cut! - Turc Anglais Dictionnaire

cut!

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "cut!" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
short cut n. kestirme
He took a short cut.
Kestirmeden gidiyor.

More Sentences
cut n. kesik
If a cut is bleeding, put pressure on it.
Eğer bir kesik kanıyorsa, üzerine baskı uygulayın.

More Sentences
be cut v. kesilmek
Cheese can easily be cut with a knife.
Peynir bıçakla kolayca kesilebilir.

More Sentences
cut down on v. kısmak
We're trying to cut down on expenses.
Masrafları kısmaya çalışıyoruz.

More Sentences
cut v. kesmek
You cut the tape for the launch of the euro.
Euro'nun lansmanı için kurdeleyi siz kestiniz.

More Sentences
General
cut n. kesik
Tom has a nasty cut on his cheek.
Tom'un yanağında kötü bir kesik var.

More Sentences
power cut n. elektrik kesintisi
Your own country, like California, has recently suffered major power cuts following liberalisation.
Kaliforniya gibi sizin ülkeniz de liberalleşmenin ardından yakın zamanda büyük elektrik kesintileri yaşadı.

More Sentences
cut n. azaltma
My first concern is about the potential for cutting emissions.
Benim ilk endişem emisyonları azaltma potansiyeli ile ilgili.

More Sentences
cut n. kesinti
The resulting growth in productivity triggers further cuts in the workforce.
Sonuçta ortaya çıkan verimlilik artışı, işgücünde daha fazla kesintiyi tetikler.

More Sentences
short cut n. kestirme
Let's take a short cut.
Kestirmeden gidelim.

More Sentences
crew cut n. alabros tıraş
A student with a crew cut was sitting in the front seat.
Ön koltukta alabros tıraşlı bir öğrenci oturuyordu.

More Sentences
crew cut n. asker tıraşı
A student with a crew cut was sitting in the front seat.
Ön koltukta asker tıraşlı bir öğrenci oturuyordu.

More Sentences
cut n. şekil
Do you want to get cut?
Vücudunu şekle sokmak istiyor musun?

More Sentences
cut n. kesim
Annan is wearing a daring French cut with a plunging eye slit.
Annan, derin yırtmaçlı, cesur bir Fransız kesimi giyiyor.

More Sentences
tax cut n. vergi kesintisi
In order to achieve economic revival, we must favour public spending and credit as opposed to tax cuts.
Ekonomik canlanmayı sağlamak için vergi kesintileri yerine kamu harcamalarını ve kredileri tercih etmeliyiz.

More Sentences
low-cut dress n. dekolte
Mary was wearing a low-cut dress.
Mary dekolte bir elbise giyiyordu.

More Sentences
cut-off n. kesme
And our cut-off point has to be a democratic China, a pole of stability in a multipolar, peaceful world.
Ve kesme noktamız, çok kutuplu, barışçıl bir dünyada bir istikrar kutbu olan demokratik bir Çin olmalıdır.

More Sentences
cut out v. kesmek
By no means may you cut out the pictures from the books on the bookshelf.
Hiçbir şekilde kitaplıktaki kitapların resimlerini kesemezsin.

More Sentences
cut down v. azaltmak
Nobody needs to cut down the current weekend driving bans by even one minute.
Hiç kimsenin mevcut hafta sonu sürüş yasaklarını bir dakika bile azaltmasına gerek yok.

More Sentences
cut v. bırakmak
You should cut Tom some slack.
Tom'u rahat bırakmalısın.

More Sentences
cut into v. azaltmak
Doctors' bills really cut into our savings.
Doktor faturaları birikimlerimizi gerçekten azalttı.

More Sentences
cut down on v. azaltmak
We can, however, cut down on their use.
Ancak bunların kullanımını azaltabiliriz.

More Sentences
cut classes v. okulu asmak
He often cuts classes on Monday and Saturday.
Pazartesi ve Cumartesi sık sık okulu asar.

