seçim - Turco Inglés Diccionario
Historia

seçim



Significados de "seçim" en diccionario inglés turco : 17 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
seçim election n.
seçim selection n.
General
seçim poll n.
seçim dilection n.
seçim choosing n.
seçim polling n.
seçim choice n.
seçim option n.
seçim choose [dialect] n.
seçim preferment [obsolete] n.
seçim elective adj.
Trade/Economic
seçim selection n.
Law
seçim election n.
Politics
seçim ballot n.
seçim election n.
seçim ballotation n.
Technical
seçim selection n.

Significados de "seçim" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Turco Inglés
General
seçim listesi writ of election n.
seçim kampanyası konusu election issue n.
seçim kampanyası election campaign n.
bir seçim bölgesindeki seçmenler constituency n.
seçim kampanyası vaadi campaign pledge n.
seçim propagandası electioneering n.
seçim savaşı election battle n.
seçim yeri poll n.
erken seçim early election n.
seçim kampanyası fonu campaign chest n.
seçim bölgesi precinct n.
seçim kampanyası fonu campaign fund n.
seçim sonucu vote n.
genel seçim general election n.
seçim kampanyası ortağı campaign partner n.
aday listesi (seçim için) slate n.
seçim çevresi constituency n.
rasyonel seçim teorisi rational choice theory n.
seçim kampanyası gezisi election campaign trail n.
seçim kampanyası yönetimi campaign management n.
seçim bölgesi constituency n.
seçim hilesi gerrymander n.
seçim kampanyası kasası election campaign coffer n.
seçim kampanyası yapma electioneering n.
seçim ve atama selection and appointment n.
memuriyet (seçim kazanılınca) spoil n.
aday listesinin elemeler sonucunda bir sonraki seçim adımı için kısaltılması shortlist n.
seçim kampanyası political campaign n.
seçim bölgesi halkı constituency n.
seçim kampanyası elective campaign n.
görüşme (milletvekilinin seçim bölgesinde kendi seçmenleriyle yaptığı) surgery n.
seçim kampanyası electoral campaign n.
ara seçim bye election n.
seçim kampanyası kasası campaign coffer n.
seçim yeri polls n.
seçim sandığı ballot box n.
seçim kampanyası planı election campaign plan n.
seçim kampanyası planı campaign plan n.
seçim bölgesi polling district n.
seçim kampanyası hustings n.
ana seçim primary election n.
seçim kampanyası vaadi election campaign promise n.
seçim kampanyası canvass n.
seçim sonucu return n.
seçim sistemi electoral system n.
seçim hukuku election law n.
seçim bölgesi district n.
sosyal seçim social choice n.
insanların seçim yapma ve bu seçimleri yaşam içerisinde uygulama kapasitesi human agency n.
seçim kampanyası gezisi campaign trail n.
rasyonel seçim kuramı rational choice theory n.
laporte seçim kuralı laporte selection rule n.
seçim kampanyası electorial campaign n.
seçim kampanyası vaadi campaign promise n.
seçim dönemi electoral period n.
rasgele seçim random selection n.
seçim bürosu polls n.
çok çekişmeli seçim closely contested election n.
kesin olmayan seçim sonuçları incomplete election results n.
kesin olmayan seçim sonuçları early election results n.
resmi olmayan seçim sonuçları unofficial election results n.
seçim niteliğinde olmayan nonelection n.
seçim sonucunu önceden hesaplayan kimse pollster n.
seçim yasası elections law n.
seçim senin the choice is yours n.
zorunlu seçim forced choice n.
e-seçim e-voting n.
ara seçim by-election n.
kısmi seçim by-election n.
seçim memur returning-officer n.
seçim turu qualifying round n.
seçim hakkı right of election n.
bilinçli seçim informed choice n.
özgür iradeyle yapılan seçim free will n.
seçim otobüsü election bus n.
gizli seçim secret election n.
doğru bir seçim a correct choice n.
seçim gezisine çıkan politikacı barnstormer n.
sonraki seçim next choice n.
doğru seçim right choice n.
seçim tekrarı revote n.
çoklu seçim multiple choice n.
zayıf seçim poor selection n.
