knock knock - Turc Anglais Dictionnaire
Historique

knock knock

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Sens de "knock knock" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
knock v. kapı çalmak
knock-kneed adj. paytak
General
knock n. kapı çalınması
knock n. vuruş
knock n. küt
knock n. tak
knock n. çalma
knock n. darbe
knock n. dövme
knock n. eleştiri
a knock-down drag-out fight n. meydan kavgası
a knock-down drag-out fight n. şiddetli ağız kavgası
knock-off n. sahte
knock-on effect n. zincirleme etki
knock-off n. korsan eser
knock-off n. imitasyon
knock-off n. lisanssız ürün
knock-on effect n. ikincil etki
no-knock raid n. ani baskın (polis vb)
no-knock raid n. ani polis baskını
Knock down ginger n. zili/kapıyı çalıp kaçma oyunu
knock door run n. zili/kapıyı çalıp kaçma oyunu
dolly knock n. zili/kapıyı çalıp kaçma oyunu
knock knock ginger n. zili/kapıyı çalıp kaçma oyunu
knock knock joke n. tak tak kim var orda şakası
knock knees n. parantez bacak
knock knees n. çarpık bacak
postman's knock n. öpücük karşılığında sembolik mektupların alınıp verildiği bir çocuk oyunu
knock someone out v. yere yıkmak (birini)
knock v. sertçe eleştirmek
knock about v. hırpalamak
knock the door v. kapıyı çalmak
knock out v. nakavt etmek
knock out v. yormak
knock off v. fiyat kırmak
knock over v. çarpmak
knock down v. fiyat kırmak
knock v. tartaklamak
knock off a bank v. banka soymak
knock into a cocked hat v. mahvetmek
knock up v. uyandırmak
knock v. çarpışmak
knock into v. çarpmak
knock out v. yenmek
knock down v. indirmek (fiyatı)
knock around v. hırpalamak
knock around v. çıkmak
knock down v. sökmek
knock somebody out v. nakavt etmek
knock over v. yıkmak
knock about v. çıkmak
knock off v. soymak
knock off v. indirim yapmak
knock out v. çarpmak
knock repeatedly v. tak tak vurmak
knock off v. çırpıştırmak
knock at the door v. kapıyı çalmak
knock up v. sayı yapmak
knock down v. yere sermek
knock against v. çarpmak
knock somebody for six v. darbe vurmak
knock v. teklemek
knock somebody up v. çocuğu koymak
knock down v. mezatta çekici vurup malı son fiyatı verenin üzerine bırakmak
knock around v. gezmek
knock about v. tekrar tekrar vurmak
knock down v. yıkmak
knock back v. içmek
knock off v. kızlığını bozmak
knock out v. tıngırdatmak
knock something down v. yıkmak
knock v. kapıyı vurmak
knock up v. telaşlandırmak
knock about v. yalan söylemek
knock about v. şiddetle sarsmak
knock v. devirmek
knock somebody down v. yumrukla devirmek
knock down v. devirmek
knock back a drink v. tek atmak
knock someone up v. hamile bırakmak
knock out v. devirmek
knock out (someone) v. birini yere yıkmak
knock out v. öldürmek
knock off v. öldürmek
knock back v. mal olmak
knock something off the price v. fiyatta indirim yapmak
knock off v. becermek
knock over v. devirmek
knock back v. şaşırtmak
knock v. eleştirmek
knock on the door v. kapıyı çalmak
knock together v. birbirine çarpmak
knock v. tokuşmak
knock about v. tartaklamak
knock up v. para kazanmak
knock off v. düşürmek
knock one's head against the wall v. başını taştan taşa vurmak
knock off v. işi bırakmak
knock down v. yumrukla yere devirmek
knock off v. çalmak
knock together v. bir araya getirmek
knock against v. çarpışmak
knock back v. devirmek
knock back v. patlamak
knock v. kapıyı çalmak
knock about v. gezmek
knock up v. hazırlamak
knock together v. çarpışmak
knock over v. ezmek
knock v. çalmak
knock v. vurmak
knock over v. devirmek (birini/bir şeyi)
knock off a wallet v. cüzdan çalmak
knock someone's socks off v. şaşırtmak
knock the door v. kapı çalmak
(creditors) knock on one's door v. alacaklılar kapıya dayanmak
(creditors) knock on one's door v. alacaklıları kapıya dayanmak
knock v. kusur bulmak
knock galley-west v. yere sermek