More Sentences
cut back v. kesinti yapmak
They cut back more every year.
Her yıl daha fazla kesinti yapıyorlar.

More Sentences
cut in v. araya girmek
She cut in when we were talking.
Biz konuşurken araya girdi.

More Sentences
cut across v. ötesine geçmek
In my own country, the United Kingdom, that cuts across national provisions.
Kendi ülkem olan Birleşik Krallık'ta bu durum ulusal hükümlerin ötesine geçmektedir.

More Sentences
cut back v. tasarruf etmek
It seems to be a waste of resources when the industry should be using it to cut back.
Sektörün bunu tasarruf etmek için kullanması gerekirken kaynak israfı gibi görünüyor.

More Sentences
cut v. asmak (ders vb'ni)
He often cuts classes on Monday and Saturday.
Derslerini genellikle Pazartesi ve Cumartesi günleri asıyor.

More Sentences
cut corners v. kestirmeden gitmek
We don't cut corners.
Kestirmeden gitmeyelim.

More Sentences
cut v. azaltmak
Progress has also been made in exchanges of good practice such as cutting red tape in company creation.
Şirket kurma sürecindeki bürokrasinin azaltılması gibi iyi uygulama değiş tokuşlarında da ilerleme kaydedilmiştir.

More Sentences
cut back v. azaltmak
The number of votes must be cut back so that we are only voting on political differences.
Oylama sayısı azaltılmalı, böylece sadece siyasi farklılıkları oylamış oluruz.

More Sentences
cut up v. parçalamak
Tom cut up all the pictures he had of Mary.
Tom Mary ile ilgili sahip olduğu tüm resimleri parçaladı.

More Sentences
cut out v. kesip çıkarmak
Jackson asked the doctor to cut out the bullet at once.
Jackson doktordan kurşunu hemen kesip çıkarmasını istedi.

More Sentences
cut up v. dilimlemek
Tom is in the kitchen, cutting up some vegetables.
Tom mutfakta, bazı sebzeleri dilimliyor.

More Sentences
cut v. dilimlemek
I cut one into slices.
Ben birini dilimledim.

More Sentences
cut down v. azalmak
This one can help cut down on accidents.
Bu, kazaların azalmasına yardımcı olabilir.

More Sentences
cut v. sapmak
The car cut to the left.
Araba sola saptı.

More Sentences
cut short v. kısa kesmek
There was absolutely no reason to cut short the debate.
Tartışmayı kısa kesmek için kesinlikle hiçbir neden yoktu.

More Sentences
cut v. indirmek
I've decided to cut back on eating in restaurants to only once a week in order to save some money.
Biraz para biriktirmek için restoranlarda yemek yemeyi haftada bire indirmeye karar verdim.

More Sentences
cut v. kırmak
Tom cut school.
Tom okulu kırdı.

More Sentences
get cut off v. hattan düşmek
I got cut off.
Hattan düştüm.

More Sentences
cut in v. kesmek
Please don't cut in while I'm talking with him.
Onunla konuşurken lütfen sözümü kesmeyin.

More Sentences
cut down v. kesmek
Yet we subsidise the growing of tobacco plants while we cut down cannabis plants.
Yine de kenevir bitkilerini keserken tütün bitkilerinin yetiştirilmesini sübvanse ediyoruz.

More Sentences
cut in v. sözünü kesmek
You should not cut in when someone else is talking.
Başka biri konuşurken sözünü kesmemelisin.

More Sentences
cut v. tıraş etmek
I don't cut their hair.
Onların saçlarını tıraş etmem.

More Sentences
cut off v. koparmak
People in solitary confinement are totally cut off from the outside world.
Hücre hapsindeki insanlar dış dünyadan tamamen koparılmış durumdalar.

More Sentences
cut down v. masraf kısmak
I must cut down expenses.
Masrafları kısmalıyım.