(seçim sonrası verilen) mazbata certificate of election n.
seçim zamanı election time n.
akıllıca bir seçim a wise choice n.
bariz seçim obvious pick n.
bir veya daha fazla kişiye seçim yapma hakkı verilmesi compromission n.
makul seçim reasonable choice n.
seçim, maç veya yarışma sonucunu tahmin çalışması yapan kişi dopester n.
adayın seçim kampanyası candidature n.
başarılı olması çok muhtemel seçim natural n.
iki eylem arasında seçim yapma gücü alternativity n.
seçmeli yaklaşıma göre seçim yapan kimse eclecticist n.
seçmeli yaklaşıma göre seçim yapan kimse eclectic n.
iki seçenek arasındaki zorunlu seçim either-or n.
seçim yetkisi olan kimse electant n.
arasından seçim yapılamayacak kadar bolluk embarras de richesses n.
ulusal seçim national election n.
(abd'nin new england bölgesinde) seçim kurulu board of selectmen n.
ahlaka uygun seçim high road n.
kötü seçim mischoice n.
kasıtlı seçim desire n.
seçim yapılmayan yıl off year n.
(ingiliz sağlık ve sigorta planlarına göre hastaların seçim yaptığı) doktor listesi panel n.
ön seçim primary n.
seçim bölgesinden sorumlu polis precinct n.
(seçim bölgesi veya dini bölgede bulunan) polis karakolu precinct n.
(seçim bölgesi veya dini bölgede bulunan) polis karakolu precinct house n.
ön seçim preelection n.
ön seçim pre-election n.
seçim broşürü publicity pamphlet n.
seçim ile ilgili tanıtım kitapçığı publicity pamphlet n.
alternatifler arasından seçim yapma özgürlüğü free-will n.
seçim pusulasına yapıştırılan isim etiketi sticker n.
(seçim kampanyası) son aşama stretch n.
(britanya'da) seçim depozitosu deposit n.
seçim kazanmak vote out v.
seçim propagandası yapmak electioneer v.
ilan etmek (toplantı/seçim/grev vb'nin yapılacağını) call v.
bir siyasi partinin çıkarlarına uygun düşecek şekilde ayarlamak (seçim bölgesini) gerrymander v.
kaybettirmek (seçim, sınav) spin v.
seçim propagandası yapmak stump v.
seçim dışı bırakmak discard v.
seçim propagandası yapmak take the stump v.
seçim propagandası yapmak go on the stump v.
seçim için aday önermek put up v.
seçim kazanmak carry an election v.
seçim barajını geçmek pass the election threshold v.
seçim yapmak make a choice v.
bir seçim yapmak make a choice v.
seçim yapmak make a selection v.
seçim gezisine çıkmak go on an election tour v.
seçim turuna çıkmak go on an election tour v.
seçim yapmak/düzenlemek hold an election v.
erken seçim yapmak hold an early election v.
erken seçim yapmak hold a snap election v.
(seçim/seferberlik) çağrısında bulunmak call v.
(seçim/seferberlik) duyurusunda bulunmak call v.
seçim sonucuna itiraz etmek contest an election v.
seçim listesinde oynama yapmak scratch a ticket v.
seçim için oy istemek amacıyla ülkeyi dolaşmak whistlestop v.
kontrollü çiftleştirme ve seçim yoluyla yeni organizma suşları geliştirmek breed v.
yanlış seçim yapmak mischoose v.
şehir ve kasabaların ana caddelerinde halkla buluşarak seçim kampanyası yürütmek main-street [canada] v.
seçim kampanyasında bulunmak politic v.
seçim kampanyası yapmış electioneered adj.
seçim dışı bırakılmış excluded adj.
seçim propogandası yapmış electioneered adj.
bir aday veya partinin seçim kazanması için çalışmış electioneered adj.
seçim hakkı elinden alınmış captive adj.
seçim sonrası postelection adj.
seçim sonrası gelişen postelection adj.
seçim sonrası meydana gelen postelection adj.
seçim sonrası post-election adj.
seçim sonrası gelişen post-election adj.
seçim sonrası meydana gelen post-election adj.
seçim öncesi preelection adj.
seçim öncesi pre-election adj.
seçim öncesinde gelen pre-election adj.
seçim öncesinde meydana gelen preselection adj.
seçim yapanlara ait veya ilgili selectorial adj.
seçim yapabilir self-elective adj.
seçim yoluyla choicely adv.
seçim yoluyla selectedly adv.
seçim dışı bırakılmış excl (excluded) abrev.
birleşik krallık'ta yaygın kullanılan seçim tekniği pig (persuade identify gotv) abrev.