knock at v. -i çalmak
knock on v. -i çalmak
knock on v. -e vurmak
knock at v. -e vurmak
knock about v. bulunmak
knock over v. çarpıp düşürmek
knock down v. vurup yere sermek
knock out v. yere yıkmak
knock down v. yok etmek
knock about v. ile ilişki kurmak
knock up v. çok yormak
knock about v. sürtmek
knock about v. olmak
knock on wood v. (nazar değmesin diye) tahtaya vurmak
knock against v. arabayla (ağaca vb) çarpmak
knock against v. toslamak
knock off v. paydos etmek
knock down the trees v. ağaçları devirmek
knock it off v. bir manevrayı tamamen iptal etmek
knock one’s teeth out v. birinin dişlerini dökmek
knock somebody unconscious v. birisini bayıltmak
knock in the head v. kafaya sert bir darbeyle yaşamına son vermek
knock v. pat pat etmek
knock v. çangırtı sesi çıkarmak
knock up [dated] v. yorgun düşmek
knock up [dated] v. güçten düşmek
knock up [dated] v. çalışmaktan bitap düşmek
knock up [dated] v. yıpratmak
knock up [dated] v. bıktırmak
knock up [dated] v. mağlup etmek
knock up [dated] v. perişan etmek
knock up [dated] v. devam edemeyecek kadar bitap düşmek
knock-kneed adj. yürürken dizleri birbirine çarpan
knock-kneed adj. çarpık bacaklı
knock-about adj. kaba saba
knock-about adj. gürültücü
knock-off adj. aşıran
knock-off adj. çalan
knock-off adj. sahte ürüne ait
knock-off adj. sahte ürünle ilişkili
knock-on adj. bir olay veya durumun dolaylı fakat kaçınılmaz sonucu olan
Phrasals
knock about v. örselemek
knock off v. çalışması durmak
knock out v. nakavt etmek
knock up v. hızlıca ayarlamak
knock about v. berelemek
knock up v. kapıyı tıklatarak uyandırmak
knock off v. vazgeçmek
knock out v. yere yıkmak
knock up v. bir araya getirmek
knock out v. hızlıca yapıvermek
knock off v. vurarak zorlamak
knock up v. birbirine çarptırmak
knock out v. çalışamaz hale getirmek
knock off v. döverek zorlamak
knock up v. ısınma antrenmanı yapmak
knock off v. istifa etmek
knock out v. mahvetmek
knock up v. davet etmek
knock off v. silip süpürmek
knock out v. yok etmek
knock off v. hızlıca yapıp bitirmek
knock up v. yaralamak
knock out v. yormak
knock up v. incitmek
knock off v. işten atmak
knock out v. perişan etmek
knock off v. atlayarak geçmek
knock up v. rahatsız etmek
knock out v. yanmış tütünü düşürecek şekilde (tütün çubuğuna) vurmak
knock off v. bir şeyler karalayıvermek
knock up v. karşılaşmak
knock off v. kesinti yapmak
knock up v. yüz yüze gelmek
knock off v. tutuklamak
knock off v. içeri tıkmak
knock off v. baskın yapmak
knock off v. katletmek
knock off v. üstesinden gelmek
knock off v. yok etmek
knock off v. halletmek
knock off v. kurtulmak
knock off v. elde etmek
knock off v. mideye indirmek
knock off v. sahtesini üretmek
knock off v. (birinin) ürünlerini taklit etmek
knock off v. (fiyatı) indirmek
knock around v. boşa vakit harcamak
knock someone out v. birini çok yormak
knock through something v. bir şeyi delip/kırıp geçmek
knock someone out v. birini yıpratmak
knock around v. boşa zaman harcamak
knock someone out v. birini bitap düşürmek
knock something out v. devre dışı bırakmak
knock away (at something) v. çarpıp/vurup durmak
knock out v. düşünemez hale getirmek
knock something out v. çalışamaz hale getirmek
knock about v. dövmek
knock against v. çarpışmak
knock up v. hamile bırakmak
knock against v. hızla çarpmak
knock off v. işi durdurmak
knock back v. mal olmak (pahalıya vb) patlamak
knock off v. kesmek
knock back v. mal olmak
knock about v. kaba davranmak
knock around v. oyalanmak
knock away (at something) v. sürekli vurmak/çarpmak
knock out v. şaşırtmak
knock about v. tartaklamak
knock someone down v. yere devirmek/sermek
knock down v. devirmek
knock down v. yıkmak
knock down v. düşürmek
knock down v. sökmek
knock down v. demonte etmek
knock down v. parçalarına ayırmak
