around - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

around

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "around" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 32 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
around adv. sularında
around adv. çevrede
around adv. etrafında
around adv. etrafta
around adv. aşağı yukarı
around adv. çevresine
around adv. etrafına
around adv. çevresinde
General
around adv. meydanda
around adv. doğru
around adv. orada burada
around adv. etrafta
around adv. görünürlerde
around adv. ortalıkta
around adv. aşağı yukarı
around adv. çevrede
around adv. yaklaşık
around adv. bu civarda
around adv. çevresinde
around adv. etrafına
around adv. civarı
around adv. oraya buraya
around adv. bu dolaylarda
around prep. civarında
around prep. sularında
around prep. gibi
around prep. dolaylarında
around prep. çevresine
Colloquial
around adv. her yere
around adv. her yerde
Technical
around adv. çevresinde
around prep. etrafında

Sens de "around" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
idle around v. oyalanmak
mess around v. oyalanmak
walk around v. dolaşmak
look around v. bakınmak
look around v. etrafa bakmak
General
stick around n. yakınında bekle
run around n. dolama
aubergine wrapped around pieces of meat and roasted n. patlıcan kebabı
ring put around a stove pipe n. boru bileziği
going around n. dolaşma
run around n. atlatma
the world around n. ortalık
the people around someone n. etrafındaki insanlar
run around n. oyalama
rotation of the earth around its own axis n. dünyanın kendi etrafında dönmesi
rotation of the earth around its own axis n. dünyanın kendi ekseni etrafında dönmesi
the rotation of the earth around the sun n. dünyanın güneş etrafındaki dönüşü
zip around wallet n. boydan boya fermuarlı cüzdan
run-around n. dolama
around the world race n. dünya'nın etrafını tekne ile kat etme yarışı
people around you n. çevrendeki insanlar
ring-around-a-rosy n. çocukların çember oluşturup dans ettikleri ve işaret gelince hep birlikte çömeldikleri bir oyun
ring-around-the-rosy n. çocukların çember oluşturup dans ettikleri ve işaret gelince hep birlikte çömeldikleri bir oyun
turn-around n. tersine çevirme
turn-around n. geri dönüş
turn-around n. etrafında dönme
turn-around n. etrafında dönüş
sleeping around n. önüne gelenle düşüp kalkma
get around somebody v. ikna etmek
get around v. yürümek
go around with v. ile arkadaş olmak
show someone around v. birine rehberlik etmek
play around v. oynamak
wander around v. başıboş dolaşmak
stand around idly v. avara durmak
scout around v. arayıp taramak
feel around for v. bulmaya çalışmak
fiddle around v. oyalanmak
revolve around v. çevirmek
get around v. çok gezmek
look around v. bakınmak
monkey around with v. uğraşmak
go around with somebody v. peşinde dolaşmak
whirl around v. dönüvermek
fish around v. araştırmak
cavort around v. tepinmek
go around v. çok kişiye bulaşmak (hastalık)
get around v. kurtulmak (birinden)
revolve around v. döndürmek (etrafında)
have shadows around one's eyes v. gözleri mor halkalarla çevrili olmak
wheel around v. birdenbire dönmek
root around v. altını üstüne getirmek
hector around v. gözdağı vermek
bum around v. aylak aylak dolaşmak
fool around v. oyalanmak
walk around v. etrafını dolaşmak
throw one's weight around v. otoritesini konuşturmak
go around v. dolaşmak
look around v. bakmak
come around v. uğramak
cast around v. tasarlamak
get around v. bir yol bulup kurtulmak (birinden)
arse around v. aylaklık etmek
bring around v. ayıltmak
ask around v. birilerine sormak
stroll around v. dolaşmak
lurk around v. sinsi sinsi dolaşmak
slide around v. ustalıkla atlatmak (bir meseleyi)
drive around v. araba ile gezmek
nose around v. koklamak
bum around v. başıboş takılmak
go around v. herkese yetmek
cut around v. çevresinden kesmek
careen around the corner v. motorlu araç yan yatarak köşeyi dönmek
fiddle around v. vakit geçirmek