Phrasals
seçim propagandası yapmak stump it v.
iki zıt kişi veya şey arasında seçim yapmak judge between (someone or something and someone or something else) v.
(birine, bir şeye) karşı seçim kampanyası yapmak campaign against (someone or something) v.
(birine, bir şeye) karşı seçim kampanyası düzenlemek campaign against (someone or something) v.
aralarında bir seçim yapmak decide among some people v.
arasında bir seçim yapmak decide between two v.
(seçim yarışına) girmek run for something v.
seçenekler arasından bir seçim yapmaya çalışmak hover between (something) and (something else) v.
seçenekler arasından bir seçim yapmaya çalışmak hover between something (and something else) v.
(iki veya bir kaç şey/kişi) arasında seçim yapmak judge between (someone or something) (and someone or something else) v.
(iki veya bir kaç şey/kişi) arasında seçim yapmak judge between (someone or something and someone or something else) v.
birinin seçim kampanyasını desteklemek campaign for someone v.
birinin seçim kampanyasında çalışmak campaign for someone v.
(seçim sırasında) oy vermek vote in v.
birileri/bir şeyler arasından seçim yapmak choose among someone or something v.
arasından seçim yapmak choose among v.
(iki kişi veya şey) arasından seçim yapmak choose between (two people or things) v.
aralarında bir seçim yapmak decide among v.
(birilerinin/bir şeylerin) arasında seçim yapmak decide among (someone or something) v.
(üç veya daha fazla kişi/şey) arasından seçim yapmak/birine karar vermek decide among (someone or something) v.
(birileri) arasında seçim yapmak decide among (someone and someone else) v.
(üç veya daha fazla kişi) arasından seçim yapmak/birine karar vermek decide among (someone and someone else) v.
(iki kişi/şey) arasında bir seçim yapmak decide between (someone or something) v.
(biriyle başka biri) arasında bir seçim yapmak decide between (someone and someone else) v.
arasında seçim yapmak judge between v.
(bir şeyden) seçim yapmak select from (something) v.
Phrases
erken seçim election called earlier than expected n.
erken seçim election earlier than expected n.
Colloquial
iyi bir seçim good bet n.
ilk seçim top pick n.
sonuçları birbirine çok yakın yarış, yarışma ya da seçim close-run thing n.
tek alternatifli seçim hobson's choice n.
-in tercih/seçim hakkı dibs on n.
seçim gezisi roadshow n.
bir adayın destekçilerini oy kullanmaya ikna etmek için seçim günü kapı kapı dolaşmak knock up [uk] v.
tercih/seçim hakkı olmayan boxed in adj.
tercih/seçim hakkı kalmayan boxed in adj.
tercih/seçim hakkı olmayan/kalmayan in a box adj.
Idioms
kıl payı farkla sonuçlanan yarış/seçim close call n.
ucu ucuna farkla sonuçlanan yarış/seçim close call n.
az bir farkla sonuçlanan yarış/seçim close call n.
sonucu çok az farkla belli olan yarış/seçim close call n.
sonuçları birbirine çok yakın olan yarış/seçim close call n.
çekişmeli yarış/seçim close call n.
(daha) mantıklı bir seçim a better bet n.
(daha) iyi bir seçim a better bet n.
(daha) uygun bir seçim a better bet n.
(daha) mantıklı bir seçim better bet n.
(daha) iyi bir seçim better bet n.
(daha) uygun bir seçim better bet n.
(daha) mantıklı bir seçim a safer bet n.
(daha) iyi bir seçim a safer bet n.
(daha) uygun bir seçim a safer bet n.
(en) mantıklı bir seçim safest bet n.
(en) iyi bir seçim safest bet n.
(en) uygun bir seçim safest bet n.
(en) mantıklı bir seçim best bet n.
(en) iyi bir seçim best bet n.
