kale - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

kale



Sens de "kale" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 7 résultat(s)

Anglais Turc
General
kale n. mangır
kale n. lahana
kale n. para
kale n. kıvırcık lahana
kale n. lahana çorbası
kale n. karalahana
Botanic
kale n. kara lahana

Sens de "kale" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 27 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
kale fortress n.
kale castle n.
General
kale fastness n.
kale goal n.
kale tower n.
kale citadel n.
kale stronghold n.
kale keep n.
kale home n.
kale bastion n.
kale fort n.
kale castle n.
kale cafe n.
kale redoubt n.
kale closure [obsolete] n.
kale peece [obsolete] n.
kale strengthing n.
Military
kale stronghold n.
kale fortress n.
Sport
kale goal n.
kale den n.
Football
kale goal post n.
Baseball
kale base n.
kale sack n.
Chess
kale rook n.
Archaic
kale hold n.
kale strength n.

Sens de "kale" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 335 résultat(s)

Turc Anglais
General
iç kale keep n.
dış kale duvarı bailey n.
japonya'da bir kale şehri kokura n.
kale burcu bastion n.
dış kale bailey n.
kale vuruşu goal kick n.
kale kumandanı castellan n.
kale dizdarı warden n.
kale içi inner part of a fortress n.
kriket kale kazığı stump n.
kale üst direği crossbar n.
kumdan kale sandburg n.
kale çizgisi goal line n.
büyük kale fortress n.
dış kale duvarları baileys n.
kale kapısı portcullis n.
kale duvarı rampart n.
iç kale citadel n.
kale duvarındaki delik port n.
kale hendeği fosse n.
kale hendeği moat n.
kale duvarı bulwark n.
kale duvarını yıkma aleti petard n.
kale ağzı goalmouth n.
küçük kale gurry n.
iyi korunan yüksek kale hillfort n.
kale surları castle walls n.
kale burç bastion n.
kale arkası back-goal n.
(satranç) kale rook n.
küçük kale fortlet n.
kumdan kale sandcastle n.
büyük kale bastilla n.
şişme kale inflatable castle n.
kale avlusu bailey n.
kale muhafızı castellan n.
kale duvarı deliği crenel n.
bir tür kale suru rath n.
kale savaşı fortress war n.
kuzeydoğu iskoçya'da bir kale balmoral castle n.
ortaçağa ait kale veya hisar duvarının dışı veya bu duvarla çevrelenen boş alan ballium n.
ortaçağa ait kale veya hisar duvarının dışı veya bu duvarla çevrelenen boş alan bailey n.
şato/kale kumandanı alcade n.
şato/kale kumandanı alcaid n.
şato/kale kumandanı alcaide n.
şato/kale kumandanı alcayde n.
kale biçiminde inşa etme castellation n.
kale benzeri inşa edilmiş yapı castellation n.
kale muhafızı castle-guard n.
küçük kale castlet n.
kale muhafızı castleward n.
küçük kale chatelet n.
kale kumandanlığı castellany n.
kale muhafızlığı castellany n.
hanedan armalarındaki yuvarlak kale temsili tower n.
top ateşlemek için kale surunda veya siperinde açılan boşluk embrasure n.
koruyucu kale bastion n.
dört kale ile çevrili alan quadrilateral n.
bir yere girişi engelleyen veya kapatan kale blockhouse [obsolete] n.
özellikle kale duvarının tepesine inşa edilen sıra halinde ahşaptan geçici barınaklar bratticings [obsolete] n.
kale görevlisi burggrave n.
zapt edilemez kale gibraltar n.
kale duvarı munition [obsolete] n.
sulu kale hendeği rundel n.
kale muhafızı constable n.
kale kapısı portcluse n.
kumdan kale sand castle n.
hendeğin dibine kazılıp içinde yakılan ateşle kale savunması sağlayan siper coffer n.
kale duvarı semeri cordon n.
(tilt) kale sinkhole n.
küçük kale fortilage [obsolete] n.
küçük kale fortin n.
yıldız kale star fort n.
dış bölgesi açılı bir kale düzeni star fort n.
shropshire'da yer alan bir kale stokesay castle n.
(beyzbol) kale base n.
kale direği post n.
kale gibi yükselmek tower v.
kale almak take into consideration v.
kale hendeği ile kuşatmak moat v.
zaptolunmak (kale) fall v.
kumdan kale yapmak make a sand castle v.
kağıttan kale gibi çökmek collapse like a paper castle v.
kale çalmak steal a base v.
kale almamak take no account of v.
kale gibi korunaklı bir yere koymak castle v.
