istenmeyen, zararlı veya yıkıcı herhangi bir şeyi taşıyan kimse |
typhoid mary n.
|
|
283 |
Medical |
şartlar gereği istenmeyen bir durumun yayıldığı merkez nokta |
typhoid mary n.
|
|
284 |
Medical |
istenmeyen kilo kaybı |
undesired weight loss n.
|
|
285 |
Medical |
istenmeyen kilo kaybı |
non-volitional weight loss n.
|
|
286 |
Medical |
istenmeyen gebelik |
unintended pregnancy n.
|
|
287 |
Medical |
istenmeyen gebelik |
unplanned pregnancy n.
|
|
288 |
Medical |
istenmeyen sağlık sonuçları |
adverse health outcomes n.
|
|
289 |
Medical |
istenmeyen etkiler |
undesirable effects n.
|
|
290 |
Medical |
istenmeyen gebelik |
unwanted pregnancy n.
|
|
291 |
Medical |
istenmeyen yan etkiler |
unwanted side-effects n.
|
|
292 |
Medical |
katarakt ameliyatı sonrası hastanın gördüğü istenmeyen görüntü |
dysphotopsia n.
|
|
293 |
Medical |
istenmeyen etkiler |
adverse effects n.
|
|
294 |
Medical |
istenmeyen maddeyi (vücut boşluğundan) çıkarmak |
draw v.
|
|
295 |
Medical |
hastalıklı ya da istenmeyen dokuyu yok etmek için kimyasal madde kullanımı ile ilgili |
chemosurgical adj.
|
|
Psychology |
|
296 |
Psychology |
istenmeyen etkiler yaratan uyarıcı |
negative stimulus n.
|
|
297 |
Psychology |
istenmeyen etki |
adverse effect n.
|
|
298 |
Psychology |
istenmeyen hatıranın başta onunla ilişkilendirilen duygudan ayrıldığı savunma mekanizması |
isolation n.
|
|
Pathology |
|
299 |
Pathology |
istenmeyen gebelikle ilgili problemler |
problems related to unwanted pregnancy n.
|
|
Veterinary |
|
300 |
Veterinary |
evcil hayvanda istenmeyen alışkanlık |
vice n.
|
|
Printing |
|
301 |
Printing |
iş presteyken veya şekillendiriliyorken basılı plaka üzerinde oluşan istenmeyen leke |
workup n.
|
|
302 |
Printing |
(baskı veya harf dizisi) son baskıda görülmesi istenmeyen |
pi adj.
|
|
Food Engineering |
|
303 |
Food Engineering |
istenmeyen organizmalara karşı kullanılan kimyasal madde |
biocidal product n.
|
|
304 |
Food Engineering |
istenmeyen lezzet |
off flavour n.
|
|
305 |
Food Engineering |
istenmeyen lezzet |
off flavor n.
|
|
306 |
Food Engineering |
istenmeyen koku |
off odor n.
|
|
307 |
Food Engineering |
istenmeyen koku |
off odour n.
|
|
308 |
Food Engineering |
alışılmışın dışında veya istenmeyen toprağa benzer tat |
earthiness n.
|
|
309 |
Food Engineering |
(yiyecek veya içecek) istenmeyen fermantasyon sonucu ekşimiş |
fermented adj.
|
|
Gastronomy |
|
310 |
Gastronomy |
istenmeyen aromaya yol açmak |
revert v.
|
|
Chemistry |
|
311 |
Chemistry |
istenmeyen maddeleri çıkarmak veya zararsız hale getirmek için kullanılan madde |
scavenger n.
|
|
Zoology |
|
312 |
Zoology |
avcıdan veya istenmeyen hayvanlardan kaçmak için ölü taklidi yapma yeteneği |
thanatosis n.
|
|
Botanic |
|
313 |
Botanic |
istenmeyen bitki |
groundkeeper n.
|
|
314 |
Botanic |
istenmeyen varyasyonlar gösteren bitki |
rogue n.
|
|
Agriculture |
|
315 |
Agriculture |
omca gövdesinin alt kısımlarından veya toprak altından gelişen istenmeyen sürgünlerin omcadan uzaklaştırılması |
suckering n.
|
|
Religious |
|
316 |
Religious |
(scientology inancında) istenmeyen etkilerden arınmışlık hali |
clear n.
|
|
Military |
|
317 |
Military |
istenmeyen kişi |
persona non grata n.
|
|
318 |
Military |
istenmeyen yük |
unwanted cargo n.
|
|
319 |
Military |
düşman eline geçmesi istenmeyen askeri malzemenin hızlı imha edilmesine yarayan patlayıcı |
destructor n.
|
|
Hunting |
|
320 |
Hunting |
çevre ısısı ile oluşan istenmeyen ateşlenme |
cook off n.
|
|
321 |
Hunting |
tek tetik çekişi ile alınan istenmeyen iki atış |
doubling n.
|
|
Sport |
|
322 |
Sport |
(aletsiz dalış) istenmeyen suyu dışarı atmak |
clear v.
|
|
Abbreviation |
|
323 |
Abbreviation |
istenmeyen ticari e-posta |
uce (unsolicited commercial e-mail) n.
|
|
Latin |
|
324 |
Latin |
istenmeyen adam |
persona non grata n.
|
|
325 |
Latin |
istenmeyen kişi |
persona non grata n.
|
|
Archaic |
|
326 |
Archaic |
yazıda istenmeyen bir şeyi örten işaret |
blot n.
|
|
Engineering |
|
327 |
Engineering |
yüksek performanslı hoparlörün arkasında bulunan, istenmeyen ses dalgalarını absorbe eden hava odalarının oluşturduğu mahfaza |
labyrinth n.
|
|
328 |
Engineering |
istenmeyen sinyali filtrelemeye yarayan devre |
trap n.
|
|
329 |
Engineering |
kazıya istenmeyen su ve katı madde akışı |
boil n.
|
|
330 |
Engineering |
istenmeyen ses frekanslarını azaltan cihaz |
cutoff n.
|
|
331 |
Engineering |
istenmeyen ekipman frekansları ile ilgili |
parasitic adj.
|
|
332 |
Engineering |
(devre elemanı frekansı) istenmeyen |
parasitic adj.
|
|
333 |
Engineering |
istenmeyen eleman frekansları ile ilgili |
parasitical adj.
|
|
334 |
Engineering |
(devre elemanı frekansı) istenmeyen |
parasitical adj.
|
|
Slang |
|
335 |
Slang |
istenmeyen durum |
cluster fuck n.
|
|
336 |
Slang |
istenmeyen fikir |
twopenceworth [brit] n.
|
|
337 |
Slang |
istenmeyen yer |
armpit n.
|
|
338 |
Slang |
hayatında olması istenmeyen kişilerin hayali listesi |
drop-dead list n.
|
|
339 |
Slang |
bir şeyin gözden çıkarılmış, istenmeyen yanı |
hind tit n.
|
|
340 |
Slang |
yaşlı ve istenmeyen |
dried-up adj.
|
|
British Slang |
|
341 |
British Slang |
istenmeyen adam |
bum n.
|
|