(en) uygun bir seçim best bet n.
parti içi seçim caucus race n.
iyi ile kötü arasında bir seçim a choice between good and evil n.
kazananı baştan belli olan yarışma/seçim a one-horse race n.
muhalifler arası seçim mücadelesi a straight fight n.
bir seçim yapma noktası/anı a parting of the ways n.
bir seçim yapma noktası/anı the parting of the ways n.
oylarını birleştirmek için birlikte seçim kampanyası yapan siyasetçiler dream ticket n.
seçim zamanı ittifak yapan siyasetçiler dream ticket n.
seçim/karar (birinin) olmak be (someone's) call v.
birleşik olmayan oy pusulası ile seçim yapmak vote a straight ticket v.
birleşik oy pusulası ile seçim yapmak vote a split ticket v.
ek bir partinin adayları arasından seçim yapmak vote a straight ticket v.
iki seçim arasında kalmak be torn between two choices v.
tercih/seçim yapmadan önce beklemek keep one's options open v.
tercih/seçim yapmadan önce beklemek leave one's options open v.
(birkaç olasılık arasından) seçim yapmak take one's choice v.
dereyi görmeden paçaları sıvamak (özellikle seçim zamanı) measure for drapes v.
ortada fol yok yumurta yokken hazırlık/plan yapmak (özellikle seçim zamanı) measure for drapes v.
dereyi görmeden paçaları sıvamak (özellikle seçim zamanı) measure the drapes v.
ortada fol yok yumurta yokken hazırlık/plan yapmak (özellikle seçim zamanı) measure the drapes v.
kötü bir seçim olmak be in the worst possible taste v.
pek akıllıca olmayan bir seçim için söylenen şaka yollu uyarı be (someone's) funeral v.
seçim kampanyası düzenlemek take to the hustings v.
kürsüye çıkıp seçim konuşması yapmak take to the hustings v.
eski istatistiklere/deneyimlere bakarak seçim yapıp başarı şansını artırmaya çalışmak play the percentages v.
çok iyi bir seçim/tercih yapmak pick a winner v.
doğru seçim/tercih yapmak pick a winner v.
seçim anketi düzenlemek take a straw poll v.
seçim yapamamak be sitting on the fence v.
seçim yapmakta zorlanmak be spoilt for choice v.
seçim yapmakta zorlanmak be spoiled for choice v.
seçim kampanyası yapmak/yürütmek be on the hustings v.
seçim propagandası yapmak be on the hustings v.
seçim kürsüsünde olmak be on the hustings v.
seçim propagandası/kampanyası yapmak take to the stump [us] v.
seçim yapmakta zorlanan spoiled for choice [us] adj.
seçim yapmakta zorlanan spoilt for choice [uk] adj.
yanlış bir seçim yapmış olmazsın you can't go wrong expr.
seçim gezisinde on the stump expr.
seçim turunda on the stump expr.
(sonucunu) tahmin etmesi zor (sınav/seçim) too close to call expr.
seçim kampanyasında on the hustings expr.
seçim kürsüsünde on the hustings expr.
seçim konuşmasında on the hustings expr.
Speaking
bir seçim yaptım I made a choice expr.
seçim senin it's your choice expr.
seçim senin your choice expr.
seçim senin it is your call expr.
seçim senin it's your call expr.
Trade/Economic
belirli bir seçim bölgesinin milletvekili sitting member n.
belirli bütçe kapsamında seçim selection under a fix budget n.
çoğunlukla seçim majority voting n.
emtia seçim endeksi commodity selection index n.
ilk seçim first choice n.
iki turlu seçim runoff voting n.
ilk seçim primer election n.
iki turlu seçim runoff election n.
iki turlu seçim run off election n.
kaliteye dayalı seçim quality-based selection n.
kalite ve maliyete dayalı seçim quality-and-cost-based selection n.
medya kanalıyla yapılan seçim kampanyası wholesale politics n.
nitelikli seçim cherry-picking n.
seçim sistemi majority voting sytcm n.
seçim serbestisi freedom of choice n.
seçim politikası electoral politics n.
teşebbüs ve seçim özgürlüğü freedom of enterprise and choice n.
ters seçim adverse selection n.
tüketici seçim teorisi theory of consumer choice n.
tesadüfi seçim random selection n.
ters seçim adverse selection n.
zamanlararası seçim intertemporal choice n.
(yatırımcıya) ikinci kez seçim şansı veren opsiyon second chance option n.
seçim yapmak make a choice v.
açıkça bir şeye katılmayı veya izin vermeyi tercih ederek yapılan (seçim) opt in adj.
açıkça bir şeye katılmamayı veya bir şeyi yasaklamayı tercih ederek yapılan (seçim) opt out adj.
açıkça bir şeye katılmamayı veya bir şeyi yasaklamayı tercih ederek yapılan (seçim) opt-out adj.