knock around v. çıkmak
shop around v. en uygun fiyatların peşinde çarşı pazar dolaşmak
have a quick look around v. etrafı kolaçan etmek
monkey around v. dalga geçmek
go around v. gezinmek
wave around v. savurmak
get around v. yayılmak (söylenti)
knock around v. hırpalamak
hector around v. başına bela olmak
come around v. kendine gelmek
get around v. dolaşmak
horse around v. gürültü yaparak oynamak
turn around v. etrafında dönmek
mess around with women v. fındık kırmak
get around to v. vakit ayırıp bir şeyi yapmak
travel around v. etrafında dolaşmak
scout around v. aramak
throw (one's) money around v. parayı sokağa atmak
get around v. yayılmak (haber)
monkey around v. vakit geçirmek
walk around v. gezdirmek
go around v. yaygın olmak
turn around one's business v. düzlüğe çıkmak
wheel around v. etrafında döndürmek
gather around the same table v. aynı masada toplanmak
stroll around v. gezmek
hedge around v. kısıtlamak
mess around with v. uğraşmak
cast around v. araştırmak
get around v. bir yol bulup atlatmak (birini)
turn around v. arkaya dönmek
bat around v. dolaşmak
cast around v. çare aramak
stick around v. bir yerde çakılı kalmak
romp around v. sıçrayıp oynamak
drop around v. ziyaret etmek
walk around v. dolaştırmak
wander around v. dolaşmak
fool around v. abesle iştigal etmek
get around v. gezinmek
beat around the bush v. dolaylı konuşmak
twine around v. çevrelemek
revolve around v. ile ilgili olmak
monkey around with v. ile oynamak
loaf around v. aylaklık etmek
hedge around v. engellemek
jump around v. hoplayıp zıplamak
drop around v. damlamak
cavort around v. hoplayıp sıçramak
stick around v. ayrılmamak
look around v. bütün ihtimalleri düşünmek
go around v. ele almak
stick around v. takılmak
bat around v. gezinmek
go around begging v. dilencilik etmek
come around v. hastalığı atlatmak
look around v. araştırmak
loaf around v. kaytarmak
roll around v. yuvarlanmak
gad around v. başıboş dolaşmak
cut around v. etrafını kesmek
go around in circles v. harman çevirmek
get around v. yayılmak
poke around in v. bir yerde bir şeyi aramak veya merakını gidermek için etrafı karıştırmak
fool around v. dalgasına bakmak
knock around v. gezmek
show someone around v. birini gezdirmek
come around v. iyileşmek (hastalık vb)
loaf around v. boş kalmak
moon around v. dalgın dalgın dolanıp durmak
be unaware of the happenings around oneself v. dünyadan haberi olmamak
rake around for something v. arayıp taramak
hedge around v. sınırlamak
go the long way around v. dolaşmak
wrap around v. sarmak
hang around v. sallanmak
entwine something around v. bir şeyi başka bir şeye dolamak
lark around v. muziplik yapmak
hang around v. aylak aylak dolaşmak
swing around v. dönüvermek
whip around v. şiddetle esmek (rüzgar)
beat around the bush v. bin dereden su getirmek
boss someone around v. birine emir yağdırmak
stick around for v. bir şey için kalmak
screw around v. boş boş dolaşmak
hang around v. gezinmek
go around with v. ile birlikte olmak
wheel around v. dönmek
fool around v. at koşturmak
boss around v. patronluk taslamak
monkey around with v. karıştırmak
revolve around v. hakkında olmak
hem around v. sarmak
monkey around with v. ellemek
bum around v. başıboş dolaşmak
drive around v. gezinti yapmak
scamper around v. koşuşturmak
be wrapped around v. dolanmak
loaf around v. başıboş dolaşmak
look around v. etrafı kolaçan etmek
hover around v. etrafında dört dönmek
beat around the bush v. lafı dolandırmak
get around v. hareket etmek
drop around v. uğramak
hem around v. kuşatmak
show around v. dolaştırmak
ask around v. çevresine sormak
lark around v. takılmak
parade around v. dolaşmak
mess around v. dalgasına bakmak
fool around v. aylak aylak dolaşmak
come around v. dediğine gelmek
entwine itself around v. bir şeyin etrafına dolanmak
wander around idly v. avare dolaşmak
throw one's weight around v. zart zurt etmek
boss someone around v. birine karşı amirane davranmak
be heard around the world v. cihanı tutmak
