kalma - Turco Inglés Diccionario
Historia

kalma



Significados de "kalma" en diccionario inglés turco : 13 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
kalma stay n.
General
kalma staying n.
kalma flunk n.
kalma remaining from n.
kalma abode n.
kalma handed down from n.
kalma survival n.
kalma remaining n.
kalma tarry n.
kalma mansion [obsolete] n.
kalma dating from prep.
Phrases
kalma to go adv.
Law
kalma abode n.

Significados de "kalma" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
kalma süresi stay n.
maruz kalma exposure n.
hayatta kalma survival n.
geç kalma tardiness n.
General
toplam maruz kalma total human exposure n.
seyirci kalma hissizliği bystander apathy n.
serbest kalma release n.
cinsel birleşme olmadan hamile kalma adosculation n.
çıplak kalma denuding n.
bir süre için kalma sojourn n.
yolculuğu kesip bir yerde geçici olarak kalma stopover n.
geçici olarak kalma sojourn n.
çocukluktan kalma ana veya baba hayali imago n.
maruz kalma exposing n.
askıda kalma abeyancy n.
hayatta kalma değeri survival value n.
antik çağlardan kalma bir şey antiquity n.
babadan kalma miras patrimony n.
kalma (bir yerde) sojourn n.
merakta kalma anxious suspense n.
etki altında kalma prepossession n.
dipte kalma süresi dive time at current depth n.
cezasız kalma impunity n.
geç kalma lateness n.
geç kalma being late n.
serbest kalma disentanglement n.
açıkta kalma exposure n.
serbest kalma disengagement n.
geçici süreyle kalma sojourn n.
rüzgara maruz kalma wind exposure n.
miras kalma descent n.
beyhude/sonuçsuz kalma end in smoke n.
baskı altında kalma smother n.
hayatta kalma surviving n.
berabere kalma draw n.
geç kalma delay n.
sınıfta kalma plow n.
cezasız kalma hali impunity n.
dul kalma widowing n.
ikinci tapınak döneminden kalma eski ibranilerin yüksek mahkemesi sanhedrin n.
çığ altında kalma durumunda kayakçının yerini tespite yarayan sinyaller gönderen radyo vericisi avalanche transceiver n.
asgari kalma süresi minimum stay n.
havada asılı kalma poise n.
geri kalma postponement n.
babadan kalma meslek predecessor job n.
geri kalma being late n.
berabere kalma deuce n.
doğum sonrası yatakta kalma süresi confinement n.
ağzı açık kalma gape n.
çekimser kalma abstention n.
aileden kalma değerli şey heirloom n.
geri kalma (saat için) slowness n.
donup kalma consternation n.
sağ kalma survival n.
bir önceki dönemden kalma holdover n.
yüzeyde kalma superficiality n.
sonuçsuz kalma end in smoke n.
kalma durumu locative case n.
hayatta kalma ve faaliyete devam etme kabiliyeti ability to survive and operate n.
gölgede kalma bathos n.
seyirci kalma etkisi bystander effect n.
uyanık kalma vigil n.
ikinci tapınak döneminden kalma eski ibranilerin yüksek mahkemesi sanhedrim n.
serbest kalma liberation n.
ilk çağlardan kalma antique n.
merakta kalma suspense n.
artropin etkisinde kalma atropinising n.
artropin etkisinde kalma atropinism n.
bağlı kalma (eve/yatağa) confinement n.
sağ kalma survivorship n.
babadan kalma heirloom n.
yatıya kalma sleepover n.
üç şey arasında çelişkide kalma trilemma n.
çekimser kalma nonvoting n.
maruz kalma (olumsuz bir olaya) incurring n.
ağzı açık kalma hiation n.
hayattan mahrum kalma disanimation n.
kilitli kalma being locked n.
güneşe maruz kalma sun exposure n.
limanda kalma süresi actual port time n.
eski zamandan kalma yapıtlar antiquities n.
gebe kalma conception n.
hayatta kalma becerisi survival skill n.
geri kalma delay n.
-e bağlı kalma adhesion to n.
-den kalma holdover n.
bir gece kalma overnight stay n.
gizli kalma latency n.
-e sadık kalma adhesion to n.
askıda kalma suspense n.
akşamdan kalma hangover n.
askıda kalma pendency n.
hayatta kalma mücadelesi the struggle to survive n.
yazdan kalma bir gün reminiscent of a summer day n.
hayatta kalma mücadelesi the struggle for survival n.
kalma süresi persistency n.
hayatta kalma içgüdüsü instinct to survive n.
geç kalma duygusu feeling of being late n.