knock down v. müzayedede satılmak
knock down v. müzayedede gitmek
knock down v. tokmak vurmak (müzayedede satılan parça için)
knock down v. fiyat düşürmek
knock down v. fiyat kırmak
knock someone or something down v. yere devirmek (güç kullanarak)
knock someone or something down v. vurup yere sermek/yıkmak
knock down v. çarpmak (para vb)
knock down v. aşırmak
knock down v. çalmak
knock down v. cebe indirmek
knock down v. yere sermek/devirmek (rüzgar vb)
knock down v. bir şeyi veya birini yıkmak
knock down v. bir yerden aşağı düşürmek/atmak
knock down v. seviyesini düşürmek/azaltmak
knock down v. değerini düşürmek/azaltmak
knock about v. sarsmak
knock about v. serseme çevirmek
knock about v. şiddet uygulamak
knock about v. vurmak
knock about v. bir planla, fikirle, görüşle ilgili konuşmak
knock about v. bir planla, fikirle, görüşle ilgili resmi olmayan bir konuşma yapmak
knock about v. bir planı, fikri, görüşü tartışmak
knock about v. oradan oraya seyahat etmek/taşınmak
knock about (somewhere) v. (bir yeri) dolaşmak
knock about (somewhere) v. (bir yeri) gezmek
knock about (somewhere) v. (bir yerde) aylak aylak gezinmek
knock about (somewhere) v. başıboş gezmek
knock about (somewhere) v. hovardalık etmek
knock about v. eziyet etmek
knock about v. kötü davranmak
knock about v. sert davranmak
knock about v. acımasız davranmak
knock about v. oradan oraya gezmek
knock about v. oradan oraya dolaşmak
knock around v. eziyet etmek
knock around v. kötü davranmak
knock around v. sert davranmak
knock around v. acımasız davranmak
knock around v. oradan oraya gezmek
knock around v. oradan oraya dolaşmak
knock about v. müzakere etmek
knock about v. üzerine düşünmek
knock around v. müzakere etmek
knock around v. üzerine düşünmek
knock around v. sarsmak
knock around v. şiddetle sarsmak
knock around v. serseme çevirmek
knock around v. şiddet uygulamak
knock around v. vurmak
knock around v. dövmek
knock around v. tartaklamak
knock around v. hırpalamak
knock around v. bir planla, fikirle, görüşle ilgili konuşmak
knock around v. bir planla, fikirle, görüşle ilgili resmi olmayan bir konuşma yapmak
knock around v. bir planı, fikri, görüşü tartışmak
knock around v. oradan oraya seyahat etmek/taşınmak
knock something out v. acilen bir şey ortaya çıkarmak
knock something out v. hızlıca bir şey yaratmak
knock something out v. hızlıca yazmak
knock something out v. hemen yazmak
knock something off v. hızlıca yazmak
knock something off v. hemen yazmak
knock down v. hızlı içmek
knock out v. (birine veya bir şeye) çarpmak
knock out v. (birini veya bir şeyi) sağa sola vurmak
knock (someone or something) to (something) v. (birini/bir şeyi bir şeye) vurmak/savurmak
knock (someone or something) to (something) v. (birini/bir şeyi bir şeye/yere) çalmak
knock (someone or something) to (something) v. (birini/bir şeyi bir şeye/yere) uçurmak
knock (someone or something) to (something) v. (birini/bir şeyi) birden (bir şeye/yere) atmak
knock (something) to (something) v. (bir şeyi) parçalara ayırmak
knock (something) to (something) v. (bir şeyi) paramparça etmek
knock something to someone v. bir şeyi birine isabet ettirmek
knock something to someone v. bir şeyi vurup birine çarptırmak
knock something to someone v. bir şeyi vurup birine denk getirmek/göndermek
knock against (someone or something) v. (biri/bir şey) hakkında geçerli bir eleştiri
knock against (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) bir kusuru/eksiği
knock against (someone or something) v. (birini/bir şeyi) itmek
knock against (someone or something) v. (birine/bir şeye) sürtünmek
knock against (someone or something) v. (bir şeyi birine/bir şeye) çarptırmak
knock against (someone or something) v. (bir şeyi birine/bir şeye) vurmak/vurdurmak