(fikirlerini, eleştirilerini) kale almamak by-pass v.
(buz hokeyi topuna) rakip kale çizgisini aşacak şekilde vurmak ice v.
kale ile korumak fortress v.
(kale) duvarlarını yıkmak slight v.
(kale) duvarlarını çökertmek slight v.
kale gibi very strong adj.
girilmesi imkansız (kale) impenetrable adj.
kale biçiminde yapılmış castellated adj.
kale gibi castellated adj.
kale hendekleriyle korunan moated adj.
kale hendeği ile kuşatılmış moated adj.
kale burçları gibi üstü açık crenellated adj.
asla ele geçirilmemiş (kale) maiden adj.
zorlanmamış (kale) maiden adj.
Phrasals
kale almamak reckon without v.
(ragbide) topu rakip takımın kale çizgisinin ötesine atarak gol atmak touch down v.
koşucuyu iki kale arasında sıkıştırarak oyun dışı bırakmak (beyzbolda) run down v.
kale almamak toss something off v.
bir şeyi kale almamak set something aside v.
Colloquial
şişme zıplama alanı (ev, kale şeklinde) jumpy [us] n.
(beysbolda) tam kale koşusu gerektirip topu saha dışına çıkaran vuruş dinger [us] n.
bir şeyi kale almamak hang something [uk] v.
Idioms
kumdan kale gibi olan şey rope of sand n.
ragbi ve futbolda topu kale çizgisinden çevirmek clear (one's) lines v.
kaleye giden topu kale çizgisinde durdurmak clear (one's) lines v.
kale çizgisi üzerinde ya da yakınında topa vurmak clear (one's) lines v.
kale almamak not care a hang (about something) v.
hiçbir şekilde umurunda olmamak/kale almamak/önemsememek not care a hang v.
hiçbir şekilde umurunda olmamak/kale almamak/önemsememek not give a hang v.
hiçbir şekilde umurunda olmamak/kale almamak/önemsememek not care two pins (about something) v.
hiçbir şekilde umurunda olmamak/kale almamak/önemsememek not care two straws (about something) v.
hiçbir şekilde umurunda olmamak/kale almamak/önemsememek not care two straws v.
kale gibi sağlam olmak be like fort knox v.
kale almamak not take a blind bit of notice v.
beyzbolda kale kapabilecek süreye sahip olabilmek için topa tüm gücüyle vurmak swing for the fences v.
kale gibi sağlam olmak be like fort knox v.
kale gibi güvenli olmak be like fort knox v.
hırsızlara karşı kale gibi olmak be like fort knox v.
kale gibi sağlam olmak be as safe as fort knox v.
kale gibi güvenli olmak be as safe as fort knox v.
hırsızlara karşı kale gibi olmak be as safe as fort knox v.
kale gibi sağlam olmak be as safe as fort knox v.
kale gibi güvenli olmak be as safe as fort knox v.
kale gibi sağlam olmak be like fort knox v.
kale gibi güvenli olmak be like fort knox v.
kumdan kale yapmak make bricks without straw v.
(birini/bir şeyi) kale almak take (someone or something) seriously v.
(birini/bir şeyi) kale almamak take no account of (someone or something) v.
kale gibi sağlam built like a tank adj.
kale direkleri arasında between the pipes adv.
kale direkleri arasında between the sticks adv.
kale gibi sağlam inşa edilmiş built like a brick shithouse expr.
kale gibi sağlam inşa edilmiş built like a brick outhouse expr.
Law
şehrin veya kasabanın savunulması için kale veya duvarların inşa edilmesine yapılan katkı burghbote n.
Politics
kale kumandanı kaid n.
kale avrupası fortress europe n.
Architecture
(antik yunan) hisar, kale, sığınak veya iç kale acropolis n.
kuzey afrika'da kale veya hisar casbah n.
kiliselerin veya kale burcundaki mazgallı siperlerin korkulukları arkasında bulunan düz geçit alure n.
kale girişini savunmak için kale geçidinin önüne inşa edilen kuleler ve yüksek duvarlar antemural n.
kale dış duvarı bail n.
kale duvarları ile çevrelenen avlu bail n.
ahşaptan yapılmış üstü çıkıntılı kale blockhouse n.