çağın gerisinde kalma fossilisation n.
çağın gerisinde kalma fossilization n.
bağlantıda kalma staying in touch n.
bekar kalma korkusu fear of being single n.
oksijensiz kalma asphyxiation n.
(ödeme vb) kalma arrearage n.
çıplak kalma denudation n.
sınıfta kalma plough n.
sosyal yapıdan uzaklaşma/sosyal ilişkiden yoksun kalma/bırakılma desocialization n.
evde kalma spinsterhood n.
kokunun yüzeyde kalma süresi substantivity n.
kalma süresi/gücü substantivity n.
hayatta kalma içgüdüsü survival instinct n.
nefes nefese kalma breathiness n.
yoğun oranda ekrana maruz kalma heavy screen time n.
hayatta kalma meselesi matter of survival n.
bir yerde geçici bir süre kalma tarry n.
bağlı kalma adhesion n.
geride kalma recadency n.
maruz kalma receving end n.
maruz kalma durumu receving end n.
merkezde kalma centrality n.
yeniden maruz kalma re-exposure n.
hayatta kalma uzmanı survival expert n.
bir olay karşısında birlikte sessiz kalma conspiracy of silence n.
bakımsız kalma neglectedness n.
mahsur kalma enclavement n.
yarım kalma unfinishing n.
geri kalma lapse n.
dengede kalma equipendency n.
ayakkabısız kalma excalceation n.
aslına sadık kalma literality n.
aslına sadık kalma literality n.
yazının aslına sadık kalma literalization n.
yazının aslına sadık kalma literalisation n.
yazının aslına sadık kalma literalness n.
nefes nefese kalma windiness n.
geçmişten kalma şey hangover n.
orta çağ'dan kalma inanç, adet veya üslup medievalism n.
buckinghamshire'ın mentmore köyünde yer alan 19. yüzyıldan kalma bir ingiliz malikanesi mentmore n.
kayalıklara oyulmuş tarihöncesinden kalma çok sayıda evin bulunduğu, güneybatı kolorado'da yer alan bir ulusal park mesa verde national park n.
şiddetli egzersiz sonucu nefes nefese kalma breathing n.
asılı kalma hing [dialect] n.
cimnastikte alet üzerinde asılı kalma hing [dialect] n.
kira süresinin bitiminden sonra kalma holdover n.
mahrum kalma miss n.
bağlı kalma adherence n.
kışın barınakta kalma hyemation n.
nefes nefese kalma gaspiness n.
iftiraya maruz kalma obloquy n.
standartlara sıkı sıkıya bağlı kalma rigor n.
bir yönteme sıkı sıkıya bağlı kalma rigor n.
standartlara sıkı sıkıya bağlı kalma rigour n.
bir yönteme sıkı sıkıya bağlı kalma rigour n.
kira süresinin bitiminden sonra kalma holdover n.
su altında kalma demersion n.
ağzı hayretle açık kalma openmouthedness n.
yerel yönetimin dışında kalma opt-out n.
yerel yönetimin dışında kalma opt-out n.
bir gece kalma overnight n.
çok kalma overstay n.
uzun süreli kalma overstay n.
maruziyet (doğrusu: maruz kalma) exposition n.
asılı kalma hang n.
geç kalma impunctuality n.
eskiden kalma kayıt oldie n.
eskiden kalma plak oldie n.
amaca sıkı sıkıya bağlı kalma özelliği commitedness n.
bir yerde kalma commoration n.
işsiz kalma disemployment n.
imtiyazdan mahrum kalma disenfranchisement n.
imtiyazdan mahrum kalma disenfranchisement n.
şef ve tebaasının kiracıların evinde kalma hakkı coshery [ireland] n.
kefaletle serbest kalma cow bail n.
aç kalma famishment n.
babadan/dededen kalma şey legacy n.
belirli bir durumda kalma continuance n.
otelde kalmak yerine web sitesi üzerinden anlaşarak başkalarının evinde kalma couchsurfing n.
sular altında kalma ingulfment n.
yabancı ülkede kalma peregrination [obsolete] n.
bir yerde geçici kalma peregrination [obsolete] n.
yabancı yerde kısa süreliğine kalma peregrinity [obsolete] n.
hapis kalma prison n.
anda kalma presence n.
hayatta kalma içgüdüsü self-preservation n.
sessiz kalma silentness n.
basınca maruz kalma pressurization n.
basınca maruz kalma pressurisation n.
geçmişte kalma preteriteness n.
eskide kalma preteriteness n.
geçmişte kalma preteritness n.