More Sentences
cut back v. kesmek
If you want to become thin, you should cut back on the between-meal snacks.
Zayıf olmak isterseniz, yemekler arası aperatifleri kesmeniz gerekir.

More Sentences
cut loose v. bağlarını koparmak
I've cut loose all ties with my old friends.
Eski arkadaşlarımla tüm bağlarımı kopardım.

More Sentences
cut back v. kısmak
No holes in the Budget are stopped if we cut back on art and culture; we are just the poorer thereby.
Sanat ve kültürden kısarsak bütçedeki delikler kapanmaz; sadece daha fakir oluruz.

More Sentences
cut across v. geçmek
It'll save time if we cut across the field.
Tarlayı boydan boya geçersek zaman kazanırız.

More Sentences
cut v. kesmek
To cut resources for these regions is to play a dangerous game with popular feeling.
Bu bölgeler için kaynakları kesmek, halkın duygularıyla tehlikeli bir oyun oynamaktır.

More Sentences
cut off v. kesmek
The renovation project, which lasted for months, cut off this important route between the north and south of Europe.
Aylarca süren yenileme projesi, Avrupa'nın kuzeyi ile güneyi arasındaki bu önemli rotayı kesti.

More Sentences
cut the cake v. pasta kesmek
I used a knife to cut the cake.
Pastayı kesmek için bir bıçak kullandım.

More Sentences
cut meat v. et kesmek
This knife is used to cut meat.
Bu bıçak et kesmek için kullanılır.