(ortaçağ'da) saray, kale veya malikanenin ana odası great hall n.
kale biçiminde yapılmış castled adj.
kale gibi castled adj.
Construction
güçlendirilmiş kale avlusu bawn n.
birbirine komşu iki kale burcu arasındaki cephe face of a place n.
kale hendeğinin dış tarafı counterscarf n.
kale hendeğinin dış tarafı counterscarp n.
Aeronautic
uçan kale flying fortress n.
Marine
kale mazgalı porthole n.
Botanic
(sebze) kale sprout n.
History
(antik yunan) hisar, kale, sığınak veya iç kale acropolis n.
kaleye bağlı topraklar ve o topraklar üzerinde kale kumandanının yetkisi (lordluk) castellany n.
roma tarihinde gözlem kulesi olarak kullanılan küçük kale castellum n.
kale kumandanı chatelain n.
kale muhafızı chatelain n.
kale kumandanı castellan n.
kale muhafızı castellan n.
ortaçağ'da inşa edilmiş müstahkem kale tower house n.
anglo-sakson toprak sahiplerinin orduya katılmak, kale ve köprüleri onarmaktan oluşan görevleri trimoda necessitas n.
anglo-sakson toprak sahiplerinin orduya katılmak, kale ve köprüleri onarmaktan oluşan görevleri trinoda necessitas n.
ispanya'nın granada kentinde yer alan bir kale ve saray alhambra n.
kale mazgalı murder-hole n.
(orta çağ hindistanı'nda) kale komutanı killadar n.
ingiltere'de bir kale berkeley castle n.
(eskiden ingiltere'de) kale veya kaleyle çevrelenmiş yerleşim yeri burh n.
Archaeology
antik roma'da kale duvarı agger n.
mısır'da kale yapımındaki bir kazı sırasında rastlantı eseri bir fransız askeri tarafından bulunmuş olan yazıt rosetta stone n.
kale duvarı mound n.
Geography
italya'nın kuzeyinde bir köy ve kale şehir canossa n.
iskoçya'da bir kale urquhart castle n.
ingiltere'de bir kale belvoir castle n.
ölü deniz'in batısında, güneydoğu israil'de yer alan eski bir kale yerleşimi masada n.
kanada'da bir kale louisbourg n.
isviçre'de bir kale chillon n.
iskoçya'da bir kale culzean castle n.
Military
kale duvarı rampier n.
kale burcu tower bastion n.
hendek veya sur boyunca uzanan koruyucu siper veya kale duvarı traverse n.
kale duvarı rampart n.
kale burcunda mazgallı siper battlement n.
uçan kale superfortress n.
kale çevresindeki hendeğin iç şevi escarp n.
kale meydanı esplanade n.
boğazın sonundaki kale debouch n.
kuşatma silahlarının kurulduğu geçici kale siegework n.
(tahkimat) kale burcuna doğru uzanan bölüm surface n.
mazgallı siperli (sur, kale) embattled adj.
kale yerine harp alanında savaşan fielded [obsolete] adj.
garnizon olarak kale görevinde in garrison expr.
Sport
buz hokeyi pistini ikiye bölen, kale çizgisine paralel kırmızı çizgi redline n.
devre arasından sonra yapılan kale/pota değişimi changeover n.
topa o anda sahip olan oyuncuya en yakın kale direği near post n.
(ragbide) kale çizgisi ile saha çizgisinin arasındaki alan touch-in-goal n.
ragbide kale çizgisi ile saha çizgisinin arasındaki alanın çizgisi touch-in-goal line n.
(ragbide) topu rakip takımın kale çizgisinin ötesine atarak gol atmak touch the ball down n.
(ragbide) topu rakip takımın kale çizgisinin ötesine atarak gol atmak touch down the ball n.
(ragbide) topu rakibin kale çizgisine geçirme try n.
rounders oyununda kale tut n.
krikette ortadaki ve kenardaki kale kazığı two leg n.
krikette ortadaki ve kenardaki kale kazığı middle and leg n.
defansif kale önü oyuncusu (avustralya futbolu) back pocket n.
kale ağı goal net n.
kale çizgisini geçiş (amerikan futbolu) touchdown n.
kale direkleri goal posts n.
ofansif kale önü oyuncusu (avustralya futbolu) forward pocket n.
(krikette) kale wicket n.