çekinik kalma skulk [rare] n.
hamile kalma conceiving n.
(yaşam süresi hususunda belirleyici faktör olarak kabul edilen) hayatta kalma kuvveti stamen [obsolete] n.
bir yerde kalma stand n.
kıtlıkta kalma starving n.
yerinde kalma stillstand n.
yolda kalma strandedness n.
hava muhalefeti nedeniyle mahsur kalma stress of weather n.
su altında kalma submergement n.
hayatta kalma survivance n.
hayatta kalma survivency n.
(soğuk vb.) maruz kalma exposure n.
dersten kalma fail n.
iki kişinin arasında kalma confidence n.
eskiden kalma passed down adj.
bahardan kalma vernal adj.
eskiden kalma pristine adj.
eski zamandan kalma ancient adj.
eskiden kalma handed down adj.
atalardan kalma ancestral adj.
kıştan kalma wintry adj.
babadan kalma paternal adj.
eskiden kalma ancient adj.
çok eski bir zamandan kalma ancient adj.
akşamdan kalma having a hangover adj.
nuh nebi`den kalma very old adj.
babadan kalma inherited from one's father adj.
babadan kalma patrimonial adj.
eskiden kalma of old adj.
eskiden kalma old adj.
eskiden kalma time honored adj.
eski çağlardan kalma geratic adj.
akşamdan kalma hungover adj.
atadan kalma ancestral adj.
nuh nebi`den kalma old-fashioned adj.
eskiden kalma time-honored adj.
eskiden kalma time-honoured adj.
yazdan kalma summery adj.
eskiden kalma old-fashioned adj.
eskiden kalma tralatitious adj.
atalardan kalma hereditary adj.
(posta pulu) 19. yüzyıldan kalma classic adj.
geç kalma impunctual adj.
eskiden kalma old-fashioned adj.
konuyu eski çağdan kalma veya egzotik kostümle tasvir eden costume adj.
atadan kalma bir şekilde ancestrally adv.
eskiden kalma bir şekilde pristinely adv.
ile karşı karşıya kalma subject to prep.
volkanik kayaçların geç paleozoik veya mezozoik dönemden kalma oldukları ifade eden bir ön ek mes- pref.
volkanik kayaçların geç paleozoik veya mezozoik dönemden kalma oldukları ifade eden bir ön ek meso- pref.
birinden kalma anlamı veren son ek -clinal suf.
birinden kalma özelliklere sahip anlamı veren son ek -clinal suf.
birinden kalma anlamı veren son ek -clinous suf.
birinden kalma özelliklere sahip anlamı veren son ek -clinous suf.
birinden kalma anlamı veren son ek -clinic suf.
birinden kalma özelliklere sahip anlamı veren son ek -clinic suf.
Phrases
geriye kalma to go adv.
daha yapılacak olan kalma to go adv.
1990 yılından kalma it dates from 1990 expr.
1550 yılından kalma it dates from 1550 expr.
Colloquial
çözümsüz kalma durumu stand-off n.
çözümsüz kalma durumu standoff n.
evlenmeden hamile kalma trouble n.
akşamdan kalma (a little/bit) rough around the edges n.
evde kalma korkusu fear of being a spinster n.
kararsız kalma shilly-shallying n.
parasız kalma spring broke n.
kayıtsız kalma freeze n.
akşamdan kalma bighead n.
havada kalma süresi hang time n.
gece yatıya kalma overnighter n.
gece bir yerde kalma overnighter n.
hayatta kalma şansı kalmamak have had it v.
donup kalma cold adj.
akşamdan kalma to up (from the flo up) expr.