More Sentences
Common Usage
cut n. pay
General
cut n. hisse
cut excavation n. yarma kazı
cut of meat n. kasaplık hayvanın gövdesinden belirli bir şekilde kesilen et parçası
cut n. darbe
power cut n. planlı elektrik kesintisi
annual cut n. yıllık kesim
cut stone n. yontma taş
cut n. parça kumaş
cut n. kısıntı
cut throat n. zalim ve canavar ruhlu kimse
tailor cut n. fason
cut glass n. kesme cam
cut n. maktu
price cut n. indirim
cut n. kırıcı davranış
a short cut n. kestirme yol
cut n. kotlet
cut vertex n. eklem düğümü
a short cut n. kısa yol
cut n. vuruş
cut n. biçim
short cut n. kestirme yol
cut nail n. döşemeci çivisi
cut n. yarık
cut n. kesiş
urchin cut n. alagarson
cut n. fiyat
cut n. usul
cut n. dilim
clean cut n. pürüzsüz kesik
cut throat n. katil
cut and fill sloping n. dolgulu kazı
cut glass n. kristal
cut n. yara
cut n. parça
cut n. yarma
cut n. biçki
cut n. tutam
cut glass n. billur
cut n. kesme
cut n. tip
bastard cut file n. saman eğesi
cut n. tenzilatlı
cut n. acı söz
hair cut n. saç kesimi
cut flowers n. kesme çiçekler
cut n. hazır
the cut of one's jib n. yüz ifadesi
magnetron cut off current n. manyetron kesim akımı
cut n. yontma
short cut n. kese
cut n. kupür
cut n. kesi
cut n. indirim
the unkindest cut of all n. en kötüsü
cut n. tenzilat
expenditure cut n. masraf kısma
water cut n. su kesintisi
fine cut n. ince kesim
fine cut n. ince kıyım
cut price n. tenzilatlı fiyat
cut price n. indirimli fiyat
wage cut n. kesinti
cut throat razor n. ustura
hair cut n. saç kesim
layer cut n. katlı kesim
layer cut n. kat kat kesim (saç)
cut in layers n. katlı kesim
cut sheet feeder n. yaprak besleyici
cut n. biçme
water cut n. su kesilmesi
electricity cut n. elektrik kesilmesi
water cut off n. su kesilmesi
electric cut-outs n. elektrik kesintileri
cut-off n. kesim
cut-out n. devreden çıkma
cut-off n. musluğu kapatma
cut-throat n. cani
electricity cut-off n. elektrik kesilmesi (elektrik idaresi vb tarafından yapılan)
low-cut dress n. dekolte elbise
cut-back n. eksiltme
cut-price shop n. ucuzcu dükkan
cut-off date n. cut-off tarihi
cut-off date n. yapılacak bir şeyin konfirme edilmesi veya tamamlanması gereken son tarih
cut-throat n. katil
cut-in n. devreye girme
jump cut n. (film) atlama
the cut of someone's jib n. insanın içi-dışı
the cut of someone's jib n. insanın dış görünüşü ve kişiliği
cut-and-thrust n. bıçak düellosu
cut-and-thrust n. bıçaklı kavga
low-cut dress n. derin dekolteli elbise
low cut pants n. düşük belli pantolon
cut-off jeans n. kot şort
cut-off jeans n. paçaları kesik kot
cut-and-thrust n. ateşli tartışma
a low-cut shoe n. bileksiz ayakkabı
clearest-cut example n. açık örnek
princess cut n. prenses kesim (pırlanta)
bonus cut n. bonus parça
bonus cut n. (albüm) ekstra şarkı/parça
duty cut n. vergi kesintisi
power cut-off n. elektrik kesilmesi (elektrik idaresi vb tarafından yapılan)
bob cut n. bob kesim
bob cut n. küt kesim saç modeli
buzz cut n. sıfıra yakın saç kesimi
induction cut n. sıfıra yakın saç kesimi
pixie cut n. hareketli saç kesimi
pixie cut n. kadınlar için kısa
internet connection cut off n. internet kesintisi
cut-out n. şalter
cut-out n. siluet
cut-out n. kesici
cut-off n. kestirme yol
cut-off n. şalter
cut-off n. sona erme tarihi
bowl cut n. mantar kafa saç kesimi
mushroom cut n. mantar kafa saç kesimi
bob cut n. küt saç
low cut cleavage n. derin göğüs dekoltesi
cut on finger n. parmak kesiği
power cut n. enerji kesintisi
clean-cut guy n. efendi (adam)
clean-cut guy n. efendi adam
clean-cut man n. efendi adam
clean-cut man n. efendi (adam)
pixie cut n. kısa erkek saçına yakın kısalıkta kesilmiş saç