knock against (someone or something) v. (bir şeyi birine/bir şeye) bindirmek
knock against (someone or something) v. (birini/bir şeyi birine/bir şeye) hızla çarpmak/çarptırmak
knock against (someone or something) v. (birinin/bir şeyi birine/bir şeye) toslatmak
knock up against (someone or something) v. (birini/bir şeyi) itmek
knock up against (someone or something) v. (birine/bir şeye) sürtünmek
knock up against (someone or something) v. (birine/bir şeye) çarpmak
knock up against (someone or something) v. (birine/bir şeye) toslamak
knock up against (someone or something) v. (birine/bir şeye) bindirmek
knock on (something) v. (bir şeye) vurmak
knock on (something) v. (bir şeye) küt diye indirmek
knock on (something) v. (bir şeye) sertçe vurmak
knock on (something) v. (bir şeye) hızlıca vurmak
knock on (something) v. birinin (bir şeyine/yerine) vurmak
knock on (something) v. (birinin (bir şeyine/yerine) çarpmak
knock on (something) v. vurup (bir şeyinin) üstüne düşürmek
knock on (something) v. vurup (bir şeyinin) üzerine devirmek
knock on (something) v. çarpıp (bir şeyinin) üzerine düşürmek/devirmek
knock at (something) v. (bir şeye) vurmak
knock at (something) v. (kapıyı) çalmak
knock at (something) v. (bir şeye) çarpmak
knock away v. çarpıp/vurup durmak
knock away v. sürekli vurmak/çarpmak
knock away v. (kapıyı) çalıp durmak/ısrarla çalmak/sert şekilde çalmak
knock away v. uzağa fırlatmak/savurmak
knock away v. vurup uzaklaştırmak/savurmak
knock away v. çarpıp uzağa fırlatmak/savurmak
knock into (someone or something) v. (birine/bir şeye) çarpmak
knock into (someone or something) v. (birine/bir şeye) toslamak
knock into (someone or something) v. (birine/bir şeye) bindirmek
knock into (someone or something) v. (birine/bir şeye) çarptırmak
knock into (someone or something) v. (birine/bir şeye) bir şeyle çarpmak/vurmak
knock into (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üstüne düşürmek/itmek
knock into (someone or something) v. (birine/bir şeye) çarpmasına sebep olmak
knock into (someone or something) v. (birine/bir şeye) çarpıp/vurup bir şeye girmesine neden olmak
knock into (someone or something) v. (birine/bir şeye) çarpıp/vurup bir şeye sokmak
knock into (someone or something) v. (birine/bir şeye) çarpıp/vurup bir şeyin içine düşürmek
knock something off (of) someone or something v. bir şeye vurup/çarpıp birinden/bir şeyden düşürmek
knock out of v. vura vura çıkarmak
knock out of v. (bir şey) çıkana kadar vurmak
knock out of v. vura vura/döve döve söyletmek
knock through v. delip/kırıp geçmek
knock through (something) v. (bir şeyi) delip/kırıp geçmek
knock through (something) v. (bir şeyi) delip geçirmek
knock through (something) v. bir şeyi kuvvetle atarak (başka bir şeyi) kırıp/delip geçirmek
knock through (something) v. bir şeyi kuvvetle atarak (başka bir şeye) sokmak
knock through (something) v. birinin (bir şeyi) kırıp geçmesine neden olmak
knock through (something) v. (bir şeyi) kırıp birini diğer tarafa geçirmek
knock to v. -e vurmak/savurmak
knock to v. '-e çalmak
knock to v. '-e uçurmak
knock to v. '-e atmak
knock to v. '-i parçalara ayırmak
knock to v. '-i paramparça etmek
knock to v. '-e isabet ettirmek
knock to v. '-e çarptırmak
knock to v. '-e denk getirmek/göndermek
knock under (to someone or something) v. (birine/bir şeye) teslim olmak
knock under (to someone or something) v. (birine/bir şeye) boyun eğmek
knock under (to someone or something) v. (biri/bir şey karşısında) yenilgiyi kabul etmek
knock under (to someone or something) v. (biri/bir şey karşısında) pes etmek
Phrases
knock cold v. (birini) bayıltmak
knock on the door before entering expr. i̇çeri girerken kapıyı çalınız
knock on the door before entering expr. i̇çeri girmeden kapıyı çalınız