Law
itiraz edilmiş seçim contested election n.
seçim yasası election law n.
seçim sandığı ballot box n.
seçim yoluyla vasi atama guardian by election n.
seçim kanunu election/electoral law n.
seçim yasası electoral law n.
seçim kampanyası canvass n.
seçim hukuku election law n.
seçim sistemi electoral system n.
seçim çevresi constituency n.
seçim hakkı right of option n.
(seçim düzenlemeleri için getirilen) ön mahkeme onayı preclearance [us] n.
Politics
ara seçim mid-term elections n.
(kanada) seçim gününden önce yapılan oylama advance poll n.
seçim veya genel toplantı öncesi siyasi parti üyelerinin gizli toplantı yapması caucussing n.
seçim bölgelerini tekrar saptama redistricting n.
ara seçim by election n.
adil seçim fair election n.
ara seçim by-election n.
ara seçim midterm elections [us] n.
anında seçim anketi exit poll n.
ara seçim by-elections n.
ara seçim special election n.
ara seçim bye election n.
bölgesel seçim regional election n.
birinci bölge (seçim) first region n.
çekişmeli seçim bölgesi swing state n.
çok az sayıda bir seçmen grubunun yaşadığı seçim bölgesi pocket borough n.
denetimli seçim bölgesi pocket borough n.
dar bölge seçim sistemi single-member district system n.
dar bölge seçim sistemi single-member district n.
develt memurlarının rastgele örnekleme yöntemi ile seçildiği seçim sistemi allotment n.
çürük seçim bölgesi rotten borough n.
develt memurlarının rastgele örnekleme yöntemi ile seçildiği seçim sistemi sortition n.
dürüst seçim fair election n.
dolaylı seçim indirect election n.
dönem ortası seçim midterm elections [us] n.
doğrudan seçim direct election n.
düzenli aralıklarla yapılan seçim regular election n.
erken seçim immediate election n.
erken seçim snap election n.
ezici seçim zaferi landslide n.
federal seçim kampanyası yasası federal election campaign act n.
genel seçim hakkı general suffrage n.
genel seçim popular election n.
genel seçim hakkı common suffrage n.
genel seçim general election n.
genel seçim hakkı universal suffrage n.
genel seçim hakkı universal franchise n.
genel seçim general elections n.
herhangi bir seçmenin ön seçim sandığına giderek istediği aday adayına oy verebildiği önseçim open primary n.
hileli seçim rigged poll n.
hile karışmış seçim rigged poll n.
iki turlu seçim indirect election n.
ilçe seçim kurulu district election board n.
il seçim kurulları provincial electoral boards n.
kantonal seçim cantonal election n.
kıran kırana mücadelenin yaşandığı seçim bölgesi swing state n.
kısmi seçim special election n.
liste usulüyle seçim list system n.
mahalli seçim local election n.
milletvekilinin seçim bölgesine sağladığı ödenek pork-barrel n.
milletvekillerinin seçim bölgelerine sağladığı ödenek pork barrel n.
milli seçim national election n.
nihai seçim final selection n.
nisbi temsil ile seçim proportion election n.
nisbi temsil yöntemiyle seçim proportion election n.
özel seçim special election n.
ön seçim presidential primary n.
ön seçim primary election n.
parlamenter seçim parliamentary election n.
seçim sonuçları results of election n.
seçim sandığına gelemeyen bir kimsenin oyunu posta ile kullanması absentee voting n.
seçim yasakları electoral prohibitions n.
seçim bildirisi election bulletin n.
seçim muhiti electoral district n.
seçim vaazı election sermon n.
seçim politikası electioneering n.
seçim kampanyası electioneering n.
seçim propagandası election advertising n.
seçim reklamı election advertising n.
seçim konuşması stump speech n.
seçim bölgesi electorate n.
seçim kampanyası election campaign n.
seçim anketi election survey n.
seçim anketi election poll n.
seçim bölgesinden bir milletvekili seçilmesi sistemi single member district n.
seçim gözlem misyonu election observation mission n.
seçim yeterliği electoral capacity n.
seçim sistemi electoral system n.
seçim süreci electoral process n.
seçim telaşı election excitement n.
seçim tarihi date of election n.
seçim günü election day n.
seçim komisyonu electoral commission n.