finger cut n. parmak kesiği
cut on the finger n. parmak kesiği
curb cut [us] n. kaldırım rampası
low-cut back dress n. sırt dekolteli elbise
low-cut back dress n. sırt dekoltesi olan elbise
bad cut n. kötü kesik
razor-cut n. tıraş makinesi ile kırpılan kabarık saç modeli
cut crystal n. kesme kristal
brilliant cut n. yuvarlak kesim
brush cut n. saçın fırça gibi dik durduğu kısa saç kesimi
cut n. yol geçirmek için açılan yar
cut n. düzensiz uzunlukta kesilmiş şeritler
cut n. düzensiz uzunlukta kesilmiş pipetler
cut n. öğle yemeği
cut n. atıştırmalık
cut n. mahsul
cut n. ürün
cut n. gösteri hayvanından hata sonucu kırılan puan
cut n. derece
cut n. ölçek
cut n. adım
cut n. sosyal tabakalar
cut n. (at) bacağını hareket halindeki diğer bacağına vurma
cut n. (checker oyununda) taşların değişimi
cut [dialect] n. hoşlanılmayan kimse
cut [dialect] n. hafifmeşrep kadın
cut [dialect] n. pasaklı kadın
cut [obsolete] n. saban atı
cut [obsolete] n. beygir
cut [obsolete] n. (kıyafette) dekoratif çizgi
cut n. saç kesimi
cut n. kısa yol
cut n. plak üzerinde yer alan şerit
cut-in n. kazanç payı
cut-in n. kar payı
cut-in n. telif payı
cut-in n. kar payı alan kimse
cut-in n. telif payı alan kimse
cut-in n. kazanç payı alan kimse
cut-throat [uk] n. düz ustura
draw-cut n. bıçakla açılan tek kesik
fine cut n. çiğneme tütünü
second-cut file n. orta dişli eğe
cut out v. biçmek (giysi)
cut into small pieces v. küçük parçalara ayırmak
cut someone to the quick v. birini acı sözlerle derinden yaralamak
cut v. makasla kesmek
cut into sections v. bölümlere ayırmak
be cut out for v. uygun olmak
cut v. katetmek
cut into v. ayırmak
cut into slices v. dilimlere ayırmak
cut somebody v. iğnelemek
cut a dash v. hava basmak
cut loose from v. yakasını sıyırmak (denetim/baskı vb'nden)
cut something back v. kısmak
be cut to the heart v. içi parçalanmak
cut out v. stop etmek
have cut v. kestirmek
cut someone off v. birine miras olarak hiç para bırakmamak
cut in on v. azaltmak
cut in v. devreye sokmak
cut something back v. kesinti yapmak
cut up rough v. yaygara koparmak
cut back v. geri dönmek
be a cut above v. bir gömlek üstün olmak
cut off v. imha etmek
cut the cord v. yardımı kesmek
cut along v. başlamak
cut trees v. ağaç kesmek
cut corners v. bir işte kestirme yollara başvurmak
cut in v. lafa girmek
cut v. asmak
cut off one's nose to spite one's face v. pire için yorgan yakmak
be cut up v. sarsılmak
cut off v. ayırmak
cut an alcoholic drink with water v. içkiyi sulandırmak
cut loose v. açmak
cut down a piece of clothing into v. eski bir giysiden yeni bir şey yapmak
cut somebody off v. mirastan mahrum etmek
cut up v. davranmak
cut v. devam etmemek
cut someone off v. birinin yolunu kesmek
cut up v. parça parça kesmek
cut out v. yenmek
cut with an axe v. baltalamak
cut someone down v. birini öldürmek
cut one's nails to the quick v. tırnaklarını dibine kadar kesmek
cut the cord v. yardım musluğunu kapamak
cut someone short v. birinin lafını kesmek
cut into pieces v. doğramak
cut up v. biçmek
cut v. doğramak
cut down v. kısaltmak
cut no ice v. fayda etmemek
cut classes v. okulu kırmak
cut v. ortadan kaybolmak
cut in v. birinin sözünü kesmek
cut the ground out from under one's feet v. birinin dayanak noktalarını çürütmek
cut up v. incitmek
be cut up v. incinmek
cut v. incitmek
cut into parts v. parçalamak
cut v. budamak
cut something down v. kesmek
cut something asunder v. parçalamak
cut one's wisdom teeth v. olgunlaşmak
cut irregularly v. gelişigüzel kesmek
cut with shears v. makaslamak
cut a dash v. hava atmak
cut v. indirmek (fiyatını)
cut in v. karışmak
cut somebody up v. mahvetmek