look around v. etrafına bakınmak
horse around v. vakit öldürmek
throw one's weight around v. amirane davranmak
push around v. itip kakmak
beat around the bush v. lafı gevelemek
fool around v. zaman harcamak
show around v. gezdirmek
browse around v. gezmek
laze around v. tembellik etmek
fiddle around v. aylaklık etmek
whip around v. çabucak gitmek
wheel around v. dönüvermek
come around v. imana gelmek
stick around v. bir yerden ayrılmamak
come around v. canlanmak
rake around v. taramak
hang around v. beklemek
nose around v. koku almak
fool around v. siftinmek
ask around v. ona buna sormak
turn around v. altüst etmek
flounder around v. çabalamak
whip around v. bir koşu gitmek
bat around v. tartışmak
monkey around v. oyalanmak
hover around somebody v. fır dönmek
play around v. oyalanmak
horse around v. sürtmek
pry around v. etrafı gözetlemek
browse around v. dolaşmak
turn around v. vazgeçmek
bring around v. ikna etmek
get around to v. zaman ayırmak
revolve around v. etrafında dönmek
slide around v. ustalıkla geçiştirmek (bir meseleyi)
hover around v. etrafında dönmek
slope around v. aylak aylak dolaşmak
moon around v. dalgın dalgın dolaşmak
gather around the same table v. aynı masanın çevresinde toplanmak
look around v. bakışmak
lurk around v. gizli gizli dolaşmak
kick around v. dövmek
play around v. vakit geçirmek
horse around v. aylak aylak dolaşmak
mope around v. üzgün olarak gezinmek
fool around v. abesle uğraşmak
gad around v. aylaklık etmek
bum around v. aylaklık etmek
fumble around v. el yordamıyla aramak
turn around v. yuvarlanmak
hang around v. oyalanmak
fool around v. tembellik etmek
swivel around v. dönüvermek
fool around v. şakalaşmak
fool around v. maskaralık etmek
joke around v. çevresine şakalar yapmak
joke around v. şakalaşmak
joke around v. maskaralık etmek
fool around v. çevresine şakalar yapmak
kid around with someone v. dalga geçmek
prowl around v. kol gezmek
beat around the bush v. kırk dereden su getirmek
be able run rings around (somebody) v. taş çıkartmak
get around v. kaçınmak
get around v. gidermek
(have a) walk around v. çevreyi dolaşmak
diffuse around v. çevreye yayılmak
be unable to get one's tongue around a word v. dili dönmemek
disperse around v. çevreye dağılmak
be aligned around v. çevresine dizilmek
scatter around v. çevreye dağılmak
spread around v. çevreye yayılmak
be left around v. çevreye bırakılmak
wander around v. dolanıp durmak
wander around v. amaçsızca dolaşmak
wander around v. amaçsızca dolanmak
drive around v. araçla gezmek
(someone's world) collapse around him/her v. dünyayı başına yıkmak
travel around the world v. dünyayı gezmek
take a ride around v. gezip tozmak
go around naked v. çıplak dolaşmak
go around naked v. çıplak gezmek
roam around v. gezinmek
walk around naked v. çıplak dolaşmak
roam around v. aylak aylak dolanmak
roam around v. dolaşmak
look around v. sağa sola bakınmak
look around for a familiar face v. tanıdık bir yüz aramak
look around v. sağa sola bakmak
stare around v. sağa sola bakınmak
stare around v. sağa sola bakmak
scatter around v. etrafa savrulmak
disperse around v. etrafa savrulmak
scatter around v. çevreye yayılmak
not get along with the people around v. çevresi ile geçinememek
can not get along with the people around v. çevresi ile geçinememek
be unaware of what is going on around oneself v. dünyadan haberi olmamak
move around v. gezinmek
move around v. dolanmak
gad about around v. sürtmek
gad about around v. aylak aylak dolanmak
run around in circles v. boşa uğraşmak
go around in circles v. boşa uğraşmak
goof around v. aylak aylak dolaşmak
horse around v. oyalanmak
horse around v. vaktini boşa harcamak
fool around v. vaktini boşa geçirmek
horse around v. avare avare dolaşmak
goof around v. maskaralık etmek
horse around v. maskaralık etmek
fool around with v. bir hobi olarak (bir şey) ile ilgilenmek
fool around with v. ile oynamak
goof around v. vaktini boşa harcamak