Colloquial
knock-on [uk] n. dolaylı etki sonucu ortaya çıkan şey
knock somebody dead v. aklını başından almak
knock at the front door v. ön kapıyı çalmak
knock up v. para kazanmak
knock somebody dead v. (birini) müthiş etkilemek
knock somebody dead v. (birisini) alt etmek
knock it off v. yapmayı kesmek
knock somebody dead v. (birisini) büyülemek
knock them dead v. (performansıyla/başarısıyla) birilerini soluksuz bırakmak
knock somebody dead v. (birinin) başını döndürmek
knock 'em dead v. (performansıyla/başarısıyla) birilerini soluksuz bırakmak
knock out v. vurup dışarı atmak
knock out v. belli bir sınırın dışına göndermek
knock out v. vurarak dökmek
knock out v. yarış dışı bırakmak
knock out v. diskalifiye etmek
knock out v. kullanılmaz hale getirmek
knock out v. etkisiz hale getirmek
knock out v. işlemez hale getirmek
knock out v. çok sayıda üretmek
knock out v. bolca üretmek
knock the starch out of (one) v. (birini) eşek sudan gelinceye kadar dövmek
knock the starch out of (one) v. (birini) öldüresiye dövmek
knock the starch out of (one) v. (birini) çok fena benzetmek
knock the starch out of (one) v. (birinin) ağzını burnunu kırmak/dağıtmak
knock the starch out of (one) v. (birini) açık ara farkla yenmek
knock the starch out of (one) v. tozunu attırmak
knock the starch out of (one) v. (birini) bozguna/hezimete uğratmak
knock the starch out of (one) v. (birini) tamamen geride bırakmak
knock the starch out of (one) v. (birinin) egosunu kırmak
knock the starch out of (one) v. (birinin) gururunu yerle bir etmek
knock the starch out of (one) v. (birinin) kibrini kırmak
knock the starch out of (one) v. (birini) küçük düşürmek
knock the starch out of (one) v. (birini) rezil etmek
knock the starch out of (one) v. (birini) bozum etmek
knock the starch out of (one) v. (birinin) gururunu incitmek
knock the starch out of (one) v. (birinin) gururunu yere sermek
knock the stuffing out of (one) v. (birini) eşek sudan gelinceye kadar dövmek
knock the stuffing out of (one) v. (birini) öldüresiye dövmek
knock the stuffing out of (one) v. (birini) çok fena benzetmek
knock the stuffing out of (one) v. (birinin) ağzını burnunu kırmak/dağıtmak
knock the stuffing out of (one) v. (birinin) kendine güvenini kırmak
knock the stuffing out of (one) v. (birinin) özgüvenini yerle bir etmek
knock the stuffing out of (one) v. (birinin) özgüvenini yıkmak
knock the stuffing out of someone v. birinin kendine güvenini kırmak
knock the stuffing out of someone v. birinin özgüvenini yerle bir etmek
knock the stuffing out of someone v. birinin özgüvenini yıkmak
knock the stuffing out of someone v. birinin gücünü kırmak
knock the stuffing out of somebody v. birine kendini ruhsal veya fiziksel olarak zayıf hissettirmek
knock the stuffing out of somebody v. birine kendini güçsüz hissettirmek
knock the stuffing out of somebody v. birine gücü/özgüveni alınmış gibi hissettirmek
knock the stuffing out of somebody v. birine kendini halsiz hissettirmek
knock someone bandy [australia] v. aklını başından almak
knock in v. sert bir darbeyle içine sokmak/atmak
knock in v. vurup içine sokmak/atmak
knock in v. bir yerine çarpmak
knock in v. bir yerinden vurmak
knock seven bells out of [uk] v. ağzını burnunu kırmak
knock up v. hızlıca bir araya getirmek
knock up v. geçici olarak bir araya getirmek
knock up v. hızlıca kurmak
knock up v. geçici olarak kurmak
knock up [uk] v. yatağından çıkarmak
knock up [uk] v. çağırmak
knock up [uk] v. bir adayın destekçilerini oy kullanmaya ikna etmek için seçim günü kapı kapı dolaşmak
knock (something) v. (bir şeyi) eleştirmek
knock (something) v. (bir şeyi) yargılamak
knock (something) v. (bir şeye) kusur bulmak
I’ll knock your block off! [uk] expr. kafanı kırarım!