cut back v. kesip kısaltmak
cut to the quick v. içini yakmak
cut into v. karışmak
have cut one's eyeteeth v. açıkgöz olmak
cut off v. son vermek
cut a class v. dersi asmak
cut v. açmak
cut v. oymak
cut someone to the quick v. birisini çok fazla eleştirerek üzmek
cut up v. mahvetmek
cut up rough v. kızmak
cut off v. yok etmek
cut off one's head v. kellesini uçurmak
cut somebody loose v. çözmek
cut loose from v. ipleri koparmak
cut up v. küçük parçalara ayırmak
cut short v. susturmak
cut under v. fiyat kırmak
take a short cut v. kestirmeden gitmek
cut v. diş çıkarmak
cut into v. dalmak
have something cut v. kestirmek
cut v. sulandırmak
cut somebody up v. yok etmek
cut loose v. ilişkiyi kesmek
cut one's nails v. tırnaklarını kesmek
cut something down v. devirmek
cut the gordian knot v. paçayı sıyırmak
cut with razor blade v. jiletlemek
cut up v. sarsmak
cut across all boundaries v. sınır tanımamak
cut into pieces v. parçalara ayırmak
cut into small pieces v. küçük parçalara bölmek
cut something up v. doğramak
cut off one's nose to spite one's face v. papaza kızıp oruç bozmak
cut v. hadım etmek
cut with scissors v. makaslamak
cut v. yol açmak
cut something off v. kesmek
cut v. kesiştirmek
cut down a tree v. ağaç kesmek
cut up rough v. sinirlenmek
cut someone up v. yok etmek
cut v. makas vurmak
cut in on v. sözünü kesmek
cut something back v. budamak
cut loose from v. yakasını kurtarmak (denetim/baskı vb'nden)
cut slices v. dilimler kesmek
cut somebody's throat v. boğazlamak
cut out v. gölgede bırakmak
cut the cackle v. zırvalamayı bırakmak
cut out v. ayırmak
cut v. seyreltmek
be cut out v. biçilmek
cut in v. yerini almak
cut up v. yerden yere vurmak
cut loose v. vazgeçmek
cut somebody loose v. kelepçelerini çözmek
cut a poor figure v. beklenen ilgiyi çekememek
cut up v. ölmek
cut something into slices v. bir şeyi dilimlemek
get one's hair cut v. saç kestirmek
cut loose from v. ayrılmak (bir yerden/gruptan)
cut oneself off from outside world v. dış dünyayla ilişkisini kesmek
cut up v. doğramak
cut in half v. yarıya bölmek
cut v. biçmek
cut around v. çevresinden kesmek
cause to cut v. kestirmek
have one's hair cut v. saçını kestirmek
cut up rough v. hiddetlenmek
cut to pieces v. parçalara ayırmak
cut with scissors v. makasla kesmek
cut v. kırpmak
cut off v. uçurmak
cut back on something v. kesinti yapmak
cut v. kamçılamak
cut the ground from under someone's feet v. birinin savunduğu noktaları çürütmek
get one's hair cut v. saçını kestirmek
cut over v. kesmek
cut into halves v. yarıya bölmek
cut out v. biçmek
cut down expenses on food v. boğazından kesmek
cut off from the outside world v. dış dünyayla ilişkisini kesmek
be cut up v. mahvolmak
cut something into slices v. bir şeyi dilim dilim kesmek
cut down v. öldürmek
cut down v. kısıntı yapmak
cut v. dişi çıkmak
cut a tooth v. çocuk diş çıkarmak
cut a tooth v. diş çıkarmak
cut and run v. bırakıp kaçmak
cut up v. yok etmek
cut up rough v. öfkelenmek
cut the melon v. karı paylaşmak
cut up v. sarsılmak
cut around v. etrafını kesmek
cut one's teeth in something v. bir alanda ilk deneyimini yaşamak
cut into slices v. dilimlemek
cut up v. küçük parçalara bölmek
cut the gordian knot v. yırtmak
cut nails v. tırnak kesmek
cut v. yontmak
cut a splash v. rol kesmek
cut in on v. lafa girmek
cut to the quick v. zoruna gitmek
cut to the quick v. can evinden vurmak
cut loose v. gayrete gelmek
cut loose from v. yakasını kurtarmak
cut loose v. sökmek
cut loose v. baskıdan kurtarmak
cut the painter v. ayrılmak
cut loose v. ayrılmak
cut loose v. kurtlarını dökmek
cut the painter v. bağları koparmak
cut loose v. aşka gelmek