Idioms
tereddütte kalma a second thought n.
ikilemde kalma a second thought n.
suskun kalma kararı conspiracy of silence n.
suskun kalma kararı a conspiracy of silence n.
kararsız kalma a second thought n.
iki arada bir derede kalma a second thought n.
meteliksiz kalma beggar's bush n.
neresinden tutsan elinde kalma more holes than Swiss cheese [us] n.
iki arada bir derede kalma double bind n.
müdahalede geç kalma late off the mark n.
eskiden kalma terim inkhorn term n.
eskiden kalma kimse/şey museum piece n.
ramak kalma a close shave/call n.
akşamdan kalma veya hasta olmaktan dolayı başı ağrıma/sersem gibi olma a thick head n.
hafif güneşe maruz kalma a touch of the sun n.
beklemede kalma a waiting game n.
beklemede kalma the waiting game n.
oyun dışı kalma/bırakılma an early bath n.
oyun dışı kalma/bırakılma an early bath n.
seyirci kalma psikolojisi bystander apathy n.
bir suça seyirci/tepkisiz kalma psikolojisi bystander apathy n.
sessiz kalma wall of silence n.
akşamdan kalma olmak feel as if a cat has kittened in (one's) mouth v.
hayatta kalma mücadelesi vermek be fighting for one's life v.
nuh nebiden kalma olmak be out of date v.
eskiden kalma kötü bir sırrı/sırları olmak have a skeleton in one's cupboard [uk] v.
eskiden kalma kötü bir sırrı/sırları olmak have a skeleton in the cupboard [uk] v.
eskiden kalma kötü bir sırrı/sırları olmak have skeletons in one's cupboard [uk] v.
eskiden kalma kötü bir sırrı/sırları olmak have skeletons in the cupboard [uk] v.
akşamdan kalma veya hasta olmaktan dolayı başı ağrımak/sersem gibi olmak have a thick head [uk] v.
nuh nebiden kalma olmak be (as) old as the hills v.
nuh nebiden kalma olmak be as old as methuselah v.
hayatta kalma mücadelesi vermek be fighting for one's life v.
nuh nebiden kalma noachian adj.
nuh zamanından kalma noachian adj.
nuh nebiden kalma noachic adj.
nuh zamanından kalma noachic adj.
akşamdan kalma fishy about the gills adj.
nuh nebiden kalma old as adam adj.
nuh nebiden kalma antediluvian adj.
nuh nebiden kalma old as methuselah adj.
akşamdan kalma (a little/bit) rough around the edge adj.
iki arada bir derede kalma caught between the devil and the deep blue sea adv.
yazı turaya kalma on a toss of a coin expr.
nuh nebiden kalma as old as adam expr.
nuh nebiden kalma as old as the hills expr.
nuh nebiden kalma as old as methuselah expr.
geç kalma watch the time expr.
akşamdan kalma under the weather expr.
tek bir şeye bağlı kalma keep your options open expr.
tek bir şeye bağlı kalma leave your options open expr.
Speaking
bir daha geç kalma don't be late again n.
çok kalma don't stay away so long expr.
derse geç kalma don't be late for class expr.
çok kalma don't be gone too long expr.
geç kalma don't be late expr.
okula geç kalma don't be late for school expr.
nuh nebi'den kalma before the flood expr.
sessiz kalma hakkına sahipsiniz, söyleyeceğiniz her şey mahkemede aleyhinizde delil olarak kullanılabilir you have the right to remain silent, anything you say can and will be used against you in a court of law expr.
sessiz kalma hakkına sahipsin, söyleyeceğin her şey mahkemede aleyhinde delil olarak kullanılabilir you have the right to remain silent, anything you say can and will be used against you in a court of law expr.
Trade/Economic
işe geç kalma tarditation n.
7. yüzyıldan kalma anglo-sakson ingiltere'de basılmış bir altın sikke thrymsa n.
destekten yoksun kalma tazminatı compensation for loss of support n.
dul kalma yardımı widow’s or widower’s benefit n.
geri kalma lag n.
geri kalma time-lag n.
geri kalma lagging n.
hayatta kalma asgari harcama sepeti survival minimum expenditure basket n.
hayatta kalma tekniği survival technique n.
hayatta kalma survival n.
işe geç kalma tardiness n.
işte kalma süresi tenure of office n.
ilgisiz kalma disregarding n.
işyerindeki gürültüye maruz kalma ile ilgili risklerden etkilenen işçilerin korunması protection of workers from the risk related to exposure to noise at work n.
kullanımda kalma oranı vehicle survival rate n.
kurumun uzun dönem hayatta kalma yetisi solvency n.
mesleki maruz kalma limiti occupational exposure limit n.
riske maruz kalma risk exposure n.
stokta ortalama kalma süresi average number of days inventory on hand n.
Law
adli kontrol kararı/şartı ile serbest kalma release on bail n.
bakaya kalma draft evasion n.
bakaya kalma evasion of enlistment n.