I’ll knock your block off! [uk] expr. kafanı dağıtırım!
I’ll knock your head off! [uk] expr. kafanı kırarım!
I’ll knock your head off! [uk] expr. kafanı dağıtırım!
knock me some skin! expr. çak bir beşlik!
knock me some skin! expr. çak bakalım!
every knock is a boost expr. her darbe güçlendirir
knock it off expr. kesin şunu
knock it off expr. kes artık
knock yourself out expr. yap da görelim
don't knock yourself out expr. kendini çok yorma
don't knock yourself out expr. kendini perişan etme
don't knock it expr. yargılama
don't knock it till you try it expr. denemeden yargılama/karar verme
don't knock it till you try it expr. bilmeden yargılama/karar verme
don't knock it till you try it expr. denemeden hüküm verme
don't knock it till you try it expr. denemeden önyargılı davranma
don't knock it till you try it expr. önce dene, sonra karar ver/yargıla/eleştir
don't knock it till you try it expr. bilmediğin/denemediğin şey hakkında hüküm verme
don't knock it till you've try it expr. denemeden yargılama/karar verme
don't knock it till you've try it expr. bilmeden yargılama/karar verme
don't knock it till you've try it expr. denemeden hüküm verme
don't knock it till you've try it expr. denemeden önyargılı davranma
don't knock it till you've try it expr. önce dene, sonra karar ver/yargıla/eleştir
don't knock it till you've try it expr. bilmediğin/denemediğin şey hakkında hüküm verme
Idioms
knock-down-drag-out (us) n. ağız dalaşı
knock-down n. ciddi kapışma
knock-down n. ciddi kavga
knock-down-drag-out n. aşırı şiddetli kavga
knock-down-drag-out n. aşırı şiddetli tartışma
knock someone off stride [usa] v. (birinin) yürümeye veya koşmaya devam etmesine engel olmak
knock someone off stride [usa] v. şaşkına döndürmek
knock off stride [usa] v. (birinin) yürümeye veya koşmaya devam etmesine engel olmak
knock off stride [usa] v. şaşkına döndürmek
knock someone off his/her stride [usa] v. (birinin) yürümeye veya koşmaya devam etmesine engel olmak
knock someone off his/her stride [usa] v. şaşkına döndürmek
knock in the head v. sona erdirmek
knock in the head v. yenmek
knock in the head v. sinirlendirmek
knock in the head v. bozmak
knock (one's) head off v. kafasına geçirmek/vurmak/patlatmak
knock (one's) head off v. kafasını kırmak
knock the hell out of somebody/something v. pelte gibi oluncaya kadar dövmek
knock the hell out of somebody/something v. ayakta duramayacak hale gelinceye kadar dövmek
knock the hell out of somebody/something v. ağzı burnu kanayıncaya kadar dövmek
knock the hell out of somebody/something v. pestili çıkıncaya kadar dövmek
knock the hell out of somebody/something v. eşek sudan gelinceye kadar dövmek/pataklamak
knock the hell out of somebody/something v. pestilini çıkarmak
knock the hell out of somebody/something v. bir güzel benzetmek
knock the hell out of somebody/something v. ağzını burnunu kırmak/dağıtmak
knock the hell out of somebody/something v. beynini dağıtmak/patlatmak
knock the hell out of somebody/something v. canını çıkarmak