cut loose v. çözmek
cut loose v. cıvıtmak
cut loose from v. yakasını sıyırmak
cut loose v. kendini tutmamak
cut loose from v. ayrılmak (bir yerden)
cut down v. indirim yaptırmak
cut down v. ağaç kesmek
cut back v. budamak
cut down v. devirmek
cut down v. boydan boya kesmek
cut across v. kestirmeden gitmek
cut across v. ötesine gitmek
cut across v. karşı gelmek
cut across v. üstün olmak
cut across v. geniş kapsamlı olmak
cut across v. sınırlarını aşmak
cut the painter v. ilişkisini bitirmek
cut the painter v. ilgiyi kesmek
cut somebody off with a shilling v. birini mirastan yoksun etmek
cut somebody short v. sözünü kesmek
can't cut the mustard v. en kolay işi bile becerememek
make the cut v. kabul edilmek
make the cut v. barajı aşmak
make the cut v. elemeleri geçmek
get cut v. diyet desteği ile spor yaparak vücudun şekle sokmak
get cut v. vücudu forma sokmak
cut down grasses v. çayır biçmek
cut vertically v. dik kesmek
cut from the salary v. maaştan kesmek
cut hair v. saç kesmek
cut off the electricity v. elektriği kesmek
have one's hair cut v. saçlarını kestirmek
cut one's price v. fiyatını indirmek
cut one's price v. fiyatını düşürmek
have one's hair cut v. saç kestirmek
cut the water v. suyu kesmek
cut the price v. fiyatı indirmek
cut the water v. su kesmek
cut the price v. fiyatı düşürmek
cut one's salary v. maaşını kesmek
cut down one's scope v. kapsamını daraltmak
cut salary v. maaş kesmek
pay cut v. maaş azaltmak
be cut from the wreckage v. enkaz altından çıkarılmak
cut someone from the wreckage v. enkaz altından çıkarmak
be cut free from the wreckage v. göçük altından çıkarılmak
cut someone free from the wreckage v. göçükten çıkarmak
cut someone from the wreckage v. enkazdan çıkarmak
be cut from the wreckage v. göçükten çıkarılmak
cut someone free from the wreckage v. göçük altından çıkarılmak
be cut free from the wreckage v. enkazdan çıkarılmak
be cut free from the wreckage v. enkaz altından çıkarılmak
cut someone free from the wreckage v. enkazdan çıkarmak
be cut free from the wreckage v. göçükten çıkarılmak
cut someone from the wreckage v. göçükten çıkarmak
be cut from the wreckage v. göçük altından çıkarılmak
cut someone free from the wreckage v. enkaz altından çıkarmak
cut someone from the wreckage v. göçük altından çıkarılmak
be cut from the wreckage v. enkazdan çıkarılmak
cut one's nail v. tırnağını kesmek
cut nail v. tırnak kesmek
cut oneself off from the world and worldly things v. dünyadan elini eteğini çekmek
cut off one's head v. kafasını koparmak
cut the cost v. maliyeti düşürmek
cut off communication with v. iletişimini kesmek
cut the cost v. maliyeti azaltmak
cut off communication with v. bağlarını koparmak
cut the price v. fiyatı aşağı çekmek
cut the prices v. fiyatları düşürmek
cut the prices v. fiyatları aşağı çekmek
cut the cost v. maliyet azaltmak
cut back on the service v. hizmeti durdurmak
cut the service v. hizmeti sonlandırmak
cut back on the service v. hizmeti sonlandırmak
cut the service v. hizmeti durdurmak
cut the cost v. maliyet düşürmek
cut up rough v. kavgaya girişmek
cut along v. yola koyulmak
cut the glass v. cam kesmek
cut one's own throat v. kendi bindiği dalı kesmek
cut the budget v. bütçe kısmak
have one's hair cut in layers v. saçını katlı kestirmek
have one's hair cut in layers v. saçını kat kat kestirmek
cut in layers v. kat kat kesmek
cut and run v. kaçmak
cut and run v. sıvışmak
have cut v. kesintiye uğramak
be cut v. kesintiye uğramak

Sens de "cut!" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 2 résultat(s)

Turc Anglais
General
cut-off tarihi cut-off date n.
Irregular Verb
cut - cut cut v.