(beyzbol) kale yüzdesi slugging percentage n.
(beyzbol) kale ortalaması slugging average n.
kale bölgesi endzone n.
kale bölgesi end-zone n.
kale barikatı barrace n.
(krikette) topun ara sıra zıplamasına yol açan kale kicky n.
kriket kale kazığı wicket n.
(krikette) cover ve kale gerisi arasındaki bir saha pozisyonu extra cover n.
hücum eden takımın topu kendi kale çizgisinin arkasında düşürmesi ile gol yiyen takımın oyunu yeniden başlattığı top atışı safety kick n.
(kriket) vurucunun en yakınındaki kale direği leg stump n.
(kriket) kale benzeri küçük düzenek wicket n.
(kriket) kale arkasındaki rakip oyuncunun ardında gerçekleşen saha savunma pozisyonu long-stop n.
(kriket) kale arkasındaki rakip oyuncunun ardında gerçekleşen saha savunma pozisyonu long stop n.
(kriket) vurucunun en uzağındaki kale kazığı off stump n.
kale koşucusu runner n.
üç kale ve ana kale tarafından çevrelenen spor sahası infield n.
rugby sahasında kale çizgisinin çevrelediği bölüm in-goal n.
çim hokeyinde kale önündeki yarı dairesel alan circle n.
çim hokeyinde kale önündeki yarı dairesel alan striking circle n.
(ragbide) bir tür kale vuruşu dropout n.
(lakrosta) kale pipe n.
kale direği post n.
(amerikan futbolunda) kale çizgisini geçtikten sonra sayı yapma conversion n.
(amerikan futbolunda) ayakla vurulan topun kale direklerini birleştiren çubuğun üzerinden geçirilerek yapılan üç puanlık skor field goal n.
(buz hokeyi) kale önündeki koyu çizgili bölüm slot n.
(kriket) kale hazırlama bölümünün ortasında bulunan küçük kare alan square n.
(kriket) kale çevresindeki yapış yapış alan sticky wicket n.
beyzbolda topu kale levhasının kenarına gelecek ve sayıyla sonuçlanacak şekilde yollamak paint the black v.
krikette kale direklerini yerinden alarak günün oyununu bitirmek draw stumps v.
(topu) kale veya tahta çubuk atılan topla diğer toplarla arasında kalacak şekilde bırakmak wire v.
(kriket topunu) atış kolunun tersi yönünde kale kazıklarının üstünden atmak bowl over the wicket v.
(kriket topunu) atış koluyla aynı yönde kale kazıklarının etrafından atmak bowl round the wicket v.
(kriket) topu kale ve direkler arasından geçirmek için sopayı açılı tutarak vurmak draw v.
(amerikan futbolunda) kale çizgisini geçtikten sonra sayı yapmak convert v.
(savunma) kale alanı yakınında konumlanan short adj.
atılan topun top vurucunun kale kazığını kırdığı (oyundan çıkarılma şekli) bowled adv.
topa kale direğinden sahanın dışına doğru vurarak inside out adv.
kale vuruşu sog (shots on goal) abrev.
Football
kale sahası goal area n.
kale çizgisi goal line n.
kale direkleri goalposts n.
kale atışı goal kick n.
kale sahası çizgisi goal area line n.
kale hakemi goal judge n.
kale değiştirme goal change n.
kale direği goalpost n.
kale direkleri goal posts n.
kale üstündeki direk bar n.
hücum eden taraf topu kale çizgisine gönderdikten sonra savunmanın yaptığı vuruş goal-kick n.
topun kale direği ile arka direk arasındaki boşluğa girmesiyle atılan gol behind [australia] n.
topu vurarak kendi kale bölgesinden çıkarma clearing n.
(amerikan futbolunda) sahada kenar çizgisi ile rakip takımın kale çizgisinin oluşturduğu köşelerden her biri coffin corner n.
(ragbide) saha sınırlarını belirlemek için kale çizgilerinin gerisine paralel çizilen iki çizgiden her biri dead-ball line n.
hücum eden takımın topu kendi kale çizgisinin arkasında düşürmesi ile gol yiyen takımın oyunu yeniden başlattığı top atışı free kick n.
kale ağzına hızlı pas atmak whip in v.
Baseball
üçüncü kale third n.