goof around v. avare avare dolaşmak
goof around v. oyalanmak
be bandied around v. ağızdan ağıza dolaşmak
sit around the table v. masaya oturmak
kid around v. makara yapmak
twist (someone) around one's finger v. parmağında oynatmak
gather around v. etrafında toplanmak
mope around v. üzüntülü olmak
mope around v. amaçsızca dolanmak
mope around v. canı sıkkın olmak
get around somebody v. kafalamak
rotate around one's own axis v. kendi ekseni etrafında dönmek
turn around one's own axis v. kendi ekseni etrafında dönmek
walk around on the street v. sokakta dolaşmak
twist someone around one's little finger v. birini parmağında oynatmak
give somebody the run-around v. boynuzlamak
get the run-around v. boynuzlanmak
give somebody the run-around v. başından savmak
hang around v. sürtmek
hang around v. başıboş gezerek oyalanmak
have been around v. görmüş geçirmiş olmak
have been around v. çok deneyimli olmak
gaze around v. (bir şeylerin arasında) sevinç ya da şaşkınlıkla dolanmak
gaze around v. şaşkınlıkla çevresini incelemek
get around v. güvenini kazanmak
get around v. gönlünü yapmak
get around v. gönlünü etmek
get around v. başarmak
get around v. üstesinden gelmek
gaze around v. şaşkın şaşkın etrafa bakınmak
watch around v. etrafı seyretmek
look around v. etrafı seyretmek
look around v. çevresine bakınmak
scatter around v. etrafa saçmak
death (be) all around v. ölüm kol gezmek
piddle around v. aylaklık etmek
bring around v. düşüncesinden caymasını sağlamak
circle around v. yörüngesinde dönmek
bring around v. düşüncesini değiştirtmek
bring around v. inancından döndürmek
revolve around v. yörüngesinde dönmek
come around v. ayılmak
come around v. yüksekten atmaktan vazgeçmek
come around v. kendi görüşünden caymak
come around v. yelkenleri suya indirmek
cast around v. aranıp durmak
cast around v. sıkıntıyla aramak
build one’s whole life around his/her children v. bütün hayatını çocukları üzerine kurmak
mess around with v. düşüp kalmak
turn around v. geriye döndürmek
turn around v. geriye dönmek
walk around v. gezinmek
tour around v. etrafı gezinmek
walk around v. amaçsızca dolanmak
tour around v. turlamak
tour around v. tur atmak
rummage around v. arayıp taramak
look around v. çevreye bakınmak
whirl around v. kendi ekseni etrafında dönmek
grope around v. burnunu sokmak
order around v. emir yağdırmak
walk around v. etrafta dolanmak
nose around v. burnunu sokmak
walk around v. etrafta gezinmek
nose around v. kolaçan etmek
monkey around v. yaramazlık yapmak
grope around v. kolaçan etmek
muck around v. aylak aylak dolanmak
monkey around v. haylazlık etmek
monkey around v. oynamak
muck around v. başıboş dolaşmak
swing sword around v. kılıç sallamak
come around v. başkasının görüşüne uymak
ferret (around) in a bag v. çantasını karıştırmak
ferret (around) in a bag v. çanta karıştırmak
spread positive energy around v. çevresine pozitif enerji yaymak
spread negative energy around v. çevresine negatif enerji yaymak
jerk around v. birisine rahatsızlık vermek
jerk around v. birisinin vaktini çalmak
jerk someone around v. birisine rahatsızlık vermek
jerk someone around v. birisini oyalamak
jerk someone around v. birisinin vaktini çalmak
jerk around v. birisini oyalamak
poison around v. zehir saçmak
bring around v. yaşama döndürmek
bring around v. hayata döndürmek
disconnect with the world (around) v. dünyayla bağını koparmak
sit around table v. masanın etrafında oturmak
sit around table v. masa etrafında oturmak
revolve around the world v. dünya etrafında dönmek
revolve around the world v. dünya etrafında dolaşmak
travel around the world v. dünya etrafında dolaşmak
ask around about someone v. (farklı kaynaklardan) soruşturmak
bang someone around v. birisini dövmek/pataklamak
push around v. gözünü korkutmak
push around v. (birisini) sindirmek
push around v. kabadayılık etmek
boss around v. gözünü korkutmak
boss around v. (birisini) sindirmek
boss around v. kabadayılık etmek