seçim sloganı electoral slogan n.
seçim kampanyası political marketing n.
seçim yasağı election silence n.
seçim sonuçları election results n.
seçim ittifakı electoral alliance n.
seçim kontrolü scrutiny n.
seçim turnesi stump n.
seçim otobüsü campaign bus n.
seçim güvenliği election safety n.
seçim memuru returning officer n.
seçim ehliyeti electoral capacity n.
seçim kampanyası çalışması campaign swing n.
seçim yasakları election silence n.
seçim yasakları pre-election restrictions n.
seçim vaadi election promise n.
seçim vaadi election pledge n.
seçim vaadi electoral pledge n.
seçim vaadi electoral promise n.
seçim beyannamesi election manifesto n.
seçim yarışı election race n.
seçim dönemi electoral period n.
seçim kapsamı scope of election n.
seçim heyecanı election excitement n.
seçim mühendisliği electoral engineering n.
seçim bilimi psephology n.
seçim sonrası yapılan konuşma speech of acceptance n.
seçim ve siyasi yatırım amacıyla belli bir bölgede kamu işlerinde kullanılmak üzere devlet hazinesinden yardım pork-barrel n.
seçim kampanyası fonları campaign funds n.
seçim komisyonu election commission n.
seçim kampanyası konuşması election campaign speech n.
seçim yasakları pre-election restrictions n.
seçim yolsuzluğu electoral corruption n.
seçim bölgesi electoral area n.
seçim bölgesi home-district n.
seçim öncesi popülizm pre-electoral populism n.
seçim yasağı campaign silence n.
seçim bölgesi electoral district n.
seçim bölgesi voting district n.
siyasi partilerin aday göstermediği seçim nonpartisan election n.
seçim bölgesi precincts n.
seçim bölgesi constituency n.
seçim hakkı election right n.
seçim bölgesi election district n.
seçim kurulu board of election n.
seçim sonucunu kabul etmeyen yenik aday sorehead n.
seçim yasağı pre-election silence n.
seçim kampanyası yöneticisi election campaign manager n.
seçim yasakları electoral limitations n.
seçim harcamaları election expenses n.
seçim görevlisi returning officer n.
seçim müdürlüğü ballot board n.
seçim konuşması electoral speech n.
seçim maratonu election marathon n.
seçim süreci election process n.
seçim bölgesi precinct n.
seçim propagandası bell ringing n.
seçim kampanyası için ayrılan fon campaign fund n.
seçim kampanyası demeci election campaign speech n.
seçim sahtekarlığı election fraud n.
seçim tahmini election forecasting n.
seçim telaşı election fuss n.
seçim kampanyası açık oturumları campaign debates n.
seçim programı election programme n.
seçim propagandası electioneering n.
seçim çevresi electoral district n.
seçim komitesi election board n.
seçim coğrafyası electoral geography n.
seçim gözlemcisi electoral watchdog n.
seçim mazbatası election record n.
seçim barajı election threshold n.
serbest seçim free election n.
seçim kampanyası yönetimi campaign management n.
seçim şantajı electoral blackmail n.
seçim gezisi stump n.
seçim kurulu election board n.
seçim bölgesi ahalisi constituency n.
seçim otobüsü election bus n.
seçim zaferi election victory n.
seçim bölgesi parliamentary constituency n.
seçim turu election cycle n.
seçim mazbatası record of election n.
seçim şantajı election blackmail n.
seçim barajı electoral threshold n.
seçim yasağı electoral silence n.
seçim sloganı election slogan n.
seçim politikaları electoral politics n.
seçim çevresi election district n.
seçim hakkı elective franchise n.
seçim bildirgesi election bulletin n.
seçim yetiki olan elector n.
tek tip seçim yöntemi uniform electoral procedure n.
tek koltuklu seçim bölgesi single-seat electoral district n.
yeniden seçim re-election n.
yeniden seçim reelection n.
yeniden seçim reselection n.
(kanada) bir siyasetçinin seçim bölgesi riding n.
yüksek seçim kurulu (ysk) high election board n.
yüksek seçim kurulu (ysk) supreme electoral council n.
(abd) seçim kampanyası senate campaign n.
yüksek seçim kurulu the supreme electoral council n.
(bağırarak) oy birliği ile seçim acclamation n.
yerel seçim local election n.
yüksek seçim kurulu supreme committee of elections n.