üçüncü kale third base n.
atıcının ikinci kalede beklediği kale vuruşu two-bagger n.
atıcının ikinci kalede beklediği kale vuruşu two-baser n.
atıcının ikinci kalede beklediği kale vuruşu two-base hit n.
atıcının ikinci kalede beklediği kale vuruşu double n.
birinci kale first base n.
kale işareti plate n.
kale koşucusunun kaleler arasında koşarken durması gereken alan base path n.
beyzbol sahasındaki kaleler arasında kale koşucusu tarafından kullanılan alan basepath n.
kale koşucusu base runner n.
kale kenarında duran saha oyuncusu baseman n.
kale koşucusu baserunner n.
kale koşucusunun kayarak rakipten kaçması fadeaway n.
üçüncü kale koşucusunun sayı yapmak için vurucunun topa yavaş bir şekilde başarıyla vurmasını beklemesi safety squeeze n.
üçüncü kale koşucusunun sayı yapmak için vurucunun topa yavaş bir şekilde başarıyla vurmasını beklemesi safety squeeze play n.
vurucunun bulunduğu kale ile birinci ve üçüncü kaleler arasındaki dik açı ile belirlenmiş bölge fair territory n.
tam kale koşusu gerektirip topu saha dışına çıkaran vuruş home run n.
top tutucu veya atıcının hızlı atışını kale koşucusunun kale dışında yakalaması pick-off n.
kale koşucusunun yerine geçen yedek oyuncu pinch runner n.
kale kenarında duran saha oyuncusu plateman [rare] n.
ana kale köşesi corner n.
birinci kale first n.
ilk kale first n.
ilk kale yanında pozisyon alan iç saha oyuncusu first n.
ilk kale savunması first base n.
ilk kale yanında pozisyon alan iç saha oyuncusu first baseman n.
ilk kale oyuncusu first sacker n.
savunma oyuncusunun kale koşucusu veya vurucuyu oyun dışı bırakması putout n.
savunma oyuncusunun kale koşucusu veya vurucuyu oyun dışı bırakması put-out n.
iki kale arasında koşarken bayılmak run out v.
kale dışında olmak be off base v.
kale üstünden kavis çizmek break v.
kale koşucusunun sayı kalesine gitmesini sağlamak bring in v.
kale koşucusunun topa yavaşça vurarak sayıya doğru ilerlemesini sağlamak bunt v.
(tüm kale koşucuların skor yapmasını sağlayarak) kaleleri boşaltmak clean v.
kale kapabilecek süreye sahip olabilmek için topa tüm gücüyle vurmak swing for the bleachers v.
kale koşucusunu yönlendirmek coach v.
tam kale koşusu yapıp topu saha dışına çıkarmak park v.
(kale koşucusunu) tek kalelik vuruş ile ilerletmek single v.
(ikinci kalede beklenen kale vuruşunu, sayı vuruşunu) iyi başarmak slug v.
kale dışı off base adj.
kaleler arasında konumlandığı için yakalanmayan açık (kale koşucusu) off-base adj.
vurucunun kaleye ne sıklıkla ulaştığını belirten yüzde ile kale yüzdesinin toplamı ops (on-base plus slugging) abrev.
(beyzbol) oyuncunun isabet ettirdiği toplam kale sayısı slg (slugging percentage) abrev.
Chess
uzun menzilli bir taşın (fil, kale, vezir) rakip taşı tehdit ettiği bir durumda, tehdit edilen taşın arkasında daha değerli bir taşın bulunduğu açmaz pozisyonu skewer n.
vezir, kale veya filin saldırı hattındaki başka bir taşın çekilmesiyle yapılan şah mat discovered check n.
aşılmaz kale fortress n.
iki taraftan desteklenen (kale) connected adj.
Theatre
özellikle orta çağ veya rönesans fransası'nda sahnede dekor amaçlı kullanılan kale, mağara gibi doğal yapılar mansion n.
Archaic
kale duvarı rampire n.
kale muhafızı concierge n.
küçük kale peelhouse n.
iç kale peelhouse n.
kale duvarıyla çevirmek rampire v.
Slang
kale alınmayan gangster bg (baby gangsta) n.
kale alınmayan gangster baby gangsta n.
British Slang
kale direği woodwork n.
birini kale almamak def (someone) out v.
kale almamak dingy (scottish) v.
Star Wars
kale toprakları castle lands n.
gizli kale hidden fortress n.
kale (vallt) keep n.
kale (jelucan) the fortress n.
kale ucu (ayrılıkçı hapishanesi) the spire n.