çekimser kalma abstention n.
evlilik öncesi hamile kalma antenuptial pregnancy n.
gebe kalma süresi period of conception n.
evlilik öncesi hamile kalma antenuptial conception n.
kardan yoksun kalma zararı disappearance of profits n.
kardan yoksun kalma zararı gain lost n.
kardan yoksun kalma zararı cessation of profits n.
miras kalma descent n.
sahipsiz kalma abeyance n.
sessiz kalma acquiescence n.
zorda kalma state of necessity n.
vesayeti gerekçelendirecek derecede zihinsel zayıflık veya etki altında kalma facility [scotland] n.
kolluk kuvvetlerinin gözaltına alınan kimseyi sessiz kalma ve avukat tutma hakkına sahip olduğu konusunda uyarmasını zorunlu kılan hüküm miranda rule [us] n.
miras kalma descender [obsolete] n.
(mülkün) belirli mirasçılara kalma şartını kaldırma disentail n.
etki altında kalma prevention [obsolete] n.
(mülkün) belirli mirasçılara kalma şartını kaldırmak disentail v.
kendi aleyhine tanıklık etmesini önlemek için tutukluya tanınan avukat tutma ve sessiz kalma haklarına ait veya ilişkin miranda adj.
Politics
çekimser kalma abstention from voting n.
kotta kalma harcı annual listing fee n.
sivil ölüm (medeni haklardan yoksun kalma) civil death n.
rastlantısal maruz kalma accidental exposure n.
sessiz kalma hakkı code of silence n.
vize tarihinden fazla kalma visa overstaying n.
tarafsız kalma siyaseti indifferentism n.
Insurance
dul kalma yardımı widow's benefit n.
Tourism
(seyahat esnasında) pansiyonda kalma hostelling n.
genç otellerinde kalma hostelling n.
Technical
aleve doğrudan maruz kalma direct impingement of flame n.
bütün vücut titreşimine maruz kalma exposure to whole-body vibration n.
bozuk kalma süresi down time n.
boşta kalma zamanı idle time n.
dış darbeye maruz kalma sonrası vana bütünlüğünün kontrolu deneyi test method for the integrity of a valve after an external blow n.
devre dışı kalma shut down n.
gizli kalma periodu latent period n.
geri kalma lagging n.
güneş ışınlamasına maruz kalma exposure to solar radiation n.
güneş ışınlarına maruz kalma solar exposure n.
gürültüye maruz kalma süresi duration of noise exposure n.
hizmet dışı kalma outage n.
izin verilebilir günlük maruz kalma permissible daily exposure n.
maruz kalma verilerinin sunumu presentation of exposure data n.
maruz kalma süresi exposure time n.
maruz kalma exposure n.
motorun devrede kalma süresi motor run time n.
susuz kalma dehydration n.
su altında kalma submerse n.
su altında kalma submergence n.
su altında kalma submersion n.
su altında kalma inundation n.
takılı kalma hang-up n.
yarım kalma süresi half-residence time n.
zin verilebilir maruz kalma limitleri permissible exposure limits n.
zaman dışı kalma timeout n.
asitle işleme plakasının asite maruz kalma süresi bite n.
ısıya veya yanan bir maddeye maruz kalma burning n.
günlük gürültü maruz kalma düzeyi daily noise exposure level n.
müsaade edilen maruz kalma sınırları permissible exposure limits n.
(kesona girmeden önce) hava hücresinde basınçlı havaya maruz kalma compression n.
Computer
bağlı kalma süresi connected time n.
boşta kalma zamanı idle time n.
boş kalma süresi idle time n.
boşta kalma zamanaşımı idle timeout n.
boşta kalma süresi idle time n.
boşta kalma ayarları idle settings n.
hizmet dışı kalma outage n.
kalma yeri place staying n.
takılı kalma hang up n.
zaman dışı kalma timeout n.
reklamlara maruz kalma karşılığında verilen ücretsiz elektronik posta gönderim hizmeti freemail n.
Informatics
bozuk kalma süresi down time n.
bozuk kalma süresi down-time n.
Telecom
elektronik etkiye maruz kalma electronic exposure n.
kısa dönemli maruz kalma short-term exposure n.
sürekli maruz kalma continuous exposure n.
geride kalma fallback n.
Architecture
oxfordshire'ın lechlade kasabası yakınında bulunan tudor döneminden kalma bir malikane kelmscott manor n.
londra'nın hampstead heath kısmında yer alan 17. yüzyıldan kalma bir malikane kenwood house n.
hertfordshire'ın knebworth köyünde tudor döneminden kalma bir malikane knebworth house n.