walk around with a gun v. cebinde silahla dolaşmak
flash something around v. göstermek
fit around something v. bir şeyi sarmak/örtmek
entwine one's arms around each other v. kollarını birbirlerine dolamak
gather someone around oneself v. birilerini etrafında toplamak
group around something v. bir şey çevresinde toplanmak
guide someone around v. birine rehberlik etmek (çevreyi vb gezdirmek)
show someone around v. birine etrafı göstermek
travel around the country v. ülkenin dört bir yanını gezmek
hand something around v. elden ele vermek/dolaştırmak
stack them up and wrap rubber bands around them v. üst üste yığıp lastik bantlarla sarmak
see the kids around the swings v. çocukları salıncakların civarından görmek
throw one's arms around one's neck v. boynuna sarılmak
put/throw one's arm around someone's shoulder v. elini omzuna atmak
take someone around v. birine etrafı gezdirmek
get around to v. bir şey için zaman bulmak
clown around v. soytarılık etmek
whirl something around v. bir şeyi döndürmek
twist it around pull it down v. döndürüp aşağı çekmek
travel the dust around v. tozutmak ( odayı/belli bir ortamı)
put a fence around v. etrafına tel örmek
put a fence around v. etrafına çit örmek
put a fence around v. etrafını tel örgü ile kaplamak
drift around aimlessly v. amaçsızca dolanmak
feel comfortable around v. rahat davranmak
throw rubbish around v. yerlere çöp atmak
throw rubbish around v. etrafa çöp atmak
hang around at home on sunday v. pazar günü evde takılmak
spread around the world v. dünyaya yayılmak
widespread around the world v. dünyaya yayılmak
walk around together v. birlikte gezmek
slouch around v. yalpalayarak yürümek
loom around v. kol gezmek
loom around v. kol gezmek
help around the house v. ev işlerine yardım etmek
pass around the hat v. şapkanın içine para toplamak
pass around the hat v. bir grup insandan bağış toplamak
get around to v. vakit bulmak
moon around v. başıboş dolanmak
moon around v. hülyalı gezinmek
run around v. farklı şeyler ile meşgul olmak
run around v. başı kalabalık olmak
run around v. bir yerden bir yere gitmek
run around v. gezmek
put your arm around someone v. kolunu birinin omzuna koymak
hake (about/around) [scotland] v. avare dolaşmak
hake (about/around) [scotland] v. ağır adımlarla yürümek
hake (about/around) [scotland] v. serserice dolaşmak
scrounge (around) v. araştırma yapmak
scrounge (around) v. keşif yapmak
scrounge (around) v. bakınmak
scrounge (around) v. aranmak
scrounge (around) v. avlanmak
slush around v. bol miktarda dökülmek
slush around v. bolca sıçramak
slush around v. beceriksizce etrafa dökülüp saçılmak
putter around v. oyalanmak
putter around v. boş boş dolanmak
up and around adj. hastalıktan kalkmış
all around adj. dört taraftan
brought around adj. ikna edilmiş
all around adj. her yer
around-the-clock adj. gün boyu süren
all-around adj. her alanda başarılı
all-around adj. pek çok yeteneği olan
all-around adj. mükemmel
wrap-around adj. başa sarmalı
around-the-clock adj. gün boyu süren
around-the-clock adj. aralıksız devam eden
around-the-clock adj. ara vermeden yapılan
year-around adj. yıl boyunca aktif
year-around adj. yıl boyunca çalışan
year-around adj. mevsimsel olmayan
year-around adj. yıl boyunca açık
year-around adj. yıl boyunca hizmet veren
around the corner adv. yakında
around noon adv. öğleyin
around noon adv. öğle üstü
all around adv. fırdolayı
all around adv. çepeçevre
somewhere around adv. civarında bir yerde
all around adv. her tarafta
for many miles around adv. bütün civarda
all around adv. çepçevre
around here adv. bu civarda
all around adv. dağ taş
around the corner adv. eli kulağında
around the world adv. tüm dünyada
just around the corner adv. eli kulağında
all around adv. dört bir yanı
all around adv. dört bir tarafı
around the clock adv. tam gün devam eden
around the clock adv. gün boyunca
all around adv. dört yandan
all around the world adv. tüm dünya çevresinde