(kamboçya'da) khmer imparatorluğu'ndan kalma hindu ve budist tapınaklarının önündeki giriş binası gopura n.
(kamboçya'da) khmer imparatorluğu'ndan kalma hindu ve budist tapınaklarının önündeki giriş binası gopuram n.
Automotive
atıl kalma süresi downtime n.
arıza durumunda sessiz kalma fail-silent n.
izin verilen maruz kalma sınırı permission exposure limit n.
pasa maruz kalma attacking n.
supap açık kalma süresi valve duration n.
supapların açık kalma süresi duration n.
supabın açık kalma süresi valve duration n.
yüksek devrede kalma oranı high duty ratio n.
Aeronautic
havada kalma süresi endurance n.
kapalı kalma zamanı dwell time n.
kalma zamanı dwell time n.
uçağın üs içinde kalma süresi on-station time n.
süzülme hattının altında kalma undershooting n.
Marine
geri kalma lag n.
hayatta kalma oranı survival rate n.
rüzgara maruz kalma windage n.
Medical
(ameliyat öncesi, esnası veya sonrasında) masada kalma catastrophe n.
asgari maruz kalma süresi minimum exposure time n.
allojenik kana maruz kalma exposure to allogenic blood n.
doğum sonrası yatakta kalma süresi confinement n.
en kısa maruz kalma süresi minimum exposure time n.
gece kuru kalma (yatağı ıslatmama) nocturnal dryness n.
gebe kalma conception n.
göçük altında kalma süresi time spent under the rubble n.
hem annenin hem de bebeğin hayatta kalma şansı chance of survival of both mother and baby n.
hayatta kalma survivability n.
hayatta kalma eğrisi survival curve n.
hastanede kalma süresi length of hospital stay n.
kısa süreli maruz kalma düzeyi short-term exposure level n.
kilitli kalma süresi lock-out time n.
maruz kalma süresi exposure time n.
maruz kalma olayı exposure event n.
minimum maruz kalma süresi minimum exposure time n.
mevcut bir hamilelik esnasında ikinci yavruya hamile kalma superfecundation n.
oksijensiz kalma asphyxiation n.
radyasyona maruz kalma radiation exposure n.
salgın hastalık veya zehirli bir maddeye maruz kalma gibi genel halk sağlığı konularında sorunun çıkış noktasını bulma çalışmaları traceback n.
soğuğa maruz kalma exposure to cold n.
talka maruz kalma talc exposure n.
yoğun bakımda kalma süresi duration of stay in the intensive care unit n.
yoğun bakımda kalma süresi length of intensive care unit n.
cinsel birliktelikten sonra gebe kalma riskini azaltmak için alınan önlemlere verilen ad emergency contraception n.
güneşe maruz kalma heliosis n.
enfeksiyöz etkene maruz kalma olasılığı risk of exposure n.
maruz kalma araştırması exposure investigation n.
maruziyet (doğrusu: maruz kalma) exposure n.
(tedavi amaçlı) güneş ışığına maruz kalma insolation n.
Psychology
aşırı bir şekilde yalnız kalma arzusu agromania n.
akran zorbalığına maruz kalma peer victimization n.
akran zorbalığına maruz kalma peer victimisation n.
bekar kalma korkusu anuptaphobia n.
bir başına kalma korkusu isolophobia n.
bir başına kalma korkusu autophobia n.
donup kalma freezing n.
enkaz altında kalma korkusu fear of ruin n.
enkaz altında kalma korkusu atephobia n.
evde tek başına kalma korkusu eicophobia n.
evde tek başına kalma korkusu domatophobia n.
evde tek başına kalma korkusu oikophobia n.
göçük altında kalma korkusu fear of ruin n.
göçük altında kalma korkusu atephobia n.
hayatta kalma sendromu survivor guilt n.
hayatta kalma sendromuw survivor's guilt n.
hayatta kalma sendromuw survivor's syndrome n.
hayatta kalma suçluluğu survival guilt n.
hayatta kalma sendromu survivor syndrome n.
hayatta kalma suçluluğu survivor guilt n.
hayatta kalma suçluluğu survivor's guilt n.
hamile kalma endişesi pregnancy scare n.
halsiz kalma korkusu asthenophobia n.
kambur kalma korkusu kyphophobia n.
kel kalma korkusu phalacrophobia n.
mikroplara maruz kalma korkusuna sahip kimse germophobic n.